Yazıların da bir karekteri var ! “Calibri “ fontu .

Nedir bu Calibri?

Bugünlerde Calibri adını çok duyuyoruz; dünyanın en çok kullanılan yazı fontu. Hayatımıza farklı bir vesileyle girme sebebiyse Balyoz davası. Peki nedir bu Calibri’nin ve bazı öteki fontların hikâyesi?

bell centennial, cascade script, bitstream charter, itc galliard, georgia, olympian, mantinia, miller, shelley script, snell roundhand, skia, sophia, tahomave verdana fontlarının babası Matthew Carter

 

Bugünlerde hayatımıza Calibri denen bir şey girdi. Dünyanın en çok kullanılan yazı fontu. Hayatımıza işlevinin biraz dışında girme sebebiyse Balyoz davası, daha doğrusu davanın temelini oluşturan ve içinde ana eylem planlarının bulunduğu öne sürülen DVD’lerle CD’ler… Yıldız Teknik Üniversitesi Bilirkişi Heyeti’ne göre, söz konusu belgelerin 2003’te yazılması imkânsız zira o metinler Calibri fontuyla yazılmış. Calibri’nin dünyada piyasaya sürülme tarihi 2007. Ama bizim konumuz bu değil. Madem gündemin orta yerine düştü,Calibri ve öteki fontların arka planına kısaca göz atalım…
Simon Garfield’ın yazdığı “Tam Benim Tipim” adlı kitap, matbaanın mucidi Guttenberg’in 16’ncı yüzyılda ilk harf kalıbını dökmesinden Steve Jobs’un bilgisayarlarımızın font mönüsünü oluşturmaya karar verdiği ana kadar yazının ve fontların tüm hikâyesini anlatıyor. IKEA firmasının fontunu değiştirmesi İsveç’te insanların psikolojisini bozmuş, hatta toplumsal kargaşaya sebep olmuş mesela. Yahut Verdana’nın yaratıcısı Matthew Carter, özellikle Microsoft ve Google bu karakteri benimseyince öyle popüler olmuş ki New Yorker Dergisi’ndeki bir makalede onun için “Dünyanın en çok okunan adamı” denmiş. Bu arada kitap bize, bilgisayar ekranlarında öyle değilmiş gibi gelse de fontların insan yapımı olduğunu da hatırlatıyor.

OBAMA’YA SEÇİM KAZANDIRAN FONT 
Kitaptaki hikâyeleri okumak eğlenceli. Arada “Comic Sans’ın sevgilisi varmış, seni karakterin için seviyorum, diyormuş” gibi fıkralar, espriler de var. Fakat seçim kampanyasında Gotham adlı fontu kullanmasa Barrack Obama’nın ABD Başkanı seçilemeyebileceğini öğrendiğimde, meselenin sadece eğlenceden ibaret

Calibri Font

olmadığını kavradım. Simon Garfield, “Bazı yazı karakterleri onlarla yazılan her şey dürüst ya da hiç olmazsa adilmiş hissi verir” diyor Gotham için. “Bu sağlam ve kalıcı harfler ayrıca saldırgan görünmüyor.” Örneğin bir aşk mektubunda da Didot karakterinin, güzel ve güçlü satırları, özellikle de italik olarak derli toplu göstermesi nedeniyle çok şık durduğunu düşünüyor yazar.

Lucas de Groot Calibri Fontunun Babası

Garfield kitapta özetle, mektuplarımızı hangi fontla yazdığımızın, bloglarımızda, kitaplarımızda yahut gazetelerimizde hangi fontları kullandığımızın, ürettiğimiz mamullerin ambalajları için hangi fontları seçtiğimizin amaçlarımız açısından hayati önem taşıdığından bahsediyor… Obama’yı başkan yapan Gotham fontuyla yazılmış bu kitabı okuyun. Dilerseniz Calibri ve diğer fontların şaşırtıcı hikâyesini ayrıntılarıyla öğrenip bir parça eğlenmek için, dilerseniz işi biraz daha ciddiye alarak bundan sonra yazacağınız metinlerde hangi fontları tercih etmeniz gerektiğine karar vermek için. Sonunda reddedilmeyeceğiniz bir aşk mektubu yazmak yahut hayatınızın iş başvurusunda bulunmak için bu bilgiler inanın çok işinize yarayabilir.

Calibri: Kitle iletişiminin çehresini değiştiren font
tarihinde bir dönemeç sayılan en önemli çalışmasına 2002’de başladı. Microsoft firması ona elektronik kitaplar ve daha da önemlisi Vista işletim sisteminin vazgeçilmez parçası olacak bir font sipariş etmişti. Ortaya deneme mahiyetinde Consolas çıktı. De Groot daha sonra neredeyse bütün kitle iletişiminin çehresini değiştirecek esas başyapıtını, Calibri’yi tasarladı. Büyük bir görsel etkiye sahip, yuvarlak, esnek, tırnaksız bir font olan Calibri, Miscrosoft’un 2007’de kullanmaya başladığı font oldu. Hem Word’de Times New Roman’ın yerini aldı, hem de Outlook, Powerpoint ve Excel için standart font haline geldi.

Kaynak :  GÜLENAY BÖREKÇİ 

                http://www.haberturk.com

Nerede olursanız olun ; Türkiye ‘de Sanatla olun !

-İSTANBUL-

-Nar Sanat İstanbul Eğitim ve Kültür Sanat Derneği ve  kuruluşu olan M.E.B. Özel Nar Sanat Eğitim Kursu işbirliği ile Nar Sanat İstanbul Türk Müziği Topluluğu Konseri ; Şef Mert ERAĞAN yönetiminde. 

 detay bilgiyi 0212 570 80 68 nolu telefondan öğrenebilirsiniz.  Tarih : 30 Mart 2012 (Cuma) Saat : 20:00

Konser Yeri : Bakırköy İş adamları Derneği . Adres :  İncirli Cad. Yeşil Ada Sok. No: 2/A Bakırköy

(Nar Sanat Binasından bir önceki Sokak- Ticaret Lisesine giden sokakta 2. Bina)

31. İstanbul Film Festivali, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 31 Mart’ta başlayacak.

Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 31 Mart’ta düzenlenecek törenle başlayacak 31. İstanbul Film Festivali kapsamında sinemaseverler, 23 bölümde 7 sinemada 200’ün üzerinde film izleyebilecek.

Bülent Ortaçgil, yarın Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde vereceği konserde, son albümü ”Sen”in yanı sıra eski albümlerinden sevilen parçalarını seslendirecek.

Piyanistler Kai Schumacher ve Toros Can, yarın Borusan Müzik Evi’nde müzikseverlere buluşacak.

Anadolu etnik müzik sanatçısı Ahmet Aslan, yarın Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda sahne alacak. Türkçe, Kurmanci ve Zazaca seslendirdiği türkülerle Dersim bölgesinin inanç, antropolojik ve psikolojik yapısını yansıtan Aslan’a konserde, Drama Ensemble eşlik edecek.

Ahmet Özhan, 31 Mart Cumartesi günü CRR Konser Salonu’nda sevenleriyle buluşacak.

Aynı gün, Küçükçekmece Oda Orkestrası Halkalı Kültür ve Sanat Merkezi’nde konser verecek.

Ülker Sports Arena Sahnesi, 31 Mart Cumartesi günü Gece müzik topluluğu ve Sıla’ya evsahipliği yapacak.

Kıraç, ”Derindekiler” isimli 3D albümünün şarkılarını 31 Mart Cumartesi günü ve 1 Nisan Pazar günü Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenleyeceği 3D konserde seslendirecek.

Caz vokalisti Şirin Soysal, 31 Mart Cumartesi günü Borusan Müzik Evi’nde sevenleriyle buluşacak.

”Ayten Alpman İle Bir Başkadır Müzik” konseri, 31 Mart Cumartesi günü İstanbul Jazz Center’da gerçekleştirilecek.

Aynı gün, Paris doğumlu İsrailli şarkıcı Yael Naim, garajistanbul’da sahne alacak.

İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu, 1 Nisan Pazar günü CRR Konser Salonu’nda ”Ölümünün 300. yıl dönümünde Itri” adlı konser verecek. Konserde, büyük bestekarın değişik formlardaki eserlerine yer verilecek.

Fazıl Say ve Patricia Kopatchinskaja, 2 Nisan Pazartesi günü İstanbul Kültür Merkezi Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi’nde dinleyenleri piyano ve kemanın tınılarıyla buluşturacak.

-Melihat Gülses ve Dragos Musiki Derneği, Yeditepe Üniversitesi sahnesinde-

Melihat Gülses ve Dragos Musiki Derneği Korosu, 3 Nisan Salı günü Yeditepe Üniversitesi İnan Kıraç Sahnesi’nde ”Aile Evi Umut Konseri” adlı konser verecek.

Üç kıtadan ilham alan iki perküsyoncu Amy Salsgiver ve Alex Baker, ”Naked Drum Project” ile özgün besteleri ve çağdaş repertuvarı, kendilerine ve çalgılarına has bir yorumla 4 Nisan Çarşamba günü Borusan Müzik Evi’nde dinleyenlere sunacak.

İranlı solist Ali Reza Ghorbani ve ve Tunuslu solist Dorsaf Hamdani, 5 Nisan Perşembe günü CRR Konser Salonu’nda ”Ivresse” projesini müzikseverlerle paylaşacak.

Daimi şefleri Alexander Liebreich yönetimindeki Münih Oda Orkestrası, 5 Nisan Perşembe günü İş Sanat’a konuk olacak.

Karlsruheli üçlü Kammerflimmer Kollektief, Nova Muzak Serisi’nin bu ayki etkinliğinde 5 Nisan Perşembe günü Borusan Müzik Evi’nde sahne alacak.

-Devlet ve şehir tiyatroları-

İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda 30 Mart-5 Nisan tarihleri arasında Beykoz Ahmet Mithat Efendi Sahnesi’nde ”Zalim Mahmut”, Cevahir sahnelerinde ”Yanık”, ”Sezuan’ın İyi İnsanı”, ”Aşkın Sıradanlığı” ve ”At”, Küçük Sahne’de ”Kendi Kendine Konuşmaktır Aşk” ve ”Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni”, Küçükçekmece DT Sahnesi’nde ”Açıl Kafam Açıl” ve ”Zalim Mahmut”, Üsküdar Stüdyo Sahnesi’nde ”Michalengelo” ve Üsküdar Tekel Sahnesi’nde ”Antigone” ve ”Birdy” adlı oyunlar sahnelenecek.

Aynı tarihlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda izlenebilecek oyunlar ise şöyle:

”Fatih Reşat Nuri Sahnesi’nde ”Aşk Halleri”, ”Benim Arkadaşım Yok” ve ”Zırhlı Kurt(Kösem Sultan İle Avcı Mehmed)”, Gaziosmanpaşa Ferih Egemen Sahnesi’nde ”Boncuk” ve ”Deniz Kızı”, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde ”Otobüs” ve ”İstanbul Hatırası”, Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde ”Toros Canavarı”, ”Çiçek Prenses” ve ”Buluşma Yeri”, Kağıthane Küçük Kemal Sahnesi’nde ”Boya Benek” ve ”Benim Arkadaşım Yok”, Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde ”İntiharın Genel Provası”, Fareli Köyün Kavalcısı” ve ”Günlük Müstehcen Sırlar”, Ümraniye Sahnesi’nde ”Kargaşa”, ”Karagöz Balıkçı” ve ”Aşk Halleri”, Üsküdar Müsahipzade Sahnesi’nde ”Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum” ve ”Dullar”, Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde ”Gönlümdeki Osman Hamdi Bey”, ”Şahmeran” ve ”Çığ”.

-Sahne sanatları-

Kraliçe Lear, yarın ve 31 Mart Cumartesi günü Kenter Tiyatrosu’nda, 1 Nisan Pazar günü ise Caddebostan Kültür Merkezi’nde sergilenecek.

Ali Tokul’un yazdığı, Çanakkale Savaşı’na ilişkin ”Sahibini Arayan Mektuplar” oyunu, yarın Halkalı Kültür ve Sanat Merkezi’nde tiyatroseverlerle buluşacak.

İnsanların tercihleri ve sonuçları üzerine derin bir toplumsal eleştiri ve yüzleşmeye davet eden ”Kapılar” adlı oyun, yarın Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde sahnelenecek.

Caddebostan Kültür Merkezi, yarın tiyatrogerçek tarafından sahnelenen Cemal Süreya’nın şiirlerinden ve bazı düz yazı metinlerinden oluşan ”Üstü Kalsın” oyununa evsahipliği yapacak. Müziğin şiirlere eşlik ettiği gösteri, simgeler ve çağrışımlarla düzenlenmiş sahne atmosferinde Hakan Gerçek ve Tilbe Salim, şairin büyüleyici şiirlerine hayat verecek.

Sadri Alışık Tiyatrosu’nun komedi türündeki oyunu ”Oğluma Bir Haller Oldu”, yarın Akatlar Kültür Merkezi’nde izlenebilecek.

”Annem Yokken Çok Güleriz” adlı oyun, 31 Mart Cumartesi günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak

Cem Davran ve Erkan Can’ın rol aldığı ”Alevli Günler”, 4 Nisan Çarşamba günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde tiyatroseverlerin karşısında olacak.

1916 yılında geçen ve gerçek olaylardan hareketle kurgulanan ”Medine Müdafaası” oyunu, 5 Nisan Perşembe günü Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.

-Çocuklar için-

Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu ”En Mutlu Kim” çocuk oyunu, 31 Mart Cumartesi günü Akbank Sanat’ta izlenebilecek.

”Bay Vıcık! Köpek Çiço’yu Rahat Bırak!”, 31 Mart Cumartesi günü Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde, ”Biz Kocaman Bir Aileyiz”, 1 Nisan Pazar günü Müjdat Gezen Tiyatrosu Savaş Dinçel Sahnesi’nde, ”Ali Baba’nın Çiftliği”, 31 Mart Cumartesi günü Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde ve 1 Nisan Pazar günü Akatlar Kültür Merkezi’nde çocuklarla buluşacak.

Fulya Fuar-Sanat Merkezi, 31 Mart Cumartesi günü ”Mozart ve Perileri”ne, Caddebostan Kültür Merkezi ise aynı gün ”Bir Kümes Müzikali”ne evsahipliği yapacak.

-Sergiler-

Sokak sanatı ”graffiti”yi iç mekanlara taşıyan ”Outside-in” sergisi, 5 Nisan-5 Mayıs tarihleri arasında ALANistanbul’da gerçekleştirilecek.

Çiğdem Michalski, William Buchina, Nils Petter Löfstedt&Erik Vestman, Merve Şendil, Gamze Özer, Tayfun Serttaş, Merve Morkoç, Various&Gould’ın eserlerinin yer aldığı sergi, sosyolojik angajmanların ötesinde yeni bir estetik olasılık arayışı ve girişimi olarak dikkati çekiyor.

Necdet Öksüz’ün son dönem çalışmaları 5-25 Nisan tarihleri arasında Artisan Sanat Galerisi’nde görülebilecek.

Figüratif resme dinamik kompozisyonlarla yeni bir soluk getiren ressam Zeynep Akgün’ün ”Koma” isimli sergisi, 4-29 Nisan tarihleri arasında Artgalerim Nişantaşı’nda ziyaret edilebilecek.

Avusturyalı sanatçı, performansçı ve yazar Ona B’nin ”Siyasi Sloganlardan Türk Filmi Afişlerine” sergisi, yarın garajistanbul’da sanatseverlerle buluşacak.

Emine Akbucak’ın ışık-zaman-mekan olgusu üzerine fotoğraf çalışmalarını içeren ”Dioptrics” başlıklı fotoğraf sergisi, 1-14 Nisan tarihleri arasında Galeri Artist Çukurcuma’da gezilebilecek.

-ESKİŞEHİR-

“Palto” ve “Küçük Kara Balık” adlı Oyunlar sahnelenecek.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda “Keşanlı Ali Destanı”, “Açık Aile”, “Bay Kolpert”,

“Palto” ve “Küçük Kara Balık” adlı Oyunlar sahnelenecek.

