burcu-isil-oguz-erkan-basa

Geçmişten Günümüze Resim ve Müzik Alanındaki Gelişmeler

Marmara üniversitesinin topluma hizmet etkinliği kapsamında Kazım Karabekir (Erenköy) Kültür Sanat Merkezinde  Doç. Dr. Zuhal Özcengiz önderliğinde gerçekleştirilen “Geçmişten günümüze resim ve müzik alanındaki gelişmeler” adlı konser etkinliğinde piyano ve şan eğitmenimiz Işıl Oğuz ‘da yer almıştır. Kendisini Nar Sanat ailesi adına Etkinlik Koordinatörümüz Erkan Başa ziyaret etmiş ve sürpriz yapmıştır. Mart ve Nisan ayında da konserin tekrarı yapılacaktır. Hocamıza başarılarının ve sosyal projelerinin devamını dileriz..

 

KONSER İÇERİĞİ

İLKEL TOPLULUKLAR (ESAT MERT KOÇ Ortaçağ’ın sonuna kadar sunacak.)

İlkel topluluklarda yaratıcılığın temel ögesi doğaydı. İnsanlar hayvanların benzerlerini mağara duvarlarına ve kayalara resmediyorlardı. Taşlara ve kemik parçalarına vurarak değişik sesler çıkartıyorlardı. İlkel topluluklarda müzik ve resmin başlangıcı bu şekilde olmuştur.

ANTİK MISIR (İ.Ö 4000)

RESİM__Eski Mısır dünyasında resim sanatı edebi, sürekli ve kutsal olanı ifade etmek için kullanılmıştır. Mısır resim sanatı örneklerini, büyük tapınaklar ve mezar anıtları içinde yer almasının nedeni de budur.

MÜZİK__ Mısır tarihinde müziğin önemini, kazılarda bulunmuş çalgılardan ve tapınak duvarlarındaki resimlerden öğreniyoruz. Mısırlıların gelişmiş bir dans kültürü olduğu,özellikle kadınların şarkı söyleyerek dans ettikleri de belgeleniyor.

ANTİK YUNAN

RESİM__ M.Ö. 7. yy sonları ve 6. y.y. da siyah figür tekniği, sonraki dönemlerde ise kırmızı figür tekniği kullanılmıştır. Yunanlıların günlük ihtiyaçları için yapmış oldukları vazolarda, resim ve nakış sanatı için önemli belgelerdir.

MÜZİK__ Antik Yunanlıların müzikleri hakkında son yüzyılda pek çok malzeme ortaya çıkarılmıştır. Bu dönemde müzik hastalıkların tedavisinde de kullanılıyordu. Hipokrates yaklaşık 2400 yıl önce bazı hastalıkların tedavisi için, hastaları ilahilerle tapınağa götürüyordu.

ANTİK ROMA (M.Ö 9. yy -1453)

Roma uygarlığı, kültürel olarak yoğun biçimde ilham ve örnek aldığı Antik Yunan ile birlikte “klasik antikite”ye dahil edilir. Antik Roma Batı dünyasındaki hukuk,savaş, sanat, edebiyat, mimari, teknoloji ve dil konularının gelişimine büyük katkıda bulunmuştur ve hâlen de günümüz dünyası üzerinde büyük etkiye sahiptir.

ORTA ÇAĞ (476-1400)

RESİM__ Ortaçağ’ın en belirli resim akımını Bizans sanatıdır. “İkon” adı verilen tablo halindeki aziz resimleri de Ortaçağ Avrupa resmi gelişmesini etkilemiştir.Ortaçağ resmi başlangıçta altın zemin üzerinde, mekansız, ağırlıksız figürleri ile Bizans sanatından gelme bir tabiat uzaklığı, dini-mistik hava içindeyken, yavaş yavaş bu resim akımlarında doğaya yaklaşma başlar

MÜZİK__Orta Çağ, Antik Çağ ile Rönesans’ın arasındaki dönemi kapsayan ve müziğin gelişimini etkileyen bir dönemdir. Bu dönem karanlık çağ olarakta adlandırılır.Bunun sebebi kilisenin aşırı baskısıdır.Bu dönemde en önemli çalgı insan sesidir ve şarkı sözleri incilden alınmıştır.

RÖNESANS (Yeniden Doğuş) –  (SEFER TURAN sunucak)

Avrupa’da 1000 yıllık karanlık Ortaçağ sonrası katolik kilisesinin acımasız hakimiyetini kaybettiği ve  insanların hümanizmayla birlikte özgürlüklerini yeniden kazandıkları ve bu özgürlükle birlikte özellikle sanatta baskıcılıktan ve yasaklardan dolayı bin yılın biriktirdiği sanat eserlerinin onlarca yıl içinde ortaya çıktığı bir dönemdir.

RESİM__ Leonardo Da VİNCİ (1452-1519) insanlık tarihinin şahit olduğu tüm çağlara hitap edebilen en önemli tasarım, ressam ve mucitlerindendir. Rönesans döneminde doğadaki altın oran düzenini sanatına yansıtarak insanlığın fikri ve sanatsal gelişiminin belkide en önemli ivmesini gerçekleştirmiştir.

MÜZİK__Guilio CACCİNİ (1550-1618) bu dönemde konusu ilk din dışı şarkılar olan madrigallerin en ünlü bestecilerindendir. Amarilli mia bella en ünlü madrigalidir. ( Sefer Turan AMARİLLİ eserini seslendirecek.)

BAROK  DÖNEM (1600-1750) (AYHAN DOĞAN sunacak)

RESİM__ Barok resimde ışık bütün resim yüzeyine aynı ölçüde dağılmaz ve parçalar halinde yansır. Savrulan uçuşan hareketli figürler , eğri çizgiler oluşturacak biçimde resme yerleştirilmiştir.

MÜZİK__Barok müzik , armoninin açık seçik olmadığı , modülasyonlar ve uyumsuzlukla dolu entonasyon güç ve hareketi zor olan müziktir. Müzikteki başlıca büyük yeniliği “fonksiyonel tonalite” kavramının çok geliştirilmesindedir.

GİOVANNİ PAOLO PANİNİ (1691-1765)

Barok Dönemde yaşamış ve o dönemin özelliklerini eserlerine yansıtarak günümüze kadar ulaştırabilmiş İtalyan ressamdır. Eserlerinde daha çok içinde bulunduğu mekanların tasvirini yapmıştır. Roma Antigua adlı eserini birçok yap-bozun üstünde görmek mümkündür.

JOHANN SEBASTİAN BACH (1685-1750)

Alman barok müzik bestecisi Bach köklü Alman stillerini , özellikle İtalya ve Fransa gibi dış ülkelerden aldığı ritm, form, armoni ve kontrpuan birikimleri ile müzikal motiflerin organizasyonundaki ustalığıyla geliştirmiştir. Eserleri arasında konçertoları , varyasyonları ,si minör missa , 2 çile ve 200 tanesi günümüze kadar ulaşmış 300 den fazla kantatı bulunmaktadır. (AYHAN DOĞAN Bach sol minör menüet çalacaktır.)

MİCHELANGELO CARAVAGGİO  (1573-1610) (MELİKE GÜZEL sunacak)

İtalyan ressam, aşırı gerçekçilikle yarattığı eserler dışında duygusal anlatımlı dinsel resimler de yapmıştır. Işığın kullanımında yenilik getirerek  karanlık alana, tek kaynaktan kuvvetli bir ışık vermeyi yeğlemiştir.

George Frideric Handel (1685-1759)

Alman bestecisidir, Su müziği, Havai Fişekler için müzik ve Mesih gibi eserleriyle Barok dönemin en büyük bestecilerinden biri sayılmıştır. Almira operasıyla  besteci olarak ilk başarılarını kazanmıştır. 40’tan fazla opera  ve oratoryo bestelemiş. Ayrıca orkestra müziği ve solo çalgılar için birçok eser yazmıştır. (Melike Güzel Handel sol minör sonata çalacak.)

 

KLASİK DÖNEM (1750-1827) (BURCU IŞIL OĞUZ sunacak)

RESİM__ Resimde insan, bir mekan içinde gösterilir. Yüzlerin ifadesi heykelde olduğu gibi iç duyguları yansıtmaz. Resimlerde, tek bir noktadan gelen ışık değil, tablonun her tarafını aydınlatan üniversal ışık önem kazanır.

MÜZİK__ Barok müziğin süslü anlatımı yerini sadeliğe bırakmıştır. Kontrpuantal yazım yerini homophoneye bırakmıştır. Orkestra müziği gelişmiştir. Piyano icat edilmiş ve piyano için besteler yapılmıştır.

JACQUES-LOUİS DAVİD (1748-1825)

Dönemin önemli ressamlarından biridir. Döneme damgasını vuran rokaka akımının ve Fransız ihtilanin etkileri eserlerinde görülür.

WOLFGANG AMADEUS MOZART (1756-1791)

Dönemin ünlü bestecilerindendir. Eserlerinde dönemin getirisi olan yalın müziği ve akıcı melodileri işleyişi göze çarpmaktadır. Opera buffa ve opera seria tarzlarında operalar yazmıştır. Senfoni, solo konçerto, oda orkestrası, yaylı kuartet ve yaylı kentet ve piyano sonatları da vardır. Ömrüne 626 eser sığdırmıştır. ( Burcu Işıl Oğuz Mozart – Als Luise seslendirecek.)

ANTOİNE – JEAN GROS (1771-1835) (ESAT MERT KOÇ sunacak.)

Fransız asıllı ressamdır. Minyatür ressamı olan babası tarafından 6 yaşında eğitilmeye başladı. 1785’in sonuna doğru jacques Louis David’in atölyesine katıldı. Yaşadığı dönem ve siyasi durumdan kaynaklı olarak genellikle; devlet liderleri, savaşlar ve meclis üyelerinin portelerini çiziyordu.

LUDWIG VAN BEETHOVEN (1770-1827)

Alman besteci ve müzisyendir. Yaşamı boyunca çeşitli sağlık problemleri çeken Beethoven 1801 yılında işitme problemleri yaşamaya başlamıştır. Bu süre zarfında çok sayıda piyano sonatı ve konçertolar bestelemiş bir de Fidelio adında opera yazmıştır. 1817’de tamamen sağır olan Beethoven yazdığı 9 senfoninin bir kısmını sağır olduğu zamanlarda yazmıştır. Hayatta çeşitli zorluklar yaşaması onun müzikal karakterini belirlemiştir. Besteleriyle kendinden sonraki dönem olan romantik dönem için önemli temeller atan Beethoven müziği aşırı belirgin duygu geçişleriyle, gerilen ve çözülen akorlarla bilinir.( Esat Mert Koç Beethoven – Pathetique sonat 2. bölüm çalacak.)

ROMANTİK DÖNEM (SEDEN CANALP sunacak.)

Romantizm dönem olarak, 19. yüzyılın başlarından 20. yüzyılın başlarına kadar geçen süreyi kapsar. 19. yüzyılla birlikte besteciler eserlerini yazarken romantik romanlar ve dramalardan etkilenmeye başlamışlardır. Bu özellikle opera ve senfonik şiirlerde göze çarpmaktadır.

JEAN AUGUSTE DOMİNİQUE INGRE

29 Ağustos 1780 yılında Toulouse yakınlarında Montauban’da dünyaya geldi. Babası dekoratif işler yapan bir heykeltraş idi. Böylece Dominique İngres on yaşlarındayken babasın¬dan ilk resim derslerini aldı. Hayatının son senelerindeki en büyük eseri, bü¬tün çıplaklarını kapsayan  Türk Hamamı adlı tablosu oldu.

