piyano

Piyano beyin gelişimini büyük oranda destekliyor

Bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırmalar sanat ile uğraşan öğrencilerin, sanat ile uğraşmayan öğrencilere göre daha fazla beynini kullandığını ortaya koyuyor.

Uzmanlar özellikle piyano öğrenen kişilerde bu farkın çok fazla olduğunu işaret ederken, okuma, ritim, parmakları kullanma gibi çalışmaların büyük etkisi olduğunun altını çiziyor.

Piyano öğrencilerinin pratik yapmalarının beynin çalışmasını hızlandırdığını belirten uzmanlar, bu öğrencilerin beyinlerini daha iyi yönetebilmeleri için uygulanması gereken bazı kurallar olduğunu savunuyor.

Her piyano dersinde öğrencinin yeni bir şey öğrenmesi kadar bir önceki derste öğrendiklerini tekrar etmesinin de önemli olduğunu kaydeden uzmanlar, kazanılan bilgilerin tekrar edilmesi için derste ve sonrasında zaman ayrılmasını tavsiye ediyor.

Ayrıca piyano derslerinde eğitmenlerin görsel ve işitsel öğeler kullanmasının da önemli olduğunu açıklayan uzmanlar, bu şekilde piyano öğrenmenin daha kolay ve etkili olacağını ifade ediyor.

“Piyano çalsın zeki olsun” neden?

Zaman zaman sizlerle internet veya basılı yayınlarda bulduğumuz yazı ve makaleleri sizlerle paylaşıyoruz. Yine sanat okumalarımızın birinde bulduğumuz yayını sizlerle paylaşmak istiyoruz. İyi okumalar.

 

Photo by David Morand.
Photo by David Morand.

Araştırmalara göre, küçük yaşta piyano çalmaya başlamak zihinsel gelişimi olumlu yönde etkiliyor.

Bir piyano görüp de tuşlarına basarak farklı sesler çıkarmaktan hoşlanmayan çocuk neredeyse yok gibidir… Piyano çalmaya başlayan bir çocuk için piyanosu, basit bir müzik aletinden çok daha fazla şey ifade eder. Çünkü o her çocuğun kendini anlatabileceği eşsiz bir araç…

Uzmanlar piyano çalmanın saymakla bitmeyen artıları olduğunu vurguluyor. Kendine olan güveni artan çocuk, aynı zamanda en çok ihtiyacı olan şeye kavuşuyor, yani farkediliyor. Bunun dışında son zamanlarda Amerika’da yapılan bir araştırmanın ortaya çıkardığı sonuçlar da piyano ve zeka arasındaki ilişkiyi açıkça ortaya koydu. Fizikçi Gordon L. Shaw ve psikolog Frances H. Rauscher’in 78 çocuk üzerinde yaptığı araştırmaya göre, okul öncesi çocuklara piyano dersi vermek, çocukların zihinsel yapısını geliştiriyor ve bu çocuklar öncelikle matematik ve fen dallarında olmak üzere pek çok alanda diğerlerine göre daha başarılı oluyor. Deney küçük çocuklar üzerinde yapılmış olsa da, 12 yaşına kadar alınan piyano derslerinin zekanın gelişiminde aynı etkiyi yaratacağı belirtiliyor.

Çoğu piyano öğretmeni, piyanoya küçük yaşta başlanması konusunda hemfikir. Çocuğun küçük yaşta öğrendikleri hem daha iyi yerleşiyor hem de zihinsel gelişimine katkıda bulunuyor. Ayrıca yaş büyüyüp, gençlik yılları başladıkça okul ve kulüp aktiviteleri, sevgililer, bilgisayar oyunları, diskolar, seyahatler gibi pek çok etken çocuğun ilgi alanının dağılmasına ve yeteri kadar olaya konsantre olamamasına neden oluyor. Ama piyano ve müzik sevgisi çocuğun ruhuna küçük yaşta işlendiğinde, sonradan gelen tüm aktiviteler ikinci derecede önem taşıyor. İster ünlü bir piyanist olsun, isterse piyanoyu bir hobi olarak devam ettirsin, piyano çalacak olan çocuğun yaşının çok ilerlemeden piyano başına oturması öneriliyor.

Piyano Eğitiminde öğretmenin önemi

piyano ve öğretmen

Herşeyde olduğu gibi piyano eğitimine verilen tepki de çocuktan çocuğa büyük farklılıklar gösteriyor. Kimileri sabırlı ve çalışkan olurken, kimi çocuk da çok kabiliyetli olduğu halde çabuk sıkılabiliyor. Bu konuda ailelere düşen görev özellikle küçük yaşlardaki çocukları gereksiz yere hırpalamamaları. Yani olayın kilit noktası çocuklara aşırı yüklenmemekte. Her çocuk mükemmel piyano çalacak diye birşey yok. Zaten müzik eğitimi alması için çocuğun ille de çok yetenekli olması gerekmiyor. Ama bir virtüöz olmasalar bile piyano çalan çocukların ileriki yaşamlarında pek çok alanda daha başarılı olacakları, algılama ve öğrenme kapasitelerinin artacağı, koordinasyon kurma yeteneklerinin ve yaratıcılıklarının gelişeceği de gözden çıkarılmaması gereken gerçekler arasında…

Bu yeni girişimdeki en önemli unsurlardan biri hiç kuşkusuz çocuk ve piyano öğretmeni arasında kurulan ilişki. Piyanoya yeni başlayan bir çocuk için en önemli ders, piyano ve öğretmeniyle tanıştığı ilk ders… Öğretmen kendini çocuğa nasıl tanıtırsa, sonraki dersler de o yolda devam ediyor. Piyano öğretmenleri bir sanat öğretmeni olarak, çocuğun müziksel potansiyelinin açığa çıkmasına yardımcı oluyor. İşte bu nedenle de çocuğun kendini öğretmenin yanında rahat hissetmesi, onun kendisini anladığına inanması gerekiyor.

Öğretmenler biraz da öğrencilerin yaşına göre davranmak zorunda. Küçük çocuklara ders veren bir öğretmenin çocuğun limitlerini iyi algılayarak gereksiz yere zorlamaması gerekiyor. Çocuğa piyano çalmanın nasıl eğlenceli olabileceğinin öğretilmesi şart. Öğrenciler, yaşları büyüdükçe öğretmenden ona saygı duymasını ve doğru ile yanlışı kendisine göstermesini bekliyorlar. Öğretmen gerçekten çok önemli, çünkü öğrenme isteği, öğretmenin öğretme isteği ile çok yakından ilgili.

Neden Klasik Piyano

piyANO VE COCUK

Günümüzde piyano eğitimi denince akla hemen klasik piyano eğitimi geliyor. Oysa radyoyu ya da televizyonu açtığımızda klasik müziğe çok nadiren rastlanıyor. Genelde hep pop, rock ya da alternatif müzikler duyan çocuklar neden Bach, Chopin ya daBeethoven çalmaya zorlanıyor? Klasik müzik eğtimi veren öğretmenler bunun çok önemli nedenleri olduğunu söylüyor. Bir kere klasik müzik son derece matematiksel bir yapı içeriyor. Uzmanların zihinsel gelişimi sağladığını söyledikleri tüm matematiksel yapı bu müziğin içinde var. Günümüzün stillerinin çoğunun çıkış noktası da klasik müzik. Bu nedenle müzik aleti çalmada ve bestelemede klasik metodların kullanımı son derece etkili oluyor. Popüler bir şarkıyı çalan birinin klasik müzik geçmişi olması büyük bir avantaj sağlıyor. Çünkü, klasik müzik çalmış biri çalarken daha gelişmiş teknikleri kullanabiliyor ve daha iyi sesler çıkarabiliyor.

Çocukların piyano öğrenmelerindeki en önemli unsurlardan biri de evdeki piyanonun akordu… Çocuğun aldığı dersten ve çaldıklarından zevk alıp, motive olabilmesi için piyanosundan doğru seslerin çıkması gerekiyor.

Müzik eğitiminin en önemli kısımlarından birisi de kulak eğitimi… Bu nedenle piyanonun akort edilmesi önemli bir etken. Bir piyanonun hangi sıklıkta akort edilmesi gerektiğni bulunduğu ortamın nemliliği belirliyor. Ortamın ne çok kuru ne de çok nemli olması gerekiyor. İklim etkilerini en aza indirmenin bir yolu da piyanoyu sık sık açılıp kapanan kapılardan ve pencerelerden uzak bir yere koymak. Doğrudan güneş ışığı alan yerler, şömine ve havalandırma yanları da piyanonun durması için uygun olmayan yerlerin başında geliyor.

NE DÜŞÜNÜYORLAR

Her çocuğa farklı yaklaşım

M.S.Ü Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Prof. Filiz Ali:

‘‘Piyano çalmak bir koordinasyon meselesi. Çocuk ergenlik çağına geldiğinde, küçükken otomatik olarak öğrenilen şeylerin öğretilmesi de zorlaşıyor. Piyanoya başlanması için en ideal yaş bence 5-7 arası. Tabii ki 3-4 yaşlarındayken evlerinde piyano olup da bu müzik aletiyle erken tanışan çocuklar da olabilir. Bunlarda o yaşlarda üstün bir yetenek görülürse, birşeyler öğretilmeye başlayabilir. Çocuklara piyano öğretmenin çeşitli metodları var. Yıllarca ders vermiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, her çocuğa aynı metodu uygulamak imkansız. Her çocuğa farklı yaklaşmalı.’’

6-8 yaş daha başarılı

Müzik araştırmacısı, piyano öğretmeni Leyla Pamir:

‘‘35 yıldır piyano dersi veriyorum ve pek çok öğrencim oldu. Heidenberg Üniversitesi’nde okuduğum sırada piyano pedagojisi dersleri de aldım. Çok iyi Almanca bildiğim için sonradan orada da hocalık yaptım. Ama şimdiki ortam zor. Farklı müzikler, seyahatler, diskolor, eğlence hayatı falan filan derken çocukların köklü bir müzik eğitimi alabilmeleri giderek zorlaşıyor. Herkes harika çocuk olmadığından dört yaştaki her çocuktan mucize beklememek gerekiyor. Onlara öncelikle melodiyi doğru algılamaları öğretilmeli. Çocuğun kulağı olmadığı durumlarda bile istekli bir çocuksa kulağı geliştirilebilir. Normalde 6-8 yaşlarındaki çocuklardan daha iyi performans alıyorum. 4-5 yaş için başlanmaz demiyorum, ama kabiliyet ve isteğin olması lazım, aksi takdirde çocuk çalışmayabiliyor ve problem çıkıyor. İstisnalar da çıkmıyor değil elbette.’’

Üç yaşında başlayabilir

Çocuk Psikoloğu Murat Güvençer: ‘‘

Sadece piyano değil, başka müzik aletlerinin öğrenilmesi de çocuklar için büyük faydalar sağlıyor. Sinir sisteminde sinaps denilen bağlantı noktaları var. Herşey orada birleşiyor. Bu bağlantılar ne kadar çok artarsa, çocuk zihinsel olarak da o kadar gelişmiş oluyor. Ancak piyano eğitiminin özellikle küçük çocuklarda baskıyla yapılmaması gerekiyor. M İnce motor denilen parmak becerisi üç yaş civarında kazanılıyor. Buradan yola çıkarsak bir çocuğun üç yaşından itibaren piyano çalabileceğini söyleyebiliriz.’’

Okul öncesi

okul öncesi piyano

çocukların piyano dersi alması, çocukların zihinsel yapılarını geliştiriyor ve bu çocuklar öncelikle metametik ve fen dallarında olmak üzere pek çok alanda diğerlerine göre daha başarılı oluyor.

Kimileri yuva ve kimileriyse ilkokul çağında olan bu minikler, sınavla girdikleri İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü’ne yarı zamanlı olarak devam ediyorlar.

 

Kaynak: Hürriyet Gazetesi

piyano-kursu

Piyano Hakkında Bilinmeyenler

piyano-kursuPiyano aslında sanat ve müzik dünyasının en önemli enstrümanlarından birisidir. Sanatın tüm dalları ile ilgilenen kişilerin sözel, davranışsal, duygusal, ruhsal ve sosyal davranışları diğer kişilere oranla daha etkileyicidir.

Enstrümanlar içinde ana enstruman diyebileceğimiz Piyano hakkında bilinmeyenleri sizler için derledik.

  • Hiç bir solo çalgı piyanonun gücüne sahip değildir. Piano, parmağın dokunuşuna anında yanıt verir.
  • Geniş ton aralığından ötürü piyanoya “Enstrümanların Kralı” denir.
  • Bir piyanonun klavyesi 88 tuşa sahiptir.
  • Satılan en pahalı piyano 1,2 milyon dolara satılan Steinway Grand’dir.
  • Birçok müzik okulunda ana enstrüman olmasa bile piyano zorunlu bir çalgıdır.
  • Bir piyanist, ister tek başına, ister bir orkestra eşliğinde olağanüstü bir müzik gerçekleştirebilir. Henüz keşfedilmemiş bir yetenek.
  • Piyano’nun verebildiği en kalın ses ‘La’ sesidir ve bütün piyanolarda bu sesi veren telin boyu 2 metre kadardır.
  • Piyanoda ses, tellere vuran çekiçler sayesinde ortaya çıkar.
  • Asıl adı “Piyano e forte” olan piyanoyu Floransalı Bartolomeo Cristofori 1711 yılında icad etmiştir.
  • Piyano 220-230 telden oluşur ve her tel 76 kilo ağırlığı çeker. Tüm teller toplamda 18-20 ton çekebilir.
  • Piyano 12.000’e yakın parçadan oluşur ve bunların 10.000 tanesi ses çıkarmak için hareket eder.

