Nilüfer Belediyesi bünyesinde kurulan Nilüfer Çoksesli Korosu, “2. Korfu Uluslararası Festival ve Koro Yarışması”nda ödülleri topladı. İki ayrı kategoride altın madalya alan koro, Üstün Sahne Performansı Özel Ödülü’ne de değer görüldü.

Nilüfer Çoksesli Korosu, Yunanistan’ın Korfu şehrinde düzenlenen “2. Korfu Uluslararası Festival ve Koro Yarışması’na katıldı. Yarışmaya Türkiye’den katılan tek koro olan Nilüfer Çoksesli Korosu, çok sayıda ulusal ve uluslararası festivallerde olduğu gibi yine performansıyla alkışları topladı.

Yarışmanın açılış seremonisinde özel davetle konser de veren Nilüfer Çoksesli Korosu, “Folklorik (folklore)” ve “Karma (mixed-A1)” olmak üzere iki farklı kategoride yarıştı. 20 ülkeden 37 farklı koronun yer aldığı yarışmada Zeynep Göknur Kara Yıldız’ın şefliğini yaptığı Nilüfer Çoksesli Korosu, performansıyla büyük beğeni topladı.

Yarışma sonunda Nilüfer Belediyesi Nilüfer Çoksesli Korosu, Mix A1 kategorisinde ve Folklorik kategoride altın madalyaya değer görüldü. Koro ayrıca, Nedim Yıldız’ın Komik Hürriyet eseri ile de Üstün Sahne Performansı Özel Ödülü ile onurlandırıldı.

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye adına Yunanistan’da önemli bir başarıya imza atan Nilüfer Çoksesli Korosu’nun üyelerini ve Şef Zeynep Göknur Kara Yıldız’ı kutladı. Başkan Bozbey, “Nilüfer’in bol ödüllü korosu Nilüfer Çoksesli Korosu, Nilüfer’i, Bursa’yı ve Türkiye’yi uluslararası alanda gururlandırdı. Eminim ki bundan sonra da büyük başarılara imza atacaktır. Bütün koro üyelerini ayrı ayrı kutluyorum” dedi.

Bu yıl altıncı kez izleyiciyle buluşacak olan Engelsiz Filmler Festivali’nde, ulusal ve uluslararası birçok festivalde yer alan 2017 yapımı 5 yerli sinema filmi “Engelsiz Yarışma” için yarışacak.

2017 yılının ses getiren yerli yapımlarından derlenen Engelsiz Yarışma’da bu yıl Pelin Esmer’in yönettiği ve Şair Leyla’nın istemeden de olsa çıktığı yolculuğu farklı ve gizemli bir hale getirme çabasını anlatan“İşe Yarar Bir Şey”, Emre Erdoğdu’nun iki kardeşin dramatik hayatını anlatan “Kar”, Tolga Karaçelik’in babalarının vasiyetiyle bir araya gelen 3 kardeşin babalarını ve birbirlerini tanıma süreci anlatan “Kelebekler”, Ümit Ünal’ın katil olduğunu hünerli elleriyle kimseye belli etmeyen Neslihan’ın hikayesini anlatan “Sofra Sırları” ve Tayfun Pirselimoğlu’nun bir kıyı kasabasında yaşanan gizemli olayları kıyametin habercisi olarak gören ahalinin yaşadıklarını anlatan “Yol Kenarı”filmleri jüri ve sinemaseverlerin beğenisine sunulacak.

İlk kez görme ve işitme engelli sinemaseverlerin erişimine uygun olarak seyirciyle buluşacak olan filmlerin gösterimi sonrasında söyleşiler de gerçekleşecek. Film ekiplerinin katılımıyla gerçekleşecek söyleşilere işaret dili çevirmenleri eşlik edecek.

Beyazperde’nin 3 Önemli İsmi Jüri’de
Engelsiz Yarışma’nın bu yılki jürisinde ise oyuncu Nursel Köse, yönetmen Ramin Matin ve sinema yazarı Murat Özer bulunuyor.

