Şunun için etiket arşivi: müze

British Museum’daki dünyanın yedi harikasından biri olan Mausolleum’un Türkiye’ye iade edilmesi için Ocak’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) açılacak dava öncesinde başlatılan imza kampanyası internet ortamına taşında. www.askinmabedi.com sitesindeki kampanyaya en büyük destek ünlülerden geldi.

Ferhan Şensoy, Ali Poyrazoğlu, Merve İldeniz, Fedon ve Suavi başta olmak üzere birçok sanatçı Türkiye topraklarından götürülen tarihi hazinenin getirilmesi için dijital imza verdiler. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ercan Karakaş, eski ANAP’lı bakanlardan İmren Aykut’un da katıldığı uluslararası kampanya bütün hızıyla sürüyor. Toplanan imzalar, Avukat Remzi Kazmaz’ın AİHM’de 30 avukat arkadaşıyla açacağı davanın dosyasına konulacak.

BU FİLMİ AİHM YARGIÇLARI DA İZLEYECEK

AİHM’e gidecek dava dosyasında bir de belgesel yer alacak. Yönetmenliğini Kazmaz’ın yaptığı Aşkın Mabedi– Maussolleion isimli filmde antik çağın hazinesi ve Türkiye’den götürülüşünün hüzünlü hikayesi anlatılıyor. 32 dakikalık belgeselin en dramatik sahnelerden birini eserin Anadolu’ya getirilmesi için Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir) yaptığı girişimin anlatıldığı bölüm oluşturuyor.

Dünyanın yedinci harikasının kendi doğal atmosferleri yerine, Londra’da olmasından büyük üzüntü duyan Şakir, İngiltere’ye Kraliçe’ye bir mektup gönderiyor. Şakir mektubunda “Londra’daki parçalar, Bodrum’un mavisiyle bütünleşmektedir. Londra’da kalmamaları gerekmektedir. Onları bütünleştikleri maviyle buluşturmak gerek” diyor. Türkiye’den gelen mektubu okuyan Kraliçe, daha sonra müze müdürüne havale ediyor. Birkaç ay sonra müze müdüründen Şakir’e şu yanıt geliyor:

“Önerinizi çok ciddiye aldık. Bilim insanlarına taşların yapısını incelettik; gerçekten de eserlerin maviyle bütünleştikleri doğrudur. Bu yüzden eserlerin müzede sergilendiği salonu Bodrum mavisine boyadık. Yakın ilginize teşekkür ederiz!”

SATIŞA SUNULDU

İngilizce versiyonu da bulunan filmde aşkın, acının, sadakatin, sanatın abidesi anlatılırken canlandırılan sahneler ve efektler izleyiciyi antik dönemin atmosferinde bir yolculuğa çıkarıyor. Tüm müzik marketlerde satışa sunulan filmi Ocak’ta AİHM yargıçları da izleyecek.

ROMANIN BASKISI TÜKENDİ

Yine Remzi Kazmaz tarafından kaleme alınan Kral Mausolos tarafından karısı Artemisia’ya duyduğu aşkı ölümsüzleştirmek amacıyla yapılan Mausolos’un Aşkın Mabedi isimli romanın 2’nci baskısı da tükendi. İngilizce ve Türkçe olmak üzere iki dilde yeniden baskıya giren roman, yakında bir kez daha okurlarıyla buluşacak.

 

Kaynak :[-]

Galeri Manâ, 20 Kasım – 12 Ocak tarihleri arasında Pawel Althamer: 6 Heykel adlı sergiye ev sahipliği yapacak

Sanatçının Istanbul’daki bu ilk solo sergisinde Deutsche Guggenheim, Berlin siparişi üzerine ürettiği Almech isimli yerleştirmesinden altı adet heykel yer alıyor.

Althamer’in doğal büyüklükteki altı adet portreheykeli, ruhani varlıklarıyla izleyicide hem huzur hem endişe uyandıran, bembeyaz ve solgun bir hayaletler topluluğu oluşturuyor. Deutsche Guggenheim ile sanatçının babasının Varşova, Polonya şehrinde kurmuş olduğu plastik üretim atölyesi Almech arasındaki bir değiş-tokuştan doğan bu seri, betimlenen kişilerin – Deutsche Bank çalışanları, müze personeli ve ziyaretçiler – yüz kalıpları ile bedenlerini oluşturan plastik malzemeyi bir araya getiriyor.

Galeri Manâ’daki serginin çıkış noktası, sanatçının sosyal dokuya dair keskin algısı; bu algı, farklı işlerini birbirine bağlamakla kalmayıp, sanatçının oynadığı bir malzeme haline gelmiştir. Yerinden sökülmüş ve yeni bir çerçeveye nakledilmiş altı işi Manâ’da yeniden yerleştiren ise sanatçının zaman, mekân ve toplum algısı. Althamer bu heykelleri üretim, yöntem ve mekânlarından ayırarak, özgürleştirerek onlarla yeni bir diyaloğa giriyor ve onların tarihle yüklü olmayan bir yoruma kavuşmalarını sağlıyor. Bu temsiliyetin anti belleği işin daha az belirlenmiş, kişisel bir deneyiminin şaşırtıcı bir şekilde hayat verici olabileceğine işaret ediyor.

