Bağlama Eğitmenimiz Murat Hasgün’ün, Türkiye Özel Okullar Derneği Egitim Teknolojileri Platformu’nun “Öğrenmeyi Dönüştüren Güç: Yapay Zeka” teması ile, 27 Nisan 2024 tarihinde Doğuş Üniversitesi Çengelköy Kampüsünde gerçekleştireceği 9. Eğitim Teknolojileri Konferansı #ETP24 te, “Müzik Derslerinde Web 2.0 Araçlarının Kullanımı” bir sunum gerçekleştireceği bilgisini paylaşmaktan mutluluk duyarız.

Şan eğitmenimiz Coşkun Nehir, Fatih Salgar ve Prof Dr. Kadircan Keskinbora’nın katılımlarıyla Türk ve Batı Müziği hakkında 26.3.2024 Salı günü saat 21:30’da online oturum gerçekleşecektir. Zoom’da gerçekleşecek olan toplantının bilgileri paylaşılmıştır. Poyraz Mavi Vatan Youtube Kanalından da takip edebilirsiniz. İyi seyirler dileriz.

 

Zeynep Özyağcılar’ın yazıp oynadığı ve Kayhan Berin’in yönettiği “En Güzel Parçam” isimli oyun 14 Şubat Çarşamba 20:00’de Bakırköy House Of Performance’da tiyatro severlerle buluşacak.

En iyi komedi müzikal oyuncusu, en iyi ışık tasarımı ve en iyi dekor tasarımı ödüllü ,Trajikomik danslı “En güzel parçam” adlı oyunumuz 2042 yılında, gelecekte geçiyor. Ev aletlerinin konuştuğu, İnsanların yapay zekalarla, robotlarla ve nadiren insanlarla ilişki kurduğu zamanlar. Aşkın, dostluğun tamamen ekran ardından kurulduğu, dokunmanın unutulduğu zamanlar… Baş karakterimiz Destina, hayatında öyle bir noktaya geliyor ki, tasvip etmediği halde bir yapay zeka satın alıyor. Bu öyle bir yapay zeka ki, Destina’nın tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlanmış. Peki aşk? Bu yapay zeka gerçek bir aşk yaşatabilir mi? Her ihtiyaca cevap verebilir mi? İnsana insan mı gerekli yoksa kendi ademini yaratmak mı her şeyin çaresi…Oyunumuzda bir kadının aşkla, dansla dönüşümüne tanık oluyoruz. Seyirci unutulmaz bir aşk hikayesi izlerken bir yandan Kadın ve erkeğe dair bir çok şeyi sorguluyor. Kadına dair baskı ve beklentiler gelecekte de geçerli olacak mı? Gerçek sevgi gerektiği zaman gitmeyi bilmek mi demek? Yoksa sahip çıkmak mı? Nedir gerçek? Eğer ortada gerçek bir iyiye doğru değişim varsa “gerçek” olması şart mı? Bu oyun tüm iyileştiren aşklara adanmıştır. Yeterince ağlamadık mı? Oyunda en güzel parçanızı bulmanız dileğiyle…

Yazan ve oynayan: Zeynep Özyağcılar Yönetmen: Kayhan Berkin Yönetmen yardımcısı: Gözde Çetiner Seslendirme oyuncusu/Oli: Ferdi Alver Ses/Efekt/Projeksiyon kumanda: Ümit Eşitmez, Dekor tasarımı: Başak Özdoğan Işık tasarımı: Ayşe Sedef Ayter Müzik:Orhan Enes Kuzu Kostüm: Elvan Tığlıoğlu Koreografi: İsmet Müftüoğlu, Tuncay Gürbüz, Zeynep Özyağcılar Afiş foto: Uğurtan Aydemir Oli Endüstriyel tasarım: Ekibiyle Gizem Boyacıoğlu Asistan. Sibel yağmur Alçı,Ceylan Yılmazcan Ekran ve seslendirme oyuncuları Buzdolabı: Erdal Özyağcılar  Kahve makinesi: Güzin Özyağcılar OS8 Yapay Zeka şirketi: Berna Laçin Anne: Zuhal Gencer Erkaya  Mehmet Akif: Fatih Sönmez Danışan Seval Tansöz:Gözde Çetiner  Haber spikeri: Aydın Şentürk Ceys: Ceysu Aygen  Cem: Burak Demir
Kaynak: Zeynep Özyağcılar

İstanbul’74’ün sunduğu “WE BELONG” başlıklı karma sergi 29 Kasım 2023 ve 15 Ocak 2024 tarihleri arasında Clubhouse Bebek’te randevu ile ziyarete açık olacak.


