Cengiz Özek Gölge Tiyatrosu, ”3. Uluslararası Hanoi Kukla Festivali”nde iki ödüle layık görüldü.

Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, 4-10 Eylül’de Vietnam’da düzenlenen ”3. Uluslararası Hanoi Kukla Festivali”nde, Türkiye’yi Cengiz Özek Gölge Tiyatrosu temsil etti.

Çeşitli ülkelerden 20 tiyatro grubunun katıldığı festival sonunda yapılan uluslararası jüri değerlendirme sonuçlarına göre, ”En İyi Oyuncu” ve”En İyi Senaryo” ödüllerine, ”Çöp Canavarı” adlı modern yaklaşımlı Karagöz oyunu yorumlarıyla, Cengiz Özek Gölge Tiyatrosu layık görüldü.

Cengiz Özek

İstanbul’da 1964’te doğan Cengiz Özek, İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. Kent Oyuncuları, Dormen Tiyatrosu, Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatrosu’nda oyuncu, rejisör ve yönetici olarak görev yapan Özek, Müşfik Kenter’in ”Bir Garip Orhan Veli” oyununun afişini tasarladı.

Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği üyesi olan Özek, 1993 yılında Geleneksel Türk Tiyatrosu türlerinden hareketle çağdaş oyunlar sahnelemeyi ve kukla tiyatrosu ile ilgili gösteriler yapmayı hedefleyen ”Cengiz Özek Kukla Tiyatrosu”nu kurdu.

Türk Tiyatrosu’na ve seyircisine, kukla tiyatrosunu tanıtmak amacıyla, her yıl düzenli bir şekilde devam etmesi planlanan ”İstanbul Uluslararası Kukla Festivali”ni oluşturan Özek, halen Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde ”Türk Tiyatrosu” dersi veriyor.

Özek’in, kukla tiyatrosuna verdiği katkılar ve yürüttüğü projeler nedeniyle, ulusal ve uluslararası çok sayıda ödülü bulunuyor.
 Kaynak : [-]

Dünyanın konuştuğu kitap, sinemaseverler içinfestival boyunca ücretsiz dağıtılacak!

 Dan Fleming’in tüm dünyada ses getiren sinemakitabı ¨Making the Transformational Moment inFilm¨ sinemaseverler ve sinema öğrencileri için çevriliyor. Malatya Valiliği ve Malatya Kayısı Araştırma Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından hayata geçirilen ve bu yıl 9-15 Kasım 2012 tarihleri arasında üçüncü kez gerçekleştirilecek olan Malatya Uluslararası Film Festivalisinemaseverler ve sinema bölümü öğrencileri için sinema teknik kitapları hazırlamaya devam ediyor.
Sinema tekniği üzerine çok az kitabın yayınlanmış olduğu ülkemizde, MUFF ilk yılından itibaren bu eksikliği giderebilmek için teknik bir kitabı yayına hazırlıyor. MUFF birinci yılında Jeremy Vineyard’ın “Sinemada Çekim Teknikleri: Her Sinemacının Bilmesi Gereken Önemli Kamera Hareketleri” kitabını; ikinci yılında Gael Chandler’ın “Film Kurgusu:  Sinemaseverlerin ve Film Yapımcılarının Bilmesi Gereken Mükemmel Kesmeler, 2009” kitaplarını sinemaseverlere ve sinema öğrencilerine armağan etmişti.
Malatya Uluslararası Film Festivali geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da, bir önceki kitapların devamı niteliğinde; Yeni Zelanda Üniversitesi Sanat Okulu Ekran ve Medya Araştırmaları Kürsü Başkanı Dan Fleming’in “Making the Transformational Moment in Film” adlı yeni kitabını, Festivale katılacak sinemacı ve sinema öğrencileri için Türkçe olarak hazırlıyor.
Eleştirmenlere göre kitabın en önemli yararı; sinema insanlarına, film yapımındaki ham materyallerin bir araya getirilerek, nasıl bir dönüşüm yarattığını, ayrıntılar ve örneklerle öğretmesi.
Yazar bu kitapta anlık dönüşümün nasıl inşa edildiğini, anın nasıl sahnelendiğini, görsel kompozisyonların nasıl kullanıldığını, öykünün nasıl yapılandırıldığını, renk, ışık ve müziğin nasıl bir araya getirildiğini ve karakterlerin nasıl ete kemiğe büründüğünü; Vincent Ward ve diğer yönetmenlerin filmlerinin önemli kareleri ile örneklendirerek anlatıyor. Fleming’e göre dönüşüm süreci, renk, ışık ve müzik öğelerinin bir araya gelmesiyle oluşuyor ve tüm içeriğe etki ediyor.
Kitap için ne dediler?
¨Bu kitabın her sayfasında, sinemacıları sevinçten zıplatacak öneriler var. Zekice yazılmış, Arthur Koestler çaprazlamasını çağrıştıran bu kitap önemli film çekim tekniklerini ve önemli teorileri bir arada sunuyor.¨  Barnet Bain, Yapımcı, What Dreams May Come.
• “Fleming, teorik eğitimi ustalıkla pratiğe dönüştürüyor. Biz sinemacılara, iyi film yapabilmemiz için yeni düşünce yolları gösteriyor. Bence, ihtiyacımız olan tam da budur.¨

Kültür ve sanat hayatımızı dopdolu programlarıyla 12 yıldır renklendiren İş Sanat, 13. sezonunda da sanatseverlere özel projelerle merhaba diyor. İş Sanat geçtiğimiz aylarda genç yaşta aramızdan ayrılan İş Sanat Yönetmeni Meriç Soylu’nun imzasını taşıyan programıyla 13. sezonunda değerli yönetmenini anıyor.

İstanbullu sanatseverlerin buluşma noktası olan İş Sanat 13. sezonuna 17 klasik müzik, 6 caz, 6 dünya müziği, 7 yerli proje, 3 dans gösterisi, 5 şiir dinletisi ve 8 çocuk gösterisinden oluşan dopdulu bir program ile başlıyor.

Sanat tutkunlarının her yıl büyük beğenisini kazanan ve hafızalara kazınmış geçmiş sezonları gibi, İş Sanat yeni sezonunda da dünyaca ünlü sanatçı ve topluluklar ile ülkemizin önde gelen sanatçılarını ağırlayacak. .

İş Sanat 2012-13 sezonunda, müziğe olan tutkusuyla sanatseverleri 6 yıldır birinci sınıf etkinliklerle buluşturmak için üstün bir gayret gösteren, sezonun programını hazırlayan Meriç Soylu’yu anıyor.

YENİ SEZON “PİYANONUN ŞEYTANİ MELEĞİ” İLE BAŞLAYACAK

Sanatseverlere bu yıl 13. kez kapılarını açacak olan İş Sanat, 3 Kasım Cumartesi günü şef Sascha Goetzel yönetimindeki Borusan Filarmoni Orkestrası’nın, 1995 yılında kazandığı 5. Roma Uluslararası Piyano Yarışması Birincilik Ödülü sonrasında İtalyan basınının “Piyanonun Şeytani Meleği” diye bahsettiği, Emre Şen’e eşlik edeceği konserle açacak.

İş Sanat’ın yeni sezonunda soprano Simone Kermes, piyanist Paul Lewis, klarnet sanatçısı Martin Fröst ile piyanist Lisa de Salle ve cazın sıradışı üçlüsü The Puppini Sisters ilk kez Türk izleyicisiyle buluşacak. İş Sanat ayrıca Giardano Dance Chicago ve dünyaca ünlü koreograf ve dansçı Benjamin Millepied’nin topluluğu L.A. Dance Project’in Türkiye’deki ilk gösterilerine de ev sahipliği yapacak.

LUZ CASAL, IMA, MARIZA…

İspanyol müziğinin başarılı temsilcilerinden Luz Casal, Kanadalı genç yıldız sanatçı Ima, dünyaca ünlü Flamenko gitaristi Paco Pena, fado müziğinin genç temsilcilerinden Carminho, Yunanistan’da “Şarkıların Yüce Tanrıçası” olarak anılan diva Marinella ve fadonun kraliçesi Mariza dünya müziğinin farklı renklerini İş Sanat sahnesine taşıyacak.

YİNE KLASİK MÜZİĞİN DEV İSİMLERİNİ AĞIRLAYACAK

Bu yıl 65. yaşını kutlayacak olan ünlü çellist Mischa Maisky, kızı Lily ve oğlu Sascha Maisky, “piyano dâhisi” olarak anılan Arcadi Volodos, bir buçuk yıllık bir aradan sonra tekrar sahnelere dönen piyanonun aranan isimlerinden Piotr Anderszewski ve ülkemizin yetiştirdiği en önemli piyanistlerden Gülsin Onay’ın yanı sıra parlak genç piyanist Lise De La Salle, kemanın yıldız isimleri Isabella Faust, Hilary Hahn Janine Jansen ve Patricia Kopatchinskaja öne çıkan isimlerden yalnızca bir kaçı. Prag Filarmoni Camerata Salazburg, Die Deutsche Kammerphilarmonie Bremen, Berlin Oda Orkestrası, Bavyera Radyo Oda Orkestrası da İş Sanat sahnesinde müzik ziyafetine imza atacak dünyaca ünlü orkestralar arasında yer alıyor. Strauss Festival Orchestra Vienna ise yine unutulmaz yeni yıl konserleri gerçekleştirecek.

CAZ TUTKUNLARI BULUŞACAK

Cazın efsane haline gelmiş isimlerinden David Murray ve Macy Gray dünya turneleri kapsamında caz tutkunlarının karşısında olacak. Kenny Garret Quartet, The Puppini Sisters, Hiromi Trio Project, Kurt Elling ve Michel Camilo Flamenko gitaristi Tomatito ile İş Sanat sahnesinde unutulmaz konserlere imza atacak.

Kaynak :[-]

Kings Of Convenience, çarşamba, perşembe ve cuma günü saat 20.00’de Garanti Caz Yeşili Nordik Müzik Festivali kapsamında Babylon’da.

Sergi

İstanbul

■ Mehmet Turgut’un “Sualtında İntiharlar/Underwater Suicides” isimli sergisi 27 Eylül – 4 Ekim tarihleri arasında Hasköy Yün İplik Fabrikası’nda.

■ Tamer Yılmaz’ın “by TAMER YILMAZ” isimli fotoğraf sergisi 20 Eylül – 12 Ekim tarihleri arasında, Piramid Sanat’ta.

■ Naciye Baş’ın “Büyüsün Sanat” isimli sergisi 17 – 29 Eylül tarihleri arasında VakıfBank İstanbul Genel Müdürlük Fuaiyesi’nde.

■ İlke Kutlay’ın “Balans” isimli sergisi 17 Eylül – 5 Ekim tarihleri arasında Galeri Merkur’de.

■ İzlenimler ve Karşılıklar isimli karma sergi 18 Eylül – 5 Ekim tarihleri arasında Galeri/Miz’de.

