Michelangelo “SİSTİNA ŞAPELİ TAVANI”

1508’in Mayıs ayında, kendini bir ressamdan çok heykeltıraş olarak gören Michelangelo Buonarroti, II.Julius della Rovere’den gelen Sistina Şapeli’nin tavanına resimler yapma görevini istemeyerek de olsa kabul eder. Sanatçı, Vatikan’ın resimlerin temasıyla ilgili öne sürdüğü önerileri reddederve var olan yıldızlı, sade gökyüzü tasviri yerine Yaratılış ve Ademi’in Cennettten Kovuluşu sahnelerinin içeren çok daha karmaşık mimari bezeme programını uygular. Resimsel kirişler tavan ile birleşerek Yaratılış Kitabı’nın önemli sahnelerinin betimlendiği dokuz panel meydana getirir. Tavanın ritmik bir biçimde geniş resim alanlarına bölünmesi ve ignudi (çıplak genç figürler) ile çerçevelenmiş komşu sahneler,krolonojik sıralanmış dört büyük sahnenin önemini vurgular:Işığın karanlıktan Ayrılması, Adem’in Yaratılışı, İlk Günah ve Cennetten kovulma ile Tufan. Resim alanlarının kenarında bulunan üçgen şeklinde lunette bölmeler ise Eski Ahit’teki peygamberler ve kadın kahinlerin tasvirlerini barındırır. Üç yüzden fazla figür içeren bu devasa proje yalnızca dört yılda tamamlanır ve 1512’nin 1 Kasım Yortusunu’nda görücüye çıkar.

Hayatı

Michelangelo Buonarroti, 6 Mart 1475 tarihinde, İtalya’da, Floransa’nm güneyindeki Caprese Şehri’nde doğmuştur. Babasının adı Ludovico Buonarroti Simoni, annesinin ise Francesca di Neri’dir.

Michelangelo’yu, bir taş yontucusunun karısı emzirdi. Çocukluğunda çekiçler ve taşçı kalemleriyle oynardı. Büyüdükten sonra heykelciliğe, bu oyuncaklardan ötürü heves duyduğunu söylerdi.

1488’de, babası tarafından Floransa’da ressam Ghirlandaio’nun atölyesine verildi. Burada, kendisinin en güçlü yanını meydana getirecek olan fresk (duvar resimleri) yapmayı öğrendi. Niyeti taş kitlelerini dile getirecek, gerçek bir heykeltraş olmaktı.

Tesadüf onu Lorenzo di Medici ile karşılaştırdı. Floransa Dukası olan Medici, Michelangelo’nun zeka ve sanat kabiliyetine hayran oldu. Onu sarayına aldı, çocuklarıyla tanıştırdı. Geleceğin dahisi gerçek bir evlat muamelesi gördü. Dukanın çocuklarıyla birlikte, Medicilerin Piazza San Marco’da kurmuş oldukları, ünlü «Bahçe Okulu»na devam etti. Eski dönemlerden kalma sanat eserlerini tanıdığı gibi, zamanın önde gelen filozof, fikir adamı, bilgin ve sanatçılarıyla tanışıp onlardan yararlandı.

Masaccio’nun resimleri, onda resim yapmaya karşı heves uyandırdı. Saray cerrahıyla morga giderek insan anotomisi üzerinde bilgi edindi. Michelangelo, Medicilerin sarayında üç yıl kalabildi. 1492’de Lorenzo ölünce buradan ayrıldı. Venedik’e ve Bologna’ya gitti. Gianfrancesco Aldovrandi’nin konuğu olarak bir yıl kadar bu şehirde kaldı. 1495’de Floransa’ya döndü. Dinsel konular ve mitolojiyi işliyordu. “Uyuyan Aşk İlahı” adlı heykel, Kardinal Riaria’nın eline geçince, onu Roma’ya davet etti. 1496 – 1501 yıllarında Roma’da kaldı. Bu şehirde eski Roma ve Grek heykellerini inceledi. “Sarhoş Baküs” ve Vatikan için yaptığı “Pieta”da zarafet endişesi, donuk ve tutucu bir üslup görülür.