Toplumsal karmaşıklıkların ve zorlukların hakim olduğu mevcut küresel manzarada, “WE BELONG” bireyin bir yere, kültüre ve topluluğa ait olma yönündeki temel ihtiyacına dair bir keşif görevi görüyor. Sergi, kompleks toplumsal sorunlara farklı pencereler ve yaklaşımlar sunmayı amaçlayarak aidiyet, toplumsal bağlar ve topluluk kültürü ile ilgili sorgulamaları gündeme getiriyor.


Serginin kalbinde derin bir sorgulama yatıyor: Gerçekten ait olmak ne demek? “WE BELONG” sadece sanatsal bir arayış olarak değil; aynı zamanda bir eylem çağrısı olarak bizi karşılıyor.
Sergi; izleyiciyi sorgulamaya, tartışmaya ve tasavvur etmeye sevk ederek toplulukların ve çağdaş varoluşun özünü yeniden hayal etmek için yeni bir çaba yaratma görevini üstleniyor.

“WE BELONG”, aralarında Erol Akyavaş, Alper Aydın, Ekin Bernay, Burçak Bingöl, Belkıs Balpınar, Mike Berg, Cody Choi, Nejad Devrim, Osman Dinç, Burcu Erden, Ahmet Doğu İpek, Işıl Kapu, Sinan Logie, Robert Montogomery, Argun Okumuşoğlu, Anselm Reyle, Sarkis, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Kemal Seyhan, Bosco Sodi, Mehmet Ali Uysal, JR & José Parlà, Jorinde Voigt, Nejat Satı, NOHLAB and :mentalKLINIK’in yer aldığı sanatçıların eserini sunuyor. Sergide yer alan eserler, toplulukları canlandırmak, fiziksel mekanlar ve kültürlerin ötesinde bağ kurayı teşvik etmek için yeni etkileşim alanları yaratmayı amaçlıyor.

Kaynak: ISTANBUL’74

 

 

Gazeteci Vedat Açıkalın’ın “Kurtuluş Savaşı” adlı fotoğraf ve resim sergisi, Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde 30 Kasım’a kadar sanat severlerin ziyaretine açık olacak.

Uzun zamandır çektiği özel fotoğrafları sergilerde sanat severlerle buluşturan Açıkalın, İzmir Ödemiş Belediyesi’nin de destek verdiği bu sergisinde Kurtuluş Savaşı’nın izlerini bize sunarken Cumhuriyetin 100. yılı için çektiği fotoğraflara da yer veriyor.

Serginin açılış törenine Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Alev Coşkun da katıldı.

Sergide yer alan Kurtuluş Savaşı gazileri ve onların savaştan kalma eşyalarının fotoğrafları, tarihte izi kalan görsel notlar… Atatürk’ü çizdiği resimlerle birlikte ulu önderimizin Avustralya’daki heykelinden ve diğer şehirlerden heykellerinin fotoğrafları da sergide önemli bir yer tutuyor. Bu yılki 29 Ekim kutlamalarında çektiği fotoğraflar ise en yeni eserleri oluşturuyor.

Vedat Açıkalın, 50 yıl Avustralya’nın Sidney şehrinde yaşamış emekli bir İngilizce öğretmeni. Türkiye’de İngilizce öğretmenliği yaparken gittiği yedinci kıtada da mesleğini sürdürmüş. Yakın zamanda ise Türkiye’ye geri dönüş yapmış. Avustralya’da öğretmenlik yaptığı zamanlarda çeşitli etkinliklerde çektiği fotoğraflar medya kuruluşlarında yayımlanmasıyla birlikte bir taraftan da gazeteciliğe adım atmış. “Anadolu” adlı bir gazete çıkarmışlar. Hem Avustralya hem de Türkiye’de Anzak Günü anmalarına katılan Açıkalın’ın fotoğrafları geçmişte Türkiye’deki başka mekân ve şehirlerde sergiye dönüşmüş. Kurtuluş Savaşı sergisi, Açıkalın’ın Cumhuriyetin 100. yılında açmayı istediği bir sergi… Öte yandan Açıkalın, Anzaklarla ilgili bir kitabının hazırlıklarına da başladığını belirtiyor.

