Sınırlı sayıda öğrenci ile “Beden Ritim atölyesi açılıyor…

 

 

Ritim Atölyesi nedir? cevabına geçmeden önce Sizlere ses nedir? Konusunda bilgi vermek isteriz.

Ses sadece konuşma değil aynı zamanda tüm cisimlerin, duyularımız, duysun duymasın oluşturduğu sürtünme, vurma, çarpma ile meydana getirdiği titreşimlerle (Dalga boyu)  iletilen oluşumdur. Sesin kuvvetine gürlük denir. Desibel (db) ile ölçülür. Bu genel bilgilerden sonra diyebiliriz ki; Vücudun aslında ses çıkarabilecek her bir bölümünü bir enstrüman olarak kullanabilir.

“Beden Ritim nedir?” sorusuna gelince: “Beden ritim” adından da anlaşıldığı üzere; eller, ayaklar, ağız gibi organlarımızı, bedenimizde ses çıkaracak şekilde kullanıp, belirli ritim kalıplarını peş peşe uygulamaya dökme işidir.

Tüm bu eylemlerin belirli bir müzikaliteye dayanarak çalışılması ve uygulanması ne gibi faydalar sağlayacaktır sorusu ensık karşılaştığımız sorulardandır diyebiliriz.

İnsanoğlunun doğmadan önce tanıştığı ve maruz kaldığı, ilk ses ve ritim annesinin kalp atışıdır. Dolaysıyla bu sesin ritmik yapısı anne karnındaki çocuğun dingin ve sakin olmasını sağlayacağı gibi aynı zamanda ileriki yaşamında da bu ritme karşı daime olarak ilgili oluşacaktır. Belki de insanlığın var olmasından buyan insan neredeyse muhakkak bir ritim arayışı da o veya bu şekilde devam etmiştir.

Ritim duygusunun açığa çıkarılması da ancak eğitim ve birlikte çalışma ile mümkün olabilir. Yukarıda yazdığımız gibi çocuğun doğuştan getirmiş olduğu bu ritim duygusunu geliştirmek. Duyduğu ritimleri mümkün olduğunca aynı şekilde aktarabilme, zamanlama, tempoyu yakalayabilme, müzikle hareket edip durabilme, dinlemeyi öğrenme, bir enstrüman çalabilmeyi öğrenme ritim eğitiminin temel taşlarını oluşturmaktadır. Bu çalışmalar sonucunda çocuk üzerinde zamanlama, konsantrasyon süresinin artması, hafızanın gelişmesi, duyulan ritmin ya da müziğin beyin, kulak ve ellerle koordinasyonunun sağlanması, dinlemeyi öğrenme öğrendiklerini grup içerisinde uygulama ile birlikte öğrenme gibi çok önemli gelişimler gözlemlenir.

Böylece çocuğun bir grup içerisinde birey olarak tatmin olurken aynı zamanda gruba  uyum sağlaması; özgüveninin gelişmesinde, sosyalleşmesinde, kendi yeteneklerini keşfetmesinde, birlikte hareket etmeyi öğrenmesinde, kendini kontrol edebilmeyi, durabilmeyi öğrenmesinde büyük önem taşımaktadır. Çocukların ritmik yetenekleri, dinlemeleri, yaratıcılıklarını geliştirmeleri için doğru yönlendirilmeleri gerekmektedir. Ritim eğitimi verilirken öğretilen enstrümanın doğru tutulması, doğru sesleri çıkarabilmek için yapılması gerekenler, oturuş pozisyonu, ellerin doğru kullanılması, temiz seslerin çıkarılması konusunda eğitimcilerin doğru yaklaşımları çok önemlidir. Oyunlarla yapılan eğitimde eğlenerek öğrenme uygulanmasından dolayı uygulamaları daha çabuk öğrenecekler, hem de kalıcı ve etkili bir öğrenme sağlanacaklardır.

Bu uygulama çocuklarda ve yetişkinlerde aslında vücudun bir enstrüman olduğunu ve çok basit bir şekilde ortaya müziğin temel bir faktörü olan ritmi performansa dökmek için keyifli bir müzik yapma şeklidir.

Müziğin temelinden olan ritmin çocuklar ve yetişkinlerdeki takip kabiliyeti, eşzamanlı hareket etme, uyum sağlama, grup içi ortak hareket etme, hafıza güçlendirme (çünkü belirli ritim kalıplarını aklında tutacağından) gibi bir çok gelişime fayda sağlayan bir müzik yapma biçimidir.

Okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yetişkin fark etmeksizin dünyanın her yerinde uygulanan bir müzik yapma biçimidir.

Hatta bunun dünya üzerinde profesyonel grupların bir çok beden ritim konseri de verdiği çok görülmektedir.

Tüm bunlar düşünüldüğünde tüm bireylerin yaş fark etmeksizin hem stresten kurtulmak hem de yukarıda sayılan faydalara maksimum düzeyde ulaşabilmeleri için sizleri veya çocuklarınızı da “Ritim Atölyesi çalışmalarımıza” bekliyoruz.