Piyano Kursumuza 4 yaşından itibaren herkes katılabilmektedir. Piyano dersleri hakkında ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

Sanatın tüm dalları hakkında akademik bilgilere ulaşabilmeniz de mümkün. Tıklayınız.

Piyano hakkında size yol gösterecek bir kaç bilgi. Tıklayınız.

Piyano Kursu Öğrencilerimizin Piyano Sınıfında Çalışmalarından Örnekler. Tıklayınız.

Çocuklar için Piyano Eğitimi nedir ne değildir? Tıklayınız.

Tüm bu konularda bize ulaşmanız mümkün. Hemen arayın: 0212 570 8068 – 0530 880 71 80

 

 

 

“Yeteneğin ve Sanat sevgisinin Otizmlisi” olmazı algılayamamak!

Otizmli Cem Görkem Gündoğdu, müzik eğitimi alabilmek için bir yıldır hukuk mücadelesi veriyor. Güzel Sanatlar Lisesi’nde özel durumu gözetilmeden sınava alınıp başarısız sayılan Gündoğdu’yu Mersin 2. İdare Mahkemesi de haklı buldu ancak MEB’den hâlâ ses yok.

cem görkem gündoğdu
Cem Görkem Gündoğdu altı yıldır piyano eğitimi alıyor. [Fotoğraf:Al Jazeera Türk]

Üç yaşında otizm teşhisi konulan Cem Görkem Gündoğdu, Mersin’de yaşıyor ve altı yıldır piyano eğitimi alıyor. Müzik onun tutkusu. Bu alanda eğitimine devam etmek isteyen Gündoğdu, geçen sene Nevin Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi’ne başvurdu. 15 yaşındaki Cem Görkem, güzel sanatlar lisesinin sınavına girdi ancak kazanamadı. Çünkü özel durumu gözetilmeden sınava alındı, diğer çocuklarla birlikte sınava sokuldu.

Oysa Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde özel gereksinimli çocuklar için “Başarı değerlendirmeleri akranlarıyla birlikte değil, özel durumlarına göre yapılmalı” diyor. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kabul ettiği otizm eylem planında da, kaynaştırma eğitiminden yararlanmak isteyen otizmli çocukların yetenek sınavlarına girerken raporlarının dikkate alınması isteniyor.

Cem Görkem Gündoğdu, istemediği halde teknik ve endüstri meslek lisesine başladı. Şimdi lise ikinci sınıf öğrencisi. Piyano dersleri almaya devam ediyor. Aile ise oğullarının eğitim hakkı için hukusal mücadelesini sürdürüyor. Kasım 2013’te ‘eğitimde ayrımcılık’ davası açılması için savcılığa yapılan suç duyurusundan sonuç alınamayınca, aile konuyu Kamu Denetçiliği Kurumu’na (ombudsman) da taşımıştı. Ombudsman aileyi haklı bulmuş ve MEB’e Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Yönetmeliği’nde, engelli bireylerin özel durumlarına uygun sınav ve eğitim imkânı sağlanacak şekilde değişiklik yapılmasını tavsiye etmişti.

Mahkeme: Telafisi güç zararlar doğurur

Ailenin açtığı yürütmeyi durdurma davasından da Cem Görkem lehine bir karar çıktı. Mersin 2. İdare Mahkemesi 29 Ağustos tarihinde verdiği kararda, Gündoğdu’nun özel durumu gözetilmeden sınava alınmasının hukuka aykırı olduğuna karar verdi. İşlemin uygulanmasının Gündoğdu’nun eğitim öğretim hakkının engellenmesi nedeniyle telafisi güç zararlar doğurabileceğini vurguladı. Mahkeme yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

“Karardan sonra Cem Görkem yeniden sınava alınmalı”

Bu karar da Gündoğdu’nun eğitim öğretim hakkını alması için yeterli olmadı. Ailenin avukatlarından ve Otizm Dernekleri Federasyonu’ndan Sedef Erken, bu karara göre okulun öğrenciye özel durumu gözeterek ek sınav yapması gerektiğini vurguluyor. Erken, “Karar uygulanmak zorunda. Öğrenci yasal olarak haklı ama buna rağmen MEB harekete geçmiyor. Okul da MEB’den haber beklediğini söylüyor. Bu çocuğa eziyet yapılıyor. Bu karar otizmli olduğu için ayrımcılığa uğrayan pek çok öğrenci için de emsal bir karar. Otizmli çocuklara kimse inanmıyor, anayasal eğitim hakları gasp ediliyor” diye konuşuyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’na da yürütmeyi durdurma kararının ardından ne yapacağını ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun tavsiyesine yönelik herekete geçip geçmediğini sorduk. Ancak bakanlıktan bir yanıt gelmedi.

Umay Aktaş Salman

Haber: Umay Aktaş Salman

Kaynak :[-]

SONY DSC

Nasıl bir piyano eğitimi ve nasıl bir piyano?

Piyano satınalma ve piyano eğitimi alma rehberi. Hangi piyanoyu almalıyım. Nasıl bir piyano almalıyım.

Sizler uzun yıllardır sanat eğitimi veren kurumumuzu süreç içerisinde pek çok kişi piyano ve piyano eğitimi konusunda bilgilenmek için ziyaret ediyor veya arıyor. İster öğrenci adayımız olsun isterse uzak yerlerde olup öğrencimiz olamayacak kişiler olsun pek çoğumuz;  “Piyano ve piyano eğitimi konusunda” bir takım merak edilen konular hakkında sağlıklı bilgi edinemediklerini dillendiriyor. Bizde sizler bir nebzede olsa yardımcı olmak amacıyla  aşağıdaki yazıyı kaleme aldık.

SONY DSC

Hayatınızın herhangi bir döneminde piyano ile tanışma fırsatı bulamamış olabilirsiniz. Ve bir gün siz veya yakınınıza  piyano dersi almaya karar verince sizin uzmanlık alanınız piyano olmadığı için, piyanoları birbirlerinden ayırt etmekte zorlanıyor ve “hangi piyanoyu almalıyım?” diye kafanızda soru işaretleri oluşuyorsa…  Elbette ki çaresiz değilsiniz…

Piyano eğitimini hangi kurumdan ve hangi öğretmenden almalıyız.

Etrafınızda çeşitli kurum ya da kuruluşlardan birinde,  değerli piyano hocası/eğitmeni/öğretmeni ile çalışma fırsatını yakaladınız. Tebrikler.. Ders alacağınız eğitmen hakkında bilgi sahibi olunuz. Tecrübesi, iş deneyimi, pedagojik bilgisi ve enstrüman hakimiyeti hakkında emin olunuz..( Enazından kuruma uğrayınız ve birkaç dakika eğitmenlerle sohbet ediniz hiçbir kurum buna hayır demez) Unutmayın!… Enstrüman eğitiminde yanlış alınan eğitimin düzeltilmesi çok uzun zaman alır ve bazen de öğrenme süreci kadar emek vermek gerekir. Dolaysıyla eğitim alacağınız eğitmen, kurumun motive etme ve donanımları ile sanata yaklaşımını da göz önüne almak gerekir.

Özellikle daha küçük yaştaki çocuklarda bu durum daha önem taşır lütfen eğitmenleri ve kurumu inceleyiniz. Yeterliliklerini ve kuruma çocuğunuzun ilk geldiği andaki intibasını önemseyiniz.

(Çocuğunuza eğitim verecek bir piyano eğitmeni ona sadece notasyon bilgisi vermeyecek, ona hayatı boyunca sahip olacağı bir değeri fark ettirecektir. Piyano çalmak, ciddi sabır gerektiren bir iş olduğu gibi küçük çocuklara piyano öğretmek de bir o kadar sabır gerektirir ve bu alanda öğretmen olmak ayrı bir sanat‘tır.)

Doğru piyano eğitmenini ve kurumu buldunuz, kayıt yaptırdınız. Ya şimdi?

Piyano dersine başladınız. İlk derste nota bilgisi ve piyanoya oturuş ve tuşlar hakkında bilgiler aldınız. Çoğu eğitmen ilk bir kaç ay evde piyano olmamasına pek ses çıkartmaz. Eğitime devam edilip edilmeyeceği konusunda öğrencinin kesin karar vermesini bekler.

– Hocam evde orgum var, tuşları zaten aynı, ne zaman piyano alabilirim bilmiyorum. Acaba piyano alana kadar orgla çalışsam olur mu?

Piyano yok org verelim?

örnek Org/Keybord
Örnek Org/Keybord

 

Çoğu piyano eğitmeni bu gibi sorularla hep karşılaşır. Aslında verilmesi gereken cevap kesinlikle HAYIR dır. (Unutmayınız ki dijital piyano veya klavye asla bir orgla kıyaslanamaz  gayet basit org farklı bir işlevselliğe sahiptir) Ama maddi imkansızlıklar, evin müsait olmayışı, komşuların rahatsız olmaları v.s. gibi bahaneler yüzünden çoğu eğitmen esnek davranmaya çalışır. Cevabın hayır olmasının aslı şudur: Piyano ve org arasında aslında çok fark vardır. Tek benzerlikleri tuş şeklidir. Standart bir piyano 7,5 oktav ve 88 tuştan oluşmaktadır. Orgların ise oktav ve tuş sayısı değişmektedir. Piyanolarda tuş hassasiyeti denilen bir özellik vardır. Eserleri seslendirirken nüans terimlerini bu özellik sayesinde uygulayabiliyoruz. Piyanoların tuşlarının dışı kaplamadır ama içi tamamen ağaçtır, bu önemli bir ayrıntıdır. Çünkü hem tuşların bir mekanizmaya bağlı oluşu ve bu mekanizma ile hareket edişi, hem de içlerinin ağaç olmasından dolayı, tuşlar olması gereken ağırlığa sahip olurlar. Ve bu ağırlık da parmaklarımıza zamanla bir güç ve esneklik kazandırır, bizi geliştirir.  Birkaç marka dışında orgların çoğunda bu özellik olmadığı gibi, çoğu orgların çıkardıkları piyano sesi oyuncağı andırmaktadır. Bu da piyano eğitimi alırken geliştirebileceğimiz kulak eğitimini olumsuz yönde etkilemektedir. Org eğitimi ve piyano eğitimi birbirinden farklı teknik ve metod gerektirir. İleri düzeylerde piyano çalarken işin içine pedal da girecektir ki, orgda pedal yokturPiyanolarda üç pedal vardır. Bunlardan en sağdaki sesi açan, yayan bir etki yaratan, tabiri caizse yankılandıran  pedal, ortadaki pedal, sesi %50-60 oranında azaltmaya yarayan susturucu bir pedaldır, en soldakiyse, bazı eserlerde nüansı (yorumu) etkileyen tuşeyi ve hissiyatı yumuşatan pedaldır.

İşin özü şu: Piyano eğitimi almaya kesin karar veren bir kişi en geç bir iki ay içerisinde özellikle kurum çalışma imkanı sunmuyor veya sizin çalışma imkanı sunan kuruma gidip çalışma için vakit ayıramıyorsanız evinize piyano almanız eğitimin ilerlemezsi anlamında gerçekten önemlidir.

Dijital Piyano alınır mı?             

dijital piyano örneği
Örnek dijital piyano

 

Piyano eğitimi alanların sıkça karşılaştığı bu soruna değinmeden geçemeyeceğiz. Elbette konum, maddi olanaklar ev ve gürültü ile bakım gibi konular devreye girince dijital piyano önplana çıkmaktadır. Tüm bu olanaklar değerlendirilip bakıldığında imkanlar el veriyorsa akustik piyano tercih edilebilir fakat akustik piyanoların fiyatının daha yüksek olması, akort, taşınma v.s. gibi sorunlar (bir sonraki paragraflarda detaylı olarak değineceğiz) bir çoğumuz için dijital piyano ön plana çıkmaktadır.

Dijital piyano alırken neye dikkat etmeliyiz :

Artık bir çok piyano satan galeri sahipleri, alıcıları için kolaylıklar sağlamaktadırlar. Yeni başlayanlar için ya da maddi durumları açısından çok temiz ikinci el piyanolar, komşuları rahatsız olanlar için kulaklıkla çalışılacak dijital piyanolar ( ki bu tarz piyanolar çok rağbet görüyor) mevcuttur. Hatta teknoloji o kadar gelişti ki tellerin üzerine yapılan küçük bir mekanizma ile akustik piyano, dijital hale getirilebiliyor. Yani bu sayede gecenin üçünde bile kulaklıkla akustik piyano çalışabiliyoruz… . (Unutmayınız; Nar Sanat, öğrencilerine  derslikler müsait olduğu sürece sabah 09:00-akşam 21:00 saatleri arsında hiçbir ücret almaksızın piyano ve derslikleri kullanıma açmaktadır.)

Dijital piyanolarda da akustiklerde olduğu gibi fiyat yelpazesi oldukça geniştir. Öncelikle elbette piyano eğitmeninizin önerisini dikkate alın fakat bunun yanı sıra satın alma sonrası teknik destek, tuşelerin sağlamlığı ve basma gücü, bilinirlilik ve daha önce alıp denemiş olanların tavsiyesine kulak asın. Gereksiz düğme kalabalığından uzak durmaya çalışın. (Çok düğme özellikle çocuklarda dikkatin tuşelerden uzaklaşmasına yol açabiliyor)  “Fiyatı daha yüksek olan daha iyidir” mantığının yanlış olabileceğini göz önüne alın. En son teknoloji en uygunu olmaya bilir hatta bazen son modelden öncekiler fiyat/kazanç oranına göre daha uygun bile olabilir. Önemli olan ses ve dokunuşta akustik piyanoya yakınlıktır. Kaldı ki özellikle çocuk öğrenci söz konusuysa piyano eğitiminden vazgeçmeyecek durumunda ise dah üst model veya akustiğe yönelmenizi tavsye ederiz malumunuz piyano gitar değildi çocuğumuz vazgeçerse duvara asalım.

