Maltepe Belediyesi’nin, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü için düzenlediği film gösterimini vatandaşlar, kedi ve köpek maması getirerek izledi. Toplanan 200 kilogram mama, ilçedeki sokak hayvanlarının beslenmesinde kullanılacak.

4 Ekim Hayvanları Koruma Günü Maltepe’de farklı bir etkinlikle kutlandı. Maltepe Belediyesi, Amerika’da büyük ilgi gören ve en çok izlenen Türk filmlerinden olan, Galata, Samatya, Kandilli ve Nişantaşı gibi İstanbul’un farklı semtlerinde yaşayan 7 kedinin hayat hikâyesinin anlatıldığı Ceyda Torun imzalı “Kedi” filmi için özel gösterim düzenledi. Hayvanseverler tarafından büyük ilgiyle karşılanan ve TIME dergisi tarafından 2017’nin en iyi 10 filmi arasında gösterilen belgesel filmin, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’ndeki gösterimi için bilet yerine mama getirilmesi istendi. Yapılan çağrıya vatandaşlardan büyük destek geldi ve 200 kilogram kedi ve köpek maması toplandı. Toplanan mamalar, ilçe genelinde sokak hayvanlarının beslenmesinde kullanılacak.

Sinemaya mama getirerek giren bir hayvansever, “Hayvanları seviyoruz, destek vermek için geldik. Onlarında yaşamaya hakları var. Maltepe Belediyesi’ne çok teşekkür ediyoruz. Çok güzel bir çalışma yapmışlar, destekliyoruz” dedi. konuştu. Başka bir hayvansever ise “Maltepe Belediyesi’ne teşekkür ediyorum. Hayvanlar bizim dostlarımız, bize karşılıksız sevgi veriyorlar. O yüzden onlara yardım etmeliyiz” şeklinde konuştu.

Kartal Belediyesi’nin ev sahipliğinde Kartal Belediyesi Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde 4 Ekim Hayvan Hakları Günü dolayısıyla fotoğraf sergisi açıldı. Hasat Derneği ve Kalmeder işbirliği ile gerçekleştirilen “Yürek Gözüyle” adlı sergide Kartal’da çekilen ve çoğunlukla sokak hayvanlarının yer aldığı fotoğraflar yer aldı. Serginin açılışına; Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Gökhan Yüksel, Kartal Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Adem Uçar, Veteriner İşleri Müdürü Mustafa Çoban, Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Dr. Dilek Kars’ın yanı sıra hayvanseverler katıldı.

4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Günü nedeniyle Kartal’da çok anlamlı bir sergi açıldı. Kartal Belediyesi’nin desteği ve Hasat Derneği ile Kalmeder (Kartal Lisesi ve Türk Kızılayı Anadolu Lisesi Mezunları Derneği) işbirliği ile gerçekleştirilen “Yürek Gözüyle” adlı sergide Kartal’da çekilen fotoğraflar yer aldı. 4 fotoğraf sanatçısının Kartal’ın sokaklarında çektiği hayvanların görüntülerinden oluşan serginin açılışında konuşan Kalmeder Başkanı Ali Aluç, 4 Ekim Hayvan Hakları Günü’nün 87 yıldır kutlandığını; ancak hala hayvanların çok acı çektiğini söyledi. İnsanların sokak hayvanları ile empati kurduğu zaman neler yaşadıklarını anlayabileceklerini belirten Aluç; sergideki fotoğrafların buna yardımcı olduğunu söyledi. Aluç’un ardından mikrofonu devralan Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Gökhan Yüksel ise hayvan haklarının korunması konusunda sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düştüğünü; ancak buna açık belediyelere de ihtiyaç olduğunu söyledi. Kartal Belediyesi olarak sivil toplum örgütlerinin yanında olduklarını kaydeden Gökhan Yüksel, böyle faaliyetlerin insanların daha duyarlı olmalarını sağladığını söyledi. Parklarda birkaç uygulama yaptıklarını, Veteriner İşleri Müdürlüğü’nde farklı tedaviler uygulandığını ve hayvan hakları konusunda her türlü işbirliğine açık olduklarını belirten Başkan Yardımcısı Gökhan Yüksel, çocukları ve gençleri bu konuda eğitmenin en büyük yatırım olduğunu söyledi.

