tiyatro

Tiyatro Kursu Kayıtları için son günler..

tiyatro oyunuNar Sanat Eğitim Kursu olarak Cumartesi günleri saat 16.00 – 18.00 saatleri arasında yapılan tiyatro eğitimimize kayıt olmak için son günlerdeyiz. Esin Karakaya eğitmenliğinde devam eden tiyatro kursumuz her hafta yeni sahneler ve oyunculuk teknikleri ile ilerlemektedir.

Ayrıca tanışma derslerimize katılmanızda mümkün! Cumartesi günleri saat 16.00’da tanışma derslerimize katılıp kendiniz hakkında yorumlar alıp, gözlemleyip karar verme şansınız da bulunuyor. Tiyatro kursu kayıtları ile ilgili bize ulaşmak için 0212-570-80-68 ve 0530-880-71-80 ya da [email protected] adresine mail göndermeniz yeterlidir.

Sizin de sahnede yeriniz hazır. 2015-2016 Eğitim dönemi Tiyatro kursumuz başlıyor!

Bildiğiniz gibi Bakırköy ve çevre ilçelerde M.E.B. Onaylı belge vermeye yetkili ilk dernek kuruluşu olan kurumumuz pek çok dalda olduğu gibi Tiyatro konusunda da uzun yıllardır eğitim vermektedir. 
Bakırköy-nar-sanat-tiyatrosu
 7. yılımıza girerken sizlere ve çocuklarınıza sanatı sevdirmek ve sanat eğitimi ve faaliyetlerini hayatınıza dâhil etmeye çalışan M.E.B. Özel Nar Sanat EğitimKursu verdiği eğitim ve işinde profesyonel olan eğitmenleri ile siz sanat dostlarına, sanat eğitimi konusunda daha sıcak, daha samimi ve elbette profesyonel yaklaşımıyla eğitimlerine devam etmektedir.

Güçlü bir kadro ile eğitimlerine devam eden kurumumuz;  her yıl olduğu gibi bu yılda tiyatro eğitimi için siz tiyatro severleri kurumumuza bekliyor.  10 yaştan başlayarak alabileceğiniz tiyatro eğitimimize arzu ederseniz aşağıdaki program doğrultusunda bir ders misafir olarak katılıp ondan sonrada karar verebilirsiniz.

Yeni sezon Tiyatro kursumuzun programı şu şekildedir.

nar-sanat-tiyatrosu

1.Sınıflar (yeni kayıtlılar) Cumartesi günleri 16:00-18:00 Saatleri arasında

2.Sınıflar (Önceki dönem devam eden öğrencilerimiz) Cumartesi Günleri 14:00-16:00 saatlerinde eğitimlerine devam edebilecektir.

Başlama Tarihi : 03 Ekim 2015

nar-sanat-tiyatrosu

Talep yoğunluğuna göre yeni sınıfların açılması elbette mümkün olacaktır.

bakırköy-tiyatro-kursuSanat dolu bir ortamda eğitim görmek ve sahnenin heyecan veren atmosferini yaşamak isterseniz veya sahnede olmayı arzu ederseniz elbette bunun eğitimini Nar Sanat ’da almalısınız. Sadece bir okul gibi gelip giderek sahne eğitimi verilemez verilmemelidir. “ İşi uzmanından öğren” öz deyişinin tamada anlatmak istediği bu olsa gerek.

Yıllarını tiyatroya, sinemaya veren Oyuncu ve eğitmenlerimiz Esin KARAKAYA  yönetiminde ve Halis BAYRAKTAROĞLU desteğiyle siz tiyatro severleri bekliyoruz.

Elbette yıl içersinde değerli hocalarımızın desteği ile pek çok oyuncuda zaman zaman derslerimize konuk olacak ve sizlerle tecrübelerini ve bilgilerini paylaşacak.

Sahnede olmak bir oyunda rol almak ve daha fazlası için her yerinde buram buram sanat kokan kurumumuzda olmanın zevk ve heyecanını yaşamak isterseniz sizleri de bekleriz.    Unutmayın lütfen “Nar Sanat Her yerde”.

Buyurun sizde Nar Sanat ailesine katılın. Bir adım ötenizdeyiz.

İrtibat için LÜTFEN TIKLAYINIZ.

 

 Okul Öncesi Dönemde Kaygı Bozukluğu, Çocukların Psikolojisini Bozuyor

 Genel olarak nedeni bilinemeyen bir tedirginlik hali olarak kendini gösteren kaygı, yetişkinlerin yanı sıra, okul öncesi dönemdeki çocukları da etkileyebiliyor. Çocuklarda sonuçları daha ağır olabilen bu duruma, fizyolojik belirtiler de eşlik edebiliyor, böylece çocuğun yaşam kalitesinde bozulmalar ortaya çıkıyor. Kaygı bozukluğu, çocuğun psikolojik ve sosyal dengesini bozarak kişiliği üzerinde etkili oluyor. Peki, bu durumda anne babaların ne yapması gerekiyor? Noloji Uzmanı Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.

kaygı-bozukluğu

Okul öncesi dönemde kaygı bozukluğu özellikleri
Okul öncesi 3-5 yaş arasındaki dönem, çocukların çevreyle olan iletişimlerini artırdığı, kendilerinin yeni özelliklerini fark etmeye başladıkları bir dönemdir. Bu dönemde çevreyi ve kendini anlamaya çalışan çocuk, kaygı bozukluğu sorunu yaşayabilir. Böyle bir durumda çocuk; anne babasının, diğer aile büyüklerinin, arkadaşlarının ve öğretmenlerinin davranışlarına göre ruhsal durumunu şekillendirmek durumunda kalabilir.