Piyano almadan önce iyice araştırma yapın, marka, model ve fiyat karşılaştırması yapın. Bu işe yıllarını vermiş çok uzman galeriler var. Eğitmeninizin ve galeri sahiplerinin tavsiyelerine kulak verin. Size en uygun piyano elbette vardır.

Akustik piyano, yalnızca piyano çalmayı, olması gereken performansı elde etmeyi, el ve parmak gelişimini doğru düzeyde sağlamayı, gerçekten bir klasik piyanist yaratmayı amaçlar. Tek amaç doğru bir performans, doğru bir tuşe, doğru bir gelişimdir. Akustik bir piyanoda yapılabilecek tek şey çalmak ve çalışmaktır. Çok fazla boşa vakit geçirmezsiniz. Daha önceden öğrendiğiniz bir parçayı o anda çalmak bile parmaklarınızı çalıştırır, size pratik yaptırır.

Org da ise her şey çok farklıdır. Çünkü Org; tuşları son derece hafif olan ve popüler müzik yapmak için tasarlanmış bir enstrümandır. Piyano eğitiminde olduğu gibi 10 parmakla nota çalınmaz! Sağ elimiz notanın ana ezgisini çalarken, sol elimiz de orgun içerisindeki ritimlerle ana ezgiye eşlik edecek akorlara basar. Burada amaç tamamen eğlence müziği yapmaktır. Orgların bol bol düğmesi vardır çünkü içinde çeşitli enstrüman sesleri, çeşitli fonksiyonlar vardır. Bu fonksiyonların hiç birini piyano dersi alırken kullanmadığımızı tekrar hatırlatmak isterim.

Çalış stilleri de, teknik yapıları da, öğrenme şekilleri de birbirinden farklı olan bu iki alet nasıl olur da başlangıç aşamasında birbirlerine alternatif olabilirler? Nasıl çocuğunuz voleybolu basketbol topu ile oynayamazsa, piyano dersini de orgla çalışmak onu son derece yanlış yerlere sürükler. Yanlış teknik oturur, yerleşir ve bu çalışma şeklinin devamlılığı sürdükçe de, ya kolu sakatlanır, ya da bu işi doğru bir şekilde öğrenemez ve zamanla da bir şeyler öğrenemediği için piyano dersinden soğur. 

Orgla piyano çalışmanın sonucunda, yanlış oturmuş ve yerleşmiş bir tekniğe sahip olup, sonrasında onu değiştirmek ve düzeltmekle uğraşmaktansa, ya da çocuğunuzun bu işten soğuyup uzaklaşmasındansa, piyano alabileceğiniz süreye kadar, çocuğunuza piyano dersi aldırmayın, inanın bana çok daha doğru bir şey yapmış olursunuz.  Çünkü piyano çalmayı öğrenirken edinilmesi gereken bazı teknik bilgiler var. Öğrenilmesi ve alışılması gereken bazı temel kurallar var. Bunlar baştan doğru sağlanamazsa , sonrasında yanlışı düzeltmek ya da o yanlış teknikle piyano çalmak çok daha zor.

Akustik piyano alırken nelere dikkat etmeliyim, Nasıl bir piyano almalıyım?

Örnek Akustik Duvar/Konsol Piyano
Örnek Akustik Duvar/Konsol Piyano

Akustik piyanolar konsol ve kuyruklu olmak üzere ikiye ayrılır. Öncelikle konsol piyanolardan bahsedelim:  Konsol Piyano; duvar tipi piyanolara, yani sırtı duvara dayanan piyanolara denir. Tel boyları daha kısa oldukları için, kuyruklu piyanoların aksine dik bir şekilde durur ve daha az yer kaplarlar, sesleri de kuyruklu piyanolar gibi rahatsız edici yükseklikte değildir, ev ortamında rahat çalışabilmeniz için tasarlanmışlardır. Konsol Piyanoların Tel boyları/uzunlukları 108cm den başlar 135cm ye kadar çıkar. Zaten 135cm den sonra da, hem görsel açıdan gözü yormaması adına, hem de mekanizmanın daha sağlıklı işleyebilmesi için yatırılarak, kuyruklu piyano olarak üretilirler. Konsol piyanoların oldukça zengin çeşitleri vardır, her amaca uygun ölçüde ve fiyatlarda üretilmişlerdir. Eğer piyano eğitimini amatör olarak alacaksanız, ya da sadece hobi amaçlı devam ettirecekseniz, çok büyük ölçülerde ve profesyonel bir piyanoya ihtiyacınız olmadığını hatırlatalım. 108 ila 118cm arası konsol piyanolar size yeterli olacaktır. Ama ilerde bir ihtimalde olsa bu eğitimi profesyonel olarak devam ettirme durumu söz konusu ise, bir daha masraf yapmamanız için minimum 118cm lik bir piyano almanızı öneririz. Tabi bu durum piyanonun markasına ve modeline göre de değişiklik gösterecektir. Şöyle düşünün, her 1600 motorluk araba aynı performansı vermiyor öyle değil mi?

Konsol piyanonun seçimi aşamasında, ne kadar zamandır piyano  dersi aldığınızı, ya da bu işte ne kadar hevesli olduğunuzu, yaşınızı ve bu işe ayırdığınız bütçeyi vb. gibi detayları satış elemanlarına ya da piyano öğretmenlerimize anlatırsanız, sizi çok daha iyi yönlendireceklerdir ve sizin için en doğru seçimi göstereceklerdir.  Çünkü konsol piyanolar da kendi aralarında gruplanmaktalar. Sizin için en doğru yolu ancak bu şekilde gösterebiliriz. Bir kuyruklu piyanonun performansını veren konsol piyanolar bile bulunmakta. Amacınız sadece bir hobi eğitimi almak ise, yanlış ürüne yanlış yatırımlar yapmayınız. Apartmanda ses problemi yaşıyorsanız, akustik bir piyanoya silent sistem dediğimiz tamamen sessiz ve kulaklıkla çalışılabilen bir mekanizmayla da sahip olabilirsiniz. Değişik marka piyanolarını incelerken, aynı piyanoların silent olan versiyonlarını da inceleyebilirsiniz. Apartmanlardaki piyanodan kaynaklı ses problemleri silent piyanolar sayesinde artık yaşanmamaktadır. Türkiye’de akustik piyanolara sonradan silent piyano sistemi için makina takan firmalar da var, ama sakın sonradan bu işlemleri yaptırmayınız. Fabrika ortamında değil de sonradan takılan silent sistemlerde, hem piyanonuzun ana garantisini kaybedersiniz hem de piyanonuzun tamamen sökülüp baştan takılması gibi bir durum söz konusu olacağı için, bu aşamada yapılan hatalarda piyanonuzdan çalarken garip sesler (rezonans) elde edersiniz.

Elbette unutmayınız ki her taşınmanızda veya yer değiştirmenizde piyanonuzun akordu değişebilir veya zarar görebilir.  Uzman taşıyıcılardan yardım almanız gerekmektedir.

Akustik piyano çeşitleri hakkında da bilgi sahibi olalım :

Duvar (Konsol) piyanoları boyutlarına göre ayrılır:

  • Küçük piyano:

Küçük boyutlardaki spinet piyanoların boyutu 91.4 cm’dir.

  • Konsol piyano:

Uzunluğu yaklaşık 101.6 cm’dir.

  • Stüdyo piyano:

Uzunluğu yaklaşık 114.3 cm’dir.

  • Profesyonel piyano:

Profesyonel piyanolar 121.9 cm uzunluğunda ve yüksekliğindedir.

Kuyruklu piyano

  • Tam kuyruklu:

Tam kuyruklu piyanolar genellikle tavanı yüksek yerlerde, örneğin otellerde veya büyük sahnelerde kullanılır.

  • Yarım kuyruklu:

Tam kuyruklu ile benzerdir.

  • Çeyrek kuyruklu:

Çeyrek kuyruklu piyano ise evlere girebilir. Ancak kuyruklu piyanolar duvar piyanolarına göre sesi daha iyi ve kuvvetli verdiği için apartman dairelerinde tercih edilmemelidir.

kuyruklu piyano örneğiArtık bir piyanomuz var. Şimdi ne olacak?

(Akustik piyano  nereye nasıl yerleştirmeliyim, nasıl taşımalıyım, nasıl bakım yapılmalı)

Akustik  piyanoyu evde yerleştireceğimiz alana çok dikkat etmeliyiz.  Akustik Konsol Piyanoların ses tahtaları duvara dayandıkları yerde bulunduğundan, piyanonuzu aldıktan sonra duvara çok fazla sıfır gelecek şekilde dayamayınız. Piyanoyu dayadığınız duvarın içinden su borusu geçmemesine dikkat edin, rutubetten, sıcaktan ve soğuktan etkilenmemeleri içinde lütfen piyanonuzu binanızın dış cephe duvarına dayamayınız, iç cephe duvarı olmasına dikkat ediniz. Piyanonuzu peteklerin yada şöminelerin yanına koymayınız ve üstlerine klima çalıştırmayınız.  Piyanoyu, olanaklarınız el verdiği ölçüde yerinde tutun ve çok sık yer değiştirmeyiniz. Her taşınma ve yer değişikliği piyanonuz için bir risk oluşturur. Ama ille de taşınması gerekiyorsa, alanında uzman kişiler tarafından taşınmasına dikkat ediniz. İlk akort kısa sürede düşebilir. Bu akordu yapan kişinin yada galerinin hatası değildir, endişelenmeyin, bu piyanonun kalitesizliğini de göstermez. Sadece çalgının çok ince ayarlanması gereken tellerinin, henüz yerlerine alışamadıklarını gösterir. İlk dönemlerde piyano akordunuzu yılda 2 kere yaptırmanız piyanonuzun markası ne olursa olsun akort ömrünü uzatacaktır. Bir kaç yıl sonra akortlanmaya alışan piyano, daha uzun süre akortlu kalmaya başlayacaktır. Tüm bunlara dikkat ettikten sonra, piyanonuz da kesenize dikkat edecek ve sizi hiç üzmeyecektir.

Hayırlı olsun. Haydi şimdi piyano çalışmaya…

Not: Ürünleri alırken biliyoruz ki satış sonrası desteği de göz önüne alacaksınız.

Bu arada eğitimle ilgili sorularınız olursa istediğiniz zaman kurumumuzu ziyaret ederek destek alabilirsiniz. Yeter ki siz sanatla ilgilenin.

 

Nar Sanat Eğitim Kursu

Ersin SARACİK

Piyano Öğretmeni

 

Çocuklar için Piyano Eğitimi nedir ne değildir?

Çocuk sahibi olmak, çocuk yetiştirmek ve elbette ki çocuğumuzu farklı, ayrıcalıklıkılmak için tüm anne ve babalar yoğun çaba sarfeder hatta eskinin deyimi ile” yemez yedirir, içmez içirir, giymez giydirir” fakat hangimiz çocuğumuzun donanımlı ve sanat ile yoğrulmasını istemeyiz ki?  Günümüz koşullarında imkanlarımız ölçüsünde çocuklarımızı ayrıcalı hale getirmek için ve zorunluluklar dışında virtüoz olup olmamasının elbette bir önemi olmadan (ki doğrusu da budur) bir hobi sahibi olması için herhangi bir sanat eğitimi almasını arzularız. 

PİYANO KURSU BAKIRKÖY Bu anlamda elbetteki herhangi bir sanat dalı ile uğraşan çocuklar gerçekten de herhangi bir sanat dalı ile uğraşmayan çocuklardan daha farklıdırlar. Resimden piyanoya, piyanodan keman ve dans kadar herhangi bir dal ile ilgilenmesi ve bundan vazgeçmeden teşvik ederek sonuna kadar desteklememiz gerçekten çok önemli. Hiçbir sanat dalı diğerinden daha üstün değildir daha karmaşık olabilir daha uzun süreli ve azmana yayına bir öğrenme süreci olabilir fakat tüm sanat dalları çaba ve emek ister, bu anlamda bakıldığında biri diğerinden daha kolay değildir. . Hele ki bu eğitimi alacak bir çocuksa sadece çocuğun değil aileninde emek ve çabasını sabrını sınamaktır sanat eğitimi.

Sizler için kurulan Nar Sanat Eğitim kursu bunun için sizlerle birlikte gerek çocuklarımız gerekse siz yetişkinler için en iyisi ve engüzeli için çalışıyoruz. Bu hafta piyano eğitiminin önemini içeren bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedik. Okurken sıkılmayacağınıza eminiz. (Yazı 2008 yılına aittir)

İyi okumalar!

Piyano çalsın zeki olsun

Araştırmalara göre, küçük yaşta piyano çalmaya başlamak zihinsel gelişimi olumlu yönde etkiliyor.