Yaklaşık 40 fotoğraftan oluşan sergi, 1 hafta boyunca ziyarete açık olacak.

Çankaya Belediyesi ve TAKSAV işbirliğiyle gerçekleştirilen 1. Çankaya Kitap Buluşması binlerce kitapseverin katılımıyla sona erdi.

Çankaya Belediyesi ve Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) işbirliğiyle Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen 1. Çankaya Kitap Buluşması binlerce kitapseverin katılımıyla sona erdi. 35 yayınevi ve birçok yazarın sevenleriyle buluştuğu kitap fuarı, 7 gün boyunca 10 bin okuru ağırladı.

Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen fuara olan yoğun ilgiden memnuniyetini dile getirerek Çankaya Kitap Buluşması günlerinin gelenekselleşeceği sözünü verdi. 7 gün boyunca çeşitli etkinliklerin de düzenlendiği Kitap Buluşması günlerinde İbrahim Kaboğlu, Ercan Karakaş, Doğan Tılıç ve Faruk Bildirici gibi isimler söyleşi programlarında okurlarıyla buluşurken çok sayıda yazar da imza günlerinde sevenleriyle buluşma fırsatı buldu.

Çağdaş Sanatlar Merkezi’nin (ÇSM) kuruluşunun 20. Yılına özel sezonun ilk etkinliği olarak gerçekleştirilen 1. Çankaya Kitap Buluşması’na birçok okul da ziyaret gerçekleştirdi.

Dünyaca ünlü piyano virtüözü, UNICEF İyi Niyet Elçisi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solisti Gülsin Onay, Eskişehir’de Şef Patrick Souıllot yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası ile verdiği konserde, klasik müzikseverlere güzel bir akşam yaşattı.

‘Harika Çocuk’ olarak başladığı müzik yaşamını dünyanın önemli orkestraları ve şefleriyle çalışmalar yaparak sürdüren piyano virtüözü Gülsin Onay, güzel bir sonbahar akşamında Eskişehirli klasik müzikseverleri Kuzey Denizi ülkeleri bestecilerinin eserleriyle müziğe doyurdu.

Uluslararası alanda istisnai bir Chopin icracısı olarak kabul edilen Devlet Sanatçısı Gülsin Onay, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Sarayı’nda Şef Patrick Souıllot yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası ile konser verdi. Uluslararası müzik kariyeri Arjantin’den Japonya’ya uzanan bir coğrafyada, 64 ülkeyi kapsayan Onay konserinde Norveçli besteci Edvard Grieg’in: Piyano Konçertosu. la minör ve İsveçli besteci Wilhelm Stenhammar’in Senfoni No.1 adlı eserlerini seslendirdi.

Paris Konservatuvarı yüksek bölümünden 16 yaşında, “Premier Prix du Piano” kazanarak mezun olan ve Marguerite Long–Jacques Thibaud (Paris) ve Ferrucio Busoni (Bolzano) de dahil olmak üzere başlıca uluslararası yarışmalarda ödüller kazanan Gülsin Onay’ın sihirli parmaklarıyla verdiği konseri izleyenler sanatçıyı dakikalarca alkışladılar. Konser sonrası albümlerini imzalayan Gülsin Onay, hayranlarıyla fotoğraf çektirdi.

Maltepe Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi, Hayvan Hakları Federasyonu’nun (HAYTAP) ve Moda Sahnesi’nin, “Bremen Mızıkçıları” isimli müzikli çocuk oyununa ev sahipliği yaptı.

