14. Filmmor Kadın Filmleri Festivali Geliyor!

Her yıl kadınların deneyimlerini, ürettiklerini ve düşlerini sinemayla, yine sinemada paylaşan Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali 14. yolculuğunda “Kadın Dayanışması Yaşatır” diyor. Bu yıl festival programında 30 dilden 70’i aşkın film yer alıyor.

Festival bu yıl da yeryüzünün dört bir yanından kadınları, umutsuzluktan umut çıkaran filmleri ve atölye, panel, söyleşi gibi etkinliklerle sözlerini buluşturacak. Festivalde her yıl yer alan Kadınların Sineması, Kendine Ait Bir Cüzdan ve Cins-Cinsiyet-Cinsiyetler gibi bölümlere ek olarak bu yıl Kadın Dayanışması Yaşatır, ♀ Video-Art Seçkisi, Kadınlar Vardırbölümleri yer alıyor. Ve toplu gösterimler: Fas’tan İran’a uzanan coğrafyadan kadınların perde alacağı Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Kadınların Sineması Toplu Gösterimi ve Chantal Akerman Toplu Gösterimi: Chantal Hakkında Her Şey.

TOPLU GÖSTERİM: CHANTAL AKERMAN
“CHANTAL HAKKINDA HER ŞEY”

Festival bu yıl toplu gösterimlerinden birini 5 Ekim 2015 günü aramızdan ayrılan, feminist sinemanın ustalarından Belçikalı yönetmen Chantal Akerman’a ayırıyor. İstanbul Modern işbirliği ile yapılan Chantal Akerman toplu gösterimi Chantal Hakkında Her Şey, yönetmenin Türkiye’de bugüne kadar yapılmış en geniş retrospektifi. 15 yaşındayken Jean Luc Godard’ın Pierrot le Fou filmini izledikten sonra sinema yapmaya karar veren Chantal Akerman feminist sinemanın köşe taşı olacak filmlere imza attı. “İnsanlar benim feminist bir yönetmen olduğumu söylediklerinde, onlara bir kadın olduğumu ve aynı zamanda filmler yaptığımı söylüyorum” diyen Chantal Akerman “annesinin anlatamadıklarını anlatmak” üzere 42 film yaptı.

Chantal Akerman, henüz 18 yaşındayken yaptığı ilk filmi Patlat Şehri / Saute Ma Ville ile kadınlara dayatılan kimlik ve mekanların uçuculuğunu, Jeanne Dielman ile bir kadının rutin içi mesaisinde “cinayetle yemek pişirmenin aynı dehşete sahip olabileceğini”, kişisel olanın politik olduğunu gösterdi.

Programda, bir anne kızın birlikte var olma mücadelesini anlattığı Yarın Taşınıyoruz /Tomorrow We Move, annesiyle olan ilişkisini anlattığı No Home Movie, son kurmaca filmi Budala Almayer / Almayer’s Folly, Proust’tan uyarladığı Tutsak / La Captive’in de içinde bulunduğu 15 Chantal Akerman filmi izleyiciyle buluşacak.

FİLMMOR’UN DAYANIŞMA “ÖDÜLÜ”: MOR KAMERA

Kadınların edilgen, geleneksel, cinsiyetçi olmayan temsillerine, öznelik, öznellik, direnç, eylem ve düşlerine alan açan ilk film/lere verilen bir dayanışma ödülü olan; Mor Kamera Umut Veren Kadın Sinemacı Ödülü festival açılışında açıklanacak.

8. ALTIN BAMYA ÖDÜLLERİ

Türkiye sinemasındaki cinsiyetçiliğe dikkat çekmek amacıyla verilen Altın Bamya anti-ödülleri. 8. kez sahiplerini bulacak ve “Gelecek yıllarda ödül verecek aday bulamamak dileğiyle” yola çıkılan Altın Bamya Ödülleri’ni www.altinbamya.org adresinden bu yıl internet üzerinden oylayarak izleyiciler belirleyecek.

FİLMMOR FESTİVAL KARTI

Festivalin İstanbul mekanlarından Pera Müzesi ve İstanbul Modern’deki filmler 10 TL’lik biletler yanında tüm salonlar ve film gösterimlerinde geçerli olan 50TL’lik Filmmor Festival Kartı ile; diğer şehirlerdeki tüm gösterimler ücretsiz olarak izlenebilecek.

14. YILDA 7 ŞEHİRDE

12-20 Mart’ta İstanbul’da Pera Müzesi, İtalyan Kültür Merkezi, Aynalı Geçit ve İstanbul Modern’de sinemaseverlerle buluşacak olan festival, İstanbul’un ardından 26-27 Mart tarihlerinde Hatay’da olacak. 2-3 Nisan’da Adana’ya, 9-10 Nisan’da Bodrum’a, 16-17 Nisan’da Mardin’e, 23-24 Nisan’da İzmir’e gidecek festivalin yolculuğu 29-30 Nisan’da Van’da sona erecek. 14. Filmmor Kadın Filmleri Festivali, 12 Mart’tan itibaren 7 şehre, dayanışmayla yaşamak ve yaşatmak dileğiyle geliyor.

14-filmmor-kadin-filmleri-festivali-geliyor,-5HQExcOiEiDhHAgEn88Sw

100 Yılın Bamyaları ve Direniş Sineması

Bu yıl 13’üncüsü düzenlenecek, Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nin programı ve Altın Bamya adayları yapılan bir basın toplantısıyla açıklandı. 

filmmor_ilan_logolu

Bu yıl “Kadınların Sineması, Kadınların Direnişi, Direnişin Sineması” temasıyla düzenlenecek olan gezici festival 13 Mart’ta, İstanbul’da başlayacak. 27 Nisan’a kadar, altı ayrı şehirde sürecek olan gezici festival 13-22 Mart’ta İstanbul’da, 28-29 Mart’ta Denizli’de, 4-5 Nisan’da Muğla-Bodrum’da, 11-12 Nisan’da Diyarbakır’da, 18-19 Nisan’da Adana’da, 25-26 Nisan’da İzmir’de olacak.