Bir piyano görüp de tuşlarına basarak farklı sesler çıkarmaktan hoşlanmayan çocuk neredeyse yok gibidir… Piyano çalmaya başlayan bir çocuk için piyanosu, basit bir müzik aletinden çok daha fazla şey ifade eder. Çünkü o her çocuğun kendini anlatabileceği eşsiz bir araç…

Uzmanlar piyano çalmanın saymakla bitmeyen artıları olduğunu vurguluyor. Kendine olan güveni artan çocuk, aynı zamanda en çok ihtiyacı olan şeye kavuşuyor, yani farkediliyor. Bunun dışında son zamanlarda Amerika’da yapılan bir araştırmanın ortaya çıkardığı sonuçlar da piyano ve zeka arasındaki ilişkiyi açıkça ortaya koydu. Fizikçi Gordon L. Shaw ve psikolog Frances H. Rauscher’in 78 çocuk üzerinde yaptığı araştırmaya göre, okul öncesi çocuklara piyano dersi vermek, çocukların zihinsel yapısını geliştiriyor ve bu çocuklar öncelikle matematik ve fen dallarında olmak üzere pek çok alanda diğerlerine göre daha başarılı oluyor. Deney küçük çocuklar üzerinde yapılmış olsa da, 12 yaşına kadar alınan piyano derslerinin zekanın gelişiminde aynı etkiyi yaratacağı belirtiliyor.

piyano eğitimi ve dersÇoğu piyano öğretmeni, piyanoya küçük yaşta başlanması konusunda hemfikir. Çocuğun küçük yaşta öğrendikleri hem daha iyi yerleşiyor hem de zihinsel gelişimine katkıda bulunuyor. Ayrıca yaş büyüyüp, gençlik yılları başladıkça okul ve kulüp aktiviteleri, sevgililer, bilgisayar oyunları, diskolar, seyahatler gibi pek çok etken çocuğun ilgi alanının dağılmasına ve yeteri kadar olaya konsantre olamamasına neden oluyor. Ama piyano ve müzik sevgisi çocuğun ruhuna küçük yaşta işlendiğinde, sonradan gelen tüm aktiviteler ikinci derecede önem taşıyor. İster ünlü bir piyanist olsun, isterse piyanoyu bir hobi olarak devam ettirsin, piyano çalacak olan çocuğun yaşının çok ilerlemeden piyano başına oturması öneriliyor.

ÖĞRETMENİN ÖNEMİ

Herşeyde olduğu gibi piyano eğitimine verilen tepki de çocuktan çocuğa büyük farklılıklar gösteriyor. Kimileri sabırlı ve çalışkan olurken, kimi çocuk da çok kabiliyetli olduğu halde çabuk sıkılabiliyor. Bu konuda ailelere düşen görev özellikle küçük yaşlardaki çocukları gereksiz yere hırpalamamaları. Yani olayın kilit noktası çocuklara aşırı yüklenmemekte. Her çocuk mükemmel piyano çalacak diye birşey yok. Zaten müzik eğitimi alması için çocuğun ille de çok yetenekli olması gerekmiyor. Ama bir virtüoz olmasalar bile piyano çalan çocukların ileriki yaşamlarında pek çok alanda daha başarılı olacakları, algılama ve öğrenme kapasitelerinin artacağı, koordinasyon kurma yeteneklerinin ve yaratıcılıklarının gelişeceği de gözden çıkarılmaması gereken gerçekler arasında…

piyano eğitimi13Bu yeni girişimdeki en önemli unsurlardan biri hiç kuşkusuz çocuk ve piyano öğretmeni arasında kurulan ilişki. Piyanoya yeni başlayan bir çocuk için en önemli ders, piyano ve öğretmeniyle tanıştığı ilk ders… Öğretmen kendini çocuğa nasıl tanıtırsa, sonraki dersler de o yolda devam ediyor. Piyano öğretmenleri bir sanat öğretmeni olarak, çocuğun müziksel potansiyelinin açığa çıkmasına yardımcı oluyor. İşte bu nedenle de çocuğun kendini öğretmenin yanında rahat hissetmesi, onun kendisini anladığına inanması gerekiyor.

Öğretmenler biraz da öğrencilerin yaşına göre davranmak zorunda. Küçük çocuklara ders veren bir öğretmenin çocuğun limitlerini iyi algılayarak gereksiz yere zorlamaması gerekiyor. Çocuğa piyano çalmanın nasıl eğlenceli olabileceğinin öğretilmesi şart. Öğrenciler, yaşları büyüdükçe öğretmenden ona saygı duymasını ve doğru ile yanlışı kendisine göstermesini bekliyorlar. Öğretmen gerçekten çok önemli, çünkü öğrenme isteği, öğretmenin öğretme isteği ile çok yakından ilgili.

NEDEN KLASİK PİYANO

Günümüzde piyano eğitimi denince akla hemen klasik piyano eğitimi geliyor. Oysa radyoyu ya da televizyonu açtığımızda klasik müziğe çok nadiren rastlanıyor. Genelde hep pop, rock ya da alternatif müzikler duyan çocuklar neden Bach, Chopin ya da Beethoven çalmaya zorlanıyor? Klasik müzik eğitimi veren öğretmenler bunun çok önemli nedenleri olduğunu söylüyor. Bir kere klasik müzik son derece matematiksel bir yapı içeriyor. Uzmanların zihinsel gelişimi sağladığını söyledikleri tüm matematiksel yapı bu müziğin içinde var. Günümüzün stillerinin çoğunun çıkış noktası da klasik müzik. Bu nedenle müzik aleti çalmada ve bestelemede klasik metodların kullanımı son derece etkili oluyor. Popüler bir şarkıyı çalan birinin klasik müzik geçmişi olması büyük bir avantaj sağlıyor. Çünkü, klasik müzik çalmış biri çalarken daha gelişmiş teknikleri kullanabiliyor ve daha iyi sesler çıkarabiliyor.

Çocukların piyano öğrenmelerindeki en önemli unsurlardan biri de evdeki piyanonun akordu… Çocuğun aldığı dersten ve çaldıklarından zevk alıp, motive olabilmesi için piyanosundan doğru seslerin çıkması gerekiyor.

Müzik eğitiminin en önemli kısımlarından birisi de kulak eğitimi… Bu nedenle piyanonun akort edilmesi önemli bir etken. Bir piyanonun hangi sıklıkta akort edilmesi gerektiğini bulunduğu ortamın nemliliği belirliyor. Ortamın ne çok kuru ne de çok nemli olması gerekiyor. İklim etkilerini en aza indirmenin bir yolu da piyanoyu sık sık açılıp kapanan kapılardan ve pencerelerden uzak bir yere koymak. Doğrudan güneş ışığı alan yerler, şömine ve havalandırma yanları da piyanonun durması için uygun olmayan yerlerin başında geliyor.

NE DÜŞÜNÜYORLAR

Her çocuğa farklı yaklaşım

piyano-küçük-parmaklarM.S.Ü Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Prof. Filiz Ali:

‘‘Piyano çalmak bir koordinasyon meselesi. Çocuk ergenlik çağına geldiğinde, küçükken otomatik olarak öğrenilen şeylerin öğretilmesi de zorlaşıyor. Piyanoya başlanması için en ideal yaş bence 5-7 arası. Tabii ki 3-4 yaşlarındayken evlerinde piyano olup da bu müzik aletiyle erken tanışan çocuklar da olabilir. Bunlarda o yaşlarda üstün bir yetenek görülürse, birşeyler öğretilmeye başlayabilir. Çocuklara piyano öğretmenin çeşitli metodları var. Yıllarca ders vermiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, her çocuğa aynı metodu uygulamak imkansız. Her çocuğa farklı yaklaşmalı.’’

6-8 yaş daha başarılı

Müzik araştırmacısı, piyano öğretmeni Leyla Pamir:

‘‘35 yıldır piyano dersi veriyorum ve pek çok öğrencim oldu. Heidenberg Üniversitesi’nde okuduğum sırada piyano pedagojisi dersleri de aldım. Çok iyi Almanca bildiğim için sonradan orada da hocalık yaptım. Ama şimdiki ortam zor. Farklı müzikler, seyahatler, diskolor, eğlence hayatı falan filan derken çocukların köklü bir müzik eğitimi alabilmeleri giderek zorlaşıyor. Herkes harika çocuk olmadığından dört yaştaki her çocuktan mucize beklememek gerekiyor. Onlara öncelikle melodiyi doğru algılamaları öğretilmeli. Çocuğun kulağı olmadığı durumlarda bile istekli bir çocuksa kulağı geliştirilebilir. Normalde 6-8 yaşlarındaki çocuklardan daha iyi performans alıyorum. 4-5 yaş için başlanmaz demiyorum, ama kabiliyet ve isteğin olması lazım, aksi takdirde çocuk çalışmayabiliyor ve problem çıkıyor. İstisnalar da çıkmıyor değil elbette.’’

Üç yaşında başlayabilir

Çocuk Psikoloğu Murat Güvençer: ‘‘

Sadece piyano değil, başka müzik aletlerinin öğrenilmesi de çocuklar için büyük faydalar sağlıyor. Sinir sisteminde sinaps denilen bağlantı noktaları var. Herşey orada birleşiyor. Bu bağlantılar ne kadar çok artarsa, çocuk zihinsel olarak da o kadar gelişmiş oluyor. Ancak piyano eğitiminin özellikle küçük çocuklarda baskıyla yapılmaması gerekiyor. M İnce motor denilen parmak becerisi üç yaş civarında kazanılıyor. Buradan yola çıkarsak bir çocuğun üç yaşından itibaren piyano çalabileceğini söyleyebiliriz.’’

Okul öncesi

çocukların piyano dersi alması, çocukların zihinsel yapılarını geliştiriyor ve bu çocuklar öncelikle metametik ve fen dallarında olmak üzere pek çok alanda diğerlerine göre daha başarılı oluyor.

Kimileri yuva ve kimileriyse ilkokul çağında olan bu minikler, sınavla girdikleri İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü’ne yarı zamanlı olarak devam ediyorlar.

Çocuklar için Piyano Eğitimi nedir ne değildir-PDF

Kaynaklar :[-]

 

nar sanat idil-biret

Ankara’da sanat rüzgarı ve İdil Biret farkı

Piyanist İdil Biret, Ferit Tüzün’ün ölümünün 35. yılı anısına bu akşam vereceği konserle yeni sezon açılışında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) konuğu olarak Ankaralı sanatseverlerle buluşuyor.

CSO Konser Salonu’ndaki konserde orkestrayı Erol Erdinç yönetecek. Konserde Ferit Tüzün’ün “Türk Kapriçyosu”, Sergey Rahmaninofun “2’nci Piyano Konçertosu do minör Op. 18”, N. Rimski Korsakov’un “Şehrazat Senfonik Suit Op.35” adlı eserleri yorumlanacak.

Bilkent Senfoni Orkestrası (BSO) Işın Metin şefliğinde, piyanoda Anna Vinnitskaya, S. Rahmaninof’un “Paganini’nin Bir Teması Üzerine Rapsodi Op.43G.”, Mahler “Senfoni No.5, Do diyez minör” eserlerini seslendirecek.

Genel sanat yönetmenliğini Erdal Beşikçioğlu’nun yaptığı, CerModern’in sahne sanatları programı olan “StüdyoCer” tiyatro oyunları, okuma tiyatroları ve tiyatro atölye çalışmalarıyla kapılarını açıyor.

StüdyoCer’de sahnelenecek ilk oyun George Orwell’in yazdığı “Hayvan Çiftliği” adlı eser. Yönetmenliğini Erdal Beşikçioğlu’nun yaptığı oyun, 9 Ekim’de saat 20.30’da tiyatroseverlerle buluşacak.

Yeni sanat sezonuna “Merhaba” diyen Devlet Tiyatroları (DT) Ekim’de 23 ilde, 41 sahnede ve turne sahnelerinde 30 yeni oyunun prömiyerini yapacak. Bu ay süresince DT toplam 66 değişik oyunla 638 temsil verecek.

Ankara Devlet Tiyatrosu bu hafta 11 oyun, Ankara Devlet Opera ve Balesi 3 eserle izleyici karşısına çıkacak.

Başkentte hafta boyunca gerçekleştirilecek kültür sanat etkinliklerinden bazıları şöyle:

TİYATRO

Akün Sahnesi:

Moises Kaufman’ın yazdığı, Ekin Tunçay Turan’ın çevirdiği ve İskender Altın’ın yönettiği “33 Varyasyon” hafta boyunca sanatseverlerin karşısına çıkacak. Oyunda, Erdal Küçükkömürcü, İpek Çeken, Meltem Baytok, Mehmet Akay, Ulaş Ersoy, Eda Aydınlı, Tunç Yıldırım rol alıyor.

Altındağ Tiyatrosu:

2 Ekim’de tiyatroseverlerle buluşan Funda Mete’nin yönettiği, Töre Özsel’in dekor ve kostüm tasarımını yaptığı, “Kış Gelmeden” adlı oyun hafta boyunca sahnelenecek. Füruzan’ın “Benim Sinemalarım” adlı kitabındaki “Kış Gelmeden” adlı öyküsünden yine kendisinin sahneye uyarladığı oyunda, 1970’lerde İstanbul’da yaşayan, her biri bildiği yolda düşe kalka ilerleyen ve bir gün yeniden yolları kesişen üç kardeşin hikayesi anlatılıyor. Bahadır Karasu, Selma Bayraktargil, Özgür Keçeci ve Özge Mirzalı’nın rol aldığı eserin ışık tasarımı Burhanettin Yazar’a, dramaturgu da Füruzan Tercan’a ait.