FRANZ SCHUBERT

Yaklaşık 600’ün üzerinde şarkı, 9 senfoni (ünlü “Bitmemiş Senfoni”nin de içlerinde bulunduğu), operalar, çok sayıda oda müziği ve piyano parçaları bestelemiştir. Schubert’in müziği, hümanist özelliğiyle insanları kucaklar. İnanılmaz bir melodi zenginliği vardır. Schubert’in müzik dünyasına en önemli katkısı lied alanındadır.600 kadar liediyle kendinden önce Viyana Klasikleri’nin, yani Mozart, Haydn ve Beethoven’in sistemleşmiş çalışmalarını aştı, yeni bir biçimin sağlam temellerini attı. (Seden Canalp Schubert – Sarabande çalacak.)

Francisco Goya (30 Mart 1746 – 16 Nisan1828) (SELİN ECE KARAAĞAÇ sunacak.)

Romantik dönemin en önemli ressamlarından biri olan Francisco Goya, 30 Mart 1746’da Zaragoza’da doğmuştur. İlk resim denemelerini  Zaragoza’da yapmıştır. Başlangıçta  portre çalışmalarını manzara resimlerine tercih eden Goya, zamanla ilgisini kişilerin iç dünyalarına yöneltti. (Selin Ece Karaağaç Schubert – Die Forelle seslendirecek. Not : Seden de schubert çaldığı için ressam hakkında bilgi verip eserine bağlayacaktır. )

HENRİ MATİSSE (31 Aralık 1869 – 3 Kasım 1954) (BURAK OTLU sunacak.)

  1. yüzyılın en önemli ressamlarından olan Matisse renkleri büyük bir ustalıkla kullanışıyla Picasso ve Kandinsky ile birlikte, modern sanatın en büyük sanatçılarından biri kabul edilir. Fovist akımın öncülerindendir.

SERGEY RAHMANİNOV (01 Nisan 1873 – 28 Mart 1943)

Sergey Rahmaninov, Sergey Rahmaninov 20. yüzyılın en büyük piyanist ve bestecilerinden birisidir.İlk önemli eseri 1895-1896’da yazdığı Re Minor 1. Senfoni’dir. (Burak Otlu Rachmaninov – Vocalise çalacak.)

PAUL CEZANNE (19 Ocak 1839 – 22 Ekim 1906)  (GÜL SIVACI sunacak.)

30 mart 1746 da  Zaragoza da doğmuştur. İlk resim denemelerini Zaragoza da yapmıştır. Başlangıçta portre çalışmalarını manzara resimlerine, tercih eden sanatkar, zamanla ilgisini kişilerin iç dünyalarına yöneltti.

CAMİLLE SAİNT SEANS (1835-1921)

Fransız bestecidir. Orkestra şefi ve piyanisttir. Saint-Seans’ in opera, senfoniler, konçerto, şarkılar, solo piyano ve oda müziği gibi neredeyse tüm türlerde yazdığı eserler 19. yüzyıl Fransız bestecileri arasında bir anormallikti. (Gül Sıvacı Camille – Kuğu çalacak.)

ÇAĞDAŞ DÖNEM (1900 ve Günümüz) (CEM ONAT TAYLAN sunacak.)

Resim : Birçok sanat akımının bir arada toplandığı dönemdir. Bu dönemde vurgulanan en önemli olgu resimde bulunan disiplinlerin kendine has yöntemlerini, disiplinin kendisini eleştirmek için kullanmak olduğu ve bundaki amacın ise o  disiplini geliştirmek ve önemini arttırmak olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda doğadaki görüntülerin takliti yavaş yavaş bırakılmış, temsil ikinci plana atılmıştır. Gelinen en son nokta ise; insan elinin izlerini tümden kaldırarak dümdüz tek renge boyanan, böylece içerikten arındırılmaları amaçlanan tuvallerdir.

Müzik: Bu dönem; teknikte, ifadede, biçimde, stilde, içerikte, özde tüm kuralların eğilip bükülmeye, eriyip çökmeye başladığı dönemdir. Belli bir stil veya kalıp yoktur. Birçok besteci müziğin kurallarını tekrar değiştirip farklı tekniklerde başarılı örnekler sunmuşlardır. Sadece orkestral müzikte değil, sahne müziklerinde de yenilikler yapılmıştır. Son olarak teknolojideki gelişmeler ile beraber müzik salona gidemeyen milyonları dinleyici haline getirmiştir.

PABLO PİCASSO (1881-1973)

  1. yüzyılın en önemli ressamlarından biri olan Picasso bir kalıp halinde çalışmak yerine parçaları bir araya getirme tekniği ile de bilinmektedir. Picasso nun amacı tutarlılık portresi çıkarmak yerine, his ve duyguların doruk noktasını yakalamaktı. Kübizmin önemli bir temsilcisidir. Bu yüzden eserlerinde doğa olgusunun olduğu gibi yansıtılmaması gerektiğini öne süren, nesneleri geometrik bir biçimle yansıtan bir anlayışa sahiptir. Eserlerinde metaforlar kullanarak gizlenmiş şekilde hikayelerde anlatmaktadır.

FREDERICK LOEWE   (10 Haziran 1901-14 Şubat 1988)

Viyana müzikal stilini benimsemiştir. ‘Fritz’  15 yaşına geldiğinde popüler bir şarkı olan ‘Katrina’ yı bestelemiştir. Film müzikalin den 9 akademi ödülü kazanmıştır. (Cem Onat Taylan Loewe – Ascot Gavotte çalacak.)

MARC CHAGALL (1887- 1985) (ÖZLEM ASİLTÜRK sunacak.)

Rus asıllı Fransız ressam. 1.Dünya Savaşı öncesinde Paris’teki avangard akımlara dahil oldu, fakat çalışmaları, kübizm ve fovizm gibi akımlara daha yakındır. Eserlerinde ülkesine ait folklorik öğeler göze çarpar. Birinci Dünya Savaşı öncesinde Paris’ te avantgart akımlara dahil oldu fakat çalışmaları, diğerleri ile karşılaştırınca kübizm ve fovizm gibi popüler sanat hareketlerine daha yakındı.

JUAN JOSE BUSCAGLİA (1893-1958)

Arjantin’ li gitarist ve şarkıcı. Chagall gibi, ülkesi Arjantin’in ulusal müzik türü olan ve folklorik motifler taşıyan milonga ve tango türünde besteler yapmıştır. (Özlem Asiltürk Buscaglia – Milonga çalacak.)

gotik-mimari-nedir

Gotik Mimari Nedir?

gotik-mimari-nedirŞimdi Gotik Mimari olarak tanımladığımız mimari stil ilk olarak 1140 civarında kuzey Fransa’ da doğmuştur. Paris’te daha uzun, daha aydınlık ve daha hacimli kiliselerin inşaatı sürecinde bu stil iyice yayılmıştır. İlerleyen yıllarda bu stil kalelerde, saraylarda, köprülerde şehir duvarlarında ve kapılarında da kullanılmıştır.

Gotik Mimari Özellikleri Nelerdir?

Gotik Mimari Ortaçağ’da sıklıkla karşılaşılan sorunlar sonrası ortaya çıkmıştır. 1100-1200’lerde yapıların mimarisi oldukça limitli, ilkel, karanlık ve soğuktu. Gotik Mimari bunun gibi sorunları çözmeyi hedeflemiş ve aydınlık, hoş, havadar yapılar inşa edilmesini sağlamıştır.

O halde bir yapının Gotik Mimari ürünü olduğunu nasıl anlayabiliriz? Bu stili diğer mimari stillerden ayıran özellikler nelerdir? Şimdi bu ana karakteristik özelliklere bakalım:

  • Gotik Mimari’den önce erken Ortaçağ mimarları ağır taş duvarların yüklerini yaymakta zorlanıyorlardı. Bu da yapıların genellikle kısa ve ince olmasına yol açıyordu. Çünkü aksi takdirde ağırlığı taşıyamayan yapıların çökebileceğini düşünüyorlardı. Gotik Mimari’nin bilinen en önemli özelliklerinden birisi ise yapıların boyuydu. Bir takım yeni inşaat teknikleri mimarların ağırlıkları yayabilmelerini sağlıyordu. Bu sebeple gotik mimari eserleri oldukça uzun, diğer bir deyişle gökyüzüne kadar ulaşan yapılar olabiliyordu ki bu da katedral ve kiliseler için paha biçilmezdi.
  • Mimarların ağırlıkları yayabilmelerine yardımcı olan inşaat tekniklerinden birisi olan dayanma kemeri Gotik Mimarinin karakteristik özelliklerinden bir diğeridir. Bu kemerler ağırlığın yayılmasını sağlayarak duvarların üzerindeki yükü alıyor ve bu yükü direkt olarak zemine transfer ediyordu. Ayrıca dayanma kemeri pratik ve dekoratifti. Esere destek sağlamanın yanı sıra ayrıntılı dizaynı ve olağanüstü süslemesi ile de dikkatleri çekiyordu.
  • Sivri uçlu kemerlerin kullanımı ise Gotik Mimari eserlerinin iç kısmında dikkati çekmekteydi. Sivri uçlu kemerler de aynı şekilde hem pratik hem de dekoratifti. Sivri uçlu kemerler efektif bir şekilde ağır tavanların ve hacimli dizaynların gücünün yayılmasını sağlıyordu. Aynı zamanda eski yapılarda kullanılan sütunlara oranla çok daha fazla ağırlığı destekleyebiliyordu. Daha güçlü kemerlerin kullanımı daha fazla dikey uzunluklara olanak sağlıyor ve yapılar gökyüzüne kadar uzanabiliyordu.
  • Sivri uçlu kemerlerin başarısı sonucu gotik mimarinin bir diğer karakteristik özelliği olan kubbeli tavanlar ortaya çıkmıştır. Kubbeli tavanlar sivri uçlu kemerlerin teknolojisini kullanarak gücün ve ağırlığın dağılmasını sağlıyorlardı. Aynı zamanda uzun ve heybetli bir izlenim yaratan kemerler, kubbeli tavanları da ihtişamlı ve zarif kılıyorlardı. Gücün kubbeli tavanlarla dağıtılmasının sağlanması tavanların farklı şekil ve boyutlarda inşa edilmesine de olanak sağlıyordu. Gotik Mimari’den önce ise tavanlar sadece daire ya da dikdörtgen biçiminde olabiliyorlardı.
  • Gotik Mimari’den önce kaleler ve erken Ortaçağ yapıları yaşamak ya da ibadet etmek için oldukça depresifti. Özellikle kaleler nemli ve küflü mekânlardı. Büyük bir çoğunluğu yeterince güçlü olmadıkları için taş duvar çatılarla desteklenemiyor, tavanlar genellikle tahtadan yapılıyordu. Bu da yağmurun rahatlıkla içeri girmesine olanak sağlıyordu. Ayrıca bu yapılar karanlık ve donuklardı. Pencereler de genellikle küçüklerdi. Gotik Mimari ise ışığı, renkli pencereleri, havadar iç mekânları vurguluyor, böylece kaleler ve kiliseler daha güzel ve görkemli yapılara dönüşüyorlardı.
  • Gotik Mimari’nin karakteristik özelliklerinden bir diğeri de yaratık şeklinde heykelciklerdi. Çatılara ya da siperlere kondurulan bu heykelcikler dekoratif bir görünüm sağlıyordu. Bu heykelciklerin kullanım amacı ise çatıda biriken suyu ağızlarından boşaltmaktı. Böylece su kuvvetli bir şekilde zemine dökülmüyor, heykelciklerin ağzından yavaşça akıyordu.
  • Gotik Mimari ile birlikte yapılar sadece fonksiyonel olmaktan çıkmış, aynı zamanda estetik ve güzel olmaları da sağlanmıştır.