 Pawel Althamer farklı medyumlar kullanarak ürettiği yapıtlarıyla olduğu kadar izleyicilerine ve değişik toplumsal gruplara yaşattığı çeşitli ve özgün sosyal deneyimlerle kendine özgü katılımcı bir sanat pratiği geliştirdi. Kariyeri boyunca sanatın dönüştürücü potansiyelini kullanmayı amaç edinen Althamer, insanların kendi yaratıcılıkları üzerine düşünmelerine ve günlük hayatlarına dair yeni bir anlayış geliştirmelerine yardımcı olabilecek bir tavır benimsedi. 1994’ten beri yürütmekte olduğu MS hastaları için düzenlenen bir haftalık heykel atölyesi olan Nowolipie Grubu; 2000 yılında komşularının dairelerini kullanarak düzenlediği Bródno 2000 isimli büyük çaplı grup performansları; 2008 yılından beri ailesi ve arkadaşları ile organize ettiği Common Task isimli Belçika, Brezilya ve Mali’ye yolculuklar dizisi ve Frühling (2009) kapsamında Museum Fridericianum, Kassel’deki solo sergisini şehirdeki okul çocuklarına devretmesi bu sanatsal tavrına örnek gösterilebilir. Pawel Althamer’in heykel, enstelasyon, video ve film gibi çesitli medyumları barındıran yapıtı, çoğunlukla sakatat, kuru ot ve insan saçı gibi malzemeler kullanarak ürettiği kendisinin, aile üyelerinin ve arkadaşlarının doğal ölçülerde portrelerine odaklanıyor.

 Kaynak : [-]

Çin’in gizemli ordusu İstanbul’a girdi Çin’in yeraltı ordusu Terra Cotta askerleri ve Çin’in hazineleri İstanbul’da sergilenecek.

İstanbul’da Topkapı Sarayı’nda 20 Kasım’da açılacak Çin’in Hazineleri Sergisi’nde, 5 Terra Cotta askerinin yanı sıra 100’ü aşkın eserin sergileneceği belirtildi. Çin, normal uygulamada birden fazla Terra Cotta askerini karma sergilere göndermiyor ancak edinilen bilgiye göre, Türkiye için özel bir düzenleme yapılmış.

Sergide, dünyada eşi olmayan Terra Cotta askerlerinin yanı sıra Pekin’deki Yasak Şehir ve Şanghay Müzesinin de eserleri kamuoyuna açılacak. Terra Cotta askerleri sergisinde ayrıca, genelde Çin dışına çıkarılmayan Terra Cotta atı da sergilenecek. Sergi 1 yılda hazırlandı Eserler için büyük miktarda sigorta bedeli ödendi, eserlerin muhafazası için özel önlemler alındı. Bu tür sergilerin hazırlık aşamasının normalde 2- 3 yıl aldığı belirtilirken, Türk ve Çin makamlarının bu sergiyi 1 yıl içinde hazırladığı belirtiliyor. Çin Sanat Sergiler Kurumu Müdür Yardımcısı An Yao, düzenlenen basın toplantısında, İstanbul’da 3 ay sergilenecek eserlerin iki ülke halklarının birbirini daha yakından tanıma fırsatı vereceğini söyledi. An, Topkapı Sarayı Müzesi’nin günde 10 bin kişiyi ağırladığını ifade ederek, Topkapı Sarayı Müzesi’nin Türk müzeciliğinde önemli bir mekan olduğunu anlattı.

Çin’in Hazineleri Sergisiyle eş zamanlı olarak İstanbul Tophane’de, Çin’in Gansu eyaletinin “Dunhuang Mağaraları” sergisi de düzenlenecek. Terra Cotta Askerleri Çin’de 11 hanedanlığın başkentliğini yapmış ülkenin orta kesimindeki Şian’da bulunan Terra Cotta askerleri, dünyanın en büyük kral mezarlarından biri olarak kabul edilen “Çin Şı Huang’ın mezarını koruyor”. 56 kilometrekarelik dev mezarın etrafında Çinli bir köylü tarafından rastlantı üzerine bulunan binlerce toprak asker, normal insan ebatlarında ve her biri dönemin askeri nizamına göre dizilmiş şekilde duruyor. Savaş öncesi hazır konumda bekleyen binlerce asker, dönemin at arabaları ve atlar, orijinaline uygun şekilde boyanarak dönemin imparatoruyla birlikte gömülmüş.

Toprağın altından ilk çıkartıldığında renklerini koruyan Terra Cotta’ların havayla temasının ardından boyaları birkaç gün içinde siliniyor. Bu nedenle bölgede daha fazla olduğu bilinen askerler gün yüzüne çıkartılmıyor ve renginin korunması için teknolojiler geliştirilmeye çalışılıyor.

Henkel’in Orta ve Doğu Avrupa çapında düzenlediği sanat ödülü Henkel Art.Award.’u bu yıl ilk kez Estonyalı bir sanatçı kazandı.

Henkel’in Orta ve Doğu Avrupa çapında düzenlediği sanat ödülü Henkel Art.Award.’u bu yıl ilk kez Estonyalı bir sanatçı kazandı. 7 bin euro para ödülü ve iki kişisel sergi ile toplamda 35 bin euro değerinde ödül sunan Henkel Art.Award.’a Marge Monko layık görüldü. Henkel Art.Award. heyecanında bu yıl, genç sanatçıların 931 çalışması değerlendirmeye alındı. Müze uzmanları, sanatçılar ve küratörlerden oluşan uluslararası jüri, bu yılın ödülünü 1976 yılında Talin’de doğan Estonyalı sanatçı Marge Monko’ya takdim etme kararı aldı. Viyana’da bulunan museum moderner kunst – mumok’ta (Modern Sanat Müzesi) Imperial Stables’da düzenlenen ödül töreninde konuşma yapan Henkel Orta ve Doğu Avrupa (CEE) Başkanı Günter Thumser, “Henkel, bu sanat ödülü ile Doğu Avrupa bölgesinin kültürel anlayışına katkıda bulunmayı hedefliyor. Son 11 yıl içinde, bölgede yer alan 20’nin üzerindeki ülkeden sayıları gün geçtikçe artan sanatçıların 25 binin üzerinde çalışmayı bu ödül için sunmuş olmasından dolayı mutluyuz” dedi.

