Şan Eğitmenimiz Coşkun NEHİR, “Sesimize iyi bakıyor muyuz?” konulu bir yazı kaleme aldı.
Bu özel yazıyı sizlerle paylaşıyoruz;
Sesimize pekte iyi bakmadığımız konusunda sesle uğraşan bütün uzmanlar neredeyse hem fikirler. Kilomuza dikkat ediyor, spor yapıyor, yüz bakımı uyguluyoruz. Ama bütün ömür boyu hoyratça kullandığımız sesimize bakmak aklımızın ucundan bile geçmiyor. Ne zamanki boğazımız ağrıyor veya sesimiz kısılıyor; o zaman bir şeyler yapmamız gerektiğinin farkına varıyoruz. İyileşmek için ıhlamur çayları içiyoruz, başka bitkisel ilaçlar kullanıyoruz, gargaralar yapıyoruz , bunlarla da netice alamazsak kendimizi hemen bir kulak burun boğaz doktorunun yanında buluyoruz. Bu şekilde davranmamız belki de sesimizi oluşturan düzeneği görmememizden kaynaklanıyor. Ancak sesimizin güzel çıkması en az dış görünüşümüz kadar önemlidir. Kulağa hoş gelen bir ses ; sesin sahibi hakkında son derece olumlu bir etki bırakıyor. Tersi ise ister istemez insana itici geliyor.
Eski çağlara baktığımızda Yunanlılarda ve Romalılarda ses eğitiminin genel eğitimin bir bölümünü oluşturduğunu görüyoruz. Toplumsal yaşama katkıda bulunmayı amaç edinmiş her birey , bir ses uzmanından doğru nefes alma , düzgün konuşma ve şarkı söyleme dersleri almaya mecburdu. Böylece konuşma yaptıkları kişileri ve toplulukları etkileme güçleri artıyordu bu insanların.
Bu konuyu zamanımıza taşıdığımızda çoğumuzun bu bilinçten uzaklaşmaları, bilgileri olmayışı ve zaman ayıramamaları nedeniyle insanların daha önceki yazılarımda anlattığım gibi nefes problemleri, dudak tembellikleri,gırtlaktan konuşmaları vs. gibi zorluklarla karşılaştıklarını görmekteyiz.O nedenle uzmanların en azından ses bakımıyla ilgili önerilerini, önemsememiz yerinde olur.
1- Aynı Yunanlılar ve Romalılar gibi sesimizi eğitmeliyiz. Bu gün sadece profesyonel şarkıcı ve tiyatrocuların aldıkları bu eğitim sesin uzun ve sağlıklı kullanılmasını amaçlamaktadır. Öğretmenler, spikerler, politikacılar, sesini mesleğinde kullanan tüm kişiler gibi sizlerin de sağlıklı bir ses için bu eğitime ihtiyacınız vardır. Bu eğitimi veren doğru kişileri seçerek bu işi sizde yapabilirsiniz. Yalnız bir kere daha belirtiyorum sesinizi kaybetmemek için mutlaka doğru , bilinçli eğitim veren birini bulmanız şart.
2- Güne başlarken sağlıklı bir hayat için insanların spor yaparak güne başlamaları hekimler tarafından tavsiye edilir. Nasıl sporcular müsabakalara çıkmadan önce vücutlarının ısınması için ısınma hareketleri yapıyorsa ; sesimiz için de bu geçerlidir.Daha önceki yazılarımda önerdiğim ses ısıtma egzersizlerini işe giderken arabanızda, yolda yürürken veya ev işleri yaparken kendi kendinize yapabilirsiniz.
3- Isınma hareketlerinin ardından sesinizdeki pürüzler gitmiş demektir. Şimdi o gün eğer yoğun bir konuşma yapacaksanız veya tiyatro sanatçısı şarkıcıysanız veya okula gidip (8) sekiz saat ders anlatacaksanız ses egzersizleri yapmak zorundasınız. Bu konuda ses eğitimcisiyle yaptığınız egzersizleri ya onun kontrolü altında yapacaksınız; ya da egzersizi kendiniz yapmaya çalışacaksınız.