Gotik Mimari Eserleri Hangileridir?

Gotik Mimari Eserleri oldukça fazladır. Ancak aşağıda en çok bilinen bazı örneklere göz atabilirsiniz:

  • Fransa da Notre Dame Katedrali, Amiens Katedrali, Arras Town Hall, Bourges Katedrali, Chartres Katedrali, Strasbourg Katedrali
  • İngitere’de Salisbury Katedrali, Westminster Abbey, Canterbury Katedrali
  • İtalya’ da Milano Katedrali, Basilica of San Francesco d’Assisi, Castel Del Monte, Siena Katedrali
  • Polonya’ da Malbork Kalesi, Wawel Katedrali, Frombork Katedrali
  • İspanya’ da Burgos Katedrali, Seville Katedrali
  • Çek Cumhuriyeti’ nde St. Vitus Katedrali, St. Barbara’s Kilisesi, Prague Kalesi, Prag’ taki Charles Bridge
  • Belçika’ da Antwerp Katedrali, Bruges City Hall, St. Peter’s Kilisesi, Brussels Town Hall, Tournai Katedrali
  • Danimarka’ da Roskilde Katedrali
  • Almanya’ da Aachen Katedrali, Cologne Katedrali, St. Martin’s Kilisesi, Frankfurt Katedrali

Gotik Mimari Hakkında Bilinmesi Gerekenler

  • Romanesk eserler yatay düzlemdeyken, Gotik eserler dikey düzlemdedir.
  • Gotik eserlerin yükseklikleri, Romanesk eserlerin yüksekliklerinin yaklaşık iki katıdır.
  • Gotik Eserlerinin pencereleri genellikle zengin vitraylarla süslenir.
  • Hem iç hem de dış süslemeler ince işçilik ürünüdür.
  • Bir yapının sadece kapısına bakarak bile Gotik olup olmadığı anlaşılabilir.
  • 13. Yüzyılda çok fazla katedral yapılmaya başlanmıştır. Böylece ekonomide de gelişme gözlenmiştir.
fovizm

Fovizm Nedir?

Tarihe şöyle bir göz atarsak onlarca sanat akımının olduğunu görürüz. Her bir sanat akımının kendine has özellikleri vardır ve bu özellikler sayesinde diğer akımlardan ayrılırlar. Fovizm de bu sanat akımlarından bir tanesidir ve 1898 ile 1908 seneleri arasında Fransa’da Henri Matisse tarafından geliştirilmiştir. Bu akımın en belirgin özelliği göz alıcı ve canlı renklerin kullanılmasıdır.  Bu akım ilk kez 1905 senesinde Paris’te açılan bir sergide duyulmuştur. Bu sergiye katılanlar farklı bir anlatımla karşılaşmış ve doğrudan sürülen renkler ile bozuk perspektif onları şaşırtmıştır. Sergiye katılan eleştirmenlerden birisi olan Louis Vauxcelles bu gruba vahşi hayvanlar anlamına gelen Les fauves adını vermiştir ve akım da ismini buradan almıştır.  Fovizm’in Özellikleri Nelerdir? Canlı, çiğ, sert ve bağıran renkler doğrudan kullanılır. Temiz ve düz renkler kullanılmalı, resim sade olmalıdır. Bu akımda ön planda çarpıcı renk tonları vardır ve renk şiddetine önem verilir. Bununla birlikte derinlik resimden atılmıştır. Eğer resimde ışık alan bölgeler ya da uzaklıklar gösterilecekse bu renk değişiklikleri ile yapılır. Bazı kaynaklara göre izlenimcilik akımının devamı olarak belirtilir. Resimdeki anlam ya da duygu renklerle anlatılmaktadır. Fovizm’de boyalar direkt tuvale sıkılmaktaydı. Resimlerde konu genellikle natürmort, insan figürleri ya da peyzajdı. Fovizm Hakkında Bilinmesi Gerekenler  Fovizm akımının öncüleri olarak bilinen Henri Matisse ve Andre Derain, Gustave Moreau’nun öğrencileridir. Fovizm, ilk olarak Vincent van Gogh, Paul Gauguin, Paul Cezanne ve Georges Seurat’dan ilham almıştır. 1908 senesinde bu akımın sanatçıları başka hareketlere ( bilhassa kubizme ) geçmiş ve böylece fovizm akımı son bulmuştur. Fovizm denince akla gelen sanatçılar şöyledir: Henri Matisse, Andre Derain, Raoul Dufy, Van Dongen, Maurice Vlaminck, Albert Marquet, Othon Friesz, Georges Braque ve Georges Roulaut’dur. Fovizm akımına örnek olabilecek bazı resimler şunlardır: The Green Line ( Henri Matisse ), Woman With A Hat ( Henri Matisse ), The River Seine at Chatou ( Maurice de Vlaminck, Regent Street, London ( Andre Derain ).

fovizm-nedir

Görsel: Maurice de Vlaminck

Henri Matisse Kimdir?

Fovizm akımının öncülerinden birisi ve belki de en önemlisi olan Henri Matisse tarihteki önemli ressamlardandır. Önce hukuk eğitim almış ama asıl istediği bu olmadığı için Paris’e gitmiş ve resim eğitimi almaya başlamıştır. Fovizm akımının ortaya çıkmasına neden olan sergiye katılmış ve sergiye katılanlar burada yer alan resimlerdeki anlatımı oldukça farklı bulmuştur. Bugün Matisse renklerin özgürlüğüne katkıda bulunmuş bir ressam olarak anılmaktadır.

Andre Derain Kimdir?

Andre Derain de tıpkı Henri Matisse gibi fovizm akımının liderlerindendir. İki ressam beraber yaptıkları resimleri bir sergide sunmuşlardır. Bu sergi sonunda bir eleştirmen bu gruba vahşi hayvanlar anlamına gelen Les Fauves adını takmış ve böylece Fovizm akımı ortaya çıkmıştır.

fovizm

Andre Derain denince ilk akla gelen Londra resimleridir. Bu şehri daha önce birçok ressam çizmiştir, ancak Derain’in resimleri bunlardan farklıdır. Ressamın Londra resimlerine canlı renkler hakimdir.

thumbs_b_c_f494c295bd064d39262981f3923e5b36

Fikret Mualla’nın desenleri sergileniyor

Türk resim sanatının önemli isimlerinden Fikret Mualla Saygı’nın Paris Sainte-Anne Akıl Hastanesi’nde yaptığı çizimlerin yer aldığı “Sainte-Anne Desenleri” sergisi ziyarete açıldı.

Türk resim sanatının önemli isimlerinden Fikret Mualla Saygı’nın Paris Sainte-Anne Akıl Hastanesi’nde yaptığı çizimlerin yer aldığı “Sainte-Anne Desenleri” sergisi ziyarete açıldı.

Amerikan Hastanesi Operation Room Sanat Galerisi’ndeki sergiye ilişkin AA muhabirine açıklama yapan serginin küratörü Ilgın Deniz Akseloğlu, Fikret Mualla’nın Fransa’da yaşarken 1953, 1956 ve 1957 yıllarında belirli aralıklarla Paris Sainte-Anne Akıl Hastanesi’nde kaldığını ve sergideki desenlerin bu çizimlerden oluştuğunu söyledi.

Sergilenen 43 eserin iki farklı koleksiyondan derlendiğini kaydeden Akseloğlu, “Bir kısmı büyük ölçüde Ferit Edgü’nün kişisel koleksiyonu. Birçok orijinal eseri ondan aldık. Bunun yanı sıra 1992 yılında Metin Deniz’in düzenlediği, galerisindeki bir sergide kullanılan eserlerin aynı basımlarını da çerçeveletip koymak istedik. Sergide 32 tane orijinal eser var.” ifadelerini kullandı.

Sergi, 30 Ağustos’a kadar görülebilecek.

thumbs_b_c_f494c295bd064d39262981f3923e5b36

Muhabir: Hilal Uştuk

i

BUGÜN DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ

Dünya Tiyatro Günü 1961‘de Uluslararası Tiyatrolar Birliği (International Theatre Institute) tarafından kuruldu.

Her yıl 27 Mart günü ITI merkezleri ve dünya çapında tiyatro grupları tarafından kutlanmaktadır. Pek çok ulusal ve uluslararası etkinlik kutlamalarda yer almaktadır. En önemli etkinliklerden biri, dünya çapında başarı kazanmış bir tiyatro oyuncusu, yönetmeniveya yazarın yazdığı evrensel bildirgedir. İlk bildirge 1962’de Jean Cocteau (Fransa) tarafından yazılmıştır.

Dönemin ITI başkanı olan Arvi Kivimaa tarafından önce Helsinki, sonra da Viyana’da yapılan 9. ITI Konferansında ortaya atılan ‘tiyatrolar günü’ fikri, İskandinav ülkelerinden gelen desteğin de etkisiyle hayata geçirildi. Kabul edilişinden sonra her yıl, Paris’te 1962 tarihli Uluslar Tiyatrosu’nun (Theatre of Nations) da açılış günü olan 27 Mart günü, ITI’nin şu an sayısı 100’ü bulan dünya çapındaki merkezlerinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı.

UNESCO tarafından kurulan ITI’nin “sahne sanatları bağlamında, dünya çapında bilgi ve uygulama alışverişini arttırmak, gelişim sürecinde sanatsal yaratıcılığın ve üretimin gerekliliği konusunda toplumsal bilinci uyandırmak, insanlar arasındaki barış ve dostluğun sağlanması ve artmasını gerçekleştirmek adına karşılıklı anlayışı geliştirmek, UNESCO’nun hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak” gibi hedefleri, Dünya Tiyatro Günü’nde bir kez daha hatırlatılmaktadır. Her yıl tiyatro ve tiyatroyla ortak çalışan diğer sanat disiplinlerinden gelen üstün başarılı bir sanatçı bu gün için bir konuşma yapmaya davet edilmektedir. Uluslararası Bildirge olarak görülen bu konuşmanın metni 20’den fazla dile çevrilmekte, pek çok gazetede yayınlanmakta ve dünya üzerindeki pek çok tiyatro grubunun oyunundan önce okunmaktadır. Pek çok televizyon ve radyo kanalı bu bildirgeyi beş kıtanın her köşesindeki dinleyicilere ulaştırmaktadır.

Dünya Tiyatro Günü tiyatro dünyasındaki insanlar için sahne sanatlarının insanları bir araya getirici gücünü kutlamak, seyirciyle daha iyi bir iletişim kurmak ve insanlar arasındaki anlayış ve barışı arttırmak için bir fırsat olarak görülmektedir. Dünya Tiyatro Günü’nde yapılan etkinlikler, uluslararası işlevlerinin yanı sıra ulusal ve bölgesel tiyatro gruplarının bir araya gelmesinde de rol oynamaktadır.

Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Bildirgesi

Jean Cocteau ilk bildirgenin yazarıdır. 1993’te Venezuela ITI Merkezi 1962’den 1993’e kadar yayınlanan tüm bildirgeleri biri özgün dillerinde, diğeri İspanyolca olmak üzere iki antoloji halinde yayımlamıştır. Uluslararası Bildirge’nin yanı sıra, ITI dünyanın hemen her yerinde büyük gösteriler ve festivaller düzenlemektedir. Bu etkinliklerin tamamı ITI Resmi Sitesi’nde görülebilir.

i

yılıniyilerindenimagori

Kıyıda Köşede Kalacak Ama Yılın İyilerinden: ‘Imagori’

Gotan Project’ten bildiğimiz Christoph H. Müeller, enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş eski toprak Hans-Joachim Roedelius’u da yanına alarak oldukça yoğun, atmosferik bir elektronik müzik füzyonu ortaya çıkarmış. Bu yılın ‘kıyıda köşede kalacak’ ama iyi albümlerinden biri ‘Imagori’.
Kıyıda köşede kalacak ama yılın iyilerinden: 'Imagori'

70’lerin krautrock sınırları ve deneysel elektronik müzik geleneğinin önemli gruplarından Harmoni ve Kluster’ın kurucusu, 1934 doğumlu Hans-Joachim Roedelius, kendinen yaşça hayli küçük, müzikal perspektif bakımından da farklı Christoph H. Müeller ile birlikte bir albüm yaparsa nasıl olur?

İsviçreliler ve Almanlar bir araya gelince genelde güzel şeyler olur. Müzik alanında da bu değişmiyor. Gotan Project’ten bildiğimiz Müeller, enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş eski toprak Roedelius’u da yanına alarak, ortaya oldukça yoğun, atmosferik bir elektronik müzik füzyonu çıkarmış.

2012 yılında Paris yakınlarında Enghien-les-Bains’deki sanat merkezinde bir seri doğaçlama performans sonrasında doğan birliktelik, ‘Imagori’ albümünde tam manasıyla son halini almış. 70’ler film müziklerinden bir piyano pasajını krautrock yağında kavurun, üzerine acid-jazz sosu dökün, işte size ‘Imogari’.
8+2+3 parçalık uzunçalarda genellikle melodik piyano tınılarına Roedelius, elektronik seslere ise Müeller hayatveriyor. Yaptıkları müzikle 80’lerindeki Roedelius ve ondan neredeyse iki kuşak sonradan gelen Müller, oldukça iyi bir iş çıkarmışlar.

Plak versiyonuna dahil edilmemiş iki parça ‘808 Fantasy’ ve ‘The Question’ fena değiller. Vasat oldukları için olsa gerek, plağa layık görülmemişler. Sonraki 3 parça ise sadece dijital olarak satışta ama maalesef ülkemizde değil. Orada Peter Kruder, Takamovksy ve Ken Hayakawa remix’leri var.
Asıl albümdeki sekiz parçaya dönecek olursak; ‘Himmel Über Lima’daki Viyana kokulu dub etkisi yeterince sıcak. ‘Valse Mecanique’i dinlerken, Basel’de akşam yemeğini yiyen İsviçrelinin saatinin içinde geziniyor gibi hissediyorsunuz. Açılış parçası ‘Time Has Come’ da hiç beklenmedik şekilde clicks & cuts var. ‘QM’ de ise Cluster ruhu! ‘About Tape’te Brain Eno sesiyle eşlik ediyor. B yüzünün açılış parçası ‘A Song or Not’ ise benim için albümdeki en iyi ve öne çıkan parça. Müeller’in hünerleri biraz olsun daha ön planda gibi. Piyano akorlarını serpiştiriş biçimi Gotan Project’i hatırlattığı için belki de.

Roedelius’un müzik aşkına bir egzersiz diye nitelediği ‘Imagori’de doğaçlamanın gücü de unutulmamış tabii ki.
Albümün karanlık, puslu atmosferinde nedense hiç karamsar duygulara kapılmıyorsunuz. Sadece derin düşüncelere dalıyorsunuz; ya da dikkatinizi vermediyseniz eğer, size bir çeşit asansör müziği gibi gelecektir ‘Imagori’. Zaten kotarılış biçimi de, Bauhaus döneminde tasarlanmış sandalyeleri ya da Dieter Rams’ın Braun ürünleri gibi. Çok güzel görünürler, ama kimse onları görmez. Son derece mükemmel tasarlanmalarına rağmen ‘less is more’ düsturuna uygun olarak az ve öz oldukları için, görünmezdirler.
Usta iki müzisyenin hayat verdiği ‘Imagori’nin içindeki ses parçacıklarının her biri de, öncesinde saatlerce süren doğaçlama seanlarından sonra, özenle oraya yerleştirilmiş. Pikabın iğnesi dokunduğunda ses veriyor ve sadece görevlerini yerine getiriyorlar, fazlasını değil. Ama bunu duyan kulaklarımız için hikaye daha yeni başlamış oluyor. Bu yılın ‘kıyıda köşede kalacak’ ama iyi albümlerinden biri ‘Imagori’.

43. istanbul müzik festivali

43. İstanbul Müzik Festivali Bugün Başladı

istanbul-muzik-festivali600’e yakın sanatçı eserleriyle İstanbul gecelerini daha anlamlı kılacak. O halde, İstanbul’u dinlemenin tam vakti…

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Borusan Holding sponsorluğunda düzenlenen 43. İstanbul Müzik Festivali, yarın akşam gerçekleştirilecek açılış töreni ve konseriyle başlıyor. “Kültürel Manzaralar” temasıyla 29 Haziran tarihine kadar aralarında Yuri Bashmet, Fazıl Say, Gidon Kremer, Yuja Wang, Magdalena Koená, Emmanuelle Haïm ve festivalin bu yılki Yerleşik Konuk Orkestrası Deutsche Kammerphilharmonie Bremen’in de bulunduğu 600’e yakın yerli ve yabancı sanatçıyı Aya İrini Müzesi ve Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall gibi İstanbul’un 12 farklı mekânında ağırlayacak.

Festivalin mihenk taşlarının festival heyecanlarını ve festivalden beklentilerini sorduk. İlk olarak da İstanbul Müzik Festivali Direktörü Yeşim Gürer Oymak’ın kapısını çaldık.

‘YILDIZ İSİMLERDEN ÇOK, İÇERİK ÖNEMLİ’

-Festival denince akla artık ilk olarak İKSV geliyor. Özellikle de İstanbul Müzik Festivali. Sizce uzun soluklu festival olmasının ardında ne var?

İstanbul Müzik Festivali’nin 43 yıldır hem sanatçılar hem de izleyiciler tarafından ilgiyle takip edilmesinin ve uluslararası alanda etkisini artırabilmesinin sırrı, yaratıcı programları, seyirciyi şaşırtabilmesi, sürekli yenilik peşinde koşması ve dünyada klasik müzikte olan gelişmeleri çok yakından takip edebilmesinde yatıyor. Bugün Türkiye’de pek çok özel kurum, klasik müziğin en büyük isimlerini sunabiliyor. Festivalin farkı burada ortaya çıkıyor. Bizim için artık ‘yıldız isim’lerden çok, projenin içeriği önemli. Bir festivalin en önemli görevi, sanatçılar ve projeleri için yaratıcı bir platform oluşturmaktır. Bir festival sanatçılara hayal kurabilecekleri yaratıcı bir ortam sağlamalı, hatta bir adım ötede yaratıcı anlamda riskler alabilmeleri için bir platform oluşturabilmeli. Seyirciler açısından baktığımızda ise, öncelikle onlar için bu festivalde nasıl sıra dışı ve özel anlar yaratabileceğimizi göz önünde bulundururuz. İstanbul Müzik Festivali olarak dinleyicilerimize mümkün olduğunca çeşitli yenilikler içeren ve sürprizlerle dolu anlar yaşatmayı, dağarcıklarına yeni eserler kazandırarak kimi zaman onları konfor alanlarından çıkarmayı ve özel anlar yaratmayı amaçlıyoruz.

-Bu yılki tema epey derin ve müzikseverler tarafından merakla bekleniyor. “Kültürel Manzaralar”ı etkinlik boyunca katılımcılar nerelerde yakalayacak?

Festivalin başından sonuna kadar pek çok “Kültürel Manzara” karşımıza çıkacak. İlk olarak müzikseverlerin kaçırmaması gereken günümüzün en büyük kemancılarından Gidon Kremer ve Kremerata Baltica’nın 1 Haziran tarihinde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde sunacakları “Rus ve Amerikan Mevsimleri” konserini saymak istiyorum. Astor Piazzolla’dan Philip Glass’a ulaşan muhteşem bir konser programı ve arkada gösterilecek olan özel video projeksiyonu kaçırmamalarını tavsiye ederim. Seyirciler için gerçek bir deneyim olacak bu konser. Tabii bunun dışında Angela Hewitt’den “İspanyol Manzaraları”, Alliage Quartet’ten “Paris Dans Ediyor” konseri, Schubertiade, Franz Liszt Oda Orkestrası, Borodin Quartet, Kim Kashkashian konserleri dünyanın pek çok yerinden manzaralar sunacak bizlere.

-İKSV her yıl çıtayı yükseltiyor. Genç müzisyenlere de el uzatıyor. Bu festivalin bir de misyon sırtlandığını düşünebiliriz sanırım.

Genç müzisyenler bizler için çok önemli, bu ülkenin geleceği onlar. Bu nedenle 9 yıldır festivalin açılış konserlerini ülkemizin gelecek vaat eden genç müzisyenleriyle gerçekleştiriyoruz. Bu yıl açılış konserinde dinleyeceğimiz genç piyanist Can Çakmur, gerçekten özel bir yetenek. Aynı zamanda her yıl festival genç solistini sunan projemiz var. Bu yıl genç solistimizi flüt dalında seçtik. Bengisu Kömürcü Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Orkestrası eşliğinde ilk kez festival izleyicileriyle buluşacak. Tabii Barış İçin Müzik Orkestrası’nı da unutmamamız gerekir. Onlar da küçük topluluklarıyla festival süresince konser öncesi etkinliklerimizde yer alacak.

NEREDE? NE ZAMAN?

29 Haziran’a kada rsürecek. 43. İstanbulMüzik Festivali programına ve biletlerine muzik.iksv.org adresinden ulaşılabilir.

SAYILARLA MÜZİK FESTIVALİ

-Festival 42 yılda 3 bine yakın etkinlik gerçekleştirdi.

-Bu yıl yaklaşık 25 bin seyirciye ulaşacak.

-İstanbul Müzik Festivali gençleri desteklemek ve müziğe teşvik etmek amacıyla, 2007 yılından bu yana festivalin açılış konserlerinde genç müzisyenlere programında yer veriyor.

-Aynı şekilde İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 40. yılında (2012), geleceğin sanatçılarının yetişmesine katkıda bulunmak amacıyla, vakfın kurucuları arasında yer alan ve Türkiye’de operanın gelişmesine büyük katkıda bulunan Aydın Gün anısına başlattığı teşvik ödülü, her yıl klasik müzik alanında bir gence veriliyor.

-İKSV, Barış İçin Müzik Vakfı’nın gelişimine, uluslararası arenada yer edinmesine ve sürdürülebilirliğine yönelik çalışmalar yürütecek; destekçi arayışı, iletişim çalışmaları ve organizasyona yönelik konularda da 2013 yılından beri kurumsal partnerliğini üstleniyor.

