0x0-kadikoy-halki-bile-yuksek-sese-karsi-isyan-etti-uyuyamiyoruz-1630922708792

Gürültü Kirliliğine Tepki Olarak Sokakta Performans

Kadıköy Belediyesinin başlatmış olduğu gürültü kirliliğine karşı farkındalık projesine sanatçılar da sokaklarda sahne performanslarını gerçekleştirdiler.

 

Kadıköy’de artan gürültü kirliliğine karşı geçen hafta başlatılan farkındalık projesi bu hafta Kadıköylü sanatçıların sergilediği pandomim gösterisiyle Osmanağa’da gerçekleşti.

Pandemi sürecinden yeni normale geçişle birlikte sokaklar ve açık alanlar da eğlence için daha cazip hale gelmiş ve beraberinde gürültü kirliliğini getirmişti. Kadıköy Belediyesi de, geçtiğimiz hafta bu konuyla ilgili mahalle muhtarları, esnaf dernekleri, mahalleliler ve Kadıköylü performans sanatçılarıyla bir araya gelerek “Kadıköy Hepimizin” temasıyla bir proje geliştirdi.

Proje; gürültü kirliliğine karşı empati ile farkındalık oluşturulmayı ve mahalle dışından gelen ziyaretçilerin mahalle sakinleriyle uyum içerisinde yaşayabildiği bir semt oluşturmayı amaçlıyor. Performanslarıyla, yaşam kültürüne dikkat çekmeye çalışan sanatçılar dört farklı noktada dört ayrı performans sergiledi.

Sanatçılar, mahalle sakinlerinin sesi oldu ve izleyenlere şu mesajı verdi:

“Bizler, yani ders çalışmak zorunda olan öğrenciler, bebeğini uyutmaya çalışan anne-babalar, ertesi gün işe gitmek zorunda olan komşularınız olarak, siz eğlenirken bizlerin de gürültüsüz bir semtte yaşama hakkımıza saygı duymanızı bekliyoruz.

 

Kaynak: www.ntv.com.tr

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!

Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı.

Tarihçe

8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.

26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını öneren Clara Zetkin (solda) Rosa Luxemburg ile.

İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan[kaynak belirtilmeli] Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen çeşitli gösterilerde anılmaya başlanmasıyla Batı Bloku ülkelerinde daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.

Bununla birlikte Birleşmiş Milletler’in resmi internet sayfasında, günün tarihine ilişkin bölümde kutlamanın New York’ta ölen kadın işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.

Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı.

“Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül Darbesi’nden sonra cunta yönetimi tarafından dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmasına izin verilmedi. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlanmaya devam edilmektedir.

 

Vivid Sydney Festivali Başladı

Avustralya’nın Sydney kentinde bu yıl sekizincisi düzenlenen, ülkenin en büyük görsel şöleni “Vivid Sydney Festivali”, renkli görüntülerle başladı.

sydney

Kentin önemli tarihi ve turistik mekanları ile sokaklar, ışık, ses ve fikir temalı festivalle renklendi.
Festival kapsamında Avustralya’nın sembolik eserlerinden Sydney Opera Binası’na müzik eşliğinde yansıtılan 3D görüntüler, gece boyunca on binlerce kişi tarafından ilgiyle izlendi. Yelkenleri andıran Opera Binası’nın çatısına Avustralya yerlileri Aborjin sanatçıların eserleri yansıtıldı.
sydney 2
İzleyiciler, aynı zamanda konser alanlarını da doldurdu.
Sydney’de 27 Mayıs-18 Haziran geceleri devam edecek görsel şöleni, bu yıl 1,7 milyon kişinin izlemesi bekleniyor. Avustralya’nın en fazla ilgi çeken festivali Vivid Sydney, ilk olarak 2009 yılında düzenlenmişti.

1 Mayıs ‘ın Simgesi Haline Gelen Afiş 40 Yaşında

Ressam ve heykeltıraş Orhan Taylan’ın 1976’da çizdiği, 1 Mayıs’ın simgesi haline gelen, bir işçinin dünyayı elleri arasında tuttuğunu gösteren afiş, bu yıl tam 40 yaşına girdi. Taylan, 1978’de Dünya Sendikalar Federasyonu’nun yarışmasında da birinci seçilen afişin hikâyesini  anlattı. 1976 yılı nisanın son günlerinde DİSK yöneticilerinin kendisini aradığını belirten Taylan, “Bana ‘Çok acele bir afiş lazım’ dediler. Oturdum çizdim 1 saatte. Sabaha karşı da gelip aldılar afişi. Çizmesi bir şey değil, içime de sinmedi ayrıca. Daha iyi olabilirdi o afiş. Dünyayı pergelle çizdim, elleri kara kalemle çizdim. O yüzden çizim tekniği açısından hafif uyumsuzluk oldu. Dünyayı da kara kalemle çizmeliydim” diyor.

