Maniyerizm Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Maniyerizm Nedir?

Diğer adı üslupçuluk olan maniyerizm, 1520 ile 1580 yılları arasında Avrupa’da belirmiş sanat üslubunun adıdır. Rönesans’a karşı hareket olarak ortaya çıkmıştır. Rönesans’ın estetik algısına tepki niteliğindedir. Rönesans’ın getirdiği geleneksel üslubu yadırgayan ve sonraki akımların da ortaya çıkışını hızlandıran Maniyerizm, İtalyanca’da “tarz” ve “üslup” anlamına gelen “maniera” sözcüğünden türemiştir. Osmanlıcada, “tasannuculuk” kelimesi ile tanımlanan bu akım, “yapmacıklı üslup” manasına da gelir.

Maniyerizm sözcüğünün ilk kullananlar, dönemin Alman sanat tarihi uzmanlarıdır. Rönesans dönemi ile Barok dönem arasındaki sanatçıların eserlerini tanımlamak için kullanılmıştır. Bu nedenle, bu akım bir geçiş akımı olarak da görülür.

Maniyerizm, klasik kuralları ve klasik öğeleri yerle bir etmiş olmasına rağmen klasik bir üslup olarak kabul edilir. İlk dönemleri geçiş dönemi olmasının da verdiği karmaşa nedeniyle, Rönesans’ın son döneminden zor ayırt edilir. Ancak, sonraki dönemlerindeki biçim keskin farkları, bu dönemi hem Rönesans’tan, hem Barok döneminden hem de sanat tarihinin belli başlı pek çok akımından kolayca ayrılmasını sağlar.

Maniyerizmin Özellikleri Nelerdir?

Maniyerizmde, ideal ve klasik olanın yerine deformasyona uğramış figürler, abartılı ve orantısız insan formları vardır. Rönesans’ın ölçülü, uyumlu ve oranlı figürleri artık yoktur, onun yerine abartılı, havada uçuyor hissi veren, bozuk, orantısız ve biçimsiz figürler görülür. Örneğin, maniyerizm akımı dahilinde yapılmış resim ve heykel eserlerinde baş, vücuda göre daha ufak olur, boyun kol ve eller ise daha uzundur. Tüm bu değişiklikler, bilinçli olarak yapılır. Bozulma, yeniyi, olağandışını aramak için bilinçli olarak yapılmış bir müdahaledir.

Uyumsuz öğelerle bezenmiş, devinim halindeki maniyerist resimlerde, anlatılanın açık bir şekilde anlaşılması zordur. Bu özgün stil, sanatsal nitelik arayışındadır ve bu nedenle resmin tüm öğeleri birbirine karışır.

Maniyeristler, içinde bulundukları devrin kendileri üzerindeki etkisini eserlerine yansıtır. Eserlerinde, yaşanan huzursuzluk ve karamsarlık net olarak hissedilir. Rönesans döneminin parlak ve canlı renklerinin yerini, ışık ve renk oyunlarıyla süslenmiş soğuk ve mat renkler alır. Genellikle tek bir eserde, Rönesans’taki tekil manzara görüntülerinin aksine, birden fazla mekan kullanılır. Bu mekanlara, irrasyonel kompozisyonlar, teatral ışıklar, arasında bir bağ bulunamayan renk ve konular eşlik eder.

Maniyerist eserler, farklı zevklerden, ikilemlerden, yapmacıklıktan, kimi zaman aşırılık ve gariplikten ilham alır.

Eskinin kalıplarından sıyrılma, kişisel yorumlar, çok serbest ve çok özgün duruşlar, yenilik arayışı ve “bilinçli bozulma” bu tarzın en mühim özelliklerindendir. Bu durum, başta anlaşılmamış, dönemin sanatçıları işinin ehli olmayan, sanatı beceremeyen, yalnızca taklit eden ve bu konuda başarısız olmuş insanlar olarak kabul edilirler. Stillerini bilinçli olarak geliştirdikleri, Rönesans’ın kusursuz insan anatomisini ve denge kurallarını özellikle deforme ettikleri çok sonra anlaşılır.

Tüm bu özelliklerle, maniyerizm, kuralların ötesine geçmiş ve dolayısıyla resmin daha da bireyselleşmesini sağlamış bir akım olarak kabul edilir. Maniyerizm, klasik güzellik anlayışına da bir başkaldırı niteliği taşır.

Maniyerist Sanatçılar

Döneminin toplumsal sorunları içinde sıkışmış ve bıkmış hisseden genç sanatçıları bir kriz dönemine girerler. Onlara göre, başarılacak her şey başarılmış ve yapılacak her şey çoktan yapılmıştır. Sanatlarında çözülmesi gereken bir problem bulamazlar, tüm teknik sorunları çoktan aşmışlardır ve anatomi, ışık, renk gibi konularda artık ulaşılacak daha mükemmel bir nokta kalmadığını düşünürler. Bu nedenle, yeni yaklaşımlar arayışın girerler. Maniyerizmi, bu akımın nitelikleri sayesinde doğanın taklitçiliğinden uzaklaşabildiklerini gördükleri için benimserler. Klasik kalıp ve üslupları deforme ederek yıkarlar ve çok önemli bir sanatsal değişim başlatırlar. Bu değişimin ilk adımları, İtalya’nın Floransa ve Roma kentlerinde atılır.

İtalya’da başlayan ve kısa sürede Kuzey Avrupa’ya sıçrayan akım, 17. yüzyılda Fransa’da da yayılmaya başlar.

Michelangelo Bounarotti, Maniyerizm’in öncüsü olarak görülür ve halen bu akımın en önemli temsilcilerinden kabul edilir. Bounarotti’nin Vatikan’daki Sistine Şapeli’nde bulunan mahşer freskleri, maniyerizmin belirleyicisi olarak görülür. Maniyerist tarzın tasarım/hekel alanındaki ilk örneklerinden biri de, Floransa’da bulunan Lorenzo Kütüphanesi’nin merdivenleridir. Michealangelo tarafından yapılan merdivenler, Rönesans döneminin klasik yumuşak hatlı mimarisinden farklıdır.

Bu akımın diğer önemli sanatçıları arasında Tintoretto ve El Greco da bulunur. El Greco’nun meşhur eserleri, Orgaz Kontunun Gömülmesi Töreni, Mısır’a Kaçış, Meryem’in Göğe Yükselişi ve Kralların Tapınması’nda maniyerizmin özellikleri net olarak fark edilir.

Bilinen diğer Maniyerist sanatçıların listesi şöyledir:

  • Jacopo de Pontormo
  • Rosso Fiorentino
  • Agnolo Bronzino
  • Alessandro Allori
  • Benvenuto Cellini
  • Joachim Wtewael
  • Giuseppe Arcimboldo

Maniyerizmin, dönemin edebiyat, müzik ve tiyatro eserlerini de etkilediği düşünülür.

Sanat Çocukların Daha İyi Düşünmelerini ve Daha İyi İnsanlar Olmalarını Sağlıyor

Yaratıcı işlerle uğraşanlar muhtemelen sanatın ilkokul eğitiminde önemli olduğuna katılacaklardır. Ancak okul yöneticileri buna katılmadıkları için, Arkansas Üniversitesi’nden bir grup sosyal bilimci, sanatla uğraşmanın faydalarını bilimsel olarak kanıtlamaya uğraşıyor.  Education Next ve Educational Researcher’da yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, müze ve performans sanatı merkezi gibi kültürel mekanlara giden öğrenciler sadece sanatla ilişkili derslerde daha yüksek notlar almakla kalmıyor aynı zamanda daha anlayışlı oluyor, tarihsel empati kurabiliyor, eğitimsel bellekleri ve eleştirel düşünme becerileri gelişiyor.

Eğitim reformu profesörü ve ekipteki araştırmacılardan biri olan Jay P. Greene, “Değişiklikler gözlenebilir ve çok dikkat çekiciydi” diyor. Özellikle bir müze gezisinin “öğrenciler üzerinde kesinlikle etki bıraktığı” gözlenmişti. Greene’e göre bu geziye katılan öğrenciler, öğrendikleri şeyleri “not almak ya da sınavdan geçmek gibi herhangi bir dış sebep gerekmeksizin” hatırlayabiliyorlar.

art_1

Büyük Bir Okul Gezisi

45,000 metrekarelik Crystal Bridges Amerikan Sanatı Müzesi, iki yıl önce açıldığında 11,000 öğrenciye ücretsiz müze gezisi sundu. Çekilişle belirlenen gruplar müzeyi ziyaret etti ve bir saatlik gezileri boyunca beş tablo incelediler. Geziler öğrenciye yönelik olarak düzenlendi, yani küratörler ders anlatmak yerine çocuklara tablolar hakkında temel bilgiler vererek, öğrencilerin tablolarla ilgili sorularını cevapladı ve tablolar hakkındaki tartışmaları yönettiler.

Kutu, Bo Bartlet

Müze gezisinden yaklaşık üç hafta sonra öğrenciler müze deneyimleriyle ilgili bir anket formu doldurdular. Ankette, gördükleri tablolarla ilgili soruların yanı sıra başkalarına karşı gösterdikleri hoşgörüye ve farklı tarihi dönemlerde yaşamış insanlarla empati kurup kuramadıklarına dair genel sorular yer alıyordu. En sonunda da, müzede görmedikleri yeni bir tabloyla –Bo Bartlet’in Kutu isimli tablosu- ilgili kısa bir kompozisyon yazmaları istendi. Müze gezisi için çekilişe katılan ama grup gezisi kazanamayan öğrenciler kontrol grubunu oluşturuyordu. Onlara da aynı şekilde empati ve hoşgörü ilgili sorular soruldu ve Kutuhakkında kısa bir kompozisyon yazmaları istendi. Daha sonra bu kompozisyonlar, bağımsız kişiler tarafından, eleştirel düşünme becerilerini değerlendirme konusunda saygın bir program temel alınarak değerlendirildi.

art_2

Sanat İnsanı Akıllı ve Duyarlı Yapıyor

Greene’in ekibi, test grubundaki öğrencilerin öğrendikleri “akademik” bilginin çokluğu ve müzede gördükleri resimlerle ilgili hatırladıklarını görünce çok şaşırdı. Öğrenciler, tablolardan birinin Büyük Buhran sırasındaki maddi desteklerle ilgili olduğunu, bir diğer tabloda ise ise kölelik karşıtlarının şeker üretimi protestosunun anlatıldığını hatırlıyorlardı.

“Bu tarihi ayrıntılar aslında küratörün standart sunumunda yoktu” diyor Green. Yani, tablolar hakkında tartışma ve soru cevap şeklindeki sunum, öğrencilerin tablolar hakkında alâkalı ve önemli sorular sormasına neden olmuştu. Ancak müze tecrübesindeki bir şey, öğrencilerin bu bilgiyi aradan neredeyse bir ay geçtikten sonra hatırlamalarını sağlamıştı. Pek çok çocuğun, sınavlarını geçmek için öğrendiği şeyleri çabucak unuttuğu düşünülecek olursa bu çok dikkat çekici bir durumdu.

Dahası, Greene’e göre, çocuklar ilk kez gördükleri bir tablonun analizini yaparken, eğer müzeye gittilerse daha gözlemci oluyorlardı. “Müzeye giden çocuklar, yeni tablodaki ayrıntıları, müzeye gitmeyen çocuklara göre çok daha iyi gördüler” diyor Greene. Müzeye giden çocuklar, tabloyu kendi deneyimleriyle ilişkilendirme, alt metinleri saptama ve sanatı farklı yorumlama konusunda da daha iyilerdi. Ayrıca, tabloda tasvir edilen insanlar ve durumlarla, kontrol grubunun yapamadığı bir şekilde empati kurabiliyorlardı.

Okulun Dışına Çıkın

“Bu araştırmadan önce insanlar bize çocukların bir müzeye gittiklerinde sadece pencereden dışarıyı seyrettiklerini söylemişti” diyor Green. “Ama durum hiç de öyle değil. Çocuklar çevrelerine dikkat ediyor, bilgiyi özümsüyorlar.” Bu, kısmen, müzede yaşanan tecrübenin ders dışı bir formata sahip olmasıyla ilişkili olabilir ama Greene araştırmanın böyle sonuçlanmasının, öğrencileri her zamanki okul ortamından çıkararak onları kültürel bir ortama götürmekle de ilgili olduğunu düşünüyor.

art_3

Greene, “Öğrencilere bir tablonun yüksek kaliteli bir reprodüksiyonunu gösterebilirsiniz ama bu aynı şey olmaz” diyor. “Müzelerin mimariyi önemsemesinin sebebi de budur. Bu binalar insanların zihinlerini, yaşayacakları tecrübeleri algılamaya hazırlar.”

Greene’e göre, “Kültürel deneyimlere aç” şehirlerde, müzeye giden ve gitmeyen çocuklar arasındaki en çarpıcı farkın düşük gelirli kesimden gelenler arasında görülmesi şaşırtıcı değil. Hayatlarında ilk kez bir müzeye giden çocuklar eleştirel düşünme, empati ve hoşgörülerinde çok çarpıcı gelişmeler kaydettiler.

Elbette okul yönetimleri hâlâ bir sanat müzesini gezmenin öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini daha geleneksel konularda da geliştirip geliştiremeyeceğini bilmek istiyor. “Sanatın, bir yapbozu ya da bir matematik problemini çözerken daha iyi düşünmenizi sağlayıp sağlamayacağını bilmiyoruz” diyor Greene. “Ama matematik ya da kitap okumanın iyi olduğunu anlamamız için bunları sanat diline tercüme etmemiz gerekmiyor. Öyleyse sanatı neden kitap okuma ve matematik diline tercüme ediyoruz? Sanat kendi başına bir şey yapmaktır, biz de bunu önemsiyoruz.”

Pera Güzel Sanatlar London College of Music Sınavı için okul değişikliği yaptı.

Her yıl Haziran ve Kasım ayında yapılan London College of Music sınavları için Pera Güzel Sanatlar Lisesi 2016 yılında Trinity College London ile çalışma kararı aldı. Nar Sanat Eğitim Kursu LCM için Eğitim ve sınavlarının yapıldığı SINAV MERKEZİDİR. Sınavda okul değişikliği olduğu için sınav kitaplarında da değişiklik yapıldı. Kitap ücretlerinde bir değişiklik olmadı.

Haberin tarihi: 29 Şub 2016

London College of Music Nedir?

London College of Music’in Grade ve Diploma Sınavları, sınava girenlere, sahip olduğu bilgi ve beceriyi kanıtlama ve uluslararası geçerliliğe sahip bir belgeye sahip olma imkanı sunmaktadır. LCM, uluslararası düzeyde kabul gören akreditasyon kurumu Ofqual tarafından akredite edilmiştir. Sınavlar her yıl Haziran ve Kasım aylarında yapılır. İngiltere Ulusal Eğitim Bakanlığı denetim elemanları tarafından yapılan LCM sınavlarının uluslararası sınav kurulları içerisinde ciddi bir saygınlığı vardır. LCM sınavları Qualifications and Curriculum Authority (QCA) (Nitelikler ve Müfredat Kurumu) tarafından ve The National Qualifications Framework (NQF) (Ulusal Kualifikasyon Çerçevesi) standartları doğrultusunda ulusal ve uluslararası akreditasyona sahiptir. Çok sayıda ülkede uygulanan bu sınavlar, çeşitli seviyeleri, seviyeler için gereken beceri ve bilgi standartları, seviyelerin birbirleriyle bağıntısı ve aşamalı süreçleri ile dünyada eşi benzeri bulunmayan bir yapıdadır.


 

Sınavların Temel Özellikleri

1- Grade ve Diploma derecelerinde geniş bir portfolyöye sahiptir. Her çeşit enstrüman için seçenekler bulunmaktadır.
2- Grade 8 derecesi, Ofqual tarafından müzik lisesi mezunu seviyesinde kabul edilmektedir. Adayların bu seviyede elde edecekleri başarı, üniversiteye girişlerinde büyük önem arz etmektedir.

OFQUAL AKREDİTASYONU

1- Kurumsal Tanınma Akreditasyon kurumumuz West London Üniversitesi’nin Büyük Britanya’daki Ofqual (Nitelik ve Sınav Düzenleyici Kurum), Galler Bölgesi’ndeki DCELLS ve Kuzey İrlanda’daki CCEA kurumları tarafından tanınırlığı vardır.
2- Nitelik Akreditasyonu Dolayısıyla çok çeşitli konulardaki Grade belgeleri ile performans ve öğretmenlik diplomaları Ofqual, DCELLS ve CCEA tarafından tanınmaktadır. Bu belgelerin tanınması için sınavların, içerik, yürütme, değerlendirme ve raporlama prosedürlerinin kriterlere kesinlikle uygun olması gerekmektedir.
Sistemin seviyeleri Grade ( Derece ) ve Diploma sınavları şeklindedir.


 

Sınav Seviye Değerlendirme Tablosu

EŞDEĞER STANDART SEVİYELER LCM SINAVLARIN QF
Seviye 7 FLCM Müzik Performans Master derecesi modülü
Seviye 6 – 7 A seviyesi
Seviye 6 LLCM Müzik Performans ve Müzik Öğretmenliği Üniversitenin son yılı modülü (Lisans)
Seviye 5 ALCM Müzik Performans ve Müzik Öğretmenliği Üniversitenin ikinci yılı modülü (Ön lisans)
Seviye 4 Dip LCM Müzik Performans ve Müzik Öğretmenliği Üniversitenin birinci yılı modülü
Seviye 3 Seviye 8 seviye ( Lise Mezunu )
Seviye 2 Seviye 4 – 5 GCSE Seviyeleri A* – C
Seviye 1 Seviye 1 – 3 GCSE Seviyeleri D – G

 


Lcm Öğrenci Adayları 

London College of Music sınavlarına girmek isteyen öğrenciler başvurularına Eylül ayından itibaren başlayabilirler. Sınav seviyelerinin çalıştıkları öğretmen tarafından belirlenmesi gerekmektedir. Eğitim alınan kurum veya öğretmen bu konuda öğrenci adayına en doğru cevabı verecektir. Başvuruların erken yapılması sınav kitaplarının temini açısından önem taşımaktadır. Sınav kitapçıkları ve repertuar notaları adayın başvurmasının ardından genel merkezden temin edilir. Kitaplar İngiltere’den geldiği için geç başvurular öğrencinin sınava hazırlanma sürecini kısaltmaktadır.


LCM sınavına girecek öğrenci adayları;

A – Sınav Başvuru Formunu eksiksiz doldurmalı,
B – 1 adet vesikalık resim,
C – Nüfus kağıdı fotokopisi,
D – Sınav harcı ve kitap parasını LCM sınav merkezine eksiksiz teslim etmelidir.
Öğrenci adayları LCM sınav merkezlerinde ilan edilen yıllık sınav harcı ve kitap parası dışında bu sınavlara katılmak için (eğitim aldıkları kurumun veya öğretmenin bedeli haricinde) başka bir bedel ödemezler.


 

Grade Ve Diploma Sınavları

Öğrenci kendi bilgi ve becerisine göre öğretmenin tespit ettiği dereceden başlayabilir. Bazı sınav seviyelerini geçmek için Teori sınavını vermek gerekir (Örneğin Grade 8 derecesinden mezun olabilmek için Teori 5 seviyesinde başarı göstermek gerekir). Grade 8 mezunu, tüm dünyada MÜZİK LİSESİ mezunu sayılmaktadır.


 

Diploma Seviyelerinde

Performans, Bestecilik ve Öğretmenlik seçenekleri vardır. Pre Preparatory ( Başlangıç seviyesinde)

Grade Sınav Seviyeleri

  • Step 1
  • Step 2
  • Grade 1
  • Grade 2
  • Grade 3
  • Grade 4
  • Grade 5
  • Grade 6
  • Grade 7
  • Grade 8

 

Grade Derecesi Bölümleri

  • Piano/ Piyano
  • Singing/ Şan
  • Pop Vocal/ Müzikal – Pop Şarkıcılığı
  • Classıcal Guitar/ Klasik Gitar
  • Bass Guitar/ Bas Gitar
  • String/ Yaylı Sazlar / Keman – Viyola – Çello
  • Woodwınd/ Flüt – Obua – Klarinet – Saksafon
  • Brass/ Trompet – Trombone – Tuba – French Horn – Cornet
  • Drum Kits/ Vurmalı Sazlar – Bateri
  • Organ/ Org
  • Harp
  • Theory/ Müzik teorisi

 

Diploma Sınav Seviyeleri

  • DipLCM / Önlisans (1)
  • ALCM – Associate / Önlisans (2)
  • LLCM – Licentiate / Lisans
    FLCM – Fellowship
    Yüksek Lisans

Diploma seviyelerinde Performans bestecilik ve öğretmenlik seçenekleri vardır.


Diploma Derecesi Bölümleri

  • Piano/ Piyano
  • Singing/ Şan
  • Classıcal Guitar / Klasik Gitar
  • String / Yaylı Sazlar / Keman- Viyola- Çello
  • Woodwınd / Flüt – Obua – Klarinet- Saksafon
  • Brass / Trompet – Trombone – Tuba – Frenc Horn – Cornet
  • Percussion / Perküsyon
  • Organ/ Org
  • Theory / Müzik Teorisi
  • Composition / Kompozisyon

Haberin tarihi: 29 Şub 2016

Dünyanın Kemanları Festivali Cemal Reşit Rey Salonunda

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR), mart ayını Dünya Kemanları Festivali ile açacak.

dunyanin-kemanlari-festivali

İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu, mart ayının ilk haftasında İstanbulluları müzikal anlamda farklı kültürlerin lezzetleriyle buluşturmaya devam ediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR), mart ayını Dünya Kemanları Festivali ile açacak.

1 ve 2 Mart tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Dünya Kemanları Festivali birçok masterclassa sahne olacak. Festivale; Ara Malikian, Ayla Erduran, Ani Schnarch ve Yarub Smarait’in de içlerinde yer aldığı dünyaca ünlü keman virtüözleri katılacak. Cihat Aşkın’ın koordinatörlüğünü üstleneceği festivalin ilk akşamı Ayla Erduran şerefine Onur Gecesi düzenlenecek. Program, Grammy ödüllü Parker Quartet yaylı çalgılar dörtlüsünün kapanış konseriyle son bulacak.

‘Don’t worry, be happy’ şarkısıyla bir zamanlar tüm dünyaya ‘mutlu ol’ diyen Grammy Ödüllü sanatçı Bobby McFerrin, son albümü olan “Spirityouall” ve en güzel şarkıları ile 3 Mart Salı günü 20.00’de CRR’de İstanbullu müzikseverlerle buluşacak. Dünyaca ünlü ses virtüözü McFerrin, eşsiz yorumu ve sahne performansı ile dinleyicilere uzun süre hafızalardan silinemeyecek büyülü bir akşam yaşatacak.

Piyano başında bir evliya olarak tanınan dünyanın en önde gelen piyanistlerinden Maria João Pires, önemli bir atılım gerçekleştiren genç kuşak sanatçılarından Miloš Popović ile birlikte 6 Mart Cuma günü 20.00’de CRR’de eşsiz bir resital sunacak. İkili, Schubert ve Beethoven’in piyano için yazılmış dünyaca ünlü unutulmaz eserlerini dinleyicilerle paylaşacak.

Türkiye’nin çeşitli orkestralarının önde gelen; solo, orkestra ve oda müziği kariyerlerine sahip ve alanında virtüöz sanatçılarından Muhittin Dürrüoğlu, Bülent Evcil, Selçuk Akyol, Cihangir Nuvasil, Engin Güngördü ve Cem Akçora’dan oluşan Troia Wind Ensemble, 7 Mart Cumartesi günü 20.00’de muhteşem bir oda müziği konseri sunacak.

Dünya Kadınlar Günü’nde ‘İstanbul’un Hanım Bestekârları’

Türk Sanat Müziği’ne özgün yorumlarıyla zenginlik katan İncesaz Grubu, Dünya Kadınlar Günü için hazırlanan ‘İstanbul’un Hanım Bestekârları’ programını 8 Mart Pazar günü 20.00’de İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda dinleyicilere sunacak. Konserde; Mehveş Hanım, Neveser Kökdeş ve Leyla Saz gibi İstanbul’un en önemli hanım bestekârlarının şarkılarına da yer verilecek. Programda, Ezgi Köker ve Bora Ebeoğlu’nun seslendireceği şarkılara viyolonselde Hakkı Öztürk ve klarnette Evrim Güvemli eşlik edecek.

İşte programın detayları:

1 Mart Pazar

Dünyanın Kemanları Festivali – 1. Gün

Festival Koordinatörü, Cihat Aşkın
Ani Schnarch Ustalık Sınıfı (Masterclass)
Saat:10.00

(Ustalık sınıfına katılım için, 26 Şubat Perşembe günü Saat:16.00’a kadar http://crrkonsersalonu.org/?p=iletisim adresinden müracat edebilirsiniz. Adaylar, yukarıda bulunan linke özgeçmişlerini göndererek katılabilirler, Ustalık sınıfında aktif olarak yer alacak adaylar ise 27 Şubat Cuma günü web sitemiz üzerinden açıklanacaktır. Katılım ücretsizdir.)

Ani Schnarch

Rumen – İsrailli – İngiliz kemancı, birçok prestijli ödülün sahibi olan Schnarch, kuşağının en heyecan verici ve çok yönlü kemancılarından biri olarak anılıyor.

İtalya ve İngiltere’de bulunan New Virtuosi Mastercourse & Festival’i Sanat Danşmanı olan Ani, İsrail’deki ünlü Keshet Eilon keman okulunun da kurucusu ve fakülte üyesi.

Dünyanın Kemanları Açılış Etkinliği
Saat: 14.00

Söyleşi: Dünyanın Kemanları
Moderatör: Cihat Aşkın
Katılımcılar: Emre Aracı, Ertuğ Korkmaz, Ani Schnarch, Amnon Weinstein, Ara Malikian, Yarub Smarait, Mehmet Emin Bitmez

(Dünyanın Kemanları Söyleşisi, Fuaye Alanında Gerçekleştirilecektir. Katılım Ücretsizdir.)

Sergi Açılışı: Kemençe’den Kemana Akdeniz’de Bir Yolculuk (Amnon ve Avshi Weinstein)
Saat: 15.00

Amnon Weinstein

Uluslararası üne sahip büyük usta, keman yapım üstadı ve restoratörü Amnon Weinstein dünyada pek çok yardım ve eğitim amaçlı projenin öncülüğünü yaptı. İsrail ve dünyada pek çok prestijli orkestra ve sanatçı ile çalıştı.
Viyola ve trompet sanatçısı olan Weinstein zanaatını çocukluk yıllarında kendisi gibi keman yapım üstadı olan babasından öğrendi.

Avshalom Weinstein

İsrailli usta bir keman yapımcısı olan babası Amnon Weinstein tarafından yetiştirilen Avhsalom Weinstein, 3. kuşak keman yapımcısıdır.

2006 yılında Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları (CAKA) projesine davet edildi ve o zamandan beri projede yer alıyor. Son iki yıldır usta bir keman ve yay yapımcısı olan Daniel Schmidt ile çalışan Avshalom, kendi atölyesini 2009 yılında İstanbul’da açtı. Atölyede keman, viyola, çello ve yay için satış, yapım, sertifika ve danışma hizmeti sunuluyor.

(Sergi Fuaye Alanında gerçekleştirilecektir. Festival boyunca, ücretsiz gezilebilir.)

Akdeniz’den Tatlar
Saat: 16.00

Ara Malikian, keman
Yarub Smarait, keman
Mehmet Emin Bitmez, ud
Cihat Aşkın, keman
(Konser ücretsizdir.)

Ara Malikian

Ara Malikian şüphesiz ki jenerasyonunun en zeki ve etkileyici kemancılarından biri. Sahip olduğu kendine özgü stili, kökeni ve zengin müzikal tecrübeleri onu müzik dünyasının en özgün ve yenilikçi seslerinden biri yapıyor.

Yarub M. Smarait

1988’de Ürdün’ün başkenti Amman’da doğmuş ve büyümüş olan keman sanatçısı Yarub Smarait, henüz 4 yaşındayken keman dersleri almaya başladı. Amman’daki Ulusal Müzik Konservatuvarı’nda başlamış olduğu derslerden sonra konservatuvar orkestrasına girdiğinde 11 yaşındaydı.
Aynı zamanda bir ses teknisyeni olan Yarub, İspanya’daki Berklee Müzik Okulu’nda modern enstalasyon alanında burslu olarak yüksek lisans yapıyor.

Mehmet Bitmez

Günümüzde dünyadaki ud virtüözlerinden biri olarak gösterilen Bitmez, öğrenim yılları ve sonrasında da Tanburi Cemil Bey’in makam ve icra anlayışını analiz ederek, ileri teknik, üslup ve tavrı üzerine kapsamlı araştırmalar yaptı.
İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim görevlisi olarak görevini sürdürmektedir.

Cihat Aşkın

Prof. Ayhan Turan’ın sınıfından mezun olan Cihat Aşkın, daha sonra Londra’da Royal College of Music ve The City University’de Mastır ve Doktora programlarını bitirerek yurda döndü.
CAKA, Andante’nin düzenlediği 2011 Donizetti Klasik Müzik Ödülleri’nde Yılın Klasik Müzik Etkinliği ödülüne layık görüldü. Basın tarafından “Bu toprağın kemancısı” olarak onurlandırılan sanatçı, konserlerinde Jean-Baptiste Vuillaume (1846) ve Joseph Gagliano (1796) kemanları ile çalmaktadır.

Vieuxtemps İstanbul’da
Saat: 18.00

19. yüzyılın en önemli keman virtüözlarından biri olan Henri Vieuxtemps’ın İstanbul seyahatinin müzikli anlatımı

Katılımcı Sanatçılar Emre Aracı ve Cihat Aşkın, Roberto Issoglio

(Etkinlik, Fuaye alanında gerçekleştirilecektir. Katılım ücretsizdir.)

Emre Aracı

Müzik tarihçisi, besteci ve orkestra şefi Emre Aracı Edinburgh Üniversitesi’nden BMus (Hons.) ve PhD dereceleri ile mezun oldu.
1987’den beri Birleşik Krallık’ta yaşamakta olan Dr Emre Aracı Türkiye-Avrupa müzik ilişkileri üzerine yoğunlaştığı araştırmalarını Nurol Holding ve Çarmıklı Ailesi desteği ile sürdürmektedir.

