Şunun için etiket arşivi: merkez

 “WOMİST –  İstanbul Dünya Müzikleri Festivali”nin üçüncüsü 15 – 29 Kasım 2012 tarihleri arasında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nün Himayesinde, Pi Production  organizasyonu ile gerçekleştiriliyor.

Işıl ve Manuel Reina’nın birlikte kurduklari FLAMENCO REINA Grubu, izleyicisine sıcak,neşeli, dramatik Flamenco repertuari yanisira tutkulu Flamenco dansları da sunuyor. Her biri Flamenco sanatçısı olan 5 müzisyenden oluşan ekip, her gösterisinde farklı dinamiklerle Flamenco Sanatı’nın sınırlarını aşıyor. İspanya’nın sıcak Endülüs rüzgarlarını Türkiye topraklarında hissettirerek Flamenco Sanatı’na başka bir boyut katıyor.

Manuel Reina – Dan s ve Cajon

Isil Reina – Dans

Pico de Triana – Vokal

Alper Kargin – Gitar

Kerem  Can Ozpekel – Gitar

  • 16 Kasım 2012 20:00
  • İBB BAKIRKÖY CEM KARACA K.M.
  • Giriş Ücretsiz

 Sanat yönetmeni Özdem Petek, Womist’in amacının merkeze odaklı müzik konserlerini İstanbul halkının yararlanabileceği diğer semtlere yaymak olduğunu belirterek, Carla Pires ve Forabandit konserleri dışındaki tüm konserlerin ücretsiz yapılacağını açıkladı.

 Portekiz’in önde gelen fado yorumcularından biri olan Carla Pires,   15 Kasım akşamı Salon İKSV’de yer alacak “3. İstanbul Dünya Müzikleri Festivali”nin açılış konserinde, etkileyici alto sesi ve güçlü sahne performansı ile dinleyicilerine coşkulu bir ‘fado’ gecesi vaat ediyor. Portekiz gitarı, klasik gitar ve akustik bastan oluşan grubu eşliğinde şarkılarını söyleyen Pires, şarkılarındaki hüznü ve sevinci dinleyicilerine aktarmaktaki başarısı ile tanınan, günümüz fadosunun en seçkin temsilcilerinden biri.

16 Kasım Dünya Flamenco günü,  Manuel ve Işıl Reina’nın birlikte kurdukları Flamenco Reina Grubunun sıcak, neşeli, dramatik repertuarı ile kutlanacak. İspanya’nın sıcak Endülüs rüzgarlarını Türkiye topraklarına taşıyarak, Flamenco Sanatı’na başka bir boyut kazandıran topluluğun  konseri,  İBB Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde yer alacak.

Repertuarlarında Arnavut, Türk, Boşnak, Kosova, Makedon, Hırvat, Bulgar, Yunan müziklerini kucaklayan Kosova grubu Kuarteti Pentagram’ın, Funk-jazz, evergeen, klasik ve pop tarzında yorumladıkları eserleri, Anita Ahmeti’nin vokali eşliğinde, 21 Kasım İBB Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde izlenebilir.

Rajastan,  çingenelerin kalbinde kuşaktan kuşağa uzanan zengin ve ünlü müzikal mirasa sahip olan Hindistan’ın bir bölgesi. Dhoad Gypsy Band, Rajastan’ın benzersiz ritmik hızı ve karmaşıklığı içinde,  seyirciyi ve sanatçıyı bir trans halinde buluşturan müziğiyle, tutkulu ve unutulmaz bir deneyim yaşatacak.  Konser 27 Kasım  İBB Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde.

İran’lı Mahsa & Marjan Vahdat’ın müziğinin kökleri, klasik İran şarkı geleneğine uzanıyor. Mahsa, Tahran Üniversitesindeki öğreniminde ve geleneksel müziğin ustalarından aldığı özel derslerde özgün bir şarkı tekniği geliştirdi. Kardeşi Marjan Vahdat da, Mahsa ile aynı yıllarda müzik dünyasına adım attı. Minoo Mohebbi’den piyano, Maleki’den geleneksel İran şarkı tekniği, Romin Kakavanol ve Masoud Shoari’den setar dersleri aldı. Eşşiz bir yorum ve ses rengine sahip olan Mahsa ve Marjan Vahdat, 28 Kasım  İBB Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’ndeki konserlerinde dinleyicilerine mükemmel bir gece vaat ediyor.

 Forabandit,  Fransız, Türk ve İran’lı üç müzisyenin birlikteliğinden doğdu. Fransa’nın güneyi Oksitan dünyasının ozanlarının gazel geleneğine çağdaş bir bakış açısı kazandıran mandolin sanatçısı, şarkıcı Sam Karpenia ve gezgin ozanların temsilcisi Anadolu aşıklarının şarkılarını ölümsüzleştiren Ulaş Özdemir, geleneksel şarkıları yeni bir yorumla sunuyorlar. Bijan Chemirani’nin vurmalı çalgılarda çıkardığı acem ritmi ise, bu iki genç şairin bestelerine ahenk katıyor. Konser, 29 Kasım Fransız Kültür Merkezinde. Konser öncesi, saat 19’da sanatçıların katılacağı “Trubadur ve Aşıkların Dünyasında Şiir ve Müzik”  konulu bir söyleşi var.