Beyazperde’nin önemli isimlerinin belirleyeceği En İyi Film, En İyi Yönetmenve En İyi Senaryo ödülleri ve Braille alfabesi ile de basılan pusulalarla seyirciler tarafından oylanarak belirlenen Seyirci Özel Ödülü, 20 Ekim Cumartesi akşamı Goethe-Institut Ankara’da düzenlenecek Ödül Töreni’nde sahiplerini bulacak.

Engelsiz Filmler Festivali bu yıl, 8-10 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi Sinema Salonu (SineBu), 12 – 14 Ekim tarihleri arasında Eskişehir’de Taşbaşı Kültür ve Sanat Merkezi (Kırmızı Salon), 17 – 21 Ekim tarihleri arasında ise Ankara’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Goethe-Institut’te gerçekleşecek.

Tüm Gösterim ve Etkinlikler Ücretsiz
Engelsiz Filmler Festivali her sene olduğu gibi bu sene de tüm gösterimlerini ve yan etkinliklerini ücretsiz olarak seyircilere sunuyor.

Şişli Belediyesi, “Çocuk Anlatır Sen Dinle İstismarı Önle” projesi kapsamında yeni bir adım daha atarak projeyi bir ileri aşamaya taşıdı. Belediye, çocuğun bedensel haklarını “Kendimi Koruyorum Haklarımı Koruyorum” tiyatro oyunu ile çocuklar ve ailelerine anlatacak.

İçeriği, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve çocuk hakları alanındaki uzman kişiler tarafından oluşturulan, İstanbul Temaşa Tiyatrosu oyuncularının rol aldığı oyun sene boyunca her ay iki defa sergilenecek.

Şişli Belediyesi, “Çocuk Anlatır Sen Dinle İstismarı Önle” projesinin ikinci etabı başladı. Çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakalarındaki bilgi kirliliğinin önlenmesi ve bu alandaki çocuk ve yetişkin farkındalığının artırılmasını amaçlayan projenin yeni ayağında çocukların bedensel haklarına tiyatro oyunu ile dikkat çekiliyor. Bu amaç doğrultusunda sergilenen “Kendimi Koruyorum Haklarımı Koruyorum” oyunu çocuğun beden hakları konusunda çocuklar ve ailelerine yönelik mesajlar vererek kendi hakları konusunda savunuculuk yapan çocuklar kadar yetişkinler, ebeveynler, öğretmenler, çocuklarla çalışan tüm kişi ve kurumları bilinçlendirmeyi ve farkındalık yaratmayı hedefliyor.

İçeriği Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve çocuk hakları alanındaki uzman kişiler tarafından oluşturulan, İstanbul Temaşa Tiyatrosu oyuncularının rol aldığı, “Kendimi Koruyorum Haklarımı Koruyorum” oyunu bugün Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Evi’nde ilk defa seyirci ile buluştu. Gösterime yüzlerce çocuk ve aileleri katıldı.

Sene boyunca ayda iki gösterim yapılacak
“Kendimi Koruyorum Haklarımı Koruyorum” oyunu, bir sene boyunca her ay iki kez, mahallelerde, belediyeye ait çocuk merkezlerinde ve kreşlerde, okullarda ve Şişli’de talep edilen tüm mekanlarda sergilenecek.

Oyun, bu konuyu tek başına çocuğun sorumluluğu olarak gören uygulamalara karşı; yetişkinlere, ebeveynlere ve sosyal politikalara çocuğun bedensel haklarını kabul etme, onu bir birey olarak kabul ederek kararlarına saygı duyma ve “hayır!”ına kulak verme konusunda çağrıda bulunuyor. Bu sebeple oyun, kendi hakları konusunda savunuculuk yapan çocuklar kadar yetişkinleri de bu konuda bilgilendirmeyi, çocuklara kendilerini koruyabilecekleri doğru davranışları gündelik pratikleri haline getirmelerini anlatmayı amaçlıyor.