Yetenekli genç sanatçılara sürdürülebilir destek

Henkel Art.Award., Doğu Avrupa ülkelerinde genç ve gelecek vaat eden sanatı desteklemek üzere önemli ve sürdürülebilir bir girişim olduğunu kanıtladı. Jüri Sözcüsü ve mumok Baş Küratörü Rainer Fuchs şunları söyledi:

“Henkel’in bu konudaki tutarlı bağlılığı, Avrupa ve uluslararası sanat çevresinin genişletilmiş bir perspektife sahip olmasına katkıda bulunuyor. Başvuruların ve aday çalışmaların da gösterdiği üzere, aynı zamanda toplumsal kalkınma ve sanatsal algılama arasındaki ilişkilere de daha derinlemesine bir ışık tutuyor. KulturKontakt Austria ile işbirliği içerisinde bu ödülü mumok’ta sunmaktan ve kazanan sanatçının çalışmalarını sergilemesini sağlayarak onurlandırmaktan son derece mutluyuz.”

Orta ve Doğu Avrupa Genç Sanatçı Ödülü de takdim edildi

KulturKontakt Austria’nın Artists-in-Residence programı çerçevesinde verilen Orta ve Doğu Avrupa Genç Sanatçı ödülü de tören sırasında takdim edildi. Son 11 yıldır verilen bu ödüle, Rus sanatçı Olga Jitlina layık görüldü. Olga Jitlina, Büyük Rus şehirlerinde yaşayan ve eski Orta Asya Sovyet cumhuriyetlerinden göç eden işçilerin durumu gibi Rus toplumundaki mevcut sorunlara gönderide bulunan videoları ve interaktif enstalasyonları ile jüriyi ikna etti.

Kaynak :[-]

Tarihi ören yerinde yapılan kazılarda, yerleşimin bilinenden 1500 yıl daha eskiden başladığını kanıtlayan üç ayrı seramik kaba ait parçalar bulundu.

Hitit Uygarlığı’na başkentlik yapan Çorum’un tarihi ören yeri Alacahöyük’teki kazı çalışmalarında, bölgedeki yerleşimin bilinenden 1500 yıl daha eskiden başladığını kanıtlayan üç ayrı seramik kaba ait parçalar bulundu. Böylece, Alacahöyük’ün geçmişinin, günümüzden 8000-9000 yıl önceye, Geç Neolitik Çağ’a uzandığı anlaşıldı.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi, Alacahöyük Kazı Alanı Başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, yaptığı açıklamada, Alacahöyük’teki kazı çalışmalarının 1935’te Atatürk’ün emriyle başlatıldığını ve 7 yıldır Yüksel İnşaat’ın desteğiyle sürdürüldüğünü belirtti.

Alacahöyük’teki kazı çalışmalarında tarihe ışık tutacak bir gelişme yaşandığını anlatan Çınaroğlu, bölgede yerleşimin bilinenden 1500 yıl daha eskiden başladığını kanıtlayan üç ayrı seramik kaba ait parçalar bulduklarını, bu bulguların höyüğün geçmişinin Geç Neolitik Çağ’a kadar dayandığını ortaya çıkardığını ifade etti.

Kazı çalışmalarıyla 2006’da Anadolu’nun bilinen en eski sulama barajı”Alacahöyük Hitit Barajı”nın yeniden su tutmaya başlayarak, yöre halkının tarımsal sulama amaçlı kullanımına açıldığını hatırlatan Çınaroğlu, şunları kaydetti:

”Kazı çalışmaları sonucunda bölgedeki ilk yerleşimin 7000-7500 yıl öncesine giden Kalkolitik Çağ’a dayandığı biliniyordu. Bu yıl yapılan kazı çalışmalarında bulunan üç yeni parçanın ise yapım tekniği, kaba işçiliği, hamuruna iri kum taneciklerinin karıştırılmış olması ve iyi fırınlanmamış haliyle, günümüzden 8000-9000 yıl öncesi Anadolu Neolitik Dönem seramik repertuvarı özellikleriniyansıttığı anlaşıldı. Böylece Alacahöyük’ün tarihi 1000-1500 yıl kadar geriye taşındı.

Kazı çalışmalarımızda bulunan bu parçalar, Urfa Göbeklitepe taş blokları üzerinde ve Burdur Kuruçay Höyük’teki tam benzerleri gibi Neolitik Dönem seramik repertuvarını yansıtmaktadır. Böylece Alacahöyük’teki ilk iskanın, Geç Neolitik Çağ’a kadar uzandığını anlamış olduk. Alacahöyük’ün geçmişinin günümüzden 8000-9000 yıl önceye dayandığının anlaşılmasısadece bu bölge için değil, Orta Anadolu’nun iskan tarihiaçısından da son derece önemlidir. Kazı çalışmalarında önümüzdeki dönemlerde de Anadolu’nun eski tarihine yenilik getirecek eserlerin bulunacağı kesin gözüküyor.”

Anadolu’nun en eski sulama barajı

Anadolu’nun bilinen en eski sulama barajı Alacahöyük Hitit Barajı, MÖ 1249’da Anadolu’da yaşanan büyük kuraklığın ardından Hitit Kralları tarafından yaptırılan barajlardan biri.

