Bu yıl 6. kez düzenlenen Engelsiz Filmler Festivali’nin İstanbul ayağı, Boğaziçi Üniversitesi Sinema Salonu’nda (SineBu) gerçekleşen gösterimler ve film ekiplerinin katılımıyla sona erdi.

Festival’in İstanbul’daki son gününde Uzun Lafın Kısası seçkisinin Sinebu’daki gösteriminin ardından, “Hayvan”, “Kamyon”, “Kaset”, “Toprak” filmlerinin yönetmenleri ile “Engelsiz Yarışma” bölümünde yer alan “Kar” filminin yönetmeni ve oyuncusu izleyicilerle bir araya geldi.

Filmlerini ilk kez sesli betimleme ile izleme fırsatı bulan yönetmenler bu deneyimle ilgili izlenimlerini paylaşırken, Festival’in program koordinatörü Ezgi Yalınalp’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşilerde seyircilerin sorularını yanıtladılar.

“Filmleri Sesli Betimle İle İzlemek İlginç Bir Deneyim!”
“Filmi bu kadar hayal ettirebileceğini düşünmüyordum, iki ses dalgası dinlemek zorlayıcı bir deneyimdi ama çok keyifliydi.” diyen “Kamyon” filminin yönetmeniCanbert Yerguz, sözlerine şöyle devam etti; “Van depremi zamanı doğuya giden kamyonların yağmalanması haberlerini okumuştum. Tabii ki çok üzücü bir hikayeydi. Acaba kamyon şoförü ne yaptı diye merak ettim. ‘Buradan bir kara komedi çıkarabilir miyim?’ diye düşündüm. Bu fikir üzerine toprağımızın genel sorunu olan iletişimsizlik, birbirimizle konuşamamamız ve konulara önyargıyla yaklaşmamız üzerine bir hikaye inşa ettim.”

“Toprak”filminin yönetmeni Alican Durbaş ise sesli betimle ilgili şunları dile getirdi; “Filmde dokuz farklı kare olmasına rağmen lineer bir kurgu vardı, bu nedenle sesli betimleme ile takip etmek tahmin ettiğim kadar zorlayıcı olmadı, güzel bir deneyimdi.”

“Filmde nerede doğru yapmışım, nerede yanlış yapmışım, bunu görmek açısından çok faydalıydı, bunları doğrulama şansım oldu. Bu yöntem kullanıldığında kendi anlatımınızı destekleyecek bir açılım olduğunu gördüm.” diyen “Hayvan” filminin yönetmeni Atasay Koç ise sözlerine film ile ilgili olarak şöyle devam etti;”Yaşadığım bir andan kaynaklı bir hikaye. Karşılaştığım benzer bir durumda kendimi sorguladım ve o an filmdeki soruyla yüzleştim. Daha sonra buradaki vicdan azabıyla birleştirdiğim hikaye farklı konuların birleşmesiyle süregiden bir hikaye ortaya çıkardı.”

“Kaset”filminin yönetmeni Serkan Fakılı iseduygularını şu şekilde ifade etti; “İki tane duyuya hitap etmeye çalışıyorsunuz; biri işitsel biri görsel. Bu duyular zaman zaman yer değiştiriyor, bu şekilde dinleyince izleyen nasıl hayal ediyor diye merak ettim, ilginç bir deneyimdi.”

“Bir yönetmen kendisine otosansür uyguluyorsa o yönetmeni tartışırım!”
Son olarak; Engelsiz Yarışma bölümünde yarışan “Kar”filminin yönetmeniEmre Erdoğduve filmin oyuncusu Doğaç Yıldızgösterim sonrası soruları yanıtladı.

“Oyuncu Hazar Ergüçlü’nün başrol oynamasına nasıl karar verdiniz?” sorusuna yönetmen Erdoğdu; “Ben Müzeyyen karakterini yazdıktan sonra o rolü kimseye konduramadım. Bir aşk ilişkim vardı açıkçası Müzeyyen ile. Kimseyi o rolde hayal edemedim. Hazar için Hilal’i hayal etmiştim hep, bir de Mahir için Serhat’ı hayal ettim. Kast direktörü arkadaşım Rabia’ya Müzeyyen karakterini anlattım. Sonra o da dedi ki; “Hazar!” olmalı. Ben Hazar’ı zaten beğeniyordum. Çok ilginç bir oyuncu, dizilerde çok güçlü bir oyunculuğu vardı. O da beni ikna etti. Hemen provalara girdik. Provalarda düşündüğümden de iyi diyordum. Ama monitörün başına geçinceher şeyi unuttum. İnanılmazdı.” diye cevap verdi.

Genç ve dinamik bir ekiple çalıştığını dile getiren yönetmen Erdoğdu, herşeyi belli olan filmlerden nefret ettiğini ve meydan okuyan herşeyi ve insanları sevdiğini anlattı.

“Bir yönetmen henüz filmini yazarken otosansür uyguluyorsa, o zaman ben ülkenin durumunu tartışmıyorum, yönetmeni tartışıyorum.” diyen Emre Erdoğdu, sözlerini şöyle bitirdi; “Bizim işimiz ikna etmek. Seyirciyi ikna etmek. Kültür Bakanlığı’nı ikna etmek. Birşeylerden korkuyorsanız ve canınızı yakacaklar diye korkuyorsanız; o zaman zaten basiretsizliğiniz başlamış demektir.”