■ Ayten Yetiş Doğu’nun “Boğazı Yeniden Tanımak” isimli sergisi 18 Eylül – 8 Ekim tarihleri arasında Galeri Işık’ta.

■ Özgür Oğuz ve Mete Erdoğmuş ’un “Kesişim” isimli sergisi 18 Eylül – 9 Ekim tarihleri arasında.

■ Emmanuelle Karatay ’ın “Düşlerim” isimli sergisi 18 Eylül – 10 Ekim tarihleri arasında Ortaköy Sanat Galerisi’nde.

■ Ruzin Gerçin Anısına isimli suluboya resim sergisi 18 Eylül – 12 Ekim tarihleri arasında Galeri Selvin’de.

■ Gavin Turk’un “Türk” isimli sergisi 18 Eylül – 16 Ekim tarihleri arasında Galerist’te.

■ Dominique Barreau’nun “İstanbul’da Randevu” isimli sergisi 18 Eylül – 31 Ekim tarihleri arasında Gama Sanat Galerisi’nde.

■ Yansıma Üzerine Düşünceler isimli karma sergi 18 Eylül – 10 Kasım tarihleri arasında Galeri Manâ’da.

■ Unseen Photo Fair Amsterdam isimli sergi 19 – 23 Eylül tarihleri arasında Elipsis Galeri’de.

■ Taner Alakuş’un “Hayallerimdeki Minyatürler” isimli sergisi 19 Eylül – 22 Ekim tarihleri arasında Çırağan Palace Kempinski Sanat Galerisi’nde.

■ Gerard Caris’in “Beşgencilik” isimli sergisi 19 Eylül – 27 Ekim tarihleri arasında Kuad Galeri’de.

■ Dönüşüm: Çağdaş Çin Sanatına Bir Bakış isimli sergi 20 Eylül – 25 Kasım tarihleri arasında İstanbul Modern’de.

■ Abdurruhman Öztoprak anısına yapılan sergi 20 Eylül – 1 Aralık tarihleri arasında Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi’nde.

■ Sonbahar Karma Sergisi 28 Eylül’e kadar Bahariye Sanat Galerisi’nde.

■ Evin Sanat Galerisi yaz karma sergisi 28 Eylül’e kadar devam ediyor. (0212 265 81 58)

■ Dora Günel’in “Unvan-Sız” isimli fotoğraf sergisi 28 Eylül’e kadar TMMOB Mimarlar Odası, Karaköy Binası’nda.

■ Bilge Alkor, Semih Duman, Ahmet Elhan, Ege Kanar, Çağlar Kanzık, Cihan Poçan, Sinan Tanrıdağ ve Begüm Yamanlar’ın fotoğraf sergisi 29 Eylül’e kadar 4a Sanat Galerisi’nde. (0212 233 33 80)

■ Oto-Portre isimli karma sergi 29 Eylül’e kadar artSümer’de.

■ Yunus Tonkuş’un “Bin desen, desem” isimli sergi 29 Eylül’e kadar Arte İstanbul’da.

■ Dombrovskaya Elena, Meerson Aleksandr, Titov Nikolay gibi isimlerin bulunduğu “Dokuz İstanbul” isimli sergi 29 Eylül’e kadar Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde.

■ Deneyimin Ötesi sergisi 30 Eylül’e kadar Pera Müzesi’nde.

■ Setenay Özbek’in sergisi 30 Eylül’e kadar ART350’de.

■ Kare Art Gallery’deki karma sergi 30 Eylül’e kadar ziyaret edilebilir.

■ Kes-Yapıştır isimli karma kolaj sergi 30 Eylül’e kadar Galeri İlayda’da.

■ Işığın Peşindeki Çocuklar 3isimli karma fotoğraf sergisi 30 Eylül’e kadar PhotoWorld Fotoğraf Merkezi’nde. (0216 418 19 76)

■ İstanbul Fotoğrafları Sergisi 5 Ekim’e kadar Caddebostan Kültür Merkezi’nde.

■ Pınar Ceylan’ın “ULİTSA” isimli sergisi 2 Ekim’e kadar Galeri Espas Sanat Galerisi’nde. (0212 270 70 17)

■ Selim Birsel, Ali Kazma, Ali Emir Tapan, Nasan Tur, Mürüvvet Türkyılmaz’ın “Küçük Hakikatler” isimli sergisi 6 Ekim’e kadar Egeran Galeri’de. (0212 251 12 51)

■ Ersan Deveci’nin “Çocuk Oyuncağı” sergisi 6 Ekim’e kadar Dirimart’ta.

■ Bihrat Mavitan’ın “Üçer, üçer, üçer” isimli heykel sergisi 7 Ekim’e kadar Harmony Sanat Galerisi’nde.

■ Ysolt’un Yeni Limanı 10 Ekim’e kadar Rahmi Koç Müzesi’nde.

■ Algı Kapıları isimli karma sergi 13 Ekim’e kadar The Marmara Pera’da. (0212 292 00 38)

■ Bahadır Baruter’in “Senin Ailen Bir Yalan Yavrum” isimli sergisi 13 Ekim’e kadar Galeri X-Ist’te.

■ Padişahın Evi: Haremi Hümayun sergisi 15 Ekim’e kadar Topkapı Sarayı Müzesi, Has Ahırlar Sergi Salonu’nda.

■ Sara Baruh’un “Double Face – İki Yüzlü” isimli sergisi 15 Ekim’e kadar Gallery LiNART’ta.

■ Hüseyin Aksoylu’nun “Ağırlık” isimli sergisi 15 Ekim’e kadar art ON İstanbul’da.

■ Esra Ekşi Demir’in “Yaşanmışlıklar” isimli sergisi 19 Ekim’e kadar Ürün Sanat Galerisi’nde. (0216 363 12 80)

■ Emre Senan’ın “ani Paçavra” isimli sergisi 20 Ekim’e kadar Galeri Apel’de.

■ Yağız Özgen’in “Tayf” adlı ikinci kişisel sergisi 20 Ekim’e kadar Sanatorium’da.

■ Servet Koçyiğit’in “Aşk ve Diğer Meseleler” isimli sergisi 20 Ekim’e kadar RAMPA’da. (0 212 327 08 00)

■ Ahmet Güneştekin’in sergisi 20 Ekim’e kadar Armaggan Art Gallery’de.

■ Viron Erol Vert’in “7 Perde / 7 Curtain” isimli sergisi 21 Ekim’e kadar Galerist Hasköy’de.

■ Josephine Powell’ın “Josephine’in Gördüğü: 20. Yüzyılda Anadolu’nun Kırsal Yörelerine Fotoğrafik Bakışlar” sergisi 21 Ekim’e kadar Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde.

■ Çağdaş Ustalardan Sergi 31 Ekim’e kadar TEM Sanat Galerisi’nde.

■ Halki’den Yansımalar Kartpostallarda Ada Sergisi 31 Ekim’e kadar Heybeliada İnönü Evi Müzesi’nde.

■ Allan Sekula: Birleşmeyen Filmler 1997-2012 sergisi 31 Ekim’e kadar Akbank Sanat’ta.

■ Biz bu memleketi seninle sevdik Lefter sergisi 24 Haziran 2013’e kadar Adalar Müzesi’nde.

Ankara

■ Yaz Karması – resim – 28 Eylül’e dek – Atlas Sanat Galerisi’nde. (0312 468 59 04)

■ Yaz Karması – resim, heykel, 30 Eylül’e dek – Krişna Sanat Merkezi’nde. (0312 418 02 53)

■ Federica Rossi – resim – 30 Eylül’e dek – Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi’nde. (0312 446 51 78)

■ Tuncay Betil&Zeki Faik İzler – resim – 1 Ekim’e dek – Doku Sanat Galerisi’nde. (0312 439 78 80)

■ Temas ve Tahammül – resim – 8 Ekim’e dek – Çankaya Belediyesi Galeri Kara’da. (0312 433 12 35)

■ Türkiye’de 2012 Çin Kültür Yılı – Ankara sergisi – 20 Ekim’e dek – IC Sanat Galerisi’nde. (0313 417 82 64)

İzmir

■ Arkas Sanat Merkezi, Ahmet Ertuğ’un “Sessizliğin Yankısı” adlı fotoğraf sergisini ağırlamayı sürdürüyor.

■ Ekin Erman “Bütünlüksüz” adlı heykel, resim, seramik ve fotoğraf sergisi, 28 Eylül’e dek, İzmir Devlet Resim Heykel Müzesi’nde izlenimde. Aynı mekânın Şeref Akdik Salonu’nda Sezen Okur’un “Tasarım hayalle başlar” adlı minyatür, hat, tezhip ve ebru sergisini 12 Ekim’e dek ağırlayacak.

Adana

■ Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği (AFAD), dönemin ikinci etkinliğinde fotoğraf sanatçısı Ali Rıza Demir’in, “İsimsizler” adlı gösterisi ve sergisine ev sahipliği yapıyor. Geçtiğimiz cumartesi günü AFAD – Kasım Gülek Fotoğraf Sanat Galerisi’nde, sokakların ve vitrinlerin, isimsiz bekçileri olan vitrin mankenlerinin görüntülerinden oluşan çalışmasının sunumunu yapan Demir’in grafiksel kurgu fotoğrafları hafta boyu izlenebilecek. (0322 458 42 24)

■ “Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması”nda dereceye giren ve sergilenmeye değer bulunan 44 eserin yer aldığı “Hayata Dair” adlı sergi, İstanbul’dan sonra bu kez Adanalı sanatseverlerin izlenimine sunuldu. M1 Merkez’deki sergi 28 Eylül’e dek izlenebilecek. (0530 780 96 17)

Mersin

■ İçel Sanat Kulübü’nün, “Resim Koleksiyonu Sergisi” sürüyor. Mersin Marina Vakko Mağazası önündeki sergi, 4 Ekim tarihine dek sanatseverlerin izlenimine açık olacak. (0324 238 10 88)

Bodrum

■ Orhan Taylan’ın son dönem yağlıboya çalışmaları sergisi yarın başlayıp 28 Eylül’e kadar Nurol Sanat Galerisi’nde.