PROF. FİLİZ ALİ: BEREZOVSKY’NİN KONSERİ KAÇMAMALI

İstanbul Müzik Festivali Onur Ödülü’ne layık görülen Prof. Filiz Ali ödülünü yarın akşam alacak. Ali’den konserlerde en ön sıralarda olacağı, heyecanla beklediği konserleri aldık.

“Ödülü aldığımı duyduğumda benim için büyük bir sürpriz oldu. Ödül alma amacıyla değil, içtenlikle yaptığım ve bu nedenle ödüllendirildiğim için çok mutlu oldum. İKSV tarafından verilmesi benim için ayrıca anlamlı. Kurucularını da yakinen tanırım. İstanbul Müzik Festivali sayesinde dinleyebileceğimizi ummadığımız müzisyenler getirildi. Eskiden kaliteli müziğe ulaşmak gerçekten çok zordu.

Yaşam boyu başarı ödülü alacak olan Borodin kuarteti ile son zamanların en ilgi çeken piyanistlerinden Berezovsky’nin konserine gitmeyi çok istiyorum. Tabii AIMA Festival Orkestrası’nın Alexander Rudin ve Julian Milkis ile verecekleri konser de çok önemli. Ermeni bestecilerin eserlerinin de yorumlanacağı Kim Kashkashian & Peter Nagy konserine de gitmeyi çok isterim.”

ÇANAKKALE MUHAREBELERİNİN 100. YILI ŞEREFİNE

43. İstanbul Müzik Festivali, besteci, keman virtüözü ve şef Hasan Niyazi Tura’ya festival tarafından sipariş edilen “Şehidin Türküsü” eserinin dünya prömiyeriyle başlayacak. Tura şöyle diyor: “Festivalde dinleyicilerin duyacağı ilk notaların bestecisi olmak heyecan verici. İKSV’nin Çanakkale muharebelerinin 100. yılı şerefine bir eser ısmarlaması ve ortaya çıkan yeni eserimde Çanakkale gazisi büyükbabam Mustafa Niyazi Tura’nın, söz ve müziğini yazdığı türküsünü bir aile yadigârı olmaktan daha ileriye taşımam tarifi zor ama çok güzel duygular.”

“GENÇLERE BÜYÜK SALONLARDA ÇALMA İMKANI VERİLİYOR”

Türkiye’nin dört bir yanında ve yurtdışında eğitimlerini sürdüren 24 yaş altı flütçüler arasından Bengisu Kömürcü festivalde konuk olmaya hak kazandı. 22 yaşındaki Kömürcü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası ve şef Antonio Pirolli ile aynı sahnede olacak. İleride eğitimci olmak isteyen Kömürcü, “İstanbul Müzik Festivali’nin çok dolu bir tarihi var. Her zaman önemli müzisyenleri ağırladı, bu sene de öyle olacak. Biz gençlere de yer veriliyor olması çok anlamlı. Çünkü maalesef bugün ülkemizde büyük bir kitleye haber verip, böyle salonlarda çalma imkânımız yok. 20 Haziran’daki konserim için de çok heyecanlıyım. Bunu bir başlangıç olarak görüyorum. Gelişmeye devam etmeyi ve ileride öğrenci yetiştirmeyi hedefliyorum” diyor.

PİYANİST ANGELA HEWİTT: BENCE HER ŞEY HARİKA OLACAK

“1700’lerde Domenico Scarlatti’nin yazdığı sonatlarının yanı sıra Albeniz’in süiti, Granados’un dansları ve Falla’nın fantezilerini çalmak ve dinlemek ilginç ve etkileyici bir deneyim. Bu isimler fevkalade eserler yazdı ve piyanistlerin neler yapabileceğini gözler önüne serdi. Bu konser için ben de çok heyecanlıyım. İstanbul’da birkaç kere çalmama rağmen İstanbul Müzik Festivali benim için ilk olacak, bu yüzden çok heyecanlıyım fakat bence harika olacak! Umarım dinleyiciler de memnun kalır.”

GABOR BOLDOCZKİ: YENİ TROMPET KONÇERTOLARI GEREK

“İstanbul’un görkemli Osmanlı saray ve bahçelerinin yanı sıra gece hayatı etkileyici. Fazıl Say ile birkaç kere çaldım, harikaydı. Gülsin Onay ile yeni bir müzikal işbirliği gerçekleştirecek olmanın heyecanını yaşıyorum. Yakında İstanbul’a yeni trompet konçertoları getirmek istiyorum.”

Kaynak: Habertürk

pariste çanakkale sergisi

Paris’te “Çanakkale – Savaştan Barışa Uzanan Yol” adlı sergi açıldı

paris-te-canakkaleFransa’nın başkenti Paris’te Anadolu Kültür Merkezi ve Paris Büyükelçiliği tarafından Çanakkale Savaşları’nın 100. yıl dönümü nedeniyle Genelkurmay Askeri arşiv fotoğraflarından oluşan “Çanakkale – Savaştan Barışa Uzanan Yol” isimli fotoğraf sergisi açıldı.

Serginin açılışında Anadolu Kültür Merkezi Başkanı Doktor Demir Fitrat Onger Çanakkale savaşı ile ilgili bilgi veren bir konuşma yaptı. Onger’in ardından konuşan Paris Büyükelçisi Hakkı Akil I. Dünya Savaşı’nın en ölümlü savaşlardan biri olduğunu belirterek, “Galatasaray Lisesi’ne ilk girdiğim zaman dikkatimi çeken ilk şey Çanakkale Savaşı’nda hayatını kaybeden öğrencilerin listesiydi. Savaşta lise öğrencilerinin sayısı on beş bindi” dedi

Büyükelçi Akil, savaş sonrası Atatürk’ün Anzak annelerine yazdığı mektuptaki “Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz” ifadeleri ile Çanakkale Savaşı’nın insani yönleri ağır basan bir yönü olduğunun da altını çizdi.

Anadolu Kültür Merkezi ve Paris Büyükelçiliği tarafından düzenlenen sergiye Paris Büyükelçisi Hakkı Akil ve eşi inci Akil, Paris Askeri Ataşesi Albay Turgut Çelebi ve eşi, Yarbay Cem Yılmaz ve eşi, Amerika, Kanada, Macaristan Askeri Ataşeleri, Avusturalya ve Yeni Zelanda Büyükelçilik diplomatları, Fransa Yurtdışı vatandaşlarından sorumlu Milletvekili Habib Meyer, Paris Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı Ali Onaner, müsteşar Selen Evcit ve çok sayıda konuk katıldı.

Sergi salonunda slayt gösterisi düzenlendi. Türk mutfağından örneklerin ikram edildiği bir kokteyl verildi. Konuklar açılan defteri imzaladı. Paris’te Anadolu Kültür Merkezi’ndeki sergi 28 Haziran’a kadar gezilebilecek.

Kaynak: Gerçek Gündem

Nar Sanat

Hafta Sonunda Sanat İle Olun 28 Mayıs – 4 Haziran 2015

sanatŞehrin havasını, tadında ve kıvamında müziklerle taçlandırmak isteyenlere: en âlâsından hafta sonu güzergâhı takdimimizdir… Ayrıca ‘ben artık şarkı dinlemek değil, söylemek istiyorum’ diyenlere de en temizinden karaoke çetelesi tuttuk… ‘Bana uyar’ derseniz de usuldan yanaşınız ajandamıza!

KONSERLERDEN

29 MAYIS CUMA

*Genç Bi Şenlik’15: Athena – Gripin – Can Gox – Yüzyüzeyken Konuşuruz:29 Mayıs Cuma, saat 15.00’ten itibaren İstanbul, KüçükÇiftlik Park’ta. Ayakta: 55 TL. Tel: (0212 231 3045)

*Demet Akalın: 29 Mayıs Cuma, saat 22.00’de, Bursa, Jolly Joker’de. Giriş: 113, 56 TL. Tel: (0224 451 5080)

*Mehmet Erdem: 29 Mayıs Cuma, saat 22.00’den sonra Ankara, Jolly Joker’de. Giriş: 90, 45 TL. Tel: 0312 424 11 11)

*Alman DJ ve prodüktör Fritz Kalkbrenner: 29 Mayıs Cuma, saat 22.00’den sonra İstanbul Kloster’de. Giriş: 50 TL. Tel: (0533 258 93 93)

*Jehan Barbur: 29 Mayıs Cuma, saat 22.30’da, İstanbul, Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde. Giriş: 39 TL. Tel: (0212 245 10 48)

*Dilek Sert Erdoğan: 29 Mayıs Cuma, saat 21.45’te, İstanbul, Kılçık Mekan’da. Giriş: 23 TL. Tel: (0538 986 7373)

*Feridun Düzağaç: 29 Mayıs Cuma, saat 22.30’dan sonra İstanbul, KadıköySahne’de. Giriş: 50 TL. Tel: (0216 550 0492)

*Adamlar: 29 Mayıs Cuma, saat 23.50’den itibaren İstanbul, BKM Mutfak Sahne’de. Giriş: 28 TL. Tel: (0212 259 09 14)

*Vocal Djane Katrin Shirmanova: 29 Mayıs Cuma, saat 23.00’ten sonra İstanbul, XLarge Club’ta. Giriş: 55 TL. Tel: (0506 788 7372)

*Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ADSO Sezon Sonu Konseri: 29 Mayıs Cuma, saat 20.30’da, Antalya Kültür Merkezi’nde. Şef Murat Göktaş, solist Tuncay Kayış, vokal Melodi Kayış (keman), Cem Sevgi trompet (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası), İ. Kutay Maktay trompet (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası), Cem Güngör trombon, Alan Bedi Durham trombon (Ankara Devlet Opera ve Balesi), Fatma Gözde Durham trombon (Ankara Devlet Opera ve Balesi), Alpay İşman bas gitar, Zafer Gerdanlı davul, Yunus Şahyan kanun, Atıf Peynirci (İzmir Devlet Opera ve Balesi). Giriş: 12, 7 TL. Tel: (0242 238 5444)

*Luxus: 29 Mayıs Cuma, saat 22.00’den sonra Antalya Dolma Meyhane – Bar’da. Giriş: 25 TL. Tel: (0242 247 4055)

*Demir Demirkan: 29 Mayıs Cuma, saat 21.00’den sonra Aydın, Hayal Kahvesi Kuşadası’nda. Giriş: 34 TL. Tel: (0532 406 5402)

*Levent Yüksel: 29 Mayıs Cuma, saat 22.00’den sonra İstanbul, Jolly Joker’de. Giriş: 56 TL. Tel: (212 249 0749)

*3 Singers: Neşet Ruacan Trio – Şenay Lambaoğlu – Asena Akan – Başak Yavuz: 29 Mayıs Cuma, saat 22.00’den sonra İstanbul, Living Room’da. Giriş: 45, 25 TL. Tel: (0216 405 24 04)

*Koray Candemir: 29 Mayıs Cuma, gece yarısından sonra İstanbul, Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde. Giriş: 39 TL. Tel: (0212 245 1048)

30 MAYIS CUMARTESİ

*An Evening with Hugh Jackman: 30-31 Mayıs ve 1 Haziran, saat 21.00’de, İstanbul, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde. Gösteride 32 kişilik bir orkestra ve dansçılar Jackman’a eşlik ediyor. “Singin’ in the Rain ve Guys and Dolls” gibi klasik olmuş müzikallerden yorumların yanı sıra sanatçının vatandaşı olduğu Avustralya’nın yerli Aborjin kültürü ile “The Boy from Oz (Oz’lu Çocuk)” adlı ve kendisine Tony Ödülü kazandıran filmde canlandırdığı Peter Allen’ın bestelerine de yer veriliyor. Giriş: 975, 192 TL. Tel: (0216 556 98 00)

