2012’de Hollanda’da çalınmış olan ve önceki günlerde Romanya’da toprağa gömülü bulunduğu açıklanan Picasso’nun ‘Harlequin Başı’ tablosu sahte çıktı. İki tiyatrocu oyunlarının tanıtımı için ‘şaka’ yaptığını açıkladılar.

2012’de Hollanda’nın Rotterdam kentindeki bir müzede sergilenen aralarında Picasso, Monet ve Matisse’nin de resimlerinin bulunduğu 7 eser 4 hırsız tarafından çalındı.

Gazetelerin manşetinde ‘Yüzyılın Soygunu’ dediği hırsızlık olayıyla ilgili 4 Romen tutuklandı. Ancak piyasa değerleri toplam 220 milyon Euro’yu bulan 6 eserden o gün bugündür haber alınamıyordu.

O dönemde tabloları çaldığı iddia edilen Radu Dogaru’nun annesi, oğluna karşı suçlamaların düşsün diye tabloları yaktığını açıklamıştı.

Romen kökenli Hollandalı yazar Mira Feticu 10 gün önce, “Picasso’dan tablosunun saklandığı yeri belirten talimatları içeren bir mektubu Rumence aldım” açıklamasını yaptı. Ve bir süre sonra  Rumen polisi, Picasso’nun 800 bin euro değer biçilen tablosunu, ormanda toprağa gömülü olarak bulduğunu duyurdu.

Yapılan açıklamalar sonucunda Picasso’nun ‘Harlequin Başı’ tablosu hırsızlıkla suçlanan Dogaru’nun evine yaklaşık 15 km  uzaklığında plastikle sarılmış bir halde bulunduğu söylenmişti. Küratör Peter Van Beveren tablonun özgünlüğüyle alakalı bir çok şüphenin olduğunu bildirdi.

Yapılan incelemelerde ormanda bulunan tablonun sahte olduğu ortaya çıktı! Sahte tablonun Belçika’nın Anvers kentinde bulunan Berlin Tiyatro Grubu’nun, perşembe günü ilk kez sahnelenecek olan “True Copy” (Gerçek Kopya) adlı oyunun tanıtımı  için yapıldığı ve bir tanıtım çalışmasının parçası olduğu açıkladı.

Erzurum’da bulunan salyangozu andıran kayanın, araştırmacıların  yaptığı incelemenin ardından üzerindeki çatlak ve kırıkların yoğun olması nedeniyle yerinde korunmasına karar verildi.  Salyangozu andıran kaya şaşırtıyor haberi üzerine Oltu ilçesine gelen Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü Şehit Cuma Tabiat Müzesi’nde Mineraloji ve Petrografi Uzmanı olarak görev yapan Dr. Koray Sözer, salyangoz benzeri kayanın yaklaşık 70 milyon yıl önce derin denizlerde oluşmuş sedimanter yapılardan biri olduğunu belirtti.

Sözer yaptığı bir açıklama “Çok önemli bir ekonomik değeri yok. Sadece görsel açıdan güzel bir görünüme sahip. Müzeye koyabilirdik ancak çok fazla kırık ve çatlak bulunduğu için yerinde bırakmaya karar verdik. Salyangoz kaya burada korumaya alınabilir” diye konuştu.

Kayaaltı Mahallesi’ndeki dağda 1 metre 40 santim uzunluğunda ve 90 santim yüksekliğindeki kaya, görenleri şaşkına çeviriyor. Oltu’da yaşayan Rüştü Toprak’ın yoldan geçerken tesadüfen gördüğü salyangoz kaya ilçe halkının ilgi odağı oldu.

Çok ünlü bir antik kent olan  Pompeii’de yapılan kazılar sırasında , Tanrıça Leda ve kuğu kılığındaki Zeus’un duvar resmi gün yüzüne çıkarıldı. Dünyada heyecan yaratan keşif, İtalya’nın Napoli kentinde çalışan arkeologlar tarafından gerçekleştirildi.

