Modern Dans Topluluğu İstanbul (MDTİst), Elektronika adlı eserin prömiyerini 5 Aralık’ta yapacak.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin (İDOB) genç proje grubu Modern Dans Topluluğu İstanbul (MDTİst), “Elektronika” adlı eserin prömiyerini yapacak.
Üç eserden meydana gelen çalışma, 5 Aralık’ta Beşiktaş’taki Süleyman Seba Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak.
Elektronik müzikle tamamlan eserde MDTist’in 24 dansçısı sahne alacak.
Eser, dansçı ve koreograf Evrim Akyay’ın “Hadi”, İhsan Rüstem’in “Akdeniz” programı içinde sahnelenmiş olan “Mantra” ve Güney Koreli koreograf DongKyu Kim’in “Heyecan” adlı çalışmalarından oluşuyor.
“Elektronika”, 9 Aralık’ta bir kez daha sahnelenecek.
Türk mizahının usta isimlerinden Aziz Nesin’in ‘Tut Elimden Rovni’ isimli oyununun prömiyeri, Londra’daki Camden Town’da yapılacak.
Camden High Street üzerindeki Etcetera Theatre salonunda toplam üç gün sahnelenecek olan oyununun ilk iki gösterisi, 18 Kasım Cumartesi ve 19 Kasım Pazar günleri saat 17.00 ve 19.30’da, üçüncüsü ise 20 Kasım Pazartesi günü saat 21.30’da seyirciyle buluşacak.
Pan Productions tarafından üstlenilen 90 dakikalık oyunun yapımcılığını Zeynep Dalkıran, yönetmenliğini ise Gökhan Tosun yapıyor.
Akrobat bir çiftin evliliğini konu alan oyun Mela ve Rovni’den yola çıkarak tüm ikili ilişkileri ‘denge’ unsuru ile birer cambaza benzetir.
Aziz Nesin yorumunda, “Cambazlık nasıl bir denge kurmaksa, iki insanın karşılıklı ilişkilerini sürdürmeleri de aralarındaki dengeyi sağlamalarına bağlıdır. Denge bozulunca yeniden kurulamazsa, o iki kişi birbirini yok edecek, düşeceklerdir” diyor.
UNESCO’nun yayınladığı Index Translationum adlı dünya çeviri bibliyografyasına göre, Aziz Nesin, Türkçe eser veren yazarlar arasında eserleri yabancı dillere en çok çevrilen dördüncü yazar.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Akbank’ın desteğiyle 7-17 Nisan tarihleri arasında yapılacak 35. İstanbul Film Festivali Altın Lale yarışmalarının jüri başkanları belirlendi.
35. İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma jüri başkanlığını yönetmen Pablo Trapero, Altın Lale Ulusal Yarışma jüri başkanlığını ise oyuncu Müjde Ar üstlenecek.
Altın Lale Uluslararası Yarışma jüri başkanı yönetmen Pablo Trapero 1971’de Arjantin’de doğdu. 1999’da ilk uzun metraj filmi olan Mundo Grúa / Crane World ile Venedik, Buenos Aires, Havana, Rotterdam film festivallerinde ödüller kazandı. 2002’de film prodüksiyon firması Matanza Cine’yi kurdu. İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen El Bonaerense’nin (2002) dünya prömiyeri Cannes’da, Familia Rodante’nin (2004) Venedik’te ve Nacido y Criado’nun (2006) ise Toronto’da yapıldı. 2008 yapımı Leonera / Aslan İni, 2010 yapımıCarancho ve 2012 yapımı Elefante Blanco / White Elephant / Beyaz Fil, ilk kez Cannes’da yarıştı. Venedik, San Sebastian ve Locarno gibi birçok önemli festivalde jüri üyeliği yapan yönetmen, 2014’te Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünün jüri başkanı olarak görev aldı.Trapero 2015 yılında Fransız Devleti’nin Sanat ve Edebiyat Alanında Şövalye Nişanı’na layık görüldü ve bu nişanı alan Güney Amerikalı ilk sinemacı oldu. Trapero, festival programında da yer alan son filmi El Clan / The Clan / Çete ile Venedik’te En İyi Yönetmen dalında Gümüş Aslan’ı kazandı. Filmlerinde yozlaşma, mülteciler, toplumsal sorunlar gibi konuları ele alanTrapero, 1990’larda gelişen Yeni Arjantin Sineması akımının en yetkin isimlerinden kabul ediliyor.
Pablo Trapero başkanlığındaki Altın Lale Uluslararası Yarışma jürisinin seçtiği filmlerEczacıbaşı Topluluğu tarafından 25.000 avroluk para ödülüyle destekleniyor. Bu ödülün 10.000 avrosu Altın Lale’nin sahibi olacak filmin yönetmenine, 10.000 avrosu filmin Türkiye’deki dağıtımını üstlenecek firmaya, 5.000 avrosu ise Jüri Özel Ödülü’nü kazanacak filmin yönetmenine verilecek. Altın Lale Uluslararası Yarışma’ya “Sinemaya Yeni Bakışlar” temasını izleyen filmler katılıyor.
Altın Lale Ulusal Yarışma jüri başkanı oyuncu Müjde Ar, İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Oraloğlu Tiyatrosu’nda 1962-1963 sezonunda Helen Keller’in yapıtı Karanlığın İçinden oyununda çocuk oyuncu olarak rol aldı. 1975 yılında televizyon dizisiAşk-ı Memnu’daki Bihter rolü ile dikkat çekti. 1980’li yıllarda rol aldığı filmlerle Türkiye sinemasındaki kadın temsilini değiştirdiği gibi kendisinden önceki oyunculuk kalıplarını da yıktı. Özellikle Atıf Yılmaz’ın yönettiği Adı Vasfiye, Asiye Nasıl Kurtulur, Aaahh Belinda ve Başar Sabuncu imzalı Asılacak Kadın, Kupa Kızı gibi kadın filmlerindeki rolleriyle döneme damgasını vurdu. Aaahh Belinda ile 23. Antalya Film Şenliği’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandı. Bu dönem oynadığı diğer önemli filmler Halit Refiğ imzalı Teyzem ve Ertem Eğilmez’in son filmi Arabesk oldu. Başar Sabuncu’nun son filmi Yolcu ile ikinci defa Antalya’dan En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. 2000’lerde Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Komser Şekspir, Eğreti Gelin gibi filmlerde oynadı. 2007-2009 yılları arasında Haydi Gel Bizimle Ol adlı televizyon programını yaptı. Müjde Ar’a, 2004’te İstanbul Film Festivali’nin Sinema Onur Ödülü takdim edildi.
Müjde Ar başkanlığındaki Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi En İyi Film, En İyi Yönetmen, Jüri Özel Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve En İyi Müzik olmak üzere toplam 9 dalda ödül verecek. En İyi Film’e 150.000 TL, En İyi Yönetmen’e ise 50.000 TL ödül verilecek. Anadolu Efes, bu yıl daOnat Kutlar anısına verilecek Jüri Özel Ödülü’nü kazanan filmin yapımcısına 60.000 TLtakdim edecek. En İyi Kadın ve En İyi Erkek Oyuncu da 10.000’er TL ile ödüllendirilecek.
Alman yazar J. W. Goethe’nin aynı adlı eserinden Fransız besteci Charles Gounod’nun bestelediği “Faust” operası, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneleniyor. Goethe’nin edebiyat, politika ve doğa bilimleri üzerine yazdığı tüm eserlerinin bir hülasası olarak kabul edilen “Faust”un librettosu Gounod’nun her zaman birlikte çalıştığı Jules Paul Barbier ile Michel Florentin Carré’ye ait.