 

1-mayis

Dünya Sendikalar Federasyonu’nun yarışmasında Amerika’yı ve SSCB’yi geride bırakarak birinci olduğunu kaydeden Taylan, sonrasında yaşananları ise şöyle anlatıyor: “Dünya Sendikalar Federasyonu’nun merkezi Prag’daydı. Dediler ki: ‘İstersen 15 gün Prag’da eşinle birlikte misafir edelim, istersen para ödülü.’ Prag’a gitmeyi tercih ettim. Bir daha nereden gideceğim? Çok mutlu oldum. Çok güzel gezdirdiler.”

Afişi meydanlarda görmeyi artık kanıksadığını dile getiren Taylan, “Ancak tabii ki keyif de alıyorsun. Oğlum gelip bakıyor. ‘Aaa babamın işi’ diyor. İnsan kıvanç duyuyor” ifadesini kullanıyor.

ORHAN TAYLAN KİMDİR?

Orhan Taylan (1941, Samsun), Türk ressam ve heykeltıraş.

Selanik kökenli, Samsun 1941 doğumlu ve istanbulludur. Ressam Seniye Fenmen’in oğlu, Robert Kolej (lise ’60) ve Roma Güzel Sanatlar Akademisi (’65) mezunudur.

Bibliyografya

1974- Koksal, Ahmet; Resim sergileri.–Istanbul:MilliyetSanat, sayi 106 (15 Kasim 1974) p. 21-22

1978- Oral, Zeynep; Uluslararasi XV.Antalya Sanat Senligi’nde.Plastik sanatlar.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 286 (17 Temmuz1978). p. 6

1980- Koksal, Ahmet; Berna Turemen, Tulin Onat, Orhan Taylan.Istanbul Milliyet Sanat, sayi 14 (15 Aralik 1980). p. 48-49

1981- Karaesmen, Erhan; Ankara’da sergiler.–Istanbul: Hurriyet Gosteri,sayi 4 (Mart 1981). p. 59

1982- Yenisehirlioglu, Sahin; Durgun sularda ve cilgin ezgilerde insanlik simgesi .– Istanbul: Sanat Olayi, sayi 17 (Mayis 1982). p. 56-57

1982- Karaesmen, Erhan; Mevsim ortasinda Ankara.–Istanbul:Hurriyet Gosteri, sayi 16 (Mart 1982).

1982- Uğur Kökden, O.Taylan Maltepe resimleri sergisi katalogu ,

1982- Ozsezgin, Kaya; Bir demet sergi.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 41 (1 Subat 1982). p. 48-49

1983- Duvar resimleri yarismasi sonuclandi .–Ankara : eni Boyut, sayi 14 (Haziran 1983) . p. 25

1983- Koksal, Ahmet; Taylan’in “Maltepe Resimleri” ve gezginci Fujita.– Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 69 (1 Nisan 1983). p. 48-49

1985- Senyapili, Onder; Gecen ay “munhasiran resim” vardi Ankara’da .– Istanbul: Sanat Olayi, sayi 37 (Haziran 1985). p. 5-10

1985- Gunes, Gazi; Sanatin demokratiklesmesinde Orhan Taylan gercegi .– Ankara : Bilim ve Sanat, sayi 54 (Haziran 1985) . p. 26

1985- Ozsezgin, Kaya; Tekillik ve cogaltim estetigi konusunda.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 121 (1 Haziran 1985). p. 49-50

1985- Senyapili, Onder; “Munhasiran hasret” resimleri.–Ankara:BilimveSanat,sayi 54 (Haziran 1985) . p. 27

1985- Ozsezgin, Kaya; Tekillik ve cogaltim estetigi konusunda.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 121 (1 Haziran 1985). p. 49-50

1986- Girgin, Emin Cetin; Orhan Taylan’a geciken bir merhaba.–Istanbul: Hurriyet Gosteri, sayi 67 (Haziran 1986). p. 45-46

1986- Koksal, Ahmet; Devrim, Taylan,.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 144 (15 Mayis 1986). p. 48

1986- Koksal, Ahmet;Mevsiminilsergileri.–Istanbul:MilliyetSanat,sayi154(15Ekim1986).p. 48-49

1987- Yalim, Ulku; Orhan Taylan’in insanlari—Ankara : Bilim ve Sanat, sayi 77 (Mayis 1987) p. 28

1988- Orhan Taylan resim sergisi .–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 6 Kasim 1988 . p. 4

1988- Koksal, Ahmet; Yogun bir sergileme doneminden.–Istanbul: MilliyetSanat, sayi 205 (1 Aralik 1988). p. 47-49