■ Ayşenur Önemci, Burcu Aydın, Demet Yalçınkaya, Ekin Koç, Gizem Enuysal, Halil Şentürk, İrfan Okan, Joel Menemşe, Kemal İskender, Kudret Türküm, Mehmet Subaşı, Nurdan Likos, Resul Aytemür, Selahattin Yıldırım, Sertap Yeğin, Şemsi Altaş, Ümran Özbalcı Aria, Yağmur Yılan, Sinem Kaya, Şahin Paksoy’un sergisi 2 Ekim’e kadar ART SUITES BODRUM GALLERY’de. (0212 251 55 61)

Müzik

İstanbul

■ ‘Nardis Jazz Club’ta bugün saat 21.30’da “Yinon Muallem & Rast Ensemble”, yarın saat 21.30’da “Burak Bedikyan & Erdal Akyol & Deniz Dündar Trio”, çarşamba günü saat 21.30’da “Peter Brewer Quartet”, perşembe ve cuma günü saat 22.30’da “Kevin Mahogany Quartet”, cumartesi günü saat 22.30’da “Sibel Köse Quartet feat. Peter Brewer” konseri izlenebilir. (0212 244 63 27)

■ ‘Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde bugün saat 20.30’da “Bülent Ortaçgil ‘Sen’fonik”, yarın saat 21.00’de “Zülfü Livaneli & George Dalaras”, cuma günü saat 21.00’de “Ferhat Göçer – Symphonie D’orient”, cumartesi günü saat 21.00’de “Şevval Sam” konseri izlenebilir. (0 212 232 86 03)

■ ‘Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde bugün saat 22.30’da “Vera”, yarın saat 22.30’da “Deden”, çarşamba günü saat 22.30’da “Nada” ve saat 23.59’da “Özge Fışkın”, perşembe günü saat 22.30’da “Ete Kurttekin”, cuma günü saat 22.30’da “Timuçin Esen”, cumartesi günü saat 23.59’da “Soul Stuff” konseri izlenebilir. (0 212 244 25 58)

■ ‘Babylon’da yarın saat 22.00’de “Babylon Jukebox Party – Sezon Açılış”, çarşamba, perşembe ve cuma günü saat 20.00’de “Garanti Caz Yeşili Nordik Müzik Festivali: Kings Of Convenience”, cumartesi günü saat 23.55’te “Shigeto” konseri izlenebilir. (0 212 292 73 68)

■ ‘Turkcell Kuruçeşme Arena’da yarın saat 21.15’te “Candan Erçetin, Erol Evgin ve Nükhet Duru ile Melih Kibar – Çiğdem Talu Şarkıları”, perşembe günü saat 21.00’de “Il Divo”, cuma ve cumartesi günü saat 21.00’de “Sezen Aksu Acoustic Band” konseri izlenebilir. (0 212 263 39 83)

■ ‘Ghetto’da çarşamba günü saat 22.30’da “Jozi Levi Brazil Project”, perşembe günü saat 21.30’da “Odylle”, cuma günü saat 22.30’da “Baba Zula”, cumartesi günü saat 22.30’da “Mor ve Ötesi” konseri izlenebilir. (0 212 251 75 01)

■ ‘Jolly Joker’de çarşamba günü saat 21.00’de “Eren Sandal”, perşembe günü saat 21.00’de “Sattas”, cuma günü saat 22.00’de “Flört”, cumartesi günü saat 22.00’de “Levent Yüksel” konseri izlenebilir. (0 212 249 07 49)

■ ‘Haliç Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde perşembe günü saat 20.00’de İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 40. yılı kapsamında “Berlin Filarmoni Orkestrası” konseri izlenebilir. (0 212 347 98 07)

Ankara

■ ATO Congresium’da, Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının vereceği, şef Rengim Gökmen’in yöneteceği konser 28 Eylül’de saat 20.30’da. (0312 324 68 01)

■ ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nde, Fazıl Say’ın vereceği konser 26 Eylül’de saat 20.00’de. (0312 210 41 51)

■ Jolly Joker Ankara’da, Cem Adrian’ın vereceği konser 28 Eylül’de saat 22.00’de, Volkan Konak’ın vereceği konser 29 Eylül’de saat 22.00’de, MFÖ’nün vereceği konser 6 Ekim’de saat 22.00’de, Emre Aydın’ın vereceği konser 12 Ekim’de saat 22.00’de, Kıraç’ın vereceği konser 13 Ekim’de saat 22.00’de, Athena’nın vereceği konser 19 Ekim’de saat 22.00’de, Rafet el Roman’ın vereceği konser 20 Ekim’de saat 22.00’de, Feridun Düzağaç’ın vereceği konser 26 Ekim’de saat 22.00’de, Gökhan Türkmen’in vereceği konser 27 Ekim’de saat 22.00’de. (0312 424 11 11)

■ If Performance Hall’de, Ezginin Günlüğü grubunun vereceği konser 27 Eylül’de saat 00.00’da.

(0 312 418 95 06)

Tiyatro

İstanbul

■ ‘İkinci Kat’ta salı günü saat 20.30’da “Korku Tüneli”, çarşamba günü saat 20.30’da “Limonata” izlenebilir. (0 212 292 32 47)

■ ‘Sahne Hal’da salı günü saat 20.00’de “Parti”, çarşamba günü 20.00’de “Largo Desolato” izlenebilir. (0212 274 74 78)

■ ‘Dot’ta perşembe günü saat 21.00’de “Sarı Ay” izlenebilir. (0 212 232 44 40)

Ankara

■ Akün Sahnesi’nde, “33 Varyasyon” adlı oyun 2, 3, 4 ve 5 Ekim’de saat 20.00’de, 6 Ekim’de saat 15.00 ve 20.00’de, 7 Ekim’de saat 15.00’te. (0312 427 19 71)

■ Altındağ Tiyatrosu’nda, “Kış Gelmeden” 2, 3, 4 ve 5 Ekim’de saat 20.00’de, 6 Ekim’de saat 15.00 ve 20.00’de, 7 Ekim’de saat 15.00’te. (0312 316 59 02)

■ Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde, “Sidikli Kasabası/İstanbul DT” 2, 3, 4 ve 5 Ekim’de saat 20.00’de, 6 Ekim’de saat 15.00 ve 20.00’de, 7 Ekim’e saat 15.00’te. (0312 240 00 91)

■ Küçük Tiyatro’da, “Soğuk Bir Berlin Gecesi” 2, 3, 4 ve 5 Ekim’de saat 20.00’de, 6 Ekim’de saat 15.00 ve 20.00’de, 7 Ekim’de saat 15.00’te. (0312 311 11 69)

■ Oda Tiyatrosu’nda, “Tek Kişilik Yaşam/Bursa DT” 2, 3, 4, 5 ve 6 Ekim’de saat 18.30’da. (0312 311 11 69)

■ Stüdyo Sahne’de, “Jerry ve Tom” 2, 5 Ekim’de saat 20.00’de, 7 Ekim’de saat 15.00’te. (0312 397 30 24)

■ Şinasi Sahnesi’nde, “Aşkın Sıradanlığı/İstanbul DT” 2, 3, 4 ve 5 Ekim’de saat 20.00’de, 6 Ekim’de saat 15.00 ve 20.00’de, 7 Ekim’de saat 15.00’te. (0312 397 30 24)

■ MEB Şûra Salonu’nda, “İsim, Şehir, Hayvan” adlı oyun, 10, 11, 12 ve 13 Ekim’de saat 20.30’da. (0312 212 98 86)

■ Ritüel Sanat Merkezi’nde, “Şu İşe Bak” adlı oyun 29 Eylül’de saat 20.30’da. (0312 426 89 07)

■ Nâzım Hikmet Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Levent Kırca’nın tek kişilik oyunu “Azınlık” 29 Eylül’de saat 16.00 ve 20.00’de. (0312 444 93 64)

■ Anadolu Gösteri Merkezi’nde, Tolga Çevik’in tek kişilik gösterisi “Arkadaşım Hoş Geldin” 13 Ekim’de saat 21.00’de. (0312 286 12 11)

■ ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nde, Dostlar Tiyatrosu’nun sahneleyeceği “Ben Bertolt Brecht” 14 Ekim’de saat 19.00’da, “Kerem Gibi” 13 Ekim’de saat 20.30’da, Ortaoyuncular Tiyatrosu’nun sahneleyeceği “Ferhangi Şeyler” adlı oyun 15 Ekim’de saat 20.30’da. (0312 210 41 51)

■ Tiyatro Pembe Kurbağa’da, “Hiçyemez Prenses” adlı çocuk oyunu 6 ve 13 Ekim’de saat 12.00’de, “Kırmızı Şapkalı Kurbağalar” adlı çocuk oyunu 7 ve 14 Ekim’de saat 12.00’de. (0312 418 02 67)

■ Tiyatro Tempo’da, “Mutlu Kelebek/çocuk oyunu” 30 Eylül’de saat 13.00’te, “Bavuldaki Hayatlar/yetişkin oyunu” 5 Ekim’de saat 20.00’de, “Maskeli Balo/çocuk oyunu” 6 Ekim’de saat 13.00’te, “Göknineye Konuk Geldi/çocuk oyunu” 14 Ekim’de saat 13.00’te, “Benim Sevgili Yağmurum/yetişkin oyunu” 20 Ekim’de saat 19.00’da, “Beyaz Kalemin Renkli Dünyası/çocuk oyunu” 21 Ekim’de saat 13.00’te. (0312 232 32 92)

Opera Bale

İstanbul

■ ‘İstanbul Devlet Opera ve Balesi’, cumartesi günü saat 20.00’de Aya İrini’de vereceği Giuseppe Verdi konseriyle yeni sezonu açıyor. Orkestrayı, İtalyan şef Gianluca Bianchi; koroyu Gökçen Koray yönetiyor. Konserde İstanbul Devlet Opera ve Balesi solistlerinin yanı sıra İstanbul dışından konuk sanatçılar da yer alıyor.

Ankara

■ Operet Sahnesi’nde, “Evlilik Senedi/opera” 2 ve 16 Ekim’de saat 20.00’de, 28 Ekim’de saat 14.00’te. (0312 324 68 01)

Gösteri Söyleşi

İstanbul

■ ‘Cirque du Soleil’ topluluğu, “Alegria” adlı gösterisiyle bugün, yarın, çarşamba, perşembe, cuma ve cumartesi günleri saat 20.00’de, pazar günü saat 17.00’de Ülker Sports Arena’da izlenebilir.

(0216 556 98 00)

■ ‘Metin Zakoğlu Cafe Theatre’da cumartesi günü saat 18.00’de “Ben Küçükken Gösterirdim” adlı stand- up gösterisi izlenebilir. “Ayşe Erbulak Stand-up Show: Herbokoloji” ise çarşamba günü saat 21.00’de.

(0216 467 33 32)

Ankara

■ Cermodern Sanatlar Merkezi’nde, “Le Tableau” adlı filmin gösterimi 25 Eylül’de saat 21.00’de.

(0312 310 00 00)

■ Opera Sahnesi’nde, “Don Giovanni/opera” 6 ve 15 Ekim’de saat 20.00’de. (0312 324 68 01)

Kaynak : [-]

Çağdaş Çin Sanatına Bir Bakış başlıklı sergiyle günümüz Çin sanatının gelişimi ve yaratıcılığı Türkiye’de sergileniyor. 2012 Çin Kültür Yılı etkinlikleri kapsamında Çin sanatının çağdaş örneklerine ev sahipliği yapan İstanbul Modern, bu sergiden sonra 2013 yılında Çin’de Türkiye Yılı çerçevesinde Şangay’da bir koleksiyon sergisi düzenleyecek.