5 ÜLKEDEN, 61 FİLM

13. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali 13 Mart Cuma günü, saat 19:00’da Galatasaray Meydanı’ndan Pera Müzesi’ne yapılacak Festival Yürüyüşü ile başlayacak. Festivalde bu yıl 25 ülkeden, 61 filmin gösterileceği festivalde, bu yılHindistan’dan Meksika’ya çeşitli ülkelerden filmler yer alacak. Filmlerin 17’si Türkiye’den. Festivalden elde edilecek gelirse Şengal ve Kobani kamplarındaki kadınlara ve çocuklara aktarılacak.

FESTİVAL YÜRÜYÜŞLE BAŞLAYACAK

Pera Müzesi’nde Mor Kamera Umut Veren Kadın Sinemacı Ödülü’nün de verileceği açılışta Arkadaşımı Merak Ediyorum filmi gösterilecek. Festival filmleri İstanbul Modern, Pera Müzesi ve Rampa salonlarında gösterilecek. Filmler ‘Kadınların Sineması’, ‘Margarethe von Trotta Toplu Gösterimi’, ‘Nahid Persson Sarvestani Toplu Gösterimi’, ‘Kendine Ait Bir Cüzdan’, ‘Cins, Cinsiyet, Cinsiyetler’ ve ‘Bedenimiz Bizimdir’ adında altı ayrı bölümde seyirciyle buluşacak. Festival bu yıl önemli konukları da ağırlayacak. 1975’ten bu yana çektiği filmlerde güçlü kadın karakterler yaratan Margarethe von Trotta ile buluşma 17 Mart Salı günü İstanbul Modern’de.

VE ALTIN BAMYALAR…

Her yıl olduğu gibi bu yıl da festivalin kapanışı Altın Bamya Ödül Töreni ile son bulacak. Yedinci kez düzenlenecek törende Türkiye Sineması’nın 100’üncü Yılı dolayısıyla 100 yıla bakılacak. “100 Yılın Bamyası Ödülleri’nin bu yılki adayları erkek karakter kategorisinde Tecavüzcü Coşkun, Tarkan ve Recep İvedik, kadın karakter kategorisinde ise Kezban, Afrodit ve Mum Kokulu Kadınlar’daki tüm kadın karakterler.

Kaynak : onedio.com

filmmor_logo

13. Filmmor Kadın Filmleri Festivali’ne hazır mısınız?

Bu yıl 13. kez “kadınlar tarafından kadınlar için” gerçeğe dönüştürülecek olan Filmmor Kadın Filmleri Festivali gelecek ay başlayacak.

filmmor_logo

Bundan tam 12 yıl önce “Kadınlar Sinema Yapıyor” sloganı ile “kadınlarla kadınlar için” yola çıkan Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nin 13. yolculuğu 13 Mart Cuma günü İstanbul’da başlıyor. 27 Nisan tarihine kadar toplamda 6 şehirde “Kadınların Sineması, Kadınların Direnişi, Direnişin Sineması” perdede olacak.

13-22 Mart’ta İstanbul, 28 – 28 Mart’ta Nevşehir-Kapadokya, 4-5 Nisan Muğla-Bodrum, 11-12 Nisan Diyarbakır, 18-19 Nisan Adana ve 25-26 Nisan’da İzmir’de olacak olanfestival kadınların deneyimlerini, düşlerini, gündemlerini, ürettiklerini, sinemayla ve sinemada buluşturmayı diliyor.

Margarethe von Trotta ve Nahid Persson Sarvestani toplu gösterimlerinin de yapılacağı bu özel festivalde 25 ülkeden 60’tan fazla film perdeye gelecek. Gösterimlerin yanında atölye, forum ve yönetmenlerin de eşlik edeceği söyleşiler gerçekleştirilecek.

13. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali festival yürüyüşüyle başlayacak ve Mor Kamera Umut Veren Kadın Sinemacı Ödülü sahibini bulacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da ‘gelecek yıllar verilmemesi dileğiyle’ 7. Altın Bamya Ödülleri dağıtılacak.

Detay için TIKLAYINIZ 

İstenilmeyen fakat verilen ödül “Altın Bamya Ödülü”

Türkiye sinemasındaki erkek egemen bakışa ve cinsiyetçiliğe tepki olarak verilen Altın Bamya Ödülleri dağıtıldı.

altın bamya ödülü

Altın Bamya Film Ödülü, Osman Sınav’ın yönettiği Aşk Kırmızı filminin oldu. Jüri filmin Zeynep karakterini de Kadın Karakter dalında ödüllendirdi.

Erkekler adlı film isminin yarattığı beklentiyi boşa çıkarmadı, hem Adam ve Nazım karakterleriyle erkek karakter hem de homofobi dalında ödüle layık görüldü. Üstüne bir de senaryo ödülünü aldı.

İzleyici Bamyası’nı ise Celal ile Ceren filmi kazandı.

Jüri özel ödülü de dört filme birden verildi. Kedi Özledi, Düğün Dernek (Tek taşlı Bamya), Sabit Kanca (Eşekarısı Bamyası), Testesteron (Hormonlu Bamya).

Dün akşam İsveç’in İstanbul Başkonsololuğu’nda düzenlenen ödül törenine, Altın Bamya Akademisi üyeleri, Filmmor Kadın Filmleri Festivali konukları ve sinema sektörü katıldı. Bütün adayların davet edildiği törene ise her zamanki gibi aday filmlerin temsilcilerinden katılan olmadı.

Tören, “ödül alanların bundan sonraki ödül törenlerine sadece izleyici olarak çağırıldığı, hatta ödül verecek aday bulunamadığı yıllar dileğiyle” sona erdi.