Son olarak 1992-93 İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanat sezonunda, Atatürk Kültür Merkezi’nde sahnelenen Faust; 13 Şubat saat 20.00’de Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak.
Recep Ayyılmaz’ın sahneye koyduğu eserin orkestra şefi Roberto Gianola. koroyu ise Marco Morrone hazırladı. Koreografisi Beyhan Murphy’e ait eserin dekor tasarımı Efter Tunç, kostüm tasarımı Gizem Betil, ışık tasarımı Yakup Çartık’a ait.
Eserde Faust rolünü Erdem Erdoğan ve Hüseyin Likos, Méphistophélès rolünü Zafer Erdaş,Tuncay Kurtoğlu ve Gökhan Ürben, Marguerite rolünü Ayten Telek,Gülbin Günay, Valentin rolünü Caner Akgün, Alper Göçeri, Siébel rolünü Özge Belen ve Deniz Erdoğan Likos, Wagner rolünü Utku Bayburt ve Bahadır Noyan Coşgun ve Marthe rolünü Neslişah Pekin,Nursel Dinler dönüşümlü olarak üstleniyor.
Konu:
İhtiyar Doktor Faust, kasvetli, karanlık odasında gençliğinin özlemini duymaktadır: Dua da etse derdine çare bulacağından emin değildir. Bu nedenle şeytanı çağırmaya karar verir. Şeytan Méphistophélès yüzünde alaycı gülümseyişiyle gelir ve Faust’a ne istediğini sorar; “Para mı, ün mü?” Yaşlı doctor Faust ise hiç birini istemez, o sadece gençliğini arzulamaktadır.
Şeytan ona gençliğini verecektir ancak buna karşılık ondan ruhunu ister. Ve Méphistophélès kozunu oynar. Aniden güzel bir kız hayali belirir, bu Marguerite’dir. Marguerite’i gören Faust heyecanla pazarlığı kabul eder. Böylece olaylar gelişir ve Faust genç bir delikanlı olarak kaderini Şeytan Méphistophélès’in ellerine bırakır. Sürükleyici konusu ve dramatik yapısı ile eser, seyircinin beğenisine sunuluyor.
Gerçek kimliği bilinmeyen ünlü sokak sanatçısı Banksy’nin koleksiyoncularda bulunan eserlerini bir araya getiren “The Art of Banksy” (Banksy’nin Sanatı) sergisi dünyada ilk kez İstanbul’da Global Karaköy’de sanatseverlerle buluşacak. 13 Ocak 2016 da ki açılış töreninin ardından sergi, yarın ziyarete açılıyor.
On yıldır başta İngiltere olmak üzere yaptığı sokak resimleriyle tanınan, gizemli sokak sanatçısı Banksy’nin dünyaca ünlü eserlerini bir araya getiren en büyük koleksiyon “The Art of Banksy” (Banksy’nin Sanatı) dünya prömiyerini İstanbul’da yapıyor. Bu akşam yapılacak açılış töreninin ardından yarından itibaren Global Karaköy’de sanatseverlerle buluşacak sergi, izleyiciyi “Londra sokaklarında bir gezintiye çıkarmayı” amaçlıyor. Global Yatırım Holding’in kültür sanat hayatına kazandırdığı Global Karaköy binasının resmi açılışı da, ilk kez bu sıra dışı sergiyle gerçekleşiyor.
Küratörlüğünü Steve Lazarides’in üstlendiği “The Art of Banksy”de sanatçının farklı dönemlerine ait özel koleksiyonlar ve enstalasyonlar, modern teknoloji eşliğinde sergileniyor. Sergide, Lazarides’in özel koleksiyonunun yanı sıra dünyanın farklı noktalarındaki koleksiyonerlerden toplanan eserler de yer alıyor. Bugüne kadarki en büyük Banksy sergisi olma özelliği taşıyan sergide, aralarında Banksy’nin “Kırmızı Balonlu Kız”, “Gül Şimdi”, “Hizmetçi” gibi en bilindik eserlerinin de bulunduğu toplam 100 eser izleyiciyle buluşuyor. Eserlerin toplam değeri ise 20 milyon sterlini (yaklaşık 87.4 milyon TL) buluyor.
İzleyiciyi, alışılageldik formatların dışına çıkaracak olan serginin her bir bölümünde farklı bir mekân canlandırılacak. Ziyaretçiler bir İngiliz evinin oturma odasından İngiltere sokaklarına uzanan farklı bir atmosfer yaşayacak. “The Art of Banksy”, izleyiciye bir serginin ötesinde aynı anda görme, duyma ve dokunma duygularını harekete geçirecek farklı bir deneyim vaat ediyor. Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Global Yatırım Holding ana sponsorluğu ve İstanbul Entertainment Group, Piu Entertainment işbirliğiyle gerçekleşen sergi, İstanbul’un ardından dünyanın farklı kentlerinde sanatseverlerle buluşacak.
BANKSY, SERGİ FİKRİNE KARŞI
“Gerilla sanatçı” olarak da tanınan Banksy, eserlerinde savaş karşıtı, tüketim çılgınlığını eleştiren çevreci ve hayvan haklarını savunan mesajlar vermesiyle tanınıyor. Eserleri üzerinden para kazanılmasını eleştiren ve sergilenmesine karşı olan Banksy, gerçekleşen sergilerine resmi onay vermiyor. Serginin küratörü olan ve bir dönem Banksy’nin menajerliğini yapan Lazarides, 2014’te de “Banksy: The Unauthorised Retrospective” (Banksy: İzinsiz Retrospektif) adlı bir sergiyle Banksy’nin eserlerini satışa sunmuştu.
Sokağın ruhundan doğan breakdans ile toprağın gücünü yansıtan Anadolu dansları, Red Bull Anadolu Break dans gösterisi ile aynı sahnede buluşuyor.
Prömiyerini 9 Ekim’de İstanbul’da yapan gösteri, 8 Kasım Pazar günü Antalya Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda izleyici ile buluştu. Modern ile gelenekselin birlikteliğinden doğan rengarenk dansların ve kültürün hikayesini sahneye taşıyacak Red Bull Anadolu Break dans gösterisinin biletleri Biletix’ten satın alınabiliyor. Ayrıntılı bilgi için:www.RedBull.com/AnadoluBreak
Anadolu dansları ile breakdansı sahnede benzersiz bir şovla buluşturan, Prömiyerini 9 Ekim’de İstanbul’da yapan “Red Bull Anadolu Break”; Ankara, Eskişehir, İzmir ve Antalya’yı kapsayan Anadolu turnesine devam ediyor.
8 Kasım’da Antalya’da sergilenen gösteriye seyircinin büyük ilgisi vardı. Gösterimi Antalya’da kapalı gişe yapılan gösteri; 13 Kasım’da Eskişehir’de, 15 Kasım’da Ankara’da, 18 Kasım’da İzmir’de modern ile gelenekseli birleştirecek ve son olarak 24 Kasım’da İstanbul’da sahnelenecek.
8 Kasım Pazar günü Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda 20.00’da perdelerini açan “Red Bull Anadolu Break” rengarenk dansların ve iki farklı kültürün hikayesini sahneye taşıdı. Red Bull tarafından hayata geçirilen Anadolu Break Belgeseli ile temelleri atılan projede, Anadolu topraklarında asırlardır icra edilen halk oyunlarımız ile dünyada yükselişini sürdüren breakdansın figürleri modern bir koreografide bir araya geliyor.