 21 Eylül – 25 Kasım 2012 tarihleri arasında düzenlenen ve 15 sanatçının 20 yapıtla yer aldığı sergide geleneksel Çin kültürü ve felsefesi, yeni teknikler, çağdaş keşifler ve yenilikçi yaklaşımlarla yorumlanıyor. Küratörlüğünü Sun Feng’in üstlendiği sergide Cao Jigang, Chen Xi, Ding Yi, Gao Rong, Feng Mengbo, Liu Jianhua, Liu Liyun, Liu Xiaodong, Miao Xiaochun, Qin Yufen, Rong Rong & inri, Wang Dongling, Xu Bing, Yang Fudong ve Zhan Wang’ın çalışmaları yer alıyor.
Dönüşüm: Çağdaş Çin Sanatına Bir Bakış sergisinin 20 Eylül Perşembe saat 19.30’daki açılışında Çin’in en önemli kaligrafi ustalarından biri olan Wang Dongling, alt kat sergi salonunun girişinde bir kaligrafi performansı gerçekleştirecek.
Serginin küratörü Sun Feng, son 30 yılda yaşanan gelişmelerin ve farklı kuşaklardan sanatçıların çalışmaları ve katkılarıyla çağdaş Çin sanatında yaşanan derinleşmenin, ülkenin sanat ortamının zenginleşmesini ve geleceğe dönük yeni olanakların ortaya çıkmasını sağladığını belirtiyor.
Sergi, günümüz dünyasında geleneksel Çin değerlerinin içsel araştırması ve dışsal yansımasına odaklı dinamik bir dengeye işaret eden “içsel ve dışsal gelişim” kavramından yola çıkıyor.
Serginin, Çin’in kendi içindeki değerlere dair güncel arayışını ve dışarı yansıyan yüzünü tartıştığına değinen Sun Feng, “Çin bakış açısında ‘dış’, makro dünyayı, somut nesneleri, bunların gelişim sürecini, çevreyi, gerçekliği ve kamusal olanı; ‘iç’ ise mikro dünyayı, ruhu, geçmişin mirasını, psikolojiyi, zamanı, soyutu, kişisel yorumları ve duyguları temsil eder. Sergide yer alan çalışmalar bu iç ve dış öğelere dair yaratıcı açıklamalarda bulunurken, bu öğeler arasında gönülsüz etkileşimi ve obje ile benliğin geçirdiği değişimleri gözler önüne seriyor” diyor.
Geleneksel Çin kültürünün dış değişimleri hoşgörüyle karşılarken, iç bağımsızlığını ve değerlerini korumaya çalıştığını vurgulayan Sun Feng, Çin’in doğa ve felsefe üzerine özgün görüşleriyle, güncel gerçekliğin karşılaşmasından, canlı ve yenilikçi bir sinerji ve heyecan verici bir yaratıcılık ortaya çıktığının altını çiziyor. Sun Feng,  serginin “Çinli çağdaş sanatçılar sanatı nasıl değerlendiriyorlar? Yaratıcı çalışmaları Çin kültürünü nasıl yansıtıyor? Dünyaya nasıl ilham vermeyi bekliyorlar?” sorularına yanıt vermeye çalıştığına değiniyor.
Sergi üç farklı temadan oluşuyor: Sanatçıların Çin sanatının tarih öncesi dönemden bu yana oluşturduğu kültürel alt belleği yansıtan çalışmalarını içeren Ruhun Dış Gelişimi, Batı ve Doğu arasındaki felsefe ve tarihten doğan kültürel farkın bilinciyle kültür ve kimliklerin küreselleşen dünyanın güncel teknolojisiyle harmanlandığı Denge ve Değişim, kentleşme süreci ve sosyoekonomik değişiklikler gibi dış faktörlerle karşılaşmanın sanatçıların iç dünyasına etkisi üzerinde duran Dış Dünyanın İçe Yansıması.
Bu sergi, Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkilerin 40. yılında Çin Halk Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çin Halk Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçiliği tarafından düzenlenen Türkiye’de 2012 Çin Kültür Yılı kapsamında gerçekleştiriliyor. Çin Sanat ve Eğlence Grubu Uluslararası Sergileme Ajansı ile İstanbul Modern arasındaki bu işbirliği aynı zamanda iki ülke arasındaki karşılıklı anlayış ve dostluğu geliştirme fırsatı sunuyor.
SANATÇILAR
Dönüşüm: Çağdaş Çin Sanatına Bir Bakış başlıklı sergide yer alan sanatçılardan Cao Jigang (1955), Batı resmindeki klasik tempera tekniğini kullanarak Çin geleneğinde manzara resimleri yaratıyor.
Liu Liyun (1974), el yapımı ipek yerleştirmelerinde geleneksel Çin manzara resimlerinden esinleniyor.
Heykeltıraş Liu Jianhua (1962), sanatında “anlamsızlık” ve “maddesizlik” kavramlarını araştırıyor.
Çoğunlukla soyut formlar üzerine çalışan ünlü heykeltıraş Zhang Wang’ın (1962) sergide yer alan paslanmaz çelikten kayaları Çin’in geleneksel bahçe peyzajlarından ilham alırken, ülkenin hızla değişen kültürüne gönderme yapıyor.
İnternete ve internet kültürüne ciddi anlamda ilgi gösteren ilk çağdaş Çinli sanatçılardan ve Çin yeni medya sanatının önemli isimleri arasında bulunan Feng Mengbo (1966), bilgisayar oyunlarıyla müzikten esinlenen özgün çalışmalar gerçekleştiriyor.
Doğu ve Batı arasındaki kültürlerarası ilişkiyi sanatına yansıtan ve çalışmalarında kültürel kimliğin ayrımlarıyla benzerliklerini araştıran Qin Yufen (1954), Çin estetiğinde yer etmiş doğal malzemeleri Batı’nın sanatsal teknikleriyle bir araya getiriyor.
Çin’in en önemli kaligrafi ustalarından biri olan Wang Dongling (1945), kaligrafiyi kamusal alana taşıyıp, kaligrafinin “kaynak” ve “akış”ını yeniliyor.
Çalışmalarında kültürel deneyimle dil arasındaki bağlantıya odaklanan Xu Bing (1955), “Yeniİngilizce Kaligrafisi”nde Batı ve Doğu arasındaki büyük dil ve kültür farklılıklarına karşılık veriyor.
Çalışmalarında çarpı motifini kullanan Ding Yi (1962), anlamlı, teknik, anlatısal ve resimsel olan her şeyi filtreleyen bu simgeyi, Çin gelenekselliği ve Batı modernizmi arasındaki mücadelede yer alan atılımlara karşılık olarak seçiyor.
Filmlerinde Çin’in geleneksel değerleriyle Batı’nın film ve video kültüründen etkilenmeleri bir araya getiren Yang Fudong (1971), çalışmalarında kültürel psikolojinin güncel gerçekliğe yansımasını araştırıyor.
Çin’in yeni medya sanatında en etkili sanatçılarından olan Miao Xiaochun (1964), çalışmalarında kurgusal dijital imgeleri kullanarak sanat tarihindeki klasik eserleri yeniden yaratmayı, kültürel kimliği güncel bir çevrede algılamayı ve yeniden düşünmeyi amaçlıyor.
Chen Xi (1968), tarihsel değişime dair anlatıları kişisel deneyimlerle iç içe geçirerek, sıradan insanların dış değişimlere verdikleri tepkileri kayıt altına alıyor ve insan psikolojisi üzerindeki etkilerini araştırıyor.
Geleneksel kumaşları ve süsleme tekniklerini kullanarak kavramsal çalışmalar yapan Gao Rong, kişisel deneyimlerini temel alarak günlük durumları yeniden yaratıyor.
2000 yılından beri birlikte çalışan Rong Rong (Çin) ve inri (Japonya) çiftinin yapıtları, geleneksel siyah-beyaz karanlık oda tekniklerinin sınırlarını zorlarken, insan ve doğa arasındaki uyuma, insanların yaşam alanlarındaki hislerine, günlük yaşamın şiirselliğine ve felsefesine eğiliyor.
1990’ların Yeni Gerçekçilik akımının Çin’deki en önemli temsilcilerinden biri olan Liu Xiaodong (1963), sinemadaki görselliğe karşı kendine özgü bir yaklaşım ve anlayış geliştiriyor.
SERGİ ETKİNLİKLERİ: Film gösterimi ve eğitim programı
Dönüşüm: Çağdaş Çin Sanatına Bir Bakış sergisinde yer alan Hometown Boy başlıklı belgesel, İstanbul Modern Sinema’da müze ziyaretçilerine ücretsiz gösterilecek. Liu Xiadong’un çocukluğunun geçtiği bölgeye ziyaretini ele alan Hometown Boy filminde sanatçı geçmişini tekrar resmederken, ziyaret sürecini ödüllü yönetmen Hoi Hiao Hseh kayda alıyor. Gösterim tarihleri:
21-28 Eylül Cuma
25 Eylül Salı
5- 12- 19 Ekim Cuma
13.00
İstanbul Modern, Dönüşüm: Çağdaş Çin Sanatına Bir Bakış sergisine paralel olarak, Eğitim  Sponsoru Garanti Bankası’nın katkılarıyla, çocuklar, gençler ve aileler için Atölyede Çin Oyunları adlı özel etkinlikler tasarladı. Farklı yaş gruplarına yönelik bu etkinlikler, geleneksel sanatlardan esinlenen çağdaş Çin sanatçılarının çalışmalarından yola çıkarak hazırlandı. Uzman eşliğinde sergi gezisiyle başlayan Atölyede Çin Oyunları eğitim programında çocuklar yelpazeler tasarlayacak, maskeler oluşturacak, maketler hazırlayacak ve el yapımı oyuncaklar üretecekler.
Programda 4-6 yaş grubu çocuklar için Renkli Yelpazeler, 7-9 yaş grubu için Fantastik Maskeler, 10-12 yaş grubu için Çin Evleri, 13-15 yaş grubu için Kâğıttaki Su İzleri etkinlikleri düzenlenecek. Ayrıca 3-5 yaş grubundan çocuklar aileleriyle birlikte Şakacı Pandalar, 6-10 yaş grubu çocuklar aileleriyle birlikte Büyülü Ejderhalar adlı etkinliklere katılabilecek.
EĞİTİM:
ATÖLYEDE ÇİN OYUNLARI
Atölyede Çin Oyunları eğitim programı pazartesi hariç hafta içi her gün okul grupları, hafta sonları ise çocuklar, gençler ve aileler için gerçekleştiriliyor.
RENKLİ YELPAZELER 
4-6 yaş grubu
Atölye çalışması çocukların, başta Çin olmak üzere tüm dünyada kullanılan yelpazenin tarihi, işlevi, kullanım alanları ve estetiği üzerine konuşmalarıyla başlıyor. Çocuklar, serinlemek için kullanılan bu nesnenin, Çin kültüründeki örneklerini değerlendiriyorlar. Atölye çalışması çocukların günün hatırası olarak yanlarında götürebilecekleri bir yelpaze tasarlamalarıyla tamamlanıyor.
FANTASTİK MASKELER 
7-9 yaş grubu
Çin tiyatro sanatının en önemli araçlarından biri olan maskenin anlatım gücünün ele alındığı atölye çalışmasında çocuklar renkli kartonlar, kumaş parçaları, tokalar ve düğmelerle fantastik maskeler tasarlıyorlar.
ÇİN EVLERİ 
10-12 yaş grubu
Çin mimarisine odaklanan bu atölyede, iklim koşulları, yer şekilleri, malzeme olanakları, kültürel ve sosyal yaşama bağlı olarak farklı dönemlerde farklı özellikler taşıyan Çin yapılarını inceleyen çocuklar, geleneksel Çin mimari yapılarından yola çıkarak maketler yapıyorlar.
KAGITTAKİ SU İZLERİ 
13-15 yaş grubu
Çocuklar Çin harflerinden yola çıkarak mürekkeple desen çalışmaları yapıyorlar. Yazının sanat yapıtında kullanımı konusuna odaklanan bu desen çalışması, gençlere duygularını sanatla ifade etme deneyimi sunuyor.
AİLECE SANAT
İstanbul Modern, Ailece Sanat programı kapsamında aileler için iki yeni program gerçekleştiriyor. 3-5 yaş aralığındaki çocuklar aileleriyle Şakacı Pandalar, 6-10 yaş grubu çocuklar ise Büyülü Ejderhalar adlı etkinliğe katılabiliyor.
ŞAKACI PANDALAR 
3-5 yaş grubu çocuğu olan aileler için
Atölye çalışmasında çocuklar ve aileleri, nesli tükenmek üzere olan pandalardan yola çıkıyorlar. Çin’in resmi olmayan sembolü haline gelen bu sevimli hayvanların kuklalarını yaratıyorlar. Atölyenin ardından tasarladıkları kukla oyuncakları günün hatırası olarak yanlarında götürüyorlar.
BÜYÜLÜ EJDERHALAR 
6-10 yaş grubu çocuğu olan aileler için
Atölye çalışmasında çocuklar ve aileleri, masallara konu olan bu efsanevi yaratıkların nasıl göründüklerini ve sahip oldukları olağanüstü güçleri hayal ediyor, renkli kağıtları, kumaşları, ahşap parçalarını bir araya getirerek hayallerini sanat çalışmalarına taşıyorlar.

Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde 2008 yılında yaşamını yitiren ve denize olan tutkusuyla bilinen usta şair İlhan Berk için artık seramik malzemeleri kullanılarak yapılan yelken görünümlü, ‘Aganta Sofa’ adlı özgürlük heykeli açıldı.

Bodrum Kültür ve Sanat Topluluğu (BKST) üyesi seramik sanatçısı İnci İyibaş tarafından yapılan ve Bodrum Kalesi yolu kenarındaki çim alana yerleştirilen iki ton ağırlığındaki heykelin açılışına İlhan Berk’in oğlu Ahmet Berk, BKST Başkanı Necmi Cavlı ve BKST üyeleri katıldı.

Heykelin yapan seramik sanatçısı İnci İyibaş:

“İlhan Berk denizi çok severdi. Denize olan tutkunluğunu şiirlerine yansıttı. BKST olarak hem İlhan Berk’i anmak istedik, hem de Bodrum’a yakışır bir heykel yaptık. Heykelin ön tarafı bir tür bank gibi. İnsanlar oturup dinlenebilir. Heykelin arka yüzüne de İlhan Berk’in ‘Aganta Aganta Aganta, dedim durup dururken deniz çınladı, ver Coşkuyu’ sözlerini yazdık” dedi.

 

Kaynak :[-]

“Grammy” ödüllü İspanyol şarkıcı Enrique Iglesias, 24 Ekim’de Küçükçiftlik Park’ta konser verecek

 Albümleriyle dünya çapında 70 milyondan fazla satış grafiği yakalayan ve sahip olduğu onlarca “Grammy” ile milyonlarca müzikseverin kalbini fetheden Enrique Iglesias, muhteşem sahne şovları ve olağanüstü performansıyla İstanbul ‘da sevenleriyle buluşacak.
Sahip olduğu 390 ödül ile “ödül rekortmeni” olarak tanımlanan sanatçı, “Hero” , “Tired of Being Sorry”, “Taking Back My Love”, “Heartbeat”, “Bailamos” gibi sayısız hitini İstanbullu müzikseverlere söyleyecek.

Bu güne kadar, 9 stüdyo albümü ve 2 Greastest Hits Complation albümü bulunan Iglesias, yeni albüm çalışması öncesinde vereceği konserle, uzun süre adından söz ettirecek.

Son albümüyle satış rekorları kıran ünlü sanatçının “Tonight” şarkısıyla yakladığı başarı onu Billboard listelerinin Micheal Jackson’dan sonraki kralı haline getirdi.

Kültür ve sanat hayatımızı dopdolu programlarıyla 12 yıldır renklendiren İş Sanat, 13. sezonunda da sanatseverlere özel projelerle merhaba diyor.

İş Sanat geçtiğimiz aylarda genç yaşta aramızdan ayrılan İş Sanat Yönetmeni Meriç Soylu’nun imzasını taşıyan programıyla 13. sezonunda değerli yönetmenini anıyor.

İş Sanat her yıl olduğu gibi bu sezonda da dünyaca ünlü müzisyen, orkestra ve toplulukları ağırlayacak ve adeta yıldız yağmuruna sahne olacak. Yine pek çok sanatçı İş Sanat aracılığıyla ilk kez Türk izleyicisiyle buluşacak. Yeni sezona 3 Kasım’da piyanist Emre Şen’in solist olarak yer alacağı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası konseri ile görkemli bir başlangıç yapmaya hazırlanan İş Sanat, sanat tutkunlarına klasikten caza, gelenekselden dünya müziğine, danstan şiir dinletilerine elliyi aşkın etkinlikle dolu bir sezon vaat ediyor.

İstanbullu sanatseverlerin buluşma noktası olan İş Sanat 13. sezonuna 17 klasik müzik, 6 caz, 6 dünya müziği, 7 yerli proje, 3 dans gösterisi, 5 şiir dinletisi ve 8 çocuk gösterisinden oluşan dopdulu bir program ile başlıyor. Sanat tutkunlarının her yıl büyük beğenisini kazanan ve hafızalara kazınmış geçmiş sezonları gibi, İş Sanat yeni sezonunda da dünyaca ünlü sanatçı ve topluluklar ile ülkemizin önde gelen sanatçılarını ağırlayacak. Sanatseverler dünyada ayakta alkışlanan projelerin yanı sıra İş Sanat için oluşturulmuş özel projeleri izleme imkânı bulacak.

İş Sanat ailesi bu yıl bir taraftan dünyadan ve ülkemizden birbirinden değerli sanatçı ve toplulukları çok özel projelerle sanatseverlerle buluşturacak olmanın heyecanını, diğer taraftan İş Sanat’ın çok değerli Yönetmeni Meriç Soylu’yu zamansız kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor. İş Sanat 2012-13 sezonunda, müziğe olan tutkusuyla sanatseverleri 6 yıldır birinci sınıf etkinliklerle İş Sanat çatısı altında buluşturmak için üstün bir gayret gösteren, vizyonu, disiplini ve nezaketiyle herkesin sevgi ve takdirini kazanan, sezonun programını hazırlayan Meriç Soylu’yu anıyor.
Yeni sezon “Piyanonun Şeytani Meleği” ile başlayacak

Sanatseverlere bu yıl 13. kez kapılarını açacak olan İş Sanat, 3 Kasım Cumartesi günü şef Sascha Goetzel yönetimindeki Borusan Filarmoni Orkestrası’nın, 1995 yılında kazandığı 5. RomaUluslararası Piyano Yarışması Birincilik Ödülü sonrasında İtalyan basınının “Piyanonun Şeytani Meleği” diye bahsettiği, Emre Şen’e eşlik edeceği konserle açacak.

İş Sanat’ın yeni sezonunda soprano Simone Kermes, piyanist Paul Lewis, klarnet sanatçısı Martin Fröst ile piyanist Lisa de Salle ve cazın sıradışı üçlüsü The Puppini Sisters ilk kez Türk izleyicisiyle buluşacak. İş Sanat ayrıca Giardano Dance Chicago ve dünyaca ünlü koreograf ve dansçı Benjamin Millepied’nin topluluğu L.A. Dance Project’in Türkiye’deki ilk gösterilerine de ev sahipliği yapacak.

Her yıl olduğu gibi bu sezonda da dünya müziğinin en güzel örnekleri sanatseverlerle İş Sanat çatısı altında buluşacak. İspanyol müziğinin başarılı temsilcilerinden Luz Casal, Kanadalı genç yıldız sanatçı Ima, dünyaca ünlü Flamenko gitaristi Paco Pena, fado müziğinin genç temsilcilerinden Carminho, Yunanistan’da “Şarkıların Yüce Tanrıçası” olarak anılan diva Marinella ve fadonun kraliçesi Mariza dünya müziğinin farklı renklerini İş Sanat sahnesine taşıyacak.

Klasik müzik tutkunlarının kaçırmaması gereken yeni sezon programı ise yine birbirinden değerli isim ve topluluklarla dikkat çekiyor. Bu yıl 65. yaşını kutlayacak olan ünlü çellist Mischa Maisky, kızı Lily ve oğlu Sascha Maisky, “piyano dâhisi” olarak anılan Arcadi Volodos, bir buçuk yıllık bir aradan sonra tekrar sahnelere dönen piyanonun aranan isimlerinden Piotr Anderszewski ve ülkemizin yetiştirdiği en önemli piyanistlerden Gülsin Onay’ın yanı sıra parlak genç piyanist Lise De La Salle, kemanın yıldız isimleri Isabella Faust,  Hilary Hahn Janine Jansen ve Patricia Kopatchinskaja öne çıkan isimlerden yalnızca bir kaçı. Prag Filarmoni Camerata Salazburg, Die Deutsche Kammerphilarmonie Bremen, Berlin Oda Orkestrası, Bavyera Radyo Oda Orkestrası da İş Sanat sahnesinde müzik ziyafetine imza atacak dünyaca ünlü orkestralar arasında yer alıyor. Strauss Festival Orchestra Vienna ise yine unutulmaz yeni yıl konserleri gerçekleştirecek.

İş Sanat bu sezon caz konserleriyle de adından sıkça söz ettirecek. Cazın efsane haline gelmiş isimlerinden David Murray ve Macy Gray dünya turneleri kapsamında caz tutkunlarının karşısında olacak. Kenny Garret Quartet, The Puppini Sisters, Hiromi Trio Project, Kurt Elling ve Michel Camilo Flamenko gitaristi Tomatito ile İş Sanat sahnesinde unutulmaz konserlere imza atacak.