6. Altın Bamya Ödülleri sahipleri ve jürinin gerekçeleri şöyle:

Erkek Karakter ödülü Erkekler’e…

Erkeklerin filmlerde tüm anlam ve aksiyonun merkezi olma durumları, cinsiyetçiliğin en bariz yansımasıdır: Hikâyelerin odağında erkekler ve onların güçleri, özellikle de kadınları (kadın karakterleri) olumsuzlama, nesneleştirme üzerinden kurulmaktadır.

Erkek karakteri canlandıran oyuncunun yorumu göz önüne alınmadan, erkek karakterin mutlaklaştırıp onayladığı “erkek” rol ve modelleri ve bunlarla özdeşleşildiği takdirde yaratacakları çok riskli anlamlar ve sonuçlar göz önüne alınmaktadır.

Bu kategorideki üç aday: -Aşk Kırmızı (Ferhat) -Celal ile Ceren (Celal ve arkadaşları) -Erkekler (Adem ve Nazım) arasında, jüri oylamasında en çok oyu alarak diğer adayları geride bırakan Erkekler (Adem ve Nazım) 6. Altın Bamya Erkek Karakter Ödülü’nün sahibi oldu.

Kadın Karakter Ödülü Aşk Kırmızı’ya…

Aşk-Kırmızı

Kadın gerçek bir karakter olarak ele alınıp işlenmedikçe hep erkek egemen bakışla resmedildikçe ve “tekinsiz, güvenilmez, şeytani, kötülüklerin anası, iyi kadın-kötü kadın, fedakâr anne, seyirlik, zayıf… vb.” yanlış, eksik, özensiz ve zararlı temsilleri sürdükçe, kadınların bir bütün olarak beyaz perdeye yansıması mümkün olmamaktadır.

Bu kategori değerlendirilirken, kadın karakteri canlandıran oyuncunun yorumu göz önüne alınmadan, kadın karakterin ürettiği anlamlar, dolaşıma soktuğu okumalar, cinsiyetçi tutum, rol ve kalıpları ne derecede pekiştirip onayladığı göz önüne alınmaktadır.

Bu kategorideki üç aday: -Aşk Kırmızı (Zeynep) -Celal ile Ceren (Ceren ve arkadaşları) -Senin Hikayen (Meral ve Esra) arasında, jüri oylamasında en çok oyu alarak diğer adayları geride bırakan Aşk Kırmızı (Zeynep) 6. Altın Bamya Kadın Karakter Ödülü’nün sahibi oldu.

Senaryo Ödülü Erkekler’e…

Senaryo, sinemasal tüm öğeleri soyutlandığında ve sadece filme çekilmiş senaryo olarak okunduğunda bile cinsiyetçi izler taşıması, kadın ve erkek karakterlere adil ve eşitlikçi yaklaşmaması, bu tutumun diyaloglardan, karakterlere kadar her sahnesine sinmiş olması ve içerdiği cinsiyetçi unsurlar göz önüne alınarak değerlendirilmektedir.

Bu kategorideki üç aday: -Aşk Kırmızı -Celal ile Ceren -Erkekler arasında, jüri oylamasında en çok oyu alarak diğer adayları geride bırakan Erkekler 6. Altın Bamya Senaryo Ödülü’nün sahibi oldu.

Film Ödülü Aşk Kırmızı’ya…

Film, ışıktan kadraja, kadın ve erkek karakterlerden yönetmenin yorumuna kadar tüm unsurlar, çelişki içermeyen cinsiyetçi “bütün” göz önüne alınarak değerlendirilmektedir.

Bu kategorideki üç aday: -Aşk Kırmızı -Celal ile Ceren -Erkekler arasında, jüri oylamasında en çok oyu alarak diğer adayları geride bırakan Aşk Kırmızı 6. Altın Bamya Film Ödülü’nün sahibi oldu.

İzleyici Bamyası: Celal ile Ceren’e…

İzleyici Bamyası Ödülü, Altın Bamya web sitesinde yer alan 2013 yılında vizyona giren tüm filmler arasında yapılan online oylama sonucunda en çok oyu alan film Celal ile Ceren oldu.

Altın Bamya nedir?

Bu yıl altıncısı verilen Altın Bamya Ödülleri, Türkiye sinemasında kadınlarla ilgili yanlış mitlerin, algıların, cinsiyetçi bakışın sinemada yeniden üretilip temsil edilmesine ve bu ayrımcılığın normal kılınmasına, kadınlara dair alanların daraltılmasına bir eleştiri, bir karşı duruş, bir söz söyleme isteğiyle ortaya çıktı.

Kaynak :[-]

Filmmor Kadın Kooperatifi ‘nden 11.Uluslar arası Gezici Filmmor Kadın filmleri festivali

Umudu ve gücünü kadınlardan alan, kadınlar tarafından kadınlar için yapılan, bu yıl hırpalanan-susturulan-görmezden gelinen tüm kadınlara ithaf edilen festival, on dokuz ülkeden kadınlar ve filmlerini ağırlayacak.

 

Festival, tema bölümleri, toplu gösterimler, açılış, kapanış etkinlikleri, 5. Altın Bamya Ödülleri, söyleşiler ve atölyelerle, 15-23 Mart’ta İstanbul’da, 30-31 Mart’ta İzmir, 6-7 Nisan’da Sinop, 13-14 Nisan’da Bitlis’te sizlerle olacak!

Festivalde Neler Var:

Kadınların Sineması bölümünde dünyadan ve Türkiye’den, kadınların son yıl-larda yaptığı her türdenfilmleri derledik.

Bedenimiz Bizimdir bölümünde dünyanın dört bir yanından kadınların bedenimiz bizimdir diyen filmleri yer alıyor.

Kendine Ait Bir Cüzdan bölümünde kadınların cüzdanlarıyla da kendi ayakları üzerinde durma hikayelerini derlediğimiz filmler izleyeceksiniz.

Cins-iyet-ler bölümünde ise cinsiyet ve cinsel kimlik meselelerine dair filmlere yer verdik.

Women Make Movies seçkisi Filmmor-Women Make Movies dayanışmasının ürünü, birlikte hazırladığımız özel bir seçki.