Roberto Issoglio

Müzisyen solist olarak ulusal ve uluslararası Oda Müziği topluluklarında çalışmış; 2002’de, BBC Orkestrası ve Londra Filarmoni Orkestrası ve daha sonra Berliner Philharmoniker’ın müzisyenleriyle birlikte çalmıştır.
Roberto Issoglio beş yıldır Pâques de Cervo (IM) Festivali’nin Oda Müziği Geliştirme Kursları’nın Sanat Yönetmenliği’ni ve Mozart İtalya Derneğinin Torino Kürsüsü Başkanlığı’nı yürütmekte, aynı zamanda Marcello Abbado ve çok ünlü başka yorumcularla birlikte ulusal danışmanlık yapmaktadır.

Ayla Erduran Onur Gecesi

Saat: 20.00

Ayla Erduran, keman
Cihat Aşkın, keman
Tatjana Masurenko, viyola
Can Okan, piyano
Rahşan Apay, viyolonsel
Yelda Özgen, viyolonsel

Ayla Erduran

İstanbul’da dünyaya gelen sanatçı, önce annesiyle kemana başlamış, dört yaşında Karl Berger’in öğrencisi olmuş, ilk resitalini on yaşında, Ferdi Ştatzer eşliğinde, Saray Sinemasında vermiştir. 1946-51 yılları arasında Paris Ulusal Konservatuvarı’nda Benedetti ve Benvenuti ile eğitim görerek keman bölümünden mezun olmuştur.

Erduran’ın yaşamını anlatan, Evin İlyasoğlu’nun yazdığı “Ayla’yı Dinler misiniz?” başlıklı biyografik roman Remzi Kitabevi tarafından 2002’de; Erhan Karaesmen’in yazdığı “Evrenimizi İç Işıklarıyla Aydınlatanlar: Ayla Erduran Müzik ve Keman” başlıklı kitap SCA tarafından 2007’de yayımlanmıştır. Amerika’dan Uzakdoğuya, dünyanın her yerinde CD’leri satılan Sanatçı’nın kayıtları ülkemizde “Ayla Erduran Arşiv Serisi” başlığı altında Lila Müzik’ten yayınlanmıştır.

Tatjana Masurenko

Müzik eleştirmenlerinden olumlu tepkiler alan viyola sanatçısı Masurenko, 15 yıldır hem solo hem de oda müziği sanatçısı olarak müziğin içinde.

Can Okan

25 Mart 1986 tarihinde İstanbul’da doğdu. Beylerbeyi Lütfi Erçin İlkokulu’nda öğrenim görmekteyken, piyano öğrenimine 1994 yılında Meliha Doğuduyal ile başladı.
Can Okan, MSGSÜ Devlet Konservatuari’nda Prof. Metin Ülkü ile piyano ana sanat dalındaki doktora eğitimine, orkestra şefliği bölümünde araştırma görevliliğine ve devlet sanatçısı İdil Biret ile düzenli çalışmalarına devam etmektedir.

Yelda Özgen Öztürk

Ankara’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda viyolonsel, oda müziği ve orkestra dersleri aldı. Halen İTÜ Türk Musiki Devlet Konservatuvarı’nda yardımcı doçent olarak çalışmakta ve İTÜ Dr. Erol Üçer Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nde Müdür Yardımcılığı görevini sürdürmektedir.

2 Mart Pazartesi
Dünyanın Kemanları Festivali

Dünyanın Kemanları Festivali – 2. Gün
Aşkın Ensemble
Saat: 18.00

Ertuğ Korkmaz, şef
Ani Schnarch, keman
Aşkın Ensemble
Aşkın Ensemble, günümüzün kaliteli müzik ihtiyacına cevap verebilmek, oda müziği projeleri oluşturmak, müziğe sıradışı bir yorum getirmek ve genç müzisyenlerin gelişimlerini desteklemek amacı ile Cihat Aşkın tarafından 09 Mart 2007 tarihinde kuruldu.
Müzik eleştirmenlerinden olumlu tepkiler alan Aşkın Ensemble, en büyük desteğini genç ve yaratıcı müzisyenlerinden almakta ve çalışmalarını bağımsız olarak sürdürmektedir.

Ertuğ Korkmaz

Orkestra Şefi – Kompozitör

11 yaşında Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Prof. Mehmet ERTEN ile Trompet çalışmalarına başladı. 1975 yılında Kompozisyon bölümüne kabul edildi ve Prof. Erçivan SAYDAM ile Armoni, Kontrapuan çalışmalarına başladı. 2003 yılında International Rostrum of Composers jürisi seçilen Ertuğ Korkmaz aynı yılın Mart ayında Müzik ve Sahne Sanatları alanında kurucu üye olarak Başkent Üniversitesi kadrosuna katılmıştır. Sanatçı halen Orkestra Akademik Başkent Sanat Yönetmenliği ve Daimi Orkestra Şefliği görevlerini sürdürmektedir.

Ani Schnarch

Rumen – İsrailli – İngiliz kemancı, birçok prestijli ödülün sahibi olan Schnarch, kuşağının en heyecan verici ve çok yönlü kemancılarından biri olarak anılıyor. Romanya doğumlu Schnarch, kemana 7 yaşında başladı ve çalışmalarına İsrail’de devam etti. Bartok ve Ysaye ağırlıklı resital programları büyük alkış alan sanatçının, yine Bartok’un keman ve piyano için yazmış olduğu eşsiz eserlerini seslendirdiği performansı çeşitli ülkelerde radyo, TV ve web üzerinden yayınlanıyor. Yoğun konser takviminin yanı sıra, Ani aynı zamanda Londra Kraliyet Müzik Okulu’nda aranan bir profesör olarak, Avrupa, ABD, Kanada, İsrail ve Japonya’da ustalık sınıfları veriyor, sayısız uluslararası keman yarışmalarına jüri olarak davet ediliyor. İtalya ve İngiltere’de bulunan New Virtuosi Mastercourse & Festival’i Sanat Danşmanı olan Ani, İsrail’deki ünlü Keshet Eilon keman okulunun da kurucusu ve fakülte üyesi.

Dünyanın Kemanları Festivali Kapanış Konseri

Saat: 20.00

PARKER QUARTET

Daniel Chong, keman
Ying Xue, keman
Jessica Bodner, viyola
Kee-Hyun Kim, viyolonsel

Program

S.PROKOFIEV İki numaralı Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, Fa Majör, Op.92
J. WIDMANN 3 Numaralı Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, “Jagdquartett”
J. BRAHMS Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, Si bemol Majör, Op. 67

Muhteşem… (New York Times)

Hayal gücü ile dolu bir yorum anlayışı, olağanüstü bir virtüözite, (Washington Post)

Kusursuz bir mükemmeliyet (Boston Globe)

2002’de kurulan Parker Quartet “klasik müziğin laboratuarı” olarak bilinen yaylı çalgılar dörtlüsü oluşumunda, kısa sürede kuşağının önde gelen topluluklarından biri olmuş, başarılı çalışmaları büyük övgülerle, hattâ müzik endüstrisinin en prestijli ödüllerinden Grammy ile taçlandırılmış.
Gördükleri esaslı öğrenimi bir de Cleveland Quartet, Kim Kashkashian, György Kurtág, ve Rainer Schmidt gibi ustalarla pekiştiren topluluk üyeleri bu konserde yaylı çalgılar dörtlüsü için üretilmiş literatürden oldukça farklı kimliklerde üç eser sunacak: Prokofiev, Widmann ve Brahms müzikal gramerleri ve farklı deyişleriyle bu çeşitliliği yansıtacak üç isim.

3 Mart Salı / 20.00

Bobby McFerrin ‘spirityouall’

Bobby McFerrin, vokal
Gil Goldstein, piyano
David Mansfield, keman
Armanda Hirsch, gitar
Jeff Carney, bas
Louis Cato, davul
Madison McFerrin, vokal
Bir zamanlar tüm dünyaya ‘mutlu ol’ diyebilen adam, mesajını tekrarlamak üzere geliyor. Bobby McFerrin 3 Mart’ta İstanbul’da..

Onun davetkar müziğini, şifalı sesini duymak ve ruhlarımızı aydınlatmak için 3 Mart 2015’teki İstanbul konseri çok iyi bir şans.

6 Mart Cuma / 20.00

Maria João Pires, Miloš Popović Dört El ve Solo Piyano Resitali

Program

L.v.Beethoven Piyano Sonatı No 21 “ Op. 53 “Waldstein”
F. Schubert “Lebensstürme” D 947, 4 El Piyano için
F. Schubert “Fantazi” Fa minör, D 940, 4 El Piyano için
L.v.Beethoven Piyano Sonatı No 32 Op.111

Piyano başında bir evliya… Sadece çalışıyla değil, ona özünü veren duyarlılığı, kimliği, duruşuyla da apayrı bir yeri olan, dünyanın en önde gelen piyanistlerinden Maria João Pires, bu dikkat çekici buluşmada genç kuşaktan, 2000’li yıllarla birlikte önemli bir atılım gerçekleştiren Miloš Popović ile birlikte, aynı sahneyi paylaşacak.

Konserdeki partneri Miloš Popović ise, Haydn, Beethoven, Schumann ve Chopin gibi klasiklerin yanı sıra, keman sanatçısı Lorenzo Gatto ile kaydettiği, Enescu, Martinů ve Mokranjac’ın eserlerine yer verdikleri albümle dikkat çekiyor.

7 Mart Cumartesi / 20.00

Troia Wind Ensemble

Muhittin Dürrüoğlu, piyano
Bülent Evcil, flüt
Selçuk Akyol, obua
Cihangir Nuvasil, klarnet
Engin Güngördü, fagot
Cem Akçora, korno

Program

L. Van Beethoven Piyano ve üflemeli dörtlü için Beşli
F. Poulenc Piyano ve üflemeli beşli için Altılı
C. Nielsen Üfelemeli Beşli

Türkiye’nin çeşitli orkestralarının önde gelen; solo ,orkestra ve oda müziği kariyerlerine sahip ve alanında virtüöz sanatçılarından Bülent Evcil, Selçuk Akyol, Cihangir Nuvasil, Engin Güngördü ve Cem Akçora ‘dan oluşan oda müziği topluluğu, ilk kez 2009 yılında bir araya gelmiş ve çalışmalarına başlamıştır. Konserlerinde oda müziği repertuvarının önde gelen büyük bestecilerine yer veren topluluk, Brüksel Kraliyet Konservatuvarı’nda profesör ve dünyaca ünlü Türk piyano sanatçısı Muhiddin Dürrüoğlu ile de performanslar sergilemektedir. Konser programına devam eden topluluk, İstanbul konseri için; içinde NIELSEN , POULENC ve BEETHOVEN ‘in eserlerinin yer aldığı bir program sergileyecektir.

8 Mart Pazar / 20.00

İncesaz

Ezgi Köker, solist
Bora Ebeoğlu, solist
Cengiz Onural, gitar
Murat Aydemir, tanbur
Taner Sayacıoğlu, kanun
Emre Erdal, klasik kemençe
Volkan Hürsever, kontrbas
Türker Çolak, ritim saz

“İstanbul’un Hanım Bestekârları”

İncesaz bu konserde Cengiz Onural ve Murat Aydemir’in bestelerinden oluşan klasik İncesaz repertuvarının yanı sıra Dünya Kadınlar Günü’ne özel Mehveş Hanım, Neveser Kökdeş, Leyla Saz gibi İstanbul’un en özel hanım bestekarlarının şarkılarına da yer verecek. Son albümleri Geçsin Günler’in solistleri Ezgi Köker ve Bora Ebeoğlu’nun seslendireceği şarkılara Hakkı Öztürk (Viyolonsel) ve Evrim Güvemli (Klarnet) konuk sanatçı olarak katılacak.

İstanbul Sergi Takvimi – Ocak 2015

İstanbul’da Ocak ayı içerisinde gerçekleşen sergileri sizin için bir araya toplamaya çalıştık. Burada bulunmasını istediğiniz sergi bilgileri için bize ulaşın. [email protected]
istanbul-sergi-takvimi

kediMehlika Baş – Camaltı Resim Sergisi
06 Ocak 2015 ~ 24 Ocak 2015

Kedi, kuş, çiçek, böcek, insan… Onları son derece yetkin bir biçim algısıyla resme dönüştürüyor Mehlika. İç çizgilerinin doğal yansımalarını, hiç zorlanmadan, nerdeyse hazır bir halde buluyor zihninde. Portrelerinde bile… Õyle karşılarına geçip uzun boylu seyretmeden… Bu oluş sürecini, elbette onun olağanüstü duyarlılığı ile birlikteestetik kaygısı da tamamlıyor.

 

  • Yer:Arkeo Pera Sanat Galerisi
  • Adres:Yeni Çarşı Cad.66 / A Galatarasaray Beyoğlu İstanbul
  • Mail:[email protected]
  • Faks:0212 244 31 64

 

Sabahat-cikintas-DE-SiF-RESabahat Çıkıntaş – De-şif-re
23 Aralık 2014 ~ 24 Ocak 2015

İstanbul Mine Sanat Galerisi, Nişantaşı mekânında küratörlüğünü Lütfiye Bozdağ’ın yaptığı Sabahat Çıkıntaş’ın resim, video ve enstalâsyonlarından oluşan “de-şif-re” başlıklı sergisi yer alıyor.

Sabahat Çıkıntaş, sezgileriyle sanat üreten bir sanatçı. Üretimlerinde etkilendiği ve resimlerinin arketipinde yer alan varlık ve zaman sorunsalı, O’nun tüm sanat anlayışının bir özeti olarak okunabilir.

Çıkıntaş, “de-şif-re” sergisi için ürettiği işlerinde; geçmiş anların donmuş kanıtları olan görüntülerin üzerine boya müdahaleleri ve yerleştirdiği kare biçimler ile dikkati çekiyor. Pisagor’a göre; ateş-hava-su-toprak gibi evreni oluşturan dört temel elementin sembolü olan kare, sanatçının resimlerinde yer alan en asal öge. Sabahat Çıkıntaş için kare, nesneler dünyasının sembolik durumlarını temsil ediyor. Kare üzerinden yaptığı biçimsel soyutlamalar sanatçının öznelci ve ifadeci bir tavırla gerçekleştirdiği kompozisyonlarında resim yüzeyini bölen, parçalayan, bazen de tümleyen yüzeyler olarak, onun kozmos içinde evrenselliği aradığı bir neoplastisizmi gözler önüne seriyor.

Sabahat Çıkıntaş’ın üretimleriyle yaşamı aynı paralelde ilerleyen, gelişen bir paralel süreç olarak ortaya çıkıyor. Üretimlerinde kendini ve yaşamından kesitleri soyutlayarak dışavuran sanatçı, kendi tasarladığı kostümü giymesiyle kendi varlığını sanatıyla bütünleştiriyor. Tam ve bütün olarak, görünen ve görünmeyen, algılanan ve algılanmayan yanlarıyla içsel sezgilerini, duyumlarını “de-şif-re” ediyor, dudak hareketlerinden oluşan videosu ile kesik kesik heceler şeklinde serginin tematiği olan “de-şif-re” repliğini heceliyor.

d-e-ş-i-f-r-e————de-şif-re—–d-e-ş-i-f-r-e—-de-şif-re—deşifre—deşifre—–

Sabahat Çıkıntaş’ın “de-şif-re” başlıklı sergisi 17 Aralık 2014 – 24 Ocak 2015 tarihleri arasında Mine Sanat Galerisi Nişantaşı mekânında görülebilir.

  • Yer:Mine Sanat Galerisi
  • Adres:Teşvikiye Mah. Prof. Dr. Müfide Küley Sok. No:1/1 Yasemin Apt. D:5 Nişantaşı Şişli İstanbulMail:[email protected]

 

Ezgi-Comert-ZamanaEzgi Cömert – Zamana Direnen Hisler
06 Ocak 2015 ~ 26 Ocak 2015

Genç sanatçı Ezgi Cömert’in ikinci kişisel sergisi doğadan uzaklaşan ve doğanın yok oluşuna seyirci kalan biz metropol yaşayanlarına farklı ve masum duygular yaşatacak. ‘Zamana Direnen Hisler’ 6 Ocak 2015-26 Ocak 2015 tarihleri arasında Galeri/Miz’de sanat severlerle buluşacak.

Doğaya ve doğada yok olan bitki ve hayvanların yaşama çabasını bilinç altını sorgulayarak ve bunu tamamen boya ve organik malzemeler kullanarak güçlü desen algısıyla hiç bir dijital baskı aracına ihtiyaç duymadan yaratım ve üretimde bulunması ayrıca serginin başka bir güçlü yanını oluşturmaktadır. Sanatçının iç güdüsel ve bilinç altını sorgulayarak hiç bir ön tasarım ve kurgusal yaratımda bulunmaması da eserlerde farklı yaklaşımların yanında kendine has tekrara düşmeyen özgün nadir eserler ortaya cıkmasına sebep olmuştur.

6 Ocak’ta başlayacak olan Ezgi Cömert’in “Zamana Direnen Hisler” adlı kişisel sergisi 26 Ocak tarihine kadar Galeri/Miz’de görülebilir.

  • Yer:Galerimiz Teşvikiye
  • Adres:Ahmet Fetgari Sok. No:28 A Teşvikiye Şişli İstanbul
  • Mail:[email protected] 
  • Faks:0212 241 73 89

 

Ahmet-Elhan-gorenler-170’lerin/ 70’li Yılların Objektifinden ‘GÖRENLER’
17 Ocak 2015 ~ 27 Ocak 2015

Çok sayıda ünlü sanatçının,ve koleksiyonerlerin katılımının beklendiği bu çarpıcı,ve bir o kadarda değerli sergide, 1972- 1973 yıllarında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü mezunu sanatçılardan oluşan fotoğraf sergisini 17-27 Ocak 2015 tarihleri arasında Galeri Eksen’de gezebilirsiniz. Ahmet Elhan, Barbaros Günsel, Tanju Sağlam, Nazan Erkmen, Edip Hakkı Cemali, Erhan Yalvaç, Alp İşmen isimli sanatçıların dışında, o dönemdeki diğer sanatçıların eserleri de bu sergide yer almaktadır. O yıllara ait bir sanat anlayışı ile çekilen fotoğrafları yine o senelere ait mekanlarda izlemenin keyfini yaşamak isterseniz 17-27 Ocak 2015 tarihlerinde Galeri Eksen’de yapılacak olan sergiyi görmelisiniz. Bu sergide ayrıca Sabit Kalfagil, Ara Güler, Zeki Faik İzer, İzzet Keribar,İsa Çelik,Gültekin Çizgen,Sedat Antay isimlerinin eserlerinden örnekler de görebilirsiniz. Bir döneme ve tarihe tanıklık etmek için Galeri Eksen’de ‘GÖRENLER’ isimli sergiye tüm sanatseverleri bekliyor.

  • Yer:Galeri Eksen
  • Adres:Maçka Cad. No :29 Nişantaşı Şişli İstanbul
  • Mail:[email protected]

 

cetin-BilginÇetin Bilgin Resim Sergisi
17 Ocak 2015 ~ 30 Ocak 2015

1955 Yılında doğdu.
1975 Haydarpaşa Erkek Lisesinden Mezun oldu.
1977-1982 Profesyonel tiyatro Faaliyetleri.(Oyunculuk,dekor ve kostüm).
1978 İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisine girdi.
1984 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Neşet Günal Atölyesinden Yüksek Lisansla mezun oldu.

1996 İskoçya / Edinburg Printmakers Workshop & Gallery.Gravür Uygulama Atölye Çalışmalarında bulundu.

Kişisel Resim ve Gravür Sergileri /ödüller :
1984 Günümüz Sanatçıları 5.Açık Hava Sergisi. ’’ödül’’ Devlet Resim Heykel Müzesi.
1992 Galeri Baldem-İstanbul.
1994 Yeni eğilimler Sergisi-‘’Onur Belgesi’’-İstanbul.
1995 Ekol Sanat Galerisi—İstanbul.
1995 Fethiye Kültür Merkezi Sanat Galerisi.
2000 Hobi Sanat Galerisi-İstanbul.
2001 Atatürk Kültür Merkezi-İstanbul.
2001 Levissi Sanat Galerisi -Dünya Dostluk ve Barış Köyü Kayaköy –Fethiye.
2003 Ziraat Bankası ‘’Tünel Sanat Galerisi’’-İstanbul.
2003 13. İstanbul Sanat Fuarı-Tüyap-İstanbul.
2004 14. İstanbul Sanat Fuarı-Tüyap-İstanbul
2004 Küyad Sanat Galerisi-İstanbul.
2005 Galeri Soyut-Ankara.
2005 ‘’Aslolan Ruhsal Olandır’’15.İstanbul Sanat Fuarı-TÜYAP
2007-2008 ‘’Parçalanmalar’’Atatürk Kültür Merkezi.İstanbul

Karma Resim ve Gravür Sergileri :
1982 Günümüz Sanatçıları 3.Açık Hava Sergisi.Devlet Resim Heykel Müzesi.
1983 Viking Kağıt veSelilöz A.Ş – İstanbul
1984 Galeri Lebriz-İstanbul
1987 MSÜ 1937-1987 Gravür Çalışmaları-Atatürk Kültür Merkezi.
1992 Sanatçılar Dayanışma Sergileri.-MSÜ-İstanbul.
1992 Plastik Sanatlar Sergisi-MSÜ-Ankara
1992 İstanbuldan Sanatçılar Sergisi-Fethiye Arkeoloji Müzesi.
1992 2. İstanbul Sanat Fuarı-İstanbul.
1994 Ekol Sanat Galerisi-İstanbul.
1994 4.Uluslararası Sanat Fuarı- Tüyap -İstanbul.
1994 55.Devlet Resim Heykel Sergisi.-Ankara.
1994 MSÜ 52 Türk Sanatçısı Newyork ve Washington Sergileri.
1995 Art Activities.Ocakköy 10 .Anniversery-Fethiye
1995 DYO . Yaşar Eğitim ve Kültür VAKFI –İstanbul.
1996 Nuans Sanat Merkezi-İstanbul
2001 ‘’Başlangıcından Bugüne Türkiyede Gravür Sergisi-45 sanatçı’’-

Karşı Sanat Çalışmaları -İstanbul.
2002’’ Mahmut CUDA ‘ nın anısına’’-tanıtım sergisi – Fethiye Arkeoloji Müzesi.
2002 12.Uluslararası Sanat Fuarı-Lütfi Kırdar Kongre Salonu-İstanbul.
2005 ‘’Resmin Haysiyeti’’-Kargaşa 5-Kargart-İstanbul.
2005‘’Artrol’’-İstanbul Modern Sanatlar Galerisi.
2005 ‘’Çizgi’’ Deniz Müzesi Sanat Galerisi-İstanbul.
2006 Uluslar arası Çağdaş Sanat Fuarı(Contemporary İstanbul Art Fair)-Lütfi Kırdar Kongre Salonu.
2007 Uluslar arası Çağdaş Sanat Fuarı (Contemporary İstanbul Art Fair)-Lütfi Kırdar Kongre Salonu.

2011 Eskişehir Anadolu Üniversitesi (Gravür)
2012 Işık Üniversitesi İstanbul (Gravür )Eskişehir Üniversitesi organizasyonu.

Sanatçı, çalışmalarını halen İstanbul ve Kayaköy deki atölyelerinde sürdürmektedir.

  • Yer:Düş Yolcusu Sanat Duragı
  • Adres:Bağdat Caddesi Plaj Yolu Haldun Taner Sok.No:16/B Caddebostan kültür merkezi çaprazı Caddebostan Kadıköy İstanbul
  • Mail:[email protected][email protected]

 

Anlatilmayan-Hikayeler5 Kadın Sanatçının Gözünden, Anlatılmayan Hikayeler
08 Ocak 2015 ~ 31 Ocak 2015

Yükselen beş kadın sanatçının, saklı hikayeleri resmettiği eserler, Art50’nin “Anlatılmayan Hikayeler” sergisinde! Keşfedilmeyi bekleyen hikayeleri görünür kılan “Anlatılmayan Hikayeler” sergisi; sanata kesintisiz desteğini sürdüren TEB Özel Bankacılık’ın Etiler’deki binasında sanatseverlerin ziyaretine açık.

Köklü geçmişine yakışan özel seçimlerle kültür-sanata destek vermeyi sürdüren TEB Özel bu defa; sanatçı, koleksiyoner ve sanatseverleri aynı çatı altında buluşturan çağdaş sanat platformu Art50’nin “Anlatılmayan Hikayeler” başlıklı resim sergisine ev sahipliği yapıyor.

Özellikle genç sanatçıları desteklemeyi hedefleyen TEB Özel’in Etiler’deki binasında düzenlenen sergide; Art50 sanatçılarından Ayşegül Karakaş, Begüm Mütevellioğlu, Melike Kılıç, Lale Delibaş ve Güliz Baydemir’in eserleri yer alıyor. Sözlü ve yazınsal olarak anlatılmayan, ancak resmedilebilen hikayelere işaret eden “Anlatılmayan Hikayeler” sergisi; günlük hayatın temposunda gözden kaçan öyküleri, gerçekliğin baskısında unutulan masalları ve keşfedilmeyi bekleyen nice hikayeleri görünür kılmayı amaçlıyor. “Anlatılmayan Hikayeler”de; yükselen beş kadın sanatçının, her birinin kendine özgü tarzıyla saklı hikayeleri resmettiği eserleri sanatseverleri bekliyor.

“Anlatılmayan Hikayeler” sergisi; 31 Ocak 2015 tarihine kadar, hafta içi her gün çalışma saatleri içinde TEB Özel Etiler Binası’nda sanatseverlerin ziyaretine açık.

  • Yer:TEB Özel
  • Adres:Nispetiye Cad. Dilhayat Sok. No: 8 Etiler Beşiktaş İstanbul

 

Laleper-Aytek-Non-ParisLaleper Aytek / Non Paris
17 Aralık 2014 ~ 31 Ocak 2015

Laleper Aytek’in “Non Paris” başlıklı 14. kişisel sergisi 17 Aralık 2014’de İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde açılıyor. 31 Ocak 2015’e kadar açık kalacak olan sergide fotoğrafçının Paris’te iki yıl boyunca sürdürdüğü fotoğraf çekimlerinden 63 siyah-beyaz fotoğraf yer alıyor. Sergiyle birlikte fotoğrafçının “non paris” adlı bir fotoğraf albüm kitabı da Aralık başında yayımlanmış olacak.

Laleper Aytek, 2012 ile 2014 arasında Paris’e dört kez gitti. Çekimlerini Paris’te yapmakla birlikte Paris’i çekmedi. Bu projesinde bir turist olarak geldiği bu şehir üzerinden “non” görüntüleri aracılığıyla aynadaki kendine bakmaya çalıştı. 2012’deki ikinci ziyareti birinciden oldukça farklı, şehrin ruhuna dokunduğunu, şehir üzerinden kendine de biraz daha içerden bakmaya başladığını düşündüğü bir ziyaret oldu. Projesine bu yolculukla birlikte (adını çok sonradan koysa da) başlamıştı bile…

Fotoğrafçı “non paris”le birlikte; hiç tanımadığı, dilini bilmediği bir coğrafyada; bazen kırılgan, kimi eğreti olsa da, uzun zamandır belki de ilk defa cesaretli bir iç(e) bakışın, kendine ait duymayı beklediği bir sesin ya da itirazlarının kapısını aralamaya çalıştı.

Görüntüler kendi tekinsizliklerinde, zoraki buluşmalara teslim edilmediklerinde; bir fotoğrafçı için unuttuğu bir ses, hiç görmediği bir yüz ya da beklenmedik bir karşılaşma olabilir, ilk defa yürüdüğü bir sokaktaki bir görüntünün kenarındaki ufacık bir ayrıntıdan hiç tanımadığı bir duyguya dair de olabilir, kaçılmış, göz ardı edilmiş, hatta yok sayılmış ve belki yıllardır yüzleşilmemiş.

Fransız Kültür Merkezi’yle birlikte Koç Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi tarafından da desteklenen projesinde Laleper Aytek yeni (dışardan) bir ziyaretçi olarak Paris’te çektiği “non” görüntülerinde Hoffmannstall’ın söylediği gibi, “hiç yazılmamış olanı okumayı”, farklı bir kayıt yapmış olmayı az da olsa becerebilmiş olmayı diliyor.

Laleper Aytek Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ekonomi Bölümü’nü bitirdikten sonra, Sosyal Ekonomi alanında yüksek lisans çalışmalarına devam etmek üzere gittiği Oslo Üniversitesi’nde daha çok fotoğrafa yöneldi. Fotoğrafla üniversite yıllarında başlayan ve giderek derinleşen ilgisi nedeniyle 90’lı yılların başında Türkiye’ye döndü ve kendi stüdyosunu açarak reklam fotoğrafçılığı yapmaya başladı. 1998’de Türkiye’nin ilk kapsamlı dijital fotoğraf stüdyosunun kuruluşunda fotoğraf ve reklam yönetmeni olarak görev aldı. 2009’da bu yana Koç Üniversitesi, Medya ve Görsel Sanatlar Bölümü’nde (MAVA) fotoğraf üzerine dersler vermektedir.

2000 yılından bu yana fotoğraf yazılarında, öznellik kapsamında “görme biçimleri” ve “fotoğraf tarihi” üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu temel yaklaşımını “Fotoğraf Tarihi Kanonunu Yeniden Düşünmek: Öznellik Üzerine Bir İnceleme” başlıklı yüksek lisans tezinde ayrıntılandırarak geliştirmiştir. Yayınlanmış çalışmaları arasında fotografik düşünce üzerine yazılarını biraraya getirdiği Kendine Ait Bir Fotoğraf (2005) ile Palimpsest Istanbul (2010) ve Issız (2013) fotoğraf albümleri sayılabilir. Aytek 1991’den bu yana 13 kişisel sergi açtı ve 22 grup sergisine katıldı.