İtalya’da arkeologlar tarafından Napoli şehri yakınlarında bulunan Pompeii antik kenti ve kazı alanında süren çalışmalarda Yunan mitolojisinin önemli karakterlerinden Leda ve Kuğu figürünün betimlendiği bir duvar resmine ulaştı. Pompeii Kazı Parkı Başkanı Massimo Osanna, yerleşim yerindeki bir evin yatak odasında rastlanan duvar resminde Tanrıça Leda’nın, izleyene şehvet duygusunun belirgin olduğu doğrudan bakışının fark edildiğini ve bunun eseri istisnai kıldığını söyledi.

İtalya Kültür Bakanlığı yetkilileri Leda ve Kuğu resminin bu yıl, giriş kısmında bir başka freskin daha bulunduğu evden alınıp muhafaza edildiği yerde ziyarete açılabileceği başka bir mekana taşınacağını açıkladı.

Yunan mitolojisinin en güçlü tanrısı olduğuna inanılan ve Roma döneminde Jüpiter olarak bilinen Zeus’un kuğu kılığına girerek Sparta Kraliçesi Leda’yı baştan çıkardığı aşk sahnesi olarak Leda ve Kuğu, taşıdığı erotik sembol ve metaforlarla şimdiye kadar görsel sanatlarla sıkça konu oldu.

Güney Kore’de dünyanın en küçük dinozor ayak izleri keşfedildi. Bir santimetrelik dinozor ayak izlerinin yırtıcı kuş familyasına ait olduğu belirtildi. Güney Kore’nin Jinu bölgesinde 110 milyon yıl önce yaşadığı varsayılan bir dinozora ait ayak izleri keşfedildi.

Boyu bir santimetre olan ayak izlerinin şimdiye kadar bulunan dinozor ayak izlerinin en küçüğü olduğu kaydedildi.

Araştırmacılardan Avustralya’nın Queensland Üniversitesinde görevli Anthony Romilio, dinozorun yırtıcı kuş (raptor) familyasından olduğunu belirtti.

Kuşlara çok benzeyen türün ayağında yırtıcı kuşlardaki gibi 3 pençeye benzer parmaklar bulunuyor. Bu dinozor türü yürürken parmaklarının sadece ikisi yere basarken, bir parmağının da saldırı anında hemen tepki vermek için havada kaldığı ifade ediliyor.

Mısır’da Nil Nehrinin Batı yakasında kalan 4 Bin yıllık olduğu tahmin edilen firavun mezarına rastlanıldı. Mısır Tarihi  Eser Bakanlığının yapmış olduğu yazılı açıklamada Nil Nehri’nin batı yakasında 4 bin yıllık firavun mezarı bulunduğu belirtildi.

Mezarın Tanrı Amon’un eşinin Mut’un tapınağında mumyalama işleminden sorumlu olan din adamı Thaw Rakht If’e ait olduğu belirlendi.

Mezarın duvarlarında ailelerinden bazı isimlerin yazılı olduğu Çin’de 2 tabut ve 2 ahşap heykelin yer aldığı bilgisi verildi.

Açıklamada ayrıca arkeolojik keşifte Amon Tapınağı Vekili görevinde bulunan “Huri” isimli kişiye ait bir mumyanın daha bulunduğu ifade edildi.

Yapı Kredi Müzesi, koleksiyonundan yola çıkarak hazırladığı ‘Tombak: Altından Süzülen Zarafet’ sergisiyle tarih ve sanat meraklılarını bir arada buluşturmayı planlıyor. Küratörlüğünü Nihat Tekdemir’in yaptığı sergi, Nisan ayına kadar devam edecek.

Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat’ın birinci katında bulunan Yapı Kredi Müzesi, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı’nın ortaklığında sergi açtı. Müzede Topkapı Sarayı Müzesi, Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi gibi önemli müze koleksiyonlarından ödünç alınan 138 adet Osmanlı tombağı sergileniyor.

Artık icra edilmeyen tombak sanatının en nadide örneklerinin yer aldığı sergi ‘Sofra ve Yemek Sunumu’, ‘Su, Temizlik ve Güzel Koku’, ‘Giyim Kuşamda Tombak’, ‘Osmanlı’nın Altın Ordusu’ ve ‘Işığın Kaynağı’ başlıkları altında toplamda beş bölümden oluşuyor.