çocuk-ve-kaygı-bozukluğu

Çocuklarda kaygı, korkulardan farklı olarak, çocuğun uzun süreli ve kaynağı tam olarak belli olmayan, zaman zaman açıklanamayan şeylere karşı gerginlik hissetmesiyle ortaya çıkar. Stres gibi uyarıcı faktörlerle birlikte kaygı da artış eğilimi gösterir. Kaygılı çocukların başlıca özellikleri şunlardır:

  • Kaygı bozukluğu yaşayan çocuklar, sıklıkla gergin ve huzursuzdur.
    • Çevreleriyle iletişim kurmada güçlük yaşar, kendilerini güvensiz hissederler.
    • Kendilerini ifade etmede başarısızdırlar.
    • Uyku bozuklukları görülebilir.
    • Anne babalarından ayrılmak onlara korkutucu gelebilir.
    • Çekingen, sessiz, takıntılı tutum sergilerler.
    • Çevresindeki kişilerin onaylarını almayacakları davranışlar sergilemekten kaçınırlar.
    • Karamsadırlar.
    • Sorumluluk almak istemezler.
    • Kaygı okul fobisi, travma sonrası stres bozukluğu, panik bozukluk gibi farklı şekillerde psikolojiyi etkileyebilir.

Çocuklarda kaygı bozukluğu tedavisi
Çocuklarda kaygı bozukluğu tedavisinde; kaygıyla baş etme becerilerinin geliştirilmesini esas alan terapi uygulanır, gevşeme eğitimiyle vücudun rahatlatılmasına çalışılır. Çocuğun endişe duyduğu faktörlerle yüzleştirilmesi, sorunun çözümüne odaklanan neden sonuç ilişkileri kurmak da tedaviye yardımcıdır.

Çocuklarda kaygı bozukluğuna karşı anne babalara tavsiyeler
Çocukların kendilerini ifade etmeye çalıştıkları bu dönemde, anne babanın da stresli olması doğrudan çocuğa yansır ve onu olumsuz etkiler. O yüzden, aile içinde yaşanan stres, çocuğa yansıtılmamalıdır. Böyle bir durumun varlığında, öncelikle aile içerisindeki o stres kaynakları çözüme kavuşturulmalıdır.

Çocuğa sevgi gösterilmeli ancak çocuğun ailesine saygı göstermesi ve sorumluluk kazanması da sağlanmalıdır. Bu sayede çocuğun şımarma ve doyumsuz eğilimler göstermesi gibi sonuçların oluşması engellenecektir. Çocuğa verilecek sorumluluklar odasını toplaması, dağıtmaması, yemek hazırlanırken gücünün yeteceği şekilde ev halkına yardımcı olması şeklinde olabilir.

çocuk drama bakırköyÇocuklardan, kapasitelerinin üstünde şeyler beklemek kaygı ve stresi artıracağından bu davranışlardan kaçınılmalıdır. İçine kapanan ve öz güveni eksilen çocuğa sert çıkışlar yapılmamalı, onunla sözlü iletişim güçlü tutulmalı ve birlikte zaman geçirilmelidir. Bu anlamda birlikte resim yapma, sinemaya gitme, yemek yapma etkinlikleri faydalı olabilir. Tüm bu önerilere rağmen çocuk kaygılarını kontrol etmede zorlanıyorsa, mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.(*)

Uzm. Dr. Mehmet Yavuz- Nöroloji Uzmanı – Kaynak : [-]

(*) Elbette bu tıbbi yaklaşımların yanı sıra zaman zaman sözkonusu sorunların çözümü için psikologlar  ve psikiyatrlar tarafından bazı çocuklarımız kurumumuzda drama dersi almak üzere yönlendirilmektedir. Elbette bundan şu sonuç çıkartılmamalıdır. “Sadece bir takım kaygı, korku ve rahatsızlıkları olan çocuklar drama kursu alır”  asla böyle bir durum yok gayet sağlıklı çocuklarda drama dersi alır ve almalıdırlar da. Elbette drama dersi alınacak kurum ve eğitmenin konuya hakimiyeti soruşturulmalıdır. Tiyatro eğitimi almış her eğitmen drama dersi verebilir diye bir genel tanımlamanın kabul görmesi düşünülemez. Drama eğitimi aldırılmasına karar verildiğinde veya önerildiğinde,  gerçek anlamda drama eğitimi yapılan merkezlere başvurulmasının da faydalı olacağına inanmaktayız.

Elbette her yazımızda uyardığımız gibi “çocuk tiyatrosu” çalışmaları yapılan ve genel olarak “Drama” diye yalnız ifade edilen eğitim türünden bahsetmemekteyiz. Yine sıkça belirttiğimiz gibi drama ve tiyatro elbette bir birlerinden faydalanmakta ve bir birleri ile iç içe geçmiş olduğu kabul görmektedir fakat unutulmamalıdır ki drama amaç anlamında da tiyatrodan farklıdır. Neden sonuç ilişkisini daha fazla kullanan ve yazılı bir metne bağlı olmaksızın yapılan çocuk drama eğitimi bir anlamda çocuğun sosyalleşmesi, okula alışması, kendini daha iyi ifade etmesi gibi pek çok konuda çocuk gelişimi anlamında faydalıdır. Bunu yıllardır içinde olduğumuz ortamda gözlemlememiz de bunun doğruluğunu  ispatlamaktadır. Kaldı ki daha önceki yazılarımızı inceleyecek olursanız dramanın faydalarını ve “nasıl bir drama eğitimi”, “drama eğitimin faydaları” konusunu daha iyi anlayacağınıza eminiz. (lütfen drama hakkındaki yazılarımızı okumak için tıklayınız : yazı 1, yazı 2, yazı 3 yazı 4, yazı 5, yazı 6, yazı 7,  ve diğerleri)

(*)Diren C.

 

Çocuklarda Drama Faaliyeti ve faydaları

Bildiğiniz gibi Bakırköy’de pek çok ilkleri gerçekleştiren kursumuz M.E.B. Bağlı ilk resmi Çocuk Drama Eğitimini
Nar Sanat vermeye başlamıştır. Bu bağlamda eğitimlerimiz değişik yaş grupları için devam etmektedir.