İş Sanat dünyanın en önemli müzisyenlerinin yanında ülkemizin birbirinden değerli sanatçı ve topluluklarını da İş Sanat’a özel projelerle sahnesinde ağırlayacak. Sevilen rock grubu Duman, nu-metal tarzının ülkemizdeki en parlak temsilcilerinden Manga, Kervansaray Halkların dansları ve müzikleriyle Yarkın Ritim Grubu ve yepyeni bir projeyle Şevval Sam sevenleriyle İş Sanat’ta buluşacak.

Şiir dinletileri bu sezonda da İş Sanat’ın vazgeçilmez etkinlikleri arasında yer alacak. Büyük ustaların unutulmaz dizeleri bu sezonda da birbirinden değerli tiyatro sanatçılarının sesiyle İş Sanat’ta yankılanacak.

İş Sanat minik izleyicileri için de dopdolu bir program hazırlayarak bu sezonda da Çocuklar için Notada Yazmayanlar, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler ve Çocuklar İçin Öylesine Bir Dinleti gösterili ile onları müzikle harmanlanmış masalsı dünyalara taşıyacak.
Yıldızlar Türk seyircisiyle yine ilk kez İş Sanat’ta buluşacak

Kurulduğu yıldan bu yana sahnesinde ağırladığı sanatçılar ve ev sahipliği yaptığı etkinliklerle kültür-sanat dünyasında bir marka haline gelen İş Sanat, 13. sezonunda yine özel isimleri ilk kez Türk seyircisiyle buluşturuyor. Soprano Simone Kermes, piyanist Paul Lewis, klarnet sanatçısı Martin Fröst ve piyanist Lise de la Salle gibi klasik müzik sahnelerinin en parlak isimlerinin yanı sıra 1940/50’li yılların caz ve pop müziği yorumlarıyla isimlerinden bolca söz ettiren The Puppini Sisters Türkiye’deki ilk performanslarını İş Sanat sahnesinde gerçekleştirecek. İş Sanat ayrıca Giardano Dance Chicago ve Black Swan (Siyah Kuğu) filmiyle ünlüler kervanına katılan Fransız dansçı ve koreograf Benjamin Millepied’nin dans projesi L.A. Dance Project’in  Türkiye’deki ilk gösterilerine ev sahipliği yapacak.

Gerek çok yönlü yeteneği gerekse karizmatik kişiliğiyle günümüzün en önemli enstrümantalistlerinden biri olan İsveçli klarnet virtüözü Martin Fröst, İş Sanat’ta sezonun en çarpıcı konserlerinden birini gerçekleştirecek. Philharmonia Orkestrası, Los Angeles Filarmoni,Avrupa Oda Orkestrası, Viyana, BBC ve Yomiuri Nippon Senfoni Orkestrası gibi uluslararası alandaki pek çok önemli toplulukla performans sergileyen Fröst, Türkiye’deki ilk konserini 2 Nisan Salı akşamı İş Sanat’ta verecek. Sadece başlıca klarnet eserlerine değil aynı zamandamüzikal yaratıcılığa yeni keşifler getirme tutkusuyla geniş bir repertuara sahip sanatçıya bugün Münih’in müzik hayatının önemli bir parçası olan Bavyera Radyo Oda Orkestrası eşlik edecek.

Zamanımızın en iyi Beethoven yorumcularından kabul edilen Paul Lewis Almanya’nın en geleneksel topluluklarından Berlin Oda Orkestrası eşliğinde yine ilk kez İş Sanat sahnesinde performans sergileyecek isimlerden. Kaydettiği komple Beethoven Sonatlarla çok az piyanistin ulaşabildiği saygın bir konuma yerleşen İngiliz sanatçı, bugün kendi kuşağının önde gelen piyanistlerinden biri olarak gösteriliyor.

Büyüleyici şiirselliği ve baş döndürücü tekniğiyle eleştirmenleri defalarca kendine hayran bırakan etkileyici piyanist Lise De La Salle, ilk konserini Fransa Ulusal Radyosu’nda henüz 9 yaşında verdi.  İlk konseriyle klasik müzik dünyasına yeni bir yıldızın doğduğunun sinyallerini veren sanatçı bugün Avrupa, ABD ve Asya’nın en seçkin müzik merkezlerinde konserler vererek göz alıcı bir uluslararası kariyer sürdürüyor. Lise De La Salle’a yeni sezonda 2011’de Gramophone dergisi tarafından “Büyüklüğün Eşiğinde” on genç şeften biri olarak adlandırılan Jakub Hruša şefliğindeki Prag Filarmoni eşlik edecek.

Dünyada nefes kesen dans gösterileri ilk kez İş Sanat’ta

Amerika’nın ünlü caz topluluğu Giordano Dance Chicago iki muhteşem gösteriyle ilk kez İstanbul’a geliyor. 2004 yılında “Ron De Jesus’ Prey” adlı gösterileriyle Chicago Dans Ödülü’ne layık görülen ve Dans Dergisi’nin “katıksız bir dans sevinci patlamasıyla seyirciyi nefessiz bıraktı…” yorumunu yaptığı Giordano Dance Chicago, yüksek enerjisi ve yüksek tesirli performansıyla 5 ve 6 Nisan tarihlerinde iki gösteriyle İş Sanat’ta izleyicinin nefesini tutacağı görsel bir şölen sunacak.

Bu sezonun bir diğer dans gösterisi ünlü Fransız koreograf ve dansçı Benjamin Millepied’in yönettiği L.A. Dance Project tarafından gerçekleştirilecek. Yeni eserler yaratmayı ve yeni ufuklar açan geçmiş işbirliklerini canlandırmayı amaçlayan projenin mimarı olan 34 yaşındaki Millepied, günümüzün en rağbet gören koreograflarından. 2010 yılında Natalie Portman ile rol aldığı ve aynı zamanda koreografisini yaptığı Black Swan (Siyah Kuğu) filmiyle ünlüler kervanına katılan Millepied, zarafet ve maharet dolu koreografilerinden dolayı eleştirmenler tarafından övülürken, çok sayıda dansçı ile karmaşık hareketler sahnelemedeki olağanüstü yeteneğiyle de dikkat çekiyor. Sanatsal deneyselliğe kendini adamış birinci sınıf bir çağdaş bale topluluğu olan L.A. Dance Project ve Benjamin Millepied muhteşem bir gösteriyle 10 Mayıs Cuma akşamı İş Sanat seyircileriyle buluşuyor.

İş Sanat yine klasik müziğin dev isimlerini ağırlayacak

İş Sanat 13. sezonunda da dünyanın önde gelen klasik müzik topluluklarını, şeflerini ve başarılı solistlerini klasik müzik tutkunlarıyla buluşturmaya devam edecek.

Bu yıl 65. yaşını kutlayan çellonun yaşayan efsanesi Mischa Maisky’yi kızı Lily Maisky ve oğlu Sascha Maisky ile aynı sahnede buluşturan ve sezonun en iddialı etkinlikleri arasında yer alan bu görkemli konser aynı zamanda 2010 Moskova Paganini Yarışması birincisi Kristóf Baráti’nin yönetiminde genç ve dinamik topluluk Macar Oda Orkestrası’na da ev sahipliği yapıyor.

İtalyan dönem müziğinin günümüzün en önemli temsilcilerinden L’Opera Stravagante, Aralık ayında renkli bir repertuarla İş Sanat sahnesinde olacak. Özellikle 17. ve 18. yüzyıl Venedikmüziğine odaklanan, antik müzikleri keşfetme arzusu duyan topluluk bugüne kadar çok sayıda ünlü solistin yanı sıra pek çok kez eşlik ettiği, dramatik koloratur rollerin uluslararası en çok aranan isimlerinden Alman soprano Simone Kermes ile bir kez daha aynı sahneyi paylaşacak.

Ocak ayında kendi jenerasyonunun en önemli piyanistlerinden biri olan Piotr Anderszewski, bugün tamamen geleneksel bir oda orkestrasının olgunluğuna ulaşan Camerata Salzburg’la muhteşem bir konsere imza atacak.

Şubat ayında dünyanın en seçkin oda orkestralarından Academy of St Martin in the Fields kemanın genç virtüözlerinden Janine Jansen ile aynı sahnede buluşuyor. Bartok ve Akademi’nin uzmanlık alanı olan Mozart’ın eserlerinin seslendirileceği gecede Jansen’in parlak tekniğiyle ustalıkla işleyeceği konçertolar izleyiciye eşsiz bir Mozart deneyimi yaşatacak. Adeta yıldızlar geçidine sahne olacak Şubat ayında Ivor Bolton’un şefliğinde performans sergileyecek olan Die Deutsche Kammerphilharmonie Bremen ise yorumculuğuyla seyircisini her daim kendine hayran bırakan piyanist Gülsin Onay’a eşlik edecek. İş Sanat, Moldova’nın yükselen yıldızı Patricia Kopatchinskaja’yı 2010 yılında BBC Müzik Dergisi Ödülü’ne layık görülen Beethoven keman konçertosu yorumuyla sahnesinde ağırlayacak. Kemancı Philippe Herreweghe yönetimindeki Orchestre des Champs-Elysees ile sahneyi paylaşacak.

1997’de prestijli Victoires de la Musique ödüllerinde Yılın En İyi Enstrümancısı seçilen Emmanuel Pahud, bu yıl yarım asırlık tarihini kutlayan Franz Liszt Oda Orkestrası ile Mart ayında İş Sanat’ın konuğu olacak. Zamanımızın en iyi Beethoven yorumcularından kabul edilen Paul Lewis Almanya’nın en geleneksel topluluklarından Berlin Oda Orkestrası eşliğinde Mart ayında konser verecek olan bir diğer isim.

İş Sanat’ın heyecanla beklenen Virtuoso kuşağı bu sene de çok özel isimleri ağırlıyor

İş Sanat’ın klasikleşen Virtuoso serisinin bu sezonki ilk konserini müzik otoriteleri tarafından  “Piyano Dâhisi” olarak anılan ünlü piyanist Arcadi Volodos gerçekleştiriyor. Piyanonun tuşlarına ilk kez 8 yaşındayken dokunan Volodos bugün en saygın müzisyenler arasında gösteriliyor.

Virtuoso kuşağı, ikinci konserinde birbirinden muhteşem üç müzisyeni İş Sanat sahnesinde bir araya getiriyor. Kemanda Isabelle Faust, piyanoda Alexander Melnikov’un yer alacağı konserde Alexander Rudin çellosuyla dinleyicileri büyülemeye hazırlanıyor.

Grammy ödüllü Hilary Hahn ve Cory Smythe ikilisi harika bir Beethoven ve Bach gecesi ile 2013yılının ilk konserinde izleyici karşısında olacak. Sezonun son Virtuoso konseri ise kontrtenor Andreas Scholl ve piyanist Tamar Halperin tarafından gerçekleştirilecek.  18.yüzyılın en ünlü kastratolarından Senesino’nunki ile aynı ses aralığına sahip Scholl üstün yeteneği ve kusursuz performansıyla dikkat çekiyor.