  • Yer:Fransız Kültür Merkezi
  • Adres:İstiklal Cad. NO:4 Taksim Beyoğlu İstanbul
  • Web:http://ifturquie.org

 

karanlikta-diyalogKaranlıkta Diyalog
18 Ocak 2015 ~ 31 Ocak 2015

Dünya üzerinde 130 kentte 7 milyondan fazla insana “dokunmuş” olan “Karanlıkta Diyalog”,  şimdi ve ilk defa Türkiye’de ve İstanbul’da…

TTNET’in ana sponsorluğu ve Dünya Göz Hastanesi’nin stratejik ortaklığı ile Dialogue in the Dark İstanbul tarafından hayata geçirilen “Karanlıkta Diyalog” sizi parkta dolaşmak, bir caddede karşıdan karşıya geçmek, vapura binmek gibi günlük hayat deneyimlerine sokar; ama tümüyle karanlıkta, duyularınızı uyandırarak ve farkındalığınızı derinleştirerek…

Görme engelli rehberler, sizin dokunarak, koklayarak, tadarak ve duyarak “yeni ve farklı” bir biçimde görmenizi sağlayacak ve sizi unutulmaz bir yolculuğa çıkartacaklar.

“Karanlıkta Diyalog”, 1988’de Almanya’da Prof. Dr. Andreas Heinecke tarafından oluşturulup, hayata geçirildi.

Bu eşsiz ve ilham verici deneyim, İstanbul’da üç yenilikçi formatla karşımıza çıkacak:

Deneyimsel Sergi – Herkese Açık
Öğrenciler İçin Atölye Çalışmaları – Okullara Özel
İş Dünyası İçin Atölye Çalışmaları – Şirketlere Özel

  • Yer:Gayrettepe Metro İstasyonu Dialog Sergi Alanı
  • Ücret:Tam 28.00 TL İndirimli 19.00 TL
  • Nereden Alınır:Biletix Çağrı Merkezi: 0216 556 98 00 Biletix Satış Noktaları,www.biletix.com ve Mekan gişe

 

Ters-KoseTers Köşe / Gobsmacked
13 Ocak 2015 ~ 01 Şubat 2015

Dilan Bozyel, Ugur Çakı, Genco Gülan, Tuğberk Selçuk
Küratör: Gülben Çapan

Astronot: Uzay adamı.
Araba: Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı.
Çerçeve: Bir yere resim asılabilecek duruma getirmek için resimlere geçirilen kenarlık.
Miki Fare: 1928’de Walt Disney tarafından yaratılmış ve seslendirilmiş sevimli karikatür karakteridir.

Her kelimenin bir sözlük anlamı bir de benlik anlamı vardır. Sözlük genel terimidir, benlik ise sizin için ne anlam ifade ettiğidir. Aslında her ikisi de kurgulanmıştır. Biz de bu sergiyle kurgulanmış olan ne varsa bozmak için biraraya geldik. Hazır mısınız?

Galeri İlayda 8 Ocak – 1 Şubat 2015 tarihleri arasında senenin ilk sergisini gerçekleştiriyor. Küratörlüğünü Gülben Çapan’ın yaptığı “Ters Köşe” adlı sergi, farklı disiplinlerde ilerleyen, çağdaş sanatımızın önde gelen iki kuşak sanatçılarını biraraya getiriyor. Genco Gülan, Uğur Çakı, Dilan Bozyel ve Tuğberk Selçuk’un katılımıyla gerçekleşecek olan sergi, bilincimize kodlanmış imgeleri, alışık olduğumuzun çok dşında yorumlayarak, yıkıyor. Ters Köşe, çağdaş sanat izleyicisini şaşırtmaya, şaşırtırken de sorgulamaya davet ediyor.

Dilan Bozyel, astronot serisiyle, “uzay adamı”nı İstanbul sokaklarına ışınlıyor; vapurda, metroda ve sahilde görüntülenen astronot, mekan kavramıyla ilgili algımızı yineliyor. Tuğberk Selçuk klasik altın varaklı çerçevelerin içine yerleştirilmesi beklenen resimler yerine heykellerle karşınızda. Uğur Çakı, araba serisiyle alışılmış araba imgesine, çağdaş bir yorumla altın bir dokunuş yapıyor. Genco Gülan ironinin hakim olduğu işleriyle politik ve sosyal olarak seyirciyi düşündürecek. Özellikle uluslararası boyutta her nesil tarafından mutluluk olarak kodlanmış bir figür olan Miki Fare’nin “Sakat Miki” yorumu izleyiciyi şüphesiz şaşırtmaya hazır.

“Sadece estetik kaygısı ile sergi gezmek isteyenler, bu sergiyi gelip görme tenezzülünde bile bulunmasınlar, üzülürler. Ters Köşe, beğenilmekten çok anlaşılmayı bekleyen bir sergi. Bilincimizde alışılagelmiş ne varsa silip atmak üzerine işler üreten sanatçılar sayesinde; dünyayı sanatçıların gözünden yeniden kodluyoruz. Beyninizi boşaltın, çocukluk anılarınızı silin, eğitim siteminin ezberlerini bozun, hayat tecrübelerinizi unutun ve sergiye öyle adım atın.”

  • Yer:Galeri İlayda Tesvikiye
  • Adres:Hüsrev Gerede Cad. No:37 34330 Tesvikiye Şişli İstanbul
  • Mail:[email protected]

 

Dilan-BozyelDilan Bozyel – Dichomoty Of Past and Futur- exhibitoni
29 Aralık 2014 ~ 01 Şubat 2015

Serdarı Ekremin Archive Galata’ sı sanata ve sanatçıya destek vermeye davam ediyor. 23 Aralık-01 Şubat tarihleri arasında ünlü fotoğrafçı Dilan Bozyel’ in “Dichomoty Of Past and Futur- exhibitoni” sergisi Archive Galata’ da sizleri bekliyor.

Dünyaca ünlü markaların eşsiz mobilya koleksiyonları, zamansız tasarımları, dünyanın dört bir yanından şeçilen objeler ve Türk tasarımcıların özel objelerin vazgeçilmez adresi “ARCHIVE” sanata ve sanatçıya destek vermeye devam ediyor..

Fotoğraf ve sanat eğitimini London College of Communication ve London Academy of Media & Art okullarında tamamladıktan sonra kariyerine, Londra ve Türkiye’de devam eden Dilan Bozyel, bu defa özel fotoğraflarıyla, ARCHIVE Galata’ nın duvarlarını süslüyor olacak. 2012 yılında Galata’ da Mimar Cağla Daş, Kutay Yorulmaz ve Güven Yalın tarafından kurulan ARCHIVE; sektörü yakından takip ederek, sektörde yer etmiş marka ve tasarımları bünyesinde bulundururken, bir yandan da sanata ve sanatçıya destek veriyor.

23 Aralık 2014 – 01 Şubat 2015 tarihleri arasında Archive Galata’ da yer alacak olan Dilan Bozyel sergisini ziyaret edebilirsiniz.

  • Yer:Archive Galata
  • Adres:Serdar-ı Ekrem No:19 Galata Beyoğlu İstanbul
  • Telefon:0212 292 11 40

 

Karma-sergi-yok-yerKarma Sergi – Yok-Yer
19 Aralık 2014 ~ 01 Şubat 2015

Sanatçılar: Aslı Narin, Egemen Tuncer, Hasan Deniz

Mehmet Kahraman’ın küratörlüğünü üstlendiği karma sergi “yok-yer”, her yerde oluşları, birbirlerine benzemeleri ve bağlamlarından kopuk olmalarıyla dikkat çeken havaalanları, eğlence ve alışveriş merkezleri gibi çağımızın ‘yok-yerleri’ni konu alıyor. Çağdaş dünyanın hareketli öznesinin mekanları deneyimleme şeklini etkileyen yok-yerler, insanların bir araya gelerek sosyalleşmelerine olanak sağlarken aynı zamanda yalnızlık duygusu yaratmalarıyla bireylere varoluşsal bir çelişki alanı sunarlar.

Bu bağlamda sergide yer alan sanatçılardan Aslı Narin’in fotoğrafik soyutlamaları bu geçiş alanlarını tanımlamaya çalışırken Egemen Tuncer’in ürettiği imajlar mekanların dönüşüm sonrası aldıkları yeni formlara odaklanmamızı sağlıyor. Hasan Deniz’in fotoğrafları ise değişen veya yok olan yerlerin belleğine dair bir günlük olarak karşımıza çıkıyor. Üç farklı bakış açısı etrafında yapılacak olan yerleştirme, Mixer’in sergi alanının mimari yapısı ile ilişkilendirilerek mekana özgü bir nitelik kazanıyor olacak.

  • Yer:Mixer Arts
  • Adres:Boğazkesen Cad. No:45 Bodrum Kat Tophane Beyoğlu İstanbul

 

joan-miro-sergiJoan Miro’nun Sembolleştirdiği Kadınlar, Kuşlar ve Yıldızlar
30 Eylül 2014 ~ 01 Şubat 2015

S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Barselona doğumlu Katalan ressam ve heykeltıraş Joan Miró’nun eserlerinden oluşan kapsamlı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. 20. yüzyılın çok yönlü, çığır açan sanatçısı Joan Miró’nun olgunluk dönemine odaklanan sergi, Joan Miró. Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar adıyla sanatseverlerle buluşuyor. Sabancı Holding sponsorluğu ile düzenlenen ve Barselona’daki Joan Miró Vakfı, Mallorca’daki aile koleksiyonu Successió Miró ve yine Mallorca’daki Pilar ve Joan Miró Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi 23 Eylül 2014 – 1 Şubat 2015 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. Akdeniz coğrafyası ve insanına dair gözlemlerinden ilham alan Miró’nun, kadın, kuş ve yıldız temalarına yoğunlaşan sergi, resim, baskı, heykel ve seramiklerin bulunduğu zengin bir seçkiyle sanatçının sembolik dilini anlama olanağı sunuyor. Miró’yla İstanbul’da buluşacak olan sanatseverler, sanatçının Akdeniz kültüründen aldığı enerjinin farklı formlardaki izdüşümlerine tanık olacaklar.

Sergiyle ilgili bilgi veren SSM müdürü Dr. Nazan Ölçer, “Bu önemli Katalan sanatçının eserlerini müzemize getirmek üzere Barcelona’daki Miro Vakfı ile üç yıl önce görüşmelere başladık. Müze olarak hayalimizde, Pablo Picasso ile başlayıp Salvador Dali ile devam eden İspanya’nın büyük ustalarının üçlemesinde son halkayı tamamlamak vardı. Bugün bu sergi ile bunu başarmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu süreçte Barcelona’daki Joan Miro Vakfı ile sanatçının olgunluk dönemine odaklanan, onun vazgeçemediği kadınlar, kuşlar ve yıldızları merkeze alan ve sanatçının çok yönlülüğünü ortaya çıkaran bir seçki yapmaya karar verdik. Bu çok yönlülüğü ortaya çıkarmak için ayrıca, Mallorca’daki aile koleksiyonunda yer alan eserlerle yine Mallorca’daki Pilar ve Joan Miro Vakfı’nda bulunan atölye malzemelerini de ödünç aldık. Sanatçının farklı tekniklerdeki kimi eserleri ve bazı kişisel eşyaları ise dünyada ilk defa Türkiye’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilenecek. Ayrıca sergide yer alan bir dizi belgesel filmde Joan Miro’nun yaşamını, iç dünyasını, değişimlerini, dostlarını, ülkesindeki ve dünyadaki siyasi olaylara duyduğu öfke ve tepkisini izleyerek sanatçının kolay ele vermediği gizli dünyasını tanıma imkanına sahip olacağız.” dedi.

Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bizim için sadece ekonomik faaliyetlerimiz değil, kültür-sanat alanında da var olmak, bu kapsamdaki projeleri desteklemek her zaman öncelikli. Sabancı Holding olarak, Türk müzeciliğinde çığır açan Picasso Sergisi’nden bu yana büyük ustaların sergilerine destek veriyoruz. Bunu kurumsal vatandaşlık yaklaşımımızın bir gereği ve sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu alandaki çalışmalarımız toplumsal sorumluluk penceresinden, topluma bir katkı yapma isteği ve inancıyla yapılıyor. Ne mutlu bize ki, halkımız da bizim bu isteğimize yürekten karşılık veriyor. İnanıyorum ki, bu sergimiz de öncekilerde olduğu gibi yoğun ilgi görecek, kapıda kuyruklar olacak. Miro; Picasso, Rembrandt ve Monet’den sonra halkımızla buluşmasına aracılık ettiğimiz dördüncü büyük usta oldu. Sabancı Holding’in vizyonu farklılıklar yaratarak kalıcı üstünlükler sağlamak. Miro da sanatıyla, eserleriyle fark yaratmış bir sanatçı. Sergi aracılığıyla bu büyük ustayı sadece eseriyle değil tüm yaşamıyla yakından tanıma ve anlama fırsatı bulacağız.” dedi.

  • Yer:Sakıp Sabancı Müzesi
  • Adres:Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan Sarıyer İstanbul 
  • Telefon:012 277 22 00
  • Faks:0212 229 49 14

 

Yusuf-Taktak-YukaridanasagiyaYusuf Taktak – Yukarıdanaşağıya Soldansağa 19152015 Sergisi
20 Ocak 2015 ~ 07 Şubat 2015

Sergi 3 alanda değerlendirildi. Merdivenlerden inildiğinde, galerinin ana mekanında ve arka alanda bir olmak üzere 3 iş, yerleştirildi. Söz konusu yapıtların ortasında yer alan aynı zamanda sergiye adını veren düzenlemenin önüyle arkasındaki çalışmalar: serginin birer işareti niteliğinde ve sanatçının uzun süredir kullandığı “dikilitaş” biçimlerinin yorumu niteliğinde.

Yukarıdan aşağıya-soldan sağa bulmacalarda kullanılan yönlendirmelerdir. Toplumsal açıdan baktığımızda da, görsel ve yazılı medyayı da kullanarak iktidardakilerin buyurgan tavrıdır. Sahip olunan bir düşünce; yukardaki söz sahiplerinden en aşağıdakilere ve sol düşünceden sağa, baskın çıkma çabaları bulmacaya dönüşmüştür.

Aynı şekilde, Türk –Ermeni sorununu da bu bağlamda ele alındı. Birçok aydın, sıradan insan, okuduğumuz kitaplar, medya, iktidar ve muhalefetteki siyasiler 100 yıllık sorunu; işin içinden çıkılmaz hale sokmuşlardır. Düzenlemeye baktığınızda bulmaca ve aralarında toplumumuzda derin iz bırakan ermeni bir ustanın (Varojan Orancı) elinden çıkan ahşap ayakkabı kalıpları… Artık yerini plastiğe bırakmış bu değerli nesneler bulmacanın içinde gezinmektedirler tıpkı ermeni vatandaşlarımız gibi.

Galerinin kendine has özelliği olan kare seramikler ister istemez işlerin içine girdi ve ana motif (leitmotiv) olarak her iş’de kendini gösterdi. Kareler; kimi zaman bulmacanın bir öğesi, kimi zaman da hiyeroglif yerine geçtiler.

  • Yer:Maçka Sanat Galerisi
  • Adres:Eytam Cad. 31/A ?34357 Maçka Şişli İstanbul
  • Mail:[email protected]
  • Faks:0212 234 40 51

 

Pardon-Kacinci-KatGenç Küratörler Soruyor: Pardon, Kaçıncı Kat?
10 Ocak 2015 ~ 07 Şubat 2015

Küratörler / Melike Bayık & Mergüze Günay

Sanatçılar: Recep Akar, Mustafa Duymaz, Didem Erbaş, Murat Germen, Şifa Girinci, Emre Kantaşlı, Volkan Kızıltunç, Manbor, Ali İbrahim Öcal, Saliha Yılmaz

Küreselleşen dünya düzeni ve kent hayatının baskıcı dinamikleri karşısında sanat konjonktürü dâhilinde ne türden önermeler yapılabilir? “PARDON, KAÇINCI KAT?”, kent ve doğa ilişkisi üzerinden sanat alanında dönüşümün olanaklarını sorgulayan genç küratörlerin yönelttiği meşru soruları irdeliyor. Sergi bu sorular ve onlara getirilebilecek yanıtların peşine düşüyor.

Bu sergi kent ve doğa üzerine izleyiciye bir rapor sunma hevesinde değil. Serginin iki bölümünü mümkün olduğunca birbirinden koparmak; buna karşın diyalog alanlarını da korumak üzere tasarladık. Yaygın olarak işlenmiş kent-doğa ikiliğini iki genç küratör olarak aslında yapıtaşlarına ayırıp; küratörlük mekanı mı, eserleri mi, ilişkileri mi ön plana alarak bizi en çok heyecanlandıran şeyi ortaya koyar diye sorduk. Küreselleştirme biçimlerinin somut etkilerinin tam da gözünün içine bakan bir jenerasyondan post-modern ütopyaların, mega kentlerin, sanat ve izleyici arasında açılan mesafenin ve bu yersiz-yurtsuzluğun bizi sürüklediği ruh durumunu gayri-resmi bir çerçevede yalın bir soru olan, ama betonun ve yabancılaşmanın tınısını taşıyan “Kaçıncı Kat?” ile aktarmak istedik.

Sanatçılar Recep Akar, Mustafa Duymaz, Didem Erbaş, Murat Germen, Şifa Girinci, Emre Kantaşlı, Volkan Kızıltunç, Manbor, Ali İbrahim Öcal ve Saliha Yılmaz’ın eserlerinin yer alacağı serginin açılışı 10 Ocak’ta gerçekleşecek. Sergi 07.02.2015 tarihine kadar MERKUR’de görülebilir.

Sergi Koordinatörü / Düzelti: Sena Danışman

  • Yer:Galeri Merkur
  • Adres:Mim Kemal Öke Cad. Erenler Apt. No: 12 D: 2 Nişantaşı Şişli İstanbul
  • Mail:[email protected]
  • Faks:0212 225 37 37

 

muhtesem-yuzyilteshir-i-ihtisamMuhteşem Yüzyıl: Teşhir-i İhtişam
29 Aralık 2014 ~ 10 Şubat 2015

“Muhteşem Yüzyıl” şimdi de dünya çapında bir sergi prodüksiyonu ile Maslak’ta yeni açılan Uniq İstanbul Kültür ve Sanat Merkezi içinde yer alan UNIQMÜZE’de ziyaretçilere kapılarını açtı.

TİMS Productions ve Istanbul Exhibitions tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen “Muhteşem Yüzyıl: Teşhir-i İhtişam” sergisi, Muhteşem Yüzyıl’ın ruhuna dokunma ve dünyasını yakından hissetme şansı veriyor.

Muhteşem Yüzyıl’ın büyüleyici atmosferi; dekorları, kostüm ve aksesuarları, mücevher ve taçlarıyla sergiye aktarıldı.

Ziyaretçiler, 4 sezon boyunca hafızalardan silinmeyen büyüleyici atmosferin zenginliğini ve içinde bulunma deneyimini yaşayacak ve daha önce hiç görülmemiş, sadece bu sergi için üretilen çok özel sürprizler ile karşılaşacaklar.

“Muhteşem Yüzyıl: Teşhir-i İhtişam” sergisinde ziyaretçileri zengin bir içerik, şaşırtıcı multimedya uygulamaları ve çok daha fazlası bekliyor.

– 0-6 yaş grubu Uniq Müze’ye ücretsiz girebilir.
– Biletler üzerinde yazan gün geçerlidir.
– Uniq Müze’ye profesyonel kamera, fotoğraf makinası, ses cihazı vb. ile giriş özel izne tabiidir.
– Öğrenci indiriminden yararlanan kişilerin resmi ve geçerli bir öğrenci kimliği ibraz etmesi yeterlidir.
– Uniq Müze’ye yiyecek-içecek ile girilemez.
– Uniq Müze bilet fiyatlarında değişiklik yapma hakkını saklı tutar.

  • Yer:UNIQMÜZE
  • Ücret:Tam 35.00 TL – Öğrenci 28.75 TL
  • Nereden Alınır:Biletix Çağrı Merkezi: 0216 556 98 00 Biletix Satış Noktaları,www.biletix.com ve Mekan gişe

bilim-tuneliBilim Tüneli Sergisi
25 Aralık 2014 ~ 12 Şubat 2015

Bilim Tüneli Sergisi, 1 Aralık 2014 – 12 Şubat 2015 tarihleri arasında Mall Of İstanbul – 1’de son buluşları teknolojiseverlerin beğenisine sunacak.

Bilim ve teknolojiyi laboratuvarın dışına taşıyan, son 13 yılda 18 ülkede, 30 şehirde, 10 milyon ziyaretçinin gezdiği Bilim Tüneli Sergisi, son araştırma buluşlarını ve perspektiflerini dünya çapında başarılı bir şekilde tanıtıyor.

Küreselleşen bilim, bilim iletişiminde yeni nesil, multimedya sergi içerikleri ve çok daha fazlası sizi bekliyor!

Bilim ve teknolojinin geleceği nasıl değiştireceğini gösteren Bilim Tüneli Sergisi’nde büyüleyici bir deneyim yaşayacak, evren, madde, yaşam, karmaşıklık, beyin, sağlık, enerji ve toplum konularında gelecekte neler olacağını bugünden öğreneceksiniz.

Adını Nobel ödüllü Alman fizikçiden alan Max Planck Topluluğu, kar amacı gütmeyen ileri bilim için çalışan bağımsız bir araştırma kuruluşu. Max Planck Topluluğu, dünya çapında tanınmışlığı ile bilim ve teknoloji araştırmalarına önderlik ediyor. 2006 yılında yapılan bir araştırmada üniversite olmayan enstitüler arasında kurum, bilim araştırmaları alanında 1., teknoloji araştırmaları alanında 3. seçildi.

01.12.2014 – 12.02.2015 tarihleri arası her gün saat:10:00 – 22:00 arası ziyaret edebilirsiniz.

  • Yer:Mall Of İstanbul-1
  • Adres:Süleyman Demirel Bulvarı. TEM Basın Ekspres kavşağı. Başakşehir İstanbul
  • Ücret:Tam 23.00 TL Öğrenci 13.00 TL
  • Nereden Alınır:Biletix Çağrı Merkezi: 0216 556 98 00 Biletix Satış Noktaları,www.biletix.com ve Mekan gişe

 

Nejat-Kavvas-Saydam-MasallarNejat Kavvas – Saydam Masallar Cam Sergisi
15 Ocak 2015 ~ 15 Şubat 2015

Yeni Zelanda’da yaşayan Türk sanatçı Nejat Kavvas’ın İstanbul’daki ilk kişisel sergisi “Saydam Masallar” Galeri Selvin 2’de açılıyor.

Camı bir simyacı gibi işleyip adeta bambaşka bir anlama büründüren Nejat Kavvas kadını, doğayı, soyut formları hayatı boyunca içinde yaşadığı çok kültürlülükten beslenerek yeniden yorumluyor. Mükemmel bir tekniği estetikle buluşturan sanatçı dışavurumcu renkleri holografik bir yaklaşımla camın içinde özgür bırakıyor, malzemenin yapısıyla oynayıp onu farklı dokulara dönüştürüyor. Camı bir madde olarak tarihten beri kullanılageldiği pratik bağlamından koparıp ona ruh vererek bir nesneden öteye taşıyor ve ona sanat pratikleri içinde hak ettiği yeri vererek onurlandırıyor.

Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olan Nejat Kavvaş, cam eğitimini Stipglass Cam Okulu, Tilburg Hollanda 2010, Cam Ocağı İstanbul 2009, California Polytechnic State University, San Louise Obispo California, Pilchuck Cam Okulu, Seattle, Washington, 2009, Art Station Sanat Okulu, Auckland Yeni Zelanda, 2008 de yaptı.

Ayrıca Claudia Borella Cam Okulunda uzman kalıp yapım teknikleri kursu, 2012, Cam Ocağı, İstanbul “A dan Z ye kalıp yapım teknikleri ve fırında cam döküm” kursları verdi.

Armaggan Gallery, Art 24/7 Volume: 2 sergisi, İstanbul,Armaggan Gallery, İstanbul Gurup Sergisi, İstanbul, 2011, SOFA Chicago Sanat Fuarında Sergi, Türk Kültür Vakfı 2011, Ron Şang Gallery sergisi, 2011, Red Spot Gallery, “Cam Ustaları” sergisi 2011, Armaggan Gallery, İstanbul grup sergisi 2011, Flagstaff Gallery, Auckland Yeni Zelanda, “Glassification” sergisi 2010, Ron Şang Gallery, Auckland Yeni Zelanda, Group sergisi 2010, Uxbridge Creative Centre, “Exposed” Sergisi, Auckland, Yeni Zelanda 2010, Molly Morpeth Canaday Ödül sergisi Yeni Zelanda 2010, Ranamok Ödül Sergisi, Avustralya 2009, Art Station Sanat Okulu, “Ten Year of Glass” sergisi, Yeni Zelanda 2009 da sergilerine katıldı.

Masif cam yapıların işlenme sürecindeki büyük zorluk ve zahmetlere yenilmeden ustalığını sanatçı ruhuyla birleştiren Nejat Kavvas’ın “Saydam Masallar” adlı kaçırılmayacak sergisi 15 Ocak – 15 Şubat 2015 tarihlerinde Galeri Selvin 2’de görülebilir.

  • Yer:Galeri Selvin 2
  • Adres:Bebek Arnavutköy Cad. (1. Cadde) 20/A Arnavutköy Beşiktaş İstanbul
  • Mail:www.galeriselvin.com

 

sahin-kaygun-sergisiŞahin Kaygun Sergisi
20 Kasım 2014 ~ 15 Şubat 2015

İstanbul Modern, Türkiye fotoğrafçılığında farklı arayışlarıyla öncü bir rol üstlenen Şahin Kaygun üzerine, sanatçının 1992’de vefatından sonra düzenlenen en kapsamlı sergiyi hazırlıyor.

Disiplinlerarası kavramının Türkiye’de henüz gündeme gelmediği 1980’li yıllardaki fotoğraf kültüründe resim, grafik, fotoğraf ve sinema gibi farklı alanları birbirine yakınlaştıran Şahin Kaygun, fotoğrafın tekniğine ilişkin yeni ve şaşırtıcı uygulamalar gerçekleştirdi. Türkiye’de fotoğraf çalışmalarının farklı sanat dallarıyla bağını çağdaş bir yorumla arayan sanatçı, teknikler arasındaki sınırları zorlamaya devam etti.

Detaylı bir arşiv çalışmasının ardından gerçekleşecek sergi, Kaygun’un 1980’lerden itibaren fotoğraf üzerinde ilk deneysel müdahalelerde bulunduğu, Türkiye’de bir ilk teşkil eden Polaroid çalışmalarından en son dönemine kadar uzanıyor. Sanatçının fotoğraf üzerine katmanlar ekleyerek ilerlediği teknik arayışlara paralel olarak, Kaygun’un ele aldığı yaşam ve ölüm temaları üzerinden bilincin sınırlarında, rüya ve gerçeklik arasında bir anlatının izleri sürülüyor. 80’lerin politik ortamında yaşanan bireysel bunalım ve içe kapanmanın sanat alanındaki yansımalarının hissedilebildiği dönemi ele alan sergide, Kaygun’un çalışmaları zamanın ruh halini kişisel bir bakış açısıyla dışa vuruyor.

Lise yıllarında resim yaparak hayatını kazanmaya başlayan Şahin Kaygun, 1969 yılında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde grafik eğitimine başlar. Üniversite yıllarında fotoğrafla sanatsal anlamda ilgilenen sanatçı için grafik ve fotoğraf birbirini besleyen, tamamlayan iki alan olur. Kaygun’un fotoğraf üzerinde ilk manipülasyon denemelerini yaptığı Polaroid serisinden parçalar Uluslararası Polaroid koleksiyonuna dahil edilir ve çalışmaları önemli müze ve sanat kurumlarında sergilenir.

“Ben fotoğraf çekmiyorum, fotoğraf yapıyorum” diyen sanatçı için, ortaya çıkan her kare onun tasarladığı bir sahnedir. Önce zihninde kurguladığı kompozisyonu tasarlar, sonra fotoğrafı çeker; karanlık odada devam eden süreçte, rastlantılara yer yoktur. Kaygun, kazıyarak, renklendirerek, çizerek fotoğraftaki istemediği detayları siler, kendi istediklerini ekler. Baskıları üst üste bindirir, kolajlar yapar, akrilik boya ile boyar ve nihayetinde ortaya kendi iç dünyasını koyar. Burada önemli olan, zamanında tartışıldığı gibi, bu çalışmaların resim mi yoksa fotoğraf mı olduğu değildir. Kaygun’un amacı tam da disiplinlerarası bir sanat dili oluşturmaktır.

Küratör: Sena Çakırkaya

  • Yer:İstanbul Modern
  • Adres:Meclis-i Mebusan Cad. Liman İşletmeleri Sahası Karaköy Beyoğlu İstanbul

 

elif-karadayi-portrelerEliff Karadayi – Portreler
16 Ocak 2015 ~ 19 Şubat 2015

Tüm çağdaş sanat oluşumlarının sergilerine ev sahipliği yapan Gama Art Gallery, ressam Eliff KARADAYI’nın PORTRELER başlığı altındaki kişisel sergisini 16 Ocak- 19 Şubat tarihleri arasında sanatseverler ile buluşturuyor.

Sanat’ı kendisi için kendini tarif ve tamir etme aracı olarak gören Eliff Karadayı’nın Portreler adını verdiği sergisi hayatına girmiş, hayatından teğet geçen veya hayatında çok ciddi etkileri olmuş insanların seneler içinde birikmiş çizimlerinden oluşuyor. Portrelerinde naif ve çocuksu öğeler ağır basıyor, ara renkleri tercih etmeden ve boyaları birbirine karıştırmadan çoğunlukla ana renklerle yalın ve basit bir dil içinde tanıdığı bu insanları yansıtıyor, çocuksu bir dille çocuksu olmayan olgunluktaki insanları anlatıyor.