Cumartesi ve Pazar günleri  4-9 yaş arası çocuklarımıza farklı saatlerde “Çocuk Drama Eğitimi” vermekteyiz. Eğitimler başlamasından buyana pek çok velimize drama eğitimi hakkında bilgi vermenin yanı sıra en bariz karşılaştığımız sorun Tiyatro ile dramanın karıştırılması ve dramanın etkisinin kısa sürede görüleceği inancı ile eğitimde dramayı kullanmanın faydaları konusudur. Bugünkü yazımızda bu konuları irdelemeye çalışacağız

drama çocuk bakırköy

Biliyoruz ki çocuklarımız hepimiz için çok önemli. Çocuklarımızın daha sosyal olması ve hayata hazırlanması için hepimiz bir çaba içersindeyiz.  Çocuğumuzun disipline ve ince bir ruh ile beden algısına farkındalığa sahip olmaları için pek çok  fedakarlıklar yapmaktayız. Çocuklarımızı herhangi bir sanat dalı ile ilgilenmesi yukarıda yazdığımız ve yazmadığımız pek çok sebepten dolayı elbette çok önemli. Sanatla ilgilenen her çocuğun elbette ilerleyen zaman içersinde sanatçı olması beklenemez. Süreç içerisinde çocuğun doğru yönlendirilmesi, iç disipline sahip olması ve eğitilmesi, çalışma ile gayretleri,yetenekleri, gözlemlenerek elbette meslek olarak da seçmesine yol açabilir.

Çocuk gelişiminin sacayaklarından biri olan sanat uğraşının yanı sıra göz ardı edilmemesi gereken konuların belkilide başında drama eğitimi gelmektedir.

Zaman zaman kurumumuza gelen telefonlar ve ziyaret eden velilerle konuştukça genel algının Tiyatro ve dramanın kavram olarak karıştırıldığını gözlemlemekteyiz. Pek çok yazımızda drama ve tiyatronun farklılığını vurguladık. Elbette drama ve tiyatro bir birinden faydalanmaktadır fakat asla aynı şey değildir.

Diğer bir algı hatası sadece belirli sorunları olan çocukların sosyal gelişimini sağlamak değildir. Elbette dramanın bu yaklaşımı göz ardı edilemez fakat çocuk gelişimi açısından drama her tip ve yapıdaki çocuk için aslında olmaz olmaz bir eğitim olup gelişimin ve iletişimin daha dengeli olmasını sağlar.

Günümüzde pek çok devlet okulunda darama eğitimi anlamında daha çok tiyatro eğitimi verilmektedir. Ne yazık ki pek çok veli bu eğitimi örneklem olarak göz öne almakta ve dramanın adeta sahneye çocuk oyunu koyma aracı olduğu kanısına varmaktadır. Yukarıda da yazdığımız üzere elbette her iki dal bir birinden faydalanmaktadır fakat kesinlikle aynı şey değildir. Bu yanılgıdan dolayı gerçek drama algısında deformasyonlar meydana gelmektedir. Ne yazık ki bu algıyı kırmakta zor olmaktadır. Okumak araştırmak yerine “drama” ile ilk tanıştıkları okullarda gördükleri hobi  eğitimi olarak verilen “sözde drama” adı altındaki eğitimin “tiyatro” olduğunu önce eğitmenlere anlatmakta fayda var.

Gerçek drama eğitiminde sonuçların bugünden yarına alınması beklenmemelidir. İnsanın sosyalleşmeyi ve iletişimi deneyimleyerek uygulamaya sokacağı ve denedikçe kalıcı olacağını bilmeliyiz. Nasıl ki uzun süreçler sonunda bir takım kişiliklerin kalıcı olması  beklenirse drama çalışmalarının çocuktaki yansımalarının sonuçlarını da birkaç ayı aşan sürelerin sonucunda öğrenilip kullanılır hale geleceğini bilmeliyiz.

Bir insanın , bireyin; çocuk sosyal davranışlarının kalıcılığı drama eğitimin süresinin uzunluğuyla orantılıdır denilebilir.Yani matematik biliminde  karşılaşılan problem bir formüle bağlı olarak çözülebilirken dramada farklı kişilikler, farklı algılar ve farklı aileler ile sosyal çevreler söz konusudur. Bugünden yarına çocukta değişinin hemen olması mümkün değildir.

Tüm bunları anlayabilmek için drama nedir sorusuna cevap aramak gerekir.

Drama Nedir?

En kabul gören tanıma göre drama; bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir tümceyi, bir fikri ya da yaşantıyı veya bir olayı, tiyatro tekniklerinden yararlanarak oyun ya da oyunlar geliştirerek canlandırmaktır. Yunancada anlamı hareket anlamına gelen “dran” eyleminden çekimlenmiştir. Çocuk Psikolojisi’nde ise drama, yaşamı, hayatı tanıtmak anlamına gelir.

Eğitim içinde drama

Öğrenme, eğitim etkinlikleri içindeki en önemli kavramdır. Bütün eğitimciler en etkili ve kalıcı öğrenme sürecinin ‘yaparak-yaşayarak öğrenme’ olduğu konusunda tartışmasız birleşmektedirler. Drama, ‘yaparak-yaşayarak öğrenme’ bakımından en etkili yöntemlerden biridir. Genel olarak konuyla ilgili olan eğitimci/sanatçı/uygulayıcıların birleştiği ve en basit anlatımla drama; bir düşünceyi beden diliyle, hareket ederek, devinimle anlatımdır. İçsel bir durumun, bir tasarımın, bir düşüncenin eyleme dönüşmesidir. Dramayla birey düşünür, plan yapar, organize eder ve düşüncesini eyleme dönüştürerek uygular. Bu süreçte de yaşantılar yoluyla yeni davranış ve duyguları öğrenir, deneyim sahibi olur. Böylece birey duygularını kontrol edebilme, değiştirebilme, düşüncelerini ifade edebilme, konuşarak iletişim kurabilme gibi yeteneklerini geliştirir.