 

Mor Kamera Umut Veren Kadın Sinemacı Ödülü: 10 yıldır kadınların yarışmaya değil dayanışmaya, yan yana olmaya ihtiyacı var diyerek yarışma yapmaktan imtina eden festivalimizde yine yarışma yok ama artık bir dayanışma ödülü var. Bu dayanışma ödülü:

– Kadınların edilgen, geleneksel, cinsiyetçi olmayan temsillerine,

– Muhafazakar/ataerkil baskının kıskacında kadınların öznelik, öznellik, direnç, eylem ve düşlerine alan açan filmlerin yönetmenlerine verilecek.

Toplu Gösterimler: Kadınların sinemasının ilham ve güç veren iki özgün yönetmeni: Yeni Türkiye sinemasının “auteur”lerinden Yeşim Ustaoğlu ve filmlerinde kadın erkek ilişkilerini mizahi bir dille yeniden yapılandıran Doris Dörrie toplu gösterimleriyle festivalde.

Dört ilde bir ay boyunca sizlerle birlikte olacak festivalin programı daha sonra yayınlanacaktır.

 

Kısa kısa sanat haberleri.

MONA HATOUM TÜRKİYE’DE

Emre Baykal küratörlüğünde gerçekleşen sergi, sanatçının 1990’lardan bu yana ürettiği 30’dan fazla işi bir araya getiriyor.

Hatoum ayrıca İstanbul’da bir süre kalıp yerel üreticiler ve atölyelerle işbirliği yaparak, bu sergi için, Vehbi Koç Vakfı desteğiyle yeni işler de üretti. Beyrut’ta doğmuş Filistin kökenli bir İngiliz sanatçı olan Mona Hatoum; yerleştirme, heykel, video, fotoğraf ve kağıt üzerine çalışmalar gibi çeşitli mecralar ve çoğunlukla alışılmışın dışında yöntemler kullanıyor. Günümüz dünyasını kuşatan tedirginlik hissini araştıran şiirsel ve bir o kadar da politik işler üretiyor. Sanatçının Türkiye’deki ilk kişisel sergisi, 27 Mayıs Pazar gününe dek ücretsiz olarak izlenebilir.

Adres: İstiklal Caddesi No. 211, Beyoğlu.

 

 

 

 

İSTANBUL MODERN SİNEMA, EJDERHA YILI’NIÇİN SİNEMASINDAN 7 FİLMLE KUTLUYOR.

İstanbul Modern Sinema, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği işbirliğiyle ve 2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı kapsamında, Ejderha Yılı’nı Çin sinemasından yedi filmi bir araya getiren bir programla kutluyor. 
Romantik komedi, animasyon, Pekin Operası ve Çin kültürünün önemli isimlerinden Konfüçyüs gibi farklı öğeleri içeren filmler 22 – 29 Mart tarihleri arasında izlenebilecek.

İstanbul Modern Sinema’daki Çin Filmleri Haftası, 22 Mart Perşembe günü saat 19:00’da, nefes kesici gösterileriyle bütün dünyayı hayran bırakan Çinakrobasi topluluğu Çin Masalı’nın gösterisiyle açılacak.

Peng Chen ve Peng Jiahuang kardeşlerin, genç bir yabancının Çin’in taşra geleneklerini modernleştirmesi temasını dile getiren ve gösterildiği birçok çocuk festivalinde ödül kazanan filmleri “Okula Yürümek” (2009) ve Mai Jia’nın kitabından uyarlanan, Tayvan’daki Altın At başta olmak üzere birçok festivalden ödülle dönen Kuo-Fu Chen’in casus filmi “Mesajlar” (2009) festival kapsamında gösterilecek ödüllü filmler arasında yer alıyor.

Li Ke’nin popüler romanından Jinglei Xu’nun yönetiminde sinemaya aktarılan ve ülkesinde büyük bir gişe hasılatı yapan romantik komedi “Du Lala’nın Terfisi”(2010) ve bencil bir okul öğrencisi olan Long’un hayatının, zaman tünelinden geçerek 3.500 yıl öncesindeki muhteşem Jinsha Krallığı’na yaptığı yolculukla nasıl değiştiğini anlatan, Daming Chen’in çok sevilen animasyonu “Jinsha Rüyası” (2010), izleyicilere Çinsinemasından güzel tatlar bırakacak filmler arasında.

Yönetmen Teddy Chan’in Çin’in ilk başbakanını Hong Kong ziyareti sırasında korumak için girişilen operasyonu anlatan aksiyon yüklü tarihi ve politik dramı “Fedailer ve Suikastçiler” (2009), Çin sinemasının ünlü yıldızlarını bir araya getiriyor.

Festivalde 1993’te Elveda Cariyem filmiyle 46. Cannes Uluslararası Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazanan ünlü yönetmen Chen Kaige’nin 2009 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışan “Sonsuza Dek Büyülenmiş” adlı filmi bulunuyor. Başrolünde Ziyi Zhang’ın yer aldığı, Pekin Operası’na dair film, sanat yönetimiyle öne çıkıyor.

BOBBY MCFERRİN KONSERİNE SAYILI GÜNLER KALDI

Dünya müziğinde nadir bulunabilecek, müzik stil ve genellemelerin çok ötesine geçmiş efsane bir ses olan Bobby McFerren, mükemmel müziğiyle müzikseverlerle buluşuyor.

On Grammy ödüllü, yenilikçi tarzı, kucaklayıcı yapısı, neşeli ve esprili mizacı, inanılmaz ses ve ses tekniğiyle milyonları binlerce kez coşturmuş, büyülemiş bir sanatçı olarak Bobby McFerrin 27 Mart Salı aksamı  “Congresium Ankara”da başkentliler ile buluşuyor.