1990- Behramoglu, Ludmilla; Orhan Taylan’in Urart Sanat Galerisi’ndeki resim sergisi.. bir devrin cokusundan imgeler.–Istanbul : Gunes Gaz., 3 Mayis 1990. p. 11

1990- Kosova, Erden; Orhan Taylan’in resim sergisi Ankara Urart Sanat Galerisi’nde: Cumhuriyet oncesine bakis.–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 20 Mayis 1990. p. 5

1990- Orhan Taylan’in resim sergisi Ankara Urart Sanat Galerisi’nde: Cumhuriyet oncesine bakis.- Istanbul:Cumhuriyet Gaz., 20 Mayis 1990. p. 5

1990- Tay O , “1890-Tarih ve Hurriyet Ustune; Namik Kemal, Abdulhamit ve bilcumle maglup pasalar, ittihatcilar, asklar ve ihtiraslar ile ilgili efkarli fakat antinostaljik” resim sergisi 1-24 Mayis 1990 [invitation card].– Ankara: Urart Sanat Galerisi,

1990- Senyapili, Onder; Gudumle sanat yapilmaz.–Istanbul : Gunes Gaz., 13 Haziran 1990. p. 8

1990- Ozsezgin, Kaya; Deneyselligin izinde.–Istanbul:MilliyetSanat,sayi241(1Haziran1990) .p. 49-51

1991- Koksal, Ahmet; Gunlerin getirdigi.–Istanbul:MilliyetSanat,sayi277 (1 Aralik 1991). p. 47-48

1991- Antmen, Ahu; Orhan Taylan’in “Akdeniz Resimleri” Levent Sanat Galerisi’nde sergileniyor: Akdeniz bir ozgurluk duygusu.– Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 19 Kasim 1991. p. 7

1991- Ozkan, Yusuf; Antalya’nin Promete’sine umut isigi.–Istanbul:Cumhuriyet Gaz., 27 Aralik 1991. p. 1

1992- Oflaz, Lutfu; Roma Guzel Sanatlar Akademisi mezunu ressam Orhan Taylan da 12 Eylulzede: iskence goren ressam tablosu.–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 1 Haziran 1992. p. 12

1993- Koksal, Ahmet; Iki figur ressami.–Istanbul: Milliyet Gaz., 5 Nisan 1993. p. 16

1993- Koksal, Ahmet; Insan, doga ve yasam cevresinde.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 310 (15 Nisan 1993). p. 46-47

1993- Taylan, Orhan; söyleşi, Duvar resmi bir muhalif soylemdir—Istanbul:Gercek, sayi 19 (7 Agustos 1993) . p. 52

1993- Nur Nirven, O.Taylan, Garanti Bankası sergisi katalogu, 1993 Yalinlasan desenler .-Istanbul :Sabah Gaz., 29 Mart 1993 p. 10

1993- Ulu, Nesrin; Renklenen duvarlar .–Istanbul : Gercek, sayi 19 (7 Agustos 1993) . p. 50-53

1993- Ovet, Recep; Orhan Taylan 25. yil sergisi.–Istanbul: Anons, sayi 25 (Nisan 1993). p. 16-18

1993- Taylan’dan demokratik baskilar.–Ankara: Hurriyet Gaz., 19 Mart 1993. p. 15

1993- Koksal, Ahmet; Kasim ayinin getirdikleri.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 324 (15 Kasim 1993). p. 44-46

1993- Koksal, Ahmet; Insan, doga ve yasam cevresinde.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 310 (15 Nisan1993). p. 46-47

1994- Koksal, Ahmet; Yogun bir sergileme doneminden.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 348 (15 Kasim 1994). p. 54-47

1994- Taylan’in son donem resimleri.–Istanbul: Milliyet Gaz., 3 Kasim 1994. p. 18

1994- Orhan Taylan’in resimleri.–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 5 Aralik 1994. p. 14

1994- Senoglu, Fatoş; Orhan Taylan ile sohbetten izlenimler.–Istanbul: Sanat Cevresi, sayi 193 (Kasim 1994). p. 46-47

1995- Vural, banu; Orhan Taylan .–Istanbul: Anons, sayi 48 (Mart 1995). p. 14-17

1995- Iyem, Evin; Orhan Taylan icin yaz aylari en yogun calisma donemi : figur yasami simgeler .- Istanbul : Yeni Yuzyil Gaz., 29 Agustos 1995 . p. 21

1995- Batmankaya, Murat; Tualde kulhani yaklasimlar .–Ankara:HurriyetGaz.,11 Mart 1995 . p. 17