Sanatçı diyor ki; Bana göre sanatın amacı sınırları kaldırmak olmalı. Bir sanat yapıtının dili, dini, milliyeti, ırkı yoktur. Sanat, insanlar ve ülkeler arasındaki sınırları ortadan kaldıran en doğru mecra. Sanat üretimlerimi herhangi bir kategoriye dahil etmeden soyutlayıcı bir dışavurum üzerinden modernist bir anlayışta ele aldığımı söyleyebilirim. Sanatın, iyileştirici, özgürleştirici enerji ve güç veren yanına inanıyorum. Resim benim bitmek tükenmek bilmeyen yaşam kaynağım…

Eliff Karadayı Kimdir? Yeditepe Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’nden mezun oldu, ancak küçüklüğünden bu yana resme olan ilgisini hiç kaybetmedi. Bir dönem Nevin Çetin Atölyesi’nden eğitim aldı. İşin ilginç yanı eserleri büyük beğeni toplasa da o hiçbir zaman yaptıklarının kayda değer olduğunu düşünmedi. taaki üniversitede okurken bir arkadaşının yönlendirmesiyle yurtdışında başvurduğu bir bursun kabul görmesine kadar. San Francisco School of Art kendine güven duymasını sağladı. Daha sonra NYU’ da asistanlik teklifi aldı ve bunu takiben kendisinden Sciences Po Paris de secmeli ders olarak Collage and Sculpture dersi vermesi istendi. Bu süre zarfında Türkiye’deki sanat piyasasınının, özellikle genç sanatçılara eğilen koleksiyonerleri arasında hızla yükselen bir başarı grafiği yakaladı. Pop Art’ın Türkiye’deki genç temsilcisi olarak tanındı. ‘’MAAİLE” 14. solo sergisidir. Çalışmalarına Balat’taki atölyesinde ve Gama Gallery’ de devam etmektedir.

  • Yer:Gama Galeri
  • Adres:Turnacıbaşı sok. No:21 Beyoglu Taksim Beyoğlu İstanbul
  • Mail:[email protected]

 

sehir-UzunlamasinaŞehir: Uzunlamasına Sergisi / Mağara
27 Aralık 2014 ~ 19 Şubat 2015

İstanbul’un alışılagelmiş şehir manzaraları bu kez farklı bir fotografik anlatımla karşımıza çıkıyor… Fotoğrafçıların, uzun pozlamalar ve siyah/beyaz bir anlatım diliyle yorumladığı tanıdık mekanlar, farklı görsellikleriyle 27 Aralık – 19 Şubat arasında “Şehir: Uzunlamasına” sergisinde MAĞARA’da ziyaretçilerini bekliyor.

Fotoğrafçı ve eğitmen Muammer Yanmaz’ın 40 Haramiler fotoğraf grubuna eğitim verdiği stüdyosu MAĞARA’da, Coşar Kulaksız’ın danışmanlığında, “2. Fine Art Fotoğraf Atölyesi” gerçekleşti. Atölye sonunda oluşan “Şehir: Uzunlamasına” başlıklı sergi, klasik sokak fotoğrafçılığı temeli üzerine sanat fotoğrafının nasıl inşa edilebileceği hakkında fikirler veriyor.

Küratörlüğünü de Coşar Kulaksız’ın üstlendiği sergi, alışılagelmiş İstanbul şehir manzaralarını, uzun pozlandırmalar ve siyah/beyaz bir anlatım dili ile farklı bir fotografik yaklaşımda izleyiciye sunuyor. Sergide yer alan her fotoğraf aslında sağdan ve soldan çekilen iki farklı açının tek bir noktada görsel birleşimi üzerine kurgulandı. Böylece, izleyicilere bir mekanın, uzun pozlama ve ikili anlatım diliyle görsel olarak nasıl algılandığı ve hissettirdikleri aktarılıyor.

Fine Art fotoğraf atölyesi ve sonunda oluşturulan bu sergi; fotoğrafın sadece anlık bir tespit değil, aynı zamanda bir sanat mecrası olarak algılanabileceğine dair izlenimler vermesi açısından da önem taşıyor.

Fotoğrafçılar: Ali Efe Yılmaz, Alican Ekin, Aysun Hürol, Burcu Hakman, Gökçe Halulu Çevikoğlu, Gülşah Gencer, Gürkan Kurban, Ilgın Yaroğlu, Kübra Karaçizmeli, Selin Devran, Serli Hamamciyan, Şeyda Soydamal Türk.

  • Yer:Mağara
  • Adres:Eski Osmanlı Sok No: 21 / 1 Mecidiyeköy Şişli İstanbul 
  • Telefon:0212 266 66 74

 

yabanci-topraklardaJacques Tange – Yabancı Topraklarda
08 Ocak 2015 ~ 21 Şubat 2015

Jacques Tange 1960’da Vlissingen’de doğmuştur. Hollandalı sanatçı, Rotterdam Sanat Okulu’nu bitirdikten sonra 1984 yılı itibariyle aktif olarak eser üretmektedir. Sanatçının yeteneği, 2005-2006 yıllarında Hollanda’da ‘’Yılın Sanatçısı’’ seçilmesiyle tescillenmiştir. Tange’nin eserleri ortaçağın resimlenmiş el yazmalarına dayanmaktadır fakat zaman içinde, bugünkü dünyaya ve insanın dünyadaki yerine yorumlanmıştır.

Jacques Tange’nin kişisel sergisinin başlığı olan ‘Yabancı Topraklarda’ , sanatçının ilk kez tanımadığı ve yabancı olduğu bir ülke olan Türkiye’de sergi gerçekleştirecek olmasından doğmuştur. Bu sergi onu alışık olduğu ve yaşadığı Avrupa kıtasından bir adım dışarıya çıkarmaktadır.

Tange’nin eserleri hayatın kendisinden etkilenmektedir ve en önemlisi, aşktan ilham almaktadır. Kadınları övme yoluna gitmesinin nedeni ise onların gücünün dünyayı kurtaracağını düşünmesinden ötürüdür. Tange’nin eserlerindeki kadınlar güzel, kuvvetli ve azimlidir. Sanatçı, kadınlara olan sevgisini onları eserlerinde arzu nesnesi olarak değil, anne ve sevgili olarak göstererek yansıtır. Kadınların erkekler gibi güç tutkunu olmadığını fakat aslında gücün kendisi olduklarını düşünmektedir.

Eserlere yansıyan başka bir konu ise sanatçının evrene ve geleceğe ilişkin kaygılarıdır. Evrenin hepimizin koruyucu ve besleyicisi olduğunu söyleyen Tange, onu yeteri kadar koruyamadığımızı belirtmektedir. Bizi koruyan evrene sahip çıkamamamız kendimize de sahip çıkamamak anlamına gelmektedir. Hava kirliliğini yaratan, ormanları yok eden, hayvanları ve hatta birbirimizi öldüren bizlerin betonla kaplı bir ormanda yaşadığımızı, şehirlerimizi giderek büyüttüğümüzü ve bir zamanlar olduğumuz saf halimizden giderek uzaklaştığımızı düşünmektedir; bir zamanlar güneşin altında özgür olan ve doğanın geri kalanıyla da uyum içinde yaşayan bizlerden…

Neyse ki, sanatçının eserlerinde her zaman bir çıkış yolu vardır ve bu bir kaçış alanıdır; bir parça mavi gökyüzü, özgür ve düz bir alana çıkış yolu, bizi başka bir yöne uçurabilecek bir balon, ya da aşk veya mutluluk için ufak bir işaret…

  • Yer:ART350
  • Adres:Bağdat Caddesi No: 350 34738 Kadıköy İstanbul
  • Web:www.art350.com

 

Merve-Hasman-1Merve Hasman – Bana Baktığını Biliyorum / I Know You Are Looking At Me
15 Ocak 2015 ~ 28 Şubat 2015

Son dönemin genç ve sıradışı fotoğraf sanatçılarından Merve Hasman’ın, ‘Bana Baktığını Biliyorum’ (I Know You Are Looking At Me) adını verdiği ve The Istanbul Edition Otel ile işbirliği yaptığı son fotoğraf sergisi 15 Ocak akşamı verilecek kokteyl sonrası açılacak. Hasman, Edition marka konseptinin ana unsurları olan “büyüleyici zarafet, doğallık ve tutku”yu fotoğraflarına yansıttı.

Sanatçı, The Istanbul Edition’da gerçekleştireceği fotoğraf sergisi için ‘modern yaşamın yoğun temposundaki kişinin şehirden kaçışını, iç dünyasına gerçekleştirdiği yolculuğu, ve huzuru keşif sürecini’ objektifine yansıttığını söyledi.

The Istanbul Edition için özel olarak hazırlanan sergisinin açılış kokteyline sanat, cemiyet ve iş dünyasından çok sayıda davetlinin katılması bekleniyor. Doğal ve çarpıcı karelerin yer aldığı fotoğraf sergisi gezecek katılımcılar kısa film gösteriminin ardından sergiyi dolaşabilecek ve fotografları sanatçıyla birlikte değerlendirebilecekler. Sergi ve film gösterimi Şubat ayının sonuna kadar The Istanbul Edition’da izlenebilecek.

Teknik eğitimlerini İsviçre, Milano ve Amerika’da alan genç sanatçı fotoğrafçılıkta öğrenme sürecinin devamlılığına değinerek: ‘Her gün yeni bir şey öğreniyorum, bunun yaşla ve tecrübeyle de alakası yok. Teknoloji de, hayat da çok hızlı ilerliyor. 80 yaşına kadar fotoğraf çekmek istiyorum ve eminim o yaşta da hâlâ öğrenecek bir çok şeyler bulacağım’ açıklamasında bulundu.

The Istanbul Edition’da gerçekleştireceği fotograf sergisi için; doğal güzelliği ve kişinin iç dünyasına gerçekleştirdiği huzurlu yolculuğu hikayeleştirdiğini, bunun günümüz temposunda yoğun çalışan modern insan profili için uygun ortam ve koşullar sağlandığında şehrin merkezinde bile mümkün olabileceğini aktarmaya çalıştığını sözlerine ekledi.

  • Yer:The Istanbul Edition

 

Nesren-JakeNesren Jake – SINS / GÜNAHLAR sergisi
08 Ocak 2015 ~ 28 Şubat 2015

“Her Şeyi Sorgula” mesajı veren işlerini Pop-Propaganda olarak tanımlayan Nesren Jake, günahların kime ve neye göre olduğunu sorgulattığı SINS / GÜNAHLAR sergisi, 7 Ocak 2015 Çarşamba G-art Beyoğlu’nda…

Amacı, var olan toplumsal düzen(ler)i ve verdiği hasarları insanlara anlatabilmek olan, işlerinin tarzını pop-propaganda olarak tanımlayabildiğimiz Nesren Jake eleştirel zekası ile dikkat çekiyor. Ürettikleri bir taraftan güncel olanla hesaplaşırken, diğer bir taraftan da daha derin katmanlarla zamana yayılan eleştirel anlamlar barındırıyor. Siyasal ve ekonomik düzenlerin propagandalarını, kullandığı ironik sembolleri aracılığıyla dezenformasyona uğratıyor. Yani kullandığı popular kültür imajlarının verdiği bilinçaltımıza yerleşen toplumsal mesajları, kendine has yöntemleriyle tekrar sorgulamamıza yardımcı oluyor.

Bu sergide üzerine oldukça düşünmemiz gereken Günah kelimesi, genellikle dini bağlamda Tanrı’nın arzu ve emirlerine uygunsuz her şeyi tanımlamak için kullanılır. Tanrı’nın açıkladığı standartlara ve emirlere karşı yapılan bilinçli ihmalkarlık veya inkar olarak da açıklanabilir. Birçok farklı inanç ve felsefede, dini nitelik taşısın taşımasın, günah kavramı mevcuttur. Günah sözlükte; “isyan, karşı gelme, suç, kabahat” manalarına gelir. Peki bu karşı gelme sadece Tanrı’ya karşı mıdır, yoksa insanlar da birbirlerine karşı günah işlemekte midir? Önemli olan inanç mı, yoksa kime veya neye karşı sorumlu olmanın bilinci midir? İşte bu noktada Nesren Jake günahların kime ve neye göre olduğunu sorguluyor ve kadim bilgelik zincirinin halkalarını birer birer aralıyor.

1984 doğumlu sanatçı, 2010 yılında aktif olarak sanatsal tasarılarını ve düşüncelerini hayata geçirmeye başladı. Genelde bir seriyi tamamlamak ya da tek bir iş çıkartmak yerine karışık düzende farklı formatlarda ve konularda işler yapmayı tercih eden sanatçı, böylece belli bir noktaya odaklanmaktan kaçınarak, çoğunluğun benimsediği bakış açılarına eleştirel olarak bakıyor. Anlatım dili bazen ağır, bazen de hafif bir şekilde eleştiri-alay çerçevesinde kurgulanıyor.

  • Yer:G-Art Galeri
  • Adres:Tomtom Mah. Kumbaracı Yokuşu No: 37/A Beyoğlu İstanbul 
  • Mail:[email protected]

 

Lozandan-cumhuriyete-inonuLozan’dan Cumhuriyet’e İsmet İnönü Sergisi
29 Aralık 2014 ~ 28 Şubat 2015

Lozan Antlaşması’nın imzalanmasının 90. yılı etkinlikleri kapsamında geçtiğimiz yıl İnönü Vakfı tarafından hazırlanan “Lozan’dan Cumhuriyet’e İsmet İnönü” sergisi İnönü Vakfı’nın arşivlerindeki belge ve fotoğraflarla, Lozan’ın imzalanmasından Cumhuriyet’in ilanına, erken Cumhuriyet yıllarından, iç ve dış politikaya kadar çeşitli toplumsal, ekonomik ve kültürel dönüşümleri İsmet İnönü ekseninde gözler önüne seriyor. Sergide ziyaretçiler; dokunmatik ekranlar ve video enstalasyonları aracılığıyla interaktif olarak belge ve Atatürk ve İsmet İnönü’nün hayatlarının kronolojisi, yazışmalar, telgraflar, fotoğraflar hatta kamera görüntülerinin yer aldığı, gazete ve dergi kapakları, mühürler, madalyalar, nişanlar, imzalanan antlaşmalar, resmi yazışmalar, müzakerelere ait birçok belgenin de yer aldığı sergi, Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde 24 Aralık 2014- 28 Şubat 2015 tarihleri arasında gezilebilir. Kadıköy Belediyesi Etkinliği

  • Yer:Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi
  • Adres:Bağdat Cad. Haldun Taner Sok. No:11 Kadıköy İstanbul
  • Mail:[email protected]

 

Balkan-Naci-islimyeliBalkan Naci İslimyeli – Bir Şey Söyle
13 Ocak 2015 ~ 28 Şubat 2015

EKAV / Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı yeni yılın ilk sergisine çağdaş sanatın önemli temsilcilerinden Balkan Naci İslimyeli’nin son yapıtlarından oluşan “Bir Şey Söyle” ile 13 Ocak – 28 Şubat 2015 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.

Sanatçı bu projesinde tuval, video, fotoğraf, giysi heykel ve metnin birlikte oluşturduğu ortak bir dil kullanıyor.

Balkan Naci İslimyeli 1990’ların başından bu tarafa yoğunlaştığı temel bir izleğin alanını son sergisiyle daha da genişletiyor ve şöyle diyor “Küresel iletişim ağının ürkünç boyutlarda yükselen gücü karşısında kısılan insan sesini yeniden duyabilecek miyiz… Konuşan biz miyiz, duyduğumuz sesler bizim mi… Ses tellerimiz hangi biodigital kontrol noktaları arasında gerili duruyor… Bu sergi susmak konuşmak ve susturulmanın ara sesleri üzerine görsel bir soruşturmadır.”

Balkan Naci İslimyeli sergi süresince galeri mekânında yapacağı iki söyleşide bu kavramla ilgili diğer sergilerini de izleyicilere tanıtıp tartışacak. Sergiyi Türkiye’nin ilk online sanat televizyonu www.ekavart.tv de izleyebilirsiniz. ZİYARET SAATLERİ : Pazartesi – Cuma 11:00-18:30 / Cumartesi 12:00-18:30

  • Yer:Ekavart Gallery
  • Adres:Askerocağı cad. Ritz Carlton Otel, Süzer Plaza No:15 Gümüşsuyu Beyoğlu İstanbul 
  • Mail:[email protected]
  • Faks:0212 252 81 31

 

irem-Sozenin-Objektifindenİrem Sözen’in Objektifinden Geri Bak
21 Ocak 2015 ~ 21 Mart 2015

Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi “Operation Room”, İrem Sözen’in “Geri Bak” adlı sergisine 21 Ocak – 21 Mart 2015 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Bir dönemin tahlilini fotoğraflarla sunan sanatçının seyircisini davet ettiği sergisi Pazar günleri hariç her gün 10:00-19:00 saatleri arasında Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi “Operation Room”da gezilebilir.

İrem Sözen “Geri Bak”la eski albümlerden bulduğu hem kendisinin hem de aile bireylerinin çekmiş olduğu kimi fotoğraflarla kişisel kayıtlarını birleştirerek, bir dönemin tahlilini yapıyor. Hafızanın kronolojiden saparak yığılmasından yola çıkarak, belli bir dizin olmaksızın ileri ve geri sıçrayışlarla zihinsel hafriyatını bir sonradan bakma eylemi halinde gerçekleştiriyor.

Sanatçının kişisel kayıt olarak adlandırdığı bu belgelerde, temas edilmiş karakterlerin portrelerinin kapladığı alanın büyüklüğü, aslında hafızanın sadece zamanda değil, özneler arasında da sıçrayışlar gerçekleştirdiğini gösteriyor. Yakınlığa dayalı ortak tarihin içindeki paydaşların bireyin kendisine bahşettiği anıları bulanıklaştırmak pahasına karşısındakinin tarihini sahiplenişine, ona tutunuşuna şahit oluyoruz. Yakınlık nerede başlayıp nerede biter? Bir eylem olarak fotoğraflama halindeki yalnızlık ne kadar esastır? Başkasından ne kadar beslenmekte veya onun ne kadar kuşatması altındadır?

  • Yer:Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi
  • Adres:Güzelbahçe Sok. 20. Nişantaşı Şişli İstanbul
  • Mail:[email protected]

 

dunya-savasinda-propaganda1. Dünya Savaşı’nda İttifak Cephesinde Savaş ve Propaganda
29 Aralık 2014 ~ 22 Mart 2015

1. Dünya Savaşı’nın 100. yılını anmak üzere İttifak cephesinde yer alan devletlerin yürüttüğü halkla ilişkiler süreçlerini, bir başka deyişle propaganda kampanyalarını anlatan sergi, Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde (ANAMED) açıldı. “1. Dünya Savaşı’nda İttifak Cephesinde Savaş ve Propaganda” ismini taşıyan sergide posterlerden, kartpostallara, sembolik ödüllerden madalyalara kadar pek çok tarihi doküman ve obje yer alıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş döneminde müttefikleriyle geliştirdiği ilişkileri de gözler önüne seren sergi 22 Mart 2015 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Ömer M. Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerin yer aldığı serginin küratörlüğünü Bahattin Öztuncay üstleniyor.

  • Yer:Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi
  • Adres:İstiklal Cad. Nuru Ziya Sok. Beyoğlu İstanbul 
  • Telefon:0212 393 60 00

 

PabucPabuç, Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonundan Sergisi
03 Aralık 2014 ~ 31 Mayıs 2015

Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi, kadınların vazgeçilmez tutkusu olan ayakkabıların geçmişine uzanan eşsiz bir sergiye ev sahipliği yapacak. 19. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar geçen zamana ait ayakkabıların yer aldığı ‘Pabuç, Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonundan’ adlı sergi, 27 Kasım’dan itibaren Sadberk Hanım Müzesi’nde görülebilecek.

Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi, 19. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar geçen döneme ait pabuçların yer aldığı tarihi koleksiyonu ziyaretçileriyle buluşturmaya hazırlanıyor. 27 Kasım’da ziyarete açılacak ‘Pabuç, Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonundan’ adlı sergi, 31 Mayıs 2015 tarihine kadar gezilebilecek.

‘Pabuç, Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonundan’ sergisinde; çoğunluğu Osmanlı’nın son döneminde üretilen ayakkabı ve terlikler oluştururken, Orta Asya, İran, Kuzey Afrika, Hindistan ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden de örnekler yer alıyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında üretilen ayakkabıları da kapsayan 127 parçalık koleksiyon, geleneksel anlayışın yanı sıra Batı modasını yansıtan çizme, bot, ayakkabı, terlik ve nalın gibi çeşitli modelleri de bir araya getiriyor.

Deri ve kumaştan yapılmış, çoğu sırma, gümüş, tel, kılabdan ve boncuk ile süslenmiş ürünler arasında Mısır Hıdiv ailesinden Prenses Atiye’ye ait olan gelin ayakkabısından, Bursa Valisi Ahmet Münir Paşa ile Pervin Hanım’ın kızı Memduha Hanım’ın 3-4 yaşlarındayken giydiği çocuk potinine kadar ilginç hikâyelere sahip birçok eser bulunuyor. Ahşaptan oyularak yapılmış, sedef, fildişi ve gümüş malzemelerle süslenmiş nalınlar da sergide dikkat çekiyor. Koleksiyondaki etiketli ayakkabı örnekleri ise Osmanlı’nın son dönem ayakkabı üreticileri ve satıcıları hakkında bilgi veriyor.

‘Pabuç, Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonundan’ sergisi, Çarşamba günleri hariç her gün 10:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

  • Yer:Sadberk Hanım Müzesi

 

picture-the-worldPicture The World – Burhan Doğançay’ın Objektifinden Dünya
25 Kasım 2014 ~ 07 Haziran 2015

Ressam Burhan Doğançay’ın çektiği fotoğraflar; TEB Özel’in desteğiyle ilk kez Doğançay Müzesi’nde sergileniyor! İnsanın izini, kentin duvarlarından başlayarak süren sanatçının fotoğraflarının yer aldığı “Picture The World” başlıklı serginin resmi açılışı; 25 Kasım Salı akşamı özel bir davetle gerçekleştirilecek.

Türkiye’nin en önemli sanatçılarından Burhan Doğançay’ın fotoğrafları; TEB Özel’in desteğiyle ilk kez sanatseverlerle buluşuyor. “Picture The World” başlıklı sergide bu kez; eserleri dünyanın en önemli müzelerinin daimi koleksiyonlarında yer alan sanatçının ilham kaynağını oluşturan fotoğrafları sergileniyor.

Burhan Doğançay’ın objektifine yansıyan eserlerin yer aldığı sergiye Türkiye’nin ilk çağdaş sanat müzesi olan Doğançay Müzesi ev sahipliği yapıyor. 100’e yakın fotoğrafın yer aldığı sergi; sanatçının 85. doğum yıldönümünde Doğançay Müzesi’nin 10. yılını kutlamak amacıyla, 12 Eylül’de sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Serginin resmi açılışı ise, özel davetlilerin katılımıyla 25 Kasım Salı akşamı gerçekleşecek.

Kent duvarlarını ait olduğu ülkenin, şehrin, mahallenin ve sokağın sosyo-ekonomik yüzü ve toplumun aynası olarak gören Doğançay’ın fotoğraf karelerinde; New York’tan Togo’ya dünyanın dört bir yanından izler bulunuyor.

Brooklyn Köprüsü’nün 1986-1987 yıllarındaki ilk büyük bakımı sırasında köprünün üzerine çıkmasına izin verilen tek sanatçı olan Burhan Doğançay’ın çektiği çok özel New York fotoğrafları, serginin en değerli parçaları arasında gösteriliyor. Sanatçının, New York’un “gökyüzünün kovboyları” olarak bilinen “ironworker”larıyla birlikte geçirdiği tehlikeli anlarının fotoğraflarının da yer aldığı sergide; Doğançay’ın gözünden kentlerin ve insanların sosyal ve psikolojik izleri sürülüyor.

“Picture The World” sergisinde yer alan fotoğraflar; önümüzdeki aylarda düzenlenecek bir müzayede ile satışa çıkacak. Sanatın ve sanatçının yanında yer alan, Türkiye’de en köklü özel bankacılık hizmetini sunan TEB Özel’in desteğiyle gerçekleşecek müzayededen elde edilecek gelir ise UNICEF’e bağışlanacak.

Burhan Doğançay’ın, farklı coğrafyalardan tanıklık ettiği ve sanat yaşamında izleri olan anları yansıtan “Picture The World” sergisi; 7 Haziran 2015 tarihine kadar her gün 10:00 – 18:00 saatleri arasında Doğançay Müzesi’nde görülebilir.

  • Yer:Doğançay Müzesi

PDF OLARAK İNDİR

Kaynak: Nar Sanat

20. Gezici Festival teması “Sinema Aşkına” ve günler kaldı

20. Gezici Sinema Festivali “Sinema Aşkına” teması ile 28 KAsım – 8 aralık tarihleri arasında yola çıkmaya hazırlanıyor. Festival programında, Kieslowski, Godard gibi yönetmenlerin filmleri yer alıyor.

gezici-festival-20

Ankara Sinema Derneği’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği Gezici Festival, 20’nci yılını “Sinema Aşkına!” teması ile kutlamaya hazırlanıyor. 28 Kasım – 8 Aralık 2014 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak festival,Ankara’dan yola çıkacak. 28 Kasım – 4 Aralık’ta başkentteki gösterimleri devam ederken, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nin katkılarıyla, 3 – 7 Aralık tarihleri arasında Eskişehir’e konuk olacak. Gezici Festival yolculuğunu, Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin katkılarıyla, 5 – 8 Aralık’ta Sinop’ta tamamlayacak.

Dünya ve Türkiye sinemasının seçkin örneklerini yurdun değişik kentlerindeki sinemaseverlerle buluşturmak ve Türkiye sinemasını dünyaya tanıtmak için tam 20 yıldır yollarda olan Gezici Festival, bugüne kadar toplam 5 ülke ve 23 şehre giderek, 56 bin 872kilometre yol katetti. Sinema sevdasıyla 20 yıldır kent kent dolaşan festivalde, bu yıl aynı tutkuyla sinema yapan yönetmenlere özel bir bölüm ayrıldı. “Sinema Aşkına!” sinemaya duyulan aşkın hiç bitmediğinin birer kanıtı olan ve sinema tutkusunu konu alan filmleri bir araya getiriyor.

Usta yönetmen Krzystof Kieslowski Amatör’de (Camera Buff), kamerasına giderek daha çok bağlanan ve dün- yaya yalnızca vizörden baktığı için çevresindekileri yitiren bir sinemasevere odaklanıyor. Hayat ya da sinema ikileminin bir yansıması olan filmde, çocuğunun doğumu öncesinde onu filme çekebilmek için bir kamera alan ancak kendisini film çekmenin büyüsüne kaptırıp, elindekileri yavaş yavaş kaybetmeye başlayan bir adamın hikayesi anlatılıyor.

Yönetmen Krzysztof Kieślowski

Yönetmen Krzysztof Kieślowski

Çektiği her filmle bir anlatım aracı olarak sinemanın sınırlarını zorlayan Jean-Luc Godard, son filmi Dile Veda (Goodbye to Language) ile bu kez dijital ve üç boyutlu sinemanın, Hollywood’un ufkunun çok ötesinde, derin ve çok boyutlu bir anlatıya imkan sağlayabildiğini kanıtlıyor. Her şeyin düzensiz bir sırayla cereyan ettiği film; görsel, sinematik ve akıllara durgunluk veren üç boyutlu bir keyif sunuyor.

Sinemanın olanakları üzerine bir güncel deneme olarak öne çıkan Yael Andre imzalı, Diktatör Olduğumda (When I Will Be Dictator), bir zamanlar amatör sinemacıların gözdesi olan Süper 8 formatındaki görüntüler aracılığıyla kurgulanan hikayesi ile dikkat çekiyor. Bir bilim kurgu belgeseli niteliğindeki film, sinemada gerçeklik ve kurmaca arasındaki ilişkiyi sorguluyor.

Kamerayı yetişkinlerin dünyasından çocuklarınkine taşıyan eleştirmen ve yönetmen Mark Cousins İlk Film’de (The First Movie), savaşla büyüyen ve daha önce hiç film görmemiş çocukların sinemayla tanışmasını perdeye yansıtıyor. Kuzey Irak Kürt Bölgesi’ndeki Goptapa’ya ziyaretini kaydeden Cousins’ın filmi; yer yer belgesel, yer yer kompozisyon, yer yer çağdaş günce niteliğinde bir yapım olarak seyirciyle buluşuyor.

Cem Kaya’nın, bu yıl Locarno Film Festivali’nde prömiyerini yapan filmi Motör Nam-ı diğer Remake,Remix, Ripoff, 60’lı ve 70’li yılların popüler Türk sinemasının tutkulu emektarlarını yakından tanımayı sağlıyor. Film, Yeşilçam döneminde dolaylı ya da dolaysız yollardan yabancı filmlerden etkilenmiş yapımcıları, yönetmenleri ve bu etkileşimin doğurduğu sonuçları sinemaya aktarıyor. Başkalarından alınan bir fikri kendine ait bir yapı içinde dönüştürürken ortaya çıkan yeniliklere odaklanan film, etkileşimin kültürel faaliyet olarak çok önemli olduğunu ve yaratıcılığın temelinde taklit etmenin var olduğunu vurguluyor.

Hayranlık duyduğu yönetmenin yerini almaya çalışan bir sinemaseverin gerçek hikayesinden yola çıkarak filme alınan Yakın Plan (Close-Up), aşkın nasıl saplantıya ve yanlışlıklar komedisine dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. Yönetmenliğini Abbas Kiarostami’nin yaptığı film, kendini ünlü yönetmen Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtıp, Tahranlı üst sınıf bir ailenin içine yavaşça sızan Sabzian adında, işsiz İranlı bir adama karşı açılmış bir davayla başlıyor. Sabzian’ın aileyle geçirdiği sürece ait kesitler, kamera önünde eksiksiz canlandırılıyor ve seyirci gördüğünün ne kadarı gerçek ne kadarı kurgu asla emin olamıyor.

Kiarostami’nin bu klasik yapıtını kendi işlettiği sinemada gösterime sokma hikayesini anlatan Nanni Moretti’nin kısa filmi Yakın Plan’ın Galası (Opening Day of Close-Up) da Yakın Plan ile birlikte gösterilecek. Bu kısa film, Moretti’nin meslektaşına ve anaakım-dışı sinemaya bir saygı duruşu niteliğinde

20. Gezici Festival Tanıtım Filmi

Siz yayımlamayınca zaten ‘Venüs’ün Doğuşu’ tablosu hiç var olmuyor!

Ünlü İtalyan ressam Botticelli’nin iki tablosuna TV8 rejisinin uyguladığı sansür TV8’de gündüz kuşağında program yapan Oylum Talu’yu isyan ettirdi. 

Sandro Botticelli'nin "Venüsün Doğuşu" tablosu
Sandro Botticelli’nin “Venüsün Doğuşu” tablosu

Tv 8’de yaşanan sansür skandalını Milliyet Tv yazarı Sina Koloğlu bugünkü köşesine taşıdı.