 Bilgi için:  [email protected]

 

  3. WOMİST PROGRAMI

– 15 Kasım Perşembe      Salon İKSV

21.00                        Carla Pires “Fadolar” (Portekiz)

– 16 Kasım Cuma            İBB Bakırköy Cem Karaca K.M 

20.00                       “Dünya Flamenko Günü”

                                                  Flamenco Reina  (İspanya- Türkiye )

–  21 Kasım Çarşamba    İBB Kartal Bülent Ecevit K.M.

20.00                        Kuarteti Pentagram (Kosova)

– 27 Kasım Salı               İBB Kartal Bülent Ecevit K.M.

20.00                        Dhoad Gypsy Band  (Rajastan, Hindistan)

– 28 Kasım Çarşamba      İBB Bakırköy Cem Karaca K.M.

20.00                        Mahsa & Marjan Vahdat  (İran)

–  29 Kasım Perşembe      Fransız Kültür Merkezi

19.00                        Söyleşi : Forabandit

20.00                        “Forabandit”

                                                  Sam Karpienia, Bijan Chemirani, Ulaş Özdemir

(Fransa – İran – Türkiye)

 

‘Sadece Müzik’ diyerek yola çıkan ENKA Kültür ve Sanat Buluşmaları bugün Listz Akşamı ile başlıyor. 13 Kasım-18 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek etkinliklerde İdil Biret, Şirin Pancaroğlu, Nil Karaibrahimgil ve Dilbağ Tokal da var.

 ENKA Kültür ve Sanat Buluşmaları bugün başlıyor. Sadece müziğe yer verilecek olan etkinliklerde 13 Kasım-18 Aralık 2012 tarihleri arasında pek çok ünlü müzisyen ağırlanacak. Bu yıl 24’üncüsü gerçekleştirilen etkinlikler bu akşamki ‘Listz Akşamı’ konseri ile başlıyor. ENKA İbrahim Betil Oditoryumu’nda gerçekleşecek olan konserin solistlğini Gökhan Aybulus yapacak. Aybulus’a eşlik edecek olan Orkestra, Anadolu Üniveristesi Senfoni Orkestrası, şef ise Cem Mansur.

İdil Biret piyanosu ile etkinlikte

Etkinliklerin ilerleyen günlerinde ise İdil Biret piyano resitali ile ENKA’nın konukları arasında olacak. Etkinliklerde, uluslararası üne sahip arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu ve pop müziğin genç isimlerinden Nil Karaibrahimgil ile birlikte pek çok sanatçı daha sahne alacak. Dilbağ Tokay ve Emine Serdaroğlu da, verecekleri konser ile sanatseverleri aynı çatı altında toplayacak.  İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin “Wolfgang ve Lorenzo” müzikli oyunuyla sona erecek olan etkinliklerde çocuklara da yer açılmış. BT Müzikevi projesi olan Johann Strauss’un ‘Dansa Davet’i çocukları ücretsiz ve keyifli bir yolculuğa çıkaracak.

Sanatseverler için sersi kalkıyor

Dileyen katılımcılar, her etkinlik öncesi saat 19:00’da Taksim – AKM önünden kalkacak ücretsiz servis ile etkinlik merkezine ulaşabilecek. Etkinlik bitiminde ise, ENKA İbrahim Betil Oditoryumu’ndan kalkacak servis, konukların Taksim – AKM’ye ulaşımını sağlayacak. Servisten yararlanabilmek için etkinliklerden en az iki gün önce ENKA ile bağlantıya geçerek rezervasyon yaptırılması yeterli. Konser biletleri 30 TL. Nil Karaibrahimgil konseri ise 50 TL. Bu arada hatırlatalım, ENKA İbrahim Betil Oditoryumu’nda koltuk sayısının sınırlı ve yerlerin numarasız olması nedeniyle, önceden rezervasyon yaptırılması öneriliyor. (Bilgi 0 212 705 60 50)

Viyolensel piyano ikilisi Dilbağ Tokay (fotoğraftaki) ve Emine Serdaroğlu’nun konseri 11 Aralık 2012 Salı 20:30’da.

 

24. Yıl ENKA Kültür Sanat Buluşmaları’nda; “ENKA’da Tempo, Allegro!” Sadece müzik etkinliklerinden oluşan ve 13 Kasım – 18 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleşecek.

ENKA İbrahim Betil Oditoryumu’nda, birbirinden farklı sanatçılar ve yüksek müzikalitedeki konserlerle, birçok sanatseveri bir araya getirecek olan “ENKA’da Tempo, Allegro!” günleri için geri sayım başladı.

24. Yıl ENKA Kültür Sanat Buluşmaları kapsamındaki “ENKA’da Tempo, Allegro”; solistliğini Gökhan Aybulus’un yaptığı, Cem Mansur şefliğindeki, Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın “Listz Akşamı” konseri ile başlıyor. İdil Biret’in piyano resitali ile müzik şöleni yaşatacağı etkinlik programında; Şirin Pancaroğlu yönetimindeki Cafe Tango da Latin esintilerini yanı başımıza taşıyor. İlginç müzikleri ve farklı tarzı ile müziğin ayrık otu olan Nil Karaibrahimgil’in şarkılarıyla herkesi eğlendireceği 24. Yıl ENKA Kültür Sanat Buluşmaları’nda; viyolonsel ve piyano ikilisi Dilbağ Tokay ve Emine Serdaroğlu da, verecekleri konser ile sanatseverleri aynı çatı altında topluyor.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin “Wolfgang ve Lorenzo” müzikli oyunuyla sona eren “ENKA’da Tempo, Allegro”da çocuklar da unutulmuyor. BT Müzikevi projesi olan “Dansa Davet”; Neşeli Pazarlar’da çocukları Bay Majör ile keyifli bir yolculuğa çıkıyor.