Flying Steps’in kurucularından Kadir Memiş (Amigo) projenin koreografisini üstleniyor. 2014’teki belgesel çekimlerinin hemen ardından yapılan dansçı seçmeleri ile 5 B-Boy, 1 B-Girl, 1 modern dansçı ve 2 geleneksel dansçıdan oluşan sahne ekibi tamamlandı. Aydan Uysal, Bora Günebakan (Boris), Eftal Dirlik, Ferhat Düz (fero), Mehtap Çınar, Miktat Furkan Yılmaz, Ozan Karabağ, Serdar Karaman (Lexx) ve Salih Karagöz dans ekibini oluşturuyor.
Gösterinin müzik direktörlüğünü Berlin’de yaşayan besteci Nevzat Akpınar, müziklerin aranjörlüğünü ise yerli hip hop sahnesinin usta ‘beat-maker’ı Da Poet üstleniyor.
Gösterinin kostümleri ise DB Berdan markasının yaratıcılarından Begüm Berdan’a emanet edildi. Ege Üniversitesi Halk Oyunları Bölümü kostüm arşivi üzerinde yaptıkları incelemelerin ardından tasarımcılar, aldıkları ilhamla geleneksel motiflerin modernize edildiği kostümler hazırladı.
Red Bull Anadolu Break Bundan sonraki programı şu şekilde
600’e yakın sanatçı eserleriyle İstanbul gecelerini daha anlamlı kılacak. O halde, İstanbul’u dinlemenin tam vakti…
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Borusan Holding sponsorluğunda düzenlenen 43. İstanbul Müzik Festivali, yarın akşam gerçekleştirilecek açılış töreni ve konseriyle başlıyor. “Kültürel Manzaralar” temasıyla 29 Haziran tarihine kadar aralarında Yuri Bashmet, Fazıl Say, Gidon Kremer, Yuja Wang, Magdalena Koená, Emmanuelle Haïm ve festivalin bu yılki Yerleşik Konuk Orkestrası Deutsche Kammerphilharmonie Bremen’in de bulunduğu 600’e yakın yerli ve yabancı sanatçıyı Aya İrini Müzesi ve Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall gibi İstanbul’un 12 farklı mekânında ağırlayacak.
Festivalin mihenk taşlarının festival heyecanlarını ve festivalden beklentilerini sorduk. İlk olarak da İstanbul Müzik Festivali Direktörü Yeşim Gürer Oymak’ın kapısını çaldık.
‘YILDIZ İSİMLERDEN ÇOK, İÇERİK ÖNEMLİ’
-Festival denince akla artık ilk olarak İKSV geliyor. Özellikle de İstanbul Müzik Festivali. Sizce uzun soluklu festival olmasının ardında ne var?
İstanbul Müzik Festivali’nin 43 yıldır hem sanatçılar hem de izleyiciler tarafından ilgiyle takip edilmesinin ve uluslararası alanda etkisini artırabilmesinin sırrı, yaratıcı programları, seyirciyi şaşırtabilmesi, sürekli yenilik peşinde koşması ve dünyada klasik müzikte olan gelişmeleri çok yakından takip edebilmesinde yatıyor. Bugün Türkiye’de pek çok özel kurum, klasik müziğin en büyük isimlerini sunabiliyor. Festivalin farkı burada ortaya çıkıyor. Bizim için artık ‘yıldız isim’lerden çok, projenin içeriği önemli. Bir festivalin en önemli görevi, sanatçılar ve projeleri için yaratıcı bir platform oluşturmaktır. Bir festival sanatçılara hayal kurabilecekleri yaratıcı bir ortam sağlamalı, hatta bir adım ötede yaratıcı anlamda riskler alabilmeleri için bir platform oluşturabilmeli. Seyirciler açısından baktığımızda ise, öncelikle onlar için bu festivalde nasıl sıra dışı ve özel anlar yaratabileceğimizi göz önünde bulundururuz. İstanbul Müzik Festivali olarak dinleyicilerimize mümkün olduğunca çeşitli yenilikler içeren ve sürprizlerle dolu anlar yaşatmayı, dağarcıklarına yeni eserler kazandırarak kimi zaman onları konfor alanlarından çıkarmayı ve özel anlar yaratmayı amaçlıyoruz.
-Bu yılki tema epey derin ve müzikseverler tarafından merakla bekleniyor. “Kültürel Manzaralar”ı etkinlik boyunca katılımcılar nerelerde yakalayacak?
Festivalin başından sonuna kadar pek çok “Kültürel Manzara” karşımıza çıkacak. İlk olarak müzikseverlerin kaçırmaması gereken günümüzün en büyük kemancılarından Gidon Kremer ve Kremerata Baltica’nın 1 Haziran tarihinde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde sunacakları “Rus ve Amerikan Mevsimleri” konserini saymak istiyorum. Astor Piazzolla’dan Philip Glass’a ulaşan muhteşem bir konser programı ve arkada gösterilecek olan özel video projeksiyonu kaçırmamalarını tavsiye ederim. Seyirciler için gerçek bir deneyim olacak bu konser. Tabii bunun dışında Angela Hewitt’den “İspanyol Manzaraları”, Alliage Quartet’ten “Paris Dans Ediyor” konseri, Schubertiade, Franz Liszt Oda Orkestrası, Borodin Quartet, Kim Kashkashian konserleri dünyanın pek çok yerinden manzaralar sunacak bizlere.
-İKSV her yıl çıtayı yükseltiyor. Genç müzisyenlere de el uzatıyor. Bu festivalin bir de misyon sırtlandığını düşünebiliriz sanırım.
Genç müzisyenler bizler için çok önemli, bu ülkenin geleceği onlar. Bu nedenle 9 yıldır festivalin açılış konserlerini ülkemizin gelecek vaat eden genç müzisyenleriyle gerçekleştiriyoruz. Bu yıl açılış konserinde dinleyeceğimiz genç piyanist Can Çakmur, gerçekten özel bir yetenek. Aynı zamanda her yıl festival genç solistini sunan projemiz var. Bu yıl genç solistimizi flüt dalında seçtik. Bengisu Kömürcü Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Orkestrası eşliğinde ilk kez festival izleyicileriyle buluşacak. Tabii Barış İçin Müzik Orkestrası’nı da unutmamamız gerekir. Onlar da küçük topluluklarıyla festival süresince konser öncesi etkinliklerimizde yer alacak.
NEREDE? NE ZAMAN?
29 Haziran’a kada rsürecek. 43. İstanbulMüzik Festivali programına ve biletlerine muzik.iksv.org adresinden ulaşılabilir.
SAYILARLA MÜZİK FESTIVALİ
-Festival 42 yılda 3 bine yakın etkinlik gerçekleştirdi.
-Bu yıl yaklaşık 25 bin seyirciye ulaşacak.
-İstanbul Müzik Festivali gençleri desteklemek ve müziğe teşvik etmek amacıyla, 2007 yılından bu yana festivalin açılış konserlerinde genç müzisyenlere programında yer veriyor.
-Aynı şekilde İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 40. yılında (2012), geleceğin sanatçılarının yetişmesine katkıda bulunmak amacıyla, vakfın kurucuları arasında yer alan ve Türkiye’de operanın gelişmesine büyük katkıda bulunan Aydın Gün anısına başlattığı teşvik ödülü, her yıl klasik müzik alanında bir gence veriliyor.
-İKSV, Barış İçin Müzik Vakfı’nın gelişimine, uluslararası arenada yer edinmesine ve sürdürülebilirliğine yönelik çalışmalar yürütecek; destekçi arayışı, iletişim çalışmaları ve organizasyona yönelik konularda da 2013 yılından beri kurumsal partnerliğini üstleniyor.