Kristal Elma Festivali, bu yıl ‘Aşkımızın Meyvesi Kristal Elma’ mottosuyla başladı. 11 – 12 Ekim’de Bomontiada’da gerçekleşecek etkinliğin ilk günü düzenlenen basın toplantısında konuşan Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nil Bağcıoğlu, yılın en yaratıcı örneklerinin yarıştığı Kristal Elma’nın 30. yılında pek çok yeniliği hayata geçirdiklerini belirtti. Bağcıoğlu, “30. yılımızda Türk yaratıcılığını dünyaya açmak konusunda sorumluluk üstlendik. Başvurular arasından bir işi seçerek Cannes, Golden Drum, Spikes Asia gibi uluslararası yarışmalara göndereceğiz” dedi.

Reklamcılar Derneği tarafından düzenlenen Türkiye’nin en önemli yaratıcılık ve pazarlama etkinliği Kristal Elma Festivali başladı. Turkuvaz Medya Grubu ana sponsorluğunda gerçekleştirilen etkinlik öncesi basın mensuplarıyla bir araya gelen Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nil Bağcıoğlu, Kristal Elma’nın sektörün tüm paydaşlarının emeğiyle 30. yılını kutladığını belirtti. Kristal Elma’nın, yılın en yaratıcı örneklerinin yarıştığı, objektif ve kâr amacı gütmeyen tek platform olduğunu vurgulayan Bağcıoğlu, “Kristal Elma, aşkımızın bir meyvesi” dedi.

Bomontiada Monochrome’da düzenlenen basın toplantısında konuşan Nil Bağcıoğlu, “Bu yılki sloganımız ‘Aşkımızın Meyvesi Kristal Elma’. Dile hızla takılan bir rap şarkımız da var. Teması ‘Aşkımızın meyvesi.’ Kampanyamızın reklam ajanslarının bakış açısını aktaran bir gücü var; hayal kur, umutlan, uykusuz kal, dertlen, kavga et, barış, canın sıkılsın, şarkı yaz, inancını kaybet, güven… Ağla, çok eğlen, onla olama, kapana kısıl, onsuz olama, özgür hisset, kazan diyoruz. Reklamcılığa aşkla bağlıyız. Markaları seviyoruz, ajanslarımızın dinamik, üretken ve kaotik yapısını seviyoruz. Kristal Elma’nın gücü buradan geliyor; para kazanma derdi olmayan bir ödül olmasından, zor, tavizsiz bir ödül olmasından… Herkesi içermeye çalışmayan, seçici bir ödül olmasından” diye konuştu.

Kristal Elma’yı geleceğe taşıma çabasıyla 30. yılda pek çok yenilik yaptıklarını anlatan Nil Bağcıoğlu, “Yarışmanın seçici karakterini bu yıl daha da ileri taşıdık. Her kategoride verilebilecek ödül sayısına kısıt getirdik. Kategori ve her kampanyanın yapabileceği başvuru sayısını azalttık” dedi. Türk yaratıcılığını dünyaya açmak konusunda sorumluluk üstlendiklerini dile getiren Bağcıoğlu, başvurular arasından bir işi seçerek Cannes, Golden Drum, Spikes Asia gibi uluslararası yarışmalara göndereceklerini söyledi.

Ekonominin sağlıklı işleyişine destek veriyor
Reklamcılığın ülke ekonomisinin itici güçlerinden biri olduğunu vurgulayan Nil Bağcıoğlu, “Reklam, ülke ekonomisinin gelişimindeki itici güçlerden biri. Reklamcılığın asli işlevi artı değer yaratmak, üretim tüketim döngüsünü koruyarak ekonominin sağlıklı işleyişine destek vermek. İngiltere’de yapılan Advertising Pays – Deloitte araştırması reklamcılığın ekonomiye ne tür bir katlanan etki yarattığını gözler önüne seriyor. 16 milyar pound’luk reklam yatırımı gayrı safi milli hasılaya 100 milyar pound’luk katkı sağlıyor. Bunu da rekabetçi fiyatlandırmaya yol açarak, medya ve kreatif endüstrilerde değer zinciri oluşturarak, inovasyon ve farklılaştırma sağlayarak, dijital ekonomiye katkı ile pazarların büyümesini sağlayarak, istihdam yaratarak, yaratıcı ürünlerin dış satımı yoluyla gerçekleştiriyor” ifadelerini kullandı.

115 kategoride 126 Kristal Elma
Ödül törenleri, atölyeler, kreatif oyunlar, müzik, özel dergi ve gazetesiyle dolu dolu geçecek Kristal Elma Festivali, 11-12 Ekim’de Bomontiada’da gerçekleştiriliyor. 115 kategoride, 126 Kristal Elma’nın sahiplerini bulacağı ‘Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması’nda katılımcılar, ‘Bölge, Tasarım, Uygulamada Mükemmellik, Medya, Açıkhava, Radyo, Basın, Dijital, Film-TV-Sinema, Online Film, Entegre Kampanyalar’ kategorilerinin yanı sıra Büyük Ödüller ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Özel Ödülü, Turkuvaz Dergi Özel Ödülü, Arvak Özel Ödülü, Prof. Dr. Nazan Erkmen İllüstrasyon Özel Ödülü için yarışıyor.