Necdet Neydim (yazar), Alev Coşkun, Vedat Açıkalın

Açılışta konuşan Alev Coşkun sergiyle ilgili düşüncelerini şu şekilde belirtti: “Vedat Açıkalın’ın uzun yıllar sabırla çalışarak yarattığı fotoğraflarla İstiklal Savaşı sergisi çok önemli bir sergi olarak ortaya çıkmaktadır. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bugünlerde bu serginin önemi çok büyük. Cumhuriyet kolay bir devrim değil. Bir öncesi var, onun öncesi de Kuvayı Milliye hareketidir. Bu sergi, Kuvayı Milliye ruhunu açıkça ortaya koymaktadır. Kendisini tebrik ediyoruz. Genç kuşaklara da serginin önemini belirtmek istiyoruz.”

Kaynak: (cumhuriyet.com)

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2023-2024 sanat sezonunda 476 tiyatroya toplam 55 milyon lira destek vereceğini açıkladı.

Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu başkanlığında, Bakanlığa bağlı sanat kurumlarının genel müdürleri ve komisyon üyelerinin katılımıyla “Özel Tiyatrolara Maddi Destek Değerlendirme Komisyonu” toplantısı düzenlendi.

Özel tiyatroların yardımlardan yararlanmak üzere 2023-2024 sanat sezonu için yapılan başvuruları değerlendiren komisyon, başvurusunu eksiksiz tamamlayan bütün tiyatrolara destek verilmesini kararlaştırdı.

Bu kapsamda, 77 geleneksel tiyatro, 95 çocuk oyunu tiyatrosu ve 304 profesyonel olmak üzere 476 tiyatroya toplam 55 milyon lira destekte bulunulacak.

Destekle özel tiyatro salonlarının sanat hayatına katkısının artırılması ve devamlılığının sağlanması, tiyatro alanında kayıtlı istihdamın özendirilmesi ve son yıllarda olduğu gibi başvurularda daha çok Türk yazarlara ait oyunların tercih edilerek Türk tiyatrosunun gelişmesine katkı sağlanması hedeflendi.

Bakanlığın maddi destek sağladığı özel tiyatrolara Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünün resmi internet sitesinden ulaşılabilecek.
Kaynakça: Anadolu Ajansı

 

Atatürk Haftası, 10 Kasım 1938 günü saat 09:05’te yaşamını yitiren Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına düzenlenen; onun yurtseverliği, inkılap ve ilkelerinin anlatıldığı, radyo ve televizyonda Atatürk’ün konuşmalarının kendi sesinden dinletildiği, Atatürk’le ilgili filmlerin gösterildiği haftadır. 10-16 Kasım tarihleri arasına karşılık gelir.

10 Kasım günü Anıtkabir ziyaret edilmekte, başkent Ankara’da resmi tören yapılmaktadır. Türkiye’nin genelinde de yas tutulmaktadır. Her yıl 10 Kasım günü, saat 09:05’te trafikteki arabalar durur ve 4 dakika korna çalarak anma etkinliklerine destek verirler. Ayrıca, tüm bayraklar 10 Kasım günü yarıya indirilir.

Atatürk’ün Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selanik’te Koca kasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi’ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır. Atatürk’ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule 1956 yılına kadar yaşadı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu ev, Selanik

Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi’nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteği ile Şemsi Efendi Mektebi’ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti. Bir süre dayısının Çiftliği’nde kaldıktan sonra Selânik’e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesi’ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye’ye girdi. Bu okulda Matematik öğretmeni Mustafa Bey adına “Kemal” i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdâdi’sini bitirip, İstanbul’da Harp Okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi’ne devam etti. 11 Ocak 1905’te yüzbaşı rütbesiyle Akademi’yi tamamladı.