Yazan: Ritim Atölyesi/Piyano/Klarnet/ Eğitmeni Ahmet Baki FİGENGİL

Detaylar için : 0212 570 80 68 / 0530 880 71 81

 

 

Kaynakça :

  • Dergi park : https://dergipark.org.tr/en/pub/ered/article/525694

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocuklarda Beden Perküsyonu Eğitiminin Benlik Algısına Etkisi Yayınlanma Tarihi : Kasım 18, 2019 / Rukiye Begüm KOCA  Onur ALTUNTAŞ

  • MÜZİKSEL ALGI VE BİLGİLENME ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, B DEMİRCİ – Milli Eğitim Dergisi, 2011 – dergipark.org.tr

Evlerimize hapsolduğumuz Pandemi günlerinde sanata biraz daha yakınlaşmamız ve bilgi dağarcığınıza az da olsa” da bu o eser değil mi?” demenizi sağlamak için, zaman zaman bilindik veya pek bilinmeyen bir takım sanat eserleri hakkında kısa kısa bilgiler vermeye çalışacağız.

Bugünkü konuğumuz; Amerikalı Sanatçı Grand WOOD’un ünlü eseri “Amerikan Gotik”‘i. İyi okumalar.

Amerika’nın kırsal değerlerini savunan sanatçı, kırsal yaşantıdan temalar içeren Bölgeselcilik akımının temsilcisidir. Amerika’yı kasıp kavuran büyük buhran zamanında kırsal bölgeleri gezerek gördüğü yerleri resmetmiştir.

En ünlü eseri olan Amerikan Gotik, ismini geri plandaki  sivri kemerli pencereleri ve Gotik mimari tarzında yapılmış çatılı evden almaktadır. Gezi sırasında fark ettiği bu evde yaşayan insanları hayal ederek yaptığı tabloda, evin önünde biri kadın biri erkek olmak üzere iki figür, tipik 19. yüzyıl Amerikan ailesinin kıyafetleri ile yer almaktadır. Kadın figürü Wood’un kız kardeşi, erkek figürü ise diş doktorudur. Yakasız bir gömlek giymiş olan Erkek figürün elindeki yabadan bu adamın çiftçi olduğu sonucu çıkarılmaktadır. Gözlüklü çiftçinin yüz ifadesinden ne hissettiği anlaşılmamakla birlikte savunmada gibi durmakta, eseri izleyenin gözünün içine bakmaktadır. Omuz farkıyla geride duran kadının gözleri ise eserin sağ tarafına bakmaktadır. Kadının saçları ensesinde toplanmış, üzerinde  muhafazakar olarak tasvir edebileceğimiz beyaz yakalı siyah bir elbise ve yakasında bir broş bulunmaktadır. Elbisenin üzerinde desenli bir önlük vardır.

Yüzeysel olarak yalın ve saf görünen resim, görsel oyunlar ve yansımalarla doludur. Çiftinin tulumunun üzerindeki motif ile çapa arasında bir bağlantı bulunmaktadır. Bu tablo, Amerikan popüler kültür ikonunun simgesi haline gelmiştir.

 

Kaynakça ve daha fazlası için : https://konusanmuze.com/?p=259

24.Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin Tarihleri Belli Oldu!

1998 yılından bu yana sinemada kadın emeğini görünür kılmaya çalışan, Türkiye’deki ilk kadın filmleri festivali olarak her yıl dünya çapında yönetmenleri ve oyuncuları ağırlayan, bu alanda çalışan kadınlar arasında bir iletişim ağı kuran ve filmlerinin görünürlüğünü sağlayan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Azize Tan’ın direktörlüğünde 24.kez düzenlenmeye hazırlanıyor!

24.Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 27 Mayıs – 3 Haziran 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

2021’nin Teması “ARAFTAN ÇIKMAK”

2020 yılında ortaya çıkan olağanüstü koşullarda Türkiye’de çevrimiçi düzenlenen ilk festivali gerçekleştiren Uçan Süpürge Vakfı’nın teması; “Evde Kaldık” idi. Bu yılki tema ise “Araftan Çıkmak”.

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali “Artık bu araftan çıkma zamanı” diyor ve ekliyor: “Tüm mesele, yıllardır verilen mücadelelerin lafta kalmaması, başka bir hayatın mümkün olduğunu müjdelemekle kalmayıp onu yaşayabilmekte, yaşadığımız özgürlüğün ta kendisi olmakta, hem de neredeysek orada, hangi bedenin içindeysek onunla. Değişim ancak biz yaparsak olur, bu araf halinden çıkmanın yolu dayanışmaktan, çalışmaktan ve en önemlisi doğru bildiklerimizi yapmaya devam etmekten geçiyor. Kadın mücadelesinin şimdiye kadar verdiği mücadele ve elde ettiği kazanımlar bu konuda hepimize ilham olabilir.”

Başvurular 26 Şubat’a Kadar!

27 Mayıs – 3 Haziran 2021 tarihleri arasında düzenlenecek 24. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde kısa, uzun, orta metraj kurmaca, deneysel ya da belgesel filmlerinin gösterilmesini isteyen Türkiye’den kadın sinemacılar 26 Şubat’a kadar başvuru yapabilir. Başvuru bu tarihe kadar buradan yapabilirsiniz.