Sahnelenmeye başlandığı günden beri yoğun ilgi gören Müzeyyen müzikali,Kerki ve Solfej düzenlediği ‘Güz konserleri’ kapsamında, İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelendi. Gösterildiği her sahnede büyük beğeni toplayan ‘Müzeyyen’ İzmirli müzikseverlerden tam not aldı.

Ünlü sanatçı Şevval Sam’ın sahnelediği , Türk müziğinin efsane sesi Müzeyyen Senar’ın hayatından önemli kesitlerin ve iz bırakan şarkıların yer aldığı ‘Müzeyyen’ müzikalı, önceki gece İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelendi. Müzeyyen Senar’ın kızım dediği Şevval Sam tarafından sahnelenen müzikli gösteri, seyirciden tam not aldı. Müzeyyen Senar’ın Bursa’dan İstanbul’a gelişi, Atatürk’ün önünde ilk kez şarkı söyleyişi, gibi önemli anılarının sahnelendiği yaklaşık iki saat süren müzikalde, sanatçının anneliği, aşkları, hüzünleri ve mutluluklarına dair kesitlerde seyirciyle paylaşıldı.

ŞEVVAL SAM’IN ‘MÜZEYYEN’ SENAR SEVGİSİ
Konser sonlarına doğru Senar’ın yüzüncü yaşını kutlayan Şevval Sam ‘’ Onun adı Müzeyyen, o ölecek değil ya biz ağladığımızda, her aşık olduğumuzda bir daha doğacak’’ sözleriyle Müzeyyen Senar’a olan sevgisini dile getirmeyi ihmal etmedi. Konser finalinde etkinlik alanını dolduran misafirler ayağa kalkarak dakikalarca Şevval Sam’ı ayakta alkışladı. Sam ‘’Bu gece burada bizi yalnız bırakmadığınız için hepinize çok teşekkür ederim’’diyerek alkışlar eşliğinde sahneden indi.

Kültür sanat takvimini dolduran, her sezonunda etkinlik sayısı ve çeşitliliğini artırarak yoluna devam eden Zorlu PSM, Ekim ayında 5. yılını kutluyor. Açıldığı ilk günden bu yana, birçok büyük prodüksiyona, unutulmaz etkinlik ve performansa imza atan Zorlu PSM, 5 yıl boyunca 5 bin etkinlikte toplamda 2 milyondan fazla sanatseveri ağırladı. Her yeni sezonda sanatın farklı türlerini sahnelerine taşıma heyecanıyla yoluna devam eden PSM, 5. yaşında sanatseverin karşısına çeşitli sürprizlerle çıkmaya hazırlanıyor. “PSM 5 Yaşında” kampanyasıyla, 12 Ekim Cuma günü boyunca tüm kendi organize ettiği etkinliklerde yüzde 50 indirim sunuyor.

Sahip olduğu sahne çeşitliliği ve teknik altyapısı ile alanında Avrupa’nın önde gelen performans mekanları arasında yer alan Zorlu PSM, geride bıraktığı 5 yılda ev sahipliği yaptığı etkinlikler ve işbirliği yaptığı kuruluşlarla kültür sanat sektörünün merkezinde konumlandı. Yılın 365 gününde, sanatseverlerin buluşma adresi haline gelen Zorlu PSM önümüzdeki dönemde, dünyaca ünlü yabancı sanatçı ve prodüksiyonlar kadar, yerli potansiyel yeteneklere de yer verecek.

PSM’de bugüne kadar 5 bin etkinlik gerçekleşti; 10’un üzerinde müzikal ve festival izleyicisiyle buluştu.

Zorlu PSM, şimdiye kadar 10’un üzerinde festival, yine 10’un üzerinde müzikal, 800’ün üzerinde büyük konser, 50’den fazla farklı tiyatro topluluğunun oyununa, 400’e yakın kurumsal etkinliğe ve yüzlerce film gösterimiyle toplamda 5.000 etkinlikte 2 milyon sanatseveri ağırladı. Bu 5.000 etkinlikle Zorlu PSM, 5 yıllık süreçte Türkiye’de kültür-sanat ve eğlence sektöründeki içeriklerin yaklaşık %15’ini üretti; Türkiye ortalamasının %53 olduğu tiyatro alanında %96 doluluk oranıyla toplamda 410 bin tiyatroseveri konuk etti.

Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas: “Zorlu PSM, binlerce insanın buluşması noktası. Burası, dünyaya sahne olan bir kültür sanat merkezi.”

Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas, “Zorlu PSM, 5 yılda ürettiği etkinliklerle kültür sanatın merkezi olan, çeşitliliği ile her yaştan sanatseveri ağırlayan, yaklaşık 130 kişilik ekibi ve etkinliklerde görev alan çoğunluğu öğrencilerden oluşan dönemsel çalışanlarla bir sezonda 10.000 kişinin istihdam edildiği bir habitat. Türkiye’de kültür-sanat alanında yapılan faaliyetlere bakıldığında yaklaşık 3,5 milyon bilet satılıyor. Bunun yaklaşık % 15’ini Zorlu PSM olarak bizim sağladığımızı söyleyebiliriz. Bu bizim için çok büyük başarı. Önümüzdeki dönemde de gücümüzün yettiğince bu oranı artırmak için çalışıyoruz.