Haldun Taner’in ölümsüz tiyatro eseri “Keşanlı Ali Destanı”nın yönetmenliğini Kazım Akşar üstleniyor. Mert Kırlak, Gonca Yakut, Burcu Tutkun Oruç, Berkay Akın, Özgür Onan, Mete Ayhan, Tolga Tümer ve Mustafa Kılıkçı’nın rol aldığı Oyun 31 Mart’ta saat 20.00’da, 1 Nisan’da ise saat 18.00’da Sanat ve Kültür Sarayı’nda izleyiciyle buluşacak.

İtalyan yazar Dario Fo’nun yazdığı, çevirisini Füsun Demirel’in yaptığı

“Açık Aile” adlı Oyunu Tolga Tümer yönetiyor. Özlem Boyacı ve Korel Cezayirli’nin rol aldığı Oyunda, kadın ve erkek ilişkileri farklı bir bakış açısıyla anlatılıyor. Oyun, Tepebaşı Sahnesi’nde 4 ve 5 Nisan’da saat 20.00’da izlenebilecek.

Kitapları dünyanın birçok diline çevrilen İranlı yazar Samed Behrengi’nin ödüllü çocuk masalı “Küçük Kara Balık” Şehir Tiyatroları sanatçısı Ali Eyidoğan tarafından Oyunlaştırıldı. Dünyaya meraklı küçük bir balığın özgürlüğe uzanan yolculuğunun anlatıldığı Oyunda Emre Demirci, Zuhal Lale, Ozan Çolak, Şayan Noyan, Çisem Erdoğan, İlker Alemdar ve Saffet Öztürk rol alıyor.

Oyun, 3 Nisan’da saat 11.00’da, 5 Nisan’da saat 14.00’da Çağdaş Cam Sanatları Müzesi Çocuk Sahnesi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Nikolay Gogol’un yazdığı, Cemal Süreya’nın çevirdiği, Erdal Küçükkömürcü’nün yönettiği “Palto” adlıOyunda şehir tiyatrosu sanatçılarından Özlem Akdoğan, Basri Albayrak, Ali Eyidoğan, Emir İzci, Hakkı Kuş, Burcu Tutkun Oruç ve Serkan Sezgin rol alıyor. “Palto”, yarın ve 4 Nisan’da saat 20.00’da TepebaşıSahnesi’nde sanatseverlerle buluşacak.

Alman tiyatrosunun genç yıldızlarından David Gieselmann’ın “Bay Kolpert” adlı Oyun ise Mehmet Ergen yönetmenliğinde yarın saat 20.00’da Tepebaşı Sahnesi’nde izlenime sunulacak.

-SİVAS-

Sivas Devlet Tiyatrosu (SDT) bu hafta “Ortak Ağıt” adlı Oyunla tiyatroseverlerle buluşacak.

Hasan Öztürk’ün kaleme aldığı, Bengisu Gürbüzer Doğru’nun yönettiği Oyunun dekor tasarımını Murat Gülmez, giysi tasarımını Ceren Karahan, ışık tasarımını Hakan Özdemir, dans düzenini Yener Turan üstleniyor.

Özge Günay, Kerem Yücel, Burçhan Göze, Veysel Zurnazanlı, Volkan Gündüz, Can Atak, Nagehan Yazıcı, İlhan Gözde Giray, Filiz Demiralp ve Ufuk Bostancı’nın rol aldığı Oyun, bugün ve yarın 19.30’da, 31 Mart’ta ise saat 14.00 ve 19.30’da sahnelenecek.

Oyunda, acımasız bir krala kahinlerinin yeni doğacak bir çocuğun onu tahtından indireceğini ve krallığına son vereceğini söylemesi üzerine kralın yeni doğan çocukları öldürmesi ve doğumları yasaklaması konu ediliyor.

SDT, 4 Nisan Çarşamba günü saat 10.30 ve 13.30’da “Dans Eden Eşek” adlı çocuk Oyununu sahneleyecek. Eric Vos’un yazdığı, Can Gürzap’ın çevirisini yaptığı Oyunda Özge Günay, Begüm Şahin, Kerem Yücel, Can Atak, Burcu Ongun Altay ve Burçhan Göze rol alıyor. Oyunda, hırsızlık yapmak ya da dürüst insan olmak arasında seçim yapan iki kafadarın hikayesi anlatılıyor.

-KONYA- 
Konya Devlet Tiyatrosu, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta ”İbiş’in Rüyası” adlı oyunu sahneleyecek -Şanlıurfa’da iki tiyatro oyunu sanatseverlerle buluşacak -Diyarbakır Devlet Tiyatrosu bu hafta ”Nereye ” ve ”Kurnaz Avukat” isimli oyunları sahneleyecek
Konya’da, Van Devlet Tiyatrosu, “Entrikalı Dolap Komedyası” adlı tiyatro Oyununu izleyicilerin beğenisine sunacak.

Van Devlet Tiyatrosu, Yunus Emre Gümüş’ün yazdığı, Cem Zeynel Kılıç’ın yönettiği “Entrikalı Dolap Komedyası” adlı Oyunu bugün ve yarın saat 19.30’da, 31 Mart Cumartesi saat 14.00 ve 19.30’da, 1 Nisan Pazar günü ise saat 15.00’da izleyiciyle buluşturacak.

Zeynep Yalçın, Serkan Yakan, Özgür Titiz ve Tolga Gülcüler’in rol aldığı Oyunda, iyilik ve kötülük karşıtlıkları bir elbise dolabı etrafında “dolap çeviren” insanlar aracılığıyla sahneye yansıtılıyor.

Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, yarın Mevlana Kültür Merkezi’nde Türk Sanat Müziği Konseri düzenleyecek.

-KAYSERİ- 

9. Erciyes Kış Turizm Festivali ve 2. Engelliler Buluşması, hafta sonu Erciyes Dağı’nda yapılacak.

30 Mart ile 1 Nisan arasında yapılacak festivale Türkiye genelinden 150 engelli sporcu katılacak.

Festival kapsamında engelliler kızak yarışması, anneler kayak yarışması, paraşütlü kayak (snowkite), havai fişek gösterisi, meşaleli kayak gösterisi düzenlenecek.

Konya Devlet Tiyatrosu, ”İbiş’in Rüyası” adlı oyunu Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta sahneleyecek.

Tarık Buğra’nın yazdığı, Tomris Çetinel’in yönettiği oyunda, hayalleri uğruna evde kaçan Nahit’in başından geçenler anlatıyor.

Dekor tasarımını Sertel Çetiner, giysi tasarımını Sevgi Türkay, ışık tasarımını Hakan Özdemir ve İlyas Erdurucan’ın hazırladığı oyunda Asım Tuncay Aynur, Ahmet Çökmez, Ferdi Dalkılıç, Yiğit Gümüşada, Ozan Umut Çobanoğlu, Nevra Sayar, Ebru Erbaş, Özlem Özkan ve Ayşe Seval Ersu rol alıyor.

”İbiş’in Rüyası” adlı oyun, bugün Kahramanmaraş Necip Fazıl Kısakürek Sahnesi’nde, yarın ve 31 Mart’ta Gaziantep Onat Kutlar Sahnesi’nde izlenebilecek.

Antalya Devlet Tiyatrosu ”Toros Canavarı” adlı oyunu Kahramanmaraş’ta sanatseverlerle buluşturacak.

Aziz Nesin’in yazdığı, Ali Meriç’in yönettiği oyunda, ailesiyle kirada oturan ve ev sahibi tarafından evden çıkarılmak istenen Nuri Sayaner ile ev sahibi arasında geçenler anlatıyor.

Dekor ve giysi tasarımını Gül Emre, ışık tasarımını Namık Gürsoy’un hazırladığı oyunda Fatih Kahraman, Senem Şahin, Kader Gözpınar, Sedat Mayadağ, Gerçek Sağlar, Selim Türkışık ve Ebru Sırkıntı rol alıyor.

Oyun 3, 4 ve 5 Nisan’da Necip Fazıl Kısakürek Sahnesi’nde izlenebilecek.