PROF. FİLİZ ALİ: BEREZOVSKY’NİN KONSERİ KAÇMAMALI
İstanbul Müzik Festivali Onur Ödülü’ne layık görülen Prof. Filiz Ali ödülünü yarın akşam alacak. Ali’den konserlerde en ön sıralarda olacağı, heyecanla beklediği konserleri aldık.
“Ödülü aldığımı duyduğumda benim için büyük bir sürpriz oldu. Ödül alma amacıyla değil, içtenlikle yaptığım ve bu nedenle ödüllendirildiğim için çok mutlu oldum. İKSV tarafından verilmesi benim için ayrıca anlamlı. Kurucularını da yakinen tanırım. İstanbul Müzik Festivali sayesinde dinleyebileceğimizi ummadığımız müzisyenler getirildi. Eskiden kaliteli müziğe ulaşmak gerçekten çok zordu.
Yaşam boyu başarı ödülü alacak olan Borodin kuarteti ile son zamanların en ilgi çeken piyanistlerinden Berezovsky’nin konserine gitmeyi çok istiyorum. Tabii AIMA Festival Orkestrası’nın Alexander Rudin ve Julian Milkis ile verecekleri konser de çok önemli. Ermeni bestecilerin eserlerinin de yorumlanacağı Kim Kashkashian & Peter Nagy konserine de gitmeyi çok isterim.”
ÇANAKKALE MUHAREBELERİNİN 100. YILI ŞEREFİNE
43. İstanbul Müzik Festivali, besteci, keman virtüözü ve şef Hasan Niyazi Tura’ya festival tarafından sipariş edilen “Şehidin Türküsü” eserinin dünya prömiyeriyle başlayacak. Tura şöyle diyor: “Festivalde dinleyicilerin duyacağı ilk notaların bestecisi olmak heyecan verici. İKSV’nin Çanakkale muharebelerinin 100. yılı şerefine bir eser ısmarlaması ve ortaya çıkan yeni eserimde Çanakkale gazisi büyükbabam Mustafa Niyazi Tura’nın, söz ve müziğini yazdığı türküsünü bir aile yadigârı olmaktan daha ileriye taşımam tarifi zor ama çok güzel duygular.”
“GENÇLERE BÜYÜK SALONLARDA ÇALMA İMKANI VERİLİYOR”
Türkiye’nin dört bir yanında ve yurtdışında eğitimlerini sürdüren 24 yaş altı flütçüler arasından Bengisu Kömürcü festivalde konuk olmaya hak kazandı. 22 yaşındaki Kömürcü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası ve şef Antonio Pirolli ile aynı sahnede olacak. İleride eğitimci olmak isteyen Kömürcü, “İstanbul Müzik Festivali’nin çok dolu bir tarihi var. Her zaman önemli müzisyenleri ağırladı, bu sene de öyle olacak. Biz gençlere de yer veriliyor olması çok anlamlı. Çünkü maalesef bugün ülkemizde büyük bir kitleye haber verip, böyle salonlarda çalma imkânımız yok. 20 Haziran’daki konserim için de çok heyecanlıyım. Bunu bir başlangıç olarak görüyorum. Gelişmeye devam etmeyi ve ileride öğrenci yetiştirmeyi hedefliyorum” diyor.
PİYANİST ANGELA HEWİTT: BENCE HER ŞEY HARİKA OLACAK
“1700’lerde Domenico Scarlatti’nin yazdığı sonatlarının yanı sıra Albeniz’in süiti, Granados’un dansları ve Falla’nın fantezilerini çalmak ve dinlemek ilginç ve etkileyici bir deneyim. Bu isimler fevkalade eserler yazdı ve piyanistlerin neler yapabileceğini gözler önüne serdi. Bu konser için ben de çok heyecanlıyım. İstanbul’da birkaç kere çalmama rağmen İstanbul Müzik Festivali benim için ilk olacak, bu yüzden çok heyecanlıyım fakat bence harika olacak! Umarım dinleyiciler de memnun kalır.”
GABOR BOLDOCZKİ: YENİ TROMPET KONÇERTOLARI GEREK
“İstanbul’un görkemli Osmanlı saray ve bahçelerinin yanı sıra gece hayatı etkileyici. Fazıl Say ile birkaç kere çaldım, harikaydı. Gülsin Onay ile yeni bir müzikal işbirliği gerçekleştirecek olmanın heyecanını yaşıyorum. Yakında İstanbul’a yeni trompet konçertoları getirmek istiyorum.”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından on birinci kez AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 34. İstanbul Film Festivali 4-19 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Dünya sinemasının yeni örneklerinden ödüllü filmlere, Türkiye sinemasının en yenilerinden klasiklerine, yeni keşiflerden başyapıtlara, yönetmen ve oyuncuların katılımıyla yapılacak söyleşilerden partilere, şehrin gözü iki hafta boyunca festivalde olacak.
Gösterdiği filmlerin çeşitliliği ve niteliğiyle 34 yıldır önder konumunu koruyan İstanbul Film Festivali’ne sayılı günler kaldı. İstanbul Film Festivali bu yıl 4-19 Nisan tarihleri arasında, sinemaseverlere 2014 ve 2015 yıllarının en yenilerinden klasik başyapıtlara, usta yönetmenlerin son filmlerinden yaratıcılığın sınırlarını zorlayan keşiflere yine çok zengin bir program sunacak. Festival, 20’nin üzerinde bölümde 62 ülkeden 222 yönetmenin 204 filminin yanı sıra ücretsiz olarak gerçekleştirilecek usta sinemacıların katılacağı söyleşi ve atölye çalışmalarını, sinema dersleri ile özel etkinlikleri izleyicilerle buluşturacak.
Sinema Onur Ödülleri
nbul Film Festivali tarafından her yıl sinema dünyasına imzasını atan isimlere verilen Sinema Onur Ödülleri ’ni bu yıl yönetmen ve yapımcı Yılmaz Atadeniz , müzisyen Cahit Berkay , oyuncu Nebahat Çehre , senarist ve yönetmen Safa Önal ve oyuncu Süleyman Turan alacak. Sinemanın beş usta ismine ödülleri, akşamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek 34. İstanbul Film Festivali Açılış Töreni ’nde takdim edilecek.
Festival kapsamında Yılmaz Güney ve Nebahat Çehre’nin başrollerinde yer aldığı, Yılmaz Güney ’in filmi Seyyit Han , yönetmenliğini Yılmaz Atadeniz ’in üstlendiği, Tamer Yiğit, Selma Güneri, Erol Taş ve Süleyman Turan’ın rol aldığı Maskeli 5ler ve Süleyman Turan’ın Ekrem Bora’yla başrolünü paylaştığı Temel Gürsu ’nun yönettiği Dikkat Kan Aranıyor filmleri de gösterilecek.
Festival programında neler var?
34. İstanbul Film Festivali bu yıl da sinemaseverlere 2015 yılında Sundance ve Berlin Film Festivalleri’nde prömiyerleri yapılan filmlerden, tartışma yaratan belgesellere, çocuk filmlerinden usta yönetmenlerin son başyapıtlarına zengin bir program sunacak. Festivalde Akbank Galaları, Ustalar, Dünya Festivallerinden, Yeni Bir Bakış, NTV Belgesel Kuşağı, Mayınlı Bölge, Antidepresan, Çocuk Mönüsü, Geceyarısı Çılgınlığı gibi klasikleşmiş bölümlerin yanı sıra bu yıla özel bölüm ve gösterimler gerçekleştirilecek.