*OneRepublic: 30 Mayıs Cumartesi, saat 19.00’dan sonra İstanbul, Volkswagen Arena’da. Dünya müzik listelerinde zirveye yerleşen “Apologize”, “If I Lose Myself” ve “Counting Stars” parçalarının sahibi, ABD’li pop-rock grubu OneRepublic’in ayakta ve saha içi ayakta biletleri tükendi. Sahne önü ayakta: 195 TL. Tel: (0212 377 6700)

*Itzhak Perlman: 30 Mayıs Cumartesi, saat 21.30’da, İzmir, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde. Giriş: 250, 30 TL. Tel: (0232 293 3800)

*Sagopa Kajmer: 30 Mayıs Cumartesi, saat 21.00’den sonra İzmir, Bornova Açıkhava Tiyatrosu’nda. Giriş: 40 TL. Tel: (0232 373 4445)

*Şebnem Ferah: 30 Mayıs Cumartesi, saat 20.00’de, İzmir, Container Hall’de. Giriş: 78, 45 TL. Tel: (0532 064 83 24)

*Ekşi Fest 2015: 30 Mayıs Cumartesi, saat 13.00’te, İstanbul, Life Park’ta. Festivalin sürprizi: Türk müzik tarihinin en önemli isimlerinden Selda Bağcan ve Tel Avivli surf rock grubu Boom Pam’in bir araya gelerek Selda Bağcan’ın klasikleşmiş parçalarını orkestrayla tekrar canlandırdıkları projeleri Selda & Boom Pam. Diğer konuklar arasında; Yüzüklerin Efendisi’nin Frodo’su Elijah Wood ve grubu Wooden Wisdom (Elijah Wood + Turquoise Wisdom), DJ Fitz, Grup Ses Beats, Che Sudaka, Fransız reggae grubu Dub Inc., büyük bir şenliği küçük bir sahneye sığdıran La Rue Ketanou, Beyrut’un blues/rock grubu The Wanton Bishops, protest müziğin en sevilen gruplarından Bandista uzun ve muhteşem canlı performansların sempatik sanatçısı Carmen Souza yer alıyor. Tel: (0216 556 98 00)

*Güzel Bir Gün: 30 Mayıs Cumartesi, saat 12.00’de, İstanbul, KüçükÇiftlik Park’ta. Piknik havasında geçecek Güzel Bir Gün’de; Gaye Su Akyol’dan İlhan Erşahin’e, Feathered Sun ve Nu’dan Büyük Ev Ablukada’ya pek çok ismi dinlemek mümkün. Giriş: 78 TL. Tel: (0212 231 3045)

*Selami Şahin: 30 Mayıs Cumartesi, saat 22.00’den sonra Ankara, Jolly Joker’de. Giriş: 165, 56 TL. Tel: (0312 424 11 11)

*Gökhan Tepe: 30 Mayıs Cumartesi, saat 22.00’den sonra Bursa, Jolly Joker’de. Giriş: 134, 45 TL. Tel: (0532 306 80 22)

*Ah! Kosmos: 30 Mayıs Cumartesi, saat 21.30’da, Ankara, Noxus’ta. Giriş: 28 TL. Tel: (0312 419 8009)

*Kurban: 30 Mayıs Cumartesi, saat 21.00’de, İstanbul Mask Live Music Club’ta. Giriş: 40, 30 L. Tel: (0212 231 3045)

*Yıldız Tilbe: 30 Mayıs Cumartesi, saat 22.00’den sonra Antalya, Jolly Joker’de. Giriş: 169, 56 TL. Tel: (0530 383 29 29)

*Grup Gündoğarken: 30 Mayıs Cumartesi, saat 21.30’da, İstanbul, Beyrut Performance’ta. Giriş: 56, 34 TL. Tel: (0541 954 61 85)

31 MAYIS PAZAR

* 1st Harvest Festival – Alt-J – Mew: 31 Mayıs Pazar, saat 12.00’den itibaren İstanbul, KüçükÇiftlik Park’ta. Giriş: 168, 84 TL. Tel: (0216 556 98 00)

*Ayhan Sicimoğlu – Latin All Stars: 31 Mayıs Pazar, saat 20.00’de, İstanbul, Caddebostan Kültür Merkezi’nde. Giriş: 89, 50 TL. Tel: (0216 296 3055)

*Cem Adrian: 31 Mayıs Pazar, saat 18.00’de, İstanbul Mall Of İstanbul MOİ Sahne’de. Giriş: 56, 46 TL. Tel: (0212 801 1000)

** *** *** ***

HAFTANIN TİYATROLARI

*“Mükemmel”: 29 Mayıs Cuma, saat 20.30’da, İstanbul Borusan Oto Dolmabahçe Sahne’de. Süpervizör Levend Öktem, yazar Sibel Yıldırım Özer, yönetmen Ali Gökmen Altuğ, oyuncular arasında ise Levend Öktem, Sibel Yıldırım Özer, Barış Çelikkol ve Tuna Gürcoşkun gibi isimler yer alıyor. Tel: (0532 365 0213)

*“Kuşlar”: 29-30 Mayıs, saat 20.30’da, İstanbul Çevre Tiyatrosu’nda. Aristofanes’in yazdığı, Volkan M. Sarıöz’ün yazdığı oyunun oyuncuları arasında Cansu Saka, Ezgi Ulusoy, Gözde Şencan, Güliz Gündüz, Hakan Atalay, İbrahim Barulay ve Merve Dizdar yer alıyor. Tel: (0212 585 5935)

*“Mus’ab Bin Umeyr”: 29 Mayıs Cuma, saat 20.00’de, İstanbul 1001 Sanat’ta. Menan Cinleri’nin yazarı ve yönetmeni Mahmud Tahsin’in iki perdelik oyunu. Tel: (0212 504 1001)

*“Yaşamaya Dair”: 29 Mayıs Cuma, saat 21.00’de, Eminönü Ali Paşa Hanı’nda. Nazım Hikmet’in ölümünün 50. yıldönümü için Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği oyunda, Tülay Günal da oynuyor. Piyano ve viyolonsel eşliğinde oynanan oyunda, başta Fazıl Say ve Zülfü Livaneli olmak üzere değişik bestecilerin Nazım şarkıları da seslendiriliyor. Tel: (0532 350 83 80)

*“Göl Kıyısı”: 29-30 Mayıs, saat 20.30’da, İstanbul, Talimhane Tiyatrosu, Şişli Black Out Sahnesi’nde. Theresa Rebeck’in yazdığı, Mehmet Ergen’in çevirip yönettiği oyunda; Meltem Cumbul, Pelin Ermiş, Seren Şirince, Ushan Çakır, Yiğit Özşener rol alıyor. Tel: (0212 233 1205)

*“Agamemnon: Süpermarketten Döndüm Oğlumu Bir Temiz Dövdüm”: 29 Mayıs Cuma, saat 20.30’da, İstanbul Galata Perform’da. Rodrigo Garcia’nın yazdığı, Burak Safa Çalış’ın yöneip oynadığı oyunun süpervizörü Yeşim Özsoy. Tel: (0212 243 9991)

*“Benim Adım Anna”: 30 Mayıs Cumartesi, saat 20.30’da, İstanbul Tiyatro Karakutu’da. Egemen Sancak’ın yazıp yönettiği oyunda Erşan Özhim, Hamdi Alp, Ayça Çetin, Mevlüt Atış rol alıyor. Tel: (0531 430 08 97)

*“Küçük Prens Bana Dedi ki”: 30 Mayıs Cumartesi, saat 20.30’da, İstanbul, Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nun yeni oyunu. Tel: (0212 240 4333)

*“Garaj”: 30 Mayıs Cumartesi, saat 20.30’da, 31 Mayıs Pazar, saat 17.00’de, Craft Kadıköy’de. Kemal Hamamcıoğlu’nun yazdığı, İpek Bilgin’in yönettiği oyunda Enis Arıkan ve Güven Murat Akpınar rol alıyor. Tel: (0216 345 0518)

** *** *** ***

HAFTANIN KAÇMAZLARI

Ajandaya not düşülecekler!

* Berlin Filarmoni’nin 12 Çellisti: 1 Haziran Pazartesi, saat 20.30’da, İstanbul, Aya İrini Müzesi’nde. Giriş: 325, 39 TL. Tel: (0216 556 98 00)

*Rus Mevsimleri ile Amerikan Mevsimleri: Kremerata Baltica – Gidon Kremer: 2 Haziran Salı, saat 20.30’da, İstanbul Lütfi Kırdar Anadolu Auditorium’da. Giriş: 275, 39 TL. Tel: (0212 373 11 00)

*Hindi Zahra: 3 Haziran, Çarşamba, saat 20.30’da, Ankara, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu’nda. Giriş: 50, 35 TL. Tel: (0312 210 41 51)

*Anjelika Akbar – Hakan Aysev – Mutlu Aşk Şarkıları: 3 Haziran, saat 20.00’de, İstanbul, İş Sanat Kültür Merkezi’nde. Giriş: 84, 56 TL. Tel: (0212 316 1083)

*“Woyzeck”: 3 Haziran Çarşamba, saat 20.30’da, İzmir Sanat’ta. Georg Büchner’in yazdığı, Hasan Kuruyazıcı’nın dilimize çevirdiği, İbrahim Güngör’ün yönettiği oyunda; Batuhan Köksal, Jülide Derya, Burak Özhan, Mehmet Onur, Ege Derin gibi isimler yer alıyor. Tel: (0232 482 09 39)

*Oliver Schnyder – İstanbul Resitalleri: 4 Haziran Perşembe, saat 20.00’de, İstanbul, Sakıp Sabancı Müzesi – the Seed’de. Giriş: 150 TL. Tel: (0212 323 6050)

** *** ** **

SERGİLERDEN

Hangi galerileri geziyoruz?

*“Paris’te 3 Gün / 3 Days in Paris / 3 Jours à Paris” başlıklı sergi, 5 Haziran’a kadar Karaköy, İstanbul Gradiva Hotel’de görülebilir. Üç gün üç gece aynı sokaklarda farklı açılarda yaşayan şehri ölümsüzleştiren Lebin Ebru Çokişler, Çiğdem Keskin, Onur Tekin, Orhan Akkaya, Kadircan Savaşkan, Elif Savaşkan, Selda Uçan Genç, Dinçer Kaymak ve Levent Özçelik fotoğraf tutkunlarını 18 fotoğraflık bir sergiyle buluşturuyor. Telefon: (0212 249 77 00)

*TESYEV yararına sanatseverlerle buluşan “Yaban” adlı sergiyi, 6 Haziran’a kadar Akaretler 41’de takip edebilirsiniz. Kenya, Tanzanya, Zambiya, Botsvana, Etiyopya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Svaziland, Namibya, Ruanda, Madagaskar gibi birçok farklı ülkelerde gerçekleşen çekimlerle ortaya çıkan fotoğraf sergisinin yaratıcıları İbrahim E. Temo ve Engin Akış.