ENKA İbrahim Betil Oditoryumu’nda koltuk sayısının sınırlı ve yerlerin numarasız olması nedeniyle, önceden rezervasyon yaptırılması öneriliyor. Dileyen katılımcılar, her etkinlik öncesi saat 19:00’da Taksim – AKM önünden kalkacak ücretsiz servis ile etkinlik merkezine ulaşabiliyorlar. Etkinlik bitiminde ise, ENKA İbrahim Betil Oditoryumu’ndan kalkacak servis, konukların Taksim – AKM’ye ulaşımını sağlıyor. Servisten yararlanabilmek için etkinliklerden en az iki gün önce ENKA ile bağlantıya geçerek rezervasyon yaptırılması yeterli.

 

Çağdaş Türk sanatının önde gelen isimlerinden Seçkin Pirim’in  “Disiplin Fabrikası”, Matraş ve TLS’nin destekleri ve MERKUR organizasyonuyla 29 Ekim-4 Kasım tarihleri arasında Londra  Saatchi Gallery’de dünya sanatının vitrinine çıkacak.

Seçkin Pirim, Damien Hirst gibi modern sanatın yıldızlarını dünyaya kazandırmasıyla ünlü, dünyada sanata yön veren en önemli merkezlerden kabul edilen Saatchi Gallery’de kişisel sergi açan ilk Türk sanatçı olacak.

Modern sanatın genç, yeni ve inovatif temsilcilerinin eserlerini sergileyebilmesi ve dünya çapında sanatseverlerle buluşabilmesi amacıyla 27 yıl önce kurulan, o günden bu güne modern sanatın çekim merkezi haline gelen Saatchi Gallery, kuruluşundan bu yana ilk kez bir Türk sanatçısını kişisel sergisiyle ağırlıyor.

Seçkin Pirim’in son dönem heykel ve kağıt çalışmalarını kapsayan “Disiplin Fabrikası” başlıklı kişisel sergisi, 29 Ekim’de Saatchi Gallery’de açılacak ve 4 Kasım’a kadar izlenebilecek.

Seçkin Pirim’in, Saatchi Gallery’de kişisel sergi açacak olması, sanatçının dünya sanat çevrelerince daha yakından ve dikkatle izlenmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Zira her yıl 1,2 milyondan fazla ziyaretçisi olan ve 2009, 2010, 2011 yıllarında Londra’nın en fazla gezilen 10 sergisinden 7’sine ev sahipliği yapan Saatchi Gallery, son derece özenli seçim kriterlerine bağlı olarak her yıl dünyanın dört bir yanından sınırlı sayıda sanatçıyı kişisel sergi açmak üzere kabul ediyor.

“Disiplin Fabrikası” heykelleri Pirim’in, içinde olduğumuz sosyolojik, toplumsal ve de kişisel yapıların, kontrol altına alınma çabasına karşı gösterilmiş tepkinin kendi sanatsal anlayışının çerçevesinde boyut bulmuş halleri olarak karşımıza çıkıyor. Pirim’in heykellerindeki formlar, dış sınırları belirlenmiş bir dünyanın içinde, sınırları görmezden gelerek hareket etmeye çalışan bireyin verdiği savaşı simgeliyor. Heykeller, hayatın biri daha kaygan ve özgür, diğeri daha düzenli ve sistematik iki tarafını temsil eden katmanlardan oluşuyor. Pirim’in eserleri doğaya referansta bulunmak yerine, insan hayatının makineler, bilgisayarlar ve robotlar üzerine kurulu olduğu endüstri sonrası dünya ile bağlar kuruyor.

Saatchi Gallery’deki sergide bu konsepte ek olarak, zaman, değişim ve bütünleşme kelimelerinin sonucu olan eserler de yer alacak. 12’li bir seriden oluşan ve zamanın insana yaptıklarının sonucunu gösteren bir kağıt iş, sistemdeki yumuşatılma ya da tam tersi sert bir ruha dönüştürülme halini yansıtan triptik bir duvar heykeli, insanın yasam boyunca içinde savaş verdiği diğer yarısı ile olan sorgulamalarının karşılığını bulduğu 3 boyutlu akrilik 2’li bir heykel bunlardan bir kaçı.

Seçkin Pirim Hakkında:

1977 Ankara doğumlu sanatçı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü mezunu. İstanbul, Frankfurt, New York, Şangay başta olmak üzere farklı şehirlerde 20’nin üzerine kişisel ve karma sergiyle sanatseverlerle buluşan, müze koleksiyonlarında yer alan Pirim, çağdaş tasarımları ve heykelleriyle günümüzün en önemli heykel sanatçılarından kabul ediliyor. Pirim, çalışmalarını Beyoğlu’ndaki atölyesinde sürdürüyor.