Bu barajlardan Alaca Höyük dışındakiler işlevini yitirdi. Alacahöyük Hitit Barajı ise kaynak suyu gövdesi içinden çıktığı için günümüze kadar akmaya devam etti. Bu barajın, bulunan hiyeroglif kitabeden Kral 3. Hattuşili’nin eşi Pudu-Hepa tarafından Tanrıça Hepat‘a atfen yaptırıldığı anlaşıldı.

Genişliği 15 metre, uzunluğu 135 metre olan barajın gövdesindeki kaya dolgusunun kille kaplandığı, taş dolgu seti inşaat tekniğinin ise bugünkü baraj inşaat tekniğiyle aynı olduğu belirlendi. Ancak Hititler’in çimento yerine kil kullandığı tespit edildi. Baraj tam dolduğu zaman 15 bin metre küp su aldığı tahmin ediliyor.

Saklı kalan tarih, dünya kültür mirasına kazandırılıyor

Hitit uygarlığına başkentlik yapan Alaca Höyük, Çorum’un Alaca İlçesi’ne bağlı Alacahöyük Beldesi’nde, Boğazköy Hattuşaş’ın 25 kilometrekuzeydoğusunda yer alıyor. Atatürk’ün emri, Türk Tarih Kurumu’nun desteğiyle 1935’te başlatılan kazı çalışmaları, Atatürk’ün vefatından sonra maddi ve manevi desteğin giderek azalmasıyla 1982’de durma noktasına geldi.

Kazı çalışmaları, 1997’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu başkanlığındaki ekip tarafından yeniden başlatıldı. Proje, 2005’te yine maddi sıkıntılar yaşanması nedeniyle durma noktasına geldi. Bu tarihte Yüksel İnşaat, tarihin gün ışığıyla buluşturulmasına destek vermeye başladı.

Projeye verilen uzun soluklu maddi ve manevi desteklerle bugün Alaca Höyük’te saklı kalan pek çok tarihi eser gün yüzüne çıkarılarak, dünya kültür mirasına kazandırılıyor.

Çağdaş Türk sanatının önde gelen isimlerinden Seçkin Pirim’in  “Disiplin Fabrikası”, Matraş ve TLS’nin destekleri ve MERKUR organizasyonuyla 29 Ekim-4 Kasım tarihleri arasında Londra  Saatchi Gallery’de dünya sanatının vitrinine çıkacak.

Seçkin Pirim, Damien Hirst gibi modern sanatın yıldızlarını dünyaya kazandırmasıyla ünlü, dünyada sanata yön veren en önemli merkezlerden kabul edilen Saatchi Gallery’de kişisel sergi açan ilk Türk sanatçı olacak.

Modern sanatın genç, yeni ve inovatif temsilcilerinin eserlerini sergileyebilmesi ve dünya çapında sanatseverlerle buluşabilmesi amacıyla 27 yıl önce kurulan, o günden bu güne modern sanatın çekim merkezi haline gelen Saatchi Gallery, kuruluşundan bu yana ilk kez bir Türk sanatçısını kişisel sergisiyle ağırlıyor.

Seçkin Pirim’in son dönem heykel ve kağıt çalışmalarını kapsayan “Disiplin Fabrikası” başlıklı kişisel sergisi, 29 Ekim’de Saatchi Gallery’de açılacak ve 4 Kasım’a kadar izlenebilecek.

Seçkin Pirim’in, Saatchi Gallery’de kişisel sergi açacak olması, sanatçının dünya sanat çevrelerince daha yakından ve dikkatle izlenmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Zira her yıl 1,2 milyondan fazla ziyaretçisi olan ve 2009, 2010, 2011 yıllarında Londra’nın en fazla gezilen 10 sergisinden 7’sine ev sahipliği yapan Saatchi Gallery, son derece özenli seçim kriterlerine bağlı olarak her yıl dünyanın dört bir yanından sınırlı sayıda sanatçıyı kişisel sergi açmak üzere kabul ediyor.

“Disiplin Fabrikası” heykelleri Pirim’in, içinde olduğumuz sosyolojik, toplumsal ve de kişisel yapıların, kontrol altına alınma çabasına karşı gösterilmiş tepkinin kendi sanatsal anlayışının çerçevesinde boyut bulmuş halleri olarak karşımıza çıkıyor. Pirim’in heykellerindeki formlar, dış sınırları belirlenmiş bir dünyanın içinde, sınırları görmezden gelerek hareket etmeye çalışan bireyin verdiği savaşı simgeliyor. Heykeller, hayatın biri daha kaygan ve özgür, diğeri daha düzenli ve sistematik iki tarafını temsil eden katmanlardan oluşuyor. Pirim’in eserleri doğaya referansta bulunmak yerine, insan hayatının makineler, bilgisayarlar ve robotlar üzerine kurulu olduğu endüstri sonrası dünya ile bağlar kuruyor.

Saatchi Gallery’deki sergide bu konsepte ek olarak, zaman, değişim ve bütünleşme kelimelerinin sonucu olan eserler de yer alacak. 12’li bir seriden oluşan ve zamanın insana yaptıklarının sonucunu gösteren bir kağıt iş, sistemdeki yumuşatılma ya da tam tersi sert bir ruha dönüştürülme halini yansıtan triptik bir duvar heykeli, insanın yasam boyunca içinde savaş verdiği diğer yarısı ile olan sorgulamalarının karşılığını bulduğu 3 boyutlu akrilik 2’li bir heykel bunlardan bir kaçı.