Doğanın korunması ve hayvan hakları konusunda faaliyet gösteren çeşitli derneklerin bir araya gelerek oluşturduğu HAYTAP’ın, geçtiğimiz yıl eğitim projesi kapsamında okullarda gösterimini yapmaya başladığı oyun, Maltepeli minik tiyatroseverler için sahnelendi. Turgay Yıldız’ın yazıp yönettiği ve müziklerini hazırladığı oyunun sahne tasarımını Bengi Günay, dans koreografisini Yeşim Coşkun üstlendi. Oyunda Barış Ayas, Doğukan Uludağ, Gözde Yıldırım ve İpek Ayşem Büyükakın rol aldı.

Lübnan ve Meksika asıllı olan Fransız genç piyanist Simon Ghraichy, Türk sanat dünyasının hayranı olduğunu ve Türk sanatçılarını çok sevdiğini belirtti.

Lübnan ve Meksika asıllı Fransız piyanist Simon Ghraichy, Ankara’da Erimtan Müzesi’ndeki konserinden önce verdiği röportajında Türk sanat dünyası için oldukça iyi sözlerde bulundu.

Farklı kökenlerden geldiğini ifade eden Ghraichy, “Birleşmiş Milletler gibiyim, Fransa, Lübnan ve Meksika vatandaşıyım. Babam Lübnanlı, annem Meksikalı, uzun zamandır Fransa’da yaşadık. Paris’te büyüdüm. Kendimi Fransız olarak görüyorum. Ancak yakın hissettiğim Lübnan ve Meksika kökenimden gurur duyuyorum.” dedi.

Köken farklılığının müzik etkisinde önemli bir farklılık yarattığını söyleyen  Fransız piyanist, “Fransa’da ve Avrupa’nın farklı üniversitelerinde klasik müzik eğitimi aldım. Ancak klasik Avrupa müzisyenlerine benzemek istemedim. Kendim yer edinmek ve farklı bir ses yakalayabilmek için çok bağlı olduğum ve saygı duyduğum Lübnan ve Meksika kökenimden esinlenerek müzik yapıyorum.” diyerek sözlerine devam etti.

Lübnan, Meksika ve Fransa müziği arasındaki farklıklara değinen Ghraichy, müziğine bu farklı kültürlerle renk kattığını ve bunun kendisi için bir ayrıcalık olduğunu söyledi.

Ghraichy, daha önce Türkiye’de iki kez tatil yaptığını ancak Fransız Kültür Merkezinin daveti üzerine ilk kez Türkiye’ye konser vermek için geldiğini anlatarak, “İlk defa müziğimi Türk dinleyicilere seslendiriyorum. İstanbul ve Adana’da konser verdim. Çok coşkulu seyirciler vardı, muhteşemdi. Benim için çok önemli bir tecrübe. Çok kısa süreliğine geldiğim için Türkiye’nin sadece bir bölümünü keşfedebildim.” dedi.

Türkiye’de çok iyi karşılandığını belirten Ghraichy, dünyaca ünlü besteleri Türk seyirciler için seslendirmek istediğini ifade etti.

Türk sanatına hayran kaldı

Türk sanatına olan hayranlığını dile getiren piyanist Ghraichy, “Türk müzik dünyasını ve Türk sanatçılarını çok seviyorum. Yorumcu ve besteci Fazıl Say gibi Türk sanatçıları yakından takip ediyorum. İleride, Say ile besteler seslendirmek istiyorum.” dedi.

Genç Türk piyanistlere tavsiyelerde de bulunan 33 yaşındaki Ghraichy, şunları kaydetti:

“Genç Türk piyanistlerin de bu karmaşık dünyada kendi özelliklerini ve kimlikliğini koruyarak yer edinmeleri gerektiğini düşünüyorum. Birçok Türk besteci olduğunu biliyorum. Arkadaşlarımdan biri de klasik Türk besteciler üzerinde tez çalışmalarını sürdürüyor. Çünkü bilinmeyen birçok Türk besteci var. Meksika ve Lübnan’da bilinmeyen bestecilerin eserlerini seslendirerek tanınmasına katkı sağlıyorum. Genç Türk piyanistlerin de benim gibi bilinmeyen Türk bestecilerin eserlerinin tanınmasına katkı sağlayacağından eminim.”

