Çamur ve sanat

Doğaya ve doğala olan özlem, seramik atölyelerine ilgiyi arttırdı. Seramik eğitmeni Sertuğ Dalyancıgil, “Seramik yaparken ruhumuz bir yandan dinlenirken bir yandan da terbiye oluyor…” diyor.

Binlerce yıllık tutkudur seramik. İnsanoğlunun yaklaşık 8 bin yıl önce kili günlük hayata katmasıyla başlayan ve gittikçe vazgeçilmez bir sanat dalına dönüşen bir tutku. Hammaddesi topraktır. Toprak su ile buluşur, el değer, yoğrulur, biçimlendirilir, kurur, ateşle pişer… Sırında sırlar saklıdır, gizemlidir. İnsanlığın binlerce yıllık yaşam yolculuğunda hep vazgeçilmez olmuştur.
İhtiyaçtan doğan ama bir yandan da duyguları içten dışa akıtmanın en saf ve tılsımlı hali olan seramik sanatına son günlerde ilgi çığ gibi büyüyor.
Bodrum Bitez’deki,” Sertug Ceramics “ atölyesinin sahibi, seramik eğitmeni Sertuğ Dalyancıgil bu ilginin nedenini “ Yorgun düşen, doğayı ve doğal olanı özleyen ruhlar, rahatlamak için sanata yöneliyor. Seramik sanatı ise doğadaki dört elementi her aşamasında barındıran tek sanat” diye açıklıyor.

Öyle ya, ateş, su, toprak ve hava seramik sanatının aşamalarında mutlaka olması gereken faktörler. Her aşamasında sakinlikle, sabırla ilerlenen bir süreç seramik. Günümüzde her şey çok çabuk üretilip, tüketilirken seramik doğası gereği kendine özgü kurallarıyla şekilleniyor, Dalyancıgil’in tanımıyla, “Seramiğin her aşaması sabrı öğretiyor.”
Sertuğ Dalyancıgil’i seramik sanatına doğaya olan tutkusu yönlendirmiş. İstanbul’da çok değerli sanatçıların atölyelerinde eğitim almış, değişik teknikler öğrenmiş. Yıllarca üreten olarak gönül verdiği sanatta yol alan Dalyancıgil çevresinden de gelen taleplerden sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Seramik ve Cam Teknolojisi” kursunu bitirerek eğitmen olmuş.
Bodrum, Bitez’deki atölyesinde seramik eğitimi de veren Dalyancıgil, “Talep çok ancak Covid-19 salgını nedeniyle tüm hijyen kurallarına uyarak ‘ tek kişilik” özel eğitim yapıyoruz. Kişiye özel eğitim olduğu için öğrencilerim de ben de memnunum” diyor.

“Seramikle uğraşmak size neler kattı?” sorusuna Dalyancıgil’in verdiği yanıt, yaşamın ipuçları aslında: “ Seramik bana sabrı öğretti. Bazen üzerinde çalıştığınız objenin tek bir bölümü için saatlerce uğraşmanız gerekebiliyor. Vazgeçmiyorsunuz. Çamura, tekniğe, bilgiye saygı duyuyorsunuz. Çamur size ‘ bekle’ diyor. Durmayı, beklemeyi, yeniden başlamayı öğreniyorsunuz. Kuruması için zaman veriyorsunuz, ‘ Yaptım, bitti hadi fırınlayayım’ demeniz mümkün değil. Fırın da ayrı bir süreç, en az 30 saat bekliyorsunuz. Sırladığınız ürün bazen sürprizlerle geri dönüyor size… Seramik hayatı öğretiyor aslında… Doğaya, doğadaki düzene saygı duyarak, onun kurallarıyla yol alıyorsunuz.”
Evinizde, masanızda kendi yaptığınız bir seramik obje olsun istiyorsanız, ruhunuzu dinlendirme arzunuz varsa bunun en kolay yolu bir seramik atölyesine uğramak…

Kaynak: Hürriyet