Sinemaseverlerin iki hafta boyunca elinden düşürmediği, filmlerin bilgileri, festivalin çizelgesi, etkinlikleri ve tüm detaylarını içeren festival katalogu, festival sinemaları ve Biletix satış noktalarından 5 TL’ye alınabilir.
Festivalin yeni bölümleri
• Balkanlar: Ateşin Sineması: İstanbul Film Festivali bu yıl, yönetmen Kujtim Cashku’nun “Balkanlar öyküler ve öykücülerin diyarıdır”, Nuri Bilge Ceylan’ın “bir tür kişilik, bir tür ruh, bir öz” diye bahsettiği Balkan bölgesinin sinemasına özel bir bölüm ayırıyor. Profesör Dina Iordanova’nın aynı adlı kitabının başlığını taşıyan Balkanlar: Ateşin Sineması, bu özel bölgenin en iyi ve en güncel sinema örneklerini bir araya getirecek. Bölüm kapsamında Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan, Karadağ, Slovenya, Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya Cumhuriyeti’nden 7 film gösterilecek.
• Aile Bağları: İstanbul Film Festivali’nin bu yılki bir diğer yeni bölümü ise oyuncu Aishwarya Rai’nin “Ailem hem zaafım hem kuvvetimdir” dediği, Brad Pitt’in “Aile riskli bir girişim” olarak bahsettiği, Haneke’nin de her filminde bir aile parçaladığı Aile Bağları. En çok kutsanan, en çok eleştirilen, en sık sömürülen toplumsal kurum olan aile içi bağlar festivalin bu bölümünde ele alınıyor, inceleniyor, hırpalanıyor, sorgulanıyor. Aile Bağları bölümünde 10 film izleyicilerle buluşacak.
• Özel Gösterim: Ufak Hakikatler: İstanbul Modern’in kuruluşunun 10. Yılında, Türkiye sinemasının 100. yılına ithafen gerçekleştirdiği bu projede İstanbul Modern Sinema’nın seçtiği beş yönetmen ve yönetmen ikilisi, Türkiye’de sinemayı referans alan birer kısa film çekti. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle, özellikle bu proje için üretilen ve ülkenin sinema tarihine güncel bir yaklaşımla katkı sağlayan bu kısa filmler, “Ufak Hakikatler” başlığı altında festivalde bir arada gösterilecekler.
• Alman Canlandırma Sineması: İstanbul Film Festivali ve Goethe-Institut işbirliğiyle hazırlanan bu bölümde Alman canlandırma sinemasından filmler yer alıyor. DOK Leipzig Uluslararası Belgesel ve Canlandırma Film Festivali’nin Canlandırma Bölümü Yöneticisi Annegret Richter’in hazırladığı program iki bölümden oluşuyor.
Latin Amerika’nın en gözde yönetmenlerinden Lisandro Alonso’nun tüm filmleri festivalde
Yeni Arjantin Sineması’nın en önemli temsilcileri arasında sayılan senarist ve yönetmen Lisandro Alonso’nun tüm filmleri Türkiye’de ilk defa festival kapsamında izleyiciyle buluşacak. Bu bölümde yönetmenin başrollerinde Viggo Mortensen’in oynadığı 2014 yapımı son filmi Hayal Ülkesi / Jauja’nın yanı sıra dörtleme olarak da adlandırılan Liverpool (2008), Hayalet / Fantasma (2006), Ölüler / Los muertos (2004) ve Özgürlük / La libertad (2001) gösterilecek. Festivalin bu özel bölümü, geleneksel kurgu teknikleriyle belgesel yapısını birleştiren Alonso’nun filmlerindeki kendine has büyüleyici ve gizemli atmosferi beyazperdede keşfetmek isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat.
İstanbul Film Festivali, Groupama işbirliğiyle sekiz yıldır Türkiye sinemasının önemli yapıtlarını yenileyerek sinemaya yeniden kazandırılmalarını sağlıyor. Türk Klasikleri Yeniden kapsamında bu yıl Türkiye sinemasının başyapıtları arasında sayılan Metin Erksan ’ın 1962 yapımı filmi Yılanların Öcü restore edilerek beyazperdeye taşınacak. Film, Fanatik Film tarafından restore ediliyor. Yılanların Öcü’ nün yenilenmiş kopyası yapılacak gala gösteriminin ardından ’da izleyicilerle buluşacak.
Festival Onat Kutlar’ı Anıyor
Sinematek’in 50. kuruluş yılı özel gösterimi: “Il Gattopardo”
İstanbul Film Festivali, Festivalin kurucularından Onat Kutlar’ı , ölümünün 20. yıl dönümünde özel bir gösterimle anıyor. Onat Kutlar ve arkadaşları tarafından 1965 yılında kurulan Türk Sinematek Derneği’nin bu yıl kuruluşunun 50. yılı . Onat Kutlar’ın favori yönetmenlerinden Visconti ’nin 1963 yılı yapımı başyapıtı Il Gattopardo / Leopar festival kapsamında gösterilecek. Onat Kutlar’ın 1967 yılında Sinematek’in yayını olan Yeni Sinema Dergisi’ne yazdığı Visconti yazısı da festival katalogunda yer alacak. Sinematek yıllarının, misyonunun ve mirasının tartışılacağı söyleşi günü İstanbul Modern’de yapılacak.
34. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ ULUSLARARASI YARIŞMAGerçeklik / Réalité / Reality / Quentin Dupieux / Fransa-BelçikaNeden Tarkovski Olamıyorum / Why Can’t I Be Tarkovsky / Murat DüzgünoğluAltın Çağ / Huang jin shi dai / The Golden Era / Ann Hui / Çin-Hong Kong
Vahşi Yaşam / Vie Sauvage / Wild Life / Cédric Kahn / Belçika-Fransa
Taşa Yazılmış Hatıralar / Bîranînen li ser kevirî / Memories On Stone / Shawkat Amin Korki / Almanya-Irak
Itsi Bitsi / Ole Christian Madsen / Danimarka
Star / Zvezda / Star / Anna Melikyan / Rusya
Kara Ruhlar / Anime Nere / Black Souls / Francesco Munzi / İtalya-Fransa
Yüzündeki Sır / Phoenix / Christian Petzold / Almanya
Bana Bak Philip / Listen Up Philip / Alex Ross Perry / ABD
Çılgın Kalabalıktan Uzak / Far From The Madding Crowd / Thomas Vinterberg / ABD-İngiltere
Fanusta Yaşayanlar / Vonarstræti / Life in a Fishbowl / Baldvin Zophoniasson / İzlanda-Finlandiya-İsveç-Çek Cumhuriyeti
ULUSAL YARIŞMA
– Limonata / Lemonade / Ali Atay
– Eksik / Lack / Barış Atay
– Nefesim Kesilene Kadar / Until I Lose My Breath / Emine Emel Balcı
– Kümes / The Coop / Ufuk Bayraktar
– Misafir / The Visitor / Mehmet Eryılmaz
– Yeni Dünya / The New World / Caner Erzincan
– Saklı / Secret / Selim Evci
– Kar Korsanları / Snow Pirates / Faruk Hacıhafızoğlu
– Hasret / Yearning / Ben Hopkins
– Sarmaşık / Ivy / Tolga Karaçelik
– Gece / Night / Erden Kıral
Festival biletleri ne zaman, nerede satışa çıkıyor?Festival biletleri 28 Mart Cumartesi günü 10.30’ta Biletix satış kanalları, Atlas ve Rexx sinemalarında açılacak ana gişelerden satışa çıkacak.Bilet fiyatları Hafta içi gündüz seansları (11.00, 13.30, 16.00 ) yalnızca 5 TL; Hafta içi 19.00 ve hafta sonu (11.00, 13.30, 16.00, 19.00) tam 17 TL, öğrenci ile 65 yaş ve üstü 12 TL; Tüm 21.30 seansları 17 TL; Atlas ve Rexx sinemalarında yapılacakAkbank Galaları ilk gösterimlerinin biletleri 20 TL.