Sina Koloğlu’nun yazısının ilgili bölümü şöyle:

TV8’de gündüz kuşağında program yapıyor Oylum Talu. Geçen gün konu Botticelli’nin, ‘Venüs’ün Doğuşu’ ve ‘Primaverra’ adlı iki tablosuna geldi.

Rejideki arkadaşlarından yayına alınmasını istedi bu eserlerin. Ara anonsunda “Arkadaşlar yayına hazırlıyorlar” diye ekledi.

Aradan zaman geçti. Oylum Talu, “Venüs’ün Doğuşu’nu yayınlayamıyoruz. Bizim ekibimiz sanat eserini sansürlemeye karar verdi. Dünyanın gelmiş geçmiş  en önemli eserini sansürleyerek yayınlayacakmışız. ‘Venüs’ün Doğuşu’ sansürleniyorsa,  atalım kendimizi camdan” diye son noktayı koydu.

Bu tabloyu yayınlasa ne olurdu TV8?

RTÜK’e şikayet yağardı, “Çıplak kadın gösteriyorlar” diye. RTÜK de “Gençlerin ve çocukların ayakta olduğu saat diliminde böyle resim gösterilir mi?’ diye oy çokluğuyla ceza kararı alırdı. Büyük olasılıkla Acun Ilıcalı’ya da ‘muhafazakâr’ çevrelerden tepkiler gelirdi. Oylum Talu’nun da işine son verilebilirdi mesela.
Botticelli 1482’de bu resmi yapmış.
Geç bunları geç. O tablo Botticelli’nin, kısaca çizdiğim de bizim tablomuz.

Kaynak :[-]

Sandro Botticelli Kimdir?

Sandro Botticelli.
Sandro Botticelli.

Asıl adı Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi olan, ama daha çok Sandro Botticelli ya da Il Botticello (“Küçük Fıçı”) lakabıyla bilinen İtalyan ressamı (1 Mart 1445 – 17 Mayıs 1510). (“Küçük Fıçı”) lakabı aslında kuyumcu ağabeyi Antonio Filipepi’ye aittir. Ancak resim eğitiminden önce ağabeyinin yanında çıraklık yaptığı süreçte Alessandro da aynı lakap ile anılmaya başlanmıştır. Kuyumcu çıraklığını bırakarak genç yaşta Fra Filippo Lippi’nin atölyesinde resim, desen ve geometri öğrenmiştir. İlk yapıtlarından olan Yudit Öyküleri’nde (1472, Floransa, Uffizi Galerisi) Lippi’nin ve Lippi’den sonra yanlarında çalıştığı Antonio del Pollaiolo ve Verrocchio’nun etkileri görülür.

1470 yılında, henüz ilk tablolarıyla büyük ün kazanmıştır. Özellikle Müneccim Kralların Tapınması (1475-1476, Uffizi Galerisi) ve Madonna (Louvre Müzesi) bunlar arasında sayılabilir.

1481’de Papa IV. Sixtus tarafından Roma’ya davet edilmiş; Rosselli, Ghirlandaio ve Perugino ile birlikte Sistina Şapeli’nin süslemesinde çalışmıştır. Burada Musa’nın yaşamını canlandıran 3 fresk ile Şeytanın İsa’yı Ayartma Çabaları’nı yapmıştır. Bu eserlerinde zengin ayrıntılar görülür.

1480-1490 yıllarında, olgunluk döneminde Floransa’da Lorenzo de’ Medici’nin korumasında sanat çalışmalarını sürdürmüştür. Bu dönemde, Primavera (İlkbahar) (1482, Uffizi), Venüs ile Mars (1483, Ulusal Galeri, Londra), Pallas Athena ile Kentaur (1485, Uffizi) gibi konusunu mitolojiden alan başyapıtlar gerçekleştirmiştir. Bu arada, kiliseler, dinsel dernekler için tablo siparişleri almıştır. Meryem’in Taç Giymesi (1488, Uffizi) bunlardan biridir.

Daha sonra zarif ve özgun kompozisyonlar içeren bir dizi Madonna resmi gerçekleştirmiştir. Bunlar arasında Şamdanlı Madonna (Berlin), Magnificat Madonna’sı (1485, Uffizi) ve Narlı Madonna (1487, Uffizi) sayılabilir. Resimlerinde pastel tonlar kullanır.

1491 yılında tanıştığı Savonarola’dan ve vaazlarından çok etkilenmiştir. Son yapıtlarında bu vaazların yarattığı çelişkilerin etkileri görülür. Pieta (1498, Münih Pinakothek’i), Çarmıha Geriliş (Cambridge, ABD), İsa’nın Doğumu (1500, Londra) bu eserler arasında sayılabilir. Ayrıca yoğun anlatım gücü ve güçlü desenlerle, Dante’nin İlahi Komedya’sını resimlemiştir.

Botticelli, Rönesans resim sanatının gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Kendisini deliliğin sınırına sürükleyen kaygısı, sanatına yön vermiştir. Uçucu ve coşkulu figürler çizmiştir. Ayrıca hastalık derecesine varan zerafet duygusu eserlerine kendine özgü, şiirsel bir hava verir. Yapıtlarında hareket ve duruşun inceliği, ince uzun bedenli, uzun boyunlu ve ciddi ifadeli kadının zarifliği zengin bir doku oluşturur. Botticelli dini konu alan tablolar yapmış olsa da, dinsel bir ressam değil, güzelliğe tutkun bir ressam olmuştur.

Venüs’ün Doğuşu Tablosu hakkında

Venüs’ün Doğuşu, İtalyan ressam Sandro Botticelli’nin 1482–1486 yılları arasında tuval üzerine tempera ile çizdiği tablodur. Tabloda, Venüs’ün ergen bir kadın olarak denizden doğarak kıyıya çıkışı betimlenir. Dünyanın en bilinen resimlerinden biri olan tablo, Floransa’daki Uffizi’de sergilenmektedir.

Tablonun Tarihi : 

Girolamo Savonarola
Girolamo Savonarola

Bu büyük resim muhtemelen, tıpkı İlkbahar gibi, Lorenzo di Pierfrancesco de’ Medici’ye ait Villa di Castello için 1482’de ya da belki daha önce çizildi. Ancak bazı araştırmacılara göre, Lorenzo için çizilen ve Giorgio Vasari’nin de sözünü ettiği Venüs tablosu, artık mevcut olmayan başka bir resimdir. Kimi kaynaklarda resmi Muhteşem Lorenzo’nun sipariş ettiği belirtilir. Bazı uzmanlara göre bu tablo, Giuliano di Piero de’ Medici’nin Simonetta Vespucci’ye olan aşkının anısına çizilmiştir. Vespucci, deniz kenarında yer alan ve o bölgedeki inanışa göre Venüs’ün doğduğu yer olan Portovenere adındaki bir kasabada yaşıyordu. Botticelli de aslında eskiden, de’ Medici’nin metresi olan Vespucci’ye aşıktı. Hatta genel inanışa göre Vespucci, bu resim ve İlkbahar da dahil olmak üzere, ressamın birçok resmindeki kadın figürleri için modellik yapmıştı.

Roma Katolik geleneğine uygun sanat eserlerinni üretildiği bir zamanda ve yerde çizilmiş olan tablonun teması açıkça pagan etkileri gösteriyordu. Ressamın pagan etkisine sahip birçok başka eserinin Girolamo Savonarola tarafından yaktırılmış olmasına rağmen bu resim ortadan kaldırılmadı. Bunda Botticelli’nin Lorenzo de’ Medici ile olan yakın dostluğu sebebiyle kilisenin bu eseri sapkın ilan etmemesi rol oynadı.

Tablonun İçeriği : 

Yunan mitolojisinde Kronus, babası Uranüs’ü hadım edip cinsel organını denize atar. Sonuçta deniz döllenmiş olur ve Venüs denizden doğar. Venüs bu tabloda, bir denizkabuğu üzerinde denizden yükselip, sol taraftaki iki rüzgar tarafından kıyıya doğru sürüklenmiş şekilde betimlenir. Tabloya ilham veren antik dönem eserlerinde denizkabuğu, vulvayı simgeler. Çıplak olarak betimlenen Venüs’ün yanında, mevsim tanrıçaları olan Horae’den biri bulunur ve elindeki çiçekli pelerin ile tanrıçanın üzerini örtmeye çalışır. Ayrıca rüzgarlar Venüs’ün üzerine, ortası altın renginde güller dökmektedir.

Venüs’ün anatomisi ve çeşitli ikincil detaylar, o dönemde Leonardo ya da Rafael’in eserlerinde görülen katı klasik gerçekçiliği yansıtmaz. Bunun en belirgin örnekleri, tanrıçanın imkânsız uzunluktaki boynu ve sol omzundaki anatomik olarak mümkün olmayan açıdır. Kimilerine göre bu eser, maniyerizmi öncelemektedir.

Klasik Dönem Etkisi : 

Tabloda Ovid’in Metamorfozlar ve Fasti eserlerinin etkisi görülür. Ayrıca bu tablo Botticelli’nin, Büyük Plinius, Tarentumlu Leonidas, Sidonlu Antipater, Archias ve 2. yüzyıl tarihçisi Lukianos’un, uzun süre önce ortadan kaybolmuş Antik Yunan şaheserlerini tarif ettikleri eserlerinden yola çıkarak çizdiği bir resim serisinin parçasıdır. Örneğin bu yazarlar Apelles’in Venus Anadyomene isimli eserinden bahsederler. Anadyomene, “denizden yükselen” anlamına gelir ve 19. yüzyılda Venüs’ün Doğuşu ismi kullanılmaya başlaya kadar Botticelli’nin tablosu da bu adla anılmıştır.

Tabloda Venüs’ün duruşu, Praxiteles’in Knidos Venüsü heykelinin yanı sıra, Praxiteles ekolünü takip eden biri tarafından yapılan bir başka bronz Venüs heykelinin M.Ö. 1. yüzyıldan kalma mermer kopyası olan Medici Venüsü’nü de andırır.

Kaynaklar :[], []

Milli Saraylar Resim Müzesi’nin açılışına 2 gün kaldı

İstanbul yeni bir müzeye kavuştu. Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi, Milli Saraylar Resim Müzesi’ne dönüştürüldü. Milli Saraylar Resim Müzesi’nin resmi açılışı 22 Mart’ta gerçekleştirilecek.

ilk ve son hali

İstanbul Beşiktaş’taki Dolmabahçe Sarayı içerisinde yer alan Veliaht Dairesi, 22 Mart 2014’te Milli Saraylar Resim Müzesi olarak açılıyor. İçerisinde Türk resim sanatının 18. yüzyıldan günümüze 202 örneğinin bulunduğu müze, yedi yıl süren restorasyonun ardından ziyarete hazır hale getirildi.

Dolmabahçe Sarayı’nın Veliaht Dairesi’nde 3400 metrekare bir alana kurulan müzede 11 ayrı sergi salonu bulunuyor. Bunlar içerisinde Sultan Abdülhamid ve kendisi de ressam olan Sultan Abdülaziz’in portreleri yer alıyor. Müze içerisinde eserleri sergilenen ressamlar arasında Şeker Ahmed Paşa, Osman Hamdi Bey ve Halil Paşa gibi Türk resminin önemli sanatçıları var.

veliaht-dairesi

Milli Saraylar Resim müzesi, sadece resim sergilenmesi açısından önem taşımasının yanında, Osmanlı sultanlarından Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murad, Sultan II. Abdülhamid, Sultan V. Mehmed eşad, Yusuf İzzettin Efendi, Sultan VI. Mehmed ve Halife Abdülmecid, veliahtlık dönemlerinde bu daireyi kullanması açısından da tarihi bir değer taşıyor. Ziyaretçiler Türk resminin izlerini ve örneklerini görürken, Dolmabahçe Sarayı’nın ihtişamına da tanıklık edecek.

Sergi salonları

Farklı 11 salonda sergilenecek resimler, “Sultan Abdülmecid/Sultan Abdülaziz Salonu”, “Osmanlı’da Batılaşma”, “Abdülmecid Efendi/İstanbul Görünümleri”, “Goupil Galerisi’nden Saraya Satın Alınan Tablolar”, “İvan Konstantinoviç Ayvazovski Salonu”, “Saray Ressamları”, “Oryantalist Ressamlar: Doğu’nun Cazibesi”, “Yaver Ressamlar”, “Türk Ressamları (1870-1890)”, “Portreler ve Tarihi Konulu Kompozisyonlar/Osmanlı Sarayında Manzara” ve “Türk Ressamları (1890-1930)” temalarına ayrılarak düzenlendi.

Ünlü Ressamlarımızdan Nejat Melih Devrim’in eseri Fransa’da açık artırmada

Ünlü Ressamlarımızdan Nejat Melih Devrim’in eseri Fransa’da açık artırmada.

nejat  devrim

Açık artırma tarihi: 03/09/14 Le Havre Auctions

EMail: [email protected]

Tel. : +33.2.35.22.54.52,

Kompozisyon Tuval üzerine yağlıboya 130×163

Orjinallik onayı : Maria Devrim Hanım

Ressam Nejat Melih Devrim  Kimdir?

nejad-melih-devrim1923 yılında İstanbul’da doğdu. Yazar İzzet Melih Devrim ile ressam Fahrelnissa Zeid’in oğludur. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Leopold Levy Atölyesi’nde çalıştı. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Zeki Kocamemi, Nurullah Berk ve Leopold Levy’nin öğrencisi oldu. 1947 yılında Paris’e yerleşti. Aynı yıl Paris’te Allard Galerisi’nde ilk kişisel sergisini açtı. 22 yıl hayatını bu kentte sürdürdü. Çeşitli Avrupa ülkelerine, Amerika’ya, Uzak ve Yakın Doğu’ya gezilere çıktı. 1968 yılında Varşova’ya, 1980’lerin ortasında da Nowy-Sacz’a yerleşti. 1995 yılında Polonya’da vefat etti.


Nejad Melih Devrim’in Resminin Özellikleri

Prof. Witmore’un yanında öğrendiği Türk hat ve Bizans mozaik sanatı ilk dönem yapıtlarını biçimlendirdi. Doğu sanatı ve Fransız şiirsel soyutlaması etkilendiği başlıca kaynaklar oldu. 1940’lar boyunca canlı renklerle figür, doğa görünümleri ve iç mekan resimleri yaptı. 1950’lerde Paris Okulu içinde yer alan Devrim, bu tarihlerde aynı renkçi yaklaşımıyla bir dizi siyah zeminli resim gerçekleştirdi. 1960’lardan başlayarak 1970’ler boyunca sanatçının giderek çizgiden uzaklaştığı; canlı, ışıltılı renkler ve geniş, coşkulu fırça vuruşlarıyla lirik ve lekeci bir anlatıma yöneldiği görülür. Bu resimlerinde kesik fırça vuruşlarıyla oluşturduğu renk lekelerindeki geçişleri, mozaik sanatının soyutlanmış bir yorumu olarak görmek mümkündür. Sanatçı hiçbir akımın izleyicisi olmadan Paris Okulu’nun esnek bünyesi içinde kendi iç dünyasını renk ve ışık aracılığıyla yansıtarak özgün bir anlatım geliştirdi. Üslubu guaja çok uygun olmakla birlikte, yağlıboyalarında da aynı hafifliği elde etmede büyük bir başarı gösterdi. J. Lassaigne, Nejad Melih Devrim’in “boşluk ve ritim sorunlarına yepyeni ve köklü çözümler” getirdiğini vurgulamıştır.

G. Boudaille, 1960’lı yıllarda Nejad Melih Devrim’in resmini “hareketli, coşkulu, huzursuz ve zarif, karmaşık, çok yönlü ve değişken olan yaratıcısının bir aynası“ olarak tanımlamıştır. Nejad Melih Devrim sanatı soyut resmin bir uzantısı, deneyim ve birikimlerle kazanılmış bir görüşün ve duyarlığın ürünüdür. Resimlerinde renkler, kalın boya ve kısa fırça vuruşlarından oluşan lekelerin kompozisyonu göze çarpar. Nejad Melih Devrim Türk Çağdaş Soyutu’nun yanı sıra uluslararası soyutun da özgün bir temsilcisidir. Eserleri Türkiye’de ve yurtdışında çeşitli müzeler ve önemli koleksiyonlarda bulunmaktadır.

Nejat Melih Devrim’in hatatı ile ilgili kronolojik bilgileri aşağıda bulabilirsiniz.

nejad-devrimKRONOLOJİK HAYATI

1923 İstanbul’da doğdu.
1936-38 Berlin’de yaşadı.
1940 Galatasaray Lisesi’nde resim yapmaya başladı.
1941 Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi, Leopold Levy’nin öğrencisi oldu.
Kaligrafi ve Bizans Sanatı üzerine çalıştı.
1945 Güzel Sanatlar Akademisini bitirdi.
1946 Paris’e yerleşti. Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Hollanda, Danimarka,
Amerika, Sovyetler Birliği ve Çin’de sanat araştırmaları yaptı.
1955 Tristan Tzara’nın şiir kitabı “Le Temps Naissant’i desenledi.
1960 Paul Elvard’ın şiir kitabı “Sens de Tours Les Instants”i desenledi.
1961 Polonya’ya yerleşti.
1995 Nowy Sacz, Polonya’da öldü.

KİŞİSEL SERGİLER

1944 Taksim Bahçesi, İstanbul
1947 Galerie Allard, Paris
1949 Galerie Saint Georges, Londra
1950 Galerie Lydia Conti, Paris
1951 Galerie Beaune, Paris
1953 Galerie Ex Libris, Brüksel
1953 Galerie Marcel Evard, Lille
1953 Galerie aul Facchetti, Paris
1956 Galerie M.C. Coard, Paris
1956 Galerie B. Birch, Kopenhag
1957 Alexander Zodiac Iolas, New York
1958 Güzel Sanatlar Sarayı, Retrospektif, Brüksel
1958-63 Galerie La Cour d’Ingres, Paris
1957-61-67 Galerie Hybler, Kopenhag
1960 Paris Galerisi, Londra
1960 Ressamlar Birliği, Varşova
1962 Ressamlar Birliği Galerisi, Pekin, Çin
1963 Galerie Westing, Odense-Danimarka
1964 Resim ve Heykel Müzesi, Pekin
1964 K. Kunsthandel Galerisi, Kopenhag
1965 Alman Kültür Merkezi, İstanbul
1967 Amman Belediye Segisi, Ürdün

KARMA SERGİLERİ

1941-43 Yeniler Grubu, İstanbul
1946 Uluslararası UNESCO Sergisi, Paris
1948 Mayıs Salonu Paris
1948 Yeni Gerçeklikler Salonu, Paris
1948 Galerie Maeght, Paris
1948 Galerie Saint-Placide, Eleştiri Ödülü
1949 Mayıs Salonu Paris
1949 Yeni Gerçeklikler Salonu, Paris
1949 Galerie Maeght, Paris
1949 Papalar Sarayı, Duvar Resmi, Avignon
1950 Mayıs Salonu Paris
1950 Yeni Gerçeklikler Salonu, Paris
1950 Galerie Maeght, Paris
1950 Galerie Bedune
1950 ABD ve Fransa’daki Genç Ressamlar, Sidney Janis Galerisi, New York, ABD
1951 Mayıs Salonu, Paris
1951 Yeni Gerçeklikler Salonu, Paris
1952 Galerie Babylone, Paris
1952 Galerie Marcel Evrard, Lille, Fransa
1952 La Hune, Charles Estienne’in “Küfür Gülü”Sergisi, Paris
1952 I Ekim Salonu, Paris
1953 Hanover Galerisi, Londra
1953 Fransız İtalyan Sergisi, Torino
1953 “Genç Paris Okulu”, Modern Sanatlar Müzesi, Madrid
1954 Mayıs Salonu, Paris
1955 Brooklyn Müzesi, New York
1956 Mayıs Salonu, Paris
1959 Galerie La Cour d’Ingres, Paris
1964 “Günümüz Türk Sanatı”, Modern Sanatçılar Müzesi, Paris
1965 Galerie Müzesi
1969 Estetik Müzesi, Torino
1975 Estetik Müzesi, Torino
1987 Türk Resminde Modernleşme Süreci, Galeri Baraz Organizasyonu, AKM, İstanbul
1987 Güncel Boyutlarla Resim Sanatımız, Galeri Baraz Organizasyonu, AKM, İstanbul
1987 Yahşi Baraz Koleksiyonundan Bir Kesit, Beymen Sanat Galerisi, Ankara
1989 “Büyük Sergi”, Galeri Baraz Organizasyonu, Atatürk Kültür Merkezi, Ankara
1989 “Büyük Sergi”, Galeri Baraz Organizasyonu, Eskişehir Üniversitesi Sergi Salonu, Eskişehir
1990 “Paristanbul”, Uluslararası Sanat Merkezi, Paris
1990 “Etkinlikler Süresince 15. Yıl”, Galeri Baraz Organizasonu, AKM, İstanbul
1992 Leopold Levy ve öğrencileri, Almelek Sanat Galerisi, İstanbul
1998 “Türk Resminde Soyut Eğilimler”, Galeri Baraz Organizasyonu, AKM, İstanbul
1969 Basın Klübü, Varşova
1973-74-75 Gladsaxe Sanat Çevresi, Danimarka
1975 Galerie Isabella Lemarie Dubreuil, Paris
1977 Galerie Krytykow, Varşova
1978 Bedri Rahmi Galerisi, İstanbul
1980 Sutton Place, New York
1981 Bedri Rahmi Galerisi, İstanbul
1981 Galerie Hubert Winter, Viyana
1982 Tiglar Sanat Galerisi, İstanbul
1982 Vakko Sanat Galerisi, Ankara
1983 Galerie MPIK, Krakow
1984 Galerie AEGIDIUS, Randers-Danimarka
1987 Galerie Callu Merite, Paris
1988 Galeri Baraz, İstanbul

Sanatçının Eserlerinin Yer Aldığı Müzeler:

Modern Sanatlar Müzesi, Paris
Belçika Kraliyet Müzesi
Ulusal Müze,Varşova
Devlet Resim ve Heykel Müzesi, İstanbul
Saint-Etienne Müzesi, Fransa
Grenoble Müzesi, Fransa
Aalborg Müzesi, Danimarka
Aarhus Müzesi, Danimarka
Havana Müzesi, Küba
Pekin Müzesi, Çin
Tuborg Vakfı, Kopenhag

Kaynaklar : 

1- catalogue.gazette-drouot.com

2- Biyografi

3- nejaddevrim.com

Ünlü ressamların yapıtlarını kolayca nasıl tanırsınız ?

“Ünlü ressamların resimlerini nasıl ayırt edeceğiz” diye pek çoğumuz kendi kendimize sormuşuzdur. Eeee nede olsa hava atmak için ressamlardan azda olsa anlamak lazım. . İlgili haberi görünce bizde size aktaralım da biraz şu sorunu aşmanıza yardımcı olalım istedik.

Haydi! Kısa cümlelerle ressamları ve eserlerinin genel  özelliklerini bakalım nasıl anlayacakmışız?

Resimdeki herkesin, kadın erkek farketmeden popoları kocamansa, kendinizden emin bir şekilde Rubens diyin.

 

RUBENS! (işte böyle)
RUBENS! (işte böyle)
RUBENS! (işte böyle)
RUBENS! (işte böyle)

Resimdeki adamlar hafif şaşı, kıvırcık saçlı kadınlara benziyorsa o resim Caravaggio‘ya ait.

Caravaggio
Caravaggio

Eğer herkesin vücudunda bariz bir tuhaflık varsa Picasso‘yu çakın gitsin.

Picasso
Picasso

Eğer resimde kafanızın çok güzel olduğu bir geceye dair hatıralar var ise Dali.

Picasso
Picasso – “Gözler kalbin aynasıdır” P. Picasso

Eğer resimde kafanızın çok güzel olduğu bir geceye dair hatıralar var ise Dali.

Dali
Dali

Kafanızın çok güzel olduğu bir gecenin sabahı da olabilir.

dali2

 

 

 

Arka plan “Yüzüklerin Efendisi”ni anımsatıyorsa, ortalıkta tuhaf mavi bir sis varsa ve saçlar kıvırcık ise Da Vinci.

 

Leonardo Da Vinci
Leonardo Da Vinci

 

Fön görmemiş saçlar…

Leonardo Da Vinci
Leonardo Da Vinci

Rengarenk boyanmış bir excel sayfası görüyorsanız Mondrian

Mondrian
Mondrian

 

“Yeaaa bunu ben de yaparım” diyorsanız Miro.

Miro
Miro

 

...ve bu da Miro
…ve bu da Miro

 

Tek gördüğünüz tek kaşlı bir kadınsa Frida.

Frida Kahlo
Frida Kahlo

 

İnsan figürü yoksa ve benekli benekli bir doğa anlatımıysa Monet.

Monet
Monet

 

Işıklı ve mutlu parti insanlarının olduğu bir ortam ise Renoir.

Renoir
Renoir
Renoir
Renoir

 

Eğer resim keskin, koyu renkli, hafif mavi ve resimdeki insanlar sakallı ve gıdasızlıkla pençeleşiyormuş gibi görünüyorsa El Greco.

El Greco
El Greco

 

 

Balerin varsa Degas.

Degas'ın meşhur bir kompozisyonu
Degas’ın meşhur bir kompozisyonu

 

                                                                                                                Resimde oraya buraya serpiştirilmiş melekler varsa bu Boucher.

 

Boucher
Boucher

 

Resimdeki kişiler sokak lambasının altındaki bir evsizi hatırlatıyorsa Rembrandt.

Rembrandt
Rembrandt

 

Herkes, kadınlar da dahil Putin’e benziyorsa o bir van Eyck.

arnolfinilerin-dugunu- van Eyck.

 

 

Eğer resimde çok çok fazla insan varsa ve normal görünüyorlarsa Bruegel.

Bruegel
Bruegel

            Resimde yine çok ama çok fazla insan varsa, ama bu kişiler çılgınca şeyler yapıyorsa Bosch.

Bosch
Bosch

 

 

 Kaynak:[-]

2013 yılında Sanatla ilgili bazı yarışmalar

Sizler için 2013 yılında pek çok dalda yapılacak yarışmaları derlemeye çalıştık.

Diğer yarışmalar açıldıkça sitemizde zaman zaman duyurmaya çalışacağız.

 

“Taç Bir De Sen Tasarla”

Son katılım tarihi: 22/03/2012

Taç Bir De Sen Tasarla Yarışması’nın konusu “Gençlik”tir. Bu kapsamda yarışmada, gençlerin düşledikleri dünyayı, özgürlük, gelecek ve/veya dönüşüm kavramlarıyla anlattıkları tasarımlar yarışacaktır.

Ev tekstilinde moda yaratabilecek tasarım ve tasarımcıların ortaya çıkmasını sağlamayı hedefleyen ve Zorluteks Tekstil Tic. Ve San. A.Ş. (“Zorluteks“ olarak anılacaktır) tarafından organize edilen “Bir De Sen Tasarla” yarışması, “nevresim desen tasarımı” kategorisinde “gençlik” teması ile düzenlenmektedir.

Ödüller
Birincilik ödülü: 10.000- TL
İkincilik ödülü: 7.000- TL
Üçüncülük ödülü:5.000-TL

Mehmet Zorlu Vakfı Özel Bursu(*): 6 Adet
TETSİAD Özel Ödülü: 1 kişi 3.000- TL
Sosyal Medya Ödülü(**): 1 kişi 3.000- TL
Böylece toplam 11 ödül verilecektir.

Şartname için tıklayınız:

http://www.facebook.com/tacbirdesentasarla/app_283383435045779

 “Dünya Su Günü” Yarışma Başvuruları Başladı…

22 Mart 2013 “Dünya Su Günü” kutlama faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen; Resim, Kompozisyon, Afiş ve Fotoğraf yarışma başvuruları başladı…

uyun giderek artan öneminden dolayı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu; 1992 yılında Brezilya’nın başkenti Rio de Janerio’da düzenlenen, Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda her yıl 22 Mart tarihinin “Dünya Su Günü” olarak kutlanmasına karar vermiştir.

1995 yılından bu yana Dünya Su Günü her yıl farklı bir tema vurgusu ile kutlanmaktadır.2013 yılının teması ise  Uluslararası Su İşbirliği Yılı” olarak belirlenmiştir.

 Bu yıl 21. kez düzenlenecek olan Dünya Su Günü, 1996 yılından bu yana ülkemizde de başta Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü olmak üzere, üniversiteler, belediyeler ve Sivil Toplum Kuruluşları tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanacaktır.

Bu yıl düzenlenecek kutlama etkinlikleri kapsamında afiş, fotoğraf, resim ve kompozisyon yarışması da düzenlenecektir. Afiş ve Fotoğraf yarışmasında son başvuru tarihi 22.02.2013  olup, DSİ Genel Müdürlüğü’ne posta yoluyla iletilmesi gerekmektedir.

 Birincilik ödülü : Plaket  ve   2500 TL

İkincilik ödülü   : Plaket  ve   2000 TL

Üçüncülük ödülü    : Plaket  ve   1500 TL

Afiş ve fotoğraf yarışması için katılım şartları ve ayrıntılı bilgi için tıklayınız…

Afiş Yarışması

Fotoğraf Yarışması

İlköğretim Okulları 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin katılabileceği Resim ve Kompozisyon yarışmalarında son başvuru tarihi 15.02.2013 olup, bağlı bulundukları DSİ Bölge Müdürlüklerine posta yoluyla iletilmesi gerekmektedir.

Birincilik ödülü : Plaket  ve   1500 TL

İkincilik ödülü   : Plaket  ve   1000 TL

Üçüncülük ödülü          : Plaket  ve   750 TL

Kompozisyon yarışması için Katılım şartları ve ayrıntılı bilgi için tıklayınız…

Kompozisyon Yarışması

 Resim Yarışması

 

KENTSEL DÖNÜŞÜM SENARYO YARIŞMASI

Son Başvuru Tarihi: 22 Şubat 2013 (Uzatıldı !)

Ödüller:

1.lik ödülü: 25.000 TL

2.lik ödülü: 10.000 TL

3.lük ödülü: 5.000 TL

Bulut İnşaat’a reklam filmi hazırlanması amaçlanmaktadır. 22 ocaktan itibaren 2 hafta boyunca halk oylaması yapılacaktır. Halk oylamasıyla seçilen 15 senayo içinden 3 adeti jüri tarafından belirlenecektir.