Şanlıurfa’da bu hafta iki tiyatro oyunu sanatseverlerle buluşacak.

Şanlıurfa Belediyesi tiyatro ekibi, 31 Mart Cumartesi günü, çocuk oyunu ”Teneke Şövalyeler”i saat 13.00’te Şair Nabi Kültür Merkezi’nde seyirciyle buluşturacak.

Aynı gün ve yerde, saat 19.30’da ”Urfa’dan Manzaralar” adlı tiyatro oyunu da izlenebilecek.

-DİYARBAKIR- 

Diyarbakır Devlet Tiyatrosu (DDT) bu hafta ”Nereye” ve ”Kurnaz Avukat” oyunlarını seyirciyle buluşturacak.

DDT, Hüseyin Alp Tahmaz’ın yazdığı, Emrah Eren’in yönettiği ”Nereye” adlı oyunu sahnelemeye devam ediyor.

Avrupa’ya kaçak göçmen olarak gitmek üzere kapalı kamyon kasasında yola çıkan mültecilerin yaşam öykülerinin anlatıldığı oyunda Ali Çelik, Mümtaz Aydoğan Mengi, Ozan Hafızoğlu, Fatih Yurdakul,İrem Ölmez ve Ercan Kılıçarslan rol alıyor. Kostümü Melih Karakurt’a, ışığı İzzetin Biçer’e ait oyun, bu akşam, yarın ve 31 Mart’ta Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Sanat Merkezi Orhan Asena Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak.

DDT, 1 Nisan’da küçük seyirciler için ”Kurnaz Avukat”ı sahneleyecek.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu da Sophokles’in en önemli yapıtlarından, Celal Mordeniz’in yönettiği ”Antigone”yi izleyiciyle buluşturacak. Oyun, Kürtçe olarak cumartesi günü Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda izlenebilecek.

     -MARDİN- 

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde açılan, küratörlüğünü fotoğraf tarihçisi Engin Özendes’in üstlendiği ”Seyreyle Ara Güler Mardin’de” fotoğraf sergisi devam ediyor.

Usta fotoğrafçı Ara Güler’in fotoğraflarının yer aldığı sergi ”Tanımak ve Anlamak” ile ”Yüz Yüze” başlıklı iki bölümden oluşuyor.

114 eserin yer aldığı sergi, bir yıl süreyle vatandaşların ziyaretlerine açık olacak.

 

-İZMİR-

BAHARIN KENDINI HISSETTIRMEYE BASLAMASIYLA ACIK MEKANLARDAKI ETKINLIKLERE HAZIRLANAN IZMIR, SANATSEVERLERI YOGUN BIR GUNDEMLE KARSILIYOR.

Baharın kendini hissettirmeye başlamasıyla açık mekanlardaki etkinliklere hazırlanan İzmir, sanatseverleri yoğun bir gündemle karşılıyor.

İzmir Devlet Senfoni Orkestrası (İZDSO), yarın akşam Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde vereceği konserde, Antonin Dvorak’ın eserlerini yorumlayacak.

Konserin solistliğini kemanıyla 2008 Rhineland-Palatinate Genç Müzisyenler Ödülü’nü alma başarısını gösteren 1982 doğumlu Anna Sophie Dauenhauer üstlenecek.

Ünlü besteci Antonin Dvorak’ın Keman konçertolarının seslendirileceği bu özel konserde orkestrayı piyano, kontrbas, koro müziği, koro şefliği ve deneysel kompozisyon dallarında adından söz ettiren şef Stefano Mazzoleni yönetecek.

”Bir Yaz Gecesi Rüyası” balesini geçen hafta İzmirli sanatseverlerle buluşturan İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB), bu hafta da sezonun iddialı çalışmalarından Puccini’nin ”Turandot” operasıyla perdelerini açacak.

Aytaç Manizade tarafından sahneye konulan ”Turandot”, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde 31 Mart Cumartesi ve 2 Nisan Pazartesi akşamları sahnelenecek.

Puccini’nin 1924’te ölmeden önce yazdığı ancak son iki sahnesi Franco Alfano tarafından tamamlanan ”Turandot” operasında, şiddete maruz kalan babaannesinin hatıraları nedeniyle kendini yalnızlığa mahkum eden, kendisiyle evlenmek isteyen prensleri ise üç sorudan oluşan sınava tabi tutan ve başarısız olanları ölüme yollayan Çin Prensesi ”Turandot” ile azmi, zekası ve aşkıyla Turandot’un kalbindeki buzları eritmeye çalışan Tatar Prensi Calaf’ın öyküsü anlatılıyor.

Anadolu Filarmoni Orkestrası, yarın İzmir’in Menderes ilçesinde kurumsal kimliğini kazandıktan sonraki ilk konserini verecek. Konserde, Anadolu Filarmoni’ye çobanlardan ve köy sakinlerinden oluşan koro da eşlik edecek.

Yöre halkını yalnız müzikle değil sanatın her dalıyla tanıştırmayı amaçlayan etkinlik sırasında, resim ve heykel sanatçısı Cahit Koççoban da yörenin kültürüne ait bir temayı işleyeceği tablosunu 18 köy halkı adına Çatalca köyü muhtarlığına hediye edecek.

-30. İzmir Tiyatro Günleri-

Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Devlet Tiyatrosu’nun iş birliğiyle düzenlenen, açılışı 27 Mart Salı Günü yapılan 30. İzmir Tiyatro Günleri, 12 Nisan’a kadar çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapacak.

Bu yıl 30. kez düzenlenecek İzmir Tiyatro Günleri, ilk kez uluslararası boyuta taşınıyor. İspanya, İtalya ve KKTC’den tiyatro gruplarının da katılacağı Tiyatro Günleri kapsamında 11 etkinlik düzenlenecek.

Etkinlikler, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, Güzel Sanatlar Fakültesi Özdemir Nutku Sahnesi, İsmet İnönü Sanat Merkezi, İzmir Sanat ile Atatürk ve Sabancı kültür merkezlerinde düzenlenecek.

-İZDT’de bu hafta-

İzmir Devlet Tiyatroları (İZDT) bu hafta 4 salonda perdelerini tiyatroseverler için açacak.

İZDT’nin Konak Sahnesi, 3 Nisan Salı gününe kadar ”Satıcının Ölümü” adlı oyunu izleyiciyle buluşturacak. Arthur Miller’in yazdığı, Barış Eren’in yönettiği ”Satıcının Ölümü”, 1929 ekonomi krizinin Amerikan toplumu üzerindeki yıkıcı etkisini anlatıyor.

Sanatseverler, 3 Nisan Salı akşamından itibaren ise ”Bir Garip Orhan Veli” adlı oyunu izleyebilecek. Tayfun Eraslan’ın yönettiği tek kişilik oyun, Orhan Veli’nin Murathan Mungan tarafından derlenen şiirlerinden oluşuyor ve izleyiciyi kimi zaman gülümseten, kimi zaman da duygulandıran bir yolculuğa çıkarıyor.

Konak Melek Ökte Sahnesi, ”Edi’nin Annesi Nerede- isimli çocuk oyunuyla sezonun yeni oyunlarından ”Don Kişot’un Maceraları”nı dönüşümlü olarak izleyiciyle buluşturacak. Hans Ostarek’in yazdığı, Yücel Erten’in çevirdiği oyunu Yunus Emre Bozdoğan yönetiyor. Fatih Veli Ölmez’in müziklerini hazırladığı oyun, Cervantes’in unutulmaz Don Kişot karakterinin dilden dile dolaşan maceralarını farklı anlatıcıların gözünden renkli bir üslupla izleyiciye aktarıyor.

Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi’nde ise hafta boyunca ”Halktan Biri” adlı oyun sahnelenecek. Sam Bobrick’in yazdığı, Metin Oyman’ın yönettiği oyun ilginç bir konuya sahip. Oyunda, hayatından ve ülkesinin gidişatından mutsuz olan, bu mutsuzluğunu da ABD başkanlarına yazdığı sayısız mektupta anlatan Travis Pine’ın CIA ajanlarının evine yaptığı ziyaretle değişen hayatı anlatılıyor.