MERKUR hakkında:

Galeri Merkur, İstanbul Nişantaşı semtinde Sabiha Kurtulmuş tarafından 2010 yılında kurulmuştur. Merkur özellikle resim, fotoğraf, heykel, video başta olmak üzere uluslararası güncel ve çağdaş sanatı desteklemektedir. Merkur, Türkiye’nin en önemli sanatçılarıyla çalışmaktadır. Aynı zamanda genç sanatçıların eserlerini sergileyerek Türk ve dünya çağdaş sanat ortamına yeni soluklar kazandırmayı hedefle hedefliyor.

 

Kaynak : [-]

Denizli Belediyesi, İssimo Home Tekstil ve Karikatürcüler Derneği Denizli Şubesi, Ekoloji ve Teknoloji konulu karikatür yarışması düzenliyor.

Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, Karikatürcüler Derneği Denizli Temsilcisi Mehmet Selçuk, İssimo Home Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Yılmaz, Ekoloji ve Teknoloji Ulusal Karikatür Yarışması için basın toplantısı düzenledi. Başkan Zolan toplantıda yaptığı konuşmada, çevre bilincinin önemine dikkat çekmek adına bu yarışmanın düzenlendiğini söyledi.

Karikatürün anlattığıyla, belki bir cilt kitap yazılabileceği ifade eden Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, ‘Karikatürün etkisi çok büyüktür. Bu etkinin ekoloji ve teknoloji anlamında dikkat çekmek için kullanılması gerekir düşüncesindeyiz. Sadece üretmek ve günün ihtiyaçlarını karşılamak adına, çevremize, doğamıza ve birçok canlı yaşam alanlarına maalesef arzu edilmeyen boyutlarda kirliliğe yol açılmıştır. Dünyada son 50 yılda sadece üretmek üzerine o günkü rahatlık üzerine yoğunlaşma oldu. Son 10 yılda gelinen noktada ise çevre bilinci daha da önem arz etmektedir. Artık bugünkü kazançtan ziyade geleceğe nasıl bir çevre nasıl bir ortam bırakılması gerektiği tartışılır ve uygulamada yapılır hale gelmiştir. Denizli Belediyesi projelerimizde çevre hassasiyeti ilk önceliğimizdir. Atık su arıtma, katı atık tesisi, yeşil alanların artırılması ve yerinde ayrıştırılması gibi birçok projede çevreyi korumak adına olağan üstü gayret gösterdik. Daha yaşanabilir çevre için bunları yaptık. Sonucunda da en temiz kent ödülünü aldık. Hem üretme hem de çevreyi koruma adına ikisini birlikte yürütmek gerekiyor. Bunun beraber yürütülmesi için de ne yapabiliriz diye düşündük. Bu nedenle 3 kurum karikatür yarışmasını düzenledik. Bir çizgi belki bir ciltlik anlatımı ortaya koyuyor. Etkisi çok büyüktür. Bu nedenle ekoloji ve teknoloji konusunda yarışmayı düzenledik’ dedi.

Karikatürcüler Derneği Denizli Temsilcisi Mehmet Selçuk, da dernek temsilciliği olarak böyle bir yarışmanın faydalı olacağını düşündüklerini kaydederek, ‘Denizli Belediyesi’nin bu yıl aldığı temiz kent ödülüne katkı koyacağını düşündük. 17 yıldır burada karikatürcüyüm. İlk kez böyle büyük çaplı bir yarışma düzenleniyor. Ulusal anlamda ilk yarışmadır. Çok katılan olacağını düşünüyoruz. Seçici kurulda dünya çapında yarışmalara katılmış ağabeylerimiz var. İnşallah gelecekte uluslararası karikatür festivalimiz de olur’ dedi.

İssimo Home Tekstil İsmail Yılmaz ise ‘her sene bir benze nitelikte bir konuyu değerlendirip o konu hakkında projede yer alıyoruz. Denizli’nin markaya ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz. Marka olarak sosyal kimliği de olmalı düşüncesiyle bir şeyler yapmaya çalıştık. Belediyemizle Laodikya da 5 yıllık gönüllü kazı sponsorluğu da yapıyoruz. Ekoloji ve teknoloji söz konusu olduğunda bu projede yer almak istedik’ dedi.