Bobby McFerrin’a bu konserde önemli müzisyenlerimizden Kanun üstadı Tahir Aydoğdu ve Neyzen Bilgin Canaz ile Orfeon Oda Korosu eşlik ediyor. Saz üstadlarımız ile eşsiz doğaçlamalara imza atacak olan Sanatçı, Türk Koro Müziğinin başarılı temsilcilerinin başında gelen ve dünyaca ünlü vokal topluluklarından Swingle Singers ve Cantabile ile başarılı konserlere imza atan Orfeon Oda Korosu ile birlikte kendi kompozisyonlarını ve Türk bestelerini yeniden yorumlayacak.

İTALYAN BASINI ”İYİ” NOTU VERDİ

Roma’daki Barberini Sinema Salonu’nda dün akşam galası yapılan, başrollerinde Elio Germano, Margeritha Buy, Cem Yılmaz, Beppe Fiorello’nun yer aldığı ”Şahane Misafir”e İtalyan basını ”iyi” notu verdi.

”La Stampa” gazetesinde yayımlanan makalede, “Roma’ya aşık İstanbullu yönetmenin”, Akdeniz etkilerini kullanarak, belirsizliği, büyüyü, cinselliği, ölümü, hatıraları, nostaljiyi kullanarak, başarılı bir işe imza attığı yorumunda bulunuldu. Gazete, ”Şahane Misafir”e 5 üzerinden 4 yıldızla ”iyi” notu verdi.

”Il Messaggero” gazetesinde çıkan makalede ise Özpetek’in filmlerinin adı gibi olduğu, keskin çizgiler yokmuş gibi göründüğünü, ancak keskinliğin var olduğu belirtildi. Gazete, Türk yönetmenin 9. filmine, 4 üzerinden 3 yıldız verdi.

“Il Giornale” gazetesinde de Özpetek’in yeni filminde, bir yalnızlık hikayesini, bastırılmış duyguları, arzuları ve nostaljiyi anlattığı belirtildi.

”Corriere della Sera” gazetesi de filme 4 üzerinden 3,5 yıldız verdi.

Aktör olma hevesiyle Roma’ya taşınan ve hamur yoğurarak, kruvasan yaparak, geçimini sağlayan Sicilyalı Pietro’nun yeni evinde başına gelenlerin anlatıldığı ”Şahane Misafir”, 6 Nisan’da Türkiye’deki sinemaseverlerle buluşacak.

Shakespeare, Londra’da Türkçe de oynanacak

Dünyaca ünlü İngiliz oyun yazarı ve şair William Shakespeare’in oyunları, İngiltere’nin başkenti Londra’da aralarında Türkçe’nin de bulunduğu 37 farklı dilde sahneye konulacak.

Olimpiyat oyunlarına bu yaz ev sahipliği yapacak Londra’da, çeşitli kültür ve sanat etkinlikleri de düzenlenecek. Bu çerçevede, oyunlar Londra’daki “Shakespeare Globe”da 21 Nisan’da sahneye konulmaya başlanacak.

Türkçe olarak ise, 26-27 Mayıs tarihlerinde Shakespeare’in “Antonius ile Kleopatra” oyunu sahnelenecek. Üç gösterimin yapılacağı oyunda, Antonuius’u Haluk Bilginer, Kleopatra’yı Zerrin Tekindor, Pompeius’u Emre Karayel, Cesar’ı ise Mert Fırat oynayacak.

Shakespeare’in oyunları altı hafta boyunca, 37 farklı dilde, 37 farklı oyunla sahneye konulacak.
DÜNYANIN EN İYİ KEMANCISI 21 MART’TA CRR’DE!

Dünyanın en iyi kemancısı Gidon Kremer İstanbul’da konser vermeye hazırlanıyor

Herbert von Karajan’ın dünyanın en iyi kemancısı olarak nitelendirdiği, Letonyalı ünlü kemancı Gidon Kremer, Baltık ülkelerinin en iyi genç müzisyenlerinden oluşan orkestrası Kremerata Baltica ile 21 Mart’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alacak. Konserde Astor Piazzolla, Richard Strauss, Nino Rota,  Giya Kancheli ve Mieczyslaw Weinberg’den eserlerin seslendirileceği belirtildi. Kremer konserin “önyargılarını pekiştirmek isteyenler” ya da “sadece eğlenmek isteyenler” için gereksiz bir yorgunluk olacağını söylüyor.

Üç kuşak kemancı

The Guardian gazetesinin “Dünyada Kremer’den daha heyecan verici ve yaratıcı bir kemancı yok…” ifadesiyle tanımladığı sanatçı üç kuşak kemancı yetiştiren bir aileden geliyor. Gidon Kremer’in dedesi ve babası da Latviya’nın ünlü kemancıları arasında yer alıyor.

100’ün üzerinde albümü var

7 yaşında Riga Müzik Okulu’nda başladığı müzik yaşamına Moskova Konservatuvarı’nda kemanın büyük ustası David Oistrakh’la devam eden Kremer, klasik müzik dünyasının “Oscar”ları sayılabilecek Kraliçe Elizabeth, Paganini ve Çaykovski yarışmalarından ödüller kazanarak uluslararası müzik dünyasının dikkatini çekti. Dünyanın neredeyse tüm önemli orkestralarıyla konserler veren Gidon Kremer, Leonard Bernstein, Herbert von Karajan, Christopher Eschenbach, Riccardo Muti, Zubin Mehta, Claudio Abbado gibi pek çok önemli şefle çalıştı. Çağdaş bestecilere son zamanlarda en çok önem veren keman virtüözü olarak da dikkat çeken Kremer’in kaydettiği 100’ü aşkın albüm ve “Grand Prix du Disque”, “Deutsche Schallplattenpreis”, “Ernst von Siemens Musikpreis” ve “Premio dell’Accademia Musicale Chigiana”gibi ödülleri bulunuyor.