Seçkin Pirim Hakkında:

1977 Ankara doğumlu sanatçı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü mezunu. İstanbul, Frankfurt, New York, Şangay başta olmak üzere farklı şehirlerde 20’nin üzerine kişisel ve karma sergiyle sanatseverlerle buluşan, müze koleksiyonlarında yer alan Pirim, çağdaş tasarımları ve heykelleriyle günümüzün en önemli heykel sanatçılarından kabul ediliyor. Pirim, çalışmalarını Beyoğlu’ndaki atölyesinde sürdürüyor.

MERKUR hakkında:

Galeri Merkur, İstanbul Nişantaşı semtinde Sabiha Kurtulmuş tarafından 2010 yılında kurulmuştur. Merkur özellikle resim, fotoğraf, heykel, video başta olmak üzere uluslararası güncel ve çağdaş sanatı desteklemektedir. Merkur, Türkiye’nin en önemli sanatçılarıyla çalışmaktadır. Aynı zamanda genç sanatçıların eserlerini sergileyerek Türk ve dünya çağdaş sanat ortamına yeni soluklar kazandırmayı hedefle hedefliyor.

 

Kaynak : [-]

İngiltere’nin başkenti Londra’daki dünyanın en çok ziyaret edilen sanat galerisi Tate Modern’de önceki gün büyük bir skandal yaşandı. Rus asıllı Amerikalı ressam Mark Rothko’nun milyon dolarlık “Black On Maroon” isimli 1958 tarihli tablosu “karalandı”.

 

Mark Rothko – Vlademir Umanets

Ziyaretçilerin şaşkın bakışları altında 20’li yaşlarında bir genç, tabloya siyah kalemle İngilizce, “Vladimir Umanets, a potential piece of yellowism (Vladimir Umanets, yellowism’in gizli parçası)” yazdı. Her yıl yaklaşık 5 milyon turistin ziyaret ettiği müze, olaydan sonra kısa süreliğine kapatıldı.

Müzeden gözaltına alınmadan ayrılan Umanets isimli Rus genci, saldırıyı üstlenerek “Tate Modern’deki güvenliğin beni yakalamasını bekliyordum, oradaydım, birçok insanın önünde resme imza attım. Video, kameralar ve her şey var” dedi. Genç, resmi yok etmediğini, çalmadığını, Rotkho’ya hayran olduğunu söyledi.

Rus saldırganın tabloya yazdığı ‘yellowism’, 2010’da kurulan kavramsal sanat hareketi. BBC’nin sanat editörü Will Gompertz, “Galeriye gidip çok sevilen bir sanat çalışmasının üzerini çizmek sanat işi değil, vandalizmdir” dedi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

Kaynak :[-]

İstanbul ilk kez 13 Ekim’de Tasarım Bianeli’ne ev sahipliği yapacak.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından gerçekleştirilecek İstanbul Tasarım Bianeli’ne 46 ülkeden 200’ün üzerinde tasarımcı ve mimar yaklaşık 100 projesiyle katılacak. Londra Tasarım Müzesi Direktörü ve İstanbul Tasarım Bianeli Danışma Kurulu üyesi Deyan Sudjic tarafından teması ‘Kusurluluk’ (Imperfection) olarak belirlenen İstanbul Tasarım Bianeli’nde, iki ana sergi yer alıyor. Emre Arolat’ın İstanbul Modern’de yer alacak ‘Musibet’ başlıklı sergisinde ‘tasarımın gündelik hayattan uzak, değdiği her şeyi meşrulaştıran bir gücü olmadığı’ fikri, maket, video, fotoğraf ve interaktif oyun gibi çalışmalarla aktarılacak. Joseph Grima’nın Özel Rum İlköğretim Okulu’nda yer alacak ‘Adhokrasi’ başlıklı sergisinde ise ‘tasarımın odağındaki tüketicilerin de artık tasarım ve üretim sürecinin bir parçası olmasının altı çizilecek. Ziyaretçilerin de tasarım sürecini deneyimleyebilecekleri sergide interaktif alanlar yer alacak. İstanbul Tasarım Bianeli’nde iki ana serginin yanı sıra, akademi programı, atölye çalışmaları sergileri, paralel katılımcı etkinlikleri ve tasarım yürüyüşleri yapılacak. İstanbul Tasarım Bienali, 12 Aralık’a kadar ziyaret edilebilecek.

Norveçli ressam Edvard Munch’ın mayıs ayında rekor fiyata alıcı bularak şimdiye kadar bir açık artırmada satılan en pahalı sanat eseri olan ‘Çığlık’  Orijinal ismiyle Skrik- ( Sanat Tarihi’nde orijinal adı Boğuntu ) adlı tablosu, New York’ta sergilenecek.

Norveçli ressam Edvard Munch’ın mayıs ayında rekor fiyata alıcı bularak şimdiye kadar bir açık artırmada satılan en pahalı sanat eseri olan ”Çığlık” adlı tablosu, New York’ta sergilenecek.

Ünlü ressamın 1895’te yaptığı kan kırmızı gök altında başını tutarak çığlık atan bir adamı tasvir eden tablosu, 24 Ekim’den itibaren 6 ay boyunca Modern Sanat Müzesi’nde (MoMA) izlenime sunulacak.

Müze Müdürü Glenn D. Lowry, sergiyi, ”hem müze hem de New Yorklu sanatseverler için çok büyük bir fırsat” olarak niteledi.

Munch’un başyapıtı ”Çığlık”ın dört versiyonundan biri olan tablo, mayıs ayında Sotheby’s Müzayede Evi’nde yapılan açık artırmada 120 milyon dolara satılmıştı. Dört ”Çığlık” tablosundan biri Norveç’teki Ulusal Müze’de, diğer ikisi ise yine Oslo’da yer alan Munch Müzesi’nde bulunuyor.

