Şunun için etiket arşivi: adalet

Dershanelerin kapatılma kararı ve ÖYS ve ÖSS sınavlarında yaşanan olumsuzluklar kurumları yeni arayışlara itti. Asıl olması gereken sisteme doğru hızlı bir gidiş var. Belkide ilk kez doğru adımlar atılarak öğrencinin durumunu değerlendirmek yerine körükörüne eğitim sisteminde köklü bir değişikliğe gidilecek.

oss-giriş-sistemi

Eğer başarılabilirse gerçekten sosyologların deyimiyle ; Kendine  yabancılaşmış ve sınav sistemi ile boğuşan yaratıcılıktan uzak sistemden vaz geçilecek. Geç kalınmış olsa dahi dileriz adil ve iyi, çağdaş bir eğitim için torpil, kayırma ve benzeri durumları bertaraf etmek için okul mezuniyet puanı+Sosyal ve sanatsal eğitim ve etkinlikler+ Üniversitelerin sınav ve mülakatları” ile en az adaletsiz sisteme biran önce geçiş yapılır. Ve elbette denetimli kaliteli eğitim veren sanat kurslarının değeri de anlaşılır olur.

Lise geçiş sistemini değiştiren MEB şimdi de üniversitelere girişte uygulanacak yeni sistem üzerinde çalışıyor

Bu yıl liselere geçişte sistemi değiştiren ve yılda 6 dersten yapılan 12 sınavın sonuçlarının yüzde 70 etkili olması uygulamasını getiren Milli eğitim Bakanlığı (MEB) üniversitelere geçiş için de yeni bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Üzerinde çalışılan sistem “ders dışı etkinliklerin” de dikkate alınmasıyla ABD’deki üniversiteye giriş sistemine benziyor.

DERS DIŞI UĞRAŞLAR

Habere göre, Tarabya İngiliz Okulları’nın düzenlediği “Liseden Üniversiteye Geçişte Farklı Bakış Açıları” paneline katılan MEB Yükseköğrenim ve Yurtdışı Eğitimler Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Semih Aktekin, yükseköğretime geçişte üzerinde çalıştıkları yeni sisteme dair bilgiler verdi.

Aktekin, “Yükseköğretime geçişte öğrencinin ders dışı uğraşlarını, sanat, spor ve boş zaman etkinliklerini de göz önüne alarak puanlandıracağımız bir sistem düşünüyoruz. Eğitimde bilgiyi önceleyen sistem yerine becerileri de ön plana alan yeni bir sistem kurmanın peşindeyiz” diye konuştu.

Bakanlığın üzerinde çalıştığı bu sistemde yalnızca öğrencinin notları ya da ders dışı etkinlikleri üniversiteye geçişte yeterli olmayacak. Merkezi olarak yapılacak sınav sonuçları da etkili olacak. Üzerinde durulan iki sınav modeli var.

Bunlardan biri tıpkı liselere geçişte 6 dersten toplam 12 sınavın merkezi olarak yapılmasını öngören Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nde (TEOG) olduğu gibi liselerde de bazı derslerin merkezi olarak yapılması. 5 ya da 6 dersten merkezi olarak sınavlar MEB tarafından yapılacak ve yerleştirme puanının hesaplanmasında tıpkı liselerde olduğu gibi bu sınav sonuçları etkili olacak.

Bir başka sınav modeli ise Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) yapılması ve bunun sonuçlarının kullanılması. Ancak bu sınavın YGS gibi yılda bir kez değil, ABD üniversitelerine girişte sonuçları dikkate alınan SAT gibi yılda birkaç kez yapılması öngörülüyor.

HEM SINAV SONUCUNA HEM SOSYAL ETKİNLİĞE BAKIYOR

yetenek-sınavları

ABD üniversiteleri kendi şartlarını kendileri belirliyor. Üniversitelere başvurular öğrenci tarafından yapılıyor ve üniversiteler öğrencilerini seçiyor. Yani merkezi bir yerleştirme sistemi yok. Ancak başvuruda iki aşamalı sözel ve matematik becerilerin ölçüldüğü SAT ile İngilizce , matematik, okuma ve bilimsel muhakeme bilgisinin ölçüldüğü ACT (American College Test) sınav sonuçları istenir. Ayrıca lise notları, okul ve sınıf sıralaması, sosyal etkinlikler, niyet mektubu, öğretmenlerin tavsiye mektubu başvuru dosyasında yer alır ve etkilidir. Değerlendirme bu dosya üzerinden yapılır.