Cüneyt Gökçer Sahnesi:

Oğuz Utku Güneş’in yönettiği “Sidikli Kasabası Müzikali”, 7 Ekim’e kadar izlenebilecek. Dekor tasarımı Şirin Dağtekin Yenen’e, giysi tasarımı Mihriban Onan’a, ışık tasarımı Önder Arık’a, müziği Mark Hollmann’a ait. Oyunun müzik direktörlüğü Murat Kodallı, şarkı sözleri adaptasyonu ve koreografisi ise Nebi Birgi’ye ait. Oyunda Doruk Şengün, Berfu Aydoğan, Barış Arman, Nebi Birgi, Ceren Gündoğdu, Selmin Artemiz, Efe Ünal, Taner Tunçay, Adnan Yiğit, Aslı Zırhlı, Didem Atasoy, Seda İyidiş, Derman Çinkılıç, Güniz Bilge, Ayşe Günyüz, Alper Aksoy, Beste Özgümüş, Nazlı Uğurtaş, Köksal Ünal, Hilmi Duruoğlu rol alıyor. Orkestrada ise Murat Kodallı, Güneş Bulak, Ozan Özkök, Onur Avdan, Yılmaz Tümözen ve Ali Sönmez performans gösteriyor.

Nikolay Vasiliyeviç Gogol’un “Bir Delinin Hatıra Defteri”, 9 ve 10 Ekim’de görülebilir. Sylvie Luneau ile Roger Coggio tarafından uyarlanan, Coşkun Tunçtan’ın Türkçeleştirdiği yapıtın proje tasarımı ve yönetmenliğini Cem Emüler üstleniyor. Eserde, 1960’lı yıllarda Türk tiyatrosunun büyük ustası Genco Erkal’ın iki farklı yorumla sahneye getirdiği Aksenti İvanoviç Poprişçin karakterini Erdal Beşikçioğlu canlandırıyor. Tek kişilik oyunun dekor ve giysi tasarımı Sertel Çetiner’in, ışık düzeni Seyhun Ayaş ile Zeynel Işık’ın, müzik, ses ve efekt tasarımı da Tayfun Gültutan’ın imzasını taşıyor. Gogol’un içinde yaşadığı Rus toplumunun genel yapısını ve bireylerini büyük bir dikkatle tahlil ettiği eser, yazarın birbirinden ilginç gözlemlerini yansıtması açısında önem taşıyor. Hayatın gerçeklerini kabul edemeyen ve hezeyanlar içinde olan bir adamın adım adım deliliğe giden dramını gözler önüne seren eserde Beşikçioğlu, sahneye kurulan özel bir vinçle seyirci karşısına çıkıyor.

Küçük Tiyatro:

2 Ekim’de sahnelenmeye başlayan “Soğuk Bir Berlin Gecesi” adlı oyun, 8 Ekim’e kadar izlenebilecek. Barış Eren’in yazıp yönettiği oyunun dekoru Sinan Yardımedici’ye, giysi tasarımı Günnur Orhon’a, ışık düzeni Zeynel Işık’a ait. Olcay Kavuzlu, Fulya Koçak, Ferahnur Barut, Eray Eserol, Adnan Erbaş ve Mahmut Işık rol alıyor. Yapıt Almanya’da dili, dini ve kültürü farklı olduğu için ötekileştirilen Tarık’ın yaşadıklarını anlatıyor.

İzmir Devlet Tiyatrosu yapımı “Nora (Bir Bebek Evi)” adlı oyun 9-10 Ekim’de temsil verecek. Dekor tasarımı Savaş Çevirel’e, giysi tasarımı Funda Çebi’ye, ışık tasarımı Kemal Gürgün’e ait olan oyunda, Özlem Başkaya, Yusuf Köksal, Gürol Tonbul, Melike Aslı Sinke, Mehmet Avdan, Birsel Aygün ve Damla Ardal rol alıyor.

Oda Tiyatrosu:

Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun kaleminden Erkan Yılmaz’ın oyunlaştırdığı, yönetmenliğini Ayşe Lebriz Berkem’in yaptığı “Tek Kişilik Yaşam-Bedri Rahmi Eyüboğlu” adlı oyun ise Oda Tiyatrosu’nda bugün, yarın ve 6 Ekim’de izlenebilecek. Dekor-giysi tasarımı Özge Akarsu, ışık tasarımı Ali Karaman, müzikleri Cem İdiz, kukla tasarımı Çağlayan Sevinçer, görsel tasarımı Coşkun Oğuz tarafından hazırlanan oyunda, Y. Emir Çiçek rol alıyor.

Şahin Örgel’in yazdığı, Murat Çidamlı’nın yönettiği “Yosunlar” adlı oyun 9 ve 10 Ekim’de izlenebilecek. Dekoru Hakan Dündar’a, kostümü Töre Özsel’e ait eserde Neşet Erdem, Şemsettin Zırhlı, Aslı Artuk Şener rol alıyor.

Stüdyo Sahne:

Cüneyt Mete’nin, Özgür Öztürk’ün, Ünsal Coşar’ın ve Yıldız Kaplan’ın rol aldığı, Rick Cleveland’ın yazdığı, Zeynep Nutku’nun çevirdiği, İlham Yazar yönettiği “Jerry ve Tom” adlı oyun, yarın ve 7-9 Ekim’de seyirciyle buluşacak. İnsan öldürmeyi rutinin bir parçası haline getirmiş olan iki kiralık katilin gerilim, şiddet ve tehlike dolu hikayelerini anlatan oyun, kahramanlarımızın seri şekilde, serinkanlılık ve çoğu zaman keyifle sürdürdükleri cinayetlerinin sürpriz bir kesişme noktasında son bulmasını anlatır.

Şinasi Sahnesi:

“Aşkın Sıradanlığı”, Özgür Yalım’ın yönetmenliğinde 7 Ekim’e kadar Ankaralı sanatseverlerle buluşuyor. Dekor tasarımı Behlüldane Tor’a, giysi tasarımı Nalan Alaylı’ya, ışık tasarımı Yüksel Aymaz’a ait olan oyunda, Nisa Yıldırım, Saydam Yeniay, Deniz Elmas ve Efe Tunçer rol alıyor.

Duşan Kovacevic’in yazdığı, Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği “Profesyonel”, 9-10 Ekim’de seyredilebilecek. Bülent Emin Yarar, Yetkin Dikinciler, Gülen Çehreli ve Cenap Oğuz rol alıyor.

Sunay Akın, 8 Ekim’de sanatseverlerle bir araya gelecek.

OPERA BALE

Opera Sahnesi: “Don Giovanni” 6 Ekim’de sahne alacak.

Leyla Gencer Sahnesi: Müzikli çocuk oyunu “Uyuyan Güzel” 7 Ekim’de temsil verecek.

Operet Sahnesi: “Selva Erdener ve Turkuvaz Beşlisi” 9 Ekim’de konser verecek.

Kaynak 

nar sanat 374811000

Stevie Wonder 14 eylül’de İstanbul’da

“Garanti Caz Yeşili” 15. yıl etkinlikleri kapsamında İstanbul’da ağırlayacağı Stevie Wonder için sayılı gün kaldı. Efsane müzisyen Stevie Wonder, 14 Eylül Cuma akşamı Küçükçiftlik Park’ta vereceği ilk İstanbul konserinin öncesinde, 9 Eylül Pazar akşamı İngiltere‘de unutulmaz bir konsere imza attı.

Müzikseverlerin yıllardır dört gözle beklediği, nadir konser vermesiyle tanınan, efsanevi müzisyen Stevie Wonder, 14 Eylül Cuma akşamı Küçükçiftlik Park’ta vereceği bu ilk İstanbul konserinin öncesinde İngiltereli hayranlarıyla buluştu. 9 Eylül Pazar akşamı İngiltere‘nin Newport şehrindeki Robin Hill Country Park’ta düzenlenen Bestival isimli festivalin yıldız ismi olarak sahneye çıkan Stevie Wonder, konserde “Superstition”, “I Just Called To Say I Love You”, “Happy Birthday”, “How Sweet It Is (To Be Loved By You)”, “Master Blaster” ve “Higher Ground” gibi hitlerinin yanı sıra sevdiği sanatçıların şarkılarını da yorumladı. İzleyiciler Wonder’ın, Michael Jackson‘ın “The Way You Make Me Feel” ve John Lennon‘un “Imagine” şarkılarına getirdiği yorumu hayranlıkla dinlediler.

Yıllardır stüdyo albümü yayımlamayan Stevie Wonder’ın çok nadir konser vermesi, hayranları için konserlerinin değerini de arttırıyor. 2012 yılında Avustralya, Endonezya, Portekiz ve ABD‘de olmak üzere toplam 5 konser veren Stevie Wonder, İngiltere konserinin hemen ardından 14 Eylül Cuma akşamı Küçükçiftlik Park’ta, “Garanti Caz Yeşili” 15. Yıl etkinlikleri kapsamında yılın 6. konserine imza atacak. Saat 21.00’da başlayacak Stevie Wonder, İstanbul’a 5 tonluk sahne ve prodüksiyon malzemesiyle geliyor.

Konser için midi özelliği de taşıyan özel kuyruklu piyanosu ve 3 clavinet getirecek. İngiltere‘den özel olarak 3 ses masasının getirileceği konserde, 3 klavye seti ve 3 ayrı perküsyon seti bulunacak.

Sahne kurulumu için Wonder’ın prodüksiyon ekibine İstanbul’dan 30 görevli daha katılacak ve Wonder’ın yanında getirdiklerine ek olarak, yaklaşık bir tır dolusu prodüksiyon malzemesi de İstanbul’dan tedarik edilecek.

İstanbul konserinde Stevie Wonder’a 10 kişilik bir müzisyen ekibi ve aralarında Wonder’ın kızı Aisha Morris’in de bulunduğu, 3 kişiden oluşan bir geri vokal grubu eşlik edecek. Ayrıca bazı şarkılarda Wonder’a eşlik etmek üzere 8 kişilik bir koro da sahnede olacak. Wonder ve ekibinin konser öncesinde çalışabilmesi için kulislere ek sistemler kurulacak.

Özellikle 1970’lerde dönemin müziğine yön veren isimlerden, dünyaca ünlü Amerikalı besteci, şarkıcı, virtüöz ve yapımcı Stevie Wonder, onlu yaşlarının başında başladığı, yarım asırlık müzik kariyeri boyunca Music of My Mind, Talking Book, Innervisions ve Songs in the Key of Life gibi klasikleşmiş albümlerin yanı sıra “Superstition”, “I Just Called To Say I Love You”, “Master Blaster”, “Higher Ground”, “Pastime Paradise”, “Sir Duke”, “You’re the Sunshine of My Life”, “Isn’t She Lovely?”, “Part-Time Lover”, “Another Star” gibi onlarca unutulmaz şarkıya imza attı.

Piyano ve klavyenin yanı sıra armonika, davul ve perküsyon gibi enstrümanları da çalabilen Stevie Wonder,  The Woman in Red filminde kullanılan “I Just Called To Say I Love You” şarkısıyla kazandığı Golden Globe ve Oscar ödüllerinin yanı sıra kariyeri boyunca ürettikleriyle “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” de dahil olmak üzere 25 Grammy‘nin de sahibi. Stevie Wonder, cazdan popa güncel müziğin birçok farklı alanından sayısız müzisyene ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Bildiğiniz üzere size çok yakınız.Bakırköy İncirli Caddesi üzerinde,Town Center karşısı ve Özel Yaşar Hastahanesi sokağındayız.Lütfen irtibat için inceleyiniz.

 

Fazıl Say ile ”Der Panther’’ prömiyeri Dortmund’da

Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Fazıl Say, Dortmund Konser Salonu’nun 10. yılı onuruna şair Rainer Maria Rilke’nin, ”Der Panther”adlı şiirini besteledi.Lirik soprano ve orkestra için yazılan eser, yarın WDR Senfoni Orkestrası, soprano Christiane Oelze ve şef Pablos Heras-Casado eşliğinde Dortmund Konser Salonu’nda prömiyer yapacak.
Alman şiirinin en bilinen eserlerinden ”Der Panther”, yazıldığı 1902 yılından bu yana, birçok sanatçı tarafından yorumlandı. Fazıl Say ise şiirdeki sembolleri, orkestranın yarattığı akustik renklerle çözümledi.

Programda, ayrıca Say’ın ilk senfonisi ”İstanbul”un ilk bölümü olan ”Nostalji” de yer alacak.
İstanbul Senfonisi’nin dünya prömiyeri de iki yıl önce WDR Senfoni Orkestrası ile aynı salonda gerçekleştirilmişti.

Fazıl Say kimdir?

Yazar ve müzikolog Ahmet Say’ın oğludur. Piyano eğitimini Ankara’da Mithat Fenmen ve Kamuran Gündemir,Düsseldorf’ta David Levine’den almıştır.

Üç yaşındayken obuacı Ali Kemal Kaya ile ritmik jimnastik ve işitme alıştırmalarına başlayan Fazıl Say, bir yıl sonra Mithat Fenmen’den aldığı piyano dersleriyle sevgiyi de içeren bir öğrenim sürecine girmiştir. Fenmen’le sekiz yıl süren bu dönem, piyano, solfej ve teorinin yanı sıra, besteciliğe özendirme çalışmalarını ve konser podyumlarına ısındırma amaçlı küçük dinletileri kapsar. Mithat Fenmen’in 1982 yılında vefat etmesi üzerine Ankara Devlet Konservatuarı’na giren Fazıl Say, ‘Özel Statü’ olarak nitelenen hızlandırılmış yoğun eğitim çerçevesinde Kamuran Gündemir ile piyano, İlhan Baran ile kompozisyon çalışmıştır. Gündemir, yorum kavrayışı gerektiren yapıtlar üzerinde üst düzey bir değerlendirme ortamı yaratarak öğrencisini yetiştirmiş, İlhan Baran ise ona kompozisyon eğitiminin temeli olan teknik donanımları kazandırmıştır. Donanımların başlıcaları armoni, kontrpuan, form bilgisi, analiz, enstrümantasyon, orkestrasyon, antik modlar, Türk Müziği makamsal ve ritmik sistemleri, caz armonisi ve stil araştırmalarıdır. İlhan Baran, ayrıca çağdaş müzik stilleri çalışması için Ertuğrul Oğuz Fırat’dan yararlanılmasını istemiş ve Fazıl Say, üç yıl Fırat’dan ders almıştır. 1987 yılında konservatuarı bitiren genç piyanist, Almanya’nın DAAD bursuyla bu ülkeye gitmiş, Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu’nda ABD’li piyanist David Levine’in öğrencisi olmuştur. Dünyanın önde gelen Schubert yorumcularından olan Levine, “Yaratıcı Yorumculuk” açısından örnek bir piyanisttir. Fazıl Say, piyanist kimliğiyle onu örnek almıştır.

