Ağır bir pandemi sürecinden sonra hayat normalleşti gibi görünmekle birlikte biz yetişkinler dahi normalleşememişken çocuklarımızın hemen normalleşmeye adapte olmasını beklememiz çok iyi niyetli bir düşünce olarak görülebilir.
Bir buçuk yılı aşkın bir süredir eve hapsolan, sosyalleşme sürecini yaşayamayan ve hatta parka dahi çıkamayan çocuklarımız daha tepkili, daha içe kapanık hale gelebilir. Virüsün toplumsal yaşamda yarattığı değişimler ne yazık ki, çocuklar üzerinde ciddi ve yıkıcı etkiler bırakabiliyor.
Okulların kapanması çocukların eğitimini elbette ki olumsuz etkiliyor. Ancak okullar çocuklar için sadece birer eğitim yuvası değil. Aynı zamanda sosyalleşme, duygusal gelişim ve bazı çocuklar için de sorunlu ailelerinden kaçış imkanı sunuyor.
İngiltere’deki Kraliyet Pediatri ve Çocuk Sağlığı Koleji’nden Prof. Russell Viner, yaptığı bir sunumda “Okulları kapadığımızda çocukların hayatını da kapıyoruz” ifadelerini kullandı. Prof. Viner pandeminin çocuklara izolasyondan uyku problemine, yalnızlıktan fiziksel aktivite eksikliğine kadar çeşitli zararlar verdiğini söyledi.
Pandemi boyunca çocukları etkileyen tek olay elbette okulların kapanması değildi. Ailelerin karşı karşıya kaldığı stres, artan işsizlik, finansal belirsizlik ve sokağa çıkma kısıtlamaları hanelerde gergin anlar yaşanmasına neden oldu.
Çocuklar; COVID-19 salgınının mağdurları gibi görünmeseler de salgının en büyük mağduru olma tehlikesi ile karşı karşıyalar. COVID-19 salgını, çocukların sağlığı üzerinde, en azından bugüne kadar, büyük bir etki yaratmasa da kriz, çocukların esenliğini ciddi ölçüde etkiliyor. Her yaştan ve tüm ülkelerden çocuklar, krizin sosyo-ekonomik etkilerine maruz kalmakta ve bazı durumlarda, yarardan çok zarar veren, hafifletici tedbirlerden etkilenmekteler. COVID-19, evrensel bir kriz ve bu krizin bazı çocuklar üzerindeki etkileri ömür boyu sürecek.
Çocuklar, yetişkinlere kıyasla kendi gelişimsel, sosyal-duygusal, ruhsal ve davranışsal gereksinimlerini bağımsız bir şekilde karşılayabilecekleri kaynaklara erişim konusunda deneyim ve beceri eksiklikleri yaşadıklarından pandemi ve doğal afet gibi travmatik olaylardan önemli ölçüde etkilenen grupların başında gelmektedir.
Çocukların yetişkinlere kıyasla çevresel risklere karşı görece savunmasız oldukları bilinmekte, yetişkinlikteki fiziksel ve zihinsel sağlık yaşamın ilk yıllarındaki deneyimler ile ilişkilendirilmektedir. Bu bağlamda, tüm dünyayı etkisi altına alan salgın gibi “acil” durumlarda yaşanabilecek sorunları etkili bir şekilde ele almak ve bu yaşantıların kaygı ve korku gibi özellikle çocukların psikososyal gelişimleri üzerindeki uzun dönemli olumsuz etkilerinden kaçınmak için büyük çaba sarf etmek gerekmektedir (Wang, Zhang, Zhao, Zhang ve Jiang, 2020).
Özellikle karantina ve/veya ev ortamında sosyal mesafeyi koruma ve izolasyon gibi uygulamaların başta çocuklar olmak üzere toplumsal psikososyal sağlık durumuna ilişkin uzun dönemli etkilerinin nicel ve nitel göstergelerle ortaya konulmasında yarar vardır. Pandemi sürecinde genel olarak anne babalar için iş ve ev yaşantısı arasındaki sınırların tamamen ya da kısmen bozulmasına ek olarak formal eğitim yaşantısındaki çocukların uzaktan eğitim yoluyla ev ortamında öğrenimlerine devam etmek durumunda kalmaları aile içinde yeni düzenlemelerin yapılmasını gerekli kılmakta, gerek anne babalar gerek çocukları açısından dengeli ve sürdürülebilir bir yaklaşımın izlenmesi ise güçleşmektedir. Buna ek olarak, aile yapısı ve özellikle aile içi şiddet, ihmal ve istismar yaşantıları gibi bireyin psikososyal iyilik hali üzerinde doğrudan olumsuz ve kalıcı izler bırakabilen farklı değişkenler de söz konusu olabilmektedir.