1996- Atalay, Renan; Bir zamanlar macera pesinde kosanlarin, artistlerin yasadigi Sofyali Sokak, ressamlarin siginagi oldu: bu sokaktan renk akiyor.–Istanbul : Tempo,sayi 17 (18-24 Nisan 1996). p. 148-150

1996- Kayabal, Asli; Guc asilayan ressam : Orhan Taylan’in desen sergisi Asmalimescit Sanat Galerisi’nde .–Istanbul : Yeni Yuzyil Gaz., 1 Subat 1996 . p. 13

1997- Guncikan, Berat; Orhan Taylan son resimlerinde de…: her zaman muhalif…–Istanbul : Cumhuriyet Gaz. Dergi Eki , 13 Nisan 1997. p. 1,10-13

1997- Uğur Kökden, Ressamını Yitirmiş Resimler, O.Taylan katalogu, 1997

1998- Duran, Banu; Resmin “ana muhalefet”i.–Istanbul:Aktuel ,sayi 355 (7-13 Mayis 1998) . p.160,162

1998- Pak, Sehnaz; Edaya yuklenen guzellik .–Istanbul : Radikal Gaz., 30 Nisan 1998 p.23 1998- Necmiye Alpay, O.Taylan Galatea Resim Sergisi Sergisi katalogu,1998

1998- Kahramankaptan, Sefik; Tuval senfonileri .–Istanbul : Art Decor, sayi 69 (Aralik 1998) . p.170-174

1999- The last of the craftsmen: Orhan Taylan.–Ankara: Turkish Daily News, Turkish Probe Suppl., April 25, 1999. p.10

2000- New York’ta Orhan Taylan.–Istanbul: Milliyet Gaz., 2000 Eki, 4 Kasim 2000. p.14.

2000- Kosova, Erden; Birdenbire Turkler II.–Istanbul: Resmi Gorus, Sayi:3(Haziran 2000). p.160-168.

2000- Ziya Buyuk, Duvar resmi üstüne, Antalya gazetesi, 2000

2001- Orhan Taylan’in yeni calismalari; –Istanbul: Sanat Cevresi, Sayi:270 (Nisan 2001). p.49. Exhibition held at Karsu Textil Art Gallery, Istanbul, April 11-May 4, 2001.

2001-12 Eylul yakti, yikti, ezdi.–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 12 Eylul 2001. p.8.

2001- Erenus, Ozlem Kalkan; “Kor Beyazi Sordu”: Hamit Kinayturk-Mustak Erenus soylesisi.- Istanbul: Sanat Cevresi, Sayi:277 (Kasim 2001). p. 36-41.

2001- 12 Eylül ve Resim, söyleşi, Cumhuriyet gazetesi, 2001 Giray Ercenk, Giray Ercenk söyleşileri,

2002- Ulusman, Zerrin; söyleşi, Orhan Taylan’la Bodrum sergisi uzerine.–Istanbul: Sanat Cevresi, Sayi:283 (Mayis 2002). p. 84-85.

18 Mart Çanakkale Zaferi Etkinlik Programı

Nar Sanat Eğitim Kursu olarak 18 Mart Cuma günü Çanakkale Zaferini anma amacıyla Eğitmen ve Öğrenci Dinletisi Etkinliğimiz yapılacaktır. Etkinliğimiz Bakırköylü İş Adamları Derneğinde (BİAD) saat 19.00’da  yapılacaktır. BİAD adresi; “İncirli Caddesi Yeşiladalı sokak No: 2 Bakırköy  İSTANBUL  /  TÜRKİYE” dir. Harita konumu için;

Nar Sanatın bulunduğu sokaktan incirliye doğru giderken ilk sokaktır.

Adres :  İncirli Caddesi Yeşiladalı sokak No 2                    Bakırköy


Etkinlik Programı şu şekildedir;

AÇILIŞ KONUŞMASI (Naci Özcan)

Reşat Tokatlı

DÜET [Meral Eren (Çanakkale Türküsü – Keman) & Ezgi Fırat & Reşat Tokatlı (Piyano)]

DÜET [Ege Yılmaz (Historia De Un Amoa, L. Miguel) – Reşat Tokatlı (Piyano)]

Özgür Yahya Oruçoğlu & Sena Sevim

DÜET [Özgür Yahya Oruçoğlu (Gitar) & Eylül Gülenç (Flüt)]

Burcu Işıl Oğuz

Zeynep Ceylin Günenç (Orda bir köy var uzakta, Enver Tufan – Etüd, Cornelius Gurlitt)

Reşat Tokatlı

Zehra Mina Fırıncı (Etüd, H. Lemoine)

Aslı Gürbüz

Çağla Gökçen (Old Mcdonalds, John Thompson)