Bu yıl 31 Mayıs – 29 Haziran tarihleri arasında 43. kez düzenlenecek İstanbul Müzik Festivali’nin tanıtım toplantısı, dün sabah Martı İstanbul Otel’de gerçekleşti. Basın toplantısına konuşmacı olarak, İstanbul Müzik Festivali Direktörü Yeşim Gürer Oymak ve 2006 yılından beri festival sponsoru olan Borusan Holding adına Borusan Kocabıyık Vakfı Genel Sekreteri Canan Ercan Çelik katıldı.
Festivalin bu yılki teması ‘Kültürel Manzaralar’, 19. YY Avrupasında milliyetçiliğin güçlenmesiyle klasik müzikte vurgu kazanan folklorik öğelere atıfta bulunuyor. Programda ‘İspanyol Manzaraları’, ‘Rus Mevsimleri ve Amerikan Mevsimleri’ gibi coğrafi başlıklara sahip konserlerin yanı sıra, Macar piyano virtüözü ve besteci Franz Liszt, Çek besteci Antonin Dvorak ve Macar halk müziği üzerine çalışmalarıyla etnomüzikolojinin kurucularından sayılan Bela Bartok’un eserlerine özel olarak yer veriliyor.
Festivalde sahne alacak önemli isimler arasında yıldız mezzosoprano Magdalena Kozena, Berlin Filarmoni’nin 12 Çellisti, keman virtüözü Patricia Kopatchinskaja ve çello virtüözü Sol Gabetta, Fazıl Say ve festivalin yerleşik konuk orkestrası Deutsche Kammerphilharmonie Berlin yer alıyor.
Bu yıl festival tarafından ısmarlanan iki eser de, aynı döneme ait iki tarihi olayı anma niteliği taşıyor. Besteci Hasan Niyazi Tura’ya, Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı sebebiyle sipariş edilen senfonik şiirin dünya prömiyeri, 31 Mayıs Pazar akşamı Lütfi Kırdar UKSS’deki açılış konserinde Sascha Goetzel yönetimindeki BİFO tarafından gerçekleştirilecek. Saygın Ermeni besteci Tigran Mansurian’a sipariş edilen eser ise dünyada ilk kez, viyola virtüözü Kim Kashkashian ve piyanist Peter Nagy tarafından 10 Haziran Çarşamba akşamı Surp Vortvots Vorodman Kilisesi’nde icra edilecek. Yeşim Gürer Oymak, eseri tanıtırken, “Bu eserin, 1915’te kaybettiğimiz Ermeni kardeşlerimizi anmamıza yardımcı olmasını diliyoruz,” şeklinde konuştu.
Onur Ödülü Filiz Ali’ye
Festivalin Onur Ödülü bu yıl, hem müzisyen hem de eğitimci kimliğiyle Türkiye’de çok sesli batı müziğinin yaygınlaşmasına yaptığı katkılar sebebiyle Prof.Dr. Filiz Ali’ye sunulacak. Eğitimci kimliğiyle kurduğu Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi’nin yanı sıra müzik eleştirileriyle de klasik Batı müziği alanında Türkiye’de en önemli isimlerden biri olan Ali’ye ödülü, 31 Mayıs günü festivalin açılış konserinde takdim edilecek.
Festival biletleri 14 Şubat’ta İKSV ana gişesi, Biletix satış noktaları, çağrı merkezi ve www.biletix.com web sitesinde satışa çıkacak.
Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenecek 65. Uluslararası Film Festivali’nde 19 film “Altın Ayı” ödülü için yarışacak. Festivalde 441 film gösterilecek.
Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenecek 65. Uluslararası Film Festivali’nde (Berlinale) 72 ülkeden 441 filmin gösterileceği bildirildi.
Federal Basın ve Enformasyon Dairesi’nin salonunda Berlinale Direktörü Dieter Kosslick’in de katıldığı bir basın toplantısı ile 5-15 Şubat tarihleri arasında yapılacak festivalin programı tanıtıldı.
Bu yıl yarışma bölümünde 23 filmin gösterileceği Berlinale’de 19 film “Altın Ayı” ödülü için yarışacak.
Festival boyunca çeşitli kategorilerde 72 ülkeden toplam 441 film gösterilecek. Emine Emel Balcı’nın yönettiği “Nefesim Kesilene Kadar” filmi “Forum” bölümünde yer alırken, “Generation Kplus” bölümünde Faruk Hacıhafızoğlu’nun “Kar Korsanları”, “Generation 14plus” bölümünde kısa filmler arasında da Derya Durmaz’ın “Gri Bölge” filmi yer alıyor.
Berlinale’de dünya prömiyeri yapılacak olan “Nefesim Kesilene Kadar” filmi, aynı zamanda “En iyi ilk film ödülü” için de yarışacak. Festivalde ilk gösterimi yapılacak “Kar Korsanları” ise “Generation Kplus” bölümünde “Kristal Ayı” için mücadele edecek.
Jüri başkanı Darren Aronofsky
“Altın Ayı” ve “Gümüş Ayı” ödülleri alacak filmleri belirleyecek jürinin başkanlığınıABD’li yönetmen Darren Aronofsky yapacak. Yedi kişilik uluslararası jüride Almanoyuncu Daniel Brühl, Güney Koreli yönetmen ve senarist Bong Joon-ho, ABD’li yapımcı Martha De Laurentiis, Perulu yönetmen Claudia Llosa, Fransız oyuncu Audrey Tautou ve ABD’li senarist Matthew Weiner yer alıyor.
Uluslararası kısa film jürisinde ise sanatçı Halil Altındere bulunuyor. Jüride, Altındere’nin yanı sıra Hindistan’dan Madhusree Dutta ve Singapur’dan Wahyuni Hadi görev yapacak.
Wim Wenders’e Onur Ödülü
Festival Direktörü Dieter Kosslick, bu yılki “Onur Ödülü”nün Alman yönetmen Wim Wenders’e verileceğini açıkladı. Kosslick, “Berlinale-Kamera Ödülüne” de yönetmen Marcel Ophüls ve film tarihçisi Naum Kleiman’ın layık görüldüğünü ifade etti.