Mustafa Kemal Mekteb-i Harbiye’de, İstanbul, 1901

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1911 yılında İtalyanların Trablusgarp’a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911’de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı.

 

Trablusgarp 1912

 

Ekim 1912’de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır’daki birliklerle savaşa katıldı.
1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı’nda, Mustafa Kemal Çanakkale’de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez! ” dedirtti. 18 Mart 1915’te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası’na asker çıkarmaya karar verdiler.

Gelibolu, Çanakkale 1915

Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf Devletleri’nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. 22 Haziran 1919’da Amasya’da yayımladığı genelgeyle “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını ” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantıya çağırdı.

Erzurum Kongresi için hazırlıklar yapılırken, Erzurum, 1919

23 Temmuz – 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu.

TBMM’nin açılışı, Ankara, 1920

Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’i işgali esnasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması’nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu’nu paylaşan I. Dünya Savaşı’nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye – ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.

Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’yla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşması’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.

23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM’nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu müjdelenmiştir.13 Ekim 1923’te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, Atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi.

Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox’a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği’ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı.

Gazi Orman Çiftliği, Ankara, 1929

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gazi Orman Çiftliği, Ankara, 1929Bütün hayatı mücadele içinde geçen Atatürk’ün 1937 yılının sonlarına doğru sağlığı bozulmaya başladı. Buna rağmen o dönemde yoğun bir biçimde bitmeyen bir heyecanla Hatay’ın ana vatana dâhil olması için çalıştı. Kendisinde mevcut karaciğer yetmezliği Ocak 1938’de daha da belirginleşti. 10 Kasım 1938 saat 9.05’te yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yumdu. Atatürk’ün naaşı, Dolmabahçe Sarayı salonunda özel bir katafalka yerleştirildi.

Dolmabahçe Sarayı, İstanbul, 1938

Türk bayrağına sarılı ve başında silâh arkadaşlarının nöbet tuttuğu mukaddes tabut, üç gün müddetle milletin ziyaretine bırakıldı. Cenazenin Ankara’ya nakil işlemi 20 Kasım’da gerçekleştirildi. 21 Kasım’da büyük törenle Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine kondu. Cenaze törenine bütün dünya devletleri özel temsilciler gönderdi. Çanakkale’de ve diğer muharebelerde ona karşı savaşmış yabancı generaller törende bilhassa dikkati çekiyordu. Atatürk’ün naaşı, 10 Kasım 1953 tarihinde yapılan büyük bir devlet töreni ile Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabirden alınarak Anıtkabir’deki ebedî istirahatgâhına gömüldü.

Atatürk’ün naaşı hitabet kürsüsünde, Ankara, 1953

Kaynakça: Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet ÇAY. ”Atatürk’ün Hayatı”. 2009.
https://ata.msb.gov.tr/ 

Resim Eğitmenimiz Sanatçı Asiye YÜCE‘nin dahil olduğu karma  sergi bugün açılıyor.

Evrensel bir değer olan sanatın daha geniş kitlelere yayılması amacıyla faaliyetlerini sürdüren İyilik İçin Sanat Derneği, Artweeks@Akaretler’in 8. edisyonu kapsamında hazırladığı sergiyi sanatseverlerle buluşturdu.

 

İyilik İçin Sanat Derneği, geliştirdiği projelerde yer alan sanatçıların birbirinden değerli eserlerini, pek çok sanatseveri, sanatçıyı ve koleksiyoneri bir araya getiren Artweeks@Akaretler’in 8. edisyonunda sergilemeye başladı.

İyilik İçin Sanat Derneği, 37-39 Numaralı Binada

Sanatın farklı disiplinlerini tek bir çatı altında buluşturarak izleyicilere çeşitli bakış açıları sunmayı hedefleyen sergide, 13 sanatçının resim, heykel, video ve dijital sanat gibi farklı disiplinlerden 37 adet eseri yer alıyor. İyilik İçin Sanat Derneği’nin projelerinde yer alan sanatçıların çalışmaları, 37-39 numarada sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.