Burcu Işıl Oğuz

DÜET [Merve Ayanoğlu (Samanyolu, Teoman Alpay – Yıldızların Altında, Kaptanzade Ali Rıza Bey) – Erkan Başa]

REŞAT TOKATLI & MURAT HASGÜN DİNLETİ

Zuhal Sevim

Bethany Turley (Melodi, Alexandr Burkard – Menuet, Henry Purce)

Onur Güner

Göksenin Şeylan (La Sautillante, Ferdinando Carulli – Vazgeç Gönül, Zeynep Dizdar)

Ahmet Yiğit Batur (Dalgaların Şarkısı, Enver Tufan – Lokomotif, Enver Tufan)

Erkan Başa

Mert Güneş (Zeybek, Faik Canselen – Bulut Olsam, Salih Aydoğan – Yaşasın Okulumuz, Alman Ezgisi)

Deniz Kaplan (Melodi, Alexandr Burkard – Vals, Selmin Tufan<)

Özgür Yahya Oruçoğlu

DÜET [Rümeysa Demirhan, Tuğba Seher Karanfil – (Vals,Ole Halen – Rumba, Josep Wanders)]

Sena Sevim

Elif Gürel (Lokomotif, Enver Tufan) – Piyano

Zuhal Sevim

Demir Mirza (Gün Doğarken, Minik Kızıldereliler, Balerin – John Thompson)

REŞAT TOKATLI & MURAT HASGÜN DİNLETİ

Onur Güner

Bade Kırkgöz (La Soutillante – Ferdinando Carulli)

Aslı Gürbüz

Sıla Ergün (Ömer Can)

Umut Nişantaş (Hayallerin Eksperi,Kendi Bestesi – Bekle Dedi Gitti, Duman)

Burcu Işıl Oğuz

Berat Şerif Demir (Old Mcdonald, John Thompson – Yankee Doodle, John Thompson)

Reşat Tokatlı

DÜET [Jbid Göktaş (C Sharp Minör Nacturne, F. Chopin – Vals, Evgeny Grinko ) – Reşat Tokatlı (Keman)]

Eren Özden (Skip To My Lou, John Thompson)

Erkan Başa

Burcu Bozkurt (Uzaklar, Göçmen Kular – Enver Tufan)

İdil Deniz Bakır (Lirik, Fikret Amirov – Venedik Gondol, F. Mendolsohn)

Sena Sevim

İlke Güven (Bir Üflersem Düşersin, John Thompson)

REŞAT TOKATLI & MURAT HASGÜN DİNLETİ

Aslı Gürbüz

Ecem Koca (Anlamazdın, Ayla Dikmen)

Zuhal Sevim

Lara Sadi (Allegra, S. Suzuki)

Erkan Başa

Meriç Gürcan (Zeybek, Faik Canselen – Yaşasın Okulumuz, Alman Ezgisi) – Piyano

Su Azra Dayıoğlu (Alsak, Enver Tufan – Orda Bir Köy Var Uzakta, Münir Ceylan) – Piyano

Sena Sevim

Rüzgar Almasulu   (Yakarış, Enver Tufan)

Emir Karademir (Çanlar, John Thompson)

Aslı Gürbüz

Sıla Üçtepe (Uzaklar, Enver Tufan)

Burcu Işıl Oğuz

Yasemin Özyiğit (Dolaptaki Sır, Enver Tufan – Aria, Mozart)

DÜET [İklim Keleş (Polonaise, J.S.)]

Onur Güner

Sarp Kılıç (Andontino, Ferdinando Carulli – Studi Per Guitarra, Ferdinando Calluri)

Nima Abdullahi (Dede,Peyman – Trombon Çalgısı, John Thompson)

Reşat Tokatlı

DÜET [Melisa Kaya (Aygız, C. Cihangirov)- Reşat Tokatlı (Piyano)]

Deniz Balcı (Kızıldereli Davulu, John Thompson)

Erkan Başa

Nehir Ergün (Kuş Uçar, Alman Halk Şarkısı – Etüd, Alexandr Burkard – Kalinka, Rus Halk Şarkısı)

Asım Güven Bozkurt (Çanlar Çalıyor – Gün Doğarken – Balerinin Valsi, John Thompson)

Aslı Gürbüz

Ayşe Ela Şenkaya (Tren, John Thompson)

Zuhal Sevim

Demirhan Altındil (Okul Günleri – Kovalamaca, John Thompson)

Tülay Naz Çakır (Etüd 84, Ömer Can)

Burcu Işıl Oğuz

Nil Sahra Aksal (Sinbad – Kalinka – Var-Yok , Y. İman)

Nil Ergün (Aria, W.A. Mozart – Savaş Dansı, Michael AAR)

Aysara Özenç (Nasıl Geçti Habersiz, Zeki Müren – Gnoissienne No.1, Erik Satie)

Not: Dinletimiz ücretsizdir.