Hamlet Collage oyunu Tiyatro Festivali’nde sahne alırken , eserde rol üstlenen ünlü Rus oyuncu Evgeny Mironov’a, festivalin “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” verildi.

Kanadalı tiyatro ve sinema yönetmeni Robert Lepage’ın uyarlayıp rejisörlüğünü yaptığı “Hamlet Collage”, İKSV tarafından gerçekleştirilen 22. İstanbul Tiyatro Festivali’nde sanatseverlerle buluştu. Moskova Golden Mask Festivali’nin iş birliğinde festivale konuk olan eser, Zorlu PSM’de sahnelendi.

Eserde rol alan Moskova’nın köklü tiyatrosu Theatre of Nations’ın sanat direktörü, ünlü Rus oyuncu Evgeny Mironov, Carl Fillion tarafından tasarlanan ve video sanatının imkanlarını sonuna kadar kullanan bir küp içinde, 11 Hamlet karakterini canlandırdı.

Sanatçı, tiyatronun önemine işaret ederek, “Hepimiz bir tiyatronun içinde yaşıyoruz ve hepimiz birer oyuncuyuz. Umut ediyorum ki tiyatro bizi güzelleştirsin. Bütün kötülüklerin üstesinden gelip, bizi güçlü ve sevecen kılsın. Ben buna inanıyorum ve sizlerin de inanmasını istiyorum.” dedi.

Üç tarafı açık ve video mappingin tüm özelliklerinin kullanıldığı bir küpün içinde gösteri sunan sanatçı, iki saati aşkın süre sahnede kaldı.

Sahne Tasarımını Carl Fillion’un üstlendiği gösteride, kostümleri François St-Aubin, ses ve müzikleri Josue Beaucage, videoları ise Lionel Arnould yaptı

Mısır müzesi bu yıl kuruluşunun 116. yıl dönümünü kutladı. Yıl dönümüne özel yapılan sergide  Vezir Yuya ve eşi Tuya’nın mumyaları gibi daha 214 esere de yer verildi.

Mısır müzesinin kuruluşunun 166.yılına özel başkent Kahire’de bir müze binasında etkinlik düzenlendi. Etkinlik kapsamında, 1905 yılındaki kazılarda mezarları bulunan Vezir Yuya ve eşi Tuya’nın mumyaları ile o döneme ait 214 yeni eser müzede sergilendi.

Çok sayıda Mısırlı bakan ve büyükelçinin katıldığı yeni sergi salonunun açılışında konuşan Tarihi Eserler Bakanı Halid el-Anani, Yuya ve Tuya arkeolojik koleksiyonunun, başkent Kahire’nin batısındaki Büyük Mısır Müzesi’ne nakledilen Firavun Tutanhamon koleksiyonunun yerini dolduracağını söyledi.

Mısır Müzesi’nin, Tutanhamon koleksiyonunun büyük müzeye nakledilmesinden etkilenmeyeceğini belirten Anani, 1905 yılında mezarları bulunan Yuya ve Tuya hazinelerinin yeni haliyle ilk defa sergilendiğini ifade etti.

Firavun Tutanhamon koleksiyonu, 2010 yılında açılması planlanan Büyük Mısır Müzesi’ne nakledildi.

Firavun Akhenaton’un anne tarafından dedesi olan Yuya, MÖ 1401-1391 yıllarında yöneticilik yapan Firavun IV. Tutmosis döneminde vezirlik görevinde bulunmuştu.

Kartal Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kasım ayı programı kapsamında “Geçmişin Hayaletleri Bugünün Minyatürleri” adlı sergiyi Kartallı sanatseverlerle buluşturdu.

Kartal Belediye Hizmet Binası fuaye alanında gerçekleştirilen serginin açılışına Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, Kartal Belediyesi Başkan Yardımcıları; Hüseyin Tozkoparan, Mustafa Fehmi Okay, Kartal Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Adem Uçar, Kartal Belediyesi Fen İşleri Müdürü Ayhan Taş, eğitmen Yasemin Akyol, kursiyerler ve çok sayıda Kartallı sanatsever katıldı.

