Şunun için etiket arşivi: Lilliput akımı

Günümüzde fotoğraf sanatı oldukça önem arz ediyor. “Bak, yakala, çek!” değil artık bu sanat (ki zaten uzun yıllardır da böyle olmaktan çıkmıştı.). Ânı görüntülemek dışında, zihinlerde daha da kalıcı hale getirmek adına, fotoğrafta bazı değişiklikler/eklemeler yapılabiliyor. Bu eklemelerden biri de mizahi anlatımıyla düşündüren akım: Lilliput Akımı!

Lilliput Akımına yakından bakalım

Lilliput Akımı, fotoğrafların üzerine (özellikle sokak fotoğraflarının) dijital illüstrasyon yerleştirilmesi anlamına geliyor. Diğer ülkelerde bu tür çalışmalar yaygın görülse de, Türkiye’de bu uygulamayı başlatan ilk kişi: Hakan Keleş oluyor. Hakan Keleş yaptığı bu çalışmanın tanımını şu sözlerle yapıyor: “Sokak, mekân, yapı, doku ve beden meselelerine ironik ve mizahi bir üst katman üretimi”.

Nereden geliyor bu Lilliput ismi

Jonathan Swift’in kalem aldığı “Gulliver’in Seyahatleri” kitabında Gulliver’in, tesadüfen Lilliputlar adı verilen, 10-15 cm boyunda insanların kaldığı adaya yolu düşer. Bu ufacık insanlar, boylarının boyuna bakmadan çeşitli entrikalar çevirerek bütün dünyaya egemen olmak isterler. Ünlü fotoğraf sanatçısı da bu bütün dünyaya egemen olmak isteyen “Lilliputlar”dan etkilenerek, başlattığı akıma “Lilliput Akımı” ismini verir.

Gerçekten de bu eserlerdeki figürler, büyüklüğüyle ve rahatlıklarıyla her şeye sahipmiş izlenimindedirler. Ayrıca fotoğraflarındaki normal insanlar da tabiri yerindeyse, “devede pire” gibi kalırlar bu dev figürlerin yanında. Lilliput ismini neden tercih ettiğini kısaca şöyle özetliyor: “Bir arkadaşımın yakıştırması. O hikâyede Gulliver’i esir alan cüceler Lilliputlar’dı. Bu çizdiğim karakterlerin değil, serinin adı. Dolayısıyla fotoğraflardaki gerçek insanlar cüce yani Lilliput.”