Sergide yer alan eserlerin, sanatın değişik formlarını, duygu yüklü anlatımlarını ve özgün bakış açılarını bir araya getirerek zengin bir deneyim sunduğunun altını çizen İyilik İçin Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selin Bozkurt, “Sanatın iyileştirici ve birleştirici gücüne inanan bir sivil toplum kuruluşu olarak faaliyetlerimizi “iyilik” teması üzerinden sürdürmeye devam ediyoruz. Yetenekli sanatçıları ulusal ve uluslararası sanat camiasında desteklemeye yönelik projeler geliştirerek, genç sanatçıların sanat piyasasında görünürlüklerine ve bilinirliklere katkı sağlıyoruz.

Her geçen yıl etkileşim gücünü artıran Artweeks@Akaretler organizasyonunda da istikrarlı bir şekilde yer almak bizler için çok değerli. Bu kapsamda da Bilgili Holding ev sahipliğinde Artweeks@Akretler’in organizasyonunu üstlenen Sabiha Kurtulmuş’a ve organizasyonun küratörü Begüm Güney’e katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Birbirinden kıymetli sanatçılarımızın oluşturduğu bu sergi ile sanatın gücünü ve etkisini topluma ulaştırma misyonumuz doğrultusunda geniş kitlelere sesleniyoruz. Genç sanatçılarımızın eserleri, yeni bakış açıları ve ilham verici mesajlarla dolu. Onların katkısı, sanatın evrensel niteliğini daha da zenginleştiriyor.” dedi.

İyilik İçin Sanat Derneği’nin Artweeks@Akaretler’deki sergisinde eserleri yer alan sanatçılar şu şekilde: Alla Güner, Artağan Pektaş, Asiye Yüce, Dilan Kapar, Elvan Akcan Güven, Emir Furkan Tekkalmaz, İrem Öztürk, Kerem Topuz, Loya Kader Öztürkmen, Nida Nur Erdoğan, Ozan Alpay, Rabia Yıldırım ve Şimal Bilgiç.

 

İyilik İçin Sanat Derneği’nin Artweeks@Akaretler’deki sergisi, 16 Kasım tarihine kadar Pazartesi günleri hariç ücretsiz olarak görülebilir. Sergi, aynı zamanda dijital olarak www.iyilikicinsanat.org web sitesinden de takip edilebiliyor.

Resim Sanatçısı ve eski Resim Eğitmenimiz Yasemin YAR  eserlerini Odd Art Space/ Tekirdağ sergi salonunda  diğer sanatçılarla birlikte karma sergide eserlerini sergiliyor.

Sanatçı Yasemin Yar’ın sergide yer alacak bir kaç eseri.

 

 

Tekirdağ’ın ilk bağımsız sanat mekânı Odd Art Space, 3 – 30 Kasım 2023 tarihleri arasında “prelapsarian” isimli karma sergiye ev sahipliği yapıyor! Batuhan Daşdemir, Büke Sırt, Eylül Civelek, Cemile Çolak, Furkan Akhan, İrem Nur Taşkın, Pınar Yün, Şevket Sönmez ve Yasemin Yar’ın çalışmalarını bir araya getiren sergi, doğum öncesi,
masumiyet dönemi gibi anlamlara gelen ‘prelapsarian’ kavramını odaklanıyor.

Sergi Hakkında:

Doğum öncesi, masumiyet dönemi gibi anlamlara gelen ‘prelapsarian’ kavramı ‘sanat’ üretimi alanında çaba gösteren her insanı dolaylı ve dolaysız yollardan ilgilendirmektedir. Gündelik dilin ve bize sunulan bütün verili iletişim araçlarının kendimizi ifade etmede yetersiz kalışı, yaşamın kendisinin yetersizliği ile buluştuğunda
ortaya çıkan çelişkili duruma çözüm yollarından ilk akla geleni sanat olmaktadır.