Tiyatroseverler, Karşıyaka Oda Tiyatrosu’nda ise 3 Nisan Salı ve 4 Nisan Çarşamba akşamları ”Henry ve Alice’in Gizli Yaşamı”nı izleyebilecek. David Tristram’ın yazıp Sinan Pekinton’un yönettiği iki perdelik oyunda, iletişim sorunu yaşayan çiftin öyküsü anlatılıyor.

-Sergiler, etkinlikler-

İzmir Devlet Resim Heykel Müzesi, Emine Bıyıklı’nın ”Bir Yitik Zaman” adlı resim sergisine ev sahipliği yapıyor.

Sanatseverler, Konak Belediyesi Neşe ve Karikatür Müzesi’nde ”kadın Konulu Karikatürler” karma sergisini gezebilecek.

Konak Belediyesi Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde Figen Onat, Zeynep Türkileri, Tülay Baytosun, Emel Say, Özgül Evren Atasoy, Hüseyin Çaygül, Funda Yalçın, Fatma Atagan, Erengül Mülayim’in çalışmalarından oluşan karma resim sergisi bugünden itibaren İzmirlilerin beğenisine sunuluyor.

Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi, her cumartesi olduğu gibi bu hafta da Deniz Özgökbel’in Karagöz-Hacivat gösterisine ev sahipliği yapacak.

İzmir Arena’da yarın akşam Manga konser verecek, aynı saatlerde Türkiye’yi Eurovision’da temsil etmeye hazırlanan Can Bonomo Ooze Venue’de sahne alacak.

 

-SAMSUN-

SAMSUN DEVLET OPERA VE BALESI BU HAFTA ”DON KISOT”, ”BREMEN MIZIKACILARI” VE ”SESLERLE ANADOLU” ILE SEYIRCI KARSISINA CIKACAK.

Samsun Devlet Opera ve Balesi bu hafta ”Don Kişot”, ”Bremen Mızıkacıları” ve ”Seslerle Anadolu” ile seyirci karşısına çıkacak.

Samsun Devlet Opera ve Balesi, bugün Saat 20.00’de ”Don Kişot” adlı baleyi yeniden sahneleyecek.

Babası Lorenzo tarafından istemediği bir erkekle evlendirilmeye çalışılan Kitri, sevgilisi Basil ve onlara yardım eden Don Kişot’un hikayesinin anlatıldığı eserin orkestra şefliğini Bujor Hoinic ile Tolga Taviş yaptı.

Koreografisi klasik balenin babası sayılan ünlü koreograf Marius Petipa’ya ve Alexander Gorsky’e ait eser, 1869’da gerçekleştirilen ilk koreografiye sadık kalınarak Nugzar Magalasvili ile Medeia Magalasvili tarafından sahneye konuldu.

Samsun Devlet Opera ve Balesi ayrıca yarın saat 10.30’da ”Bremen Mızıkacıları” isimli çocuk müzikalini minik sanatseverler için tekrar sahneleyecek.

Sahipleri tarafından evlerinden kovulan Düldül, Karabaş, Mırnav ve İbikli’nin müzisyen olmak için birlikte Bremen’e gitmeye karar vermeleriyle başlayan olayların anlatıldığı eseri Heinz Wunderlich yazdı, müziklerini Josef Breuer yaptı ve Fatih Şanal sahneye koydu.

Samsun Devlet Opera ve Balesi, 2 Nisan Pazartesi Günü saat 20.00’da da Çarşambayı Sel Aldı, Ben Seni Sevdiğimi Dünyalara Bildirdim, Allı Turnam, Beyaz Giyme Söz Olur, Amman Avcı, Geçti Dost Kervanı, Bolu Beyi, Çökertme, Hekimoğlu, Yüksek Yüksek Tepelere gibi pek çok türkünün görsel ögeler ve danslarla hayat bulduğu ”Seslerle Anadolu”yu yeniden sahneleyecek.

Turne sahnesi olarak hizmet veren Samsun Devlet Tiyatrosu’nda ise 3 Nisan Salı ve 4 Nisan Çarşamba günü, Ankara Devlet Tiyatrosu’nca hazırlanan ”Yosunlar” isimli oyun sahnelenecek.

Şahin Örgel’in yazdığı, Murat Çidamlı’nın sahneye koyduğu oyunda, kendi aralarında zaman zaman acımasız intikam oyunları oynayan, aileleri ve hayat tarafından yalnızlaştırılmış iki yaşlı adamın yaşantısıkomik dille anlatılıyor.

Gazi Sahnesi’nde bugün saat 20.00’da Samsun Seyir Tiyatrosu’nca hazırlanan ”Vay Başımıza Gelenler” adlı oyun seyirciyle buluşmaya devam edecek.

Klasik Türk Müziği Korosu, yarın saat 20.00’da Atatürk Kültür Merkezi’nde bahar konseri verecek. Arzu Kopuzlu Çelik yönetimindeki koro, klasik Türk müziğinin seçkin eserlerini seslendirecek.

Atatürk Kültür Merkezi’nde 31 Mart Cumartesi günü saat 20.00’da Samsun Büyükşehir BelediyesiKonservatuvarı da konser verecek. Koro şefi Cavit Ersoy’un çalıştırdığı müzisyenler Türk sanat müziğinden örnekler seslendirecek.

İl Özel İdaresi Sergi Salonu’nda Fotoğraf ve Kültür Sanat Derneği’nin (FOKUS) siyah beyaz fotoğraf sergisi 1 Nisan Pazar gününe kadar açık olacak.

 

-TRABZON-

Trabzon Devlet Tiyatrosu, ”Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü” adlı oyunu sahneliyor.

Dario Fo’nun yazdığı, Füsun Demirel’in Türkçeye çevirdiği oyunun yönetmenliğini Mehmet Atay üstleniyor. Eserin dekoru Sinan Yardımedici, kostümleri Gülümser Erigür, ışık tasarımı Nihat Bahar, müzikleri Musa Göçmen tarafından hazırlandı.

Ersan Utku Ölmez, Ceyhun Gen, Fatih Topçuoğlu, Yavuz Topçuoğlu, Kadri Özcan, Uğur Keleş, Nazlı Ceren Agron ve Mehmet Fukul’un rol aldığı oyun bugün ve yarın saat 20.00’da, 31 Mart Cumartesi ise saat 13.00 ve 20.00’da Atapark Haluk Ongan Sahnesi’nde tiyatroseverin beğenisine sunulacak.

Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde ”11 Renk Resim-Heykel” adlı sergi yer alıyor. Tolga Akalın, İrfan Bilgin, Mümin Candaş, Kenan Demir, Bora Dervişoğlu, Sezgin Erkol, Necati Seydi Ferahoğlu, Nurgül Ferahoğlu, Sebahattin Kılıç, Özgür Özmen ve Orhan Zafer’in eserlerinin yer aldığı sergi 31 Mart Cumartesi gününe kadar gezilebilecek.

Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde ”Su Ebru” adlı ebru sergisi sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Ebru sanatçısı Nurcihan Velioğlu ile öğrencileri Aydan Demet, Hülya Erdener, Oya Eren, Sevil Yıldırım, Nihan Engin ve İlhan Barutçu’nun çalışmalarının yer aldığı sergi 31 Mart Cumartesi gününe kadar açık kalacak.

-ORDU-

Ordu Kültür Sanat Merkezi’nde hizmet verecek Ordu Devlet Tiyatrosu, Ankara Devlet Tiyatrosu’nca hazırlanan ”Genç Osman” isimli oyunla perdelerini açacak.

Turan Oflazoğlu’nun yazdığı, Şakir Gürzumar’ın sahneye koyduğu oyun, bugün ve yarın saat 20.00’da Ordulu sanatseverlerle buluşturulacak. Oyunun dekor tasarımı Sertel Çetiner, giysi tasarımı Gülümser Erigür, ışık düzeni Şükrü Kırımoğlu, müzikleri Can Atila imzasını taşıyor.

Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu (OBKT) da yarın akşam ve 3 Nisan Salı günü 20.00’da ”Eşeğin Gölgesi” adlı oyunu sahnelemeye devam edecek.