Caz’ın Doğuşu

GİRİŞ

Tarih boyunca alt kültür müziklerinin pek çoğu sosyo – ekonomik sınıflaşma sonucu baskıya maruz kalan ve ezilen gruplardan çıkmıştır. Araştırmanın konusu olan Caz müziği de bunlardan biridir. 1880’lerde New Orleans’ta gelişmeye başlayan Caz müziği Blues ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan siyahi yerel müziklerin atası olarak kabul edilmektedir. Kaynağında Afrika – Avrupa kökenli ritm ve melodilerin, tarlalarda söylenilen iş şarkılarının, dinsel müziğin, Fransızların sokak şarkılarının, halk dansları müziklerinin var olduğu Caz, siyah Amerikalıların etkilendiği çok değişik müzik türlerinin sentezidir. İmprovizasyon (doğaçlama) ve swing (salınım) etkenleri Caz stillerinin temelini oluşturmuştur. Doğaçtan anlatılan hikayelere, “çağrı ve yanıt” ilişkisine dayanan Caz, doğal ruhsal tepkilerin ses ve ritmle anlatılmasına olanak verir.

  1. KÖKEN

Amerika’lı caz eleştirmeni Marshall W. Stearns şu tanımı yapar: “Caz, Afrika – Avrupa kaynaklı melodi ve ritmin, Avrupa armonisi ve çalgılarıyla birleştirilmesi sonucunda doğaçtan çalınan Amerikan müziğidir.”                                                                                                               Bu yalın tanımın içinde yer alan “Amerikan” sözcüğü tepkiyle karşılanmıştır. Uzmanlar, bu müziğin “Amerika’dan dolayı” değil, “Amerika’ ya rağmen” gerçekleştiğini söylerken haklıdırlar. Buna göre tanımdaki “Amerikan müziği” yerine “uluslararası müzik” sözcüklerini koymak doğru olacaktır.                                                                                              Cazın doğum yeri ve beşiği Amerika’dır; cazı yaratan insanlar ise zencilerdir. Eğer Afrika’lı zenciler 16. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın son çeyreğine kadar köle tüccarları eliyle Amerika’lı toprak sahiplerine getirilip satılmasaydı, caz müziği doğmayacaktı.

Öte yandan caz, çeşitli müziklerin karışımıdır: Afrika’nın halk müziği, zenci kölelerin tarlada çalışırken söyledikleri iş şarkıları, İngiliz’lerin dinsel müziği, Fransız’ların sokak şarkıları ve halk dansları müziği ile Fransız bando müziği, İspanyol sömürge müziği ve bir ölçüde kızılderili müziği… “Bütün bunlar zencinin potasında eridi ve en bol, en etkileyici gereç, blues, ortaya çıkan müziğe ayrıca çeşnisini verdi.”

 

 

2.CAZIN DOĞUŞU VE KÖKENLERİ

Caz müziği 1880′ lerde New Orleans’ta gelişmeye başladı ve 1920’lerin başında New York, Los Angles ve Chicago’da yapılan kayıtlarla son şeklini aldı. O zamanlar birçok değişik akım cazın ortaya çıkışında yol gösterici olmuştur. Bunlardan biri melodilerin ve akorların eşliğinde simgesel olarak özgürlüğe kavuşma çabalarıydı. Bu akım bugün doğaçlama olarak tanımladığımız olaya liderlik etmiştir. Bir diğeri ise, siyahi Amerikalıların yarattığı blues ve ragtime gibi müzik türleriydi.

Caz müziğinin neden ve nasıl Amerika’da ortaya çıktığını ve bu kadar farklı türde müziğin nasıl biraraya geldiğini anlayabilmek için, Afrikalıların kölelik Amerika’sındaki yaşamlarına göz atmamız gerekir. Afrikalı köleler Amerika’ya getirildikleri zaman yanlarına müzik aletlerini almalarına izin verilmemişti. Ama onlar müzikal zevklerini ve geleneklerini yanlarına almışlardı. Afrikalıların yüzyıllar önce yaptığı bu hareket, Avrupa müziğinin neden Afrika kökenli Amerikalılar tarafından çalındığında daha farklı duyulduğunu biraz da olsa anlamamıza yardımcı olabilir. Örneğin bazı köleler Avrupa kökenli kilise müziklerini, yöresel müzikleri ve dans müziklerini kendi müzik zevk ve geleneklerine uyacak şekilde değiştirdiler. Onların çocukları da atalarının müzikteki bu davalarının peşinden gittiler. Böylelikle bu müziksel tercih nesilden nesile devam etti.

