Şunun için etiket arşivi: konsept

 Moskova’dan da haberdar olalım…

11 Temmuz Çarşamba günü, Moskova Merkezi Ressam Evinde 3. Uluslararası Genç Sanat Bienali açılıyor.

Yeni Berlin Sanat Derneği Video Forum’unun yöneticisi, küratör Katrin Bekker’in oluşturduğu konsepte göre seyircilere genç neslin sanatlarından bir kesit, çağdaş yaşamda sanatçıların duruşunu ve ayrıca nasıl bir ortamda çalıştıklarını resmeden projenin multimedya gösterimi gerçekleştirilecek.

Bekker, “Güneşin altındaki Yaldızlardan” adlı esas projeye 80 ülkeden 32 yazarın 81 çalışmasına yer verdi. Bienal’in özel programı içerisinde, 15 ülkeden 56 katılımcının yer aldığı açık yarışma sonucunda Bekker ve organizatörler tarafından seçilen 17 küratör projesi yer alıyor. “Bitmeyen Tahlil” adlı stratejik proje ise, çeşitli nedenlerle esas projede yer alamayan 72 sanatçının eserlerinden oluşuyor. Projeler, Moskova’nın çeşitli mekânlarında gösterime sunulacak. Forumun bilim- eğitim programı; uzman sınıflar, konferanslar, tartışmalar gibi farklı formatlarda sunulacak. Söz konusu etkinliğin programına, 3. Uluslararası Genç Sanat Bienali Internet sitesinden ulaşılabilir. Sergi Ağustos ayı ortasına kadar devam edecek.

 Kaynak : [-]

İlki İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından desteklenerek 65 bin izleyiciye ulaşan “İstanbul Çocuk ve Gençlik Bienali”nin ikincisi, 6 Kasım-6 Aralık 2012 tarihinde gerçekleşiyor. 

İl Milli Eğitim Müdürlüğü ortaklığıyla düzenlenen bienal, Beyoğlu’ndan Tuzla’ya, Kadıköy’den Sultanbeyli’ye 39 ilçenin özel ve kamu okullarında öğrenim gören öğrencilerle birlikte, sokakta çalışan, suça bulaşmış, cezaevinde bulunan, cezaevinde doğmak zorunda kalan çocuklar ve özürlüler gibi dezavantajlı grupları da kapsıyor.

2. İstanbul Çocuk ve Sanat Bienali; Plastik Sanatlar disiplinlerinin çağdaş sanat uygulama ve düzenlemeleriyle, panel, sanatçı sunumu, performans, video gösterimi, enstalasyon, atölye çalışmaları ve birçok farklı müzik grubunun yer alacağı sahne performanslarından oluşuyor. Bin 500 adet öğrenci, öğretmen etkinliğine ve yaklaşık 5 bin öğrencinin bireysel çalışmalarına ev sahipliği yapmayı amaçlayan projede çocuk ve gençlere kendilerini ifade etme fırsatı sunarken, aynı zamanda onlara sanat ve eğitim kariyerlerinde anlamlı bir basamak imkanı sunuyor.

Çocuklara ve gençlere yönelik güncel sanat etkinliklerini kapsayan İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali 6 Kasım-6 Aralık 2012 tarihlerinde; şehir hatları vapurları, Kadıköy’deki Karaköy iskelesi, Şirketi Hayriye Sanat Galerisi ve Taksim Meydanı’nda gerçekleştirilecek.