Yarışmanın konusu, insanları ve kurumları ekoloji ve teknolojinin dengeli uyumuna dikkatlerini çekmek için karikatür yarışmasının konusunu ‘Ekoloji ve Teknoloji’ olarak belirlendi. Yarışma ulusal ölçekte düzenlendi ve amatör, profesyonel tüm karikatürcülere açık. Çizim tekniği serbest. Karikatürler bilgisayar çıktısı olarak gönderilecekse orijinal imzalı (ıslak imza) olması gerekiyor. Karikatür boyutları en az A4 ( 21 x 29.7 cm ) en fazla A3 ( 29.7 x 42 cm ) olmalı ve herhangi bir zemine yapıştırılmamalı. Gönderilecek karikatürler daha önce hiçbir ulusal ve uluslararası yarışmada ödül almamış olmalı. Seçici kurulun aynı ya da benzer saydığı veya başka bir karikatürcüye ait olduğunu bildiği karikatürler değerlendirilmeyecek. Her türlü olası tartışmalar, çalıntı ve benzer iddiaların sorumlusu katılımcı olacak. Yarışmacılar karikatürleriyle birlikte fotoğraflı özgeçmişlerini, adres, telefon ve e-posta bilgilerini de göndermeli. Yarışmacılar en fazla 3(üç) adet karikatür gönderebilecek. Her bir eserin arka yüzünde katılımcıların bilgileri yer alacak. 10-18 yaş arası genç katılımcılar için özendirme ödülleri verilecek. Karikatürlerin hasar görmemesi, kesinlikle katlanmaması, şartnameye uygun olarak; adrese kargo, iadeli taahhütlü posta veya elden ulaştırması gerekiyor. Katılımcılar eserlerini yalnızca belirlenmiş olduğu adrese gönderecek. Bu adrese gönderilmeyen eserler değerlendirmeye alınmayacak. Eserin gönderileceği zarfın üzerine ‘Denizli Belediyesi – İssimo Home Karikatür Yarışması’ yazısı ile sanatçının adı ve soyadı yazılarak zarf, eserle birlikte, belirtilen adrese 23 Kasım 2012 Cuma mesai bitimine kadar gönderilmese gerekiyor. Jürinin toplanma tarihi 24 Kasım 2012 Cuma. Yarışma sonuçları ise 26 Kasım 2012’de açıklanacak. Ödüller, 7 Aralık 2012 Cuma günü hak sahiplerine verilecek. Yarışma Jürisi’nin sergilenmeye değer bulduğu karikatürler, 7 – 14 Aralık 2012 Denizli Belediyesi Turan Bahadır Sanat Merkezi’nde sergilenecek.

17 Kasım 2012 Cumartesi günü kapılarını açmaya hazırlanan 31. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı etkinlik programı açıklandı

TÜYAP tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile 17-25 Kasım 2012 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi- Büyükçekmece’de düzenlenecek olan 31. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı 600 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımı, 200 etkinlik ve yüzlerce imza ile kapılarını kitapseverlere açmaya hazırlanıyor.  Bugünden itibaren yayınlanacak etkinlik programına www.istanbulkitapfuari.com sitesinden ulaşılabilir.

Onur yazarının Gülten Dayıoğlu olduğu ve ana temanın “Çocukluğum Yurdumdur-Çocuk ve Gençlik Edebiyatı” olarak belirlendiği kitap fuarı birbirinden renkli çocuk etkinliğine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Fuar süresince Gülten Dayıoğlu’nun katılımıyla çocuk edebiyatı üzerine panel ve söyleşiler düzenlenecek.

Bu sene fuarın ilk dört günü, 17-20 Kasım 2012, açık kalacak Uluslararası Salon kapsamında HollandaOnur Konuğu olarak yer alacak. Hollanda’dan yayınevlerinin katılımıyla düzenlenecek konuk ülke etkinlikleri kapsamında modern Hollanda edebiyatının önemli isimleri fuarın konuğu olacak. Bunlar arasında Kader Abdollah, Muhsin Kızılkaya ile  birlikte 17 Kasım Cumartesi günü, Henk Boom 18 Kasım Pazar günü Ahmet Ümit ile birlikte bir söyleşiye katılacak. Ayrıca Hollanda’nın önemli illüstratörlerinden Marit Tornqvist 17-20 Kasım tarihlerinde  çocuklara yönelik olarak illüstrasyon atölyeleri düzenleyecek. Modern Türkiye’nin kuruluşu üzerinde yaptığı araştırmalarıyla tanınan akademisyen-tarihçi Erik Jan Zürcher 18 Kasım Pazar günü Mete Tunçay, Mehmet Ö. Alkan ve Ahmet Demirel’in katılacakları panelde konuşmacı olarak yer alacak.

Bakırköy için ilkleri gerçekleştiren NAR SANAT ‘tan bir ilk daha

Kuruluşundan bugüne kadar pek çok ilklere imza atan Nar Sanat İstanbul Eğitim ve Kültür Sanat Derneğinin sahibi oluğu Milli Eğitim Bakanlığı Özel Nar Sanat Eğitim Kursu sizler için M.E.B. Onaylı Bateri ( Davul) dersleri vermeye başladı.  Bakırköy’ün ilk ve tek sertifikalı ve Bateri Hocası yetiştirmeye yönelik dersler başladı. Bateri dersleri için artık nerede, nasıl ve kim sorularından ne gençlerimiz ne de aileleri korkmayacak. Çünkü belirli bir düzen ve disiplinle çalışan bir Nar Sanat bir adım ötenizde.

Sizler ve çocuklarınız hem sevdikleri müzikten uzak kalmayacak, hem de tüm bu çabaların sonunda M.E.B. Onaylı sertifika sahibi olacaklar. Hatta eğitimi yönetmelikler doğrultusunda tamamladıkları taktirde bir meslek edinip, bateri hocalığı yapabilecekler.

Kısa bir süre önce sizler için Bakırköy’ün ilk ve tek London College of Music Eğitim ve sınav merkezi olan Nar Sanat Eğitim KursuWest London Üniversitesi” ‘ne akredite olan kursumuz bir ilke daha imza atarak; M.E.B Onaylı BATERİ ( Davul) kurs kayıtlarına da başlamıştır. (KAYIT İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ)

Tüm müzik dallarında olduğu gibi Bateri (Davul) dersinde de kaliteli ve sanat dolu bir ortamda siz veya çocuğunuz gönül rahatlığıyla sanata bir adım daha yaklaşacak.