Haldun Taner’in yazdığı, Murat Demirbaş’ın sahneye koyduğu oyun, şehirdeki panayıra çalışmak için giden berber Şaban’ın, kiraladığı eşeğin sahibiyle arasında geçen olayları konu alıyor.

-ÇORUM-

Turne sahnesi olarak hizmet veren Çorum Devlet Tiyatrosu, yarın saat 20.00’da ve 31 Mart’ta saat 14.00 ile 20.00’de, Ankara Devlet Tiyatrosu’nca hazırlanan ”Sönmüş Yıldızlar” adlı oyuna ev sahipliği yapacak.

Kerim Tinçurin’in yazdığı, Albina Garifullina’nın Türkçeye çevirdiği, Raşid Zagidullin’in yönettiği oyunun dekor ve giysi tasarımını Sergey Skomorohov, ışık tasarımını Ahmet Karademir, müziklerini Çingiz Abızov yaptı. Geniş bir oyuncu kadrosuna sahip oyunda Tatar efsanesi Server ile İsmail’in aşkı anlatılıyor.

-Zonguldak-

Zonguldak’ta İstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT) ‘Sihirli Hediyeler” adlı çocuk oyununu sahneleyecek.

İDT, Ayşen İnci’nin yazdığı ve yönettiği ”Sihirli Hediyeler” adlı oyunu yarın ve 31 Mart’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluşturacak.

Emine Şule Gezgöç, İlksen Ökte, Direnç Dedeoğlu, Hakan Dülger, Güneş Çağlar, Rezzak Aklar, Muharrem Türkseven, Fırat Demir, Hakan Bulut, Tuğba Çom, Tuğba Yüksel San, Derya Şener ve Yiğithan Zirek’in rol aldığı oyunda, zalim bir kralın yönettiği, fakir insanların yaşadığı bir ülkede karlı bir kış gecesi yaşlı bir adamın anneleriyle yaşayan üç kardeşin kapısını çalması, yoksulluklarına rağmen bu iyi insanların dedeyi sevgiyle ağırlamaları, ayrılırken dedenin onlara verdiği eski püskü hediyelerin sihirli olduğunu ve hayatlarını nasıl değiştireceğini bilmemeleri anlatılıyor.

 -ZONGULDAK-

Zonguldak’ta kültür sanat etkinlikleri kapsamındaİstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT) ‘Sihirli Hediyeler” adlı çocuk oyununu sahneleyecek.

Zonguldak’ta kültür sanat etkinlikleri kapsamındaİstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT) ‘Sihirli Hediyeler” adlıçocuk oyununu sahneleyecek.

İDT, Ayşen İnci’nin yazdığı ve yönettiği “SihirliHediyeler” adlı oyun, 30-31 Mart tarihlerinde AtatürkKültür Merkezi’nde izleyenlerle buluşturacak.

Emine Şule Gezgöç, İlksen Ökte, Direnç Dedeoğlu, Hakan Dülger, Güneş Çağlar, Rezzak Aklar, Muharrem Türkseven, Fırat Demir, Hakan Bulut, Tuğba Çom, Tuğba Yüksel San, Derya Şener ve Yigithan Zirek’in başlıca rol aldığı oyunda, zalim bir kralın yönettiği, fakirinsanların yaşadığı bir ülkede, karlı bir kış gecesi yaşlı bir adam anneleriyle birlikte yaşayan üç kardeşinkapısını çalması, yoksulluklarına rağmen bu iyi insanların dedeyi sevgiyle ağırlamaları, ayrılırken dedenin onlara verdiği eski püskü hediyelerin sihirli olduğunu ve hayatlarını nasıl değiştireceğini bilmemeleri anlatılıyor.

-ANTALYA-

ANTALYA DEVLET OPERA VE BALESI (ANTDOB), UNLU ALMAN BESTECI CARL ORFF TARAFINDAN OLUSTURULAN SAHNE KANTATI CARMINA BURANA’YI, 120 KISILIK KADROYLA SESLENDIRECEK.

Antalya Devlet Opera ve Balesi (ANTDOB), ünlü Alman besteci Carl Orff tarafından oluşturulan sahne kantatı Carmina Burana’yı, 120 kişilik kadroyla seslendirecek.

”Yeni bir şey yaratmak istiyorsan mutlaka eski olanı kullan” anlayışına sahip Carl Orff’un Münih yakınlarındaki bir manastırda bulunan 200 kadar şiir ve şarkıdan esinlenerek oluşturduğu Carmina Burana, dünyada ilk kez 1937 yılında gösterime konuldu. Ünlü bestecinin Trionfi (Zaferler) üçlemesinin ilki olan ve Rönesans döneminden etkiler taşıyan Carmina Burana, orkestra, koro ve solistlerden oluşan geniş kadrosuyla en etkileyici eserler arasında yer alıyor.

ANTDOB sahnesinde, orkestra, solist ve korodan oluşan 120 kişilik kadroyla seslendirilecek eserde orkestrayı şef Hakan Kalkan, 56 kişilik koroyu da Cansel Ruhselman yönetecek. 3 Nisan’da gerçekleştirilecek konserde soprano Nurdan Aydın, tenor Devrim Demirel ve bariton Tamer Paker sahne alacak. Piyanoda ise Yücel Yalçın ve Onur Altıparmak yer alacak.

-Dans ve müziğin kusursuz uyumu-

Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği modern dans prodüksiyonlardan Güldestan, Türk toplumunun kültürel geçmişini bugünün yaşamıyla modern şekilde bağdaştırıyor. Eser, geçmişten bugüne izler bırakarak gelen bir yaşamı, dans ve müziğin kusursuz uyumu ile izleyiciye sunuyor. Tasavvuf anlayışıyla sarmalanmış modern bir dans gösterisi olan Güldestan, sanatseverleri göçebe bir toplumun köklerinden tutarak günümüz yaşamının içine doğru çeken bir yolculuğa çıkarıyor.

Arkın Zirek’in sahneye koyduğu, koreografisi Beyhan Murphy, müzikleri ise Mercan Dede imzasını taşıyan Güldestan, bugün ve 31 Mart’ta sahnelenecek. Halit Ergenç’in seslendirdiği metinler Orhan Pamuk, fotoğraflar ise Ara Güler imzasını taşıyor. Eserde dekor tasarımı Işın Mumcu, kostüm tasarımı İsmail Dede, ışık tasarımı ise Micheal Odam’a ait.

-Çocuklara ”Kuklacı-

ANTDOB sanatçıları 2 Nisan’da ”Kuklacı” adlı çocuk müzikalini sahneleyecek. İtalyan yazar Carlo Collodi’nin çocuk romanı olan Pinokyo’nun hikayesini konu alan ”Kuklacı”, müzikli çocuk oyunu olarak çocuk izleyicilerle buluşacak.

Müziklerini Melih Seskır’ın yaptığı, metnini Ferdi Merter’in yazdığı müzikali, Melih Öztürk yönetti. Çocukları eğlenceli bir yolculuğa çıkaracak Kuklacı’da dekor Filiz Dinç, kostüm ise Aydan Çınar’a ait. Eserde Ceren Tereci ”Pinokyo”, Baturalp Bilgili ”Gepetto”, Heyecan Gizem Yakan ”Cırcır Böceği”, Mahir Seyrek ”Tilki”, Sinem Seçil Baddal ”Kedi”, Zafer İşgören ”Öğretmen”, Onur Alpaslan ”Müdür”, Arzu Aydoğdumu ”Peri”, Müge Yıldıran ”Melek”, Ercan Uğur ”Şeytan” rolüyle sahne alacak. Eserin korrepetitörü ise Onur Altıparmak.

”Haydi Çocuklar Operaya” etkinliğiyle ANTDOB sanatçıları 4 Nisan’da minik izleyicilerle buluşacak. Çocuklarda opera bilincinin geliştirilmesini hedefleyen etkinlik, eğitici özelliğe de sahip. Operaya gelen çocuklar, sahnelenecek eserin dekorunu görme ve opera hakkında bilgi alma fırsatı bulacak, daha sonra şovu seyredecek.