Zorlu PSM olarak yılın her günü, kadın, erkek, genç, yaşlı pek çok kişinin buluşma adresi olmak; tüm yönleriyle sanatı kucaklamak, aynı başlık altında bile bambaşka zevkleri düşünerek, her tarza ve sanatsevere ulaşmak, 5 yıl boyunca en çok hassasiyet gösterdiğimiz konulardan biriydi. Önümüzdeki dönemde de tüm çalışmalarımızı bu ana hedef doğrultusunda ilerletirken, Zorlu PSM’ye en az bir kez gelmiş olan herkesin ‘Zorlu PSM olmadan önce biz ne yapıyorduk?’ diyerek, o kişinin hayatında kalıcı bir imza bırakabilmeyi arzu ediyoruz.”

İlk sürpriz: 5. yaşa özel yüzde 50 indirim kampanyası!
Zorlu PSM, kültür sanatla bir araya gelerek sanatseverlere, 12 Ekim Cuma günü, 10.00-22.00 saatleri arasında geçerli olacak müthiş bir kampanya sunuyor. “PSM 5 Yaşında” isimli kampanya dahilinde PSM organizasyonu olan tüm etkinliklerin biletleri yüzde 50 indirimle satışta olacak.

Zorlu Performans Sanatları Merkezi Hakkında – www.zorlupsm.com
Kültür sanat hayatının buluşma noktası Zorlu Performans Sanatları Merkezi (Zorlu PSM) 5. yaşını kutluyor. Bugüne kadar, dünyaca ünlü gösterilerden alanında en iyi sanatçılara, Broadway müzikallerinden, tiyatro oyunlarına; DJ performanslarından, konserlere; sergilerden, film gösterimlerine, partilere ve festivallere 5 bin etkinlikte 2 milyon sanatseveri ağırlayan Zorlu PSM, her sezon daha da güçlendirdiği altyapısı ve çeşitlendirdiği programıyla sanatsever ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

Zorlu PSM açılışından bu yana 2.202 kişilik kapasitesi ve zenginleştirilmiş akustik özelliğine sahip Turkcell Sahnesi ve yine aynı sahnede oluşturduğu yeni “Sahne Üstü Ayakta” konseptinde eş zamanlı 3.200 kişi ağırlarken, hem oturmalı hem ayakta konser izleme imkanı sunan “Hibrid” düzen ile de İstanbul’un kışlık konser mekanı ihtiyacına da cevap vermeye devam ediyor. Doğal akustik özelliğiyle tasarlanan 717 kişi kapasiteli Turkcell Platinum Sahnesi, 1.000 kişi kapasitesiyle Zorlu PSM’nin muhteşem atmosferinin yaz aylarında açık havaya taşınmasını sağlayan Amfi , yeni sezonda açılacak olan oturmalı 110 kapasiteli caz kulübü ve bugüne kadar birçok davet ve etkinliğe ev sahipliği yapmış olan 750 kişi kapasiteli Sky Lounge ve 5,200 m2’lik fuaye alanları ile Zorlu PSM sanat ile kendini ifade etmek isteyen herkese farklı olanaklar sunuyor. Lezzetli menüsüyle Turkcell Sahnesi’nin fuaye alanında bulunan Cheers, etkinlikler öncesi ve sonrasında sanatseverlerin favori mekanı olmaya devam ediyor.

2. Kitap Fuarı, 12.10.2018 Cuma günü saat 15.00’te Belediye Kültür Merkezi’nde açılacak. Açılış günü saat 15.00’te Hüseyin Muşmal’ın imza, saat 15.30’da Sinan Yağmur’un imza ve Turgay Güler’in saat 18.00’de imza, saat 19.30’da söyleşi programı gerçekleşecek.

Kitap okumanın önemine değinen Belediye Başkanı Özkan Özgüven: “Bilgi ve kültüre ulaşmak her insanın hedeflediği bir şeydir. Kitaplar bilgi ve kültürün en yoğun olduğu kaynaklardır. Kitaplar insanın en yakın dostlarındandır. Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin erken yaşlardan itibaren kitap okuma alışkanlığı edinmelerini sağlamalıyız. Çünkü toplumları ileri götüren yegane şey bilgi ve donanımlı çocuklar, gençler yetiştirebilmektir. Onlar bizim geleceğimiz ve onlara gelişimlerine destek olmak bizim en önemli görevimizdir. Belediye olarak eğitimin önemini biliyor ve destek oluyoruz” açıklamasını yaptı.

Özgüven: “Kitap kültürü kazandırmak amacıyla geçen yıl ilkini düzenlediğimiz 1. Kitap Fuarı ile çocuklarımızı, gençlerimizi ve kitapsever vatandaşlarımızı sevdikleri yazar ve yayınevleriyle buluşturduk. 50 bin hemşehrimizin ziyaret ettiği 1. Kitap Fuarı ile şehrimizde bir ilki gerçekleştirerek; 100’ün üzerinde yayınevi, 16 yazar ile yazar okur buluşması, imza, söyleyişi, konferans düzenledik. Bu yıl gerçekleştireceğimiz 2. Kitap Fuarımızda da 100’ün üzerinde yayınevi, 27 yazar ve on binlerce kitabı vatandaşlarımızla bir araya getiriyoruz. 12.10.2018 Cuma günü saat 15.00’te açılışını gerçekleştireceğimiz 2. Kitap Fuarımıza ve akabinde değerli yazarlarımızın imza ve söyleşi programlarına tüm hemşehrilerimiz bekliyoruz” diyerek halka seslendi.