Davul derslerimiz Eğitmenimiz Erhan KARACA yönetiminde devam etmekte. Erhan KARACA hakkında Eğitmenler sayfamızda (TIKLAYINIZ) detaylı bilgi edinebilirsiniz. Eğitmenimizin Drum and Bass adlı dergide yayınlanan röportajını aşağıda bulabilirsiniz.

Eğitimlerimiz için detaylı bilgi edinmek ve adresimizi öğrenmek için lütfen tıklayınız. İLETİŞİM

 

 

 

Doğan Arslan, “Sanat dijital platformlarda üretilmeye başlandı. Facebook ulusal bir haber kanalı. Ok yaydan çıktı. Sanat da daha rahat ulaşılan bir şey haline geldi” diyor.

Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması’nda birinciliği paylaşan Doğan Arslan, görsel sanatlarla ifade gücünün arttığını söylüyor. “ Türkiye ekonomik durumu düzelir düzelmez, tasarımı keşfetti” diyen Arslan’a göre, ‘‘Gelecek dünyanın tasarım hayatı da dijital ortamda şekillenecek.’’

ABD ’ye giderek orada tasarımcı olarak hayatınızı sürdürdünüz, dışardan Türkiye nasıl görünüyor?

Türkiye’de son dönemde gözle görünür bir iyileşme var. Çeşitli festivallere merkez, bienaller burada. Bu da bir enerji oluşturuyor. Türkiye’deki gelişim yurtdışındaki eğitimli insanları da çekmeye başladı. Kendimizi daha rahat hissettiğimiz bir yer Türkiye.

Siz nasıl gittiniz?

1995’te Marmara Güzel Sanatlar Grafik Bölümü’nde master yapıyordum. Milli Eğitim Bakanlığı ’nın yurtdışı sınavına girdim. New York ’a gittim, orada mastırımı yaptım. Doktora için de Londra ’da bulundum. Tasarım, sanat, fotoğraf gibi farklı alanlarda çalıştım. Doktoram bitince New York’a geri döndüm, art direktör olarak çalıştım. Türkiye’den teklif gelince, İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nde İnteraktif Tasarım Bölümü’nü kurmak için geri döndüm.

Tasarım Türkiye’de yeni bir kavram. İnsanlar tasarımın neleri değiştirdiğini yeni yeni fark ediyor…

Tasarım bence estetik ifadedir. Tasarımda her eğitim ufak objelerle başlar. Tasarım sizi yeni bir sandalye almaya sevkeder. Kendini iyi ifade eden bir bardak, fincan, elbise tasarımın bir parçasıdır. Moda da bir tasarımdır. Tasarımı bu şekilde düşünürsek, bu bir endüstridir. Farklı tasarımcılar her alanda yeni bir şeyler yaratmaya çalışıyor. Türkiye’de bu çok yeni. Türkiye ekonomi alanında kendisini düzelttikçe, estetikle, sanatla uğraşmaya başladı. Ben Türkiye’den ayrıldığımda Türkiye’de birtakım semboller vardı. Nazar boncuğu gibi. Son zamanlarda daha farklı işler yapılmaya başlandığını görüyorum.

 

“Aydın Doğan ödülleri globalleşti”

Aydın Doğan Karikatür Ödülleri’nde birincilik aldınız…

Aydın Doğan Karikatür Ödülleri artık globalleşti. Karikatür sanat mıdır değil midir tartışmaları sürerken bu tür yarışmalar karikatürü merkeze getiriyor. Karikatür söze gerek kalmadan, mizah, sanat, felsefenin girdiği bir alan. Sembolleri bilmeniz gerekiyor, düşünmeye sevk ediyor sizi. Bu yarışma dolaylı yönden felsefe ve eleştiriye, demokrasiye kapı açıyor.

Karikatür Türkiye’de sansür dönemlerinin en etkin muhalefet aracı…

Daha çarpıcı şekilde ifade eder. Karikatür aynı zamanda bir konuyu görsel olarak sunar. Karikatür zor bir sanattır, sorumluluğu vardır. Son zamanlarda karikatürün Hz. Muhammed’e hakaretle gündeme gelmesi de bunun devamı. Espri kalbe dokunur. Provokasyon oluşturan karikatürler o yüzden insanları üzebilir, riski vardır. Edebiyatla da, şiirle de provoke edebilirsiniz. İnsanın damarına dokunduğunuz gibi kalbine de dokunursunuz.

‘O an’ artık çok önemli “Kâğıt bitmez ama formlar değişiyor. ABD’de, İngiltere ’de gazetelerin satışı düştü. Dergiler dijital platformalara geçmeye başladı. İster istemez sanat da dijital platformlarda üretilmeye başlandı. (Üniversitede) İnteraktif tasarım bölümünü kurma sürecinde de biz oraya yöneleceğiz. Bu yeni trend. ‘O an’ çok önemli artık. Haberin de sanatın da hızlı olması da önem taşıyor artık. Facebook global bir haber kanalı. Ok yaydan çıktı. Sanat da bu platformlar üzerinden daha rahat ulaşılan bir şey hale geldi. Ben de çalışmamda yeni teknolojiyi gösterdim.”

 Kaynak : [-]

İstanbul Fransız Kültür Merkezi, koreografik yaratıcılığa ve dans dünyasına adanmış üç sıradışı filmi izleyicilerle buluşturuyor.