Strauss Festival Orchestra Vienna bu yıl da 2013’ü İş Sanat’ta karşılıyor

Her yıl büyük beğeni toplayan TV konserleri, müzik festivallerindeki sayısız parlak performansları ve dünyanın birçok yerinde yankı uyandıran konserleriyle geleneksel Viyana müziğinin otantik yorumcusu olarak benimsenen Strauss Festival Orchestra Vienna yine muhteşem bir programlayılbaşı heyecanına ortak oluyor. Topluluk şef Peter Guth yönetiminde sahneye çıkacak. Aynı Johann Strauss’un kendi döneminde yaptığı gibi Büchler’in kemanını çalarak yöneteceği konserin solistleri mezzosoprano Stella Grigorian ve tenor Sebastian Reinthaller. Viyana’nın bu köklü ve seçkin senfonik topluluğuna kaçırılmaması gereken bu özel gecede iki başarılı dansçı renkli gösterileriyle eşlik edecek.

Caz tutkunları yine İş Sanat’ta buluşacak

İş Sanat her yıl olduğu gibi bu yıl da iddialı bir caz programıyla efsane isimleri sahnesinde ağırlıyor. Otuz yılı aşan görkemli kariyerinde alto saksafonda kendi kuşağının en önemli isimlerinden biri haline gelen Kenny Garrett sezonun ilk caz konserini gerçekleştirecek. Grammy ödüllü Garret, Benito Gonzales (piyano), Corcoran Holta (bas), Marcus Baylor (davul), Rudy Bird’den (perküsyon) oluşan quartetiyle birlikte 13 Kasım Salı akşamı sahne alacak.

Kasım ayında ise serbest cazın önde gelen isimlerinden saksafoncu David Murray ile R&B ve Soul’un parlak sesi Macy Gray “Stomping and Singin’ the Blues” projesiyle sezonun en önemli müzik olaylarından birine imza atacak.

Bu sezonun kuşkusuz en çok ses getirecek konserlerinden biri de Marcella Puppini, Terrianne Passingham ve Kate Mullins’ten oluşan sıradışı vokal topluluk The Puppini Sisters’in konseri olacak. 1940’ların Amerikan caz klasiklerinin en sevilen şarkılarını son albümleri Hollydod’da bir araya getiren The Puppini Sisters dönemin en parlak Hollywood aktrislerini andıran eşsiz tarzları ile de göz kamaştıracak.

Cazın çılgın kızı Hiromi de yeni sezonda İş Sanat’ta olacak. Akılları baştan alan tekniği, enerji dolu canlı performansları ve post-bop, prograssive rock, klasik ve fusion gibi çok çeşitli türleri harmanladığı müziğiyle caz standartlarına kafa tutan genç sanatçı yapıtlarıyla müzisyenlik ve besteciliği daha önce eşi görülmemiş seviyelere çıkarıyor. Tutkulu ve kışkırtıcı müziğiyle caz müziğinde daha şimdiden kendine özgü bir yer edinen Hiromi, The Trio Project konserinde basçı Anthony Jackson ve davulcu Simon Phillips ile birlikte izleyiciyi büyüleyecek.

Dünyanın önde gelen caz vokalistlerinden Kurt Elling Türkiye’nin seçkin Big Band topluluğu İstanbul Superband ile bir araya geliyor. Elling bu muhteşem müzik yolculuğunda repertuarına enfes doğaçlamalara, scat ve konuşmalara yer veriyor. Aycan Teztel’in kurucusu olduğu ve şefliğini yaptığı bu keyifli topluluk dinleyenleri cazın büyülü ve sınırsız dünyasında yolculuğa çıkaracak.

İş Sanat’ın caz serisi iki usta müzisyen Michel Camilo ve Tomatito’nun çok ses getiren üçüncü ortak projesi olan Spain Forever ile sona erecek. Farklı müzikal dünyalara ait olmalarına rağmen pek çok ortak noktada buluşarak caz ve flamenkonun engin sınırlarında gezinen Camilo ve Tomatito, iki usta arasındaki göz kamaştıran müzikal diyalogu müzikseverlerle buluşturuyor. Kendi kuşağının önde gelen flamenko gitaristi olan Tomatito’nun ve zengin caz armonileriyle tatlandırdığı ezgileri Karayip ritimleri ve olağanüstü tekniğiyle birleştirmesiyle tanınan Grammy ve Emmy ödüllü Michel Camilo’nun müthiş uyumuyla dinleyicilerde büyük heyecan uyandıran Spain Forever iki yakın arkadaşın sıcaklığı ve samimiyetini sahneye taşıyor.

Dünyanın en renkli ezgileri İş Sanat sahnesinde yankılanacak

13. sezonda dünya müziği serisinin ilk konuğu muhteşem sesiyle Luz Casal olacak. İspanyol pop, rock şarkıcısı Luz Casal muhteşem sesi ve özel programıyla müzikseverlere unutulmayacak birAkdeniz gecesi yaşatacak.

Dünyanın önde gelen flamenko gitaristlerinden biri olan Paco Pena tutkuyla çaldığı gitarıyla Aralık ayında İş Sanat sahnesinde müzikseverlerle buluşacak. Ocak ayında ise Ariel Ardit ve kurucusu olduğu Orquesta Típica topluluğu tango ateşiyle izleyenlerin içini ısıtacak. ÜlkesiArjantin’de birçok performans sergileyen, sadece sesiyle bile dinleyiciye balo salonundaymış hissi veren Ariel Ardit, bu özelliğiyle halk tarafından ‘Benzersiz Bir Yorumcu’ olarak nitelendiriliyor.

Kanadalı genç şarkıcı Ima, tutku dolu sesi ile Baila, Smile, Precious albümlerini seslendirmek üzere İş Sanat sahnesinde olacak. En son “To Love Somebody” isimli single’ını sevenlerin beğenisine sunan müzisyen Türkiye’de de oldukça geniş bir hayran kitlesine sahip.

İş Sanat’ın dünya müziği programında yer alacak isimlerden biri de Fado’nun genç temsilcilerinden Carminho. 2005 yılında Premio Amalia Revelaçao ödülünü alan, 2007 yılında Carlos Suara’nın yönettiği “Fados” filminde büyük bir başarı sergileyen sanatçının performansı dünya müziği programında kaçırılmaması gereken konserler arasında gösteriliyor.

İş Sanat’ta divalar

İspanyol diva Luz Casal’ın ardından Latin Grammy ödüllü Mariza Mart ayında bir kez daha İş Sanat seyircisiyle buluşacak. 2001 yılında Fado em Mim isimli ilk albümünü dinleyici ile buluşturan Mariza, bin kopyanın üstün başarı sayıldığı müzik piyasasında 140 bin kopya ile bir dünya yıldız haline geldi.

İş Sanat dünya müziği programına bir diva ile son veriyor. Yunan tavernalarına yeni bir anlayış kazandıran, günümüz şarkıcılarına ilham veren, Yunanistan’da ‘Şarkıların Yüce Tanrıçası’ diye anılan Marinella yerel şarkılarının ağırlıklı olduğu kadar laika, pop, blues ve caz türlerini barındıran repertuarı ile İş Sanat seyircisine unutulmayacak bir konser deneyimi yaşatacak.

İş Sanat’ın vazgeçilmezi: Yerli Konserler

İş Sanat yerli konserlerinin bu sezonki açılışını günümüzün en popüler alternatif rock gruplarından biri olan Duman ile yapıyor. Duman 29 Kasım’da en sevilen şarkılarını hayranlarıyla birlikte İş Sanat’ta seslendirecek.

Türkiye’de nu-metal tarzını benimseyen ilk grup olma özelliği taşıyan, beş ayrı karakteri, beş ayrı müzik zevkini ve beş ayrı duruşu benimseyen Manga, sevenleriyle İş Sanat’ta buluşan bir diğer grup.

Yarkın Ritim Grubu’nun “Kervansaray Halkların Müzikleri ve Dansları” projesi ise sezonun en heyecan veren etkinliklerinden biri olacak. Geçtiğimiz yıllarda birçok kez İş Sanat’ın konuğu olan Yarkın Ritim Grubu bu kez farklı bir müzik ve dans deneyimiyle izleyici karşısında olacak. Kervansaray Halkların Müzikleri ve Dansları projesi ile farklı kültürlerin melodilerinin yanı sıra türküler, popüler şarkılar ve Türk müziğinde sözlü ve enstrümantal parçaları yorumlayan topluluk zaman zaman çok sakin, zaman zaman romantik, zaman zaman da çok eğlenceli bir repertuar sunacak.

Bugüne kadar dâhil olduğu her projede adından başarıyla söz ettiren Şevval Sam 25 Nisan’da İş Sanat sahnesinde müzikseverlerle buluşacak. Sam kadife sesiyle bu yıl Kartpostallardaki İstanbul’un Musikisi’ni yorumlayacak. .

Kendi paketlerinizi oluşturun, indirimlerden yararlanın

İş Sanat’ın Kasım ayı etkinlikleri ve Klasik, Caz, Dans broşüründe yer alan toplam 24 etkinliğin biletleri öncelikli olarak 01 Ekim’de satışa çıkıyor. İş Sanat, bu sene de geçtiğimiz sene olduğu gibi sezonun tüm klasik müzik, caz konserleri ve dans gösterilerini indirimli olarak satışa sunuyor, ayrıca izleyicilerin paketlerini kendilerinin oluşturmalarına imkân sağlıyor. 5 etkinliğe bilet alan izleyiciler için %10, 10 etkinliğe bilet alan izleyiciler için %15, 15 etkinliğe bilet alan izleyiciler için %20 indirim imkânı sağlanıyor.

Öğrenciler için özel fiyat

İş Sanat bu sezon da öğrenciler için sunduğu özel fiyat uygulamasını sürdürüyor. Her konserde konserin fiyatı ne olursa olsun değişmeyecek olan öğrenci  biletleri yine sınırlı sayıda İş Sanat Ana Gişe’de satışa sunulacak. Her bir öğrenci, öğrenci kimliği göstermek şartıyla her etkinlik için bir adet bilet satın alabilecek.

 

Akbank Caz Festivali kapsamında bu yıl ikincisi düzenlenecek olan “JAmZZ Akbank Caz Festivali Genç Yetenekler Yarışması” sunduğu yurtdışı eğitim fırsatı ve saygın jürisi ile genç yetenekleri bekliyor.