 

DRAMA VE EĞİTİM

Eğitimde, ülkemizde en çok başvurulan yöntem öğretmenin anlatıp öğrenenlerin dinlediği bilinen klasik yöntemdir. Bu yöntem birçok konuda işe yaradığı gibi, birçok konuda ise yetersiz kalmaktadır. Özellikle dramanın konu edindiği iletişim, sosyal ilişkiler, duygu ve düşüncelerin ifadede edilmesi, empati kurabilme, düş gücünü geliştirme gibi konularda öğrenenlerde istendik yönde davranış değişikliği meydana getirmek hemen hemen mümkün değildir. Sosyal yaşam ve sosyal çevreyle ilgili bilgilerin çoğu da yaşantılar yoluyla edinilir. Günümüzde teknolojik gelişmeler nedeniyle bireyin sosyalleşme sürecinde aile, komşular, akrabalar vb. yakınların etkisi azalmıştır. Bu nedenle akrabalık ve komşuluk ilişkileri sırasında yaşantılar yoluyla edinilen bilgilerin bireye kazandırılması, yaşantılar yoluyla bireyde olumlu değişmeler sağlama yöntemi olan drama tekniğinin eğitimde uygulanması zorunluluk haline gelmiştir.

J.Jack Rousseau ile başlayıp, John Dewey, Johann Heinrich Pestalozzi ve Friedrich Froebel ile devam eden, Maria Montessori ile önce Avrupa’dan, Amerika’ya yayılan, daha sonra da dünyadaki başka ülkelerde etkisini sürdüren, çocuğun içsel potansiyelinin önemini ve bu potansiyelini özgür ve sevgi dolu çevresel koşullarda aktif yaşantıları sayesinde gelişebileceğini vurgulayan görüş, eğitimde drama tekniğinin temelindeki anlayışlardan biri olarak kabul edilebilir.

Bu görüşü vurgulayan Hohmann ve Weikart gibi çağdaş eğitimciler de çocuğun doğrudan doğruya kendi yaşadığı yaşantılar ile ilgili olarak çalışmasının ve düşünmesinin anlamlı olduğunu, başkalarının yaşadığı yada anlattıklarının değil, kendi yaşantılarının anlamlı bilgi sağlayabileceğini belirtmişlerdir. Anlamlı olan bilgi ise, davranışa yansır ve daha kalıcıdır.

Çocuklarla drama kuramcılarından Peter Slade ise drama uygulamalarının bir başka yönü olan, kendi hareketleri yolu ile yaşantı geçirmenin yanı sıra, konuşarak iletişimde bulunmanın önemini vurgulamıştır. Kendi hareketleri yoluyla algıladıkları konusunda konuşarak iletişimde bulunan çocuk, öğrenme ortamında bir “seyirci” değil, “aktif bir katılımcıdır” ve öğrenme bakımından avantajlı bir konumdadır.

Drama bir bakıma oyundur. Çocuk ve oyunun birbirine ne kadar çok yakışan iki olgu olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Çocuk, çevresiyle iletişim kurmaya başladığı andan itibaren oyun oynar ve bu oyunlar içinde hoşça vakit geçirip eğlenirken bir taraftan da hayatı tanır. Ancak drama da amaç çocuğu oyalamak, ona hoşça vakit geçirtmek, eğlendirmek değildir. Amaç söz konusu oyun sürecinde çocuğun kendini geliştirmesi bakımından yaşantılar yoluyla yeni öğrenimler kazanmasıdır. Bu bakımdan drama, özellikle örgün eğitim vermeyen SHÇEK bünyesindeki çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları gibi kuruluşlarda uygulanabilirliği olan, çağdaş bir eğitim tekniğidir.

 

DRAMANIN YARARLARI

– Drama yönteminde bütün duyu organları etkin bir şekilde kullanıldığı için çocuğun dikkat, algılama, dinleme, konuşma, bedenini de kullanarak anlatma ve yorumlama gibi iletişim becerileri gelişir. Böylece çocuk kendini ve sorunlarını ifade edebilmeyi ve yorumlamayı öğrenir. Drama, çocuğun utangaçlık, çekingenlik vb. olumsuz duygulardan arınmasını sağlar.

– Drama oyun oynayarak yapıldığından soyut ve teorik olay ve kavramların anlaşılıp somutlaştırılmasına yardımcı olur. Böylece olaylar karmaşık bile olsa çocuk kolayca anlar ve yorumlar, çatışmalarla olumlu biçimde baş etmesini öğrenir.

– Çocuğun düş gücünü geliştirir ve zenginleştirir. Bilim ve teknolojideki buluşların, onları bulan kişilerin öncelikle düş güçlerinin bir ürünü olduğunu düşünürsek dramanın çocukların düş gücünü geliştirmesinin ne kadar önemli olduğu kolayca anlaşılacaktır. Ayrıca sanatın ve sanat eserlerinin oluşturulmasında da düş gücü olmazsa olmaz bir koşuldur. Drama, çocukların sanatçı ruh taşıyan bireyler olarak yetişmesinde de önemli rol oynar.

– Çocuklarda estetik duygusunun ve bilincinin gelişmesine katkıda bulunur. Böylece çocuk iyi, güzel, doğru gibi kavramları daha sağlıklı algılar ve yorumlar.

– Çocuğun eleştirel düşünme yeteneğinin gelişmesine katkıda bulunur. Çocuk, olaylara ve hayata eleştirel bir gözle bakmayı, yorumlamayı öğrenir. Böylece çocukta olay, olgu ve kavramları bir mantık süzgecinden geçirme yeteneği oluşur ve kendisine sunulan her şeyi olduğu gibi kabullenmeden araştırıcı olmaya yönelir.

– Drama çok önemli bir öğrenme yoludur. Drama arcılığıyla çocuk, olaylar ve durumları, bunların arasındaki bağlantıları kolayca öğrenebilir. Böylece çocuğun problem çözme yeteneği gelişir ve kendi ayakları üzerinde durabilme becerisi kazanır.

– Drama grupla yapılan bir etkinlik olduğundan çocuğun işbirliği yapma, sosyal ilişkiler, iletişim kurma gibi sosyal yönlerinin gelişmesine katkıda bulunur, çoğun sosyal gelişimini hızlandırır.