50. doğum gününde orkestra kurdu…

Son yirmi yıldır zamanının önemli bölümünü müzik dostlarını buluşturan festivallere ayıran sanatçı, 1981’de Lockenhaus Oda Müziği Festivali’nin kurucusu oldu, 1997-98 yılları arasında ise Gstaad Festivali’nin sanat yönetmenliğini üstlendi. Müzik yaşamında yaptığı en iyi işlerden biri olarak gösterdiği Kremerata Baltica Oda Orkestrası’nı 1997’de, 50. doğum gününde kuran sanatçı, bu oluşumla zengin sanat deneyimlerini Baltık ülkelerindeki genç müzisyenlerle paylaşıyor ve ekonomik zorluklar yaşayan Letonya, Estonya ve Litvanya’daki zengin müzik yaşamına dikkat çekmeyi amaçlıyor.

SANATÇILARDAN ÖRNEK DAYANIŞMA

 Konferans salonları olmadığı için kültür sanat etkinliklerini okulun koridorunda gerçekleştiren Salih Dede Lisesi öğrencileri için İzmirli sanatçı örgütlerinden örnek dayanışma. İzmir de bulunan Liseler arasında en çok kültür sanat etkinliği düzenleyen ve Sanatçılardan Örnek Dayanışma

Konferans salonları olmadığı için kültür sanat etkinliklerini okulun koridorunda gerçekleştiren Salih Dede Lisesi öğrencileri için İzmirli sanatçı örgütlerinden örnek dayanışma. İzmir de bulunan Liseler arasında en çok kültür sanat etkinliği düzenleyen ve

Konferans salonları olmadığı için kültür sanat etkinliklerini okulun koridorunda gerçekleştiren Salih Dede Lisesi öğrencileri için İzmirli sanatçı örgütlerinden örnek dayanışma. İzmir de bulunan Liseler arasında en çok kültür sanat etkinliği düzenleyen ve bu etkinliklerini konferans salonları olmadığı için okulun daracık koridorlarında gerçekleştirmeleri nedeniyle Okul Müdürü Mehmet Öztürk’ ün katkı talebi İzmirli sanatçı örgütlerini harekete geçirdi. İzmirli sanatçı örgütlerinden;Uluslar arası Aktivist Sanatçılar Birliği başkanı Şair – Yazar Ümit Yaşar Işıkhan,Türkiye Yazarlar Sendikası İzmir temsilcisi şair – yazar Namık Kuyumcu ve BESAM İzmir ve Homeros kültür platformu temsilcisi şair – yazar Recai Atalay, Dünya Sanat Olimpiyatları Başkanı Derya Var, Femin & Art İzmir temsilcisi Hülya Sezgin ve Aktivist ressam Zeynep aslı Köstepen’ ın öncülüğünde birçok aydın, Salih Dede Lisesinde yapılacak konferans Salonu için bir araya geldi. Örgüt temsilcileri, Salih Dede Lisesi öğrencileri arasında şiir ve Resim yarışması düzenlenmesine, katılımcı ressamların geliri okula kalacak şekilde bağışlayacağı tablolardan karma sergi açılmasına ve dönem sonunda düzenlenecek şenliklerde konser ve dinleti – imza günleri düzenleyerek gelirinin okul konferans salonu yapımı için kullanılmasına karar verdiler

Konu ile ilgili okul Müdürü Mehmet Öztürk ve sanatçı sivil örgütleri adına Uluslar arası Aktivist Sanatçılar Birliği Başkanı şair-yazar Ümit Yaşar Işıkhan, bu örnek girişimin İzmir Valiliği, Milli Eğitim Müdürlüğü, Balçova Belediye Başkanlığı, kardeş okul statüsünde bulunan Ekonomi Üniversitesi Dekanlığı ile Balçova da faaliyet gösteren mesleki örgüt kuruluşlarından salonun yapımı için katkıda bulunmaları halinde 2012-2013 öğrenim yılına söz konusu konferans salonunun yetişebileceğini, aydınlık bir gelecek için çocuklarımıza yapılacak olan bu yatırıma bütün duyarlı vatandaşlarımızın katkısını beklediklerini söylediler.

BATMAN’DA YAZAR OKUMALARI ETKİNLİĞİ

 

Batman’da Tandem Projesi kapsamında LesArt ve Batman Kültür Sanat Derneği (BART)’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Yazar Okumaları’ programının konuğu Ralf Thenior oldu. Etkinliğe yoğun ilgi gösteren…

Batman’da Tandem Projesi kapsamında LesArt ve Batman Kültür Sanat Derneği (BART)’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Yazar Okumaları’ programının konuğu Ralf Thenior oldu. Etkinliğe yoğun ilgi gösteren edebiyatseverler, Alman yazara kitaplarını imzalattı.

BART’ın merkezinden yapılan söyleşide şair, yazar, editör, tercüman ve radyo oyunu yazarı, Ralf Thenior, kendisi ve kitapları hakkında bilgi verdi. Thenior, edebiyatseverlerin dünya ve Avrupa yazarları hakkındaki sorularını da cevapladı. Program sonunda Batman’a gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Ralf Thenior, kitaplarını imzaladı.

Etkinliğinin çok güzel, keyifli ve doyurucugeçtiğini belirten Batmanlı yazar Yavuz Ekinci, şunları ifade etti. “Bu projeyi hayata geçirirken şunu düşünmüştük; Almanca yazan bir yazarın gelip Batmanlı okuyucularla, Türkçe ya da Kürtçe yazan bir yazarın Almanya’ya gidip oradaki okuyucularla buluşmasını sağlamak istiyorduk. Böylece hem yazarlar birbirini tanımış olur hem de okuyucular farklı yazarları tanımış olur. Bizim için şöyle bir katkısı olduğunu düşünüyorum. Almanca çeviri metin çok okuduk ama Almanca yazan bir yazarla söyleşi yapmamıştık. Oradaki bir yazarın ilham kaynağı nedir. Başlangıç noktası nedir. Eseri nasıl ortaya atıyor, nasıl yazıyor. Okuyucuyla nasıl buluşuyor bunları öğrendik ve kendi sesinden şiir okumasını dinledik.” dedi.