Dünyada sayılı, Türkiye’de ise 2.’si yapılacak olan bienalin İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Protokol Salonu’nda yapılan basın tanıtım toplantısının açılış konuşmasını yapan Bienal Direktörü Gazi Selçuk, “6 Kasım-6 Aralık 2012 tarihlerinde gerçekleşecek olan İstanbul’un en büyük çocuk ve gençlik sanat organizasyonu olan II. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nin hazırlık çalışmaları devam ediyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı desteğiyle Türkiye’de ilk kez düzenlediğimiz bienalin, 2. sini gerçekleştiriyor olmaktan ötürü çok mutluyuz. İlk kez düzenlediğimiz ve 65 bin izleyiciyle buluştuğumuz bienalde 5000 öğrenci çalışmalarıyla yer aldı. II. bienale ise, İstanbul’da yer alan 3 bin üzerinde ki kamu ve özel okulun öğrencileriyle birlikte, ilçelerin dezavantajlı bölgelerinde okuyan öğrencilerin de katılımını hedefliyoruz. Özellikle STK’larla yaptığımız işbirliği neticesinde cezaevinde doğan, risk altında bulunan ve engelliler gibi dezavantajlı gruplarında bu bienalde yer almasını sağlıyoruz. Kısa vadede çocukların ve gençlerin kendilerini ve sanatlarını ifade edecekleri önemli bir mecra yaratırken, uzun vadede Türkiye ekonomisinin lokomotifi olması planlanan Kültür Endüstrisinin önemli aktörlerinin yetiştirilmesine katkı sunuyoruz. Bienal, 1-18 yaş aralığında olan herkesin, öğretmen, veli veya sanatçı eşliğinde, video art, ses- görüntü enstalasyonları, heykel, seramik, atık çalışması, karışık teknik, resim, fotoğraf, dans, müzik, sahne performansı vb her türlü sanatsal üretimine açıktır. Ekim sonunda açıklanacak programla öğrenci, öğretmen, sanatçı, sanat takipçisi birçok kesimin dikkatlerini çekecek zenginliğe sahip içerik için hazırlık yapmaktayız. Bu sene mekanların seçiminde kamusal alanları tercih ettik. Türkiye Deniz İşletmeleri ile yaptığımız işbirliği neticesinde Bienal etkinlikleri, 10 şehir hatları vapuru ve Kadıköy’de yer alan Karaköy iskelesinde İstanbullularla buluşacak. Ayrıca Taksim meydanında kuracağımız diğer bir sahne ile Bienal çerçevesinde üretilen beden, müzik ve sahne performansları binlerce izleyiciye ulaşacak. Ayrıca 350 civarında atölye çalışması ve birbirinden farklı 41 panel ve söyleşi ile programı zenginleştirmekteyiz. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienalinin; birbirinden faklı tür ve içeriklere sahip 1500 civarında etkinliğe de ev sahipliği yaparak, 70 bin kişiye ulaşılması planlanmaktadır” şeklinde duygu ve düşüncelerini dile getirdi.

Küratörler adına söz alan Esra Çelikkanat; “II. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nin küratörleri Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi Gülçin Aksoy, sanatçı ve eğitimciler, Leyla Sakpınar, Maria Sezer, Özcan Yurdalan ve benden oluşuyor. Küratörler olarak yaklaşık dört aydır düzenli yaptığımız toplantılarda 2. bienalin konsepti ve işleyişi gibi konularda çalışmaktayız. Bildiğiniz üzere yaratıcılığın geliştirilmesinde sanatın önemli bir yeri olduğu artık kanıtlanmıştır. Sanat, hayatı farklı bir biçimde anlamayı, sorgulamayı ve farkındalığı sağlar. Bu doğrultudan yola çıkarak ve ilk bienalden edinilen deneyimleri de göz önünde bulundurarak, çocuklarımızın keyifle ve yaratıcılıklarını ortaya koyabilecekleri bir konsept ortaya çıkarmaya çalıştık. Düş aslında her yaşta kurulur, belki de en yoğun olarak çocuk ve gençlik yıllarında. Düş, gerçeğin kaynağı ve başlangıcıdır. Gerçek olmayan ama çoğu zaman gerçekleşmesi istenen bir umuttur düş. Gerçek düşten, düş gerçekten beslenir. Çocuk düşleriyle keşfeder, hayatına yön verir ve kendi dünyasını kurmaya başlar. Yaratmanın temelinde her zaman düş vardır. Bizde gitgide mekanikleşen bir çağda çeşitli ve zengin yorumlara açık olan “Düş mü? Gerçek mi?” temasından yola çıkarak 2012 yılı için planlanan İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nin konseptini “Düş Çocuk, Gerçek Çocuk” olarak belirledik” şeklinde konuştu.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız ise yaptığı konuşmada; çocuklara yaratıcılıklarını sergileyebilecekleri bir sanat platformu kazandırdıkları için çok mutlu olduğunu dile getirdi. Sanat çalışmalarının temellerinin daha çocuk yaşlarda atılmasının ne kadar önemli olduğunun altını çizen Yıldız; ülkemizde bu tür etkinliklere daha fazla destek vermeliyiz. Bienal kapsamında hem çocuklarımız hem de geçlerimiz yaratıcılıklarını özgürce ortaya koyma şansını yakalayıp, performans ve ürettikleri eserleri pek çok izleyici ile buluşturacaklar” şeklinde konu ile ilgili düşüncelerini ifade etti.