25 dakikalık oyun, 6 yaş ve üstü tüm gruplar tarafından izlenebiliyor.

Kaynağını Anadolu’nun binlerce yıllık mitolojik ve kültürel tarihinden alan Anadolu Ateşi Dans Topluluğu, 22-23 Eylül tarihlerinde 60 milyon yıllık tarih Kapadokya, Perili Ozanlar Vadisi’nde sahne alacak.

Geçtiğimiz haftalarda tarihlerinde tarihin ve eşsiz doğanın bütünleştiği Kapadokya’da ilk kez sahne alan Anadolu Ateşi Dans Topluluğu, 22-23 Eylül tarihlerinde Perili Ozanlar Vadisi’nde yerli ve yabancı seyircileriyle yeniden buluşuyor.

Kuruluşunun yirminci, sahnede ise on sekizinci yılında Türkiye başta olmak üzere, Dünya’nın her yerinde kültürel esinti yaratmaya devam eden topluluk, Anadolu Ateşi gösterisiyle Kapadokya’nın büyülü atmosferinde seyircilere dans şöleni yaşatmaya hazırlanıyor. 5.000’den fazla kez sahnelenen Anadolu Ateşi gösterisi,Özel Gösteriserisi kapsamında dev kadrosuyla beraber yenilenmiş koreografi, müzik ve sahne görüntüleriyle seyirci karşısına çıkacak.

Anadolu Ateşi Dans Topluluğu, tarih ve doğanın bütünleştiği Kapadokya’da sezon boyunca haftada iki gün seyirciyle buluşacak.

Okullar Okulu başlığıyla düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali’nin ev sahipleri arasında yer alan Akbank Sanat, altı hafta boyunca sanatseverleri ağırlayacak.

Türkiye’de sanatın gelişimine çeyrek yüzyıldır destek veren Akbank Sanat, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Okullar Okulu başlığıyla düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali’nde 22 Eylül – 4 Kasım tarihleri arasında Bozum Okulu (Unmaking School) etkinliklerine ev sahipliği yapacak.

Akbank Sanat’ta görülebilecek Bozum Okulu (Unmaking School), insanoğlunun durdurulamayan yaratıcılık içgüdüsünün üretimden iş dünyasına ve kentleşmeye uzanan bir yelpazede dünya dengelerini nasıl şekillendirdiğini inceliyor. Bozum Okulu’ndaki proje ve etkinlikler, eski ve yeni haritalandırma tekniklerinin yanı sıra mekâna özgü üretim biçimlerini sorguya açıyor.

“Öğrenme biçimi olarak tasarımı, tasarım biçimi olarak da öğrenmeyi” inceleyen 4. İstanbul Tasarım Bienali, Türkiye ve yurtdışından uygulamacıları, eğitimcileri ve düşünürleri, ortak bir diyalog ve üretim mekânı yaratmak için bir araya getirecek. Tasarımı ve öğrenme biçimlerimizi sorgulayan 4. İstanbul Tasarım Bienali’nde 100’den fazla katılımcı yer alacak.

Tüm dünyayı olumsuz manada etkisi altına alan iklim değişikliğinin, tarihi eserlere de etkisi altına alıyor.

Konu hakkında araştırma yürüten Heracles Araştırma Komitesi bilim insanları, uydu görüntülerini kullanarak toprak hareketlerini izliyor ve yapılan sondaj çalışmalarında eserlerin inşa edildiği taşlarda kimyasal analizler yapıyor.

Örneğin İtalya’nın Gubbio şehrinde 14. yüzyıl’da inşa edilmiş olan ve kentin en simgesel binası olarak sanat ve arkeoloji sergilerine ev sahipliği yapan binanın taş duvarlarının içinde çatlaklar oluşmuş durumda.

Uzmanlar bu çatlakların sebebini,  şehrin önceki dönemlere göre daha sık ve şiddetli yağış alması olduğunu söylüyor.