 

 Kaynak

 

Piyano eğitimlerimiz devam etmektedir.

İletişim için 

Pink Martini

Yine, yeniden 19 Temmuzda Pink Martini!

Yepyeni Albümleri A Retrospective’in Avrupa Turnesi Kapsamında 19 Temmuz’da Kuruçeşme Arena’da!

Pink Martini

“Sympathique”, “Hang on Little Tomato”, “Hey Eugene!” ve “Splendor in the Grass“ albümleri ileTürkiye’de büyük bir hayran kitlesine sahip, her albümleri ile altın plak kazanan Pink Martini, grubun 17 yıllık kariyerlerini özetlediği yepyenibest of albümleri “A Retrospective“’in Avrupaturnesi kapsamında 3 özel konser için Türkiye’de.

Pink Martini 27. Uluslararası İzmir Festivali kapsamında 8 Temmuz’da Çesme Açıkhava Tiyatrosunda, 9 Temmuz’da Ankara’da OdtüMezunlar Derneği Vişnelik Tesisleri’nde ve 2005 yılında açılışını yaptığı Kuruçeşme Arena’da 19 Temmuz’da hayranları ile buluşacak.

Samurayların aşk şarkılarından 1930’ların Küba müziğine, Fransızca şansonlardan Brezilyasokak şarkılarına kadar dinlemesi en keyifli şarkıları tozlu raflardan bulup çıkaran topluluk, ChinaForbes’un sağlık nedenleri ile kısa bir ara vermesi nedeniyle 2011 Mart ayında gruba katılan Storm Large’ın kulak pası silen sıcak vokali ve yepyeni şarkıları ile yine unutamayacağınız konserlerle Pasion Turca himayesinde Türkiye’de.

Pink Martini Hakkında 

Pink Martini

“Pink Martini’nin hayatı seven enerjisini ve orijinalliğini sıkıştırabilecek bir kalıp ya da tanım yok…”BBC Music Review.

Pink Martini 1994 yılında Klasik piyano eğitimi alan Harvard mezunu Thomas M. Lauderdale tarafından Portland’da kuruldu.

Pink Martini kurulduğu günlerde politik tavrı olan, sivil toplum örgütlerinin yardım ve bilinçlendirme amaçlı organizasyonlarında sahneye çıkan bir orkestra olarak yola çıkmıştı.

Thomas M. Lauderdale’in Harvard’dan sınıf arkadaşı China Forbes, orkestraya 1995’te katıldı. Pink Martini kurulduğu ilk günlerden beri farklı dillerde, farklı kültürlerin şarkılarını dünyaya sunmaya ve dünyaca ünlü Senfoni orkestralarıyla sahne almaya devam ediyor.

The Boston Pops, San Francisco Senfoni Orkestrası, Hollywood Bowl Orkestrası ve Los AngelesFilarmoni orkestrası gibi ünlü orkestralarla zengin bir evrensellik yakalayan Pink Martini daha önceki üç albümüyle 2 milyondan fazla satış rakamına ulaştı.

Pink Martini Sympathique adlı ilk albümlerini 1997’de yayınlar yayınlamaz Fransa’nın ünlü “Victoires de la Musique “ ödüllerinde “Yılın şarkısı” ve “ En İyi Yeni Sanatçı” kategorilerinde aday olarak uluslararası bir fenomen haline geldi.

2004, yılında yayınlanan ikinci albümleri “Hang on Little Tomato”, Amazon albüm satışları listesinde 1 numara olmayı başarmıştı. Grubun üçüncü albümleri Hey Eugene! hem Billboard en çok satan albümler listesinde ilk 30’da yeraldı hem de ikinci kez Amazon albüm satış listelerinde 1 numara olmayı başardı.

Pink Martini’nin yeni stüdyo albümleri “Splendor in the Grass”ı da kendi plak şirketleri Heinz Records etiketiyle çıkardılar.

Kendilerini “Dünyanın değişik köşelerinden melodileri ve ritimleri bir araya getirip, modern bir formda sunan müzik arkeologları” şeklinde tarif eden topluluğun kurucu üyesi piyanist Thomas M. Lauderdale, “Bir müzik belgeseli hazırlıyor gibiyiz; dünya vatandaşı ve müzik elçileri olarak, her zaman değişik kültürlerin geleneklerini, dillerini, tarihlerini bilmek ve çalışmak zorundayız. ABD’li bir grubuz, ancak zamanımızın büyük bir bölümünü Avrupa’da geçiriyoruz. En büyük amacımız, hangi kültürden olursa olsun, dünya üzerinde çok geniş bir dinleyici kitlesine seslenebilmek” diye ekliyor.

Türkiye’deki konserleriyle de büyük ilgi gören topluluk Türkiye sevgisini ülkemizdeki turnelerinde çektirdikleri resimler ile “Hang on Little Tomato” albümlerinin kartonetine taşıyarak göstermişti. Avrupa’daki ilk performansını Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren Pink Martini özellikle Fransa, İspanya, Portekiz, Belçika, İsviçre, Yunanistan, Lübnan gibi ülkelerde kapalı gişe konserlere imza atıyor.

Los Angeles, Oregon, Seattle, New Jersey, San Antonio ve Kansas City senfoni orkestralarıyla birlikte konserler veren topluluk, 2003 yılında Frank Gehry’nin mimari şaheseri Los Angeles Filarmoni’nin yeni evi Walt Disney Konser Salonu’nun açılışını yaptığı gibi 2005’te Türkiye’de de Kuruçeşme Arena’nın açılışını yapmıştı.

Televizyonların ünlü dizileri de Pink Martini şarkılarını soundtrack olarak kullanmak için birbirleriyle yarışıyorlar. The West Wing’den Desperate Houseviwes’a kadar Pink Martini’nin şarkıları şimdiye kadar birçok ünlü dizide kullanıldı.

2011 sonbaharinda 2 yepyeni albüme imza atan Pink Martini, ilk olarak Saori Yuki ile ‘1969’ albümünü ardından da 17 yıllık hikayelerini özetledikleri ‘piyasaya çıkardı. ‘1969’ Pink Martini, efsanevi Japon sanatçı Saori Yuki 2007 yılında Pink Martini’nin “Taya Tan” adlı şarkıyı yeniden yorumlamasıyla başlayan ortak hikayelerini 1969 yılının en güzel şarkılarını biraraya getirerek hazırladıkları sımsıcak bir albüm. 1969 albümü “Blue Light Yokohama”, “Yuuzuki”, “Mayonaka noBossa Nova (Geceyarısı Bossa Nova’sı)” gibi Japonya’nın en ünlü şarkılarını ve Pink Martini tadında yorumlanan “Yoake no Scat (Yeni Bir Şafak Melodisi)” gibi Saori Yuki’nin en meşhur şarkılarını içeriyor. Albümde Fransızca, Japonca ve İngilizce 12 şarkı bulunuyor.

Jorge Ben’in ünlü “Mas Que Nada” , Peter Paul & Mary “Puff, The Magic Dragon” şarkısı ve Peggy Lee’nin ünlü “Is That All There Is” şarkısına kadar uluslararası ünlü şarkılara da yeni yorumlar getiren albüm , bir Japon efsanesi olan Saori Yuki’yi de Türkiye’deki dinleyici ile buluşturuyor.

‘1969’ albümü ile aynı anda grup 17 yıllık kariyerlerini özetledikleri 8 yepyeni şarkı ile destekledikleri en iyiler – best of çalışması ‘A Retrospective’ piyasaya çıkardı.

Türkiye satışları ile birçok kez altın plak kazanan topluluk Türkiye’yi Monica Molina, Buika, Mariza gibi birçok dünya starını ile ilk kez buluşturan Pasion Turca’nın himayesinde üç dev konserle İzmir, Ankara ve İstanbul’da.

Samurayların aşk şarkılarından 1930’ların Küba müziğine, Fransızca şansonlardan Brezilya sokak şarkılarına kadar dinlemesi en keyifli şarkıları tozlu raflardan bulup çıkaran topluluk, China Forbes’un sağlık nedenleri ile kısa bir ara vermesi nedeniyle gruba 2011 Mart ayında katılan Storm Large’ın kulak pası silen sıcak vokali ve yepyeni şarkıları ile yine unutamayacağınız konserlerle Pasion Turca himayesinde Türkiye’de.

 Kaynak : [-]

10693363

Nerede olursanız olun, 07 Kasım – 14 Kasım Arası Sanatla olun !

Her hafta olduğu gibi bu haftada Sanatı takip edin. Değişik etkinlikler ve sanat faaliyetleri . Sanat sizlerle!

■Arada Bir, Bir Arada isimli karma sergi 1 – 26 Kasım tarihleri arasında Ortaköy Kültür Merkezi’nde.

Sergi

İSTANBUL

■ Arada Bir, Bir Arada isimli karma sergi 1 – 26 Kasım tarihleri arasında Ortaköy Kültür Merkezi’nde.

■ Nasuh Peprek’in “Camdaki Düşler” isimli sergisi 1 – 10 Kasım tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi Kozi Kültür Sanat Merkezi’nde.

■ Burak Arıkan’ın “BURAK” isimli sergisi 1 Kasım – 13 Aralık tarihleri arasında Maçka Sanat Galerisi’nde. (0212 240 80 23)

■ Orkide Akkoç Sabit’in “Tatlı Rüyalar” isimli sergisi 1 Kasım – 8 Aralık tarihleri arasında Mac Art Gallery’de. (0212 343 85 40)

■ Burçak Balamber’in “Metamorfoz” isimli sergisi 2 – 26 Kasım tarihleri arasında Galeri Merkur’de. (0 212 231 69 87)

■ Suretin Sireti: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu’ndan Bir Seçki isimli sergi 2 Kasım – 31 Aralık tarihleri arasında Pera Müzesi’nde. (0212 211 41 00)

■ Ilgın Seymen ’in “Mutluluğun Mini Marketi” isimli sergisi 2 Kasım – 15 Aralık tarihleri arasında Art ON’da. (0 2122591543)

■ Nejat Satı’nın “DRUGSTORE” isimli sergisi 2 Kasım – 15 Aralık tarihleri arasında Art ON’da. (0 2122591543

■ Tuncay Takmaz’ın iki ayrı sergisi 2 – 27 Kasım tarihleri arasında Kent Sanat Galerisi ve Niş İstanbul’da. (0212 225 67 15, 0212 232 88 48)

■ Eren Eyüboğlu’nun Retrospektif Sergisi 4 Kasım – 17 Aralık tarihleri arasında İş Sanat Kibele Galerisi’nde. (0 212 438 63 50)

■ Ergin İnan – Emiel Hoorne – Enk De Kramer’in sergisi 5 Kasım – 13 Aralık tarihleri arasında Çırağan Palace Kempinski Sanat Galerisi’nde. (0212 327 00 12)

■ Anadolu Sanatçılar Derneği’nin 49. sergisi 8 Kasım’a kadar İstanbul – Kartal’da. (0216 5170896)

■ Disiplinlerarası Karma Sergi 9 Kasım’a kadar Karma Sanat Merkezi’nde. (0216 336 75 55)

■ “Görsel Kayıt: Le Corbusier Yapıtdökümüne Bir Bakış sergisi 10 Kasım’a kadar santralistanbul’da. (0 212 292 13 13)

■ U L T R A M ÉM O I R E #4 isimli karma sergi 11 Kasım’a kadar İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde. (02123938111)

■ 28. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması Sergisi 11 Kasım’a kadar Galeri Işık’ta. (0 212 233 12 03)

■ Birbirinden isimli karma sergi 11 Kasım’a kadar Galatea Art Sanat Galerisi’nde. (0212 245 80 38)

■ Yavuz Tanyeli’nin “Şükür Çağı” isimli sergisi 11 Kasım’a kadar ALANistanbul’da. (0212 252 94 53)

■ Özlem Akgündüz’ün “Yakın Çekim” isimli sergisi 11 Kasım’a kadar Ziraat İstanbul Tünel Sanat Galerisi’nde.