Eserler, Haşim İşcan Kültür Merkezi’nde izlenebilecek.

-ADT-

Antalya Devlet Tiyatrosu (ADT) oyuncuları bugün, yarın ve 31 Mart’ta ”Eşeğin Gölgesi” adlı oyunu sahneleyecek. Oktay Gözpınar, Bahar Işık, Uğur Sertel, Gökhan Tüzün ve Murat Bölük’ün rol aldığı oyunda, şehirdeki panayıra gitmek isteyen Berber Şaban bir eşek kiralar. Yolculuk sırasında aşırı sıcaktan bunalan Şaban, biraz dinlenmek için durur ve eşeğin gölgesine oturur. Eşek sahibi Mestan, ”Ben sana eşeği kiraladım, gölgesini değil” diyerek gölge kirası ister. Bunun üzerine iki taraf arasında çıkan tartışma, ülkenin eşekçiler ve gölgeciler olarak ikiye bölünmesiyle sonuçlanan politik bir davaya dönüşür.

-ABT’den ”Tersine Dünya-

Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosu (ABT), bugün ve yarın Orhan Kemal’in eseri ”Tersine Dünya”yı sahneliyor. Mustafa Gültekin tarafından sahneye uyarlanan eserin yönetmenliğini Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Murat Çidamlı yaptı. Oyunun müzikleri Tolga Cebi, koreografisi Binnaz Dorkip, dekoru Cenap Aydınoğlu, kostümleri Gizem Karasu ve ışığı ise Özgür Dokuyucu’ya ait.

ABT oyuncularının tamamına yakınının yer aldığı eserde, kadın ve erkek rollerinin yer değiştirdiği hayali bir dünya seyirciye sunuluyor. Erkeklerin evlerde oturup çocuk baktığı, çamaşır, bulaşıkla uğraştığı, kadınların ise bitirim olup serserilik yaptığı ”Tersine Dünya”da bir yandan da toplumsal yapıdaki çarpıklıklar mizahi bir dille gözler önüne seriliyor.

Prof. Dr. Metin Balay’ın yazdığı ve yönettiği ”İnadına Yaşamak”, 31 Mart’ta ABT sahnesinde olacak. Müfit Kayacan, Mehmet Özgür ve Murat Ercanlı’nın rol aldığı oyunda, günlük hayatın koşuşturması içinde farkına varılmadan yaşanıp giden, ancak sahnede karşımıza çıkınca akıllarımızda yer eden hikayelerde seyirci bazen gülüp, bazen de duygusallaşacak.

ABT oyuncuları aynı Gün minik izleyiciler için Özer Tunca’nın yazıp yönettiği ”Üç Kafadar Hırsız Kuklacı Olursa” oyununu sahneleyecek. Oyunda aylaklık yapmaktan bir türlü çalışmaya fırsat bulamayan 3 tembel arkadaş, karınlarını doyurmak için hırsız olmaya karar verirler. Ancak soymak için girdikleri evde buldukları kuklalar ve kostümlerle öyle bir oyuna dalarlar ki hem açlıklarını, hem de hırsızlığı unutup bambaşka bir dünya keşfederler.

Oyun içinde oyun oynayarak, emeğin ve Alın terinin güzelliğinin anlatıldığı ”Üç Kafadar Hırsız Kuklacı Olursa”nın en özel ve dikkat çekici tarafı ise aktörler tarafından sahnede Canlı olarak oynatılan kuklalar. Bülent Patoğlu, Erdal Gürcan ve Mustafa Doğan Ayhan’ın rol aldığı oyunda, kuklalara müzik ve şarkılar da eşlik ediyor. Oyunun müzikleri Oktay Köseoğlu, kukla tasarımı Okan Karacan, dekor ve kostümleri ise Gizem Karasu tarafından yapıldı.

-Öğrenciler sergide yaratıcılıklarını buluşturdu-

Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğrafçılık Bölümü öğrencilerinin atölye dersleri kapsamında ürettikleri çalışmalardan oluşan sergi, Olbia Sanat Galerisi’nde açıldı. Sergide 18 öğrencinin geleneksel yöntemlerle ve teknolojinin olanaklarından yararlanarak yarattığı belgesel, tanıtım ve sanat fotoğraflarından oluşan 57 eseri yer alıyor.

Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nafia Özdemir Hanyaloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerin üniversite eğitimleri süresince aldıkları özgün bilgileri yaratıcı yapıtlar ortaya koyarak sergilediklerini belirtti.

Çağdaş sanatın kaygılarını, düşünce tarzını kavramış, kültürel birikimi zengin, görüntü üretiminde teknik üstünlük ve beceri kazanmış, sorumluluk sahibi, yaratıcı bireyler yetiştirmek istediklerini anlatan Hanyaloğlu, öğrencilerin fotoğrafın kullanıldığı tüm alanlarda üretim yapabilecek bilgi birikimi ve deneyim kazanacaklarını belirtti.

Sergi, 6 Nisan’a kadar gezilebilecek.


18. İstanbul Tiyatro Festivali Mayıs ayında başlıyor

İKSV tarafından 10 Mayıs-5 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek ’18. İstanbul Tiyatro Festivali’ yurt içinden ve yurt dışından çeşitli tiyatro ve dans gruplarını seyirciyle buluşturacak

İstanbul Kültür Sanat Vakfınca (İKSV) düzenlenen ”18. İstanbul Tiyatro Festivali”, 10 Mayıs-5 Haziran 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
İKSV açıklamasına göre festival, bu yıl da yurt içinden ve yurt dışından çeşitli tiyatro ve dans gruplarını seyirciyle buluşturacak.

Festivalde, Kutluğ Ataman da ”Sılsel” adlı performansla ilk kez yer alacak.

Çeşitli atölye çalışmaları ve konferanslarla zengin bir program sunan festivalden önce 2-9 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek ”Türkiye’de Çin Kültürü Yılı” etkinlikleri de festivale eklenecek.

Festival programı ise 20 Mart’ta basın toplantısıyla açıklanacak.

İstanbul Tiyatro Festivali Tarihçesi

 Yerli ve yabancı tiyatro ve dans topluluklarının iki yılda bir Mayıs ayında, üç hafta boyunca izleyiciyle buluştuğu uluslararası bir etkinlik olan İstanbul Tiyatro Festivali ilk kez 1989 yılında gerçekleştirildi. 2002 yılından bu yana iki yılda bir düzenlenen festival kapsamındaki yapımlar ve topluluklar, hem izleyiciye hem de sanat dünyasına farklı açılımlar kazandırıyor; ulusal ve uluslararası, klasik ve çağdaş yorumlar, her iki yılda bir İstanbul Tiyatro Festivali merceğinden sahnelere yansıyor.

2002 yılında, Nâzım Hikmet’in doğumunun 100. yılında, Genco Erkal’ın tasarladığı ve yönettiği nazım’a Armağan adlı yapımla festival ilk prodüksiyonunu gerçekleştirdi. Atılan bu adım, izleyen yıllarda yerli toplulukların İstanbul Tiyatro Festivali’ne yeni projelerle katılmaları için zemin oluşturdu. Bu gelişme festivale her anlamda ivme kazandırdı ve bugün de kazandırmaya devam ediyor.

Farklı kültürler ve ülkeler arasında sanatsal anlamda kesişmelerin, benzerliklerin ve ayrılıkların altını çizmek amacını güden festival uzun süredir ortak yapımlara ağırlık veriyor ve bu anlamda yöneldiği alanları genişletiyor. Festivalin bu bağlamda hayata geçirdiği çalışmalardan biri Tanztheater Wuppertal Pina Bausch ile 2003 yılında özel proje olarak gerçekleştirilen ve bugün hâlâ dünyayı dolaşan nefes. 2006 yılında festival kapsamında gerçekleştirilen ve birçok topluluğu İstanbul’da buluşturan 4. Uluslararası Tiyatro Olimpiyatları da yine bu doğrultuda yürütülen çalışmalar arasında.