Ayrıntılar için:
http://www.iamistanbul.tv/yarismalar/odullu/istanbul-senaryo-yarismasi.html

 16. ULUSLARARASI BİLİM ve BAHAR ŞENLİĞİ SENARYO YARIŞMASI

Son Başvuru Tarihi: 4 Mart 2013
 Dereceye girenler şöyle ödüllendirilecektir:
1.lik Ödülü : 5.000,00 (bintürklirası)
2.lik Ödülü : 2.500,00 (ikibinbeşyüztürklirası)
3.lük Ödülü : 1.000,00 (bintürklirası)
Konu: Piri Reis’in hayatı, çalışmaları, eserleri ile ilgili senaryo yarışması
Katılım: Bilimsel kaynaklara uygun bir kurgulama yapılacakYarışmaya yurt içi veya yurt dışından amatör ve profesyonel herkes başvurabilir. Metin dili Türkçedir.

ILDC 2013 – 5. Uluslararası Asansör Tasarım Yarışması

Son Başvuru Tarihi: 18 Mart 2013 

 Yarışma Teması: Asansörlerde Kasıtlı Kötü Kullanıma Karşı Tasarımlar

Yarışma Amacı:  Asansör sektöründe katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi ve tasarım etkinliklerinin yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Bu yarışmayla asansör sektörü ve asansör kullanıcıları için yenilikçi tasarımların desteklenmesi amaçlanmaktadır.

Bilindiği gibi asansörler EN81-1 & 2’deki kurallara göre tasarlanır. Ancak kasıtlı tahribata karşı dayanıklı olması istenilen asansörlerde doğal olarak, asansör kullanıcılarının güvenliğini temin etmek üzere daha farklı hususlar da göz önüne alınmalıdır. Bu hususlarla ilgili olarak ekte verilen TS EN81-71 standardının çok iyi özümsenmesi ve hazırlanacak projelerde uygulanabilirliğin sağlanması gerekmektedir.
Asansörlerde karşılaşılabilecek tehlikeler arasındaki “İnsan Davranışı” ile ilgili olan tehlikeler, yukarda sözü edilen standartta belirtilmiş olmasına rağmen ayrıca kısaca bu şartnamenin ekinde de verilmiştir. Ancak bu ekin sadece “hızlı göz atma” (quick reference) için verildiği unutulmamalıdır: Esas ve geçerli olan yine TS EN81-71 standardıdır.
Standardın 10 ve 11 sayfalarında “Kurallara uygunluğun doğrulanması için kullanılacak metotlar” adıyla verilen Çizelge 2’nin çok iyi incelenerek projelerin hazırlanması önemlidir.
Hazırlanacak projelerin, standartta belirtilen hangi asansör kategorisi (Bknz. Ek A Müşteriler/tasarımcılar için kılavuz Çizelge A.1) için hazırlandığı da özellikle belirtilmelidir.
Yarışma sonunda uygulanabilirliği jüri tarafından belirlenen tasarımların üretilerek hayata geçirilmesi hedeflendiğinden, projelerin tasarımcıları ile anlaşılarak telif hakları devir alınacaktır.

Yarışma Takvimi:

  • Proje teslim tarihi : 18 Mart 2013 Pazartesi saat 17:00’ye kadar 
  • Seçici Kurul toplantısı : 30 Mart 2013 
  • Sonuçların ilanı ve ödül töreni : 1 Nisan 2013 
  • Sergi ( Fuar Alanı ) : 4 – 7 Nisan 2013

Yarışma Jürisi: 

  • 9 asil ve 2 yedek üyeden oluşan Seçici Kurul AYSAD, IFO ve ETMK tarafından oluşturulmuştur.

Katılım Koşulları:

  • Yarışmaya Endüstriyel Tasarımcılar, Mimarlar, Đç Mimarlar, Mühendisler ve bu meslek ünvanlarını almak üzere yüksek öğrenimine devam eden öğrenciler katılabilirler.
  • Yarışmaya katılım ücretsizdir.
  • Yarışma uluslararası olup, 4/a. Maddesinde bahsi geçen ünvanlardan birine sahip kişiler bu şartnamede belirtilen koşullara uygun olarak hazırlayacakları proje ve dokümantasyonu belirlenmiş süre içinde Yarışma Sekreteryası’na ileterek katılabilir.
  • Yarışmalara grup olarak katılmak mümkündür. Grubu oluşturan kişilerden en az biri 4/a. maddesinde yer alan ünvanlardan birini taşımalı ve grup en fazla 4 kişiden oluşmalıdır.
  • Çizimler: En çok 2 adet paftadan oluşan, her biri A1 boyutunda, 300 dpi çözünürlükte PDF veya A1 boyutunda 600 dpi çözünürlükte JPEG olarak hazırlanmış ve CD’ye kaydedilmiş olmalıdır. CD olarak teslim edilecek projeler Yarışma Sekreteryası tarafından bastırılacaktır.
  • Rapor: Projeyi 500 kelimeyi aşmayacak şekilde yazılı olarak anlatan, A4 boyutunda Word veya PDF formatında Türkçe ve/veya Đngilizce 1 sayfalık proje raporu ayrıca bir CD’de kaydedilerek teslim edilmelidir.

Katılım Şekli ve Adresi:

  • Posta yolu yada elden teslim yapılır.
  • Adres:  Kore Şehitleri Cad. No: 34 Kat.4, Zincirlikuyu Şişli 34394  İSTANBUL TÜRKİYE

Ödüller:

  • Birincilik ödülü : 5.000 € 
  • İkincilik ödülü : 3.000 €
  • Üçüncülük ödülü : 1.000 €

Yarışmayı Düzenleyen Kuruluş:

  • Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)
  • İFO  İstanbul Fuar Hizmetleri A..Ş

Nurol GYO Tasarım Yarışması

Son Başvuru Tarihi: 20 Şubat 2013 (Teslime 16 days kaldı)

Yarışma Teması: İstanbul için Hafta sonu Kentini Tasarla

Yarışma Amacı: Nurol Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, farklı fikir ve tasarımlarla, rekabetin hız kazandığı bu dönemde, genç beyinlerin yaratıcı fikir ve özgün tasarımlarının teşvik edilmesi gerektiğini düşünmektedir. Bu anlamda, Nurol Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. nezdinde üniversitelerin desteğiyle düzenlenecek olan Nurol GYO Mimarlık Öğrencileri Yarışması ile gençleri desteklemeyi amaçlamaktadır.

İstanbul için Hafta sonu Kentini Tasarla / Desing the weekend city.

20.yüzyıla  çok katmanlı, kozmopolit  ve zengin kent kültürü ile giren İstanbul, diğer yandan Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesi ve kapsamlı bir modernleşme projesini finanse edecek gücünün olmaması nedeniyle  günden güne enerjisini ve çeşitliliğini yitirerek girdi.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında  ise İstanbul’a göç edenler kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kaldılar  ve  enformel kent  böyle kuruldu. Enformel kentleşme, alt-orta sınıf için modern kent “gecekondulu-minibüslü-seyyar satıcılı” bir yaşam anlamına gelirken , üst-orta sınıfların modern kenti ‘yap-satçı’ müteahhitlerin inşa ettiği bir  apartman denizinden ibaret oldu.
50 sonrası ise hızla büyüyen şehrin inşaa ettiği tek şey ise konut oldu. Bu plansız kentleşme de İstanbul’da kamusal alan inşasını neredeyse unutturdu.
Oysa ki kamusal alan kenti ve kentlileri bir  arada  tutan güçlü bir bağ.
İşte bu kapsamda yarışma katılımcılarından anahtar sözcüklerimizden ilham alarak ve fikir denizlerini genişleterek haftasonu için kente özel tasarımlar geliştirmeleri ve yeni fikirler üretilmesi bekleniyor.

  • Açık alanlar
  • Kıyılar
  • Eğlence / dinlence alanları
  • Yer
  • Boş zaman
  • Aylak / Flaneur
  • Mekansal ve sosyal kutuplaşma

Yarışma Takvimi:

  • Yarışmanın İlanı: 26 Kasım 2012
  • Son Başvuru Tarihi: 20 Şubat 2013
  • Proje Son Teslim Tarihi: 15 Mart 2013
  • Seçici Kurul Değerlendirmesi ve Sonuçların Açıklanması: Nisan 2013

Yarışma Jürisi:

  • Prof. Dr. Ahmet Eyüce / Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı
  • Prof. Dr. Arzu Erdem /  İTÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Bölüm Başkanı
  • Doç. Dr. Tansel Korkmaz /  Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı
  • Musa Aykaç / Nurol GYO Genel Müdürü
  • Tuğba Ensari / Nurol GYO Genel Müdür Yardımcısı

Katılım Koşulları:

  • Yarışma, tüm Türkiye’deki T.C. üniversitelerinin Mimarlık Bölümlerinin 1.2.3. ve 4. sınıf lisansöğrencilerine açıktır.
  • Yarışmaya grup katılımı serbesttir.Grup üye sayısı 3’ü geçemez
  • Yarışmacılar en fazla iki ayrı öneri ile yarışmaya katılabilirler.
  • Yarışmaya Seçici Kurul üyeleri, raportörler ve Nurol GYO şirket yönetici ve çalışanlarının birinci derece yakınları katılamaz.

Katılım Şekli ve Adresi:

  • Katılım websitesi üzerinden gerçekleştirilecektir. Proje yüklemek için tıklayın.

Ödüller:

  • Birincilik Ödülü : MacBook Pro
  • İkincilik Ödülü : Macbook Air
  • Üçüncülük Ödülü : I-Pad 3

Yarışmayı Düzenleyen Kuruluş:

  • Nurol GYO

İletişim ve Ayrıntılı Bilgi:

Urla Belediyesi İçmeler Sahil Düzenlemesi Ulusal Öğrenci Kentsel Tasarım Proje Yarışması

Son Başvuru Tarihi: 15 Mart 2013 (Teslime 39 days kaldı)

Yarışma Teması: Kentsel Tasarım

Yarışma Amacı: Urla Belediyesi tarafından “Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı, Mühendislik, Kentsel Tasarım Projeleri, Şehir ve Bölge Planlama ve Güzel Sanat Eserleri Yarışmaları Yönetmeliği” kapsamında “Serbest, Ulusal ve Tek Kademeli” olarak yarışmaya çıkarılmıştır.

“Urla Belediyesi İçmeler Sahil Düzenlemesi” konulu fikir projesi yarışması, uzun bir geçmişe sahip olan bölgenin potansiyelleri ile değerlendirilip yeniden kentlilere kazandırılması, bölgenin canlandırılması, çekim merkezi haline gelmesi; hem Urlalıların hem de Urla müdavimlerinin yeniden gözdesi olması doğrultusunda yenilikçi, sürdürülebilir, işlevsel ve ekonomik fikirlerin ortaya çıkmasını amaçlamaktadır. Öncelikle yarışmacıların bölgeyi ve Urla’yı araştırmaları, yöreye özgü turizm dinamiklerinin belirlenmesi ve bu doğrultuda proje ile ilgili kavramsal yaklaşımların ve tasarım fikirlerinin genç tasarımcılar tarafından ortaya konması hedeflenmektedir.

Bu alan fiziksel sınırları, büyüklüğü, konumu ve potansiyelleri ile çevresindeki mevcut yapılaşmayı doğrudan etkileyecek bir konuma sahiptir. Alan içerisindeki yolların tasarımın içerisinde değerlendirilmesi, yaya ve araç hareketlerine ilişkin önerilerin oluşturulması ve alanın bütünleştirici bir merkez oluşturacak şekilde tasarlanması, sahil hattının kullanımına ilişkin öneriler ile sunulan projelerin enerji ve çevre duyarlılıklarını barındırması, sürdürülebilir olması, engelli vatandaşların kullanımına olanak sağlaması yarışmacılardan beklenmektedir.

Yarışma Takvimi:

  • Yarışmanın İlanı: 08 Ocak 2013 Salı
  • Soruların sorulması için son gün: 18 Ocak 2013 Cuma
  • Cevapların ilanı : 28 Ocak 2013 Pazartesi
  • Projelerin son teslim günü: 15 Mart 2013 Cuma
  • Jüri değerlendirme: 21/24 Mart 2013 Per-Cu-Cts-Pzr
  • Sonuçların açıklanması: 27 Mart 2013 Çarşamba
  • Kolokyum ve Ödül Töreni: 14Nisan 2013 Pazar

Yarışma Jürisi:

  • Deniz Erinsel Önder
  • Ebru Yılmaz
  • Ülkü Inceköse
  • Hülya Koç
  • Semahat Özdemir
  • Vecdi Küçükerbaş
  • Emine Malkoç

Katılım Koşulları:

Yarışmaya katılacak yarışmacıların aşağıdaki koşullara uyması şarttır:

  • Yarışmaya Türkiye veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Mimarlık ve Güzel Sanatlar, Tasarım, Mühendislik-Mimarlık Fakültelerinde öğrenim gören mimarlık, şehir planlama, peyzaj mimarlığı ve kentsel tasarım bölümleri lisans öğrencisi olmak.
  • Jüri üyeleri (danışman, asli, yedek) ve raportörlerle bunların birinci dereceden akrabaları, ortakları, yardımcıları ve çalışanları arasında olmamak.
  • Jüri çalışmalarının herhangi bir bölümüne katılmamış olmak.
  • Yarışmaya bireysel ya da ekip olarak katılım mümkündür. Ekip olarak katılımlarda kişi sayısı sınırlaması yoktur. Ekip olarak katılımlarda ekip başının belirtilmesi gerekmektedir. Ekip başı mimarlık, şehir planlama, peyzaj mimarlığı ve kentsel tasarım bölümlerinden herhangi bölümün öğrencisi olabilir.
  • 2012-2013 Eğitim Öğretim Güz yarı yılında mezun olan öğrenciler de yarışmaya katılabilirler.
  • Şartname alıp isim, adres ve iletişim bilgilerini raportörlüğe kaydettirmiş olmak şarttır. (Ekip olarak katılanlardan bir kişinin bu şartı yerine getirmesi yeterlidir.)
  • Yarışmaya katılan her projede özgünlük ve daha önce başka bir yerde yayınlanmamış ya da başka bir yarışmada ödül almamış olması şartı aranmaktadır. Bunun aksi bir durumun tespiti ve bu tespitin, jüri üyelerinin nitelikli çoğunluğu tarafından onaylanması halinde, proje yarışma dışı bırakılır, ödül kazandıysa ödülün tamamı yarışma organizasyonuna iade edilir.
  • Yarışmaya katılım ücretsizdir.
  • Yarışmaya sunulan çalışmaların her türlü fikri hakları, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun hükümleri uyarınca sahiplerine aittir, ancak bu yarışmaya katılmakla projelerinin Urla Belediyesi tarafından sergilenmesi ve her türlü yayın aracıyla yayınlanmasını kabul etmiş sayılacaklardır.
  • Belediye, yarışma sonucu ödül alan projeyi aynen kullanmak zorunda değildir, diğer projelerle birlikte değerlendirerek uygulamaya yetkilidir.
  • Yarışma projeleri iade edilmeyecektir.
  • Yarışmaya katılan öğrenciler, bu şartname hükümlerini kabul etmiş sayılırlar.
  • Kayıt için son tarih soruların cevaplarının yayınlandığı tarihtir.

Katılım Şekli ve Adresi:

  • Elden yada posta yolu ile katılım sağlanabilir.
  • Adres: Hacıisa Mahallesi Bülent Baratalı Caddesi Cumhuriyet Meydanı No:3 Urla / İzmir, 35430

Ödüller:

  • Birincilik ödülü: 4.000.-TL 
  • İkincilik ödülü: 3.000.-TL
  • Üçüncülük ödülü: 2.000.-TL 

Yarışmayı Düzenleyen Kuruluş:

  • Urla Belediyesi

İletişim ve Ayrıntılı Bilgi:

Annemin İşi Benim Geleceğim: “Borusan Neşe Fabrikası” Mimari Proje Yarışması

Son Başvuru Tarihi: 12 Nisan 2013

Yarışma Teması: Kente karşı işlenen suçlar

Yarışma Amacı: “Organize Sanayi Bölgelerinde Kreş ve Gündüz Bakımevi Ulusal Mimari Proje Yarışması” konulu mimari tasarım gerçekleştirilirken; kültür, sanat, bilim ve doğa değerlerinin yarışma yolu ile geliştirilmesi, çok sayıda seçenekten uzun vadede gereksinimleri karşılayabilecek nitelikli, özgün, işlevsel, ekonomik ve yenilikçi çözümler seçilmesi ve güzel sanatların teşvikine uygun ortam sağlanmasıdır.

Borusan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile iş birliği içerisinde, Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan 10 farklı OSB’de “Borusan Neşe Fabrikası” üst başlığı ile 0-6 yaş arası “Kreş ve Gündüz Bakımevleri” kuracaktır. Pilot bölge olarak Adıyaman OSB seçilmiştir. Yarışmanın konusu, farklı bölgelerde, 75 ile 150 çocuk arası değişen büyüklüklerde 0-6 yaş arası olacak bu Kreş ve Gündüz Bakımevleri’nin mimari tasarımlarına dair bir model oluşturmak ve bu modeli Adıyaman OSB’de verili arsada bulunacak pilot uygulama için mimari proje düzeyinde geliştirilmesidir.

 

Yarışma Takvimi

  • Yarışmanın ilanı: 25 Ocak 2013
  • Soru Sorma Son Tarih: 22 Şubat 2013
  • Soruların Yanıtlanması: 25 Şubat 2013
  • Projelerin Son Teslim Tarihi: 12 Nisan 2013
  • Jüri Değerlendirme Toplantısı: 18-20 Nisan 2013
  • Sonuçların Açıklanması: 22 Nisan 2013

Yarışma Jürisi: 

Asil Jüri Üyeleri (Seçici Kurul)

  •  Durmuş Dilekçi  – Yük. Mim., Uras+Dilekçi Kurucu Ortağı
  • Gökhan Avcıoğlu – Yük. Mim., Uras+Dilekçi Kurucu Ortağı
  • Prof. Hakkı Önel (jüri başkanı)  – Yük. Mim., YTÜ Öğretim Üyesi
  • Yrd. Doç. Dr. Hikmet Sivri Gökmen – Yük. Mim., DEÜ Öğretim Üyesi
  • H. Sinan Omacan – Yük. Mim., Atölye Mimarlık Kurucusu
  • Yrd. Doç. Dr. Murat Uluğ – Yük. Mim. KOÜ Öğretim Üyesi
  • Sinan Kafadar – Mim., Metex Design Ortağı

Katılım Koşulları:

  • Yarışmaya tüm TMMOB Mimarlar Odası üyeleri tek başlarına veya ekip olarak katılabilirler.
  • Ekip olarak katılımlarda TMMOB Şehir Plancıları Odası, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, TMMOB İçmimarlar Odası ve TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Üyeleri, üyeliklerini belgelemek şartıyla yer alabilirler.
  • Ayrıca farklı disiplinlerden danışman ve yardımcı olarak ekip üyesi olunabilir.
  • Projelerin son teslim tarihine kadarwww.anneminisi.org adresinden kayıt formu doldurmak koşuluyla yarışmaya başvurulabilir.

Katılım Şekli ve Adresi:

  • Adres: Fulya Mah. Yeşilçimen Sok. No:12/430 34394, Fulya / İstanbul

Ödüller:

  • Birincilik Ödülü: 40.000 TL
  • İkincilik Ödülü: 30.000 TL
  • Üçüncülük Ödülü: 20.000 TL
  • Eş mansiyonlar (3 adet): 10.000 TL
  • Satın Alma (Gereğinde Jüri kullanımı için): 15.000 TL

Yarışmayı Düzenleyen Kuruluş:

  • Borusan

İletişim ve Ayrıntılı bilgi:

Karşılama-Sergi-Sunu Mekanı Ulusal Öğrenci Mimari Proje Yarışması 2013

Son Başvuru Tarihi: 26 Şubat 2013 (Teslime 22 days kaldı)

Yarışma Teması: Karşılama ve kayıt kabul standı tasarımı

Yarışma Amacı: Türkiye’de de insan – çevre ilişkileri açısından yaşanan gelişmeler, oluşan dinamikler, çevreye verilen önemin giderek arttığını göstermektedir. Sürdürülebilirlik çerçevesinde gelişen kavramlar, gerek bilimsel, gerekse toplumsal zeminlerde ağırlığını giderek daha çok hissettirmekte, özellikle kamu kuruluşlarına, meslek örgütlerine, eğitim kurumlarına önemli sorumluluklar yüklemektedir.

Bu bağlamda; Mimarlar Odası Bursa Şubesi de sürdürülebilir çevre oluşum sürecine meslek insanlarının katkıda bulunmasını temel hedef olarak görmekte ve geleceğin mimarlarından, 25. Uluslararası Yapı ve Yaşam Kongresi için “Mimarlar Odası” nın sürdürülebilirlik ile ilgili duruşunu anlamlandıracak özgün tasarımlar elde etme amaçlı karşılama ve kayıt kabul standı yarışması düzenlemektedir.
Yarışmanın amacı ”Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı, Mühendislik, Kentsel Tasarım Projeleri, Şehir ve Bölge Planlama ve Güzel Sanat Eserleri Yarışmaları Yönetmeliği” kuralları içinde kültür, sanat, bilim, çevre ve etik değerleri dikkate alarak güzel sanatları teşvik etmektir.
Dünya ile hatta giderek evren ile insanın aynı bedeni paylaştığının bilincine ulaşmaktır. Çünkü aynı bedeni paylaşan bir sağ el, sol ele zarar vermez.
Hoyratça tükettiğimiz doğal kaynakların sonsuz olmadığı, dikkatlice kullanılmadığı ve yaşamsal döngünün önü kesildiği takdirde erkenden yok olacağı bilinmelidir. Medeniyetin bedeli ise, yok edilen bir dünya değildir. Bir yaşamı sürdürebilir kılmak; yenilenebilir enerjiler kullanarak yaşam sürdürürken, en az atık üretmek hedefine giden bir yolda ilerlemektir. Fakat unutmamalıdır ki, yaşam bir alışveriştir. Sıfır atık; atık üretmemek değil, tasarımın işlevi bittiğinde, malzemesinin dönüşebilir, yani tekrar yaşamsal döngüye dahil edilebilir olması demektir…
Temel soru ise; dönüştürmek zorunda olduğumuz malzemelere aslen mahkum olup olmadığımızdır. Alternatif bir yaşam ve üretim tekniği, tüm tasarımlarımızın en önemli ve öncelikli araştırması olmalıdır. Başını sonunu sorgulamadığımız malzemelerle bir yaşam kurmaya kalkarsak unutmamalıyız ki; yaşam da “bir kez” kaybedilir.

Yarışma Takvimi:

  • Yarışmanın İlanı: 15 Ocak 2013  
  • Soru Sorma İçin Son Tarih: 15 Şubat 2013
  • Proje Teslimi: 26 Şubat 2013 Saat 17.00
  • Jüri Değerlendirmesi: 02 Mart 2013
  • Sonuçların İlanı: 04 Mart 2013
  • Ödül Töreni: 27 Mart 2013
  • Sergi:27-31 Mart 2013
Yarışma Jürisi:
  • Prof.Dr. Nilüfer AKINCITÜRK – Uludağ Üniversitesi Müh. Mim Fak. Mimarlık Bölümü
  • Prof.Dr. Ataman DEMİR – MSGSÜ / Işık Üniversitesi Güzel San. Fak. İç Mim. Böl.
  • Prof.Dr. H.Semih ERYILDIZ – Gebze Yüksek Tek.Ün.Mim.Fak.Mim.Böl.
  • Doç.Dr. Arzu ÇAHANTİMUR – Uludağ Üniversitesi Müh.Mim.Fak.Mimarlık Bölümü
  • Öğr.Gör.Dr. Göktürk GÜLTEK – Gazi Üniversitesi Mim.Fak.Mim.Böl. / Atılım Ün.İç.Mim.Çev.Tas.Böl.
  • Y.Mim. Çelik ERENGEZGİN – Serbest Mimar
  • Y.Mim. İhsan DUYGULU – Serbest Mimar

İhtiyaç Program:

Bursa Tüyap Sergi ve Fuar alanı yapısı giriş holünde;
  • Karşılama ve kayıt kabul standı ……………………………           toplam 24 m2
Mimarlar Odası’nın kurumsal kimliği yanında sürdürülebilirlik temasını da içeren, hızlı ve kolay imal edilebilecek,sökülebilir-takılabilir, gelecek yıllarda da Fuar ve Kongrelerde karşılama amaçlı olarak kullanılabilecek stantta aşağıdaki temel fonksiyonlar bulunmalıdır:
  • Karşılama Bankosu(dört kişilik) 16 m2
  • Mimarlık Vakfı Standı(bir kişilik ) 4 m2
  • Kongre kitapçıkları ve çantaları için depo mekanı 2 m2
  • Kitap ve CD satış alanı 2 m2
Kazanan proje 27 Mart 2013 tarihinde başlayacak olan fuar alanında uygulanacağından; tasarımlar kısa sürede imal edilebilecek ve kolaylıkla monte edilecek sistemde ele alınmalıdır.
  • Sponsor firmalar için mekan kurgusu (giriş holü içinde müellif önerecektir)
  • Sergi alanı
Yaklaşık 50 adet (A0) pafta sergilenebilmelidir.(giriş holü içinde müellif önerecektir)
  • İşlik (25 kişilik)
Devingenliği ile, atölye kullanıcısının tasarımına göre değişime olanak veren mekan kurgusu içermelidir (giriş holü içinde müellif önerecektir).
Katılımcının öngördüğü senaryo doğrultusunda programla ilgili çeşitli esneklikler kazandırılabilir.

Katılım Koşulları:

  • Yarışmaya Türkiye veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Mimarlık öğrenimi gören lisans öğrencileri bireysel ya da grup olarak katılabilirler.
  • Bireysel katılımlarda bizzat katılımcının, grup katılımlarında ekip başının Mimarlık Bölümünden olması zorunludur. Grup katılımlarında kişi sayısı sınırlaması yoktur.
  • Katılımcılar; Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nden veya www.bursamimar.org.tr internet adresinden ücretsiz şartname alarak yarışma raportörlüğüne kayıt olacaklardır. (Ekip olarak katılanlardan bir kişinin bu şartı yerine getirmesi yeterlidir)
  • Üniversitelerin 2011 Bahar Yarıyılı Eğitim-Öğretim Dönemi ve sonrasında mezun olan öğrenciler de yarışmaya katılabilirler.
  • Yarışmaya katılan her projede özgünlük ve daha önce başka bir yerde yayınlanmamış ya da başka bir yarışmada ödül almamış olması şartı aranmaktadır.
  • Yarışmaya katılım ücretsizdir.
  • Yarışmaya sunulan çalışmaların tüm hakları Mimarlar Odası Bursa Şubesi’ne aittir. Yarışma projeleri iade edilmeyecektir (Paftalar sergi amaçlı kullanılacaktır).

Katılım Şekli ve Adresi:

  • Elden yada posta ve kargo yolu ile yarışmaya başvuru yapılabilir.
  • Adres: Mimarlar Odası Bursa Şubesi / Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi / Odunluk Mahallesi Akademi Cad. No:8 A-3 Blok Nilüfer/ Bursa

Ödüller:

  • Birincilik ödülü:  3.000.-TL.
  • İkincilik ödülü: 2.000 TL
  • Üçüncülük ödülü: 1.000 TL
  • Mansiyon: 3 x 500 TL

Yarışmayı Düzenleyen Kuruluş:

  • Mimarlar Odası Bursa Şubesi

İletişim ve Ayrıntılı Bilgi:

EİB VIII. Moda Tasarım Yarışması’nda Finalistler Belli Oldu

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EİB) tarafından bu yıl 8. kez düzenlenen EİB Moda Tasarım Yarışması‘nın finalistlerinin belli oldu. 393 başvurunun yapıldığı yarışmada 140 tanesi jüriye sunuldu ve jüri aşağıdaki 10 tasarımcıyı final için seçti.

Finalistler:

  • Aslı Mescit
  • Gökçe Nur Özbek
  • Gökhan Yavaş,
  • Mahmut Ağaç
  • Meriç Canatan
  • Nadir Zadeoğulları
  • Ruhi Tamer Çoğal
  • Özlem Yazan
  • Sercan Arıcı
  • Talha Feyyaz Türker

Otomotiv Tasarım Yarışması 2013

Son Başvuru Tarihi: 1 Nisan 2012

Yarışma Teması: Otomotiv Tasarımı

Yarışma Amacı:  Bu yarışma otomotiv endüstrisinin gereksinimlerine karşılık gelecek, farklılık, yaratıcılık ve yenilikçilik içeren projelerin teşvik edilmesi ve değerlendirilmesi için öğrenci ve profesyonel katılımcılara yönelik olarak ikinci kez düzenlenmektedir. Her kategoride katılımcılardan sektörün katma değer yaratma becerilerini artıracak özgün ve yenilikçi komponent bazlı  projelerin geliştirilmesi beklenmektedir.

Yarışma komponent bazında ergonomi, emniyet, yenilebilir enerji ve çevre, mekanik/fonksiyonellik olmak üzere 4 ayrı grupta katılıma açıktır.

Yarışma Kategorileri:

  • Serbest Katılım
  • Öğrenci
  • Ergonomi
  • Emniyet
  • Mekanik Fonksiyonellik
  • Yenilenebilir Enerji ve Çevre

Yarışma Takvimi:

  • Son Başvuru tarihi: 1 Nisan 2013, saat 17.00’a kadar
  • Ödül Töreni : 17-18 Nisan 2012 – Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi

Yarışma Jürisi: 

  • Jüri üyeleri, OİB tarafından oluşturulacaktır.

Katılım Koşulları:

Serbest Katılım

Yarışmanın serbest katılımı T.C vatandaşı olan, 18 yaşını doldurmuş, otomotiv komponent tasarımı konusunda ilgisi bulunan herkese açıktır.

Öğrenci kategorisi

Yarışmanın öğrenci kategorisi, T.C vatandaşı olan yurtiçinde ve yurtdışında eğitim veren Otomotiv ile ilgili 2 yıllık önlisans programları ile Mühendislik ve Endüstriyel Tasarım bölümlerinin 4 yıllık lisans, yüksek lisans programlarına kayıtlı öğrencilere açıktır.