RALF THENİOR KİMDİR

Ralf Thenior, 1945’te Silezya da Bad Kudowa’da doğdu. Şair, yazar, editör, tercüman ve radyo oyunu yazarı. Çocuklar ve gençler üzerine birçok kitap yazdı. Şimdiye kadar ‘İblis Aynası’, ‘Sonbahar Arabası’ gibi şiir kitapları yayınlandı. 2009 yılında bir dakikalık hikayeleriyle Salon Kaplanları Ödülü’ne layık görüldü.

 

YENİ BAŞLAYANLAR VE HÂLÂ ANLAMAMIŞ OLANLAR İÇİN ALTIN BAMYA !

Altın Bamya Ödülleri pazartesi akşamı bir kez daha verilecek. Ödüllerin niyetini çözememiş olanlar için rehber niteliğinde 10 soru hazırladık, Altın Bamya Akademisi’nden Alin Taşçıyan yanıtladı

Pazartesi akşamı dördüncü kez dağıtılacak Altın Bamya Ödülleri, başından beri türlü tepkilerle karşılaştı. Manzara o ki, özetle sinemada erkek egemen bakışa mizahi bir dille dikkat çekmek niyetiyle dağıtılan ödüllerin ne demek istediğini anlamamış ya da anlamazdan gelenlerin sayısı az değil. “Ne yani, gerçek hayattaki şiddeti, tecavüzü göstermesin mi sinema? Bu sansürcülük değil de nedir?” diyen köşe yazarı da var, ödülü almaya gelip de “Biz de anlamadık neden ödül aldığımızı” diyen sinemacı da… Doğrusu; Altın Bamya Akademisi’nin bunları dert ettiği yoktu, kafaya takan ben oldum. “Sinemada erkek egemen bakış ne demektir, nasıl anlaşılır, cinsiyetçi dil nedir?” diye başlayıp, basit, net sorular sordum; Akademi adına sinema yazarı üyesi Alin Taşçıyan yanıtladı…

Sinemada ‘erkek egemen bakışa’ karşı ödüller verdiğiniz, hakkınızda en çok yazılan ‘bilgi cümlesi’. Ne demek ‘sinemada erkek egemen bakış?’
Bütün kahramanların erkek, bütün kadınların da onun sevgilisi / karısı, kurtardığı kişi ya da onu ağına düşürmeye çalışan dişi örümcek olduğu filmlerle dolu; bütün filmlerin erkeklerin öykülerini anlattığı bir dünyada ‘erkek egemen bakışın’ ne olduğunu ‘gerçekten’ anlamayan olabilir mi? Kadına biçilen bütün dramatik roller damsel in distress, femme fatale, Kutsal Meryem gibi klişelerden ibaret! İlk ikisi bütün seksapelleriyle nesneleştirilir üçüncüsü bakireymişçesine cinselliği görmezlikten gelinen anne.

Kadına karşı şiddeti, tecavüzü gösteren bir film otomatik olarak ‘kadın düşmanı’ mıdır? Altın Bamya “Şiddeti göstermeyin” mi demektedir?
Hiç ilgisi yok. Zaten Altın Bamya alan filmlerde pek az açık şiddet temsiline rastladık. Derdimiz sinemada cinsiyetçi yaklaşımda bulunan, erkek olmayana ayrımcılık uygulayan, yönetmenin eril tahakkümü bir dil olarak kurduğu, kadını ve LGBTT bireyleri kötülük kaynağı olarak damgalayan filmler. Şiddet bunun içinde yer alabilir de almayabilir de. Mesele şiddetin nasıl gösterildiğidir; olumlanarak mı eleştirilerek mi? Bir tecavüz sahnesi özendirici şekilde çekilir, cezalandırma şekli olarak mazur gösterilir, tecavüzcüyü haklı çıkarırsa AltınBamya’yı hak eder.

Kadın ve erkek karakterlerin gerçek hayattaki gibi temsil edildiği bir film ‘Bamya’lık mıdır? Altın Bamya “Gerçek hayatı göstermeyin” mi der?
Yönetmenin kendini nereye konumladığı, kamerasını nereye koyduğu, bakışını kime ve nasıl yönelttiği, gerçek hayattan bir kesit aktarmakla ne amaçladığı bizi ilgilendirir. Kadını bir kişilik olarak yaratabiliyor, onun kişilik özelliklerinden ya da toplumsal yapının yanlışlığından dolayı ezildiğini söylüyorsa, kadını eleştiriyor ama hakkını teslim ediyorsa sorun yok. Ama “Çektiklerini kadın olduğu için hak ediyor, erkek erkek olduğu için haklı” demeye getiriyorsa bu gerçek hayat kesiti falan değil cinsiyetçiliktir.

Altın Bamya ‘cinsiyetçi dile’ karşı çıkarken sinemanın özgürlüğünü kısıtlamış oluyor mu? “Öyle film yapma” demek sansürcülük müdür?
Böyle bakabilen birine bir sözlük hediye etmek gerek. Sansürün, özgürlüğün ve cinsiyetçiliğin anlamlarına bakıp öğrensin diye. Biz tahakküme karşıyız, yani özgürlükçüyüz. Sansür aklımızın ucundan geçmez, kaldı ki resmi otoritelerin elindeki bir yetkidir. Cinsiyetçilik, nefret suçunun bir parçasıdır. “Erkek olmayanlar ikinci sınıftır, onlarla alay etmek mübahtır” diye düşünen kafaların sinemada nefret suçu işlenmemesini istemek ve cinsiyetçi filmleriyle kadınları ve LGBTT bireyleri rencide edenleri eleştirmek hakkımız. Ki bunu mizahla yapıyoruz.

Altın Bamya Akademisi feminist kadınlardan mı oluşur? Ekipte erkek var mıdır?
Kendimize ‘Bamya Kardeşleri’ diyoruz. Bamya Kardeşliği içinde herkes eşittir. Birbirimizi kadın – erkek, feminist – feminist olmayan diye ayırmıyoruz.