 Yetenekli ve yaratıcı Parisli sanatçılardan oluşan kolektif ARTAPOT, “satın alınabilir sanat” anlayışını Türkiye’ye getiriyor.

Pop Art’tan ilham alarak  erişilebilir fiyatlarda, kaliteli ve yaratıcı yağlı boya tablolar sunan ARTAPOT, sanat severlerin, koleksiyonerlerin ve markaların gözdesi olacak.

artaport

Görsel sanatların tadına varıp, onları hayatımıza sokmak için artık zengin olmaya gerek yok! Bir çoğumuzun görsel duygulara ve estetik deneyimlere karşı açlık hissettiği günümüzde, Fransız Stephanie Triau’nun kuruculuğunda,Türkiye’de artık yeni bir sanat oluşumu var; ARTAPOT!

Herkes için sanat!

Sanata kasıntısız, takıntısız ve eğlenceli bir çerçeveden bakan Parizyen sanatçılardan oluşan ARTAPOT, sanatı artık hepimiz için ulaşılabilir hale getiriyor. Sanatın, sadece galerilerde kalmaması gerektiğini ve herkesin istediği esere sahip olma hakkının olduğunu savunan ARTAPOT, artık kendinizle bağdaştırabileceğiniz sanatı sizlerle buluşturuyor. ARTAPOT, ruhun derinliklerindeki duygu ve hatıraları uyandıran Pop-Art tarzındaki eserlerini, çağdaş sanatın merkezlerinden biri olan Paris’ ten ayağımıza kadar getiriyor.
ARTAPOT’un tüm eserleri, deneyimli ve yaratıcı sanatçılar tarafından elde üretiliyor. El emeğinin az bulunduğu dijital çağda, ARTAPOT eserlerinin her birinin yağlı  boya tablo olması onları daha da değerli kılıyor.

İroni, eğlence ve zevk Artapot’ta!
Favori rock, pop ve popüler kültür ikonlarından ilham alarak uygun fiyatlı sanat eserleri yaratan bu yetenekli kolektif, yaratımlarını koleksiyonlar halinde sunuyor. ARTAPOT’un mevcut koleksiyonları, efsanevi albüm kapakları, unutulmaz reklam afişleri, çocukluğumuzun süper kahramanları ve sembolleşmiş dünya starlarının coğu zaman eleştirel bir bakış acçısıyla yorumlanmasıyla yaratılan, esprili, ironik yağlı boya tablolardan oluşuyor. Kolektif, popüler kültüre dair yeni ve değişik konular üzerinde yepyeni koleksyionlar yaratma devam ediyor.
Elvis, Beatles, Bowie ve Nirvana gibi 60’lardan günümüze ikon haline gelmiş bu albümlere saygı duruşunda bulunan ARTAPOT, tuval üzerine yağlı boya ile gizlediği “ahtapot” ile tablolara kendi ironik yorumlarını katıyor.
Favoriniz ister efsanevi müzik grubu The Doors’un Morisson Hotel’inin albüm kapağı olsun, ister süper kahramanların renkli dünyası, isterseniz Duchamp’ın pisuarı olsun, istediğiniz her şey bu özel sanatçıların elinden çıkıyor. Hem de en uygun fiyata!
Kasım 2010’da düzenlenen Contemporary İstanbul Sanat Fuarı’nda tüm dikkatleri üzerine çeken ARTAPOT’un kurucusu Stephanie Triau; beklentinin çok üzerinde ilgi gördüklerini dile getirdi. Triau; “Fuar boyunca ARTAPOT standı oldukça ilgi gördü. Eserlerimiz birçok insanı gülümsetti. Koleksiyonerlerden, daha önce bir sanat eseri almamış insanlara kadar birçok insan, ARTAPOT tablolarına büyük ilgi gösterdi. Koleksiyonerler, eserleri eğlenceli, kaliteli ve ulaşılabilir fiyatlı bulurken;  daha önce hiç sanat eserine sahip olmamış insanların ise eserlerimizle en derin duygularına hitap etmek ve onlara ulaşılabilir sanatı sunmaktan oldukça keyif aldık” dedi.
Kişiye ve markaya özel eserler Artapot’ta!
Markalar, işletmeler, mimar ve dekoratörlere özgün tablolar da yaratan ARTAPOT’un müşterileri arasında; Perrier, Nespresso, Intercontinental Paris ve Orange gibi uluslararası markalar da bulunuyor. Ayrıca kişiye özel eserler de yaratan ARTAPOT, hayalinizdeki yağlı boya tabloyu sizin için, size özel olarak  üretebiliyor.