Piyanist Fazıl Say’ın yargılanmasını eleştiren Dünya Yazarlar Birliği’ne (PEN), ifade özgürlüğüne kısıtlama getiren TCK’nın 301’inci maddesinden soruşturma açıldı. PEN, Fazıl Say’ın yargılanmasını kınamış, “Dünya kamuoyu Türkiye’deki faşist gelişmeler karşısında alarma geçmiş durumdadır” ifadesini kullanmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, PEN Türkiye Merkezi’nin web sitesinde besteci ve piyanist Fazıl Say’ın yargılanmasını eleştiren bir açıklama yapması üzerine soruşturmayı açtı ve PEN Türkiye Yönetim Kurulu üyelerinin ifadelerini aldı. Soruşturmaya konu olan açıklama PEN Türkiye web sitesinde 3 Haziran 2012 tarihinde yayınlanmıştı.

“TÜRKİYE’DEKİ FAŞİST GELİŞMELER…”

PEN’in ifadeye konu olan açıklamasında, Fazıl Say’ın yargılanması eleştirilerek,  “Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi olarak değerli besteci ve piyanistimiz Fazıl Say’ın mahkemeye sevk edilmesini dehşetle karşılıyor, kuvvetle kınıyoruz. Dünya kamuoyu Türkiye’deki faşist gelişmeler karşısında alarma geçmiş durumdadır” ifadesi kullanılmıştı.

GAZETECİLER GÜNÜNDE SAVCIYA İFADE VERDİLER

PEN Türkiye Yönetim Kurulu İstanbul’da savcıya Türkiye’de ‘çalışan gazeteciler günü’ olarak kutlanan 10 Ocak’ta, dün verdi.

Savcılık soruşturmayı, PEN açıklamasındaki ifadelerin TCK’nın 301. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ” TC hükümetini, devletin yargı organlarini, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamak’ suçuna girdiğine karar vererek, bu maddeden açtı.

 ” TCK 301 TÜRKİYE İÇİN AYIP “

PEN Türkiye temsilciliği, açılan soruşturma konusunda bir açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi:

“25 Aralık 2012 tarihinde bir polis memuru PEN Türkiye Merkezi’nin İstanbul’daki ofisine gelerek Yönetim Kurulu üyelerinin ev adreslerini talep etmiştir. Bu soruşturmanın Adalet Bakanlığı tarafından onaylanması durumunda, PEN Türkiye Başkanı Tarık Günersel, İkinci Başkanı Halil İbrahim Özcan, Genel Sekreteri Sabri Kuşkonmaz, Uluslararası Sekreteri Ahmet Erözenci, Saymanı Tülin Dursun ve Yönetim Kurulu’nun diğer üyeleri Zeynep Oral ile Mario Levi ve ayrıca açıklamayı PEN sitesine aktaran şair ve eleştirmen Nihat Ateş, Türkiye’de bu kanun üzerinden halihazırda yargılanmakta olan çok sayıdaki yazara katılacaklardır.”

“PEN TÜRKİYE YÖNETİM KURULU’NA SALDIRIDIR”

PEN açıklamasında, TCK’nın 301. maddesinin ifade özgürlüğü ilkesi ile taban tabana zıt olduğu belirtilerek, bu maddenin ‘hem Türkiye içinde, hem de bütün dünya tarafından ayıplandığı’ da ifade edildi.

PEN Uluslararası Başkanı John Ralston Saul konuyla ilgili olarak bir açıklama yaparak, “Bu soruşturma, ülkedeki meslektaşları tarafından seçilerek görevlendirilmiş olan PEN Türkiye Yönetim Kurulu’nun tamamına yapılmış bir saldırıdır. Üstelik, yapılmakta olan suçlama, uluslararası ifade özgürlüğü standartları düşünüldüğünde kendisinin de varolmaması gereken bir yasanın yanlış yorumlanması sonucu oluşmuştur” ifadesini kullandı.

 

Haber : Zeynep GÜRCANLI

Kaynak : [-]