 2.1.Caz neden New Orleans’da ortaya çıktı?

Fransızlar 1718 yılında New Orleans’ a yerleşmeye başladılar ve 1719 yılında yüz kırk yedi siyah köle buraya getirildi. 1722 yılının başında New Orleans’ta kölelik tamamen yayılmamıştı, hala özgür siyahlar vardı. 1763 yılında Fransızlar Louisiana topraklarını İspanyollara hediye ettiler. Ancak 1769 yılına kadar İspanyolların kuralları bu topraklar üzerinde tam olarak geçerli olmadı. Daha sonrasında gelen İspanyol kurallarına rağmen, Fransızların dilleri ve gelenekleri hep ön plandaydı. 1801’de İspanyollar Louisiana’yı Fransızlara geri verdiler. Ancak İspanyolların koymuş olduğu kurallar, 1803′ te Louisiana Amerika Birleşik Devletleri tarafından Fransızların elinden alınana kadar, geçerliliğini sürdürdü.

İspanyolların bu topraklar üzerindeki etkisi bazı sosyolojik örneklerde göze çarpıyor. Örneğin o yıllarda farklı etnik gruplardan insanların birbirleriyle evlenmeleri Louisiana’da çok sık gerçekleşen bir olaydır. Ayrıca İspanyol kuralları çok sayıda kölenin özgür kalmasını sağlamış, bu da özgür siyahların sayılarının artmasına neden olmuştur. 1800′ lerin ortalarında siyah ve beyaz ırkın biraraya gelmesi, Avrupa ve Afrika geleneklerinin etkileşimlerine yol açmıştır. İki ırkın birleşmesinden oluşan bu yeni ırk Creole toplum olarak bilinir ve Creole’ler biraz Afrikalı biraz da Fransızdır.

New Orleans caz müziğinin ortaya çıkması için ideal bir yerdi. Mississippi Nehri’nin ağzının yakınında olan New Orleans Amerika için gelişmekte olan bir ticaret yoluydu ve bu nedenle o zamanlar ticaretin merkeziydi. Ticari öneminin yanısıra bir liman şehri olduğu için buraya dünyanın heryerinden insanlar geliyordu ve New Orleans günden güne kozmopolitik bir yerleşim merkezi şeklini alıyordu. Bu kadar renkli bir yerin eğlence hayatı da çok renkliydi. New Orleans’ta birçok bar vardı ve bu barlarda sık sık dans partileri yapılıyordu. New Orleans’ taki bu yoğun eğlence hayatının sonucu olarak, bölgedeki müzisyenlere birçok iş imkanı doğuyordu.Bu dönemde canlı müziğe çok büyük bir istek vardı ve yeniliklere olan ihtiyaç devam ediyordu.

Bu istek ve ihtiyaaçlar müzisyenlerin yeni stiller yaratmalarına neden oldu. Müzisyenler değişik ve garip yaklaşımları harmanladılar, gözden geçirip yeniden düzenlediler. Bu gelişmeler cazın ortaya çıkışında büyük rol oynadı.[3]

        2.2.Caz’ın kökenindeki yapı

İlk ortaya çıkışından şimdiye dek, caz 19 ve 20. yüzyıl Amerikan popüler müziğinden etkilenmiştir. Caz terimi ilk batı kıyısında ortaya çıkmış ve Chigago’da 1915’lerde yapılan müziği tanımlamak için kullanılmıştır. Bu zamandan öncede caz New Orleans’ta yapılsa da caz ismi ile adlandırılmamaktaydı.

Caz’ı ta. dayanır. Belki de onu bir sanat müziği formu olarak tanımlayabiliriz Amerika kökenli ama siyahların Avrupa müziği ile karşı duruşlarıyla şekillenen bir form olarak.

 1843’e dek New Orleans’da Afrika dans ve davullarının olduğu festivaller düzenlenir tıpkı benzerlerinin New York ya da New England’ta yapıldığı gibi. Afrika geleneksel müziği Avrupa tarzı armoni içermez , tek seslidir.

19 uncu yüzyılın başlarında Avrupa sazlarını çalmayı öğrenen siyah müzisyenlerin sayısı artmaktadır. Sonuçta Güney Amerika, Karayip ve diğer köle melodileri salon müziği olarak piyano ile icraya başlanır. Siyah köleler “harmonik” tarzları da öğrenerek kendi müzikleri ile harmanlarlar.

