Şunun için etiket arşivi: hayatı

Kurumumuzda hazırlanan öğrencimiz Nehir Özsu Bakırköy Güzel Sanatlar Lisesi’ni kazandı. Kendisini tebrik ediyor. Hayatında başarılar diliyoruz.

 

İşletmiş olduğu banka 1859 yılında itibaren giderek güç kazanınca, Louis Auguste Eylül ayında Aix’in batısındaki dış mahallelerden birinde, 18.yüzyıldan kalma bir malikhâne satın almayı başardı. Aslında Louis – Auguste bu mülkü muhtemelen borcunu geri ödemeyen borçlulardan birinden satın almıştı. Jas de Bouffan oldukça bakımsız durumda idi.

Louis Auguste bu sebeple Aix’teki aile evini, ailenin ana meskeni olarak 1870 yılına kadar korudu. Paul artık yirmi yaşına gelmişti, hala hukuk okuyor, bir yandan da Paris hasreti çekiyordu. Bütün bu olanlara rağmen bu kır evini hemencecik sevmişti.; Yine de ondan hayatı boyunca ” babamın evi ” diye bahsedecekti. Daha sonraki yıllarda ise Jas de Bouffan ile onun geniş arazisi sık sık resimlerinin ve çizimlerinin konusu olacaktı.

İlk çalışmalar

Cézanne hukuk okurken bir yandan da sanat derslerine devam etti. 1860-61 senesinin kışında yaptığı bir manzara serisi de dahil olmak üzere bu dönemdeki çalışmalarının çoğu günümüze ne yazık  ki ulaşamadı. Cézanne’ın kendisi,belki de babası, onları yok etmiş olabilir. Zola ile diğer arkadaşlarına yolladığı mektupları süsleyen eskizler ve karikatürler gibi ilk çizimlerinden bazılarıysa günümüzde kaldı.

Ama Cézanne’ın git gide büyüyen hayal kırıklığı ve haşinliği, Jas De Bouffan’ın zemin katındaki salonda 1859 ile 1860 yılları arasında yaptığı duvar resimlerinde kendini gösterir.

” Dört Mevsim” i konu alan beceriksizce yapılmış, klasik temaya sahip bu panellere, açıkça 1811 tarihi atılmış, bazı çalışmaları Aix Müzesi’nde bulunan ve büyük saygı gösterilen neo-klasik sanatçı Jean-Auguste-Dominique Ingres’e karşı incelikli bir hiciv olarak da görülebilir. Kuşkusuz bu duvar resimleri 1860 yıllarında yapacağı vahşi ve dışavurumcu fırça işlerinden oldukça farklıdır.

1865 yılında bu panellerin tam ortasına babasını gazete okurken gösteren bir portre yapmış, koyu renk bir boya ile de boyamıştı. Renk düzeni olağanüstüdür. Yumuşak toprak rengi katmanlar tuğla rengi yer karolarından yayılan parlaklık ile kontrast oluşturmaktadır.

Paul Cézanne, 19 Ocak 1839 yılında Aix şehrinde giderek dahada çok zenginleşen bir anne ve babanın gayri meşru çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı. O zamanlarda kırk yaşında olan babası Louis Auguste Cézanne, şapka üzerine hem imalat hem de ithalat yapan bir işletmenin başındaydı ; Paul’ün çok daha gen yaşında olan annesi Anne Êlisabeth Honorie Aubert de daha önceden orada çalışıyordu.

Anne ve babası aradan beş yıl geçtikten sonra resmi bir nikah ile evlendi, 1848 yılında Louis-Auguste bir ortak bulup çok karlı bir banka kurdu. Paul, üç çocuğun en büyüğüydü. 1841’de Marie, ondan tam üç yıl sonra sonraysa Rose doğdu.

Hırslı bir babaya sahipti Paul ve tek erkek çocuğuydu. Yaşamının neredeyse büyük bir bölümünü babasının ona hiç uymayan beklentileriyle mücadele ederek geçirdi.

Paul her şeye rağmen mutlu bir çocukluk geçirdi. Değişken bir mizaca sahip olsa da enerjik ve akıllıydı, sağlam dostluklar kuran, çok başarılı bir öğrenci idi. En yakın arkadaşı genç Êmile Zola’ydı ; Collége Bourbon ‘da 1852’de sınıf arkadaşı olduklarında Cézanne onu zorba insanlardan korumuştu.

Cézanne, Zola ve arkadaşlar gruplarının üçüncüsü Baptistin Baille – daha sonra Paris’te saygın bir ışık ve ses bilimi profesörü olacaktı- doğaya, sanata, şiire fikirlere ve gözlemlere yönelik tutkularını paylaşarak unutulmaz anılar biriktirdiler.

Okulda herkes tarafından ” sıkı dostlar ” diye tanınan Cézanne ve iki arkadaşı hem entelektüel hem şiirsel ideallerini paylaştılar, zamanın olanaklarından ve sorunlarından ilham alarak yaratıcı tutkularını plana döktüler. Fransa’da sosyalist ve anarşist idealler politik manzarayı şekillendiriyor,hızlı teknolojik değişim ve kentleşme ise toplumun tümünü etkisi altına alıyordu. Okudukları kitaplar ve dergiler sayesinde, bu değişimlere duyarlı olan ve iz bırakan hem romantik hem de realist akımın sanatçı ve yazarlarına büyük bir tutkuyla kendilerini kaptırıyorlardı.

Henüz ressam olacağı daha belirsiz olsa da duyduğu heves ortadaydı, nitekim 1857 yılında Aix’te belediyenin ücretsiz akşam okulunda resim derslerine başladı.Hem canlı model çizimi çalışmaları hem de okulun bitişiğindeki müzede yer alan antik heykellerin ve orijinal mermerlerin alçı kopyalarını yaptı.

Ancak Şubat’ın 1858 yılında her şey birden değişti. Zola Paris’e taşındı, Cézanne ve Baille ‘i bir başına bıraktı. O yılın Aralık ayında, Paris’i ve sanatla uğraşmayı düşleyen ,ancak babasının baskısıyla başka bir meslek edinmek zorunda kalan  mutsuz Cézanne , hukuk okumak için Aix Üniversitesi’ne kayıt oldu. Zola’ya : ” Hukuk; çarpıtılmış bir laf kalabalığından ibaret olan şu berbat hukuk ” diye yazmıştı.

” Üçümüz daha yaşamlarımızın başındayken karşılaştığımızda bilmediğimiz bir gücün dürtüsüyle – birbirimizin elini tutup asla bırakmamaya yemin ettik ; hiçbirimiz birbirimizin zenginliğini, malını,mülkünü merak etmedik. Peşinde olduğumuz şey, yüreklerimizin ve aklımızın değeriydi ; gençliğimizin etkisiyle gözlerimizin önünde çekici bir halde asılı duran geleceğimize uzanmaya çalışıyorduk ”       Zola’dan Baille’e. 1860