Dans ve sinemayı buluşturan bu etkinlik Fransız Kültür Merkezi’nde ücretsiz olarak izlenebilir.

PAMUK PRENSES

Yönetmen: Angelin Preljocaj
16 Ekim Salı, 19.00 ve 17 Ekim Çarşamba, 17.00

Dünyaca ünlü Fransız koreograf Angelin Preljocaj, 2008’de kendi “Pamuk Prenses ” (Blanche Neige) versiyonu için topluluğunun 26 dansçısını Gustav Mahler’in en güzel senfonilerinden biri için biraraya getirir. Kostümler Jean Paul Gautier, dekor ise Thierry Leproust imzalı. “Pamuk Prenses” ile Preljocaj büyüleyici ve sihirli bir gösteriyi sahneye koyarak bugüne kadar 25 ülkede 150 bin kişinin izlediği ailece izlenebilen çağdaş bir baleye imza atıyor.

LA FONTAINE TARZI MASALLAR

Yönetmen: Marie-Hélène Rebois
16 Ekim Salı, 17.00 ve 17 Ekim Çarşamba, 19.00

Bu film 13 dakikalık dört programda Jean de la Fontaine’in dans ile yorumlanan dört masalını bir araya getiriyor : « Ağustos Böceği ve Karınca » (koreografi : Herman Diephuis), « Şehir faresi ile Tarla Faresi » (koreografi : Dominique Rebaud), « Balıkçıl Kuşu » (koreografi : Satchie Noro ve Alain Rigout) ve « Meşe ile Saz » (koreografi : Mourad Merzouki-Kafig). Hayal gücü ve şiir coşkuyla biraraya gelerek izleyiciyi hip hop’tan klasiğe uzanan çoklu bir estetik büyü ile içine alıyor.

DANS, PARİS OPERA BALESİ

Yönetmen: Frederick Wiseman
18 Ekim Perşembe, 17.00

Belgesel sinemanın öncülerinden Amerikalı sinemacı, Frederick Wiseman kamerasını 12 hafta süresince Paris Operası’nın kalbine yerleştirdi. Dikim atölyelerinden yıldızların parladığı gösterilere, film izleyicisini bu saygın kurumun kulislerinde yolculuğa çıkararak sıradışı gösterilere hayat verenlerin günlük çalışmalarını sunuyor.

Kaynak : [-]

Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB) tarafından düzenlenen ”15. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali”nde 16’sı yerli, 60’ı yabancı olmak üzere 76 film gösterildi.

Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla ve Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen festival, 12 bin 500 sinemasever tarafından takip edildi. Bu yıl teması ”Sistem Hatası”olan festival kapsamında,”Avrupa’da Belgesel Pazarı” ve ”Kim Bu Belgeselciler?” başlıklı iki ayrı panel ile 15. yıl sergisi de düzenlendi.

Pitching Uzmanı Marijke Rawie, Eski Avrupa Belgeselciler Ağı Başkanı (EDN) Cay Wesnigk gibi isimlerinin yanı sıra Fransa, Almanya, Hindistan, İrlanda, Lübnan, Filistin, İspanya, Venezuela, Filistin, Yunanistan, Belçika, Arjantin, Danimarka, Hollanda’dan belgesel sinemasından 25 yönetmen, festival için Türkiye’ye geldi.

Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi ve Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen bütün gösterimler ücretsiz izlendi.

Bakırköy’ün merkezine; Otobüs duraklarına 5 dakika minibüslere ise 1 dakika mesafede olması açısından sizleri yormayacak ve kolay ulaşabileceğiniz bir sanat merkezi konumundadır. Örneğin Ataköy, Florya, Yeşilköy, Yeşilyurt, Bahçelievler, Bağcılar, ikitelli, Atakent, Zeytinburnu, Sefaköy, Küçükçekmece, Halkalı toplu konutlar, Yenibosna, Güngören, Bahçelievler, Soğanlı, Cennet Mahallesi, Avcılar, Başakşehir, Bahçeşehir gibi semtlerden kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir konumda olan Nar Sanat İstanbul Eğitim ve Kültür Sanat Derneğine bağlı faaliyet gösteren “Nar Sanat Eğitim Kursumuzun; Çoksesli çocuk korosu kayıtları başladı.

Yetkin eğitmenler eşliğinde tiyatrodan piyanoya, piyanodan bateriye kadar pek çok dalda faaliyet gösteren kursumuzda M.E.B. onaylı sertifikalı çocuk korosu için kayıt almaya başladı. Çocukların hem eğleneceği hem de şarkılar söyleyeceği koro çalışmalarımız için hazır mısınız?

“Adım adım sanat, Nar Sanat” cümlesi ile özetlenebilecek kursumuzda çocukların şarkı söylerken eğleneceği ve birlikte daha güzel vakit geçireceği  sanat ile iç içe olacağı Nar Sanat Merkezimize çocuklarımızı bekliyoruz.

5-12 yaş aralığı çocuklardan oluşacak olan Çocuk Koromuzda çocuklarımız ezgilerle eğlenecek ve sene sonunda kulaklarımızın pası silinecek.