  • Katılımcı, her bir kategoride en fazla 1 proje ile katılabilir. ( Bir katılımcı en fazla 4 grupta 1’er projeyle, toplamda 4 proje ile katılabilir.)
  • Bir katılımcının aynı grupta birden fazla proje göndermesi durumunda, katılımcıya ait aynı grupta yer alan tüm projeler yarışma dışında kalır.
  • Ekip katılımlarında tüm ekip üyeleri ilgili kategorideki bireysel başvuru koşullarını sağlamalı, bir kişi ekip lideri olarak bildirilmelidir.
  • Projenin, en fazla 4 adet sunum paftasında anlatılması gerekmektedir. Paftalar jpg formatında minimum 1366*768 piksel /72(piksel/inc) – maksimum 1920*1080 piksel /72(piksel/inc) çözünürlükte olmalıdır.
  • Proje raporları Türkçe ve İngilizce yazılmalıdır.
  • Teslim edilecek malzemelerin üzerinde sistem tarafından otomatik olarak atanacak olan numara ile ürün ve katılım kategorisi ve katılım biçimi dışında yarışmacının kimliğini belirtecek bir ibare veya işaret bulunmamalıdır.
Katılım Şekli ve Adresi:
  • Yarışmacılar www.otomotivprojeyarismasi.com websitesine e-mail adresiyle üye olarak sistemde bulunan başvuru formunu dolduracaklardır.
  • Tasarımlar web sitesine yüklenecektir.
  • Online kayıt yaptıranların şarname metnini indirip yazıcı çıktısını alarak ve her sayfanın altı yetkili kişi veya kişiler tarafından ıslak imza ile imzalandıktan sonra posta ya da kargo yolu ile yarışma sekretaryasına gönderilmelidir.
Değerlendirme Ölçütleri:
  • Projenin özgünlüğü ve yeniliği
  • Kullanıcıya sağlayacağı fayda
  • Üreticiye sağlayacağı fayda
  • Katma değeri artıran tekniklerin geliştirilebilirliği ve uygulanabilirliği
  • İhracat Potansiyeli
Ödüller:
 
Her kategoride
Serbest Katılım
Öğrenci
Birinci
10.000
10.000
İkinci
6.000
6.000
Üçüncü
 3.000
3.000
Mansiyon
 2.000
2.000
Ergonomi, yenilebilir enerji ve çevre, emniyet, mekanik/fonksiyonellik kategorilerinde ayrı ayrı yukarıdaki ödüller verilecektir.
Yarışmayı Düzenleyen Kuruluş:
  • Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği

İletişim ve Ayrıntılı Bilgi:

 

İMMİB Endüstriyel Tasarım Yarışmaları 2013

Son Başvuru Tarihi: 05 Nisan 2013

Yarışma Teması: Ev, otel ve restoran kullanımına yönelik “Engelliler, Yaşlılar ve Çocuklar İçin Tasarım” ve İstanbul için hediyelik eşya

Yarışma Amacı:  Metal Ürünler, Plastik Ürünler ve Elektrikli Küçük Aletler sektörlerinde katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi, endüstriyel tasarım etkinliklerinin yaygınlaştırılması ve özendirilmesi, bu sektörlerin ihracata yönelik rekabet gücünün arttırılması ve bu bağlamda söz konusu sektörler için yenilikçi tasarımın desteklenmesi hedeflenmektedir.

Yarışma İçeriği:

Yarışmalar;

Ev, otel ve restoran kullanımına yönelik “Engelliler, Yaşlılar ve Çocuklar İçin Tasarım” teması kapsamında;

  • METALDEN MAMUL ÜRÜNLER
  • PLASTİKTEN MAMUL ÜRÜNLER
  • ELEKTRİKLİ KÜÇÜK ALETLER

Ve yine ev, otel ve restoran kullanımına yönelik

  • KONSEPT 2013 : İstanbul İçin Hediyelik Eşya Tasarımı

olmak üzere toplam 4 ayrı kategoride katılıma açıktır.

Engelliler, yaşlılar ve çocukların beslenme, temizlik, eğitim, sağlık, güvenlik, eğlence ve dinlenme gibi  konularda(artırılabilir) özelleşmiş ihtiyaçlarına yönelik ürün tasarımları beklenmektedir.

Ayrıca tasarımlar (herkes için tasarım/design for all anlayışı çerçevesinde)tema kapsamındaki en az bir kullanıcı grubunun ihtiyacını kapsaması koşulu ile tema kapsamında ve dışında kalan tüm kullanıcıların da ortak ihtiyacını karşılar nitelikte olabilir.

Tanımlar :

Engelliler : Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi. (5378 Sayılı Kanun Tanımı)

Yaşlılar: 65 yaş ve üzeri kişiler.

Çocuklar: 0-12 yaş arası çocuklar.

Yarışma Takvimi

  •  Resmi Duyuru Tarihi :  1 Ocak 2013
  • Proje teslim tarihi : 5 Nisan 2013
  • Seçici Kurul toplantısı : 27 Nisan 2013
  • Ödül töreni : 6 Haziran 2013

Yarışma Jürisi:

Katılım Koşulları:

  • Yarışmanın profesyonel kategorisi, üniversitelerin endüstriyel tasarım, güzel sanatlar, mimarlık bölümleri lisans mezunları ile bu bölümlere ilişkin yüksek lisans/doktora öğrencileri veya mezunlarına ve ETMK üyelerine açıktır. (görsel iletişim tasarımı bölümü dahildir)
  • Yarışmanın öğrenci kategorisi, üniversitelerin endüstriyel tasarım, güzel sanatlar, mimarlık bölümlerine kayıtlı lisans öğrencilerine açıktır. (görsel iletişim tasarımı bölümü dahildir)
  • Yarışmaya grup olarak katılmak mümkündür. Grup katılımında, grup temsilcisi olarak bir katılımcının belirtilmesi gereklidir.
    • Yarışmanın grup profesyonel kategorisinde, grup üyelerinden en az bir kişinin profesyonel kategorisi maddesindeki şartları sağlaması gerekmektedir. Ayrıca diğer grup üyelerinin, üniversitelerin endüstriyel tasarım, güzel sanatlar, mimarlık, mühendislik bölümleri lisans mezunu veya öğrencisi veya bu bölümlere ilişkin yüksek lisans/doktora öğrencisi veya mezunu; veya ETMK üyesi olması gerekmektedir.
    •  Yarışmanın grup öğrenci kategorisinde, grup üyelerinden en az bir kişinin öğrenci kategorisi maddesindeki şartları sağlaması; ayrıca diğer grup üyelerinin tamamının üniversitelerin endüstriyel tasarım, güzel sanatlar, mimarlık, mühendislik bölümleri lisans öğrencisi olması gerekmektedir
  • Katılımcı, her bir kategoride bireysel veya grup üyesi olarak en fazla 1 proje ile katılabilir.

Katılım Şekli ve Adresi:

  • Yarışma başvuruları online olarak internet üzerinden dosya yükleme yolu ile kabul edilecektir.
  • Birinci aşama: tasarim.immib.org.tr adresinden online kayıt yapılması.
  • İkinci aşama: Projelerin verilen tarihler arasında internet sitesine yüklenmesi.
    • Proje yüklenmesinde istenen belgeler ve bilgiler;
      • Fotoğraf
      • Öğrenci ve Mezuniyet Belgesi
      • Proje Çizimleri
      • Proje Raporları ( Türkçe-İngilizce)

Ödüller:

DERECELER PROFESYONEL ÖĞRENCİ
1.’lik ödülü* 15.000 TL 7.000 TL
2.’lik ödülü 10.000 TL 5.000 TL
3.’lik ödülü 7.000 TL 3.000 TL
Mansiyon  4.000 TL 2.000 TL

* Yurt dışında en fazla 2 yıl süre ile eğitim imkanı sağlanabilecektir.

* Ayrıca profesyonel ve öğrenci kategorisinde birincilik ödülü alan yarışmacılar ( grup katılımı durumunda grup üyelerinin ortak mutabakatıyla temsilci olarak bir kişi) yurt dışı fuarlarına götürülebilecektir.

İletişim ve Ayrıntılı bilgi:

  • Yarışma şartnamesi için tıklayınız.
  • Web: tasarim.immib.org.tr
  • Mail: [email protected]
  • Adres:  İMMİB – İSTANBUL MADEN VE METALLER İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ
    Çobançeşme Mevki, Sanayi Cad. Dış Ticaret Kompleksi A Blok Kat: 6 / Pazara Giriş Şubesi
    Yenibosna 34197 İSTANBUL

 

PosterHeroes3 – Akıllı Şehirler ve Şeffaf Evrim

 

Son Başvuru Tarihi: 18 Şubat 2013 

 

Yarışma Teması: Afiş tasarımı

 

Yarışma Amacı:  Akıllı şehir projesi günümüzde en çok tartışılan, kongreler, gazeteler ve politikalar gibi yöntemlerle en çok desteklenen oluşumlardan biri. Temiz, erişilebilir, şeffaf ve açık katılımlarla bu evrim bize ait. Yarışma bu süreci sorgulamak adına sürdürülebilirliği üretim, sağlık, hareket ve kamusal hayat adına tartışmaya açıyor.

 

  • İnsan ölçekli bir şehir nasıl yaratılabilir?
  • Nasıl fikirler, eylemler ve seçimler kentlerin mevcut durumunu geliştirebilir?
  • Şehirlerin “şeffaf evrimi” için sizin katkınız nedir?

 

Yarışma başlıkları:

 

  • Ekonomi
  • Yaşam
  • Hareketlilik
  • Toplum

 

Yarışma Takvimi

 

  • Projelerin Son Teslim Tarihi: 18 Şubat 2013
  • Sonuçların Açıklanması: 30 Mart 2013

 

Yarışma Jürisi: 

 

  • Ellen Lupton
  • FF3300
  • Toormix
  • Christoph Almasy
  • Vernon Kerr
  • Paula & Aart
  • Joan Vinyets, Onelab
  • Happycentro
  • Heydays
  • Re-public and Thema

 

Katılım Koşulları: Yarışma herkese açıktır.

 

Katılım Şekli ve Adresi:

 

  • 50×70 cm, 150dpi (2953×4134 pixels), dikey pafta kullanılmalıdır.
  • Dosya maksimum 5 MB, jpg veya pdf formatında olmalıdır.
  • Tüm yazılar İngilizce veya İtalyanca olmalıdır.
  • Verilen linke çalışma yüklenirken katılım formundaki tüm bilgiler ve açıklama metni (maksimum 500 kelime) İngilizce olarak doldurulmalıdır.

 

Ödüller:

 

  • Yarışmada ödüllendirme bulunmamaktadır. Seçilecek en iyi 40 çalışma İtalya’daki Demokrasi Bienalinde sergilenecektir.

 

Yarışmayı Düzenleyen Kuruluş:

 

 

İletişim ve Ayrıntılı bilgi:

 

AE 2013 – Bilimkurgu Kısa Öykü Yarışması Duyurusu (Mütevazi bir yarışma)

Yarışma Düzenleme Sebebi

Eskiden, bilgisayarların yeni yeni evlere girdiği ve İnternet’in yaygınlaşmadığı zamanlarda. Öykü yarışmaları için fotokopicilerin kapılarını aşındırırdık. Yarışmanın kaç jürisi varsa o kadar kopya hazırlardık. Bir de bu çıktıların çift satır boşluklu olduğunu düşünsenize. Haliyle o 5 sayfalık öykü oldu mu sana 15 sayfa. 7 jüri varsa 15×7=105 sayfayı postaya ver. Posta olmaz APS daha hızlı ve güvenli zaten son güne kalmışız, nihayetinde üç güne teslim olur. Bu kadar aşamadan sonra gün gelir bir davetiye alırsınız. Davet ödül töreninedir. Törende saf tutarsınız. Bir umut mansiyondan başlar, 3. değil, 2. de değil, yoksa 1. mi olduk? Yok o da değilmişşş haydaa… Sonra başlarsınız jürilerin değerlendirmesini dinlemeye.

İtiraf etmeliyim konuşmaların çoğu bana yol göstermiştir bir şey dışında; ama o şey de bizim gibileri tamamen dışarıda bırakmıştır. Demişlerdi ki “Gençler biraz da yaşadığınız çağa, yöreye uygun hikayeler yazın… Gençlerden bunu bekliyorum gecekondular arasından biri çıkacak apaçık gerçekleri yazacak…”Onlar bekleyedursun biz aklı bir karış havada gençler olarak şevkimiz kırık bir şekilde kös kös geri dönerdik. Birinci seçilen öyküler gayet iyiydi lafım yok; ama tarzımız değildi. Sonra büyüdük artık kendimizi savunacak hale geldik.

Soru: Bilim kurgu nedir?

Ursula Le Guin Hoca der ki ” Bana göre bilim kurgu geleceği öngören kehanetler silsilesi değildir, bilim kurgu derdimi daha rahat anlatma biçimidir.”

Bilimkurgu bir çeşit soyutlamadır. İnsana ait olan her şeyin daha net incelenmesi için bir laboratuvar ortamıdır. Eğer gündelik yaşamdaki bir olgu usta bir şekilde modellenmişse biz ona “güzel bilim kurgu” deriz.

Örneğin: Otostopçunun Galaksi Rehberi (Mizah), Dune (Siyaset), Battlestar Galactica (Sosyoloji), Solaris(Biyoloji), Contact (Din-Bilim), 1984 (Dil), Firefly (Ticaret)… Bu işi iyi başarmış yapıtlar. Kiminin romanı iyidir kiminin dizisi fakat başarılı olduğu zaman keyfine doyum olmaz ve hepsinin kendine has bir bakışı vardır. Verdiği keyif de aslında yine insana dair şeylerin evrensel düzlemde incelenmesidir.

Soru: İyi bir bilim kurgu yazmak için ne gerekir veya size göre iyisini seçerken neye dikkat edersiniz?

Bilim kurgu yazmak, günümüzde geçen bir dramı yazmaktan zordur. Neden çünkü hikayede geçen evreni yeni baştan inşa edeceksiniz demektir. O evrenin dinamikleri de tutarlılık içinde olmalıdır. Bir yerde hiperuzaydan bahsediyorsa diğer tarafta ışık hızını aşılamazlığından bahsetmemelidir. Yani sağlam bir fizik, astronomi, mühendislik gibi doğa bilimi hakimiyeti gereklidir.

 Soru: Peki ne bekliyorsunuz?

Güzel ve nazlı bir kızın vereceği cevapla aynı şeyi bekliyoruz: İlgi. Şaka şaka… Değerlendirmede bizi ilgilendiren üç önemli kriter var:

1.) Yazım: Yani edebiyat dili, yani sözcükleri iyi kullanmak, yani derdini zorlanmadan anlatabilmek. (Genelde akıcı bir şekilde ve okuyucuyu yormayan hikayeler daha avantajlı oluyor. Okuyucuyu yorup da kaçırmayacak hale gelmek için de Orhan Pamuk kariyerine sahip olmak gerekli acele etmeyin.)

2.) Bilim: Başka bir deyişle teknik tutarlılık. Sonuçta bir evren yaratacaksınız ve bu evrensel sabitler okuyucunun kafasında soru işareti yaratmamalı. Hikaye teknoloji ve bilimkurgu ögeleri barındırmalı. Örneğin günümüzdeki teknik imkanlarla yapılması muhtemel bir tüp bebek hikayesi bilimkurgunun gri bölgesinde kaldığından şansınızı zorlamanıza sebep olabilir.

3.) Kurgu: Yani olay örgüsü. Hikayenin başı sonu belli bir bütünlüğe sahip olmalı. Okuduktan sonra bize “Vay bee!” dedirtecek hikayeler “N’oldu şimdi bu kadar mı?” dedirtecek hikayelerden daha avantajlıdır.

Aşağıda ise yarışma koşulları var. Bizim kadar samimi bir yarışma olamadığını bildiğimiz için denemenizde fayda olabilir. Tüm yarışmacı arkadaşlara şimdiden teşekkür ederiz. Ayrıca yarışma sonunda kazanamayan ve ukala olmayan arkadaşlara özel mesajla hikaye yorumlama servisimiz vardır.

Bu üç kritere de uygun bir örnek isterseniz, tam bir ders niteliğinde olan AE2012 birincimizin öyküsünü okuyabilirsiniz. Gururumuz Uzun John: yazım, bilim ve kurgu öğelerini hakkıyla vermiş.

YARIŞMA KOŞULLARI

1. Sonuç ve Ödüller

Yarışmayı kazanan öyküler 31 Ağustos 2013 tarihinde ayevrenkenti.com‘da açıklanacaktır. Ödül olarak AE2012 birincisine Otostopçunun Galaksi Rehberi (5′i bir yerde) hediye ettik. Bu seneki ödülü onun kadar kıymetli bir armağan Bir Uzay Efsanesi (Arthur Clarke) Dörtlemesi. Ayrıca birinci gelen öykü sitemizde yazarın istediği bir isimle gösterime sunulacaktır (Örnek: Sınır). İkinci ve üçüncüye yine bir şey yok, AE2012′ye zaten 10 kişi katıldı, öğrenci mütevazılığıyla düzenliyoruz ama güzel dostluklar ediniyoruz.

2. Katılım Koşulları

  • Yarışmaya AE Rektörlüğü dışında evrendeki her varlık katılabilir. (Yani tutup da ev arkadaşıma kitabı verecek değilim hem zaten onu da jüriye koydum ki ödül bir başkasına gitsin)
  • Öykü Türkçe yazılmalıdır. (Tek doğru dürüst bildiğimiz dil o çünkü. Ayrıca dili kullanma gücünüz çok önemli, yeni kavramlar üretmek bunlara yaparken dilin olanaklarından ne kadar yararlandığınız da önemli)
  • Konu serbesttir. (ama okuduktan sonra hani bunun bilimi, hani bunu kurgusu dememeliyiz ki dedirtenler oluyor)
  • Öykü, daha önce herhangi bir yarışmada ödül almamış olmalıdır. (Fazla rakip de yok zaten.)
  • Her yazar yalnızca bir öyküyle yarışmaya katılabilir. (Bize de acıyın. Cyborg veya Humanoid değiliz.)
  • Bu başvuru formunu mutlaka tam olarak doldurup taratıp öyküsüyle birlikte [email protected] adresine göndermesi yeterlidir. “ae_basvur.doc” adlı belgeyi AE’ye göndermeyen yarışmacılar yarışmaya kabul edilmeyeceklerdir. (Bu aslında bizim için lüzumsuz; fakat sizin ciddiyetinizi anlamamız için önemli bir gösterge.)

3. Seçici Kurul

AE RektörlüğüH.G. WellsJules VerneUrsula K. Le GuinIsaac AsimovPhilip K. DickArthur C. Clarke,George OrwellStainslaw LemDouglas Adams (İlki hariç gerisi bilimkurgu tanrılarıdır. Saygısızlık etmeyin çarpılırsınız.)

4. Biçim

  • Öyküyü yazmak için, Word 2007 açtığınızda karşınıza çıkan ayarlar yeterlidir, “Calibri” fontu ve “11” pounto büyüklükte karakter  seçilerek yazılmalı ve e-postaya ekli olarak gönderilmelidir. (1.15 satır aralığı ve paragraf sonrası 10nk boşluk da zaten halihazırda gelen ayarlardandır. Arial da olur ama kasmayın işte, okunaklı olsun yeter. Ama verdiğimiz ölçülerde olursa artı puan tabi.)
  • Öykü kısa olduğundan mütevellit 5 sayfayı geçmemelidir. (Adı üstünde kısa öykü. Dostoevski gibi cilt cilt kitap yazma devri kapandı, kişiler artık lüzumsuz bir çok şeyle uğraşıyor.)
  • Word dosyasının içinde sadece öykü olmalıdır. Eğer isterseniz kendinize ait çizimler de bulunabilir. Ama yine 5 sayfayı geçmemek kaydıyla.
  • E-postanıza -isteğe bağlı- özgeçmişinizi ekleyebilirsiniz.
  • Yazarın kimlik bilgilerinin bulunduğu dosyanın adına yazarın adı verilmelidir.
  • Kazandığınız takdirde öykünüzü seçtiğiniz bir rumuzla da yayınlayabiliriz.

5. Yapıtın Teslimi

Yaptığınız yapıtı 1 Ağustos 2013 tarihine dek [email protected] adresine gönderilmelidir.

Ayrıca bilgi ve iletişim için tıklayın.

1.Uluslararası İzmir Karikatür Yarışması (02 Nisan 2013)

İZMİR KONAK BELEDİYESİ  NEŞE VE KARİKATÜR MÜZESİ  İZMİR KONULU 1 ULUSLARARASI KARİKATÜR YARIŞMASI ŞARTNAMESİ
1-AMAÇ:
 İzmir Konak Belediyesi 2012 yılında Mizahın en az “eleştirel” gücü kadar, “barışçıl” yani “birleştirici” gücünü de öne çıkarmak ve neşeli bir kültür kurumu yaratabilmek amacıyla Neşe ve Karikatür Müzesi’ni kurmuştur. “Karikatürcü gözüyle İzmir size ne çağrıştırıyor?” diyerek ve İzmir’in turizm açısından gelişmesine, tanıtımına katkıda bulunmak amacı ile “İzmir Konulu 1. Uluslararası Karikatür Yarışması” düzenlenmesine karar verilmiştir.
2-KONU:
 Yarışmanın konusu “İzmir” olup yarışmaya katılacak sanatçı eserinde, İzmir’in güncel veya tarihi öğelerinden en az birini, somut ya da imalı olarak mizahla ele almalı ve görselleştirmelidir.
3-KATILIM ŞARTLARI :
3.1- Yarışmaya, profesyonel, amatör bütün dünya karikatürcüleri katılabilir. Yaş sınırlaması yoktur.
3.2- Karikatürcüler daha önce yayımlanmış ya da eserleriyle daha önce başka bir yarışmaya katılmış olabilirler, ancak ödül almamış ve sanatçının özgün fikri üzerine kurulu olmalıdır Seçici Kurul, taklit, çalıntı, aşırı esinlenme olduğu kanısına vardığı eserleri yarışmadan çıkaracaktır. Ödül aldığı halde bu kusurları taşıdığı sonradan saptanan her bir nesnenin müellifi, ortaya çıkabilecek telif hakkı sorunlarının tek muhatabı olacaktır ve aldığı ödülü geri vermeyi peşinen kabul eder.
3.3-Bir yarışmacı, yarışmaya en çok üç nesne ile katılabilir.
3.4-Yarışmaya katılan eserler iade edilmeyecek, Neşe ve Karikatür Müzesi koleksiyonuna alınacak, ödül alan eserler Konak Belediyesi tarafından afiş ,broşür, her türlü tanıtım materyalinde kültürel amaçlı kullanılabilecektir.
3.5-Yarışmaya katılan karikatürlerden seçici kurul tarafından sergilenmeye değer görülenler sergilenecek ve oluşturulacak albümde yer alacaktır. Sergilenen karikatürlerin sahiplerine birer albüm ve katılım belgesi gönderilecektir.
3.6-Yarışmaya katılan sanatçılar yukarıdaki şartları kendiliğinden kabul etmiş sayılır.
4-ESERLERİN BOYUTU :
Yarışmaya gönderilecek karikatürlerde çizim tekniği serbest olup çalışmalar renkli veya siyah beyaz olabilecektir. Eserlerin orijinal olması lehte bir puan oluşturacaktır. Islak imzalı olması kaydıyla dijital baskılar da değerlendirilmeye alınacaktır. Eserler her iki halde de başka bir zemine yapıştırılmamalıdırlar. Karikatürler en az A4(210×297 mm) en çok A3(297×420 mm) boyutlarında olmalıdır.
5-ESERLERİN İŞARETLENMESİ :
 Eserlerin arkasına sanatçının adı-soyadı telefon numarası,internet ve posta adresleri yazılacak, gönderi zarfına 6×9 cm’den küçük olmayan bir fotoğrafları ile kısa bir yaşam öyküleri eklenecektir.18 yaşından küçük T.C. vatandaşı yarışmacılar doğum tarihlerini,TC kimlik numaralarını,yasal velilerinin şartları kabul ettiğine dair imzalarını eklemelidirler.
6-ESERLERİN ULAŞTIRILMASI :
Eserler, 02.04.2013 tarihine kadar, ilgili adrese, posta ya da kargo ile veya makbuz karşılığı elden teslim edilerek ulaşmış olmalıdır. Teslim alınmadan önce hasar görmüş çalışmalar, yarışmaya alınmayacaktır.
7-ESERLERİN TESLİM YERİ:
 İzmir Konak Belediyesi Neşe ve Karikatür Müzesi
Adres:
Yüzbaşı Selahattin Bey Sk. (Eski 1462 Sk) No : 9 Alsancak/ İzmir
İletişim No : +90 (232) 465 31 05,  [email protected]
8-SEÇİCİ KURUL ÜYELERİ :
Doğan HIZLAN (Gazeteci- Yazar) Rıfat MUTLU (Karikatürcü-:Karikatürcüler Derneği İzmir Temsilcisi) Niyazi YOLTAŞ (Karikatürcü) Tan ORAL (Karikatürcü) Eray ÖZBEK (Müze Yürütme Kurulu Üyesi- Karikatürcü) İzel ROZENTAL (Karikatürcü) Mehmet ASLAN (Ressam- Karikatürcü) Cemalettin GÜZELOĞLU (Karikatürcü) Dilek Maktal Canko (Müze Koordinatörü).
9-DÜZENLEME KURULU:
Dr.Hakan TARTAN – Konak Belediye Başkanı, Veli ŞAKIR – Konak Belediye Başkan Yardımcısı, Bahar AKDOĞAN ŞENGİL – Kütüphane Müdürü
10-YARIŞMA TAKVİMİ:
Son Katılım Tarihi: 02.04.2013
Seçici Kurul Toplantısı: 14.04.2013
Kesin Sonuç Bildirim Tarihi: 25.04.2013
Seçici Kurul seçtiği eserleri www.izmirneselimuze.com ve www.konak.bel.tr adreslerinde yayınlayacak, katılımcılara e-adreslerinden duyuracaktır. Sonuçlar, on gün sonra kesinleşecek ve hem internet hem de basın yolu ile ilan edilecektir.
11-ÖDÜLLER:
Birincilik ödülü: 10.000.- TL,
İkincilik ödülü: 6.000.- TL,
Üçüncülük ödülü: 4.000.- TL.
2 mansiyon ödülü: 2.000.- TL.dir.
12-YARIŞMA SEKRETERYASI:
Yarışma Sorumlusu : Özge AKSOY
Adres: Konak Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü
Milli Kütüphane Cd. No:14 SSK Blokları Blok Kat:6 Konak İZMİR
0 (232) 482 10 35 / 7558-7559-7457-7537
E-posta: [email protected] r
Elektronik Ağ: www.konak.bel.tr  .

Nikon Uluslararası Fotoğraf Yarışması 2012-2013 Duyuruldu [The Nikon Photo Contest 2012-2013]

Nikon, 2012-2013 için Nikon Uluslararası Fotoğraf Yarışması (The Nikon Photo Contest 2012-2013) başvurularının 1 Aralık 2012 – 28 Şubat 2013 tarihleri arasında kabul edileceğini duyurdu. 1969 yılından beri düzenlenen yarışma, uluslararası anlamda en çok katılımın olduğu yarışmalardan biri olarak kabul edilmektedir. Nikon Corporation dünya çapındaki her yaşta amatör ve profesyonel fotoğrafçıların kültürlerini ve bakış açılarını yansıtmalarına fırsat vermek amacıyla düzenlemiş olduğu bu yarışma sayede fotoğrafçılara duygu ve düşüncelerini tüm dünya ile paylaşarak kendilerini fotoğraflarıyla ifade etme imkanı da tanımaktadır.

Her gün internet üzerinden 1 milyondan fazla fotoğraf paylaşılmaktadır. Bu durum fotoğrafçılık dünyasının geçirdiği büyük değişimin de aynı zamanda bir göstergesidir. Nikon’da tam 43 yıldır 34. kez düzenlemiş olduğu Nikon Fotoğraf Yarışmaları (The Nikon Photo Contest) ile bu dijital devrime uygun olarak kategoriler düzenlemeye her yıl özen göstermektedir. Özellikle son on yılda meydana gelen değişimin etkisiyle Nikon’un düzenlemiş olduğu fotoğraf yarışmalarında da bu teknolojik gelişmenin yansımaları görülmektedir. Nikon bu seneki fotoğraf yarışmasında “fotografik video kategorisi” eklenerek

1969 yılından beri düzenlenen Nikon Photo Contest ‘e yaklaşık 350.000 fotoğrafçı 1.380.000 fotoğrafla katılmıştır. Katılımın ne kadar büyük olduğunu açıklamak için sadece geçen seneki rakamları size verecek olursak 153 ülkeden 23.000 fotoğrafçı 60.000′den fazla fotoğraf göndermiştir.