İstanbul Tiyatro Festivali, 2009 yılında Avignon Festivali, Atina & Epidaurus Festivali, Barcelona Grec Festivali ile birlikte Akdeniz Festivalleri Birliği Kadmos’u kurdu. Kadmos, yalnızca ortak prodüksiyonları değil, ortak eğitim alanlarını da destekleyen bir birlik olarak çalışmalarına devam ediyor. Yine bu kapsamda yürütülen “Kadmos Seyahat” ise çeşitli ülkelerin genç sanatçılarına ve dramaturglarına farklı festivalleri izleme olanağı tanıyan bir eğitim projesi olarak sürdürülüyor. İstanbul Tiyatro Festivali’nin çalışmalarını yürüttüğü bir diğer eğitim programı da ilk adımları Piccolo Teatro di Milano ile birlikte atılan “Mediterranean Project”.

1997 yılından bu yana her yıl bir Türk ve bir yabancı sanatçıya Yaşam Boyu Başarı Ödülü sunan İstanbul Tiyatro Festivali, eğitim projeleri, ortak yapımları ve günümüz toplumsal sorunlarına dair temalara değinen programıyla her iki yılda bir gösteri sanatları alanında ulusal ve uluslararası düzeydeki yeni yönelimleri ve çalışmaları İstanbul’a taşımaya devam ediyor.

Sinema katliamı altında “31. İstanbul Film Festivali “geldi!

200 film gümbür gümbür geliyor

31 Mart-15 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek ”31. İstanbul Film Festivali”nde, 200’ün üzerinde film sinemaseverlerle buluşacak

Festival direktörü Azize Tan, 8 Mart’ta üniversitelerde ön gösterime başlayacaklarını, 18 üniversiteye gideceklerini ve öğrencileri festival programıyla tanıştıracaklarını söyledi.

Tan, bu yıl festivalde yarışmaların ön plana çıktığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Uluslararası yarışmanın başkanlığını Nuri Bilge Ceylan yapacak. Bu bizim için çok heyecan verici. Dünyaca tanınmış bir Türk yönetmenin bize destek vermesinden çok mutlu olduk. Murathan Mungan da ulusal yarışmamızın jüri başkanı olacak. Bu yıl ulusal yarışmamız çok iddialı olacak çünkü birçok filmin Türkiye ya da dünya prömiyerini ilk kez İstanbul’da yarışma sırasında görecek izleyicilerimiz. Çok sayıda konuk da gelecek. O konuklardan biri de Marjane Satrapi olacak. Animasyon bir yapım olan ”Persepolis” adlı filmiyle ilgi çeken yönetmen, yabancı film Oscar’larında son 5’e kalmıştı. Satrapi’nin son filmi ‘Chicken Plums” da festival kapsamında gösterilecek.”

Gelen ünlü yönetmen ve oyuncuların, sinema sohbetleri, paneller aracılığıyla seyirciyle buluşmasını sağlayacaklarını belirten Tan, ”Bu söyleşiler çok ilgi, görüyor üstelik tüm bunları ücretsiz yapıyoruz. Yine jüri başkanımız olan Nuri Bilge Ceylan da bir sinema dersi verecek” dedi.

Ulusal ve uluslararası Altın Lale yarışmalarının dışında, bir de İnsan Hakları yarışmasının düzenleneceğini dile getiren Tan, ”Belgesellerden çocuk filmlerine, deneysel filmlerden, genç yönetmenlerin filmlerine kadar çok farklı bölümlerimiz olacak. Bu yıl aynı zamanda ‘Çin Yılı’nı kutluyoruz. 2014’te de Çin de ‘Türkiye Yılı’ olacak. Karşılıklı bir işbirliğimiz söz konusu. Çin ile özel bir işbirliği gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

“MÜTEVAZI BİR BÜTÇEYLE FESTİVAL YAPIYORUZ”
Azize Tan, Türkiye’de sürekli yapılan bir organizasyonun dünyadaki benzerleriyle kıyaslandığını, ”Niye biz bir Berlin ya da Cannes olamıyoruz?” diye sorulduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Gönül rahatlığıyla diyebilirim ki, İstanbul Film Festivali, organizasyonun içeriği ve düzenlenmesi açısından yurt dışındaki örnekleriyle hakikaten aynı seviyede, aşağı kalır bir yanı yok. Üstelik bunu da onlara göre çok mütevazı bir bütçeyle yapıyoruz. Ama iş alt yapıya geldiğinde biz ne yazık ki çok geride kalıyoruz. Büyük festivaller, içinde bulundukları belediyeler ve hükümetler tarafından çok ciddi destekler alıyor. Bunların birer festival sarayları var. Mesela Berlin Film Festivalinin 2 bin kişilik bir sarayı var. Ses ve görüntü kalitesi çok iyi.”

“SİNEMALAR TEK TEK KAPANIYOR”
Yıllardır Beyoğlu’ndaki sinemalarda festival düzenlediklerini söyleyen Tan, sinemaların tek tek kapanmasının kendilerini çok etkilediğini belirtti.

Azize Tan, Türk sinemasında çok genç ve dinamik bir kuşağın yetiştiğine dikkati çekerek, ”Çok açıklar, dünya ile irtibat halindeler. Ancak hala Türkiye’de sinemanın endüstrileştiğinden bahsedemeyiz. O anlamda son dönemde Sinema Telif Hakları Müdürlüğünün Sinema ve Telif Hakları Müdürlüğü olarak ikiye ayrılmasını çok anlamlı buluyorum. Böylece tamamen sinemaya odaklanmış yeni bir birimin Kültür Bakanlığı içinde olması çok önemli. Ama hala sinemayla ilgili bazı problemler var. Türkiye de bir film enstitüsünün olmaması Türkiye sinemasının tek bir elden idare edilememesine neden oluyor. Oysa her ülkenin ulusal film enstitüsü bulunuyor. Türk filmlerinin yurt dışı tanıtımları da daha kurumsallaşmış bir şekilde yapılmalı.”

“DİZİ SEKTÖRÜNÜN POPÜLARİTESİ SİNEMAYI TETİKLEYEBİLİR”
Türkiye’de dizi sektörünün önemli bir noktaya geldiğine vurgu yapan Tan, ”Dizi sektöründeki bu başarıyı Türk sineması da yakalayabilir. Dizilerin yarattığı bu popülarite Türk filmlerini destekleyebilir. Bunlar sektörel anlamda birbirini besleyen şeylerdir. İki sektörün güç birliği yapması Türk sinemasını önemli yere getirecektir” dedi.

Azize Tan, 31. Film Festivalinin, İKSV’nin 40. yılına denk gelmesinin de ayrı bir anlam taşıdığını ifade ederek, açılışın Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde yapılacağını söyledi.

Tan, 31 Mart–15 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek festival kapsamında her yıl dağıtılan ”Sinema Onur Ödülleri”nin Türk sinemasına yıllar boyu emek veren yönetmen Ali Özgentürk, oyuncular Ayşen Gruda ile Halit Akçatepe ve Türkiye’nin ilk kadın film eleştirmeni Sevin Okyay’a takdim edileceğini kaydetti.

Festivale 300’ün üzerinde yabancı konuk geleceğini, yabancı gazeteciler ve eleştirmenlerin katılacağını belirten Tan, şunları kaydetti:

”İstanbul Film Festivali her geçen yıl adını biraz daha fazla duyuruyor. O yüzden bir çok önemli konuk kendi isteğiyle gelme, Türk sinemasıyla tanışma talebinde bulunuyor. Ancak siz bu insanları ağırlayacak bir sinema salonuna sahip değilseniz, bütçenizde devlet ve belediye katkısı çok sınırlıysa, sinemanızı geliştirmeniz çok zor oluyor. Elinizdeki olanaklarla yetinmek zorunda kalıyorsunuz. Yapmak istediğimiz çok şey var. Zira İstanbul’un adını taşıyan bu festival için biraz daha destek almak ve mekan sorunlarımızı aşmak istiyoruz. İstanbul bir cazibe noktası haline gelmişken, 31 yıldır başarıyla devam eden bu festivali biraz daha destekle çok daha iyi yerlere getirebileceğimize inanıyorum.”