– Yapılan etkinlikler sırasında duygular da yansıtıldığından çocuğun duygusal gelişimini olumlu yönde etkiler ve gelişmesine katkıda bulunur. Çocuğun günlük sıkıntılardan kurtulup deşarj olmasını sağlar.

– Çocuk drama etkinlikleri içinde kendini ve çevresini, çevresindeki insanları daha iyi tanır. Böylece çocuğun empati kurma becerisi gelişir ve çevresindeki diğer bireyleri ve olayları anlaması kolaylaşır.

– Yapılan etkinlerde ele alınan konuların içeriği bakımından çocukta ahlaki, milli ve manevi değerlerin gelişmesi sağlanabilir.

– Dramanın öncelikli amacı çocukları eğlendirmek olmasa da, drama etkinliği sırasında çocuk eğlenir ve mutlu olur. Drama çocukları neşelendirir, umut ve iyimserlik duyguları yaratır.

– Drama çocukta iyi bir edebiyat deneyimi oluşturur. Ayrıca çocukta sanat eğilimlerini başlatır ve sanatı özellikle de tiyatroyu sevmesine katkıda bulunur.

– Drama yukarıda sayılan yararların hiçbirini sağlamasa en azından çocukları eğlendirir, hoşça vakit geçirmelerini sağlar

 

(1) Not: Cumartesi grupları dolu olup sadece  Pazar günleri bazı gruplar öğrenci kabul etmektedir.

 

Kaynakça : . Hasan ERDEM * Çocuk ve gençlere yönelik sosyal hizmet kuruluşlarında (yurt/yuva) alternatif bir grup çalışması: drama ve tiyatro

Yazan : Diren C.

Nar Sanat Bakırköy

Tiyatro hayatın kendisidir !

Bildiğiniz gibi Nar Sanat Tiyatro kurslarında sezon açıldı. Biz de birçok kez  gençlerimiz veya velilerimizden duyduğumuz soruyu Tiyatro Hocamız ve oyuncu sayın Esin KARAKAYA’ya sorduk ” ”Neden Tiyatro eğitimi?”  veya  “Çocuğumuz / gencimiz Tiyatro oyuncusu mu olacak? Ne gerek var ki şimdi ?” 

Nar Sanat Bakırköy

Bakalım tiyatro hocamız ne demiş. İyi okumalar!

İnsanın daha anne karnında oynamaya başladığınızı biliyor muydunuz?

Bilim adamları özellikle ikiz bebeklerde yansılanım(ultrason)  izlemelerinde bunu net bir şekilde görebileceğimiz belirtiliyor.

Oyun daha anne karnındayken bize bahşedilmiş bir armağandır. Doğumdan ölüme kadar da bu armağanı yaşamımızda zevkle kullanırız.  Bir çocuğu uzaktan izleyin. Tek başına bile elindeki bir objeyle ( hayalinde onu ne olarak canlandırıyorsa) saatlerce oynar değişik kahramanları canlandırır sesini değiştirerek karakterleri cezalandırır bazen bir hayvan olur bazen bir kral bazen bir asker bazen de kötüyü oynamayı dener. Sahnede oynanan “tek başına gösterinin” doğal halidir.

 

Yaşamı eğlenceli kılan ve zaman zamanda katlanmamızı kolaylaştıran bir eylemdir. İşte tiyatroda kaynağını bu oyunlarda bulur. İnsanı insana,insanla ve insanca anlatma sanatı diyoruz ya tiyatroya.

Tiyatro; eğitme görevinin yanı sıra öğrenme sanatıdır.

Nasıl Öğreniriz?

Öğrenmenin temeli  bakmak görmek anlamak ve biriktirmektir.  Tüm bunlara kafamızda dağınık bir şekilde avare avera dolanırken içlerimizde işimize yarayacak olanı çekip çıkartmak için zaman ve çaba harcarız işte tiyatro beyinde biriktirdiklerimizi en etkin bir biçimde ve hızlı biçimde kullanma becerimizi oluşturur ve geliştirir.

Tiyatroyu yaşamına sokmuş olan kişi, kendini ve etrafındaki bireyleri tanıma ve çözme eylemlerine daha kolay adapte olan ve becerebilme yeteneğine erişebilen kişidir.

Ebetteki Tiyatro evet bir meslektir ama bu mesleği seçmeyecek kişilerin de hayatta gerçekten çok işine yarayacağı ve kullanacağı ve faydalanacağı bir sanatsal eylemdir. Nedir mi bunlar?

Gençler ve yetişkinler için:

α) Dαуαnışmαуı öğretir ;
b) Düşünceуi eуleme ѕokmα уeteneğini geliştirir;
c) Düşünerek , уorumlαуαrαk okumαуı öğretir;
d) Topluluk içinde konuşmαуı öğretir;
e) Doğru νe güzel konuşmαуı ѕαğlαr;
f) Eѕtetik αlgılαmα уeteneğini geliştirir;
g) Çeşitli ѕαnαt dαllαrıуlα ilgiуi ѕαğlαr;
h) Sorumluluk duуguѕunu ѕαğlαr;
i) Toplumun , kişiliği ezmeѕini önler;
j) Çocuğun elini,kolunu kullαnmαѕını denetim αltınα αlır.

 

Tiyatronun Çocuklara Yararları İse;

1) Öğrenmede zorlanan çocuklαr için fαуdαlıdır.
2) Çocuğun αlgılαmα уeteneğinin geliştirilmeѕinde, ayrıca dikkatini toplamasında yardımcı olur.
3) Tiуαtro, hiperαktif çocuklαrın dengelenmelerine yardımcı olur.
4) Tiуαtro, çeνreѕiуle iletişim zorluğu çeken çocuklαrın gelişmesine ve başkalarıyla anlaşmasına yardımcı olur.
5) Tiуαtro, çocuğun çeνreѕine αdαpte olαbilmeѕine уαrdımcı olur.
6) Tiуαtro, çocuğun gerginlikten kurtulmαѕını ѕαğlαr.
7) Tiуαtroyla birlikte çocuk korumα duуguѕunu уαşαr.
8)Tiуαtro, çocuğα aidiyet duygusunu νe önemѕendiğini hiѕѕettirir.
9)Tiуαtro, korku içinde olαn çocukların kişiliğini oturtmasında oldukça faydalıdır.
10)Tiуαtro, çocuğun  αlgılama kabiliyetini geliştirir.
11)Tiуαtro çocuklαrdα, eğitimli, güçlü ve düzenli bir kişilik geliştirmesine fayda sağlar.