Nikon Photo Contest 2012-2013 Yarışma Kategorileri

  • A Kategori: Tek kare fotoğraf
  • Kategori B: Kompozit fotoğraflar (2 ila 5 fotoğrafdan oluşan)Birden fazla fotoğrafın tek bir fotoğraf meydana getirecek şekilde bir arada sunulmasından oluşan fotoğrafa kompozit fotoğraf denilmektedir.
  • Kategori C: Fotografik Video (45 saniye uzunluğunda): Herangi bir format dijital fotoğraf makinesi kayıt özelliği kullanarak yaratılmış olabilir. Dosya boyutu 200 MB ve dosya formatı MOV olmalıdır.
  • Kategori D: Motion Snapshot (Bu modda ağır çekim olarak oynatabileceğiniz fotoğraf ile full-HD film birleştiriliyor. Basitçe denklanşöre bastığınızda fotoğraf kaydediliyor, ancak denklanşöre basma zamanından 1 saniye önce ve sonra arasında bir kısa film de çekiyor. Bu filmler Motion Snapshots modunda ağır çekim olarak oynatılabiliyor) Bu özelliğe sahip kameralar olan Nikon 1 ile çekilmiş olma şartı aranmaktadır.
Nikon Photo Contest 2012-2013 Yarışma Ödülleri
Kategori Birinci İkinci Üçüncü
Büyük Ödül Ödül sayısı: 1

  • 12.500 USD değerinde Nikon ürünleri
  • Fotoğraf galerisi katılım.
A Kategoriai: Tek kare fotoğraf Ödül sayısı: 1

  • 6.200 USD değerinde Nikon ürünleri
  • Fotoğraf galerisi katılım.
Ödül sayısı: 5

  • 2,500 USD değerinde Nikon ürünleri
Ödül sayısı: 10

  • 1,250 USD değerinde Nikon ürünleri
Kategori B: Kompozit fotoğraflar Ödül sayısı: 1

  • 6.200 USD değerinde Nikon ürünleri
  • Fotoğraf galerisi katılım.
Ödül sayısı: 5

  • 2,500 USD değerinde Nikon ürünleri
Ödül sayısı: 10

  • 1,250 USD değerinde Nikon ürünleri
Kategori C: Foto-grafik video Ödül sayısı: 1

  • 6.200 USD değerinde Nikon ürünleri
  • Fotoğraf galerisi katılım.
Ödül sayısı: 5

  • 2,500 USD değerinde Nikon ürünleri
Ödül sayısı: 10

  • 1,250 USD değerinde Nikon ürünleri
Kategori D: Motion Snapshot Ödül Sayısı: 3

  • 2,500 USD değerinde Nikon ürünleri
NIKKOR Ödülü Ödül sayısı: 1

  • 1,250 USD değerinde Nikon ürünleri
En Popüler Giriş İçin Katılımcılar Ödülü Ödül sayısı: 1

  • 6.200 USD değerinde Nikon ürünleri

Nikon Photo Contest 2012-2013 Yarışma Takvimi

Başlangıç tarihi: 1 Aralık 2012

Son başvuru tarihi: 28 Şubat 2013

Yarışma Katılımı

Yarışmaya katılım 01 Aralık 2012 tarihinden itibaren http://www.nikon-photocontest.com internet sitesi üzerinden yapılacaktır.

Yarışma Sonucu

  • Kazananlar 2013 yılı Ağustos ayında e-posta yoluyla bildirilecek aynı zamanda Nikon’un resmi sitesinden de duyurulacaktır.
Nikon Photo Contest 2012-2013 Yarışma Jürisi
Nikon Photo Contest yarışma jürisi Chris RainierStefen ChowJulia DurkinTimothy FadekMorten Krogvold,Wang Lei, Larry McNeilMoeketsi MoticoeFumio NanjoRyo Ohwada, Raghu Rai, Aysha RemeithiMarcela TaboadaAmi Vitale oluşmaktadır. Her bir isme tıklayarak jüri üyeleri hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Son olarak size 1969 yılında ilk kez düzenlenen ve 2010-2011 yılı büyük ödüllerine sahip olan Nikon Photo Contest’i kazanan fotoğrafları beğeninize sunuyoruz. Yaklaşık yarım asırdır süren bu yarışmanın arşivine http://www.nikon-photocontest.com/en/#/archive adresinden ulaşabilirsiniz.

7.Fotosafari “Her Yönüyle Sultan Sazlığı” Fotoğraf Yarışması

7.Fotosafari “Her Yönüyle Sultan Sazlığı” Fotoğraf  Yarışması

Başlangıç:21/04/2012 08:00

Bitiş:21/04/2013 12:00

7.Fotosafari “Her Yönüyle Sultan Sazlığı” Fotoğraf Yarışması, Kayseri İlinde bulunan Sultan Sazlığı Milli Parkının dört mevsimde ulusal düzeyde tanınması için, yerel yaşamını, fiziki yapısını, doğasını, özelliklerini görüntülemek ve fotoğraf sanatının gelişimine katkıda bulunmaktır. Ayrıca Fotoğraf ve Fotoğrafçı arasındaki ilişkinin niteliğini güçlendirmek adına fotoğrafçıyı ödüllendirmeyi amaçlamaktadır. Yarışma “Genel Doğa” ve “Yerel Yaşam” olmak üzere iki kategoride düzenlenmektedir.

 Yarışma alanı: Sultan Sazlığı Milli Parkı

Yarışma süresi: 21 Nisan 2012 saat: 08.00 da başlar 21 Nisan 2013 saat: 12.00 de sona erer.

 SEÇİCİ KURUL

  • Ali Rıza AKALIN Fotoğraf Sanatçısı
  • Hamit YALÇIN Anadolu Fotoğraf Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
  • Hüseyin TAŞKIN Ulusal Fotoğraf Amatörleri Derneği (UFAD) Başkanı
  • Orhan CEYLAN Orman ve Su İşleri Kayseri Şube Müdürü
  • Recep ÖZKAN Sultan Sazlığı Milli Parkı Çevre Belediyeleri Birliği Başkanı

ÖDÜLLER:

Her iki kategoride ayrı ayrı olmak üzere;

Birinciye : 1.000 TL + Plaket

İkinciye : 750 TL + Plaket
Üçüncüye : 500 TL + Plaket
Sergileme (20 adet): 50 TL

 * Ödüllü ve sergilenmeye değer bulunan Fotoğrafların yer alacağı serginin tarih ve yeri daha sonra yarışmacı ve izleyicilere elektronik posta kanalıyla ve www.sultansazligibirligi.gov.tr internet adresinden duyurulacaktır.

 * Ayrıca her katılımcıya katılım belgesi verilecektir.

 KATKIDA BULUNANLAR

Sultan Sazlığı Milli Parkı Çevre Belediyeleri Birliği
Orman ve Su İşleri Kayseri Şube Müdürlüğü
Kayseri Ulusal Fotoğrafçılar Amatörler Derneği (UFAD)

Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu desteklemektedir Onay No: 2012/43
Yarışma süresince TFSF temsilcisi bulunacaktır.

 İLETİŞİM VE YARIŞMA SEKRETERYASI

Yarışma Sekretaryası: Ali ORHAN – Birlik Müdürü
Sultan Sazlığı Milli Parkı Çevre Belediyeleri Birliği Develi Belediyesi Hizmet Binası Develi – KAYSERİ
Tel: 0 352 621 60 41/117 Fax: 0 352 621 24 74 Cep Tel: 0 535 790 40 73 e-mail: [email protected]
Web : www.sultansazligibirligi.gov.tr
Sultan Sazlığı Milli Park İdaresi: Murat AKGÜN – Sultan Sazlığı Milli Parkı Mühendisi-Koordinatör Orman ve Su İşleri Kayseri Şube Müdürlüğü
Tel: 0 352 231 57 21/260 Fax: 0 352 222 13 02 Cep Tel: 0 505 200 86 32 e- mail: [email protected]

Şartnameyi İndirmek İçin      :http://www.ufad.org/sultansazligi2012.pdf
Katılım Formu İndirmek İçin: http://www.ufad.org/s.s.basvuru_formu_2012.jpg

 Başkent Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet Haberal 1. Ulusal Fotoğraf Yarışması

Başkent Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet Haberal 1. Ulusal Fotoğraf Yarışması

Başlangıç:30/01/2013 08:00

Bitiş:26/04/2013 17:00

Detaylar için resimlere tıklayınız.

Adana Rotary Kulübü 10. Uluslararası Fotoğraf Yarışması – ‘Bana Öykünü Anlat’

Adana Rotary Kulübü 10. Uluslararası Fotoğraf Yarışması – ‘Bana Öykünü Anlat’

Başlangıç:30/01/2013 08:00

Bitiş:01/05/2013 17:00

Ücret :1 kategori 20 TL (approximately $11)

Organizatör:YARIŞMA ŞARTNAMESİ

Yarışma Adı: 

Adana Rotary Kulübü 10. Uluslararası Fotoğraf Yarışması
Yarışma Teması
‘Bana Öykünü Anlat’ olarak belirlenmiştir
• Her bir katılımcı en az 3 en fazla 10 eserden oluşan bir portfolyo ile katılabilir, eserler tek tek değil, portfolyo olarak değerlendirilecektir.
• Portfolyo için gönderilecek eserlerin kendi içinde bir öyküsü olması gereklidir.
• Portfolyoların bir öyküyü anlatması şartıyla, konusu serbesttir.
• Portfolyolar, siyah/beyaz, renkli veya karışık olabilir.
• Portfolyolarda her türlü teknik serbesttir.
• Adana Rotary Kulübü, katılan portfolyoların Barış Temalı olanlar arasından birisine “Adana Rotary Kulübü Onur Ödülünü” verir. Seçici kurul bu ödül için değerlendirmede, Adana Rotary Kulübü Yönetiminin danışmanlığından yararlanabilir.
• Juri Üyeleri ve I. Dereceden akrabaları yarışmaya katılamaz.
• Yarışmaya sadece www.altinjuri.com adresinden sunulan eserler kabul edilecektir. Baskı, CD veya mail ile katılım kabul edilmeyecektir.
• Yarışmaya gönderilecek fotoğraflar JPEG formatında,(en yüksek sıkıştırılmamış kalite) 300dpi çözünürlükte büyük boy baskıya elverecek şekilde, kısa kenar 2000 pikselden küçük ve 6MB’dan büyük olmayacak boyutta internet adresine yüklenecektir.
• Gönderilen fotograflar hangi isimde yuklenirse yuklensin, sistem tarafından otomatik olarak bir kod numarasına sahip olur ve bu numaralar ile Juri değerlendirmesine girer. Juri hiçbir şekilde eserin veya katılımcının adını göremez.
Juri değerlendirmesi halka açık olacaktır. Her bir jüri üyesi eserleri teknik, öyküsel ve felsefik olarak inceledikten sonra bir puan verecektir. Yarışma sonuçları alınacak toplam puana göre belirlenecektir.
Juri üye sayısının yarısından bir fazlası ile toplanabilir.
• İnternet üzerinden yarışmaya gönderilen fotoğraflarda sistemden veya kullanıcıdan kaynaklı hatalar oluşması halinde [email protected] adresinden iletişime geçilerek bilgi verilmesi halinde problem kısa sürede giderilecektir. Bu email adresi sadece fotoğraf yükleme problemiyle ilgili kullanılabilecektir; bu mail adresine fotoğraf gönderilmesi yarışmaya katılmış olunması anlamında değerlendirilmez ve katılım kesinlikle kabul edilmez.
• Tüm katılımcılara ödül almış ve sergilemeye değer bulunmuş eserlerin yer aldığı bir CD gönderilecektir.
Ödüller
• FIAP Altın Madalya
• UPI Altın Madalya
• FIAP Gümüş Madalya
• UPI Gümüş Madalya
• FIAP Bronz Madalya
 • UPI Bronz Madalya
• 6 adet FIAP Mansiyonu
• 6 adet UPI Mansiyonu
• Adana Rotary Kulübü Onur Ödülü (Barış Konulu Portfolyo Arasından Seçilecektir)
• Altın Oran Özel Ödülü
(Ödül sıralaması yukarıdaki düzenlemeye göre yapılacaktır)
Yarışma Takvimi
• Son gönderim tarihi 1 Mayıs 2013
• Jurinin toplanması; 4 Mayıs 2013
• Sonuçların açıklanması 4 Mayıs 2013
• Ödül töreni  Haziran 2013
Yarışma Sonuçları; www.altinjuri.com adresinden 4Mayıs 2013 tarihinde duyurulacaktır.
Katılım Ödentisi Yarışmaya katılım ücreti 20 tl, dir.
TFSF Temsilcisi 
Tayfun KOCAMAN –  TFSF yarışmaları birimi sorumlusu
Yarışma Sekreteri 
Mustafa GÖKÇEN  [email protected]
Jüri Üyeleri; (Soyadı sırasına göre alfabetik olarak listelenmiştir)
Ali Rıza Akalın
Reha Bilir
Nevzat Çakır
Sina Çoşkun
Sadık Demiröz
Suat Kalfa- Adana Rotary Kulübü Başk.
Sabit Kalfagil
Cengiz Karlıova
İzzet Keribar
Romain Nero – Lüksemburg – FIAP Yön. Kur. Üyesi
Timurtaş Onan
Erol Özdayı
S.Haluk Uygur – Moderator
Gazi Yüksel- KIBRIS / Yakın Doğu Üni Öğretim Gör.
İbrahim Zaman
(S. Haluk Uygur jüriye moderatörlük yapar, görevi jürinin kurallara uygun şekilde çalışmasına yardımcı olmaktır. Kendisi oy kullanmaz)
FIAP  2013/123
TFSF 2013 / 6
UPI  L130008-M1G1S1B.
Adres: Adana Rotary Kulübü Fuzuli Cad. Galeria İş Merkezi 140 / 65 Seyhan ADANA TÜRKİYE Tel : + 90 322 458 33 35

Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2013 başvuruları başladı.

Geleceğin yazarlarını müjdeleyen yarışma!

Çocukları ve gençleri edebiyata yakınlaştıran çağdaş kitaplar yayımlayan Günışığı Kitaplığı, ülke çapında tüm 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerini öykü yazmaya çağırıyor. Usta öykücü Zeynep Cemali’nin anısına bu yıl üçüncüsü düzenlenen yarışmanın son başvuru tarihi 15 Mayıs.

İlkgençliğe adım atan çocukların, kendilerini yazarak ifade etmelerini ve edebiyatla yakınlaşmalarını hedefleyen, Türkiye genelinde 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin katılabildiği Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2013 için başvurular başladı. Günışığı Kitaplığı tarafından, usta öykücü Zeynep Cemali’nin anısına düzenlenen yarışmanın teması, her yıl yazarın sevilen bir kitabından seçiliyor. Bu yıl tema, Cemali’nin Gül Sokağı’nın Dikenleri adlı öykü kitabındaki “Onların arasında olmak için neler vermezdi,” cümlesinden yola çıkılarak “arkadaşlık” olarak belirlendi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın izniyle ülke genelinde duyurulan bu yılki yarışmanın son başvuru tarihi 15 Mayıs. Öyküleri değerlendirecek 2013 Seçici Kurulu Necati Güngör, Gülsüm Cengiz, Aslı Tohumcu, Prof. Dr. Selahattin Dilidüzgün ve Dr. Müren Beykan’dan oluşuyor.

Bültenin ayrıntılarına ekteki belgeden ulaşabilirsiniz.

İletişim Yöneticisi   Meltem İge  meltemige@gunisigikitapligi.com

 

Benim MS’im Multipl Skleroz Öykü Yarışması

Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr Cavit Boz ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr Murat Terzi, MS hastalarına yönelik ; Benim MS’im, Multipl Skleroz Öykü Yarışması adı altında bir araya geldiler. Bu yarışma; MS hastalarının ya da hasta yakınlarının “hastalık öykülerini” anlatıp paylaşabilecekleri bir projedir.

KATILMA KOŞULLARI
Öykü dili Türkçedir.
Kendisi MS hastası olan ya da birinci derece yakınında MS bulunan 14 yaş üzeri katılımcılar yarışmaya başvurabilirler.
Her katılımcı Times New Roman yazı karakteri ya da okunaklı el yazısı ile hazırlanmış öyküsü ile yarışmaya katılabilir.
Adayların öykülerini en geç 10 Nisan 2013 tarihine kadar;
[email protected] adresine göndererek ya da direkt olarak
Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Nöroloji MS polikliniği,
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Nöroloji Bölümü MS polikliniğine gönderebilirler.
Dereceye girenler ödüllendirilecektir. Sonuçlar Mayıs 2013’te yapılacak olan ve Ulusal yayın yapan bir televizyon kanalınca canlı olarak “MS hasta okulu” sırasında açıklanacaktır.
Öykülerin yayın hakkı www.turkms.com adresinde olacaktır.
Katılımcılar Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Nöroloji Bölümü MS polikliniğinden bilgi alabilirler.

JÜRİ:
Ömer Turan: Şair-Yazar
Doç.Dr. Murat Terzi: Nöroloji Uzmanı
Prof.Dr. Cavit Boz: Nöroloji Uzmanı

Sanatı sevip, Korumak mı dediniz ? ” Resim ve Heykel Müzesi’nde 202 eser kayıp “

Türk resim ve heykel sanatının dünyaca ünlü sanatçılarına ait 5 bine yakın paha biçilmez eserine ev sahipliği yapan ve geçtiğimiz yıllarda birbiri ardına yaşanan hırsızlık olaylarıyla sarsılan Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde skandallar bitmek bilmiyor. Müzede 202 eser kayıp, 46 eser sahte, 27 eserin orijinalliği ağır kuşkulu…

Milliyet Gazetesi’nden Sertaç Koç’un haberine göre, bünyesinde barındırdığı eserler nedeniyle “resim ve heykelin milli hafızası” olarak nitelendirilen müzede 2009’da Hoca Ali Rıza’ya ait 13 adet karakalem eskizinin sahteleriyle değiştirildiğinin belirlenmesinin ardından sayım komisyonunun başlattığı çalışma tamamlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, olası tepkiler nedeniyle kamuoyuyla paylaşmadığı rapora göre, müzede bulunan Fikret Mualla, İbrahim Çallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Şevket Dağ, Hoca Ali Rıza, Hüseyin Avni Lifij, Halil Paşa, Hikmet Onat, Feyhaman Duran, Refik Epikman, Mehmet Ali Laga, Fethi Arda, Sami Yetik, Mustafa Ayaz, Zühtü Müridoğlu’nun da aralarında bulunduğu sanatçıların yüzlerce eserinin “kayıp”, “sahte” ya da “ağır kuşkulu” olduğu ortaya çıktı.

Kayıtları var, kendileri yok
Raporda müze envanterine kayıtlı olmasına karşın 202 eserin kayıp olduğu, 46 eserin sahteleriyle değiştirildiği, 27 eserin orijinalliğinin ağır kuşkulu olduğu iddia edildi. Böylece kayıp ve sahte olmak üzere toplam 248 eserin müzeden çalındığı anlaşılırken, ağır kuşkulu olan 27 eserin orjinal olup olmadığı ise yapılacak incelemenin ardından netlik kazanacak.

Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde 2009’da Hoca Ali Rıza’ya ait 13 adet karakalem eskizinin sahteleriyle değiştirilerek çalındığı, o dönem teşhirde bulunan Şevket Dağ’a ait bir tablonun da sahte olduğu belirlenmişti. Hırsızlık olaylarının ardından, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın talimatıyla müzedeki diğer eserlerin incelenmesi için sayım komisyonu oluşturulmuştu.

5 bin eser incelendi
Sanatçı, akademisyen, uzman ve müfettişlerden oluşan sayım komisyonu çalışmalarına 22 Ocak 2010’da başladı. Komisyon, 4 bin 108’i müze envanterine kayıtlı yaklaşık 5 bin eseri titizlikle inceleyerek çalışmalarını 18 ocak 2011’de tamamladı. Komisyonun raporu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderdi. Raporda müze envanterine kayıtlı olmasına karşın 202 eserin kayıp, 46 eserin sahteleriyle değiştirildiği, 27 eserin orjinalliğinin ağır kuşkulu olduğu belirlendi.

Müzedeki kayıp ve sahte eserlerin çokluğu nedeniyle bakanlık yetkilileri büyük bir şok yaşadı. Müzede 2009’da Hoca Ali Rıza’ya ait 13 eserin çalınması nedeniyle oluşan tepkiyi gözününde bulunduran bakanlığın daha yoğun tepki geleceği endişesiyle, raporu kamuoyuna yansıtmadığı ve sızdırılmaması için yoğun çaba sarf ettiği öne sürüldü.

46 eser sahte çıktı
Raporda müze envanterine kayıtlı 46 adet eserin sahte olduğu tespit edildi. Bu  eserler arasında daha önce sahte olduğu anlaşılan Hoca Ali Rıza’nın 13 ve Şevket Dağ’ın bir çalışmasının yanı sıra, aynı sanatçılara ait başka eserler ve birçok önemli sanatçının tabloları bulunuyor. Orijinalleri çalınarak yerlerine sahtelerinin konulan eserlerden bazıları şöyle:
“Fethi Arda/Kara Giysiler, Fethi Arda/Kompozisyon, Hüseyin Yüce/Karda Ağaçlar, Şevket Dağ/Kuyu, Şevket Dağ/Manzara, Refik Epikman/Peyzaj, İbrahim Çallı/Manolyalar, İbrahim Çallı/Moda Deniz Hamamı, İbrahim Çallı/Kayıklar, İvan Konstantinoviç Aivazovsky/Peyzaj, Malik Aksel/Gölge Oyunu, Arif Kaptan/Çoban, Saip Tuna/portre, Saip Tuna/Gelincikler, Hikmet Onat/Manzara, Hikmet Onat/Sandalda Kadınlar, Pertev Boyar/Peyzaj, Fikret Mualla/Kumarhane, Hoca Ali Rıza/Mezarlık Yolu, Hoca Ali Rıza/Çamlıca Kız Lisesi, Hoca Ali Rıza/İshak Paşa Çeşmesi, Hoca Ali Rıza/Natürmort, Hoca Ali Rıza/Çamlıca, Hoca Ali Rıza/Çamlıca, Hoca Ali Rıza/Sokak Çengelköy Kuleli Yolu, Hoca Ali Rıza/Kayalık, Hoca Ali Rıza/Sultan Çayırından, Nazmi Ziya Güran/Manzara, Sabri Berkel/Natürmort, Sami Yetik/Peyzaj, Mehmet Ali Laga/Mesudiye, Mehmet Ali Laga/Sarıca İli, Bedri Rahmi Eyüboğlu/Manzara ve Bahçe.”

Ağır kuşkulu eserler
Raporda ayrıca, müze envanterine kayıtlı olan 27 adet eserin de orijinalliğinin kuşkulu ya da ağır kuşkulu olduğu belirlendi. Eser sahibi sanatçıların tarz ve üsluplarıyla farklılık gösteren 27 eserin, gerçek olup olmadığı ise Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nda (TAEK) yapılacak kimyasal boya analizlerinin (spectum) ardından netlik kazanacak. Gerçek olup olmadığı ağır kuşkulu olan eserlerden bazıları ise şöyle:
“Fikret Mualla/Dedikodu, Fikret Mualla/Balo, Fikret Mualla/Pazar Yeri, Fikret Mualla/Garson, Fikret Mualla/Köpekle Gezinti, Fikret Mualla/Barda Sohbet, Fikret Mualla/Balon Satan Kadın, Fikret Mualla Balıkçılar, Şevket Dağ/Han İçi, Halil Paşa/Develi, Halil Paşa/Boğaz, Halil Paşa/Boğaz, Agah Efendi/Suya İnen İnekler, Saip Tuna/Kayıklı Manzara, Münif Fehim/Portre, Mehmet Ali Laga/Çardak’tan Gelibolu’ya, Hoca Ali Rıza/Tabiattan, Hoca Ali Rıza/Natürmort, Üsküdarlı Cevat/Büyükada, Refik Epikman/Erzincan’dan manzara.”

1980’de açıldı
Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, 6’ncı Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün talimatıyla restore edilen Türk Ocağı binasında,  2 Nisan 1980 tarihinde açıldı. Başbakanlık genelgesiyle o dönem kamu kurumlarındaki 500 kadar sanat eseri toplanarak müzenin ilk koleksiyonu oluşturuldu. Bu eserler, seçici kurul tarafından belirlenen yerlere asılarak izlenime sunuldu. Müzede 1980’den bu yana kurucu Müdür Tunç Tanışık ile Nejdet Can, Vural Yurdakul, Mükerrem Baydar, Özgür İzzet Pektaş, Ömer Osman Gündoğdu müdürlük görevinde bulundu. Ali İhsan Gürsoy halen müdürlüğü görevini vekaleten yürütüyor.

Hırsızlık olaylarıyla gündeme gelmişti 
Uzun yıllar ziyarete kapalı olan Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Altındağ Belediyesi işbirliğiyle 2007-2008 arasında yapılan tadilatın ardından hizmete açılmıştı. 2007’de tadilat sürdüğü sırada müze bahçesine bir kamyonla giren hırsızlar, gündüz vakti işçilerin gözü önünde bahçedeki iki bronz heykeli çalmıştı. Heykellerin tarihi değerinin olmadığı açıklanmış, ancak müze müdürü görevinden almıştı. Ayrıca, başlatılan soruşturma kapsamında müzede görevli 26 personele çalınan heykeller için 6’şar bin TL ceza kesilmişti. 2009’da ise müzede çalışan bir güvenlik görevlisi İbrahim Çallı’nın bir yağlı boya portresi ile Şevket Dağ’ın iki tablosunu çalmış, ancak eserleri satamayınca 3 gün sonra tekrar müze bahçesine bırakmıştı. Müzeden 1997’de 31 eser çalınmıştı. Çalınan bu eserler hâlâ bulunamadı. Müze son olarak 2009’da Hoca Ali Rıza’ya ait eserlerin sahteleriyle değiştirildiğinin anlaşılmasıyla gündeme gelmişti.

Kayıp eserlerden bazıları
Rapora göre, müze envanterine kayıtlı olmasına karşın paha biçilemeyen 202 eserin “kayıp” olduğu tespit edildi. Kayıp eserlerden bazıları şöyle:
–  Şevket Dağ: Surlardan, Cami Kapısı, Cami İçi, Topkapı Sarayı Kızlar Ağası Dairesi, Pencereden Görünüm
–  Şefik Bursalı: Dolmabahçe’den,
–  Zühtü Müridoğlu: Alçı kadın başı, Bronz figür, n Hasan Vecih Bereketoğlu: Kurbağalı Dere,  n Halil Paşa: Güller, Britanya’dan Kadın, Yalılar, Manzara, n Devrim Erbil: Soyutlama,
–  Hikmet Onat:?İstanbul Boğaz’dan Peyzaj, Salacak’tan Manzara, Anadolu Hisarı, n Oya Kınıklı: Yeşil Yaylı Kemancı, n Hamiye Çolakoğlu: Seramik Nene Hatun formu,n Bedri Rahmi Eyüboğlu: Muradiye’de Kahve, Edirne Tunca Köprüsü, n Feyhaman Duran: Süleymaniye‘den Fatih’e Doğru, Laleli Buket, Hoca Ali Rıza’nın portresi,
–  Yusuf Çöloğlu: Kapadokya, n Şeref Akdik: Pendik, Erdek Balıkçı Kayıkları, n Hüseyin Avni Lifij: Kağnı ve Köylüler, Ankara’da Bir Sokak,
–  İbrahim Çallı: Manzara, Bahçede Kadın, Peyzaj, n Hoca Ali Rıza: Bulgurlu’da Timurcu Çeşmesi, Yağış, Sandal Balıkçı Kulübesi, Beykoz’da İshak Ağa Kahvesi, Kaya ve Çam, n Mehmet Ali Laga: Manzara, n İsmail Hakkı: Batan Gemi, n Ali Avni Çelebi: Vatanı Müdafa Eden Türk Askeri, n Mehmet Ruhi Arel: Sakarya’dan Doğan Çay,
–  Sami Yetik: Kasımpatılı Natürmort, Peyzaj, n Arif Kaptan: Natürmort,
–  Namık İsmail: Denizde Vapur,
–  Hasan Vecih Bereketoğlu: Manzara, Çankaya’dan, n Hüsmeyin Zekai Paşa: Cami, n Mustafa Esat Düzgünman: Battal Ebru.

KİM, NE DEDİ?
‘Hakikaten yüreğim ağlıyor’
Rafi Portakal (Müzayedeci): 
“Habere göre 202 eserin çalınması, bir günlük bir iş değil, zun zamana yayılmış. Dünyanın başka taraflarında da müzelerden eserler çalınıyor ama böylesi sayıda eserin çalındığı müzeyi hatırlamıyorum. Bu sanat eserlerine verdiğimiz değeri gösteriyor. Sahte eserlere gelince işin o ayrı bir trajedi. Eserler çalınıp yerine başkaları konuyor, uzun süre fark edilmiyor. Hakikaten bir sanat adamı olarak yüreğim ağlıyor.”

‘İçeriden yapılmış bir şey’
Yahşi Baraz (Galerici): 
“Resim Heykel Müzesi’nde resimlerin doğru dürüst envanteri çıkarılmadı. Yeni yeni yapılıyor. Böyle olunca da bazı kötü niyetli insanlar resimleri değiştirebilir; bu içeriden yapılmış bir şey. Kültür Bakanlığı kayıp eserleri kamuoyuyla paylaşmalı. Galerilere, açık artırma merkezlerine bildirmeli özellikle. Biz de kayıp eserlerden birisi gelirse bakanlığa bilgi verebiliriz. Bu eserler yurtdışında da olabilir üstelik. Daha komik olanı şu: Birisi bu tablolardan birini kayıp olduğunu bilmeden de almış olabilir.”

‘Kayıp eserler açıklanmalı’
Turgay Artam (Müzayedeci): 
“Bu bilirkişi raporu doğru ise sanat açısından çok kötü bir durum. Bildiğim kadarıyla Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bu konularla yakından ilgili ve çok hassas. Şimdi bu kayıp eserlerin, resimleri ile hemen açıklanması gerekiyor, ki galeriler, müzayede kuruluşları, hatta koleksiyoncular bunları almasın. Daha önce Milli Kütüphane Koleksiyonu’ndan tablolar yok olmuştu. O tabloların hiçbirinin fotoğrafları bulunamadı. Sadece kayıp tabloların ressamlarının adı var.”

‘Resmi dokümantasyon yok’
Hüsamettin Koçan (Sanatçı): 
“Türkiye’de devletin elinde olan sanat eserlerinin resmi bir dokümantasyonu doğru dürüst çıkmış değil. Bir ara Kültür Bakanlığı ciddi biçimde ele almaya çalıştı, fakat son durum konusunda bilgim yok. Müzede biliyoruz ki bürokrosinin kendi çarkları içinde bir rastlantısallık söz konusu. Orası biraz devlet bürokrasisi nasıl işliyorsa öyle işliyor. Muhtemeldir ki bürokratik çark içinde bunların yaşanması da mümkün.”

‘Bir birikimi barındırıyor’
Doç. Dr. Zeynep Yasa Yaman (Sanat tarihçi): 
Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Türkiye’nin modern sanatının temsili açısından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi’nden sonra ya da en az onun kadar önemlidir. Yaklaşık Meşrutiyet döneminden 1990’lara kadarki Türk sanatının önemli birikimini barındığı söylenebilir. 1990’lardan bu yana müze birçok soruşturma ve sayım geçirdi. Eğer bir müzeye yaraşır envanter kayıtlarına, arşive sahipse; komisyonların elinde kuruluş tarihi itibariyle müze koleksiyonuna alınan eserlerin listelerinin bulunması ve konunun yalnızca depo sayımından ibaret kalınmaması gerekir.”

Kaynak :[-]