Tabloya servet ödeyen kişinin kimliği açıklanmamıştı. Gizemli alıcının, ünlü yatırımcı Leon Black olduğu sanılıyor. Sahip olduğu sanat eserleri koleksiyonuyla tanınan Black, aynı zamanda MoMA’nın yönetim kurulu üyeleri arasında yer alıyor.

29 Nisan 2013’e kadar müzenin 5. katında sergilenecek tablo için yoğun güvenlik önlemleri alınacak.

”Çığlık”ın iki versiyonu, 1994 ve 2004 yıllarında çalınmıştı. Tablolar, daha sonra bulunmuştu.

Antalya’nın Demre İlçesi’nde UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Aday Listesi’ne alınan Noel Baba Müzesi’nde restorasyon ve onarım çalışmaları başladı. Yıl sonuna kadar tamamlanması planlanan çalışmalarla Noel Baba Müzesi’nin Dünya Kültür Mirası olarak kabul edilmesi hedefleniyor.

Antalya’da turizmin en büyük gelir kaynakları arasında yer alan Noel Baba Müzesi’nde restorasyon ve onarım çalışmaları Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sema Doğan başkanlığında yürütülüyor.

2010 yılında Dünya Kültür Mirası Aday Listesi’ne alınan Noel Baba Müzesi’ni 2011 yılında 586 bin 590 kişi ziyaret etti. Bu yılın 8 aylık döneminde ise 355 bin 526 kişinin ziyaret ettiği Nole Baba Müzesi, 2 milyon 877 bin 969 lira gelir elde etti. Noel Baba Müzesi, Hıristiyanlarca da kutsal sayılıyor.

Noel Baba Müzesi’nin restorasyon çalışmalarına önem verdiklerini ve tarihi yapının Dünya Kültür Mirası ilan edilmesini istediklerini belirten Prof.Dr. Sema Doğan, restorasyon planlarının ünlü mimar Cengiz Kabaoğlu tarafından hazırlandığını söyledi.

Kemerler yeniden inşa ediliyor

Çalışmalarda 2 bilim insanı, 5 restoratör, 5 arkeoloji bölümü öğrencisi ve 8 işçinin görev aldığını kaydeden Prof.Dr. Doğan, çalışmaların müzenin giriş bölümünden itibaren başladığını belirtti.

Dış duvarlar ve dış bölümdeki kemerlerde derzlerin temizlendiğine değinen Prof.Dr. Doğan, tarihi yapının sağlamlaştırılacağına işaret etti. Yıkılan kemerlerin aslına uygun yeniden inşa edildiğini de vurgulayan Prof.Dr. Doğan, “Yıkılan tonozlar ve kubbeler onarılıyor. Opussectile (zemindeki yer döşemeleri, mozaikler ve dekoratif panolar) onarılıyor, restore ediliyor. Bu alanda restoratörler, çok dikkatli bir çalışma yapıyor” dedi.

Noel Baba mezarına özel koruma

FOTO: Ahmet ACAR

Yapının galeri katı olarak nitelendirilen ikinci katında daha önceki kazılarda ortaya çıkarılan buluntuların tasnif edilip, geçici depoya alındığına dikkati çeken Prof.Dr. Doğan, “Müzede yeni bir ziyaretçi gezi güzergahı oluşturuldu. Duvar resimleri ve önemli bölümlerin korunması ve elle dokunulmasının önüne geçmek için bariyerler konuldu. Kilisenin kutsal alanı olan Bema bölümüne geçiş yasaklandı. Duvar resimleri için açıklayıcı panolar, gezi güzergahı için broşür hazırlanıyor. Noel Baba’nın mezarı olan yapı, özel cam koruyucu ile korumaya alındı. Dokunulması önlendi” diye konuştu.

Hedefimiz yapıyı ayakta tutmak

Türkiye’nin zengin kültürel mirası arasında yer alan Aziz Nicolaus Kilisesi’nin (Noel Baba Müzesi) özellikle Ortadoks dünyası tarafından çok önemsendiğini vurgulayan Prof.Dr. Doğan, “Yıllık 500 bini aşkın insan tarihi yapıyı ziyaret ediyor. Türk turizmi açısından önem taşıyor. Çalışmalarımızda öncelikle yapıyı ayakta tutmaya, sağlamlaştırmaya çalışıyoruz. Noel Baba Müzesi şu anda UNESCO Dünya Kültür Mirası Aday Listesi’nde yer alıyor. Bizim asıl hedefimiz yapıyı esas listeye aldırmak” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın restorasyon için 270 bin lira kaynak gönderdiği Noel Baba Müzesi’ndeki çalışmalar yıl sonuna kadar sürecek.

 

Kaynak : [-]

Denizleri ve çevreyi hoyratça kullanıp kirleterek adeta kendi intiharımızı hazırladığımızı haykırmak isteyen Mehmet Turgut, suyun altında intihar fotoğrafları çekti.

Başarılı fotoğrafçının, “Sualtında İntiharlar/Underwater Suicides” sergisi, 27 Eylül 2012, Perşembe günü Haliç kıyısında yer alan tarihi Hasköy Yün İplik Fabrikası’nda açılıyor.

İnsanlığın, “bilinçsiz bir intihar”a doğru sürüklendiğini vurgulamayı amaçlayan sergide; serginin küratörlüğünü üstlenen Ayşegül Dinçkök tarafından çekilen kamera arkası fotoğrafları da sanatseverlere sunulacak.