Açılışı “Nobody Wants the Night” yapacak
Berlin Film Festivali’nin bu yılki açılışı Isabel Coixet’in “Nobody Wants the Night” filmi ile 5 Şubat’ta yapılacak. Festivalde “Altın Ayı” ve “Gümüş Ayı” için yarışacak 19 film şöyle:
Almanya ve ABD yapımı Werner Herzog’un ‘Queen of the Desert’, Almanya’dan Sebastian Schipper’in ‘Victoria’, Andreas Dresen’in ‘Als wir traeumten’, ABD’den Terrence Malick’in ‘Knight of Cups’, İspanya’dan Isabel Coixet’in ‘Nobody Wants the Night’, İngiltere’den Peter Greenaway’in ‘Eisenstein in Guanajuato’, Andrew Haigh’in ’45 Years’, İran’dan Cafer Panahi’nin ‘Taksi’, Fransa’dan Benoit Jocquot’un ‘Journal d’une femme de chambre’, Guatemala’dan Jayro Bustamante ‘Ixcanul Volcano’,Rusya’dan Aleksei German’ın ‘Under Electric Clouds’, Polonya’dan Malgorzata Szumowska’nın ‘Body’, Vietnam’dan Di Phan Dang’ın ‘Cha va con va’, Çin’den Wen Jiang’in ‘Yi bu zhi yao’, Romanya’dan Radu Jude’nin ‘Aferim!’, Şili’den Patricio Guzman’ın ‘Der Perlmuttknopf’, Pablo Larrain’in ‘The Club’, Japonya’dan Sabu’nun ‘Chasuk’s Journey’ ve İtlaya’dan Laura Bispuri’nin ‘Sworn Virgin’.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 13. kez düzenlenen Filmekimi’nin İstanbul ayağı 11-17 Ekim tarihleri arasında gerçekleşiyor. Festival Ekim ayı boyunca Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Trabzon’u da ziyaret edecek.
İKSV tarafından Vodafone FreeZone sponsorluğunda gerçekleştirilecek 13. Filmekimi, her yıl olduğu gibi merakla beklenen filmleri izleyiciyle buluşturacak. Yeni sinema sezonunun habercisi olan Filmekimi’nin 13’üncüsünde, prömiyerini Sundance, Berlin, Cannes, Venedik, Toronto gibi saygın festivallerde yapan; Godard, Cronenberg, Leigh, Loach ve Sissako gibi ustaların son yapıtlarının da aralarında bulunduğu 43 film sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. 11-17 Ekim tarihlerinde, 7 gün boyunca İstanbul’da olacak 13. Filmekimi, Ekim ayı boyunca da Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Trabzon’u ziyaret edecek.
FİLMEKİMİ İLK KEZ KADIKÖY’DE
Bu yıl Ekim ayı boyunca birçok şehri gezecek Filmekimi, İstanbul’da son yıllarda olduğu gibi Atlas, Beyoğlu ve Nişantaşı Citylife City’s sinemalarında yapılacak ve bu yıl ilk defa Kadıköy’e de geçecek. Kadıköy Rexx Sineması’nın büyük salonu, 11-17 Ekim tarihleri boyunca Filmekimi filmleriyle dolup taşacak. Filmekimi gösterimleri tüm sinemalarda geçen yıllarda olduğu gibi 11.00, 13.30, 16.00, 19.00 ve 21.30’da yapılacak.
TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR KÖŞESİ FİLMEKİMİ
13. Filmekimi sinemanın en güncel örneklerini sadece İstanbul’a değil, Türkiye’nin farklı noktalarına da eriştirmeye devam ediyor. 2011 yılından bu yana gittiği her şehirde sinemaseverlerden büyük ilgi gören Filmekimi, bu yıl da Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Trabzon’a uğrayacak.
Filmekimi, Gaziantep’te 2-9 Kasım tarihleri arasında yapılacak Zeugma Film Festivali’nin de yabancı film programını üstlenecek. Filmekimi, Zeugma Film Festivali ve Kırkayak Kültür Merkezi işbirliğiyle yapılacak gösterimler, 13. Filmekimi paralelinde düzenlenecek.
Filmekimi, Ankara Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda 10-12 Ekim, İzmir Karaca Sineması’nda 15-19 Ekim, Bursa Cinetech Korupark Sinemaları’nda 17-19 Ekim, Diyarbakır N-City AVM Avşar Sinemaları’nda 24-26 Ekim, Şanlıurfa Emek Sineması’nda 24-26 Ekim ve Trabzon Lara Sinemaları’nda 31 Ekim- 2 Kasım’da yapılacak.
FİLMEKİMİ’NİN DESTEKÇİLERİ
Vodafone FreeZone sponsorluğuyla düzenlenen 13. Filmekimi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle gerçekleştiriliyor. 13. Filmekimi’nin medya sponsorluğunu CNBC-e, Hürriyet, Radyo Eksen ve Radikal.com.tr üstleniyor. Filmekimi’nin afişleri ve tanıtım kampanyası bu yıl da Alametifarika’dan.
FİLMEKİMİ ETKİNLİKLERİ
13. Filmekimi’nin İstanbul gösterimlerinin açılış ve kapanış günlerinde Fil’m Hafızası işbirliğiyle iki eğlenceli etkinlik düzenlenecek. Filmekimi’nin bu yıl ilk defa Kadıköy’e geçmesinin şerefine 11 Ekim Cumartesi gecesi Kadife Sokak’ta “Filmekimi 216” etkinliği gerçekleştirilecek. Filmekimi heyecanını sokağın her köşesine taşıyacak olan “Filmekimi 216” etkinliğine katılım ücretsiz olarak.
Filmekimi’nin Fil’m Hafızası işbirliğiyle yapacağı diğer etkinlik ise 17 Ekim Cuma gecesi, Filmekimi’nin İstanbul ayağının son gecesinde Public House’da gerçekleştirilecek. “Filmekimi 212” etkinliğinin biletleri 25 TL ve 15 TL (öğrenci) üzerinden temin edilebilecek.
BİLETLER 27 EYLÜL CUMARTESİ SABAHI SATIŞTA
* İstanbul’da Filmekimi biletleri, 27 Eylül Cumartesi günü 10.30’dan itibaren, Biletix satış noktaları, Biletix internet sitesi (biletix.com), Biletix çağrı merkezi (216 556 98 00) ile Atlas ve Rexx sinemalarında kurulacak gişelerden satın alınabilecek.
* Filmekimi’nin İstanbul ayağının biletleri hafta içi gündüz seanslarında (11.00, 13.30, 16.00) sadece 6 TL, hafta sonu gündüz seansları ve tüm 19.00 seanslarında tam 16, indirimli 11 TL, tüm 21.30 seanslarında ise 16 TL.
* Lale Kart üyeleri için ön satış dönemi 24 Eylül’de başlıyor: Siyah Lale Kart üyeleri 24 Eylül Çarşamba, Beyaz, Kırmızı ve Sarı Lale Kart üyeleri 25 Eylül Perşembe ve 26 Eylül Cuma günlerinde özel indirimlerle biletlerini alabilecek.
* İzmir, Bursa, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Trabzon’da gösterimlerinin biletleri gösterimler başlamadan bir hafta önce, Ankara gösteriminin biletleri ise 1 Ekim’den itibaren Biletix satış noktaları, Biletix internet sitesi (biletix.com), Biletix çağrı merkezi (216 556 98 00) ve sinemalarda kurulacak gişelerden temin edilebilecek.
* Filmekimi bilet ücretleri İzmir’de tam 12 öğrenci 10, Bursa’da tam 10, indirimli 8; Ankara’da tam 11, indirimli 9; Trabzon ve Diyarbakır’da tam 9, indirimli 7; Şanlıurfa’da ise tam 8, indirimli 6 TL olacak. Haftaiçi gündüz seansları (11.00, 13.30, 16.00) Ankara, İzmir ve Bursa’da 5 TL, Diyarbakır, Urfa ve Trabzon’da 4 TL olacak.
* 13. Filmekimi’nin sponsoru Vodafone FreeZone, sinema kampanyasını Filmekimi’nde de sürdürecek. Vodafone FreeZone’lu sinemaseverler, Filmekimi’nde bir bilet aldıklarında aynı seans için bir bilet de hediye kazanacaklar. Kampanyalı bilet satışları 27 Eylül Cumartesi gününden itibaren Filmekimi ana gişeleri ve biletix.com adresi üzerinden yapılacak. Kampanya koşulları hakkında ayrıntılı bilgi vodafonefreezone.com sitesinde yer alıyor.