Avrupa Kuş Gözlem günü için 6-7 Ekim tarihlerinde Türkiye ve Kıbrıs’ta 21 farklı noktada etkinlik düzenleniyor.

Doğa Derneği’nin Türkiye ortağı olduğu Dünya Kuşları Koruma Kurulu’nun (BirdLife International) 1993 yılından beri gerçekleştirdiği Kuş Gözlem Günü etkinliğinde, 25 yıl boyunca bir milyondan fazla insan yetmiş üç milyondan fazla kuşu gözlemleme imkanı buldu. 25 yıllık bu geleneğin amacı, kuşların yılda iki kere gerçekleştirdiği uzun ve zorlu göç yolculuğuna dikkat çekmek ve yol boyunca karşılaştıkları zorluklara ayna tutmak.

Avrupa Kuş Gözlem Günü’ne bu yıl Avrupa’dan 19 ülke katılıyor. Türkiye ve Kıbrıs’taki etkinlikler, Doğa Derneği ortaklığıyla farklı illerdeki gönüllü topluluklar tarafından gerçekleştiriliyor. 6-7 Ekim tarihlerinden sonra tüm ülkelerin gözlem sonuçları toplanacak ve kuşların göç boyunca karşılaştığı zorluklara dikkat çekmek için yapılan bir çağrıyla dünya basınına taşınacak.

Türkiye’de bu sene etkinlik gerçekleşecek alanlar şöyle: Adapazarı, Alakır Vadisi Antalya, Ankara, Ayvalık, Beyşehir, Birecik, Bodrum, Çanakkale, Çorum, Denizli, Didim, Fethiye, Hasankeyf, Iğdır, İstanbul, İzmir, Karacabey Bursa, Kırklareli, Niğde, Rize. Kıbrıs’ta ise Mağusa’da kuş gözlem etkinliği yapılacak.

Konu hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç konu hakkında şunları söyledi: “Türkiye barındırdığı biyolojik çeşitlilik ve göçmen kuşların göç yolu olması açısından tüm dünyada çok önemli bir konuma sahip. 6-7 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek etkinliklerle herkesi göç yolundaki kuşların yaşamlarına dahil olmaya çağırıyoruz. Bu etkinliklere katılmak için kuşları çok iyi bilmek ve tanımak gerekli değil. Amacımız yüzümüzü göğe ve toprağa çevirmek. Çalıların arasına, denizlere, uçsuz bucaksız bozkırlara. Yılda bir kere olsun başımızı ekranlardan, kitaplardan, kendi var ettiğimiz dünyadan kaldırmak. Yüzümüzü başka canlıların renkli ve sakin yaşamlarına çevirip hayatı, bir de onların gözünden görmek. Doğayı okumayı ve yazmayı keşfetmek.Dünyayı kuş bakışı görmek için Avrupa Kuş Gözlem Günü’nde herkesi aramızda görmeyi diliyoruz”

Dünyaca ünlü arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu, 8 Ekim Pazartesi 20:00’de Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda sahne alacak.

Klasik müzik geleneğinden yetişen Türkiye’nin önde gelen arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu, geleneksel Türk müziği, doğaçlama, tango ve avangart türlerindeki çalışmaları ile de beğeni topluyor. Farklı müzik tarzlarını birleştiren Pancaroğlu, ‘Arya’ adını taşıyan konserinde Bach, Frescobaldi, Scarlatti gibi isimlerin yanı sıra Piazzola, Albeniz’den eserler icra edecek. Pancaroğlu, ‘Eski Bir Kartpostal’ ismini taşıyan eserinde izleyenlere keyifli dakikalar yaşatacak.