■ Lewis Baltz’ın “Teknoloji Mekânları” isimli sergisi 12 Kasım’a kadar Galeri Mana’da. (0212 243 66 66)

■ Gülay Yaşayanlar’ın “Once Again Once More” isimli sergisi 12 Kasım’a kadar Merkur’de. (0 212 231 69 87)

■ Fevzi Karakoç’un “Köprü” isimli sergisi 12 Kasım’a kadar Gallery Linart. (0 212 281 12 00)

■ Dilek Bulutlar ’ın sergisi 12 Kasım’a kadar Ürün Sanat Galerisi’nde. (0216 363 12 80)

m Devabil Kara’nın “Dilin Söyleyemedikleri M-25” isimli sergisi 12 Kasım’a kadar Galeri Espas’ta. (02122277017)

■ Can Büyükmehmet’in sergisi 12 Kasım’a kadar Teşvikiye Sanat Galerisi’nde. (0212 241 65 35)

■ Nasan Tur ’un “Kapital” isimli sergisi 12 Kasım’a kadar Galeri Mana’da. (0212 243 66 66)

■ Yastık Altı isimli karma sergi 12 Kasım’a kadar Arte İstanbul Sanat Merkezi’nde. (0 212 292 8045)

■ Mehmet Yılmaz’ın “Sakıncalı Çünkü Edepsiz” isimli sergisi 12 Kasım’a kadar Piramid Sanat’ta. (0212 297 31 15)

■ 12. İstanbul Bienali 13 Kasım’a kadar Antrepo 3 ve 5’te.

m Refik Anadol ve mimar Alper Derinboğaz’ın Aktif Strüktürler v1.1: Akustik Formasyon / İstiklal Caddesi isimli enstalasyon sergisi 13 Kasım’a kadar Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde. (0212 252 47 00)

■ Bilinmeyen Bir Cisim Yaklaşıyor isimli sergi 13 Kasım’a kadar Piha Kolektif Sanat Galerisi’nde. (0216 337 15 13)

■ Tanju Demirci’nin resim sergisi 13 Kasım’a kadar MSGSÜ Tophane – i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde. (0212 293 37 60)

■ Ebru Alpagut’un “Bir Sırrım Var” isimli sergisi 13 Kasım’a kadar C.A.M Galeri’de. (02122457975)

■ Gürsel Soyel’in “İz” isimli sergisi 13 Kasım’a kadar artgalerim’de. (0212 265 10 34)

■ Kamil Fırat’ın “Taş Yüzler” isimli sergisi 13 Kasım’a kadar Galeri G Art’ta. (0212 296 08 76)

■ Gülçin Aksoy, AtılKunst, Annegret Bleisteiner, Klaus vom Bruch, Carlotta Brunetti, Department für öffentliche Erscheinungen, Deniz Gül, Julia Lohmann, Suat Öğüt, Hülya Özdemir, Susanne Pittroff, Michaela Rotsch, Robert Stumpf, Yeni Anıt’ın “Şehir Ölçeği” isimli sergisi 13 Kasım’a kadar Siemens Sanat’ta. (0212 334 11 04 )

■ İstanbul’la Bakmak fotoğraf sergisi 15 Kasım’a kadar Fotoğrafevi’nde. (0212 284 63 63)

■ Ayfer Kalsın ’ın “Revân” adlı yeni kişisel sergisi 15 Kasım’a kadar Arnavutköy Art Gallery’de. (0 212 2570667)

■ Kutluğ Ataman’ın “Mezopotamya Dramaturjileri” isimli sergisi 16 Kasım’a kadar ARTER’de. (0212 243 37 67)

■Veli Sapaz’ın sergisi 17 Kasım’a kadar Seven Sanat Galerisi’nde. (0216 3455616)

■ Serkan Yüksel’in “Dilbilgisi” isimli sergisi 18 Kasım’a kadar Art Suites Gallery’de. (0212 251 55 61)

■ Gencay Kasapcı’nın resim sergisi 18 Kasım’a kadar Bakraç Sanat Galerisi’nde. (0216 362 18 26)

■ Abdullah Kasapcı’nın takı sergisi 18 Kasım’a kadar Bakraç Sanat Galerisi’nde. (0216 362 18 26)

■ Gogi Mikeladze’nin sergisi 19 Kasım’a kadar Pirosmani Sanat Galerisi’nde. (0212 2526812)

■ Çiğdem Erbil’in “Renklerin Söylemi” isimli sergisi 19 Kasım’a kadar Galeri/miz’de. (0212 241 76 66)

■ Kadir Akorak’ın “Bosperal Resimler II” isimli sergisi 19 Kasım’a kadar Ekavart Galeri’de. (0212 252 81 31)

■ isimli karma resim sergisi 19 Kasım’a kadar Beyoğlu Akademililer Sanat Merkezi’nde. (0212 245 02 29)

■ Mehmet Kutlu’nun “Yeni Hikâyeler” isimli sergisi 20 Kasım’a kadar Rezan Has Müzesi’nde. (0212 533 65 32)

■ Ragıp Basmazölmez’in “Eşik” isimli sergisi 20 Kasım’a kadar Daire Sanat’ta. (0212 252 52 59)

■ Bilgi Dizisi 3 / Bellek sergisi 20 Kasım’a kadar Plato Sanat’ta. (0212 621 12 47)

■ Mehmet Güler’in sergisi 23 Kasım’a kadar TEM Sanat Galerisi’nde. (0212 247 08 99)

■ Süleyman Saim Tekcan’ın 50. Sanat Yılı Retrospektifi sergisi 25 Kasım’a kadar Beşiktaş Çağdaş, Mustafa Kemal Merkezi’nde. (212 35193 90)

■ Cervantes’in Sol Eli isimli sergi 25 Kasım’a kadar Karşı Sanat Galerisi’nde. (0 212 292 65 36)

■ devinimsizlikte devinim (yaratıcı siyaset) isimli sergi 26 Kasım’a kadar DEPO’da. (0212 292 39 56)

■ Osman Kehri’nin suluboya resim sergisi 26 Kasım’a kadar Tolga Eti Sanatevi’nde (0216 368 2679)

■ Fiktion Okzident isimli sergi 26 Kasım’a kadar MSGSÜ Tophane- i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde.(0 212 281 12 00)

■ Son Kwang-Bae’nin “Kum saati gibi tersyuz olmanin tam vakti…” isimli sergisi 27 Kasım’a kadar Galeri İlayda’da. (0 212 227 92 92)

■ No More Luggage isimli sergi 28 Kasım’a kadar Tophane-i Amire Kültür Merkezi Sarnıç Galerileri ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Osman Hamdi Bey Salonu’nda. (0212 278 03 07)

■ Aydın Erkmen’in illüstrasyon sergisi 30 Kasım’a kadar Tatbiki Sanat Galerisi’nde. (0216 338 98 37)

■ Tomur Atagök’ün “Doğanın Çağrısı” isimli sergisi 30 Kasım’a kadar Kare Sanat Galerisi’nde. (0212 240 44 48)

■ Enk De Kramer’in gravür sergisi 30 Kasım’a kadar Füsun Inan Art Gallery’de. (0212 232 40 49)

■ Rüçhan Şahinoğlu’nun “dışarda” isimli sergisi 3 Aralık’a kadar Galeri Apel’de. (0 212 292 72 36)

■ Seyhun Topuz’un “Düğümler” isimli sergisi 3 Aralık’a kadar Galeri Nev’de. (0212 252 15 25)

■ İstanbullaşmak Yapım Aşaması: Beyoğlu isimli sergi 31 Aralık’a kadar SALT’ta. (0212 377 42 00)

■ Sophie Calle’nin “Son Kez, İlk Kez” isimli sergisi 31 Aralık’a kadar Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde. (0212 277 22 00)

■ Ice Station Antarcticae isimli sergisi 2 Ocak 2012’ye kadar Akbatı Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde. (0212 397 70 70)

■ Osman Hamdi Bey ve Amerikalılar: Arkeoloji, Diplomasi, Sanat sergisi 8 Ocak’a kadar Pera Müzesi’nde. (212 211 41 00)

■ İklim Değişikliği Sergisi 15 Ocak 2012’ye kadar Santralistanbul Ana Galeri’de. (0 212 346 41 42)

■ Türkiye’den modern ve çağdaş kadın sanatçıların “Hayal ve Hakikat”isimli sergisi 22 Ocak’a kadar İstanbul Modern’de. (0212.334 73 31)

■ Sabrina Fresko’nun sergisi 28 Ocak’a kadar Simya Galeri’de. (0212 259 77 40)

■ Musevitoğlu Atölyesi Resim Sergisi 31 Mayıs’a kadar Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde. (0212 259 77 40)

■ Adalar, Mimarlar, Binalar isimli sergi Haziran 2012’ye dek Adalar Müzesi’nde. (0216 382 64 30)

ANKARA

■ Umut Erhan&Haldun Cezayirlioğlu/Cumhuriyetin ve Günümüzün Heykelleriyle Ankara – fotoğraf – 11 Kasım’a dek – Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde. (0 312 442 30 50)

■ Mustafa Peker – resim – 11 Kasım’a dek – Ziraat Bankası Kuğulu Sanat Galerisi’nde. (0 312 466 05 40)

■ Mehmet Koyunoğlu – gravür, resim – 12 Kasım’a dek – Galeri Nev’de. (0 312 437 93 90)

■ Mine Çini – resim – 12 Kasım’a dek – Altanay Sanat Evi’nde. (0 312 468 30 76)

■ Panamarenko – fotoğraf, resim – 12 Kasım’a dek – Galeri Artist Ankara’da. (0 312 311 93 63)

■ Selin Cakova – resim – 20 Kasım’a dek – Atakule Vakıfbank Sanat Galerisi’nde. (0 312 442 90 67)

■ Jale Nejdet Erzen – resim – 20 Kasım’a dek – Takıantika Sanat Galerisi’nde. (0 312 436 37 88)

■ Fatma Abalı – resim – 20 Kasım’a dek – Atakule Vakıfbank Sanat Galerisi’nde. (0 312 442 90 67)

■ Hasan Kıran – ağaç baskı – 23 Kasım’a dek – Galeri Soyut’ta. (0 312 438 86 70)

■ Mehmet Örs – resim – 25 Kasım’a dek – Atlas Sanat Galerisi’nde. (0 312 468 59 04)

■ Seher Becel – seramik – 25 Kasım’a dek – Krişna Sanat Merkezi’nde. (0 312 418 02 53)

■ Ziya Gökalp Mülayim – suluboya resim – 29 Kasım’a dek – Medya Sanat Galerisi’nde. (0 312 428 39 55)

■ Zeki Şahin – resim – 30 Kasım’a dek – Gözde Sanat Galerisi’nde. (0 312 442 11 31)

■ SAKÜDER Renkler ve Çizgiler Buluşuyor – resim – 3 Aralık’a dek – Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde. (0 312 468 21 05)

 ADANA

■ Küratörlüğünü Muzaffer Tire’nin yaptığı, ‘88. Yılında Cumhuriyet Sanatçıları-2’ sergisi Galeri Altan’da sürüyor. Sergi sanatseverler için 19 Kasım tarihine dek açık olacak. (0322 4593458)

 İZMİR

■ İş Bankası İzmir Sanat Galerisi, 3 Aralık’a dek karikatür ve grafik sanatçısı Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun eserlerini ağırlayacak.

■ Kedi Kültür Sanat Merkezi, 12 Kasım’a dek Yusuf Tuvi ve Birol Üzmez’in“Basmane Oteller Sokağı” konulu fotoğraf sergisine ev sahipliği yapacak.

■ Alsancak’taki Art Shop Sanat Galerisi’nde Cavit Atmaca’nın “İçimden Geldiği Gibi’’ adlı nü sergisiyle Anar Eyni’nin “Sen Yalnız Değilsin’’ adlı heykel sergisi, 13 Kasım’a dek izlenimde.

■ İstanbul Modern Sanatlar Müzesi Derneği’nin gelenekselleşen Ekim Geçidi Sergisi, 19 Kasım’a dek Atatürk Kültür Merkezi’nde.

Tiyatro

İSTANBUL

■ Devlet Tiyatroları Beykoz Ahmet Mithat Efendi Sahnesi’nde “Aşkın Sıradanlığı” cuma 20.00, cumartesi 15.00 ve 20.00, pazar 15.00. Cevahir Sahneleri Salon 1’de “Yanık” salı, çarşamba, perşembe, cuma 20.00, cumartesi 15.00 ve 20.00, pazar 15.00. Cevahir Sahneleri Salon 2’de“Profesyonel” salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi 20.00. Beyoğlu Küçük Sahne’de “Kırmızı” salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi 20.00, pazar 15.00. Küçükçekmece Sahnesi’nde “Sidikli Kasabası”perşembe, cuma 20.00, cumartesi 15.00 ve 20.00, pazar 15.00. Üsküdar Stüdyo Sahne’de “Anita’nın Aşkı Ya Da Antigone New York’ta” salı, perşembe 20.00, cumartesi 15.00 ve 20.00. Üsküdar Tekel Sahnesi’nde“Birdy” çarşamba, cuma 20.00. (0 212 292 39 00)

■ İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları F. Reşat Nuri Sahnesi’nde “Mutfak Söyleşileri” perşembe, cuma 20.30, cumartesi 15.00 ve 20.30. Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde “İstanbul Hatırası” perşembe, cuma 20.30, cumartesi 15.00 ve 20.30, pazar 15.00. Kâğıthane Sadabad Sahnesi’nde “Lüküs Hayat” perşembe, cuma 20.30, cumartesi 15.00 ve 20.30. Haldun Taner Sahnesi’nde “Sevgili Doktor” perşembe, cuma 20.30, cumartesi 15.00 ve 20.30, pazar 15.00. Ümraniye Sahnesi’nde “Dullar”perşembe, cuma 20.30, cumartesi 15.00 ve 20.30, pazar 15.00. Üsküdar Müsahipzade Sahnesi’nde “Çığ” perşembe, cuma 20.30, cumartesi 15.00 ve 20.30, pazar 15.00. Üsküdar K. Yılmazer Sahnesi’nde “Ufak Bir Hata”perşembe, cuma 20.30, cumartesi 15.00 ve 20.30, pazar 15.00. (0 212 455 39 00)

■ Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda Müşfik Kenter Sahnesi’nde “Tersine Dünya” perşembe 20.30, “Külhanbeyli Müzikali” cuma, cumartesi 20.30, Çocuk oyunu “Benim Güzel Pabuçlarım” cumartesi 11.00. çocuk oyunu“Hoşu’nun Utancı” pazar 11.00, “Aklı Havada” pazar 15.30. Turhan Tuzcu Sahnesi’nde “Şişman Domuz” salı, çarşamba 20.30. (0 212 661 38 94)

■ Ortaoyuncular’da “İşsizler Cennete Gider” cumartesi 20.00, pazar 18.00. (0 212 251 18 65)

■ Oyun Atölyesi’nde “Don Juan’ın Gecesi” perşembe, cuma, cumartesi 20.30, pazar 16.00. (0 216 345 39 39)

■ Kumbaracı50’de radyo oyunları, sahne okuması, Altıdan Sonra Tiyatro“İran’dan Sesler” salı 20.30, Mine Söğüt “Sinekler Sevişirken” perşembe 20.30. Tiyatro Bereze “Olsa, Olmalı, Olabilir” cuma 20.30. Tiyatro Bereze çocuk oyunu “Kayıp Eşya Bürosu” pazar 12.00 (0 212 243 50 51)

■ Beyoğlu İkincikat’ta “Limonata” cuma, cumartesi 21.00, “Yalnız Batı”pazar 19.00 (0 212 292 32 47)

■ Dot’ta DOT’un yeni oyunu Öksüzler Dotmarsta Salonu’nda perşembe, cuma, cumartesi 21.00, pazar 17.00 (0 212 232 44 40)

■ Maya Sahnesi’nde “Kökler” çarşamba 20.30, “Otobüs” perşembe 20.30,“Üstü Kalsın” cuma 20.30, “Yüksek Derece” pazar 18.00 (0 212 252 74 52)

ANKARA

■ Akün Sahnesi’nde, “Fosforlu Cevriye/müzikal oyun” yarından itibaren 12 Kasım’a dek cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “Camdan Kalp/çocuk oyunu” 13 Kasım’da saat 11.00’de, 20 Kasım’da saat 15.00’te, “Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları’ndan On Bir Tablo” 15-19 Kasım tarihleri arasında cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “Barış” 29 ve 30 Kasım’da saat 20.00’de. (0 312 427 19 71)

■ Altındağ Tiyatrosu’nda, “Haydi Karına Koş” yarından itibaren 13 Kasım’a dek ve 22-27 Kasım tarihleri arasında cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de,“Sinek Kadar Kocam Olsun, Başımda Bulunsun” 15-30 Kasım tarihleri arasında cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de. (0 312 316 59 02)

■ Büyük Tiyatro’da, “Genç Osman” yarın ve 11 Kasım’da saat 20.00’de, 13 Kasım’da saat 15.00’te, “Bir Tayyare Serüveni” 25 ve 27 Kasım’da saat 20.00’de, 20 Kasım’da saat 15.00’te, “Kerbela” 29 Kasım’da saat 20.00’de. (0 312 324 22 10)

■ Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde, “Kerbela” yarından itibaren 13 Kasım’a dek cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “Genç Osman” 15-19 Kasım tarihleri arasında cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “Narnia Günlükleri/çocuk oyunu” 16 ve 18 Kasım’da saat 11.00’de, “Benim Tatlı Meleğim/çocuk oyunu” 20, 29 Kasım’da saat 11.00’de, “Kantocu” 30 Kasım’da saat 20.00’de. (0 312 240 00 91)

■ Küçük Tiyatro’da, “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” yarından itibaren 12 Kasım’a dek cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “Keloğlan Keleşoğlan/çocuk oyunu” 13, 17, 20, 27 Kasım’da saat 11.00’de, “Soğuk Bir Berlin Gecesi”15-19 Kasım tarihleri arasında cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “Figaro” 22-26 Kasım tarihleri arasında cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “George Dandin” 29 ve 30 Kasım’da saat 20.00’de. (0 312 311 11 69)

■ Oda Tiyatrosu’nda, “Hüzzam” yarından itibaren 12 Kasım’a dek saat 18.30’da, “Dönülmez Akşamın Ufkundayız” 15-26 Kasım tarihleri arasında saat 18.30’da, “Kontrabas” 29 ve 30 Kasım’da saat 18.30’da. (0 312 311 11 69)

■ Stüdyo Sahne’de, “Üç Yönetmen Üç Oyun” yarın ve 11, 29 Kasım’da saat 20.00’de, 13 Kasım’da saat 15.00’te, “İşte Baş, İşte Gövde, İşte Kanatlar”15, 18, Kasım’da saat 20.00’de, 20 Kasım’da saat 15.00’te, “Bir Delinin Hatıra Defteri” 22, 25 Kasım’da saat 20.00’de, 27 Kasım’da saat 15.00’te. (0 312 397 30 24)

■ İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nde, “Orkestra” 9-19 Kasım tarihleri arasında cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “Yastık Adam” 23, 24 ve 30 Kasım’da saat 20.00’de, 26 Kasım’da saat 15.00’te. (0 312 397 30 24)

■ Şinasi Sahnesi’nde, “Elma Hırsızları” yarından itibaren 12 Kasım’a dek cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “Nereye Koşuyorsun Böyle Küçük Tay?”13 ve 20 Kasım’da saat 11.00’de, “Sırça Kümes” 15-19 Kasım tarihleri arasında cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de. (0 312 467 17 44)

■ Ankara Sanat Tiyatrosu’nda, “Zübük” 11, 18, 19 Kasım’da saat 20.00’de, 13, 20, 27 Kasım’da saat 15.30’da, “Giderayak” 25 Kasım’da saat 20.00’de, 12, 19 Kasım’da saat 15.30’da, “Sihirli Parmaklar/çocuk oyunu”12, 13, 19, 20, 26, 27 Kasım’da saat 13.00’te, 18 Kasım’da saat 10.30’da. (0 312 417 76 76)

■ Tiyatro Pembe Kurbağa’da, “Hiçyemez Prenses/çocuk oyunu” 19 ve 26 Kasım’da saat 12.00’de, “Benim Güzel Yatağım/bebek tiyatrosu” 20 ve 27 Kasım’da saat 12.00’de. (0 312 418 02 98)

■ Tiyatro Tempo’da, “Tozlu Kitaplar/gençlik oyunu” 13 Kasım’da saat 13.00’te, “Bir Beckett Oynamak” 13 ve 27 Kasım’da saat 18.00’de, “İyi ki Doğdun Karagöz/gençlik oyunu” 20 Kasım’da saat 13.00’te, “Uçmak Özgürlüktür/çocuk oyunu” 27 Kasım’da saat 13.00’te. (0 312 232 32 92)

ADANA

■ Adana Devlet Tiyatrosu, Turgut Özakman’ın, ‘Bir Şehnaz Oyun’ adlı eseriyle yeniden sahnede. Oyunu yarından itibaren her gün 20.00’de, cumartesi ise 15.00 ve 20.00’de yineleyecek olan ADT oyuncuları, Emmanuelle Marie’nin, ‘Beyaz’ adlı oyununu da yine Fuaye Sahne’de çarşamba, perşembe ve cuma günleri 18.00’de tiyatroseverlere sunacak. (0322 3523355)

İZMİR

■ İzmir Devlet Tiyatrosu, “Yerin Altında”, “Satıcının Ölümü”, “Kadın ile Memur”, “İki Kova Su” ile “Henry ve Alice’nin Gizli Yaşamı” adlı oyunları, hafta boyunca farklı sahnelerinde seyircilerle buluşturuyor.

■ Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu, “Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi”adlı oyunu 11 Kasım Cuma saat 20.00’de Uğur Mumcu Kültür Sanat Merkezi Sevda Şener Sahnesi’nde izleyiciyle buluşturuyor.

Opera / Bale

■ ‘Kadıköy Süreyya Operası’nda cumartesi günü saat 20.00’de “Concerto Barocco / Mi Favorita / Creatures”dan oluşan programı gerçekleştiriyor. (0216 346 15 31)

ANKARA
■ Opera Sahnesi’nde, “Atatürk’ü Anma Konseri” 10 Kasım’da saat 20.00’de, “Notre Dame’ın Kamburu/bale” 12 Kasım’da saat 15.00’te, “Tosca/opera” 14 ve 30 Kasım’da saat 20.00’de, “Başlangıç/modern dans” 15, 24 Kasım’da saat 20.00’de, “Harem/bale” 17, 28 Kasım’da saat 20.00’de, “Tannhauser/opera” 19 Kasım’da saat 19.00’da, “Ali Baba ve 40 Haramiler” 21 Kasım’da saat 20.00’de, “Madam Dame Ninette de Valoisi Anma Etkinliği/konser” 23 Kasım’da saat 20.00’de, “Candan Cana Mevlana/oratoryo” 26 Kasım’da saat 20.00’de. (0 312 324 68 01)

■ Operet Sahnesi’nde, “Seslerle Anadolu/müzikli gösteri” 13 Kasım’da saat 16.00’da, 29 Kasım’da saat 20.00’de, “Şarkılarla Yaşamak/müzikli oyun” 20 Kasım’da saat 16.00’da, “CSO Çello Quartet/Feryal Türkoğlu (soprano)/konser” 22 Kasım’da saat 20.00’de, “Baroktan Günümüze” 27 Kasım’da saat 20.00’de. (0 312 324 68 01)

■ Leyla Gencer Sahnesi’nde, “Sihirbaz Oz/çocuk müzikali” 20 Kasım’da saat 11.00’de. (0 312 324 68 01)

MERSİN
■ Mersin Devlet Opera ve Balesi, yarın 14.00’te, M. Seskır’ın ‘Kuklaecı’ adlı 2 perdelik çocuk oyunuyla sahne alacak. 10 Kasım perşembe günü 10.30’da, ‘Atatürk’ü Anma Konseri’ ile büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü sanatseverlerle birlikte anacak olan MDOB sanatçıları, cuma günü 20.00’de de Rüya Taner konserinde müzikseverlerin karşısında olacak. (0324 2383752)

 

Kynk. : Cumhuriyet

 

Farjad, Diyarbakır’da

”Kemanı ağlatan adam” unvanıyla dünya çapında tanınan İranlı keman sanatçısı Farid Farjad, ”Silahtan nefret ediyorum, çatışmaları da sevmiyorum” dedi.

 

Farjad, Diyarbakır’da vereceği konser öncesi Ninova Park Alışveriş Merkezi’de düzenlediği basın toplantısında, Diyarbakır’a ikinci kez geldiğini ve burada olmaktan gurur duyduğunu söyledi.

Toplantının yapıldığı alışveriş merkezini yeni gördüğünü ve ABD’deki alışveriş merkezleri ile rekabet edebilecek bir alışveriş merkezi olduğunu anlatan Farjad, bu modernleşmenin bundan sonraki gelişlerinde de devam ettiğini ve kentin her yerine yayılmasını istediğini söyledi.

Gelişme ve modernleşmenin önemine dikkati çeken Farjad, ”Aynı zamanda tarihimizi, geçmişimizi ve bizi buraya kadar getiren atalarımızı da unutmamalıyız. Her zaman onları korumamız gerekir, gençlerimize aktarmamız gerekir” diye konuştu.

İnsanların bir araya gelip konuşarak bütün sorunları çözebilmesi gerektiğini kaydeden Farjad, ”Silahsız, insanca bunu yapabilmeleri gerekir. Çocuklarımız, gençlerimiz için daha güzel bir gelecek bırakmamız gerekir, savaşarak değil, konuşarak anlaşarak” dedi.

Farjad, hükümetin bölgede yaşanan sorunların çözümü için çaba harcadığını ve bunun başarıya ulaşmasını temenni ettiğini ifade ederek, ülkesine gidemediğini anlattı.
”Memleketimde kadınlar ve birçok insan konuştuğu zaman kamçılanıyor, siyasi olarak içeri atılıyor. Anneler çocuklarına ninni söylemeye bile korkuyor. Avukatlar birilerini savunmaya kalkarsa onu bile hapishaneye atıyorlar” diyen Farjad, Türkiye’de insanların konuşabildiğini, insanların konuşma hakkının olduğunu söyledi.

Farjad, Diyarbakır’ı, Mersin’i, İstanbul’u çok sevdiğini kaydederek, ”Türkiye’nin kentlerini çok seviyorum. Çünkü insanlarını çok seviyorum. İnsanlar burada bana değer veriyor. Ben burada oturup konuşabiliyorum” dedi.

Gazetecilerin çeşitli sorularını da yanıtlayan Farjad, İran halkını sevindiremediğini, onları etkileyemediğini belirtti.

Türkiye’de yaşamak istediğini ve bölgede yaşanan olayları bildiğini, bunun kendisini kaygılandırmadığını ve kaygılandırmayacağını kaydeden Farjad, ”Buraya seve seve geliyorum. Benim sesim büyüklere gidiyorsa lütfen oturun bir yerde uygarca konuşun ve sorununuzu halledin. Silahtan nefret ediyorum, çatışmaları da sevmiyorum. İnşallah bütün bunlara silahsız bir çözüm bulunacak” diye konuştu.

Ninova Park Alışveriş Merkezi yatırımcı ortaklarından Orhan Erten de dünya çapında bir sanatçıyı Diyarbakır’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduklarını ifade ederek, bunun Diyarbakır’ın tanıtımında büyük rol oynayacağını söyledi.