Sergi; Yasemin Akyol ve 13 öğrencisi tarafından çağdaş minyatür tarzında yapılan yaklaşık 50 tablodan oluşuyor. Klasik eğitim almış, daha sonra çağdaş minyatürler üzerine çalışmalar yapan Yasemin Akyol ve öğrencilerinin eserleri, sergiyi gezenler tarafından yoğun ilgi gördü. Yasemin Akyol serginin açılışında yaptığı konuşmada, ”Hoş geldiniz, bugün bizimle burada olduğunuz için çok mutluyuz. İlk kez böyle bir sergi açtık. Ben çok genç bir minyatürcüyüm. Neredeyse minyatüre başlamamla, minyatür dersi vermem bir oldu. Bu yüzden de kendilerine öğrencilerim diyemiyorum, arkadaşlarım diyorum. Bu süreçte ben de onlardan çok şey öğrendim. Başta Kartal Belediye Başkanımız Op. Dr. Altınok Öz’e ve Adem Bey’e çok teşekkür ediyorum. Çok şanslıyız ki bizlere bu müthiş organizasyonu sağladılar.” şeklinde düşüncelerini ifade etti. Konuşmasının ardından Yasemin Akyol, hazırlamış oldukları bir tabloyu, Kartal Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Adem Uçar’a hediye etti. Kartal Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Adem Uçar da Yasemin Akyol’a çiçek takdiminde bulundu. Ardından bir konuşma yapan Kartal Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Adem Uçar, “6 yıldan fazla süredir Kartal Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürüyüm. Birçok sergimiz oldu; fakat ilk kez bir minyatür sergisi açma şansına eriştik. Bir sanat tarihçisi olarak şunu söylemek istiyorum, yakın zamanda gezmiş olduğum minyatür sergileri içerisinde en başarılı bulduğum bu sergi oldu. Başta Yasemin hocama ve bütün öğrencilerine çok teşekkür ediyorum. Sayın Başkanımız op. Dr. Altınok Öz’ün liderliğinde sanatın ve sanatçının yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.

Bu yıl British Council tarafından ikincisi düzenlenen Tech4Culture, Birleşik Krallık ve Türkiye’den kültür ve teknoloji sektörüne yön veren kurumları bir araya getiriyor. Türkiye’deki kültür kurumlarının, izleyici kitlesini geliştirebilmek için dijital teknolojilerle yeni yollar keşfetmesini sağlayan Tech4Culture, bu yaklaşımla kültür ve sanatın Türkiye’de ve dünyada çok daha geniş çapta izleyiciye ulaşmasını hedefliyor.

British Council, dijital projeler geliştirerek kitlelerin kültür ve sanata erişimini arttırmayı hedefleyen tüm kültür kurumlarını Tech4Culture’a başvurmaya davet ediyor! Başvurular için son gün 3 Aralık Pazartesi. British Council web sitesi üzerinden, https://www.britishcouncil.org.tr/programmes/arts/creative-economy/tech4culture başvuru şartlarına dair ayrıntılı bilgiye ulaşılmaktadır

Teknoloji işbirliklerinin faydaları
Dünyanın nüfusunun 4.02 milyarının çevrimiçi olduğu ve yüzde 36’sının akıllı telefon kullandığı bir çağda dijital teknolojiler, kitlelerin yaratıcı içeriklere erişimini, sanat deneyimlerini yaratma ve paylaşma şekillerini değiştiriyor. Dijitalleşme yaşamımızın her parçasına yayıldıkça, kültür kurumları da sanatı daha ulaşılabilir kılmak, ilgi uyandırmak ve teknolojiye dayalı bir yaşama geçişe ayak uydurmak için teknolojiye daha fazla yöneliyor. Tech4Culture’da olduğu gibi, teknoloji işbirlikleri, kültür kurumları için dijital becerilere, veriye, donanıma, yazılıma, finansmana ve yeni çalışma yöntemlerine erişim sağlayabiliyor.