 

Eyüpsultan Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğünce, 13 Ekim Cumartesi günü Caferpaşa Medresesi Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek Eyüpsultan 2018-2019 Kültür Sanat Çalıştayı’na kültür dünyasından birçok değerli isim katılacak.

Çalıştayda yer alan komisyonlarda Eyüpsultan’da yapılabilecek farklı çalışmalara odaklanılacak, fikirleri tartışılacak. Birçok yeni nitelikli çalışma için belki başlangıç noktası olacak görüşler kültür ve sanat dünyasının değerli isimleriyle ele alınacak.

Eyüpsultan 2018-2019 Kültür Sanat Çalıştayı’nda Eyüpsultan’ın kültürel hayatıyla ilgili önemli konular konuşulacak. Kültür ve mekan ilişkisinden gelenekli sanatlara, tiyatrodan sinemaya, dil ve edebiyattan görsel sanatlara, şehir kimliğinden kamu yayımcılığına sekiz ayrı komisyonda Eyüpsultan’ın kültür sanat hayatına farklı perspektifler sunulacak.

Çalıştayda kimler var?
Komisyonlarda kültür sanat dünyasından Savaş Çevik, Mehmet Lütfi Şen, Bedir Acar, Bünyamin Yılmaz, Fatih Bulut, Yasin Çetin Rüstem Mürseloğlu, Samed Karagöz, Ubeydullah Sezikli, Mehmet Narlı, Aynur Can, İhsan Kabil, Faysal Soysal, Selim Sina Berk, Murat Özer, Muhammed Anbarlı, Süleyman Faruk Göncüoğlu, Abdurrahman Demirel, Celalettin Çelik, Alim Arlı gibi alanında uzman isimler yer alacak.

Gün boyu sürecek komisyonların ardından saat 17:00’da komisyon bilir kişilerinin konuşmacı olacağı “Komisyon Başkanlarının Sonuç Raporlarını Sunumu” panelinde, çalıştayda ortaya çıkan değerli görüşler dinleyicilerle paylaşılacak.

Kapanış Yansımalar Grubu’yla
13 Ekim Cumartesi günü saat 10:30’da başlayacak çalıştay, saat 19:00’daki Yansımalar Grubu’nun müzik dinletisi ve akşam yemeği ile sona erecek.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi sanatçıyı sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor. ‘Bütünsel Sanat’ akımının temsilcisi Ender Güzey’in, ‘Ateşten Doğan’ Duvar Objeleri Sergisi Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi Sanat Galerisi’nde.

Uygarlığın ateşten doğduğu gerçeğinden yola çıkarak uygarlıkların ve kavramların yarattığı kesişmeleri sanatına yansıtan sanatçı Ender Güzey, Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle yapıtlarını Eskişehirlilerin beğenisine sunacak.

Deneysel sanat anlayışına açık uygulamalarını tuvallerden çıkarak maddenin anlam gücüne yükleyen sanatçı Güzey’in sergisi ‘Ateşten Doğan’ Duvar Objeleri, 12 Ekim 2018 Cuma günü saat 18.00’ de Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi Sanat Galerisi’nde açılacak.

Ender Güzey’in ABD Montana Üniversitesi’nde ders verdiği dönemde yaptığı Boğa ve Bizon işlerinden oluşan “Ateşten Doğan Sergisi” izleyiciyi üç boyutlu anlatımlara götüren yapıtlardan oluşuyor. Çalışmalarını Bodrum Alazeytin Köyü’nde 2016 yılında açtığı ve Sanatçı Müzesi olarak adlandırdığı Arthill’de sürdüren sanatçı, farklı dönemlere ait yapıtlarını burada sergiliyor. Ender Güzey’in ‘Ateşten Doğan’ Duvar Objeleri Sergisi 28 Ekim 2018 tarihine kadar açık kalacak.

Bu yıl ikincisi düzenlenen ve 21 yaş altı gençlerin heyecanla beklediği Benim Festivalim’de Teoman, Edis, Aleyna Tilki, Yok Öyle Kararlı Şeyler ve Ekin Beril ile eğlence doruğa ulaşacak…

İlk yılında 10 bin gencin katılımıyla büyük başarı yakalayan ve gençlerin vazgeçilmez festivalleri arasına giren Türkiye’nin tek 21 yaş altı festivali “Benim Festivalim”, yerli sahnenin sevilen sanatçı ve gruplarından oluşan geniş line-up’ı, eğlenceli, eğitici ve öğretici atölye programları, teknoloji ve spor alanları, ilham verici söyleşileri ve sosyal sorumluluk projeleri ile bu yıl yine gençlere unutulmaz deneyimler yaşatacak.

SAHNE EN SEVİLEN İSİMLERİN!
Türk rock müziğinin en başarılı şarkıcı – söz yazarlarından Teoman, An, Çok Çok, Dudak gibi parçaları, muhteşem sahne şovuyla milyonların kalbinde taht kuran Edis ve Cevapsız Çınlama, Sen Olsan Bari, Yalnız Çiçek’le kırılması zor rekorlara imza atarak dünya izlenme listelerine adını yazdıran Aleyna Tilki “Benim Festivalim”de hafızlardan silinmeyecek performanslarıyla eğlenceyi doruklara taşıyacaklar.