 

Dikkat ettiniz mi? Çocuklar ve gençler özellikle gelişim çağlarında kendilerinden asla memnun olmazlar hep bir başkasına benzeme, popüler insanların yerinde olma istekleri ağır basar. Bu istekler kontrol altına alınmadığı taktirde “ben” olmaktan çıkıp bir başkası gibi hareket etmeye başlarlar.

Bu aslında bir kaçıştır. İşte bu kaçışı sahnede bir başkasını canlandırırken yaşayan, oyuncu sonunda kendine kavuşmaktan müthiş haz duyacak ve kendi ile bir anlamda barışacaktır. Sahne sanatları ile uğraşmak bireye estetikte bir görüş açısı kazandıracaktır. Kendini geliştirmek ve topluma katkı sağlamak ihtiyacını hisseden her birey tiyatro ile tanışmalı diyoruz.

Zaten ciddiyet ile oynadığımız hayat oyununu daha kaliteli oynayabilmek adına sizi de aramızda görmek istiyoruz.

 Esin KARAKAYA  Oyuncu

ve

 Nar Sanat Tiyatro Eğitmeni

 Buyurun ziyaretimize gelin tanışalım. Kendi hayat okulunuzda daha iyi oyuncu olmanın anlamını bizimle keşfedin. Sanat dolu bir ortamda tiyatroya yıllarını vermiş tecrübeli eğitmenimiz eşliğinde sahnenin tozunu yutun ve hayata daha iyi hazırlanın. Nar Sanat sizi çağırıyor!

Not: Eğitmenimiz Sayın Esin KARAKAYA ‘nın sanat hayatını mı öğrenmek istediniz BUYURUN.

Çocukların – Gençlerin sanat eğitiminden öğrendiği 10 temel beceri

İnternette sanat ve çocuk/geç konusu ile ilgili gezinti yaparken bir yazıya  rastladım ve bunu sizlerle paylaşmak istedim. Zaman zaman İtalik olarak kendi görüşlerimin de ekli olduğunu yazara saygı anlamında bilmenizi isterim. Elbette ki çeviriyi yaparken temel kavramdan uzaklaşmadan kendi ülke koşullarımızı göz önüne alarak temel kavramları çevirmeye gayret ettim.

yaratici-drama-genc

İyi okumalar ve teşekkürler ; Valeri   Strauss (Orijinal yazı için lütfen tıklayınız)

“Eğitim üstadları (!) genel olarak fen, matematik, teknoloji ve mühendislik ile konularda yetişmiş eleman ihtiyacının fazla olduğunu dolaysıyla da bu konuda takıntı halde daha çok öğretmene ihtiyaç olduğundan bahsederler. (Öğretmen atamaları yapılmasa dahi-Editör notu) Tüm saygın insanlar konferanslar, söyleşiler ve makaleler yazar kararlar alırlar. Oysa sanat alanında eğitimcinin kalitesini artırmaya ya da daha fazla eğitmen/ öğretmen yetiştirmek ve görevlendirme konusu hep göz ardı edilir. (Editör: Ülkemizde daha ileri gidip müzik eğitim fakültelerinin kapatılması için gayretkeşlik yapanlarda cabacı, bu da yetmezmiş gibi resim, müzik gibi dallarda yeterince kadro açılmayarak bu derslerin tabiri caizse göstermelik olarak  programa konması gibi veya başka mesleklerden öğretmenlere  30 günlük müzik eğitimi(!) vererek müzik dersine sokmak gibi zekice şeylerde uygulanabilmekte )

Oysa çocuklar/gençler sanattan çok şey öğrenir. Sanat, kendi asıl değerleri dışında çocuklara akademik başarı ve genel anlamda hayatta başarı kazanmaları için çok önemli beceriler de kazandırır.

çocuk orkestra

1- Yaratıcılık – Kişisel zekalarını  kullanarak düşünmek, olaylara farklı bakış açılırı ile yaklaşmak ve “ resmin dışında çıkarak” düşünmek, çocuğunuzun diğer çocuklardan farklılaşması ve bireyselleşmesini sağlamak, farkındalığını artırmasını sağlayacaktır. Sanat eğitimi alacak çocuk/genç bir monoloğu,  örneğin resim dersinde; bir anısını çizgilere farklı şekillerde kağıda dökmeye çalışması veya bir ritimi “ben olsaydım” nasıl çalardım şeklinde düşünmeyi öğrenebilecek veya yorumlayabilecektir.. Yaratıcı düşünme pratiğini yeterli derecede tekrarlayan genç için bu durumu gelecekte kariyerine taşıyacak ve bu durum onun için doğal bir eylem olacaktır.

2-Özgüven – Tiyatro çalışmaları ile geliştirilen beceriler, sadece ikna edici bir mesaj iletmek için faydalı değildir, aynı zamanda  olası olayların kontrolünü ele almayı sağlayarak özgüveninin artmasını da sağlayacaktır. Tiyatro eğitimi, çocukların kendi güvenli bölgelerinden dışarı çıkmaları için bir anlamda alıştırma yapmalarını sağlar. Ayrıca bu çalışmalar esnasında hata yapmalarına imkan verirken, provalarda bu hatalardan ders çıkartarak öğrenmelerini de gerçekleştirir.