11 Ekim’e kadar sürecek ve 25 ülkeden 40 filmin gösterileceği Başka Sinema Ayvalık Film Festivali dün akşam düzenlenen açılış töreniyle başladı. Ceyda Düvenci’nin sunuculuğunu üstlendiği törende yönetmenler Mahmut Fazıl Coşkun, Banu Sıvacı, Osman Nail Doğan, Murat Düzgünoğlu, Çağla Zencirci, Merlyn Solakhan, Burak Çevik, Atilla Yücer ve Onur Ünlü, oyuncular Damla Sönmez, Bülent Şakrak, Hazar Ergüçlü, Ali Seçkiner Alıcı, Şencan Güleryüz, Tarhan Karagöz, Mehmet Başaran, Baran Şükrü Babacan, senarist Ebru Ceylan ve Yılın Yönetmeni Ödülü Danışma Kurulu üyelerinden yönetmen Emin Alper ve Fatih Özgüven başta olmak üzere sinemacılar biraradaydı.

Açılış gecesinde konuşan Festival Direktörü Azize Tan “Başka Sinema Ayvalık Film Festivali’nin ilkini tam anlamıyla imece usulüyle gerçekleştirdik. Dünyadan ve Türkiye’den sinemacı dostlarımız ve Ayvalıklılar’ın büyük desteğiyle hayata geçen festivalimizin güçlü bir programı, birbirinden değerli konukları var. Yıl boyu düzenlemeye devam edeceğimiz etkinliklerle Ayvalık’ı sinemacılar ve sinemaseverler için bir buluşma noktası haline getirmek en büyük hedefimiz. Sanatın birleştirici gücüne inancımız tam.” diyerek, festivalde emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. Festival programında Türkiye Sineması 2018: Kuşku ve Sorgulama ve Farklı Hikâyeler, Dünyanın Bin Bir Hali, Başka Kadınlar ve Açıkhavada Sinema başlıklı bölümlerde Cannes’dan Berlin’e,Locarno’dan Venedik’e uzanan festival yolculuklarının ardından Ayvalık’ta gösterilecek yerli ve yabancı çoğu ödüllü filmler seyircilerle buluşacak. Başrolün sinema olacağı festivalde film gösterimlerinin yanı sıra söyleşiler, paneller, üniversite öğrencileri ve çocuklar için atölyeler de yer alıyor.

Başka Sinema Ayvalık Film Festivali kapsamında bu yıl ilk defa verilen “Kariyo & Ababay Vakfı Yılın Yönetmeni Ödülü”ne Ahlat Ağacı filmiyle Nuri Bilge Ceylan layık görüldü. Nuri Bilge Ceylan’a ödül heykelciği ve 100.000 TL’likpara ödülünü takdim eden Kariyo & Ababay Vakfı kurucularından Sami Kariyo yaptığı konuşmada: “Sinema alanındaki ulusal ve uluslararası sanatsalbaşarıyı teşvik amacıyla oluşturduğumuz Kariyo & Ababay Vakfı Yılın Yönetmeni Ödülü’nü gelenekselleştirmeyi hedefliyoruz. Kurucu ve daimi sponsoru olduğumuz Başka Sinema, ana sponsoru olduğumuz Başka Sinema Ayvalık Film Festivali ve Yılın Yönetmeni ödülümüzle sinemaya bir nebze katkıda bulunabiliyorsak ne mutlu bize!” dedi.