İklim değişikliklerinin özellikle Girit’de bulunan, Cenevizlilerin inşa ettiği Koules kalesi gibi deniz kenarındaki tarihi eserleri etkilediği belirtiliyor. 16. yüzyılda inşa edilen kalenin duvarları düzenli olarak çarpan dalgalar sebebiyle aşınıyor.

Yerel yetkililer de kalenin geleceğini ön görebilmek için araştırmacılar tarafından toplanan verileri kullanıyor.

Sanat eserlerinin bakımı zorlaşıyor

Ayrıca heykel, tablo gibi sanat eserleri iklim değişikliğinin olumsuz yansımalarıyla karşı karşıya.

Bunlardan biri de Venedik Kanalı’nda bulunan Peggy Guggenheim koleksiyonuna ev sahipliği yapan
ünlü modern sanat müzesi.

Çağdaş sanatta kullanılan deneysel malzeme ve tekniklerin, eserlerin korunmasını özellikle zorlaştırabildiği belirtiliyor.

Müzenin müdürü Karole Vail, sanat eserlerinin, özellikle tabloların korunması konusunda yaşanılan zorlukları şöyle anlatıyor:

“20. Yüzyıl eserlerinde birçok yeni malzeme kullanıldı. Bu da sanat eserlerini önceki dönemlere oranla biraz daha karmaşık hale getiriyor. Bu eserlerin korunması toplum ve gelecek nesiller açısından önemli.”

17. Filmmor Kadın Filmleri Festivali için başvurular alınmaya başladı. Mart ayında başlayacak olan festivalde yer almak isteyen kadın sinemacılar 9 Kasım’a kadar başvuru yapabilecek.

Yönetmenin ya da yönetmenlerden en az birinin kadın olan filmlerin yarışacağı  festival için başvurular 9 Kasım 2018’e dek devam edecek.

‘Kadınların yarışmada değil dayanışmada buluştuğu festival’ sloganıyla gerçekleşecek olan etkinlik, Mart ayında başlayacak.

İstanbul’dan başlayarak çok sayıda şehri gezecek festivalde; Kadınların Sineması, Bedenimiz Bizimdir, Kendine Ait Bir Cüzdan gibi özel bölümlerin yanı sıra toplu gösterimler ile söyleşi, panel ve atölyeler de yer alacak.

Filmmor nedir?

2001 yılında İstanbul’da kurulan ve sadece kadınların katılımına açık olan Filmmor Kadın Kooperatifi, kadınlarla kadınlar için sinema yapmak, itiraz etmek, üretmek, düşlemek ve eylemek için var!

Filmmor; kadınların sinema ve medyaya katılımını, bu alanda kendilerini ifade edebilme, iletişim ve üretim alan, olanak ve güçlerini artırmayı ve kadınların cinsiyetçi olmayan temsil ve deneyimlerini yaygınlaştırmayı amaçlar.

Kadınlar için film de üretebildikleri sinema atölyeleri, kurslar yapar. Kadın platformları, kampanyaları için ve feminist temalarda filmler, videolar, görseller yapar.

Kadınların Gözünden Kadınlar-Fotoğraf Sergisi, Namus İçin Neler Çektik-Film-Fotoğraf Sergisi, Ev İşlerine Hapsolmayalım İstanbul’a Çıkalım-Film-Fotoğraf-Tasarım Sergisi gibi sergiler, Cinsiyetçi Olmayan Medya İçin, Cinsiyet Eşitliğinin İnşası gibi konferanslar yapar.

2001 yılından beri her yıl, mart ayından başlayarak Gezici Filmmor Kadın Filmleri’ni yapar. “Kadınların Şiddete Bakışı”, “Namus” “Bedeniyle Barışık Filmler” “Kadınların Dayanışması Yaşatır” gibi temalarla, filmler, söyleşiler, sergilerle 16 yılda 25 farklı şehri dolaşan festivalde, Türkiye sinemasındaki cinsiyetçiliğe dikkat çekmek ve gelecek yıllar vermemek dileğiyle Altın Bamya Ödülleri de verilir.