3-Problem Çözme – Sanatsal yaratıcılık çocuğun problem çözüm yöntemlerine sahip olmasını da sağlar. Örenğin eğer kil ile bir şeyler deneyecekse; “Bu kili nasıl heykele dönüştürebilirim?” “Belirli bir duyguyu dansa ile nasıl ifade edebilirim?, “Canlandıracağım karakter böyle bir durumda nasıl tepki verir?” Aslında çocuklar sanat ile ilgili çalışmaların içindeyken farkına bile varmadan sürekli olarak problem çözmeye teşvik edilirler. Tüm bu problem çözme pratiği elbette mantık yürütme ve anlama becerilerini de geliştirir.  Problem çözme becerisi, çocukların büyüyünce seçecekleri hemen her meslekte ihtiyaç duyabilecekleri yatsınamaz derecede önemli birbeceridir.

çocuk-müzik4-Kararlılık ve Azim – Çocuk eline ilk kez bir keman aldığında hemen Bach’ın bir eserini  çalamayacağının bilincine de varır. Çocuk öğrendiklerini tekrarladıkça, çalıştıkça çalma becerisini geliştirir. Bu sayede pes etmemek gerektiğini Bach’ın konçertosunun artık eskisi kadar kendisine uzak olmadığını keşfeder. Herkonuda rekabetin yoğun olduğu ve insanların sürekli yeni beceriler geliştirmesinin beklendiği bir dünyada, azim ve kararlılığın başarıya ulaşmakta çok hayati bir özellik olduğunu deneyimleyerek öğrenir.

5-Odaklanma – Odaklanmayı öğrenmen en güzel yollarından biri elbette bireysel olarak öğrendiği müzik aletinde belirli bir aşamadan sonra örneğin orkestra veya eşlikli çalışma ile bir gruba dahil olmak veya ortak çalışmalara katılmaktır.. Dinleme ile eşlik etme arasındaki dengeyi korumak, ciddi bir konsantrasyon ve odaklanma gerektirir. Bir grupta veya orkestrada ilerleyen zamanda  müzik çalışması yapmak, her öğrencinin sadece kendi rolünü düşünmesini değil, aynı zamanda kendi rolünün yaratılan eserin büyük resmine nasıl katkı yaptığını düşünmelerini de gerektirir veya etkinliklerde sahne alma ile de benzer duygu durum yaşanabilmekte. Yapılan araştırmalar, sanat çalışmalarına katılmanın, çocukların yaşamın farklı yönlerine odaklanma becerileri geliştirmelerini sağladığını ortaya koymaktadır

6-Sözsüz İletişim – Tiyatro ve dans eğitim ve çalışmaları ile çocuklar beden dili sistematiğini çözmeyi öğrenir ve pekiştirirler.  Birtakım hareketlerle iletişimin farklı boyutlarını ve yollarını keşfederler ve bu hareketlerin nasıl farklı duygularla iletişim kurmalarını sağladığını hissederler. Keşfettikleri bu algıyı  eğitmenlerin desteğiyle canlandırdıkları karakterleri etkili bir şekilde ortaya koyarak performans becerisine dönüştürüp aktarmayı öğrenirler..

resim çizen çocuk7-Yapıcı geri bildirim almak –  Her sanat eğitimin en olağan parçası bir performans ve ya görsel sanat eseri hakkında yapıcı geri bildirim almaktır. Çocuklar, geri bildirimin öğrenmenin bir parçası olduğunu, geri bildirim sonucu olası eleştiride gücenilecek bir şey olmadığını ve kişisel olarak algılanmaması gerektiğini öğrenirler. Geri bildirimin çok faydalı olduğu kavranılır. Geri bildirimle esas amaç, beceri geliştirmektir ve değerlendirme bu sürecin her adımına dahildir.

8-İşbirliği – Çoğu sanat dalının doğasında iş birliği yatar. Sanat sayesinde çocuklar birlikte çalışmayı, sorumluluk paylaşmayı, ortak bir hedefe ulaşmak için diğerleriyle uzlaşmayı öğrenirler. Bir çocuk bir müzik topluluğunda bir enstrüman çalıyorsa veya bir tiyatro ya da dans ekibinde bir rolü varsa, kendi katkılarının grubun başarısı için gerekli olduğunu anlamaya başlar. Bu deneyimler sayesinde çocuklar özgüven kazanır ve katkılarının değerli olduğunu öğrenirler.

9-Kendini adama Çocuklar çabalarının bitmiş bir esere ya da performansa dönüştüğünü gördüklerinde, bir işe kendini adamayı, başarı duygusuyla birleştirmeyi öğrenirler. Ayrıca provalara/derse zamanında katılmak, başkalarının katkılarına saygı duymak ve bir işin başarıyla sonuçlanması için emek vermek gibi oldukça sağlıklı çalışma ve disipline olma alışkanlıkları kazanırlar.

10-Sorumluluk üstlenme– Çocuklar iş birliği yaparak bir şeyler yaratma çalışması yaptıklarında, kendi eylemlerinin başka insanları etkilemesi fikrine de alışırlar. Sanat aracılığıyla çocuklar aynı zamanda hata yaptığını kabul etmenin önemli olduğunu ve hataların sorumluluğunu almayı öğrenirler. Hatalar, sanatta öğrenme sürecinin en olağan parçası olduğu için çocuklar hataların yapılabileceğini görmeye başlarlar. Hataları kabul ederiz, onlardan öğreniriz ve sonra yolumuza devam ederiz.   ”

 

 

Bakırköy’de Eğitici drama…

Drama deyince genelde herkesin aklına ilk anda yaratıcı drama gelmektedir. Sadece gelmekle kalmayıp pek çok kurs ve benzeri eğitim kurumlarında drama eğitimini genel olarak tiyatro kökenli eğitmenlerin verdiğini görmekteyiz. Hatta bu durumun drama eğitimi almamış kişiler tarafından bile verildiğine zaman zaman şahit olmaktayız.

Atık Materyaldan Mum yapımı

Tiyatro eğitimine dahi “Drama Eğitimi” dendiğini de çoğu zaman duymaktayız. Elbette drama eğitiminde Tiyatro eğitimin bazı öğeleri kullanılmaktadır. Fakat drama eğitimi kesinlikle bir tiyatro eğitimi değildir.

