Bugün Irak’ın güneyinde yer alan Ur Kraliyet Mezarlığı ilk olarak 1928 yılında İngiliz arkeolog Sir C. Leonard Wooley tarafından kazınmaya başlamıştır. Wooley, lahitlerin birinde “en harika şey” olarak ifade ettiği ikizkenar yamuk şeklinde bir kutu keşfeder.
Bu kutunun üzerinde deniz kabuklarından yapılarak işlenmiş bir çok figür bulunuyordu ve ayrıca kutu rengini değerli taşlardan alıyordu. Wooley kutuyu bir adamın omzuna dayalı şekilde bulmuştu. Kutu bir direğe asılıydı ve Wooley bunun bir savaş sancağı olduğunu zannetti.
Bu sebepten dolayı bu kutu Ur Kraliyet Sancağı adını aldı. Ancak aradan kısa bir süre geçtikten sonra bilim adamları aslında bunun bir müzik aletinin gövdesi olduğunu iddia ettiler. Kutunun her iki tarafında da insan ve hayvanların hayatından oluşan figürler yer almakta.
Aşağıdan yukarıya doğru esere bakıldığında bizlere çizgi romanları hatırlatıyor. Şimdi gelinde eserin odak noktalarına, dikkat çeken yerlerine bir göz atalım…
1-) Yüce Kral
Sümer sanatında yapılan figürler hiyerarşik olarak temsil edilirler. Figürlerin boyutu onların gücünü ve önemini temsil eder.
2-) Hareketlilik Etkisi
Daha dikkatli bakıldığında şekillerin hareketleri değiştirilmiş tarzdadır. Bu da figürlerde sanki hareket ediyormuş gibi bir his yaratır.
3-) Zalim Ordu
Bu panel aslında Sümer ordusunun en eski resimlerinden biridir aslında. Ve sanatçı açıkça ordunun zalimliğini ve karşı konulmaz gücünü ön plana sürmektedir.