Alternatif rock müziğin sempatik mütevazi grubu Yok Öyle Kararlı Şeyler ve internet üzerinden paylaştığı kısa ve etkili cover’larıyla dinlemeye doyamadığımız Ekin Beril festival sahnesinde müzikseverlerle buluşacak.

DOPDOLU İÇERİĞİYLE TÜM GÜN ARALIKSIZ EĞLENCE!
Gençlere yönelik hazırlanan festival akışında gün boyu sürecek eğlenceli etkinlikler arasında yer alan color-up aktivitesi, kay kay alanı, Türkiye’nin ilk ve en büyük inovasyon topluluğu Makers Türkiye ile kodlama ve 3d tasarım atölyesi, sosyal medya fenomeni ve yazar Güray Gürsel, aerobik jimnastiğin Türkiye’deki genç ve başarılı ismi Ayşe Begüm Onbaşı, eğitmen ve doğa bilimci Serdar Kılıç ve eğitici atölyeler gençleri bekliyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nin dünyaca ünlü sanatçı ve topluluklarını ağırlayan, gelenekselleşen Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri’nin yeni dönemi 17 Ekim tarihinde başlıyor.

TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yapı Kredi Kültür Sanat ve Türk Hava Yolları’nın destekçisi olduğu konserler dizisi, bu sezon da her Çarşamba akşamı 19:30’da İstanbullu müzikseverlerle buluşmaya devam edecek. Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri sonbahar sezonu, klasik müzikseverlerin yakından tanıdığı bir ikiliyle; Sasha Rozhdestvensky (keman) ve Josiane Marfurt (piyano)’un “Mozart ile Merhaba” konseri ile karşılıyor.

Albert Long Hall, Ekim ayının ikinci konserinde, 24 Ekim tarihinde, “Parlak Solistlerimiz” Güher & Süher Pekinel Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Projesi – sanatçılar Dorukhan Doruk (viyolonsel), Veriko Tchumburidze (keman), Alican Süner (keman), Can Çakmur (piyano), Tolga Atalay Ün (piyano), Barok Bostancı’yı (viyola) ağırlayacak. Ekim ayının son buluşması ise 31 Ekim tarihinde, kemanda Nilgün Yüksel, viyolonselde Poyraz Baltacıgil ve piyanoda Barış Büyükyıldırım’dan oluşan Trio Likya’nın “Likya’dan Esintiler” konseri ile gerçekleşecek.

Her Çarşamba akşamı seçkin konserlere ev sahipliği yapan Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri sonbahar programında; 07 Kasım’da dünyaca ünlü orkestra şefi Betin Güneş ile Turkish Chamber Orchestra, Solistleri ve Korosu, 14 Kasım’da, Golden Horn Brass – Bakır Nefesliler Grubu, 21 Kasım’da piyanoda Natalia Rubinstein, kemandaNikolai Sachenko ve viyolonselde Kirill Rodin’den oluşan Brahms Trio ve 28 Kasım’da Gökhan Aybulus ile Bozok Quartet konserleri yer alacak.

Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri aralık ayına 05 Aralık’ta gerçekleşecek “Efsane Piyanist Lidsky- Michail Lidsky Sergey Rahmaminof “Programı ile merhaba diyecek. Aralık ayında programda, 12 Aralık’ta soprano Burcu Uyar, bariton Caner Akgün, tenor Muzaffer Soydan, mezzo-soprano Barbora Fritscher Hitay ve piyanoda Christian Koch ile “Zehra Yıldız’ı Anıyoruz” konseri, 19 Aralık’ta şef Ender Sakpınar yönetimindeki Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası “Kuzey Işıkları” konseri yer alıyor. Sonbahar dönemini 26 Aralık’ta soprano Seren Akyoldaş, Elerki Taşkın ve piyanoda Doruk Görkem Tokur sunuşları ile “Broadway Müzikalleriyle Yeni Yıla” konseri ile kapatacak olan Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri bahar dönemi ise, 13 Şubat tarihinde başlayacak.

Filmhaus Frankfurt, ABG/Saalbau GmbH, Amt für Kommunikation und Stadtmarketing Frankfurt, T.C. Frankfurt Başkonsolosluğu, Kültür Ateşeliği, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü, Hessisches Ministerium für Wissenschaft und Kunst desteği, TÜRSAK Vakfı iş birliği ile Kültürlerarası Transfer Derneği tarafından düzenlenen,18.Türk Film Festivali | International / Frankfurt/M.’ne geri sayım başladı.

13 Ekim Cuma günü Onur Ödüllerinin takdimi ile başlayacak olan festivalin film açılışı ise 14 Ekim Pazar günü yönetmenliğini Onur Tan’ın yaptığı, başrollerinde Tarık Ünlüoğlu, Filiz Ahmet gibi isimlerin yer aldığı “Bal Kaymak” ile olacak.

6 gün boyunca film gösterimlerinin yanı sıra panellerle, konserlerle, workshoplarla, sergilerle ve yarışmalarla zenginlik kazanacak olan festival, “Festival Hapishanede” ve “Festival Okullarda” bölümleri ile Avrupa’da örnek bir etkinlik olarak anılıyor. “Festival Hapishanede” bölümünde Frankfurt’un 500 kişilik kadınlar ve erkekler hapishanesinde film gösterimleri gerçekleşirken, “Festival Okullarda” ile Frankfurt’un orta okul ve lise düzeyindeki öğrencileriyle hem filmler izlenecek hem de film üzerine workshoplar gerçekleşecek.