ARTAPOT’un bu sıradışı ve özel eserlerine Beşiktaş’taki atölyesinden, Nişantaşı  BiberBar, PRfit-Bebek ofisinden ve artapotgallery.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Stephanie Triau Kimdir?
Fransız Stephanie Triau, üniversitede siyaset bilimi eğitimi sırasında, sanata olan düşkünlüğü nedeniyle Paris’te Science-Po ve Sorbonne Üniversitesi’nde yan dal olarak sanat tarihi eğitimi aldı. Üniversite eğitiminin ardından, küratör olmak amacıyla New York’a giden Stephanie Triau, hem New York Üniversitesi’nde müze bilimleri bölümünde okudu hem de ünlü Metropolitan Müzesi’nde 19. yüzyıl küratörleriyle staj yapma imkanı yakaladı.
Paris’in ünlü yağlı boya uzmanı ve galeri sahibi ile birlikte çalıştıktan sonra kendini geliştirmeye karar verip, ESSEC’ ten yüksek lisansını (MBA) tamamladı.
Louis Vuitton, Dior, TAG Heuer, Moet gibi prestijli markaların sahibi LVMH grubunda 10 yıl boyunca, ve 2,5 yıl boyunca da Publicis Grup’ta, Pazarlama, Araştırma ve Medya Yöneticiliği gibi pozisyonlarda uzmanlaştı.
Ardından bir Türk ile evlendikten sonra, oğluyla birlikte 2010 senesinde İstanbul’a taşınıp, yeni bir sanat konsepti lanse etmek istediğine karar verdi ve ARTAPOT’u kurdu.

 

Fashion & Film Vol. 1, İstanbul Fashion Week ile koşut olarak aynı tarihlerde, tam olarak 09 Şubat 2012 günü Roxy’de düzenlenecek.

 

İlk kez düzenlenecek olan etkinlik moda filmlerinden oluşan bir video gösterim programının eşlik edeceği parti şeklinde tasarlandı. İstanbulmoda haftasının bir yan etkinliği olarak ana etkinlikleri de destekleyecek olan bu çok farklı gecede moda, film ve güncel sanat dünyaları bir araya getirilecek. Corona sponsorluğunda Kültür Departmanı tarafından organize edilen Fashion & Film Vol. 1 yenilenen ve genişleyen bir içerikle her moda haftasında tekrar edecek.

9 Şubat 2012 Perşembe günü saat 22:00’de açacak olan Fashion & Film Vol.1 programındaki videoların gösterimi ve parti, kentin en ünlü ve artık efsane statüsüne ulaşmış kulüplerinden olan Roxy’de gerçekleştirilecek. Parti esnasında konsepti oluşturan 12 moda filmi toplam 10 LCD ekranda ve 2 dev projektörde devamlı şekilde gösterilecek. Gecede sanat koleksiyonerleri, sanatçılar, galericiler, moda tasarımcıları, modeller, dergi editörleri ve medyamensupları hem bu özel seçkide yer alan filmleri izleyecek hem de partiyle beraber hoşça vakit geçirecekler.