4- Özellikle konuşurken veya şarkı söylerken kendi sesinizi kullanmalısınız. İnce (tiz) veya kalın (pes) seslerden konuşmak ses tellerini çok zorladığından sesinizi kaybedebilirsiniz. Hiç bir zaman kendi ses yapınız dışındaki seslere özenmemelisiniz. Ses eğitimcilerinden yardım alarak sesinizin niteliğini öğrenebilirsiniz.
5- Ses tellerinin en büyük düşmanlarından biri sigaradır. Sigaranın ses telleri mukozasında tahriş ve sesin çıkmasında bir numaralı faktör olan akciğerlerde kapasite azalması gibi olumsuzlukları vardır.Bu da ses telleri ve buna bağlı olarak akciğerlerden almamız gereken en yüksek performansı önemli ölçüde engeller.
6- Sesi etkileyen faktörlerden biri de alkollü içeceklerdir. Öncelikle damarları genişleterek mukozanın salgısını bozar. Çok az içildiğinde bile ses tellerinin ve buna bağlı kasların ayarını bozabilir.Akşam yemeğinden sonra az miktarda alınan alkolün etkisi daha azdır. Özellikle önemli bir sunumu olan konseri veya temsili olan kişiler o gün alkol kullanmamalıdırlar.İçkinin bir diğer zararı içerdiği bazı maddeler nedeniyle bir çok kişide alerji yaratmasıdır. Bazı üzüm ve yulaftan yapılan içkiler alerjiye neden olabilir.
7- Uyuşturucu kullanmak vücudumuzun bir çok organlarına zarar verdiği gibi sesimizi de zarar verir. Algılama ve şarkı söyleme güzel konuşma özelliğimizi kaybetmemize neden olur. Bazen de ağrı hissetmediğimiz halde ses tellerinde travma ve kanamalara yol açabilir.
8- Gürültülü ortamlar özellikle grup toplantıları, düğün, bar, lokanta vs. gibi buluşmalarda birbirimizi duymak için ister istemez sesimizi yükseltiriz ya kendi sesimizden ince; ya da bağırarak konuşuruz. Çok kızgın olduğumuz zaman da durum pek farklı değildir.Böyle zamanlarda ses koruma alışkanlıklarımızı unuturuz.Ayrıca arabalarda, uçaklarda aşırı derecede konuşmak nem oranının düştüğü de kabul edilirse (uçaklarda) mukozada kurumaya yol açar; ses tellerine zarar verebilir.
9- Çok yemek yemek, özellikle geç saatlerde bu işlemi gerçekleştirmek sindirim sistemini zorlar bu nedenle de mide asidinin yemek yiyip yattığınız zaman boğaza geri akmasını (reflü) sağlar.Ses telleri için son derece tehlikeli olan bu durumu önlemek için yemek saatlerini ayarlamamız gerekmektedir.Ayrıca şişmanlık solunum ve karın kaslarının çalışmasını zorlayacağı için kilo almamaya özen göstermeliyiz.
10- Kadınların özel günlerinde kas gevşemeleri (ses telleri de kas olarak düşünüldüğünde) olacağından bu günlerde ani bağırmalardan, yüksek sesle konuşmalardan, kaçınmaları gereklidir. Mesleği sesle ilgili olanlar (şarkıcı, tiyatrocu, spiker v.s.) kişiler bu konuyu daha da önemsemelidirler.
11- İlaç kullananlar sadece doktor tavsiyesiyle ilaç kullanmalıdırlar.Kulaktan dolma veya arkadaş tavsiyesiyle alınan ilaçların yan etkileri ses tellerine zararlı olabilir.
Biraz zor olsa da yukarıda bahsettiğim konuları dikkate alırsak sesimizi ve nefesimizi uzun yıllar sağlıklı olarak kullanabiliriz.
Coşkun NEHİR