Son bir yıl içinde uzun metraj sinema filmi ticari gösterime girmiş ya da ulusal ve uluslararası festivallerde yer almış olan yönetmenlerden birine üstün sanatsal başarısı için verilen “Kariyo & Ababay Vakfı Yılın Yönetmeni Ödülü”nü kazanan Nuri Bilge Ceylan yaptığı teşekkür konuşmasında “Kariyo & Ababay Vakfı’na çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum ve onur duydum. Sinemacılar olarak filmlerimizi çok büyük zorluklarla çekiyoruz.Kariyo & Ababay Vakfı’nı bu ülkenin sinemasının son zamanlarda başına gelmiş en güzel şeylerden biri olan Başka Sinema’dan dolayı çokça duyuyordum. Başka Sinema Ayvalık Film Festivali’nin de Ayvalık ve Ayvalıklılar için büyük şans olduğunu düşünüyorum. Çünkü kendimden de çok iyi biliyorum ki festivallerin insanın hayal gücünde değiştirici ve dönüştürücü bir gücü var. İzlenilen bir film insanı tamamen değiştirebilir. Festivallerde ters köşeye yatıran, hiç düşünmediğiniz anda kendinizden gizlediğiniz sırları bile sizin yüzünüze çarpan bir filmle karşılaşmak bir anda büyük kararlar aldırabiliyor insana. Bu yüzden bu festivalin de çok önemli olduğuna, bir takım gençlerin kanına gireceğine, onlara bir ışık göstereceğine inanıyorum. Bir işi kalıcı hale getirmek, başlatmaktan daha zordur. İnşallah uzun yıllar devam eder. Danışma Kurulu’na da filmimi önerdikleri için çok teşekkür ederim.Umarım bu ödül de festival de aynı kalıcılıkla devam eder” dedi. Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı filmi festival kapsamında 6 Ekim Cumartesi saat 20.30’da Vural Sineması’nda sinemaseverlerle buluşacak.

Açılış töreninin ardından Köpek Dişi, The Lobster ve Kutsal Geyiğin Ölümü filmleriyle son dönemin en kayda değer yönetmenlerinden olan Yorgos Lanthimos’un Venedik Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini kazanan son filmi Sarayın Gözdesi (The Favourite) Ayvalık Amfitiyatrosu’nun eşsiz atmosferinde açıkhavada izleyicilerle buluştu.

Festival Mekânları İzleyiciyle Buluşmaya Hazır!
Festival mekânlarında da hazırlıklar tamamlandı. Ayvalık mimarisinin tipik örneklerinden Ma’adra Binası iç mimar Fırat Aykaç’ın tasarımıyla sinema ve söyleşiler için özel olarak tasarlandı ve festival merkezine dönüştü. Festivalin diğer mekânlarından Sanat Fabrikası’nda bilet almak için gelen sinemaseverlerle festival havası yaşanmaya başladı. Ayvalık’ın bağımsız sinema salonu Vural Sineması ise izleyicilerle buluşmayı bekliyor.

Şükran Pekmezci’nin ‘Doğanın ve Hayatın İçinden Resimler’ sergisi 22 Ekim’de Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor.

Öykücü Burhan Günel’in ”Şükran Pekmezci’nin resimlerinde, çok renkli ve iyimser bir resimsel anlayışla resme dönüştürülmüş doğa görüntüleri ve onun içinde, adeta doğayla bütünleşmiş olarak toplumsal yaşamın içinden seçilip görüntülenmiş gerçeklikler yer alıyor.

Doğa görüntüleri resimlerin hemen hepsinde, toplumsal ya da bireysel figüratif görüntülerle karşıtlık ve / ya da birliktelik üzerine oturtulmuş bir ilişki içerisinde düzenlenmiş durumda.

22 Ekimde sanatseverlerle buluşmak üzere

Toplumsal görüntülerin içinde törenler, evlilik sevinçleri, yaslar, ortak sorunlar karşısında topluca tavır alışlar görülüyor” diye özetlediği Doğanın ve Hayatın İçinden Resimler sergisi 22 Ekim 2018 tarihinde Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi’nde izleyiciye sunuluyor.

Şükran Pekmezci Atay Çankırı doğumlu; resimlerinde daha çok doğduğu yörenin konularını ele alıyor.

Pekmezci’nin hem yurt içinde hem de yurt dışında çok sayıda sergide eserleri sergilendi.

Öğrencilerin tabiri yerindeyse geleceğini belirleyen sınavlarla olan mücadeleleri okula başladıkları andan itibaren hem öğrencilerde hem de ailelerde endişe ve kaygıya neden oluyor. Ancak özellikle liseye ve üniversiteye geçiş sınavları öncesinde bu endişe ve kaygı durumu had safhaya ulaşıyor. Eğer sizinde çocuğunuz bu yıl sınava girecekse mutlaka bu yazımızı okumalısınız.