Elbette çocuk ve ya veli çocukları için Tiyatro Eğitimi düşünüyorsa hedefi doğrultusunda bir kursa göndermelidir fakat drama eğitimi istiyorsa çocuk için Tiyatro Kursu istenilen faydayı sağlayamayacaktır.

Çocuğumuzu drama eğitimine göndereceksek kesinlikle tüm dallarda olduğu gibi drama konusunda da yeterli eğitim almış, bilgi ve tecrübe düzeyine sahip eğitmenler tercih edilmelidir. Bunun içinde eğitmenin yeterliliği kesinlikle incelenmelidir.

Tüm bunlar göz önüne alındığında Bakırköy’de bulunan kurumumuzda artık yetkin, tecrübeli ve uzaman eğitmenliği kanıtlanmış sanat eğitimlerimiz ile tüm sanat dallarında Bakırköy, Ataköy, Florya, Yeşilköy, Yeşilyurt, Bahçelievler, Bağcılar, ikitelli, Atakent, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Halkalı toplu konutlar, Sefaköy, Yenibosna, Güngören, Bahçelievler, Soğanlı gibi semtler “Eğitici Drama” ile yaz sanat kampımız devam ediyor…

Aşağıda “Eğitici Drama” hakkında kısa bilgiler sunuyoruz. Bunların yanı sıra yaz kampı öğrencilerimiz ile hazırladığımız görselleri bulabilirsiniz.

EĞİTİCİ DRAMA NEDİR ?

Genel olarak “Eğitici Drama” bazen “Pedagojik Drama” olarak adlandırılmaktadır. Çocuğun hemen her konuda eğitiminde kullanılabilen teknikleri içeren bir yöntemdir. Bu açıdan bakıldığında Eğitici Drama diğer drama türlerinden (Psiko Drama ve Yaratıcı Drama)’dan farklılık taşımaktan öte ikisinden de belirli oranda faydalanır. . Çünkü eğitici drama, çocuğun psikolojik yapı ve psikolojik yaşantılar konusunda bilinçlenmesini de, özel bir yetenek olarakyaratıcılığı kazanmasını da amaçlar. Eğitici drama ile yaratıcıdrama arasındaki en önemli fark, eğitici dramanın amacınınoyun yaratmak olmaması ve çocukların konuya eğitim amaçlı olarak katılmalarıdır
Toplumların günün koşullarına uygun insan yetiştirme süreci olan eğitimin, içinde yaşanılan çağa ilişkin olarak o toplumda meydana gelen değişimlerden etkilenmemesi mümkün düşünülemez. Drama etkinlikleri gibi grup süreçleri yolu ile eğitim yaklaşımının, günümüzde tüm dünyada daha da önemsenmeye başlanması, kuşkusuz rastlantı değildir. Bu nedenle

Atık Materyalden Kolaj çalışması

özellikle günümüzde, toplumdaki bazı sosyal gelişmeler, drama yolu ile eğitime ağırlık verişmesinin gerekliliğini açıklama konusunda ele alınmaya değer görülmüştür.

Eğitimde Drama İlkeleri

  1. Eğitimde drama etkinliğinde ödül ya da ceza yoluna başvurulmaz. Sözel takdir aralıklı pekiştireç olarak verilir.
    b. Eğitimde drama çalışmaları asla bir oyuncu eğitimi olarak düşünülemez. Dolayısıyla bu çalışmalar, seyircilere oynanan bir temsil olarak hazırlanamaz. Dramanın oyuncuları aynı zamanda izleyicilerdir. Bu çalışmalarda izleyici bulundurulmaz. Bu çalışmalar sınıfta, holde, bahçede, kütüphanede, yemekhanede uygulanabilir. Çalışmalar sırasında özel bir mekân ve aksesuara ihtiyaç yoktur.
    c. Eğitimde drama çalışmasında öğrencinin ne söyleyeceği değil, neyi nasıl söyleyeceği anlam taşır. Drama bir analiz yöntemi değil, bir sentez yöntemidir. Öğrencinin bütün özgürlüğü de program amacı içinde bir özgürlüktür, ondan daha fazlası istenemez (Gönen ve Dalkılıç, 1999: 74).

Eğitici Dramanın Sağlayabileceği Yararlar

Yaratıcı oyun (drama), ana sınıfından ilköğretimin 8’inci sınıfına kadar her kademede, ortaöğretim ve hatta üniversitelerde (Okulöncesi, Sınıf, Türkçe ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliklerinde) kullanılabilecek bir öğrenme ve öğretme yöntemidir. Amaçlar, bilişsel alanın “bilgi, kavrama, uygulama, çözümleme, bireşim”; duyuşsal alanın “değer verme, örgütleme”; devinişsel alanın “duruma uydurma” basamağından birinde olması gerekir. Bu çalışmalarla öğrencilerin doyum sağlayacakları,

Atık Materyal ile Akvaryum yapımı

işbirliği yaparak öğrenecekleri, etkili ve empatik dinleme becerilerini kazanacakları söylenebilir (Güleryüz, 2002: 327).
Eğitici dramadan okulöncesi ve temel eğitim çağı çocuklarının eğitilmesinde elde edilebilecek yararlar, diğer bir deyişle gerçekleştirilmek istenen genel amaçlar şu maddeler altında toplanabilir (Önder, 1999: 71-83):
a. Çocukta yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirmesi,
b. Zihinsel kapasiteyi geliştirmesi,
c. Kendilik kavramının Gelişmesinde katkı,
d. Bağımsız düşünme ve karar verme,
e. Duyguların farkına varılması ve ifade edilmesi,
f. İletişim becerilerine olumlu katkı,
g. Sosyal farkındalığın artması ve problem çözme yeteneğinin gelişmesi,
h. Demokrasi eğitimine destek,
i. Grup içi süreçlere olumlu katkılar (arkadaşlık),
j. Öğretmenle çocuklar arasında olumlu ilişkilere katkı,
k. Genel öğrenci performansına olumlu etki.

 

Nar Sanat, Eğitici DRAMA Çalışması- Okyanustaki istiridye – Bakırköy