Ferzan Öztepek İtalya’nın en önemli kültür sanat etkinliklerinden biri olan Cordile di Francesco ‘nun onur konuğu olacak.

İtalya’nın en önemli kültür ve sanat etkinliklerinden biri olan Cortile di Francesco’nun 40’ıncı yılındaki ‘Onur Konuğu’ Ferzan Özpetek. Cortile di Francesco, ‘Farklılıklar’ olarak belirlenen 2018 yılı temasıyla etkinlik, tiyatro ve sinema, mimarlık ve tasarım, ekonomi, gazetecilik ve güncel olaylar olmak üzere 6 bölümden oluşuyor.

İtalya’nın başarılı, söz sahibi ve öncü olan  isimleri 21 – 22 Eylül’de Perugia yakınlarındaki Assisi’de etkinlik kapsamında farklı sektörlerle ve katılımcılarla buluşacak.

İtalya’da gerçekleştirildiği tarihlerde gündem oluşturan ve uzun süre konuşulan etkinliklerden biri olan  Cortile di Francesco’, da Ferzan Özpetek, ‘Açık yürekli Ferzan Özpetek Sineması’ başlığıyla yer alacak.

 

Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası (TUGFO), şef Cem Mansur eşliğiyle 4 Eylül tarihinde Zorlu Perfonmans Sanatları Merkez’inde sevenleriyle buluştu. Türkiye’nin en yetenekli konservatuarlarından seçilen 81 genç yetenekten oluşan TUGFO sevenlerini hayran bıraktı.

Faaliyetlerini Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı adı altında sürdüren  ve bu yıl 12. yılını kutlayan orkestranın heyecanına Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Vakfı Başkan Yardımcısı Zerrin Koyunsağan, Akkök Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü, Canan Başaran Symes, Vera Bulgurlu, Haldun Dormen, Göksel Kortay, Cihat Aşkın, Lale Mansur gibi iş, sanat ve cemiyet dünyasının önde gelen isimleri ortak oldu.

TUGFO, İstanbul konserinin ilk yarısını aynı zamanda Cem Mansur’un da hocası olan dünyaca ünlü ABD’li orkestra şefi, besteci, yazar ve piyanist Leonard Bernstein’a ayırdı.

Doğumunun 100. yılı tüm dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanan Bernstein’ı iki önemli eseriyle anan orkestra, repertuarında ünlü müzisyenin ‘Divertimento’ ve ‘Serenade’ adlı eserlerine yer verdi. Konserde Prokofiev’in ‘5’inci Senfoni’ eserini de sanatseverlerle buluşturan orkestranın performansı büyük beğeni topladı.

TUGFO ve ALENA BAEVA aynı sahnede

İstanbul konserinin solistliğini, genç yaşta elde ettiği başarılarla adını duyuran Rus kemancı Alena Baeva aldı. Baeva, Bernstein’ın ‘Serenade’ adlı eserinde genç müzisyenlerle aynı sahneyi paylaştı. Dünyanın en iyi orkestraları ile birlikte çalışan sanatçı, gençlerle birlikte sergilediği performansla dinleyenlerin kulak pasını sildi.

Saygın konser salonları TUGFO’yu ağırlayacak

Genç müzisyenlere notalarını dünyayla buluşturma fırsatı sunan TUGFO, Avrupa turnesine alkışlarla uğurlandı. Her yıl Avrupa’nın seçili festival ve konser dizilerine konuk olan orkestra, bu yıl da Çekya, Slovakya, Avusturya, Macaristan ve Polonya’da toplam 8 konser verecek. Genç müzisyenler, Avrupa’nın en seçkin konser salonlarında konser verme heyecanını yaşayacak.