Sinema sanatı aracılığıyla Türkiye ve Almanya toplumları arasındaki ekonomik ve kültürel paylaşımı artırmayı ve birlikte yaşam kültürüne katkıda bulunmayı amaçlayan Türk Film Festivali | International / Frankfurt/M. her yıl Türk sinemasının nitelikli örneklerini Almanya’da geniş kitlelerle buluşturuyor. Festival kapsamında düzenlenen “Alman Sinemacılar Gözüyle Türk Filmleri Yarışması”nda yer alacak filmler yönetmen Ezel Akay’ın jüri başkanlığında yapımcı/yönetmen Gani Müjde, yapımcı Şükrü Avşar, sinema yazarı Mehmet Acar, oyuncu Vildan Atasever, oyuncu Hakan Bilgin ve kurgucu Çiçek Kahraman’dan oluşan Türkiye Jürisi tarafından seçildi.

TÜRKİYE JÜRİSİ DEĞERLENDİRME SONUÇLARI

ALMANYA ‘DA YARIŞACAK 10 FİLM

BORÇ
İŞE YARAR BİRŞEY
KAR
KAYGI
KELEBEKLER
KÖRFEZ
MARTI
ÖLÜMLÜ DÜNYA
SARI SICAK
TAKSİM HOLD’EM
ALMANYA ‘DA YARIŞACAK 5 YÖNETMEN

İŞE YARAR BİRŞEY PELİN ESMER
ÖLÜMLÜ DÜNYA ALİ ATAY
KELEBEKLER TOLGA KARAÇELİK
SARI SICAK FİKRET REYHAN
KAYGI CEYLAN ÖZGÜN ÖZÇELİK
ALMANYA ‘DA YARIŞACAK 5 GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ

İŞE YARAR BİRŞEY GÖKHAN TİRYAKİ
ÖLÜMLÜ DÜNYA AHMET BAYER
KELEBEKLER ANDAÇ SAHAN,
SARI SICAK MARTON MİKLAUZİC
KAYGI RODOSLAW LADCZUK
ALMANYA ‘DA YARIŞACAK 6 SENARYO

TAKSİM HOLD’EM MİCHAEL ÖNDER
İŞE YARAR BİRŞEY PELİN ESMER- BARIŞ BIÇAKÇI
KELEBEKLER TOLGA KARAÇELİK
MARTI ERKAN TUNÇ
SARI SICAK FİKRET REYHAN
BORÇ VUSLAT SARAÇOĞLU
ALMANYA ‘DA YARIŞACAK 4 MÜZİK

TAKSİM HOLD’EM STEADY FİNGERS
ÖLÜMLÜ DÜNYA MURAT ÇEKEM-OZAN TÜGEN-
KELEBEKLER AHMET KENAN BİLGİÇ
KÖRFEZ EKİN ÜZELTÜZENCİ
DENİZ DOĞANÇAY

ALMANYA ‘DA YARIŞACAK 5 KADIN OYUNCU

İŞE YARAR BİRŞEY BAŞAK KÖKLÜKAYA
KELEBEKLER TUĞÇE ALTUĞ
KAR HAZAR ERGÜÇLÜ
KAYGI ALGI EKE
BORÇ İPEK TÜRKAN
ALMANYA ‘DA YARIŞACAK 5 ERKEK OYUNCU

İŞE YARAR BİRŞEY YİĞİT ÖZŞENER
ÖLÜMLÜ DÜNYA DOĞU DEMİRKOL
KELEBEKLER BARTU KÜÇÜKÇAĞLAYAN / TOLGA TEKİN
SARI SICAK AYTAÇ UŞUN
Altın Elma Ödülleri bu yıl 7. kez sahiplerini bulacak.

Türkiye Jürisinin belirlediği adayların Alman sinemacılardan oluşan jüri tarafından değerlendirilmesinden sonra kazanan sanatçılara ödülleri 18.Türk Film Festivali | International / Frankfurt/M.’ in 19 Ekim akşamı gerçekleşecek kapanış töreninde takdim edilecek.

FESTİVAL ONUR ÖDÜLLERi
18.Türk Film Festivali | International / Frankfurt/M.’nin Yaşam Boyu Onur ödülleri bu yılKumcu Ali Yaşar (1968), Kanal (1978), Bereketli Topraklar Üzerinde (1980), Hakkâri’de Bir Mevsim (1983), Ayna (1984), Dilan (1987) Av Zamanı (1988) gibi Türk Sinemasında önemli bir yere sahip olan filmlerin ödüllü yönetmeni Erden Kıral, Beynelmilel filmindeki performansı ile çok sayıda ödüle layık görülen, Hükümet Kadın, Devrimden Sonra, Vizontele, Beyaz Melek, Güneşi Gördüm, Neşeli Hayat, Organize İşler, O da Beni Seviyor, Düttürü Dünya, Kahpe Bizans, Gora gibi önemli yerli filmlerin önemli karakter oyuncusu Cezmi Baskın ve Hacettepe Üniversitesi, Ankara Devlet Konservatuarı’ndan oyunculuk eğitimi alarak mezun olduktan sonra 1969 yılında Devlet Tiyatrosu’nda çalışmaya başlayan ve 1975 yılında da şarkıcı olarak sahne alanoyuncu ve ses sanatçısı Işıl Yücesoy’a takdim edilecek.