Earnst and Young’ın araştırmasına göre, yaratıcı ve kültürel endüstriler dijital ekonomiye dünya çapında 200 milyar dolar katkıda bulunuyor. Yaratıcı ve kültürel endüstrilerle işbirlikleri sayesinde, teknoloji sektörü de yeni kitlelere erişimi sağlayacak yaratıcı zihinlere ve içeriklere ulaşma şansı elde ediyor.

Kurumların sorunları, teknoloji ile çözüm buluyor
Kültür ve teknoloji sektörleri arasındaki işbirliklerini geliştirmeyi amaçlayan Tech4Culture, daha fazla kişiyi sanatla buluşturmak için proje geliştirmek isteyen kültür kurumlarının başvurularını bekliyor. Başvurularda, dijital bir ürüne odaklanılmasından ziyade, kurumların karşılaştıkları fırsat veya zorlukların öne çıkarılması isteniyor. Bu fırsat ve zorluklardan yola çıkarak, Türkiye’den seçilecek bir kültür kurumu ile Birleşik Krallık’tan seçilecek bir yaratıcı ajans eşleştirilerek, projeyi birlikte geliştirmeleri ve hayata geçirmeleri desteklenecektir.

Açık çağrı başvuru içeriği:

– Kurum hakkında kısa bilgi

– En beğenilen yaratıcı dijital projelerden biri ve neden bu projenin seçildiği

– Kurumun güncel dijital proje portfolyosu

– Birleşik Krallık’tan gelen yaratıcı ajansla yürütülecek ortak çalışmadan sorumlu olacak, İngilizce bilen ekip bilgisi

– Proje teklifleri, belirli bir dijital ürüne değil, kurumun karşı karşıya olduğu fırsat veya zorluklara ve Tech4Culture’ın sunduğu bu fırsatın geniş çaplı dijital stratejiye hangi açılardan uyumlu olduğuna odaklanmalıdır.

Başvuru koşulları:

– Proje teklifi en fazla üç sayfa ile sınırlı olmalıdır.

– British Council web sitesinden, https://www.britishcouncil.org.tr/programmes/arts/creative-economy/tech4culture başvuru şartlarına dair ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.

– Teklif, İngilizce olmalıdır.

– Başvurular için son tarih 3 Aralık 2018 23:59’dur.

Ülkemizi yurt dışında da başarıyla temsil eden ünlü piyano virtüözü Şevki Karayel, Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu olan ve kurulduğu günden bu yana “Eğitimde Fırsat Eşitliği” misyonuyla binlerce çocuğun hayatını değiştiren Darüşşafaka Cemiyeti yararına düzenlenen bağış konserinde verdiği piyano resitaliyle klasik müzik tutkunlarına unutulmaz bir akşam yaşattı.

Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda sahne alan sanatçı, konserde klasik müziğin efsane isimlerinden Bach, Beethoven, Liszt, Schubert ve Gershwin’in eserlerini yorumladı. Konserden elde edilen gelirle Darüşşafaka Sanat Merkezi’nde ihtiyaç duyulan enstrümanlar temin edilecek.

Konserin, Süreyya Paşa tarafından Darüşşafaka’ya miras bırakılan Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda yapılması da özel bir anlam taşıyor. Süreyya İlmen, nam-ı diğer Süreyya Paşa, vefatından önce mal varlığının büyük kısmını çeşitli kurumlara bağışladı. Bunlar arasında Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan tarihi boyunca babası hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz çocuklara en iyi koşullarda eğitim şansı tanıyan Darüşşafaka Cemiyeti de vardı. İlmen, 1927’de görkemli bir galayla açılışı yapılan Türkiye’nin ilk çağdaş tiyatro ve sinema binasını, yani Süreyya Operası’nı Darüşşafaka’ya miras bıraktı. Uzun yıllar sinema olarak hizmet veren bina, Kadıköy Belediyesi tarafından aslına sadık kalınarak restore edildi ve 2007’de kapılarını sanatseverlere açtı. Restorasyon çalışmalarından sonra, opera ve bale temsillerine kavuşan bina, Anadolu yakasının tek, Türkiye’nin altıncı operası olarak hizmet vermeye başladı.

Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri 25’inci kez Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden dereceyle mezun olan sanatçılarla buluştu. Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri kapsamında 25 yılda 225 genç sanatçının 6 bin cumhuriyet altını ile ödüllendirildiğini belirten Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Dilek Sabancı, “Babam yaşasaydı 85’inci yaşını kutlayacak ve eminim aynı heyecanla burada genç sanatçıları alkışlayacaktı” dedi.

Merhum Sakıp Sabancı’nın sanatçıların başarılarını ödüllendirmek amacıyla 1994 yılında başlattığı ve Sabancı Vakfı’nın devam ettirdiği “Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri”, 25’inci kez sahiplerini buldu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim, Heykel ve Geleneksel Türk Sanatları bölümlerinden ilk üç derece ile mezun olan genç sanatçılara ödüllerinin takdim edildiği törende 9 başarılı öğrenciye toplam 240 Cumhuriyet Altını değerinde Türk Lirası ödül verildi. Tören, ödüllerin 25 yıllık yolculuğunu anlatan bir sergiye de ev sahipliği yaptı.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kayhan Ülker ve Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Dr.h.c. Dilek Sabancı’nın ev sahipliğinde düzenlenen törene, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Zerrin Koyunsağan ve Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan’ın yanı sıra iş dünyası ve cemiyet hayatından Türker İnanoğlu, İsmet Alpagut, Türkan Gürsel, Nihal Yöneyman, Nesrin Eyilik’in de aralarında bulunduğu isimler katıldı.

Törende konuşan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Dr.h.c. Dilek Sabancı, “Babam merhum Sakıp Sabancı sanata ve sanatçıya çok değer verirdi. Sanatçıların takdir edilmesi gerektiğini düşünür; başarılarının ödüllendirilmesini isterdi. Bu ödül törenini de sağlığında bu amaçla hayata geçirdi. Sanatı ve sanatçıyı, ama özellikle genç sanatçıları desteklemek için önemli bir adım attı. Yaşasaydı bu yıl 85’inci yaşını kutlayacaktı. Eminim, aynı heyecanla burada bizlerle olacak ve genç sanatçıları alkışlayacaktı. Bizler de onun arzusunu devam ettiriyor, vasiyetine sahip çıkıyoruz. Her yıl burada ödül alan gençlerin heyecanını onun adına paylaşıyoruz. 25 yılda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olan 225 genç sanatçıyı 6 bin Cumhuriyet altınıyla ödüllendirdik. Ancak daha önemlisi burada başarılarına tanıklık ettik ve onları birlikte alkışladık. Kariyerlerinin başındaki genç sanatçılarımıza bu ödülün uğur getirmesini diliyorum. Sanat hayatları boyunca önemli başarılara imza atarak bizleri gururlandıracaklarına inanıyorum” dedi.

2018 yılı Sakıp Sabancı Sanat Ödülü’ne layık görülen öğrenciler birincilik derecesinden başlayarak Resim Bölümü’nden Aysun Telli, Emine Altun, Eyüp Çakmak, Heykel Bölümü’nden Emrah Önal, N. Ayşim Kahveci, Berka Kınay ve Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nden Gülderen İlhan Resmi, Hürriyet Gençbay, İlksen Biçer oldu. Ödüle hak kazanan genç sanatçıların eserleri, ödül töreni öncesinde Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilendi.

25 yılda 225 genç sanatçı ödüllendirildi
1994 yılında kendi adını taşıyan Sanat Ödülleri’ni başlatan Sakıp Sabancı, tüm hayır işleri ile ödül programlarının devamını sağlamak için Sabancı Vakfı bünyesinde Sakıp Sabancı Fonu’nu oluşturdu. Sabancı Vakfı’nın devam ettirdiği Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri ile 25 yılda 225 genç sanatçı toplam 6 bin Cumhuriyet Altını ile ödüllendirildi.