Kökenlerini teolijieden almasına karşın bu kavram antropoloji, sosyoloji ve dilbilim gibi alanlarda işlevsel bir nitelik kazanmıştır. Teolojide Tanrı, henüz masumiyet çağındaki insandan ‘şey’leri adlandırması için bir dil icat etmesini ister, bu dil insanın cennetten kovulmasıyla kaybolmuştur. Paul Auster’ın ünlü romanı New York Üçlemesi’nde Henry Dark takma adıyla The New Babel isimli kitapçık yazan bir dilbilimci karakteri vardır. Bu kişi ‘insanın düşüş’ünü geri almanın, cennet bahçesinde konuşulan dili geri hatırlamak yoluyla olabileceğini iddia ederek oğlunu dokuz yıl boyunca iletişimden uzak, küçük, ışıksız ve izole bir odada büyütür. Kendi teorisine göre dünya dilleriyle büyümeyen bu çocuk sonunda eşyanın özünü aktaran gerçek masumiyet çağı dilini konuşacak ve artık kelimeler ve şeyler (Michel Foucault) arasındaki mesafe ortadan kalkacaktır.

Elbette söz konusu olayda sonucun bir felaket halini alması kaçınılmazdır ancak burada ulaşılmak istenen nihai nokta bize sanatçıların sonsuz çabalarının kaynağı hakkında bir fikir vermektedir. Bu sergide yer alan sanatçıların üretimleri de bu bağlamda incelenebilir, eğitim hayatının içinden gelerek sanat üretmeye yeltenmek kendi içinde olumlu ve olumsuz yanlar taşıyan çetrefilli bir süreçtir. Okul ortamlarını Henry Dark benzeri sembolik iktidar odaklarının toplumsal mühendislik projelerinin parçaları şeklinde düşündüğümüzde İstanbul’da ‘sanat eğitimi’ veren iki ayrı kurumda belli sürelerle ‘kapalı’ kalan sanatçıların bir araya gelmesi ve bu konuyu vurgulaması ayrı bir anlam kazanıyor.

Sergi Mekanı : Odd Art Space, Tekirdağ Sahili, Hamamaralığı Sokak, No: 20 Süleymanpaşa/Tekirdağ

AKM’nin yaptığı açıklamaya göre, İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Opera ve Balesi ile Tekfen Filarmoni, Cumhuriyet’in 100. yılına özel hazırladıkları programlarla sanatseverle buluşacak.

Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosunun 100. yıl için hazırladığı “1923’ten Sonsuza: İkinci Yüzyıla Merhaba” konseri, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş döneminde müzik kültürünü iki devir arasında taşıyan sanatçıların eserlerinden oluşuyor.

Mehmet Güntekin yönetiminde Tiyatro Salonu’nda gerçekleşecek konser, 22 Ekim’de 11.30’da başlayacak. Hakan Hataylı ve Neval Güleç’in solist olarak yer alacağı konserde, Cumhuriyet’in ilan edilişine özel bestelenen bir eser de seslendirilecek.

İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO), 27 Ekim’de “Cumhuriyetimizin 100. Yılı” başlıklı konser verecek. Konserde sahne alacak olan piyanist Can Çakmur, Dmitri Shostakovich’in “İkinci Piyano Konçertosu”nu icra edecek.

İngiliz şef Howard Griffiths yönetimindeki topluluk, aralarında Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin ve Ferit Tüzün’ün bulunduğu bestecilerin eserlerini AKM Tiyatro Salonu’nda seslendirecek.

İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu, 27 Ekim’de Cumhuriyet’in 100. yılında Cumhuriyet ile ilgili bir repertuvarla sahneye çıkacak. AKM Müzik Platformunda gerçekleşecek konserde Elif İnce ve Gediz Çoroğlu solist olarak sahnede yer alacak.

Şef Aziz Shokhakimov liderliğindeki Tekfen Filarmoni, 28 Ekim’de Tekfen Vakfının desteğiyle yazar Mehmet Altun’un arşivlerde ve sahaflarda yaptığı araştırmalar sonucunda ulaştığı İstiklal Marşı’nın yazılma hikayesini sanatseverlerle paylaşacak.

İstiklal Marşı’nın öyküsünü tiyatro yönetmeni Yiğit Sertdemir sahneye uyarlarken, Meclis’teki tartışmaları, Tunalı Hilmi ya da Garp Ordusu Erkan-ı Harbiyesi Komutanı İsmet İnönü’nün sözlerini ise Ceyda Düvenci, Mert Fırat ve Sertdemir yorumlayacaklar.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) Cumhuriyet’in 100. yılını marşlar ve türkülerle büyük bir coşkuyla kutlayacak.