Vefa Ödülü ise 2004 yılında kaybettiğimiz 1960 ve 1970’li yıllarda pek çok filmde canlandırdığı “Cilalı İbo” karakteri ile hafızalara kazınan tiyatro ve sinema oyuncusuFeridun Karakaya adına oğlu Cem Karakaya’ya verilecek.

Boğaziçi Üniversitesi’nin engelleri kaldırmak adına bu yıl beşinci kez düzenleyeceği Beyaz Baston ve Erişilebilirlik Festivali 12-13 Ekim’de gerçekleşecek. Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde bulunan Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM), Engelsiz Erişim Derneği’nin iş birliği ile ve birçok gönüllü kurumun desteğiyle hayata geçirilecek olan festival Güney Kampüste ziyaretçilere açık olacak.

Bu yıl 5. kez düzenlenen Festival, “Erişebiliyorsam eşit hayat, al bastonunu eline bağımsızlığı tat” teması ile gerçekleşecek. Festivalin açılışı 10:30-11:00 saatleri arasında, Güney Kampüs kapısından Boğaziçi Üniversitesi Güney Meydana özgürlüğün ritmi baston şarkıları eşliğinde yürüyüş ve meydanda erişilebilirlik sözünün söylenmesi ile başlayacak.

Festivalde yer alacak olan Braille ve Dokunarak Okuma Yazma, Bilişim ve Teknoloji, Kişisel Bakım, Oyun ve Hobi, Evde Tamir İşleri, Engelsiz Erişim, GETEM ve EEEH Dergi, Sesli Betimleme, Yemek, Engelsiz Parkur ve Müzik stantları, hayatın küçük dokunuşlarla herkes için erişilebilir olabileceğine dikkat çekecek. Yemek standında, festivali ziyaret eden misafirler, görme engellilerin yaptığı nefis yemeklerden tadabilecek, yemek pişirmenin sırlarını ve pratik yollarını ise ünlü yemek kitabı yazarı ve TV programcısı Selin Kutucular ile gerçekleşecek atölye çalışmalarında deneyimleyebilecek. Evde Tamir İşleri Standı, görme engelli bireylerin bağımsız yaşam becerilerini arttırmayı amaçlayacak, standı ziyaret eden misafirler basit tamirat işleriyle ilgili bazı ipuçları alacak. Festivalde, ayrıca Engelsiz Erişim, GETEM ve EEEH Dergi ortak-Standı’nda standı ziyaret eden konuklara, festival alanında canlı canlı kitap seslendirebilecekleri keyifli bir ortam sunulacak.

Festival bu yıl ayrıca geçen yıllardan farklı olarak, Rehber Köpekler, engelli oyuncaklar üreten Serpil Acar, matematik standıyla Hale Uçuş, El Yordamı sergisiyle Olcay Aşçı ve Funda Altın, Erişilebilir Haritalar Standı ile Sözer Vurgun, 3B YEM ile Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden Hıdır Karaduman ve ekibi, Tarihe Dokunmak stantlarına ev sahipliği yapacak.

İnkalar ve daha erken Kolomb Öncesi uygarlıklarca üretilen kumaşlar, yalnızca yapımlarında kullanılan hayvansal ve bitkisel lifleriyle değil, renk çeşitliliği arasından da Batılı araştırmacılar için son derece merak uyandırıcıdır.

İnka uygarlığında erkekler ortasında kafanın geçmesi için bir delik bulunan, ikiye katlanmış tek bir parça kumaştan oluşan tunik veya panço olarak adlandırabileceğimiz kıyafetleri giyerlerdi. Giysinin kenarları, kollar için boşluk bırakılarak iki yandan dikilir ve UNKU adı verilen bu giysinin altına peştemal giyilirdi. Soğuk havalarda UNKU’nun üzerine pamuklu kumaştan bir pelerin giyilir bu şekilde vücut sıcak tutulurdu. Çoğunlukla UNKU’ların askeri amaçla giyildiği düşülmektedir.

Yüksek statütüye sahip İnka erkekleri ise zarif bir kilim dokuması olarak tanımlayabileceğimiz, yüksek kalitede dokunmuş ve çift taraflı kullanılabilen CUMBİ adı verilen bir kıyafet giyerlerdi.

Kralın yani İnka’nın giysileri oldukça farklı ve nitelikliydi. CUMBİ’ler seçilmiş kadınlar tarafından vikunya yünü kullanılarak yapılır ve İnka tarafından giydikten sonra başka kimsenin giymemesi için imha edilirdi.

Günümüze dek ulaşan İnka tunikleri arasında dama tahtası tasarımı en dikkat çeken tasarımdır. İspanyol tarihçi Xerex üniformalı erkeklerin dama tahtasını andıran desenlerinin Peru’nun Cajamara şehrine 1532 yılında getirildiğini işaret eder.

Söz konusu bu tuniğin üst bölümü altın böceklerle süslenmiştir. Ayrıca farklı renklerdeki böcekler dama tahtasının kenarlarına da işlenmiştir.