 Son Başvuru:  22 Eylül 2012, Cumartesi Akbank Sanat/ Beyoğlu

Bu sene ikincisi düzenlenen “JAmZZ Akbank Caz Festivali Genç Yetenekler Yarışması” ile amatör caz müzisyenlerini ustalarla buluşturuyor. Yarışmada “en iyi performans”, “en iyi doğaçlama”, ve “en iyi yorum” kategorilerinde , aralarında Ayşe Gencer, Aydın Esen, İmer Demirer, Cengiz Baysal ve Volkan Hürsever’in olduğu jüri üyeleri tarafından seçilerek, dereceye giren finalistler Venedik Caz Festivali kapsamında gerçekleşecek atölye çalışmalarına katılma şansı elde edecekler. Lale Plak ve Zuhal Müzik’ten hediye çeki sahibi olacaklar. Aynı zamanda kazananlar Amerikan Konsolosluğu Kültür Ofisi’nden Caz İkonları Serisi ile efsane cazcıların performanslarının yer aldığı 9 DVD’lik setin sahibi olacaklar.

Jamzz kazananları, festivalin bir parçası olup profesyonel sanatçılarla ve birbirinden değerli jüri üyeleri ile birlikte Babylon sahnesinde özel jam session sunacaklar.

 CAZIN USTALARI İLE GENÇ YETENEKLER JAmZZ’DE BULUŞUYOR

30 yaşını aşmamış amatör genç yeteneklere, Festival’in bir parçası olma ve profesyonel sanatçılarla birlikte sahnede “Jam Session” yapma imkanı sunan yarışmaya katılmak için adayların, hazırladıkları bir demo CD, kısa öz geçmişleri, müzik tarzlarını anlatan ön yazı ve bir fotoğraf ile Akbank Caz Festivali/JAmZZ konu başlığını ekleyerek 22 Eylül 2012, Cumartesi  gününe kadar Akbank Sanat / Beyoğlu adresine ulaştırmaları gerekiyor.

 

Katılım Şartnamesi için  tıklayınız.

Başvuru Formu için  tıklayınız.

Poster için tıklayınız. 

 

Sinema Oyuncuları Meslek Birliği (BİROY), 1995 yılı öncesinde çekilen 3 bin 500 filmde rol alan 107 oyuncunun, televizyon yayınlarından doğan telif haklarının ödenmesi için dava açmaya hazırlanıyor.

 BİROY avukatı Sedef Erken Sanlısoy, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda, meslek birliklerinin bir araya gelerek belirledikleri ortak tarife üzerinden oyuncuların da içinde yer aldığı eser sahiplerine, yayından doğan lisans bedellerinin, yani telif hakkının ödenmesi zorunluluğu getirildiğini ancak bugüne değin hiçbir televizyon kuruluşunun bu yolla bir oyuncuya telif hakkı ödemediğini söyledi.

Yargıtay’ın içtihadına göre 12 Haziran 1995 öncesi sinema eserleri üzerinde sanatçıların telif hakkı bulunduğunu, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası’nda da, “Meslek birliklerince belirlenen tarife veya ortak tarifeler üzerinden sözleşmenin yapılmaması halinde, taraflar yargı yoluna başvurabilirler” şeklinde ibarenin yer aldığını dile getiren Sedef Erken Sanlısoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Herhangi bir alışveriş merkezinden, Filiz Akın’ın, Tarık Akan’ın, Türkan Şoray’ın tüm filmlerini bir arada satın alabiliyorsunuz. Hala bu filmler satılıyor, televizyonlarda gösterilmeye devam ediliyor. DVD, CD satışından, reklam gelirlerinden yayıncılar büyük paralar kazandılar ama bu oyuncular 1 lira dahi telif hakkı elde edemediler. Bugün Avrupa Birliği ve dünyada oyuncunun telif hakkı alamaması söz konusu olamaz ancak Türkiye’de oyuncular hala teliflerini alamıyorlar. BİROY olarak, çoğunluğu Yeşilçam oyuncularının oluşturduğu 107 oyuncu ve 3 bin 500 film üzerinden yayıncılara, Türkiye’de telif haklarıyla ilgili en büyük davayı açıyoruz. Bu sadece maddiyatla ilgili bir dava da değil. Bu bir hakkın ihlali. Yayınlar izinsiz yapılıyor. Bunun cezai yaptırımı da yasada açıkça belirtilmiş. Dolayısıyla maddi taleplerin yanı sıra suç duyurusunda da bulunacağız. Çünkü lisanslamalarla ilgili yasa maddelerine uyulmadan yapılan bu yayınlar yasaya aykırıdır.

Oyuncularla yayıncılar arasındaki telif hakkı sorununun çözümü için girişimlerinin sonuç vermediğini dile getiren Sanlısoy, “Sorunun diyalogla çözülmesini isteriz. Ancak yayıncılara çektiğimiz ihtarnameler ve çağrıların tamamen cevapsız kalması sonrasında oyuncuların haklarını almak için artık dava kaçınılmaz oldu. Dileriz dava sonuçlanmadan bu konuda gerekli adımlar atılır ve oyuncular teliflerine kavuşurlar” diye konuştu.

Sanlısoy, Türk sinemasının unutulmaz oyuncularından Kemal Sunal’ın ve çocuklarının yürüttüğü hukuk mücadelesinin diğer oyunculara örnek olduğunu ifade etti.

BİROY BAŞKANI JANSET

Sinema ve dizi film oyuncusu Janset, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başkanı olduğu BİROY’u, 3 yıl önce, oyuncuların telif haklarını takip etmek için kurduklarını belirtti.

Bugüne kadar filmleri yayınlanan oyuncuların telif sorununun çözümü için bir çok görüşme yaptıklarını ancak hiçbir netice alamadıklarını dile getiren Janset, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oyuncuların telif hakkını takip etmek ve usulüne uygun olarak dağıtılmak üzere kurulmuş bir örgütüz ama ne yazık ki bugüne kadar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ‘Şu kadar telif topladık ve dağıttık’ diye bir rapor sunamadık. Muhatabımız olan neredeyse herkesle görüştük. Ilımlı yaklaşımlar oldu ama sonuca ulaşamadık. Geçen yıl oyuncularımızın filmlerini gösteren 20 televizyon kanalına, ‘Oyuncularımıza telif haklarını ödeyin’ diyerek, ihtarname çektik. Bundan da bir sonuç alamadık. Artık dava dışında bir seçenek kalmadı. Artık Türkiye’de oyuncular olarak bu utancı yaşamak istemiyoruz. Zaten bizim olması gereken, kağıt üzerindeki haklarımızın ödenmesi için televizyonlara çıkıp şikayet etmekten yorulduk. ‘Ne kadar geç ödersek o kadar iyi’ gibi bir yaklaşım var ancak biz 107 oyuncumuz adına 1995 öncesi çekilen 3 bin 500 film için, hukuki haklarımızı kullanacağız ve ne gerekiyorsa yapacağız. Bizler uyanıklık yapıp daha fazla kazanç elde etmeye çalışmıyoruz, yasada belirtilen ve sadece kağıt üzerinde kalan haklarımızı istiyoruz.”

Janset, yapımcı şirketlerin artık, oyuncuların yasal yollara başvurmalarını önlemek ve bütün yasal haklarını kendilerine devreder nitelikte maddeler içeren sözleşmeler imzalattırdığını da belirterek, “Hatta oyuncuların meslek birliklerine ve sendikalara üyeliklerini engellemeye dönük dahi maddeler bulunduğunu görüyoruz. Sözleşme maddelerinin hukuka aykırılığı için de hukuki girişimleri başlatacağız” diye konuştu.

Janset, 107 oyuncunun dışındaki oyuncuları da yargı sürecine dahil etmek için birliklerine üye olmaya çağırdı.

 

Devlet Tiyatroları’nın (DT) 2012-2013 sanat sezonunda sahneleyeceği oyunlar açıklandı. Yeni sezonda Başbakanlık’ın istediği oldu. DT yeni sezona Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Reis Bey’ adlı oyununu da dahil etti.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın DT ile Şehir Tiyatroları’nı özelleştireceği yönündeki açıklamalarının ardından Başbakanlık DT’nin son 10 yıllık repertuvarını yakın takibe almıştı. Başbakanlık, iki yıldır Ankara DT’de sahnelenen, Nâzım Hikmet’in “Memleketimden İnsan Manzaraları” adlı eserinden Nihat Asyalı’nın tiyatro sahnesine uyarladığı ve Rüştü Asyalı’nın rol aldığı“Memleketimden İnsan Manzaraları’ndan On Bir Tablo” adlı eserinin“neden üst üste sahneye konulduğunu” ve “Neden Necip Fazıl Kısakürek’in eserlerinin sahnelenmediğini” sormuştu. Bu sezon Başbakanlık’ın isteği yerine getirildi.

Yeni sezonda Nâzım Hikmet’in oyunu yerine Necip Fazıl Kısakürek’in “Reis Bey” adlı oyunu yer alıyor. DT, sezonun ilkyarısında 34’ü yerli, 21’i çeviri 55 yeni oyunla seyircinin karşısına çıkacak.

 

Kaynak : [-]

Norveçli ressam Edvard Munch’ın mayıs ayında rekor fiyata alıcı bularak şimdiye kadar bir açık artırmada satılan en pahalı sanat eseri olan ‘Çığlık’  Orijinal ismiyle Skrik- ( Sanat Tarihi’nde orijinal adı Boğuntu ) adlı tablosu, New York’ta sergilenecek.

Norveçli ressam Edvard Munch’ın mayıs ayında rekor fiyata alıcı bularak şimdiye kadar bir açık artırmada satılan en pahalı sanat eseri olan ”Çığlık” adlı tablosu, New York’ta sergilenecek.

Ünlü ressamın 1895’te yaptığı kan kırmızı gök altında başını tutarak çığlık atan bir adamı tasvir eden tablosu, 24 Ekim’den itibaren 6 ay boyunca Modern Sanat Müzesi’nde (MoMA) izlenime sunulacak.

Müze Müdürü Glenn D. Lowry, sergiyi, ”hem müze hem de New Yorklu sanatseverler için çok büyük bir fırsat” olarak niteledi.

Munch’un başyapıtı ”Çığlık”ın dört versiyonundan biri olan tablo, mayıs ayında Sotheby’s Müzayede Evi’nde yapılan açık artırmada 120 milyon dolara satılmıştı. Dört ”Çığlık” tablosundan biri Norveç’teki Ulusal Müze’de, diğer ikisi ise yine Oslo’da yer alan Munch Müzesi’nde bulunuyor.

Tabloya servet ödeyen kişinin kimliği açıklanmamıştı. Gizemli alıcının, ünlü yatırımcı Leon Black olduğu sanılıyor. Sahip olduğu sanat eserleri koleksiyonuyla tanınan Black, aynı zamanda MoMA’nın yönetim kurulu üyeleri arasında yer alıyor.

29 Nisan 2013’e kadar müzenin 5. katında sergilenecek tablo için yoğun güvenlik önlemleri alınacak.

”Çığlık”ın iki versiyonu, 1994 ve 2004 yıllarında çalınmıştı. Tablolar, daha sonra bulunmuştu.