2018 Turne programı

10 Eylül 2018 Prag Konseri, Çekya

12 Eylül 2018 Slovak Radyosu Konser Salonu, Slovakya

13 Eylül 2018 Viyana Konseri, Avusturya

14 Eylül 2018 Pecs Konseri, Macaristan

16 Eylül 2018 Budapeşte Konseri, Macaristan

18 Eylül 2018 Varşova Konseri, Polonya

 

 

Disk Atan Adam veya Discobolus antik çağın en bilinen eserleri arasındadır. Bu heykel Yunanların Geç Klasik döneminde bronzdan yapılmıştır. Heykelin orijinali artık mevcut değil; fakat birçok meşhur mermer Roma kopyası bulunmaktadır.

Heykelin yaratıcısı olarak bilinen Myron (MÖ 480-440 arası faal) Attika ve Boeotia arasında bulunan Eleuherae’de doğmuştur. Myron , çalışma hayatının büyük bir kısmını Atina’da geçirmiş ve atlet betimlemeleriyle tanınmıştır. Myron temel olarak bronz ile çalışmıştır. Çünkü bronz yapısı gereği sanatçıların daha hareketli duruşları ve gerçekçi ince detayları görme konusunda mermerden daha üstün daha çok tercih edilen bir malzemedir. Bir diğer avantajı ise bronz heykeller , mermer heykellerden  daha hafif olması nedeniyle taşınması daha kolaydır. Bunların sonucu olarak Yunan heykelciliği tüm Akdeniz’e yayılmıştır.

Disk atma antik pentatlonda atletlerin discus adında ağır bir diski olabildiğince uzağa fırlattıkları bir etkinliğin adıdır. Burada Myron, atletin anlık hareketsizliğini yakalamıştır. Yunanca da bu anın karşılığı ‘ rhythmos’tu ve bu sözcük , ince bir harmoni ve denge durumunu anlatır. Bu figür , heykeltıraşların hareket hissi yaratma istediklerini anatomik olarak mükemmel olanı tasvir etme arzularını tatmin etmektedir.

Myron rhythmos  durumunu temsil eden ilk heykeltraş olarak kabul edilir ve hareketli duruşlar üzerine çalışmalarıyla bilinir. Myron ‘un bu zikzaklı atlet heykeli , figürü ; kolu arkada , ağırlığı sağ ayağı üzerinde ve elinde tuttuğu diski fırlatmak için vücudunu döndürmek üzereyken gösterir.

İtalya’daki Cressoni Tiyarosu’nda Roma İmparatorluğu dönemine ait kalıntılar bulundu. Kültür Bakanı Bonisoli , bu arkeolojik keşif için ‘İstisnai bir durumun da ötesinde çığı açan tarihi bir an’ sözlerinde bulundu.

İtalya Kültür Bakanı Alberto Bonisoli, ülkenin kuzeyinde Como’daki Cressoni Tiyatrosu’nda Roma İmparatorluğu dönemi ait paralar bulunmasının ardından konuşma yapmak üzere basın toplantısı düzenledi.

Bonisoli, “Benim için bu olay istisnai bir durumun da ötesinde, çığır açan tarihi bir an.” dedi. Görevli arkeologlar bulunan testinin içinde sadece altının olmadığını 3 farklı obje daha çıktığını belirtti.

Yetkililerden biri yaptığı açıklamada, “Bir anlığına kesinlikle bir altın külçe gördük ve iki obje daha ama şu an için sadece 4’er gramlık 27 altın parayı çıkardık. Altınlar, Honorius, 3. Valentinianus, 1. Leo ve Libius Severus dönemlerinde basılmış.” diye konuştu.

Geçen hafta ülkenin Como’daki Cressoni Tiyatrosu’nda yürütülen arkeolojik kazı sırasında Roma İmparatorluğu dönemine ait yüzlerce altın para bulunmuştu. Köpüktaşından yapılmış bir testide bulunan altınlar, daha sonra Kültür Bakanlığının restorasyon laboratuvarına gönderilmişti. Arkeologlar ile restorasyon ve para uzmanları bulgular üzerinde inceleme yapmıştı.