*2006 yılında Granada’da dünyanın ilk Sualtı Heykel Müzesi’ni açan ve su üstü hayatını su altına taşıyan, kendisi de bir dalgıç olan Jason De Caires Taylor’ın beton heykellerinin fotoğrafları bu yıl 17.si düzenlenecek Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) Kongresi kapsamında sergileniyor. National Geographic’in dünyanın en iyi 25 harikası arasında gösterdiği Taylor’ın heykelleri doğa ve insanın kurduğu dünya arasındaki karmaşık ilişkileri sembolize ediyor. Gerçek insan boyutunda, doğa ve sanatın iç içe geçtiği Taylor’ın 18 şaheserinin fotoğraflarını 4-5 Haziran tarihleri arasında Askeri Müze’de 9-16 saatleri arasında kongredeki sergide görebilirsiniz. Tel: (0212 233 2720)

*Galeri Nev’de, Meltem Işık‘ın “Şüpheli Benzeşmeler” başlıklı sergisi görülebilir. İlk sergisinde kişinin bedeniyle ilişkisini, aynı anda hem gören hem de görülen olma özelliği çerçevesinde ele alan Işık, bu defa işlerinde insan bedeni üzerinden, gördüğümüzü nasıl algıladığımızı araştırıyor. Sanatçı, yakın kadraj fotoğrafladığı bedenlere ait detayları bir araya getirirken, görülene dair alternatif okuma olanakları ima ederek, algının ve belleğin kurgulama potansiyeline işaret ediyor. Sergi 9 Haziran’a kadar açık kalacak. Tel: (0212 252 1525)

** *** *** *** **

HAFTANIN MEKANLARI

Şimdi karaoke zamanı!

*Hard Rock Cafe / Beyoğlu Terasında her salı akşamı 20.00 – 00.00 arasında gerçekleşen karaoke deneyimi ile özel barbekü sosuyla servis edilen ‘chicken tenders’ ve fıçı arpa keyfini sürebilirsiniz. Ücreti: 49.90 TL. Tel: (0212 244 67 38)

*KB Küçük Beyoğlu / Beyoğlu: Mekan “paralel sesler, paralel eğlenceler” sloganıyla her cumartesi, saat 20.00’den itibaren meraklılarını ağırlıyor. Tel: (0506 896 6665)

*My Moon Karaoke Bar / Taksim Cuma ve Cumartesi saat 10.00-05.30, diğer günler ise saat 10.00-04.00’e kadar karaoke tutkunlarının buluşma adresi olmaya devam ediyor. Tel: (0212 245 96 99)

*Club Karaoke / Beyoğlu Pazar, pazartesi kapalı olan mekan, cuma-cumartesi saat 19.00-05.00, diğer günler ise saat 19.00-02.00 arasında açık. Tel: (0212 293 76 39)

Kaynak: Habertürk

tarihte-bugun-ne-oldu4

Tarihte Bugün Ne Oldu 10 Mayıs

tarihte-bugun-ne-oldu410 Mayıs, Gregoryen Takvimi’ne göre yılın 130. (artık yıllarda 131.) günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 235 gün vardır.

Olaylar

  • 1497 – Amerigo Vespucci, Yeni Dünya’ya doğru yapacağı ilk yolculuk için İspanya’nın Cádiz kentinden ayrıldı.
  • 1503 – Kristof Kolomb, Cayman Adaları’na geldi ve burada gördüğü sayısız deniz kaplumbağasından dolayı buraya Las Tortugas adını verdi.
  • 1556 – Marmara denizi depremi meydana geldi.
  • 1799 – Cezzar Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Akka’da Napolyon Bonapart’ın komutasındaki Fransız ordusunu yenilgiye uğrattı.
  • 1824 – Londra’nın Trafalgar Meydanı’nda bulunan ünlü müzesi The National Gallery halkın ziyaretine açıldı.
  • 1868 – Bugünkü adı Danıştay, olan Şura-yı Devlet kuruldu.
  • 1872 – Victoria Woodhull, ABD Başkanlığı’na aday olan ilk kadın oldu.
  • 1876 – Osmanlı devletinde basına sansür uygulaması başlatıldı.
  • 1907 – Anneler Günü, ilk kez ABD’nin Philadelphia kentinde kutlandı.
  • 1908 – Anneler Günü, ABD’de ilk kez olarak West Virginia Eyaleti’nin Grafton kentinde kutlandı.
  • 1919 – İtilaf Devletleri temsilcileri, Paris’te, Yunanların İzmir’i işgali konusunda karar aldı.
  • 1920 – ABD Komünist Partisi kuruldu.
  • 1920 – New York’ta mültimilyarder iş adamı Nelson Rockefeller, sahibi olduğu binanın ön cephesine Meksikalı ressam Diego Rivera’nın yaptığı duvar panosunda Lenin resmi olduğu için ressamı kovdu, panoyu parçaladı.
  • 1921 – Mustafa Kemal Paşa, TBMM’de Müdafaayı Hukuk Grubu’nu kurdu.
  • 1933 – Naziler Almanya’da Heinrich Mann, Upton Sinclair, Erich Maria Remarque gibi yazarların kitaplarını yakmaya başladı.
  • 1940 – 2. Dünya Savaşı: Winston Churchill, İngiltere Başbakanı olarak görevlendirildi.
  • 1941 – 2. Dünya Savaşı: Rudolf Hess, İngiltere ve Almanya arasında gerçekleşebilecek bir barış antlaşmasını başlatabilmek umuduyla İskoçya topraklarına gizlice paraşütle indi.
  • 1941 – 550 Alman uçağı Londra’yı bombaladı, yaklaşık 1.400 sivil öldü.
  • 1960 – ABD’ye ait USS Triton nükleer denizaltısı Dünya çevresini su altından dolaştığı ilk seferini tamamladı.
  • 1961 – TBMM, nispi temsil seçim sistemini kabul etti.
  • 1971 – Sıkıyönetim yasasında değişiklik yapıldı. Gözaltı süresi 30 güne çıkarıldı.
  • 1978 – İstanbul, Beyoğlu’ndaki tarihi Çiçek Pasajı çöktü. Enkaz altında kalan 12 kişi öldü, 16 kişi yaralandı.
  • 1981 – François Mitterrand, üçüncü kez katıldığı seçimlerde Fransa Cumhurbaşkanı oldu.
  • 1993 – Tayland’da Kader Oyuncak Fabrikası’nda çıkan bir yangın çoğu çocuk denecek yaşta genç kadınlardan oluşan 188 işçinin ölümüne yol açtı.
  • 1994 – Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk siyah devlet başkanı Nelson Mandela göreve başladı.
  • 1996 – DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in başbakanlıktan ayrılmadan 22 gün önce örtülü ödenekten 500 milyar lira çektiği açıklandı.
  • 2001 – Gana’da bir futbol maçında çıkan kargaşa ve panik sonucunda 120 seyirci yaşamını yitirdi.
  • 2002 – Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Paris’te bir tren garının zemininde gerçekleştirdiği fotoğraf eylemini sona erdirdi.
  • 2010 – Deniz Baykal CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa ettiğini açikladı.

Doğumlar

  • 1890 – Clarence Brown, ABD’li sinema yönetmeni (ö. 1987)
  • 1895 – Christina Montt, Şilili oyuncu (ö. 1969)
  • 1899 – Fred Astaire, ABD’li sinema oyuncusu, dansçı ve şarkıcı (ö. 1987)
  • 1923 – Haydar Aliyev, Azeri devlet adamı, Azerbaycan cumhurbaşkanı (ö. 2003)
  • 1950 – Andrzej Szarmach, Polonyalı futbolcu
  • 1957 – Sid Vicious, Sex Pistols basçısı
  • 1960 – Merlene Ottey, Jamaikalı atlet
  • 1960 – Bono, U2 solisti
  • 1966 – Mustafa Yıldızdoğan, Türk şair
  • 1969 – Dennis Bergkamp, Hollandalı futbolcu
  • 1973 – Mahmud Qurbanov, Azeri futbolcu
  • 1973 – Rüştü Reçber, Türk futbolcu
  • 1974 – Sylvain Wiltord, Fransız futbolcu
  • 1975 – Merih Ermakastar, Türk şarkıcı ve sinema oyuncusu
  • 1977 – Nick Heidfeld, Formula 1 pilotu
  • 1982 – Farid Mansurov, Azeri güreşçi

Ölümler

  • 1696 – Jean de La Bruyere, Fransız yazar (d. 1645)
  • 1774 – XV. Louis, Fransa kralı (d. 1710)
  • 1829 – Thomas Young, İngiliz bilimadamı, dilbilimci (d. 1773)
  • 1850 – Joseph Louis Gay-Lussac, Fransız kimyager ve fizikçi (d. 1778)
  • 1863 – Stonewall Jackson, Amerika Konfedere Devletleri generali (d. 1824)
  • 1889 – Mihail Yevgrafoviç Saltıkov-Şçedrin, Rus hiciv ustası, romancı (d. 1826)
    https://www.high-endrolex.com/18
  • 1974 – Hal Mohr, ABD’li görüntü yönetmeni(d. 1894)
  • 1975 – Necdet Tosun, sinema sanatçısı (d. 1926 )
  • 1977 – Joan Crawford, ABD’li aktris (d. 1905)
  • 2002 – Yves Robert, Fransız aktör, yönetmen ve senarist (d. 1920)
  • 2005 – Ahmet Tufan Şentürk, Şair
  • 2008 – Leyla Gencer, Türk Opera Sanatçısı (d. 1928)

Tatiller ve Özel Günler

Dünya Psikologlar Günü

tarihte-bugun-ne-oldu4

Tarihte Bugün Ne Oldu 5 Mayıs

tarihte-bugun-ne-oldu45 Mayıs, Gregoryen Takvimi’ne göre yılın 125. (artık yıllarda 126.) günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 240 gün vardır.