Türk Telekom Opera Salonu’nda 29 Ekim’de gerçekleşecek “Cumhuriyet’in 100. Yıl Konseri” programında, Cumhuriyet’in yetiştirdiği bestecilerin eserlerinden oluşan bir seçki seslendirilecek.

İDOB Orkestrası’nı İbrahim Yazıcı, İDOB korosunu ise Volkan Akkoç yönetecek. Konserde Ceren Aydın, Elif Tuğba Tekışık, Serkan Bodur, Emre Güngör ve İlke Kodal solist olarak yerlerini alacaklar.

Etkinliklerin detaylarına “akmistanbul.gov.tr” adresinden ulaşabilirsiniz.

Kaynak:(dünya.com)

Türkiye’nin en önemli film festivallerinden biri olan 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında düzenlenen Onur Ödülleri gecesi, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Sunuculuğunu Gani Müjde’nin üstlendiği tören, festivale katılan filmlerin tanıtımıyla başladı.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, törende yaptığı konuşmada, Adanalıların sanata ve sinemaya büyük ilgi duyduklarını belirtti. Karalar, Adana’nın sadece sinemada değil, tiyatro, edebiyat ve diğer sanat dallarında da önemli sanatçılar yetiştiren bir şehir olduğunun altını çizdi. Kendisinin de bir Adanalı olarak bu kenti temsil etmekten büyük onur duyduğunu söyleyen Karalar, “Bizi onurlandıran sanatçıları unutmadık. Olağanüstü oyunculuk kabiliyeti ve önemli yapıtlarıyla sinemaya damgasını vuran iki değerli sanatçıya bugün onur ödülü verdik. Altın Koza, Türkiye’nin Oscar’ıdır” dedi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar

Bu yılki onur ödüllerin sahipleri;  usta oyuncularımız Cihan Ünal ve Perran Kutman oldu.

Biket İlhan ve Cihan Ünal

Biket İlhan ve Cihan Ünal

Yönetmen Biket İlhan’ın ödülünü takdim ettiği Cihan Ünal, bu ödülü almanın kendisi için büyük bir övünç kaynağı olduğunu belirtti.

Halil Ergün ve Perran Kutman

Halil Ergün’ün ödülünü takdim ettiği Perran Kutman ise uzun senelerdir süren bir sanat hayatının ardından böylesine anlamlı bir ödülü almanın mutluluğunu yaşadı.

Ödül töreninin bitiminde  sahne alan Çukurova Senfoni Orkestrası, izleyicilere unutulmaz bir müzik ziyafeti yaşattı. Festival, sinema ve sanat severleri Türkiye’nin en prestijli film organizasyonlarından biri olarak konuk etmeye devam ediyor.

Kaynakça: cumhuriyet.com

 MSGSÜ  Devlet  Konservatuvarı öğrencileri  birlik ve  dayanışma içindeler.
     1970 yılında kurulup; daha sonra MSGSÜ ‘ne bağlı müzik ve sahne sanatları olarak faaliyetlerine devam eden ; ilkokul, ortaokul, lise, lisans ve lisansüstü düzeylerinde tam zamanlı ve yarı zamanlı olarak eğitimini sürdüren konservatuar, yüzlerce mezun vermiş ve bu okulun havasını soluyan onlarca Mimar Sinan Üniversitesi   Konservatuarlıdan  649 (altı yüz kırk dokuz) okullu bir araya gelerek büyük bir dayanışma içinde emekli olan ve ağır bir ameliyat geçiren bir arkadaşlarına destek olmuş ve olmaya devam edeceklerini bildirmişlerdir.
 Bu dayanışmayı daha ileri taşımak için se; 4 EYLÜL 2023 akşamı  İSTANBUL-Beşiktaş’ta bir restaurantta buluşarak hem özlem giderip hem de dernekleşme, vakıflaşma konusunda ilk adımı atacaklarını belirtmişlerdir.
         SANATSIZ KALAN BİR MİLLETİN HAYAT DAMARLARINDAN BİRİNİN KOPMAMASI İÇİN fedakarlıkların süreceğini ifade etmişlerdir.
       HAYDİ O ZAMAN MSGSÜ konservatuvarlılar….  YOLUNUZ AÇIK OLSUN.