Dolayısıyla pandemi gibi nedenlerle belirsiz bir süre kadar ev izolasyonunu gerektiren durumlar için oluşturulan acil eylem planlarına psikososyal destek hizmetlerinin de dâhil edilmesi, bu hizmetlerin farklı meslek gruplarının işbirliği ile ailelerin ekolojik özelliklerine göre yapılandırılması son derece önemlidir.
Yapılan çalışmalardan elde edilen bulgular ışığında, aile ve çocukların psikososyal iyilik hallerinin sağlanması ve stres başta olmak üzere sağlıklı bir psikososyal gelişime yönelik çeşitli tehdit unsurlarının etkilerinin olabildiğince azaltılması amacıyla özellikle ruh sağlığı alanında çalışan profesyoneller başta olmak üzere, çocuk gelişimi, eğitim ve sağlık alanında çalışan diğer uzmanlara önemli görevler düşeceği öngörülmektedir.
Elbette gerek resmi kurumlar gerekse ilgili özel kurum ve kuruluşlar bu yönde çalışma ve araştırma yaparlarken ebeveyerinde gerekli önlemleri almaları çocuğun bir anlamda kaybedilen sürecin zararlarını minimuma indirmesi için imkanlar ölçüsünde çocuklara ilgi alanları çerçevesinde bir hobiye yönlendirmeleri çocuk gelişimi ve sosyalleşmeleri adına uygun olacak ruhsal durumlarının daha hızlı normalleşmesine yardımcı olacaktır.
Özellikle 4-13 yaş aralığının daha fazla etkileneceği de bilinen bir gerçektir.
Pek çok sanat dalında eğitimler veren kurumumuz bu konuda da elinden gelen çabayı göstermekte olup çocuklarımızın psikososyal gelişimlerine katkı sunmak amacıyla birysel müzik eğitimlerinin yanı sıra minimum rakamlarla en üst seviyede tedbirlerini alarak çocuk drama konusunda da tüm bu etkileri minimize etmek amacıyla aşağıdaki şekilde Çocuk Drama derslerine başlayacaktır.
4-6 Yaş……………………Cumartesi 15:30
7-9 Yaş……………………Cumartesi 11:00
10-13 Yaş…………………Pazar 16:00
Arzu ettiğiniz taktirde kurumumuzu ziyaret eder tanışmak için ücretsiz olarak dersimize katılıp ardından karar verebilirsiniz.
İyi güzel ve sağlıklı günler dileğimizle.
İletişim : 0212 570 80 68
Derleyip yazan Drama Eğitmeni : Mehtap DÖRTKÖŞE
Yaratıcı Drama Eğitimi için ÖN KAYIT formunu doldurabilirsiniz.
Kaynaklar:
–http://www.Unicef.org (https://www.unicef.org/turkey/media/9881/file/COVID-19%20D%C3%B6neminin%20%C3%87ocuklar%20%C3%9Czerindeki%20Etkilerine%20%C4%B0li%C5%9Fkin%20Politika%20Notu.pdf) Politika Notu: Covid-19 Salgının çocuklar üzerğne Etkisi -15 Nisan 2020
– Gözde AKOĞLU, Doç. Dr. , B. Tuğba KARAASLAN, Doç. Dr.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi 2020; 5(2): 99-103 Erişim : 17.05.2020
*Yaratıcı Drama Yazılar Prof. Dr. Ġnci San Pegem A **Sınıfta Demokrasi Doç. Dr. Ali ġĠMġEK Ankara 2000 ***HALKLA ĠLĠġKĠLER VE ĠLETĠġĠM Yazar Doç.Dr. Mustafa ÖZODAġIK, Yrd.Doç.Dr. F. Seçil BANAR T.C. ANADOLU ÜNĠVERSĠTESĠ YAYINI NO: 2682 , AÇIKÖĞRETĠM FAKÜLTESĠ YAYINI NO: 1648