Corona presents Fashion&Film Vol.1 programında daha önce New York ve Londra moda haftalarında, hatta Paris Pompidou sanat merkezi gibi mekanlarda gösterilmiş ünlü modacıların, yönetmenlerin işlerini sergileyen, moda ve hareketli görüntü ilişkisi üzerinden yeni bir anlatım dili geliştiren 12 film ve video yer alıyor. Küratörlüğünü Tuna Yılmaz’ın yaptığı seçki kapsamında işleri parti esnasında gösterilecek sanatçılar şöyle: Calum MacDiarmid (İngiltere), Bell Soto (Peru), Ayzıt Bostan (Almanya), Georgie Greville (ABD), Piotr Naumowicz (Polonya), Thomas English (İngiltere), Alex Johns (İngiltere), Lucia Curzi (ABD), Zaiba Jabbar (İngiltere), Michaela Kühn (Almanya), Monica Elkelv (Letonya) ve Reto Schmid & Lee Wei Swee (ABD).

Gösterim Programı Hakkında

Geçtiğimiz on yıl içerisinde, “viral” moda filmleri tasarımcıların sunacağı yeni koleksiyonlar için genel geçer anlamda en iyi sunum şekli olarak kabul edilen defileler için gerçek birer tehdit haline geldiler. Bu da sonuç olarak filmleri ve videoları moda tüketimiyle bağlantılı bir hale getirdi.

Sinema sanatının yüz yılı aşkın tarihi, janrların/türlerin çeşitliliği ve “video art” denilen görece genç ama belki de daha geniş ufuklu sanat biçiminin geçmişi üzerinden hareketle ortaya bir seçki sunuyoruz. Daha da çeşitlenecek, uzayacak, bükulecek ve yayılacak bir yapının temeli olsun diyerek… Hareketli görüntülerin modayı bir kavram, bir konsept, bir endüstri ve bir kültürel form olarak nasıl temsil ettiğini ve yorumladığının da İstanbul sınırları içinde cevaplarını arıyoruz.

Sunulan seçki havalı bir fotoğraf makinesinin ya da artık bedava pdf kopyalarının internette cirit attığı bir moda dergisinin sunduğundan daha fazla bir “şey”i ifade ediyor; film ve videonun içindeki modadan da daha “büyük” bir estetiği kutluyor. Gösterim programına alınan işler içeriklerine yönelik bir eleştirel tepkiyi teşvik ediyor ve filmin o uzun tarihine ait bağlam içerisindeki mevcut pratiklere işaret ediyor.

8-10 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek şenlikte ünlü grafiticiler Tekfen Bomonti Apartmanları’nın dışını boyayacak. 

 İstanbul’un ünlü semtlerinden Bomonti, çehresini ‘Street Art’ projesiyle değiştirecek.

İstanbul’un kozmopolit semtlerinden Bomonti, Tekfen Emlak Geliştirme Grubu’nun ‘ Street Art ‘ projesiyle bambaşka bir hale bürünecek. 8, 9 ve 10 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek üç günlük şenlikte Buenos Aires’inilk sokak sanatçılarından Arjantinli Chu, Avrupa’nın en iyi grafiti yazarlarından ve grafiticilerinden biri olan Alman Rusl Lovesletters ile Türkiye’den de Cins, Wide ve Canavar, Tekfen Bomonti Apartmanları’nın dış cephe duvarlarını boyayacak.

KONSERLER OLACAK
Çevreyi güzelleştirmek, renk katmak ve mahalle sakinleriyle eğlenceli birhafta sonu geçirmek üzere düzenlenen etkinlikte gün boyu duvarlar boyanacak, sokak müzisyenleri caddelere eğlence katacak. Mahalle sakinleri de hareketli ve eğlenceli bir hafta sonunun tadını çıkaracak.

Sıracevizler Sokağı’nın hemen arkasında sakin ve yeşil sokaklarla çevrili bir konuma sahip olan Tekfen Bomonti Apartmanları şehir atmosferinden de uzaklaşmadan, modern mimarinin tüm gereklerini yerine getiren yaşamalanı olarak tasarlandı. Geçen sene tamamlanan Tekfen Bomonti Apartmanları’nın konsepti ve mimari projeleri Bünyamin Derman ‘a ( DBMimarlık ), iç mekan tasarımı ise Mustafa Toner ‘e ait.