FİLMEKİMİ PROGRAMINA GÖZ ATMAK İÇİN…
Sinefiller bu yıl festival programına, Filmekimi’nin yenilenen web sitesi filmekimi.iksv.org’un yanı sıra İKSV Mobil uygulamasından da ulaşabiliyor. Vodafone Red’in katkılarıyla geliştirilen İKSV Mobil uygulaması, AppStore ve Google Play’den ücretsiz olarak indirilebiliyor. İKSV Mobil’e ek olarak Filmekimi broşürü AppStore’dan ücretsiz olarak indirilebilen İKSV Kitaplık uygulamasıyla iPad üzerinde de okunabilir. Filmekimi filmlerin bilgileri, gösterim çizelgesi, etkinlikler ve diğer tüm ayrıntıları içeren Filmekimi broşürü ayrıca Filmekimi sinemalarından da temin edilebilir. Filmekimi’yle ilgili gelişmeler ve daha birçok güncel bilgi ise, Filmekimi’nin Facebook, Twitter ve Instagram sayfalarından takip edilebilir. Ayrıntılı bilgi için: filmekimi.iksv.org
FİLMEKİMİ PROGRAMINDAKİ FİLMLERİN LİSTESİ
– Ayrı Dünyalar / Inbetween Worlds / Feo Aladag / Almanya
– Seni Seviyorum Rio / Rio, I Love You / Vicente Amorim, Guillermo Arriaga, Stephan Elliott, Im Sang-soo, Nadine Labaki, Fernando Meirelles, Carlos Saldanha, Paolo Sorrentino, John Turturro, Andrucha Waddington / Brezilya-ABD
– İnsanları Seyreden Güvercin / A Pigeon Sat on a Branch Reflecting on Existence / Roy Andersson / İsveç
– Karda Bir Beyaz Kuş / White Bird in a Blizzard / Gregg Araki / ABD
– Dönüş / The Turning / Tony Ayres, Robert Connolly, Claire McCarthy, Stephen Page, Simon Stone, Warwick Thornton, Mia Wasikowska, David Wenham / Avustralya
– Saraybosna’nın Köprüleri / Bridges of Sarajevo / Aïda Begic, Leonardo Di Costanzo, Jean-Luc Godard, Kamen Kalev, Isild Le Besco, Sergei Loznitsa, Vicenzo Marra, Ursula Meier, Vladimir Perisic, Cristi Puiu, Marc Recha, Angela Schanelec, Teresa Villaverde / Fransa-Bosna Hersek-İsviçre-İtalya-Portekiz-Bulgaristan – Aşkın Halleri / The Disappearance of Eleanor Rigby: Them / Ned Benson / ABD
– Çile / Kreuzweg / Stations of the Cross / Dietrich Brüggemann / Almanya
– Kök / I Origins / Mike Cahill / ABD
– İlk Güreşte Aşk / Love at First Fight / Thomas Cailley / Fransa
– Havana’ya Dönüş / Return to Ithaca / Laurent Cantet / Fransa
– Whiplash / Damien Chazelle / ABD
– Palo Alto / Gia Coppola / ABD
– Yıldız Haritası / Maps to the Stars / David Cronenberg / Fransa-Kanada-Almanya
– İki Gün, Bir Gece / Two Days, One Night / Jean-Pierre Dardenne, Luc Dardenne / Belçika-İtalya-Fransa
– Mommy / Xavier Dolan / Kanada
– Jersey Boys / Clint Eastwood / ABD
– Björk: Biophilia Live / Nick Fenton, Peter Strickland / İngiltere
– Pasolini / Abel Ferrara / Fransa-Belçika-İtalya
– New York’a Hoş Geldiniz / Welcome to New York / Abel Ferrara /
– Geronimo / Tony Gatlif / Fransa
– Dile Veda / Goodbye to Language / Jean-Luc Godard / Fransa
– Çılgın Aşk / Amour fou / Jessica Hausner / Avusturya-Luxemburg-Almanya
– Arayış / The Search / Michel Hazanavicius / Fransa-Gürcistan
– Soğuk Cennet / Snow in Paradise / Andrew Hulme / İngiltere
– Dingin Sular / Still the Water / Naomi Kawase / Japonya-Fransa-İspanya
– Bire Bir / One on One / Kim Ki-duk / Güney Kore
– Bay Turner / Mr. Turner / Mike Leigh / İngiltere
– Çocukluk / Boyhood / Richard Linklater / ABD
– Özgürlük Dansı / Jimmy’s Hall / Ken Loach / İngiltere-İrlanda-Fransa
– Buz, Kar ve İntikam / In Order of Disappearance/ Hans Petter Moland / Norveç
– Beyaz Tanrı / White God / Kornél Mundruczo / Macaristan-Almanya-İsveç
– Mısır Adası / Corn Island / George Ovashvili / Gürcistan-Almanya-Fransa
– Turist / Force Majeur / Ruben Östlund / İsveç-Danimarka-Norveç
– Issız Toprak / Young Ones / Jake Paltrow / ABD
– Kirli Para / The Drop / Michael R. Roskam / ABD
– Mucizeler / Le meraviglie / The Wonders / Alice Rohrwacher / İtalya-İsviçre-Almanya
– Mezara Kadar / A Hard Day / Kim Seong-hun / Güney Kore
– Timbuktu / Abderrahmane Sissako / Fransa-Moritanya
– Miss Julie / Liv Ullmann / Norveç-İngiltere
– İnsan Sermayesi / Human Capital / Paolo Virzì / İtalya-Fransa
– Yuvaya Dönüş / Coming Home / Zhang Yimou / Çin
– Leviathan / Andrey Zvyagintsev / Rusya
21. Altın Koza Film Festivali kapsamında yarışacak filmler netleşti. 2014 festivalinde 12 film ‘en iyi’ seçilmek için yarışacak.
Adana’da gerçekleştirilen Altın Koza Film Festivali’nde ‘Ulusal Uzun Metraj’ kategorisinin adayları açıklandı. Festivale başvuran 45 filmden 12’si yarışmaya hak kazandı. Bu yıl 15-21 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalde jüri başkanlığını ise yönetmen Reha Erdem gerçekleştirecek.
Altın Koza ulusal uzun metraj adayları:
Balık – Derviş Zaim
Beni Sen Anlat – Mahur Özmen
Deniz Seviyesi – Nisan Dağ, Esra Saydam
Firak – Halil Özer
Gittiler: Sair ve Meçhul – Kenan Korkmaz
İçimdeki Balık – Ertan Velimatti Alagöz
Neden Tarkovski Olamıyorum? – Murat Düzgünoğlu
Nergis Hanım – Görkem Şarkan
Silsile – Ozan Açıktan
Toz Ruhu – Nesimi Yetik
Yağmur – Kıyamet Çiçeği – Onur Aydın
Yola Çıkmak – Evren Erdem
Ulusal Uzun Metraj kategorisinde yer alan 12 filmin 7’si yönetmenin ilk filmi olma özelliğine sahip. Bu filmlerin 8’inin Türkiye prömiyeri festival kapsamında gerçekleştirilmiş olacak. Bu yıl 21.’si düzenlenecek olan Altın Koza Film Festivali’nin kazananları 20 Eylül’de düzenlenecek kapanış töreninde açıklanacak. Festival kapsamında film gösterimlerinin yanı sıra söyleşiler, sergi ve atölyeler de düzenlenecek.