Bir filmdeki cinsiyet eşitsizliğini görmek için illa kadın olmak mı gerekir?
Elbette hayır ama bizim duyularımız biraz daha bilenmiş olabilir… Ama bence en radikalimiz Cüneyt Cebenoyan! Birkaç kadın sinemacının da erkek egemen sisteme entegre olduğunuAltın Bamyalık işler ürettiğini de anımsatayım.

‘Karakter ödülleri’ kime gitmektedir? Kişi, ‘kötü oynadığı’ için mi layık görülür ödüle?
Karakter, senarist ile yönetmenin eseri. Oyuncuyu sorumlu tutmuyoruz, adını anmıyoruz. Magazin basını onları kışkırtıp haber üretmek için olsa gerek oyuncunun adını andığı başlıklar atıyor bazen. Oyuncu karaktere can veriyor, yorumunu katıyor ama onun Altın Bamya’ya değer görülecek bir karakter oluşturmada birinci derecede rolü yok.

Bir eşcinsel karaktere Altın Bamya verilirse bu ‘eşcinselliğe’ karşı olduğunuz manasına mı gelir? Yoksa nedir?
Altın Bamya doğası itibariyle bir karşı–ödül. Dolayısıyla tam tersi anlama gelir. Nitekim homofobik yaklaşıma sahip filmlere ‘Üç Buçuk Bamya Ödülü’ veriyoruz. Eşcinselliğin erkek egemen bakışla hor görülmesi, alay konusu yapılması, hastalık gibi gösterilmesi gibi durumlara tepki gösteriyoruz

Ödülün adı neden ‘Bamya’? Bamya da bir cinsiyetçi argo değil midir?
Cinsiyetçi değil, çocuksu ve masum. Fallik takıntı nedeniyle hemen bu yorumlara saptırıldı. Altın Patlıcan gibi bir simge bulsak asıl cinsiyetçilik bu olmaz mıydı? Bamya en sevilmeyen sebzelerdendir. İtibarı yoktur, misafire yapılmaz. Tek cinsel çağrışımı çocukların falluslarına bazen bamya denmesidir küçük ve sevimli oldukları için! Yani masum bir erkeklik tasviri, iktidardan, tahakkümden, şiddetten âri bir erkeklik simgesi.

Cinsiyetçi film yapılmadığı bir çağ gelirse Altın Bamya kendini fesh mi edecektir?
Hiç tereddütsüz! “İlk ve son olsun” diye başlamıştık, aynı kafada devam ediyoruz.

Kaynaklar :

haberler.com , birincikuvvet.com , cnnturk.com.tr , medya73.com , radikal.com.tr , mynet.com

Filmmor, Kadın Filmleri Festivali 10 yaşında!

10. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali Başlıyor!

 Film mor sitesinde belirtilen açıklama şu şekilde;

 Festival 9–19 Mart’ta İstanbul’da olacak, ardından Van Kadın Derneği(VAKAD) ortaklığıyla prefabrikler, çadır kentlerde de olsa Van’da,Yüksekova Kadın Derneği ortaklığıyla Hakkari’de,Çanakkale El Emeğini Değerlendirme Derneği(ELDER) ortaklığıyla Çanakkale’de sürecek.

• Festival, yirmiyi aşkın ülkeden yetmişin üzerinde filmle, dünyanın farklı ülkelerinden konuklar, tema bölümleri, toplu gösterimler, panel, konferans ve atölyelerle ve elbette 10 yıldır festivale gelen ve destek olan sizlerle birlikte 10. yılını kutluyor.

• Feminist Sinemanın 100 Filmmor’un 10. Yılı (Elem Tere Fiş Kem Gözlere Şiş) Seçkisi 10. Filmmor Kadın Filmleri Festivalinde!

Kadınlar 100 yılı aşkın süredir sinema yapıyor. Filmmor Kadın Filmleri Festivali de feminist sinemanın yüz yılına ve kendi on yılına gönençle geleceğe umutla bakıyor.
Sinema tarihinin ilk kurmaca filmini çeken Alice Guy-Blache filmlerinden başlayarak Marleen Gorris’e uzanan bir seçkiyle feminist sinemayı var eden, feminist sinemanın yüzakı yönetmenlerinin filmlerini  Feminist Sinemanın 100 Yılı Filmmor’un 10 Yılı özel seçkisinde buluşturuyor.

 

• Festival, 10. yılının gönenç ve umudunu dünyanın dört bir yanından kadın sinemacılarla paylaşıyor.

Festival 10. yıl coşkusunu feminist sinemayı var eden ve kadınların sinemasının önünü açan kadın yönetmenlerle paylaşacak. Dünyanın yarısında ama sinemanın yüzde beşinde yer alan kadınlar festivalin konuğu olacak. Türkiye’de ve dünyada feminist sinemanın oluşmasına katkılarından dolayı 10 kadın yönetmen/sinemacı/feminist Filmmor’un konuğu olup açılış töreninde plaketlerini alacaklar.
• Festivalde her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın farklı ülkelerinden kadınların kısa / uzun, belgesel / kurmaca / animasyon / deneysel filmleri Kadınların Sineması bölümünde yer alıyor.
• Tutkuyu Filme Almak (Filming Desire) filmi ile festivalde daha önce yer alan Marie Mandy bu yıl toplu gösterimiyle festivale konuk oluyor.

• Tunus’un Yaseminleri bölümünde Tunus’tan kadın yönetmenlerin filmleri ve Cinsiyetler bölümünde cinsiyet ve cinsel kimlik meselelerine dair filmler yer alıyor.

Festival; açılış/kapanış törenleri, 4. Altın Bamya Ödülleri, yönetmenlerle söyleşiler, atölye, panel ve diğer etkinliklerle birlikte dört ilde sizlerle birlikte olacak.

Festivalde birlikte olmak 10. yılımızı hep birlikte kutlamak dileğiyle…

Film mor’a ait sosyal medya iletişim adresleri :

Sosyal medya adreslerimiz:

Site : http://www.filmmor.org
https://twitter.com/#!/Filmmor_
http://www.facebook.com/pages/Filmmor/230219163714199
http://www.facebook.com/groups/6635938969