Olaylar

  • 553 – İkinci İstanbul Konsili başladı.
  • 1260 – Kubilay Han, Moğol imparatoru oldu.
  • 1474 – Kristof Kolomb Jamaika Adasına ayak bastı ve adaya Santa Gloria adını verdi.
  • 1762 – Rusya ve Prusya, aralarındaki Yedi Yıl Savaşı’nı sona erdiren St. Petersburg antlaşması imzaladılar.
  • 1809 – İsviçre’nin Aargau kantonu Yahudileri vatandaşlık haklarından mahrum etti.
  • 1821 – Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart, ikinci sürgün yeri olan Güney Atlantik Okyanusu’ndaki Saint Helena Adası’nda öldü.
  • 1835 – Kıta Avrupası’nın ilk demiryolu hattı Belçika’da açıldı.(Avrupa’nın ilki ise İngiltere’deydi)
  • 1862 – Cinco de Mayo kutlamaları. Meksika ordusu III. Napolyon komutasındaki Fransız ordularını Puebla’da mağlup etti.
  • 1865 – ABD’deki ilk tren soygunu Cincinnati (Ohio) yakınlarında gerçekleşti.
  • 1891 – New York’taki Carnegie Hall konser salonu, Pyotr İlyiç Çaykovski’nin misafir kondüktörlüğünde ilk açılışını yaptı.
  • 1916 – Amerikan Deniz Piyadeleri Dominik Cumhuriyeti’ni işgal etti.
  • 1920 – Sacco ve Vanzetti (Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti) soygun ve cinayet suçlamalarıyla tutuklandı. Amerikan adalet sisteminin ayıbı olarak tarihe geçen davalarından sonra 1927’de idam edileceklerdir.
  • 1921 – Paris’li ünlü modacı Coco Chanel, Dünyanın en ünlü parfümlerinden biri olan Chanel No. 5’i piyasaya verdi.
  • 1925 – Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluş çalışmalarına başlandı.
  • 1925 – Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e suikast girişimi gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırılan Manok Manukyan idam edildi.
  • 1936 – İtalyan birlikleri Addis Ababa’yı (Etiyopya) işgal etti.
  • 1947 – Belçika, İngiltere, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg, Norveç; bir araya gelerek Avrupa Konseyi’ni kurdu. Türkiye, Avrupa Konseyi’ne Ağustos 1949’da katıldı.
  • 1952 – Kibrit tekeli kalktı.
  • 1954 – Paraguay’da askeri darbe gerçekleşti.
  • 1955 – Batı Almanya tam egemenlik hakkına kavuştu.
  • 1955 – Türk Kadınlar Birliği’nin girişimiyle her yıl mayıs ayının ikinci pazar gününün Anneler Günü olarak kutlanmasına karar verildi. TKB, Nene Hatun’u yılın annesi seçti. Anneler Günü’ne ilişkin ilk resmi öneri,1872’de ABD’li Julia Howe’dan geldi.
  • 1960 – Ankara’da öğrenciler 555K (beşinci ayın beşinde saat 17.00’de, Kızılay’da) koduyla bir gösteri yaptı.
  • 1960 – Sovyetler Birliği, bir süredir kayıp olan ABD’ye ait casus uçağı U-2’yi düşürdüğünü açıkladı.
  • 1961 – Alan Shepard, ABD’nin uzaya gönderdiği ilk insan oldu.
  • 1968 – Fransa’da, Vietnam Savaşı nedeniyle ABD karşıtı gösterilerde altı öğrencinin tutuklanması üzerine Daniel Cohn-Bendit liderliğinde 30 bin öğrenci barikatlar kurarak Paris’te ayaklandı; Sorbonne Üniversitesikapatıldı.
  • 1980 – Konstantin Karamanlis, Yunanistan devlet başkanı seçildi.
  • 1981 – IRA militanı Bobby Sands açlık grevinin sonunda İngiltere’de hapishanede öldü. Sands aynı zamanda Birleşik Krallık Parlamento’sunun da bir üyesiydi.
  • 1990 – İlk özel televizyon kanalı olan Magic Box şirketinin Star 1 televizyonu programlı yayına başladı.
  • 1994 – Naim Süleymanoğlu, Çek Cumhuriyeti’nde yapılan Avrupa Halter Şampiyonası’nda 64 kiloda dünya rekoru kırarak üç altın madalya aldı.
  • 2000 – Anayasa Mahkemesi başkanı Ahmet Necdet Sezer,TBMM’de yapılan oylamaların 3. turu sonunda,oylamaya katılan 517 milletvekilinden 330’unun oyunu alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. cumhurbaşkanı seçildi.
  • 2005 – İngiltere’de yapılan genel seçimleri, Tony Blair’in başında olduğu İşçi Partisi üçüncü kez kazandı.
  • 2007 – Kamerun’un Doulala kentinden, Kenya’nın başkenti Nairobi’ye gitmek üzere havalanan Kenya havayollarına ait Boeing 737-800 tipi yolcu uçağı düştü: 115 kişi öldü.

Doğumlar

  • 1813 – Søren Kierkegaard, Danimarkalı düşünür
  • 1818 – Karl Marx, Alman düşünür ve komünizmin kurucusu (ö. 1883)
  • 1895 – Mahmut Yesari, Türk roman ve oyun yazarı
  • 1900 – Paul Baumgarten, Alman mimar (ö. 1984)
  • 1917 – Pío Leyva, Buena Vista Social Club grubunun vokalisti (ö. 2006)
  • 1925 – Perihan Altındağ Sözeri, Klasik Türk Müziği yorumcusu (ö. 2008)
  • 1929 – Ayhan Işık, Türk sinema oyuncusu (ö. 1979)
  • 1944 – John Terry, ABD’li aktör
  • 1944 – Christian de Portzamparc, Fransız mimar
  • 1959 – Brian Williams, ABD’li spiker
  • 1961 – Şefika Kutluer, Türk flüt solisti
  • 1966 – Sergey Stanishev, Bulgar politikacı, Bulgaristan’ın 48. başbakanı
  • 1967 – Levent Kazak, Türk senaryo ve oyun yazarı
  • 1970 – Naomi Klein, Kanadalı gazeteci, yazar ve aktivist
  • 1976 – Juan Pablo Sorín, Arjantinli futbolcu
  • 1979 – Michael Albert Yobo, Nijeryalı futbolcu ve Joseph Yobo’nun kardeşi
  • 1980 – Anastasia Gimazetdinova, Özbek artistik buz patencisi.
  • 1981 – Craig David, İngiliz şarkıcı
  • 1983 – Henry Cavill, İngiliz aktör
  • 1988 – Adele, İngiliz şarkıcı-söz yazarı.
  • 1989 – Chris Brown, ABD’li şarkıcı

Ölümler

  • 311 – Galerius (Gaius Galerius Valerius Maximianus), Roma İmparatoru (d. 250)
  • 1705 – I. Leopold, Habsburg Hanedanı üyesi ve Kutsal Roma İmparatoru (d. 1640)
  • 1821 – Napolyon Bonapart, Fransız komutan (d. 1769)
  • 1900 – İvan Ayvazovski, Rus ressam (d. 1817)
  • 1907 – Şeker Ahmet Paşa, Osmanlı ressam (d. 1841)
  • 1953 – Orhan Burian, deneme ve eleştiri yazarı, çevirmen
  • 1973 – Arkadaş Zekai Özger, Şair (d. 1948)
  • 1982 – Orhan Gündüz, Türkiye’nin Boston Fahri Başkonsolosu (ASALA tarafından yapılan silahlı saldırıda)
  • 1992 – Jean-Claude Pascal, Fransız şarkıcı, aktör (d. 1927)
  • 2002 – George Sidney, ABD’li film yönetmeni (d. 1916)
  • 2006 – Atıf Yılmaz Batıbeki, Türk yönetmen (d. 1925)
  • 2011 – Halit Çelenk, Türk avukat (d. 1922)

Tatiller ve Özel Günler

  • İstanbul Ahırkapı Hıdırellez Şenlikleri
  • 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü
  • Cinco de Mayo
tarihte-bugun-ne-oldu4

Tarihte Bugün Ne Oldu 18 Nisan

tarihte-bugun-ne-oldu418 Nisan, Gregoryen Takvimi’ne göre yılın 108. (artık yıllarda 109.) günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 257 gün vardır.

Olaylar

  • 1906 – San Fransisco kenti, 7,9 büyüklüğündeki 50 saniye süren deprem ve onu izleyen yangınlarla yerle bir oldu. 28 bin bina yıkıldı, yaklaşık 3.000 kişi öldü, 100 bin kişi evsiz kaldı.
  • 1918 – Başkale’nin düşman işgalinden kurtuluşu.
  • 1920 – İstanbul Hükümeti, Millî Mücadele’yi yürüten Kuva-yi Milliye’ye karşı, Kuva-yi İnzibatiye’yi kurdu. Bu kuvvetler, Adapazarı dolaylarında çıkarılan isyanı destekledi; ancakAnkara Hükümeti’nin düzenli birliklerine yenildi.
  • 1923 – Yankee Stadyumu açıldı.
  • 1936 – İzmit Kağıt Fabrikası’nda ilk kâğıt imal edildi.
  • 1946 – Milletler Cemiyeti dağıldı.
  • 1951 – Paris Antlaşması imzalanarak günümüzün Avrupa Birliği temellerini oluşturacak olan ilk adım Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kurulmuştur.
  • 1954 – Albay Cemal Abdülnasır, Mısır’da krallığı darbeyle devirerek iktidarı ele geçirdi.
  • 1960 – CHP’yi ve basını soruşturmak üzere TBMM’de Tahkikat Komisyonu kuruldu. İnönü, “bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp onu baskı rejimi haline götürmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz ben de sizi kurtaramam” dedi.
  • 1974 – Pakistan başbakanı Zülfikar Ali Butto göreve başladı.
  • 1974 – İtalya’da Kızıl Tugaylar örgütü savcı Mario Sossi’yi kaçırdı.
  • 1977 – Veli Ballı, Boston Maratonu’nda ikinci oldu.
  • 1983 – Beyrut’taki ABD elçiliğine düzenlenen intihar saldırısında bombacının da aralarında bulunduğu 63 kişi öldü.
  • 1986 – Kırıkkale’nin Yahşihan beldesinde askeri mühimmat depolarında yangın çıktı. Kasaba boşaltıldı.
  • 1989 – Türkiye’de ilk tüp bebek, İzmir’de Ege Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi’nde dünyaya geldi.
  • 1989 – Çin Halk Cumhuriyeti’nde binlerce öğrenci, daha geniş demokrasi talebiyle sokaklara döküldü.
  • 1992 – General Abdül Reşid Dostum, başkent Kabil’i ele geçirmek üzere, devlet başkanı Muhammed Necibullah’a karşı bir isyan başlattı.
  • 1993 – Pakistan devlet başkanı Gulam İşak Han meclisi lağvetti.
  • 1996 – İsrail birlikleri Lübnan’daki bir BM yerleşim birimini bombaladı: 106 sivil öldü.
  • 1999 – Türkiye’de erken genel seçimler yapıldı: DSP birinci parti oldu.
  • 2002 – Eski Afganistan Kralı Zahir Şah, 29 yıllık sürgünden ülkesine döndü.

Doğumlar

  • 1590 – I. Ahmet, Osmanlı padişahı (ö. 1617)
  • 1942 – Tınaz Titiz, Eski kültür ve turizm bakanı
  • 1943 – Zeki Alasya, Tiyatro ve sinema sanatçısı
  • 1963 – Conan O’Brien, ABD’li komedyen
  • 1968 – Murat Kekilli, Türk Müzisyen
  • 1973 – Haile Gebrselassie, Etiyopyalı rekortmen atlet
  • 1975 – Kerim Tekin, Türk pop müziği sanatçısı ve oyuncu (ö. 1998)
  • 1984 – America Ferrera, ABD’li oyuncu

Ölümler

  • 1558 – Hürrem Sultan (Roxelana) I. Süleyman’ın (Kanuni) eşi (d. 1502)
  • 1935 – Panait Istrati, Romen yazar (d. 1884)
  • 1936 – Ottorino Respighi, İtalyan besteci (d. 1879)
  • 1943 – Hafız Burhan, Ses sanatçısı (d. 1897)
  • 1943 – Isoroku Yamamoto, Japon İmparatorluk Deniz Kuvvetleri Birleşik Filosu’nun Başkomutanı (d. 1884)
  • 1955 – Albert Einstein, Nobel Fizik Ödülü sahibi Alman fizikçi (d. 1879)
  • 1964 – Ben Hecht, ABD’li romancı, senarist, yönetmen (d. 1894)
  • 1980 – Suut Kemal Yetkin, Deneme yazarı, sanat tarihçisi (d. 1903)
  • 1986 – Marcel Dassault, Fransız uçak üreticisi (d.1892)
  • 1988 – Oktay Rifat Horozcu, Türk şair (d. 1914)
  • 1989 – Candan Tarhan, Türk futbolcu ve teknik adam. (d. 1942)
  • 2002 – Thor Heyerdahl, Norveçli kaşif ve antropolog (d. 1914)

Tatiller ve Özel Günler

  • Dünya Anıtlar ve Sitler Günü
  • İran – Silahlı Kuvvetler Günü
  • Zimbabve – Bağımsızlık Günü
  • Dünya Amatör Radyo ve Amatör Telsizciler Günü