Bekliyoruz. İLETİŞİM

 

 

Kültür Bakanı Günay, Atatürk Kültür Merkezi’ndeki restorasyon çalışmaları için ruhsatın alındığını ve çalışmaların başladığı belirtti.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, restorasyon çalışmalarına ilişkin AKM önünde düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, AKM’nin 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında yenilenmesi için geliştirdikleri projenin, yer teslimi safhasında ”girişte müzik ya da kitap satış ünitesi istemiyoruz”, ”altındaki terzihane ve boyahanenin yandaki belediye arsasına götürülmesini istemiyoruz”, ”çatısına İstanbul’un zenginlerinin yararlanacağı bir İstanbul lokantası yapılmasını istemiyoruz” gerekçeleriyle açılan dava sonucunda iptal edildiğini anlattı.

Mütevazi bir iyileştirme projesini 2010 sonuna yetiştirmek istediklerinde de kaynak bulmakta zorlandıklarını aktaran Günay, ”AKM’den daha güzel bir kültür merkezi olamaz mı İstanbul’da? Elbette olması gerekiyor. Türkiye, 30 milyondan fazla yabancı turist ağırlıyorsa, İzmir’in, Antalya’nın, Ankara’nın, İstanbul’un sadece doğasıyla ve tarihiyle değil, sanat etkinlikleri ve merkezleriyle de gündeme gelmesi gerekir ama burada bir kültür merkezi var. 50 yıldan beri bir tartışmanın konusu. Bu merkezi de bir an önce toparlayalım, belli akşamlar ya da her akşam ışığı Taksim’e yansısın. Bunu amaçladık” diye konuştu.

Kaynak için sponsor arayışına girdiklerini belirten Günay, şöyle devam etti:

”İstanbul’da bunu paylaştım bazı arkadaşlarımızla. Akıl veren çok ama para veren yok, ne yazık ki. İstanbul’da veya büyükşehirlerde bu konuları paylaştığınız zaman birçok insan ‘Çevrede rant alanı üretin, o rant alanından size gelir, gelir’ gibi parlak fikirler verebiliyorlar. Başka yerlerle ilgili bu tartışmalara şahit oldum, onun için söylüyorum.”

Bakan Günay, sonuçta Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’nın bu projeyle ilgili kendilerini 2012 ve 2013 yıllarında 30 milyon lira destekleyeceğini bildirdiğini aktararak, bunun da, ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 40’ını karşıladığını ifade etti.

Şubat ayında gerçekleştirilen anlaşmanın ardından ihalenin başlatıldığını söyleyen Günay, ”Yeni Yapı ve Taca firması ihaleyi 69 milyon lira bir değerle üstlendi” dedi.

Günay, Sabancı Topluluğu’nun verdiği destek karşılığında yalnızca büyük salona ”Sabancı Konser Salonu” ismi verileceğini, bina dışında herhangi bir ibare bulunmayacağını dile getirdi.

‘Hedef Cumhuriyet’in 90. yılında açmak’
Restorasyonun tamamlanma süresinin 540 gün olarak planlandığını ancak 2013 yılı 29 Ekim’inin, Cumhuriyet’in kuruluşunun 90. yılı olduğunu anımsatan Ertuğrul Günay, ”90. yılda perdelerimizi açarsak İstanbul’a ve bu binaya karşı bu gecikmeden doğan sorumluluklarımızı belki o güzel günün hatırına bir miktar bağışlatabiliriz umudundayım” dedi. Günay, bu nedenle ihaleyi kazanan firmalardan proje süresinin kısaltılması, en azından salonun perdelerinin o tarihte açılmasının sağlanması ricasında bulundu.

İstanbul’a iki, Ankara’ya bir yeni sanat mekanı
Bakan Günay, başka iki projeye de değindiği konuşmasında, İstanbul’da uzun süredir unutulmuş olan Maslak’taki kültür merkezi için de yeni bir proje üzerinde çalıştıklarını söyledi. Günay, 5 bin kişilik, her türlü sanat etkinliğinin yapılacağı bir büyük salon, bin 200 kişilik bir konser salonu ve 3 bin metrekare müzeden oluşan merkezin en geç 2014’te açılabileceğini kaydetti.

Ankara’da temeli 1990’lı yıllarda atılmış olan konser salonu için de çalışmaların sürdüğünü aktaran Günay, yüklenicilerin kendi hızlarına yetişmesi durumunda 2013 sonunda Ankara’yı da Avrupa çapında bir konser salonuna kavuşturabileceklerini belirtti.

‘Teknik aksamı yenilerken estetik de katacağız’
Toplantının ardından soruları yanıtlayan Bakan Günay, ”Ruhsat alındı ve restorasyon çalışmaları bugün başlıyor. İçinde bin 200 kişilik bir konser salonu, 500 ve 200 kişilik iki ayrı salon var. Hepsi çağdaş teknolojiye uygun şekilde yenilecek” dedi.

Günay, binanın teknik aksamının yenileneceğini, dünyadaki diğer kültür merkezleriyle kıyaslandığında zarafetten yoksun olduğu yakınmalarına karşı binaya biraz daha estetik katmaya da çalışacaklarını anlattı.

Sabancı Topluluğu adına konuşan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Hüsnü Paçacıoğlu ise restorasyondan sonra AKM’nin yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa’nın sayılı kültür merkezlerinden biri haline geleceğine inancını dile getirdi.

Kaynak(…)