Hemen hemen tüm öğrencilerde stres, endişe ve kaygı duygularının oluşmasına neden olan sınavlar, çocuğunuzun rutin hayatını etkiliyorsa dikkatli olmanız gerekiyor.

Eğitim hayatının 10. yılında Nar Sanat, olarak böylesine zorlu bir dönemde çocuğunuzun stresini ikiye katlayan bir ebeveyn olmaktansa çocuğunuza sanatla veya spor ile destek vermenizi tavsiye ediyoruz.

Bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırmalar, herhangi bir sanat dalı ile uğraşmanın veya  müzik aleti çalmanın inanılmaz nörolojik etkileri olduğunu ortaya koyarken, hiç bir enstrüman çalmayan ama düzenli olarak iki yıl boyunca müzik derslerine katılan (müzik dinleyen) çocukların konuşma ve yazma niteliklerinin benzerlerine göre belirgin bir şekilde arttığını da gösteriyor.

Sınava hazırlanan çocuğunuzda huzursuzluk, endişe, tedirginlik, sıkıntı, başarısızlık korkusu, çalışmaya isteksizlik, mide bulantısı, taşikardi, titreme, ağız kuruluğu, iç sıkıntısı, terleme, uyku düzeninde bozukluklar, karın ağrıları vs. bedensel yakınmalar, dikkat ve konsantrasyonda bozulma, kendine güvende azalma, kendini yetersiz ve değersiz görme, ders çalışmayı erteleme ve bırakma veya sınavı yarım bırakma,sınava girmeme gibi belirtiler bulunuyorsa mutlaka sanatın herhangi bir dalına mutlaka yönlendirmeniz gerekiyor.

Nar Sanat Eğitim Kursu’ndaki derslerimiz hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için 0212 570 80 68’i arayabilirsiniz.

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Özel Nar Sanat Eğitim Kursu olarak, müzik eğitimi alan tüm öğrencilerimize bu eğitimin temelinde bulunması gereken solfeji yani nota bilgisini ücretsiz derslerimizle sunuyoruz.

Bakırköy’de bulunan kursumuzda özel ders olarak piyano, keman, çello, gitar, bağlama, bateri, akordeon, flüt, kanun, saksafon, ud, klarnet ve şan eğitimleri verilirken, öğrencilerimizin müzik temellerinin de sağlam olması hedeflenmektedir.

Bu nedenle de kursumuzda müzik eğitimi alan öğrencilerimiz solfej gruplarımızda hem nota bilgisiyle ilgili bir adım daha öne geçebilme hem de öğrendiklerini pekiştirebilme imkanına sahip olmaktadır.

Neden solfej eğitimi bu kadar önemli?

Solfegirovanie – her nota denen şarkı söyleme. Onları intonal ve ritmik olarak doğru bir şekilde telaffuz etmek          önemlidir.

Müzikal dikteler. Bunların yerine getirilmesinin ilkesi, okuldaki yazım kurallarına benzerdir, sadece harflerin yerine müzikal işaretleri düzeltmek gerekir. Öğretmen bir klavye enstrümanı üzerinde bir melodi (bir dizi ses) çalar ve öğrenciler müzik notaları (sesler arasında kopmalar) yanı sıra boylarını ve sürelerini gözlemlerken, her şeyi notlarla kaydeder.

İşitsel analiz. Her müzisyen duydum müzik, onun ruh hali, tempo, ritmik özellikleri ve yapısı işitme doğasını belirlemek edebilmek için çok önemlidir.

İşte Özel Nar Sanat Eğitim Kursu solfej gruplarının gün ve saatleri:

  • Okul öncesi grubu Salı günleri saat 18.00
  • Yetişkin grubu Çarşamba saat 18.00
  • İlk-ortaokul grubu Pazar saat 18.15.