Doğaya olan hassasiyetini çalışmalarına da yansıtan, bugüne kadar hayvan haklarına ve çevre duyarlılığına dikkat çekmek amacıyla çeşitli projelere imza atan Mehmet Turgut; “Sualtında İntiharlar/Underwater Suicides” sergisiyle sulara sahip çıkacak.

Yavaş yavaş, hissetmeden, hissettirmeden, belki şu an acısız ama sonu bizi öldürecek bir eylemin içinde olduğumuza dikkat çekmek için, sualtında 6 farklı intiharı fotoğraflayan Mehmet Turgut; insanlığın, suları kirleterek, kimyasını bozarak kendisini, geleceğini zehirlediğini vurguluyor.

Yaşananları “bilinçsiz bir intihar” olarak niteleyen başarılı sanatçı, “Suyu kirletmek için attığımız her adım şakağımıza doğrulttuğumuz tabancadaki mermi, boynumuza geçirdiğimiz ilmekteki düğüm, bileklerimizin üzerinde gezinen jilet.” diyor.

Kötü davrandığımız doğanın yaşadığı sorunlara karşı farkındalığı arttırmayı amaçlayan Turgut’un “Sualtında İntiharlar/Underwater Suicides” sergisinde yer alacak fotoğrafları; tüm insanlık olarak bilinçsiz şekilde planladığımız ölümümüze, bu acı sona sert bir gönderme, bir uyarı niteliği taşıyor.

Sualtı fotoğraflarıyla tanınan Ayşegül Dinçkök’ün küratörlüğünü, İpek Sorak’ın sanat yönetmenliğini, Umut Eker’in moda editörlüğünü üstlendiği, tanıtım ve fotoğraf metinlerini Ali Deniz Uslu’nun kaleme aldığı “Sualtında İntiharlar/Underwater Suicides” sergisinin çekimleri; Dinçkök’ün Bodrum’daki evinin havuzunda gerçekleştirildi.

Gece 10 civarında başlayarak sabahın ilk ışıklarına kadar süren çekimlerde, profesyonel dalgıç Selin Beşkardeş Öztunalı sualtında Mehmet Turgut’un objektifine poz verdi.

Ayşegül Dinçkök’ün tüm kamera arkasını fotoğrafladığı çekimlerin belgeseli ise İpek Sorak tarafından kayda alındı.

TEB ÖZEL’in sponsorluğunda, Jack Daniel’s, Kavaklıdere Şarapları, 911, gilanni ve Hasköy Yün İplik Fabrikası’nın destekleriyle düzenlenen sergi; 27 Eylül 2012, Perşembe günü gerçekleşecek açılışının ardından, 4 Ekim 2012 tarihine dek Hasköy Yün İplik Fabrikası’nın etkileyici atmosferinde ziyarete açık olacak.

Kaynak : [-]

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 71. Devlet Resim ve Heykel Yarışması düzenleniyor.

RESİM – HEYKEL – SERAMİK – ÖZGÜNBASKI
YARIŞMASI
ŞARTNAMESİ 2012

AMAÇ

● Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca “71. Devlet Resim ve Heykel Yarışması” kapsamında;
“Resim Yarışması”
“Heykel Yarışması”
“Seramik Yarışması”
“Özgünbaskı Yarışması” düzenlenmiştir.
● Yarışmanın amacı; Türk sanatçılarının son eserlerini bir arada sergilemek, sanat ortamımıza yeni eserler kazandırmak ve buna bağlı olarak da sanatçılarımızın verimini artırmaktır.
 
KONU
● Serbesttir.
 
KATILIM
● Her sanatçı yarışmaya, daha önce herhangi bir yarışmada ödül almamış ya da sergilenmemiş bir (1 adet) eseriyle katılabilir.
● Yarışma, Seçici Kurul Üyeleri ile birinci derece yakınları dışında, Bakanlığımız merkez ve taşra örgütü çalışanları dahil, yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Uyruklu tüm sanatçılara açıktır.
● Yarışmaya eser verecek olan sanatçılar, kendi anlatım biçimlerine uygun her türlü teknik ve malzemeyi kullanmakta serbesttirler. Ancak eserlerin dayanıklı malzemeden üretilmesi önerilir.
● Yarışmaya verilecek eserlerin uzun kenarı 200 cm’den fazla olamaz.
● Eserler, sergilenmeye hazır, sanatçısı tarafından imzalı olarak elden teslim edilmelidir. (Kargo ve posta ile gönderilenler kabul edilmeyecektir.)
● Yarışmaya 18 (onsekiz) yaşını doldurmuş olanlar katılabileceklerdir.
● Ekteki Form-2 doldurulacak ve eserlerin arkasına iliştirilecektir.
● Form-1 ise eksiksiz olarak doldurulup; üzerinde “………..……………Yarışması 2012” rumuzu, sanatçının adı ve soyadının yazılı olduğu bir zarfa konularak, eserle birlikte; toplama merkezlerine 01-09 Ekim 2012 tarihleri arasında (Pazar günü hariç) saat 17.00’ye kadar, makbuz karşılığında elden teslim edilecektir.
● Sanatçısı tarafından kurulması gereken eserler, aşağıda belirtilen seçici kurul toplantı tarihlerinden 2 gün önce toplama merkezleri ile iletişim sağlanarak sanatçısı tarafından kurulmalıdır. (Demonte eserlerin Bakanlık ilgililerince kurulabilmesi için eserlerin anlaşılabilir bir fotoğrafı ya da projesi eklenecektir. Aksi halde Kültür ve Turizm Bakanlığı sorumluluk yüklenemez.)
 