    2.3.Başlangıç dönemi

Zencilerin en yoğun olduğu New Orleans’ ta doğan caz, Mississipi nehrindeki gemilerde çalan müzisyenler tarafından Amerika’ nın içlerine yayılmıştır. Bilinen ilk caz parçalarını Buddy Bolden (trompet) ve Jerry Roll Morton (piyano) yapmıştır (1895-1905)

 

“New Orleans Stili” nin ritmik yapısı “Avrupa Müziği” nin “Marş” ritmine çok yakındır. Caz ritmine özgü o bilinen “dalgalanma” henüz bu stilde yoktur. Genel anlamda dalgalanmayı, 1. ve 3. zamanlardaki güçlü vuruşlar yerlerinde kalırken, 2. ve 4. zamanların da vurgulanması yaratır. Oysa “New Orleans Stili” nde bu ritmik olguya pek rastlanmaz. Vurgular 1. ve 3. Zamanlardadır.

“Hot” (ateşli) çalış, ilk kez “New Orleans Stili” nde görülür. Bu çalış tekniği, anlatımın son derece sıcak oluşuyla karakterize edilir. “Sound”, (müzikal tını, ses) “cümleleme”, “vibrato” teknikleriyle özgünleşir. Müzisyenler, enstrümanlarını “çalmaktan” çok, onlarla “konuşarak” duygularını yansıtırlar.

Kornetçi Buddy Bolden, sonradan “jazz” olarak adlandırılacak tarzın öncülerinden biri olarak zikredilen bir müzik topluluğunun başıydı. 1895 – 1906 yılları arasında New Orleans’da çaldı. Bolden’dan bugüne gelen herhangi bir plak kaydı yok ama Bolden topluluğunun repertuvarında bulunan “Buddy Bolden Blues” gibi çeşitli ezgiler birçok diğer müzisyen tarafından kaydedildi.

 

 KAYNAKLAR

Ahmet Say – Müzik Tarihi Kitabı (Müzik Ansiklopedisi Yayınları 8. Basım)  Erişim tarihi: 26.10.15 / 18:10

http://acikerisim.baskent.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/baskent/1529/00127.pdf?sequence=3&isAllowed=yç Erişim tarihi: 25.10.15 / 19:26

http://www.alka.com.tr/alphtml/jazzhtm/index_caz.asp?page=icerik&id=26      Erişim tarihi: 28.10.15 / 17.30

http://cibrank.blogcu.com/cazin-dogusu-ve-kokenleri/117126 Erişim tarihi: 26.10.15 / 19:30

http://dosya.marmara.edu.tr/aef/mzo/2013-2014%20duyurular/%C4%B0smet%20ARICI/gpm_2014.pdf     Erişim tarihi:  28.10.15 / 18.04

http://muzik.stereomecmuasi.com/2011/09/caz-muzigin-tarihcesi.html  Erişim tarihi: 27.10.15 / 21:20

 [1]http://acikerisim.baskent.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/baskent/1529/00127.pdf?sequence=3&isAllowed=y

[2] Ahmet Say – Müzik Tarihi Kitabı (Müzik Ansiklopedisi Yayınları / 8. Basım)

[3]: http://cibrank.blogcu.com/cazin-dogusu-ve-kokenleri/117126

[4] http://muzik.stereomecmuasi.com/2011/09/caz-muzigin-tarihcesi.html

[5] http://www.alka.com.tr/alphtml/jazzhtm/index_caz.asp?page=icerik&id=26

[6] http://dosya.marmara.edu.tr/aef/mzo/2013-2014%20duyurular/%C4%B0smet%20ARICI/gpm_2014.pdf

 

Bu makale Nar Sanat Eğitim Kursu eğitmenlerinden Burcu Işıl Oğuz tarafından hazırlanmıştır. Buradan indirebilirsiniz.

‘Özgür Ressamlar’ Sokakta

Özgür Ressamlar Derneği’ni kuran Zafer Yörük ve Aysel Aydın, İstanbul Avcılar’da sokakta resim yapmaya başladı.

Özgür Ressamlar Derneği Zafer Yörük Aysel Aydın

Halkın resim sanatına daha fazla ilgi göstermesi için Özgür Ressamlar Derneği’ni kuran Zafer Yörük ve Aysel Aydın, İstanbul Avcılar’da sokakta resim yapmaya başladı.

Yoldan geçenlerin durup kendilerini ilgi ile izlediklerini belirten Yörük, “Tanıtamadığımız resmi halkın ayağına getirdik. İnsanları resme götüremeyince, biz de resim sanatını insanlara getirdik” dedi. Kısa süre önce Özgür Ressamlar Derneği’ni kurduklarını ifade eden Yörük ve Aydın, İstanbul’da yaşayanlara resim sanatını daha fazla sevdirmek veya merak edenleri bu sanata çekmek için ilçede trafiğe kapalı Marmara Caddesi’ne tuval ve boyalarını taşıyarak sokakta resim yapmaya başladıklarını söyledi.