TOPLAMA MERKEZLERİ
● Ankara’da, Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü
Opera-ANKARA
Tel: 0312 310 20 94
● İstanbul’da, Güzel Sanatlar Galerisi
Ergenekon Cad. Ahmetbey Plaza No: 10 Kat: 5
Pangaltı-Şişli-İSTANBUL
Tel: 0212 247 67 67
● İzmir’de, Resim Heykel Müzesi ve Galeri Müdürlüğü
Mithatpaşa Cad. No:94
Konak –İZMİR
Tel: 0232 482 03 93
 
 
SEÇİCİ KURUL
71.Devlet Resim Heykel Yarışması kapsamında düzenlenen;
“Resim Yarışması, Heykel Yarışması, Seramik Yarışması, Özgünbaskı Yarışması Seçici Kurul”u aşağıda isimleri belirtilen üyelerden oluşur:
– Kültür ve Turizm Bakanlığı Temsilcisi
– Prof. Dr. Güler AKALIN
– Prof. Dr. Süleyman Aydan BELEN
– Prof. Devrim ERBİL
– Filinta ÖNAL
– Prof. Dr. Süleyman Saim TEKCAN
– Yunus TONKUŞ
– Prof. Dr. Tansel TÜRKDOĞAN
– Prof. Dr. Jale YILMABAŞAR
● Seçici Kurul üyelerinin isimleri soyadı alfabetik sırasına göre yazılmıştır.
● Seçici Kurul toplantısı için en az yedi üyenin katılımı gereklidir.
● Değerlendirme toplantısı için yeterli sayıda Seçici Kurul üyesi bulunmaması halinde yeterli sayıda yedek üye çağırılabilir.
DEĞERLENDİRME
● Seçici Kurul;
-11  Ekim 2012 Perşembe günü İzmir’de
-12 Ekim 2012 Cuma günü İstanbul’da toplanarak bu toplama merkezlerine verilen eserlerin birinci elemesini yapar,
-19 Ekim 2012 Cuma günü ise Ankara’da toplanarak bu toplama merkezlerine verilen eserlerin birinci elemesini yapar. Aynı gün yapılacak ikinci elemede, bütün toplama merkezlerinde birinci elemeyi geçen eserleri birlikte değerlendirerek sergiyi oluşturur.
-Sergilenmeye değer bulunan eserler içinden ödüle değer bulunanları belirler.
ÖDÜLLER
● 71.Devlet Resim Heykel Yarışması kapsamında düzenlenen “Resim Yarışması”, “Heykel Yarışması”, “Özgünbaskı Yarışması” ve “Seramik Yarışması”nda dağıtılacak ödüller;
            Her yarışma için ayrı ayrı olmak üzere;
Başarı ödülü (3 adet) 12.000.- TL.+Başarı Belgesi
● Seçici Kurul, ödüllerin tümünü ya da bir kısmını dağıtıp dağıtmamakta serbesttir.
● Ödüller birden fazla katılımcı arasında paylaştırılabilir.
SERGİLEME
● 71.Devlet Resim Heykel Yarışması, 2012 yılı Kasım ayında Ankara’da açılacaktır.
 
 
ESERLERİN İADESİ
● Sergiye giremeyen eserlerin iadeleri, teslim edildikleri toplama merkezindeki Seçici Kurul toplantısından bir gün sonra yapılacaktır.
● Sergilenmeye ve ödüle değer bulunan eserlerin iadeleri ise, sergi bitiminde yapılacaktır. İade işlemlerinin başlama tarihi, toplama merkezlerince ve Bakanlığımız web sitesi www.kulturturizm.gov.tr veyawww.guzelsanatlar.gov.tr adreslerinden duyurulacaktır.
● Yarışmaya katılan tüm sanatçılar iade işlemlerinin başladığı tarihten itibaren, eserlerini onbeş (15) gün içinde teslim alacaklarına dair taahhüt içeren bir belgeyi toplama merkezlerine ibraz etmek zorundadırlar.
● İade işlemlerinin başladığı tarihten itibaren onbeş (15) gün içinde, teslim edildikleri toplama merkezlerinden geri alınmayan eserlerin kaybından veya uğrayabileceği hasardan Kültür ve Turizm Bakanlığı sorumlu tutulamayacaktır.
DİĞER
● Katılım Formları ve Şartnameler Valiliklerden (Kültür ve Turizm Müdürlükleri), ilgili Fakülte ve Dernekler ile Toplama Merkezlerinden ve Bakanlığımız web sitesi www.kulturturizm.gov.tr. veya www.guzelsanatlar.gov.tradreslerinden temin edilebilir.
● Kültür ve Turizm Bakanlığı, ödül alan ve sergilenmeye değer bulunan eserleri, afiş, katalog, broşür vb. her türlü tanıtım malzemesi olarak kullanma hakkına sahip olacaktır.
● Kültür ve Turizm Bakanlığı, yarışmaya teslim edilen eserlerin taşınma ve sergilenmesi sırasında gereken tedbirleri alır. Buna rağmen sözkonusu eserlerle ilgili olarak doğabilecek her türlü aksaklıklarda “Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Plastik Sanat Eserleri Seçme ve Değerlendirme Kurulu”nun kararı geçerlidir.
● Yarışmaya katılan tüm sanatçılar, bu şartname hükümlerini kabul etmiş sayılırlar.
● Şartnamede belirtilmeyen hususlarda veya tereddüt halinde Kültür ve Turizm Bakanlığının kararları geçerlidir.
KATILAN TÜM SANATÇILARIMIZA BAŞARILAR DİLERİZ.