Şunun için etiket arşivi: nar sanat fotoğraf

“Atget- büyük manzaralara ve sözüm ona nişane değerindeki görünümlere-hiçbir zaman prim vermemiştir; fakat, sıra sıra dizilmiş konçlu çizmelere, akşamdan sabaha kadar el arabalarının sıralar halinde ya da öbek öbek dizilmiş olduğu Paris avlularına, binlercesi yan yana duran, üstü temizlenmemiş tabaklarla dolu eski masalara ve ya kocaman 5 rakamı dış cephesinin dört ayrı yerinden görünen…

Eugène Atget

Eugène Atget fotoğrafı

Portrait_d'Eugène

Eugène Atget

Caddesindeki 5 numaralı randevu evine de asla kayıtsız kalmamıştır. Üstelik daha dikkat çekici olanı, bu fotoğrafların hemen hepsinin bir ıssızlığı yansıtıyor olmalarıdır. Porte d’Arcueil’ deki surlar boştur; zafer takının merdivenleri, avlular, teras kafeler boştur; aynı şekilde Place dy Tertre de, her yer boştur.

Fotoğrafı çekilmiş olan bu yerlerde bir tenhalık görülmez, ama sessizlik vardır; bu resimlerdeki şehir, henüz yeni kiracısını bulamamış bir ev gibi tertemiz silinip süpürülmüştür. Bunlar, sürrealist fotoğrafçılığın, siyasal eğitim almış göze bir alan açarak ve bunun karşısında, detayların aydınlatılması uğruna her türlü mahremiyetin kurban edildiği, çevre ile insan arasına hayırlı bir yabancılık koyduğu türden etkilerdir. Apaçıktır ki, bu yeni bakış en azından, çok anlaşılır biçimde değerinden çok şey kaybetmiş temsili portre çekimindeki eğilimi özümsemiştir. Öte yandan, insan görüntüsünden vazgeçmek fotoğrafta akla gelebilecek en güç şeydir ” diyor Walter Benjamin Fotoğrafın Kısa Tarihi kitabında. (*)

Bizimle birlikte Eugene Atget’in Paris’i fotoğrafladığı gibi İstanbul’da belkide hiç bilmediğiniz semtlerin, sizleri zaman yolculuğuna çıkaracak sokaklarını keşfedip bu şehri kendi bakış açınızla çekilmiş fotoğraflarla yansıtmak ister misiniz? 

Sanata yaklaşmak için daha ne kadar bekleyeceksiniz? Sanat sizi çağırıyor şehri ve kendinizi keşfetmek için asla geç değil. Nar Sanat sizleri fotoğraf sanatıyla buluşturmak için bekliyor.

 

Makale, Nar Sanat Fotoğraf Eğitmeni Fulya BETEŞ

Eugène Atget fotoğraflarına bir kaç örnek

Eugène Atget Kimdir?

Jean Eugène Auguste Atget (d. 12 Şubat 1857, Libourne, Bordeaux yakınları-ö. 4 Ağustos 1927, Paris, Fransa), fotoğraf sanatçısı. Paris’e ve Parislilere ilişkin resimleriyle 20. yüzyılın en etkili fotoğrafçılarından biri olmuştur.

Yaşamının ilk yılları üzerine pek az şey bilinir. Çok küçük yaşta annesiyle babasını kaybetti ve amcasıyla oturdu. Gemilerde kamarot olarak birçok yolculuk yaptıktan sonra tiyatrooyuncusu olmak için denizciliği bıraktı. Kendinden yaşça çok küçük bir kadın oyuncuya aşık oldu, onunla birlikte gezici bir tiyatro kumpanyasıyla Fransa’nın bellibaşlı kentlerinde turneye çıktı. Kaba saba bir görünümü olduğu için hep küçük roller ve düşük ücretler alıyordu. Atget 40 yaşlarına vardığında, sevgilisi de kendisi de tiyatro oyunculuğuyla geçinemeyecek hale gelmişlerdi. Yeni bir iş bulmak zorunda kalan Atget kısa bir süre ressamlığı denedi ve yaklaşık 1898’de de fotoğrafçı olmaya karar verdi.

Yaşamı bundan sonra, Paris ve çevresinde resimlenmeye değer ne gördüyse hepsinin fotoğrafını çekmekle geçirdi. Demir parmaklık, çeşme, heykel, ağaç görüntülerinden çeşitli fotoğraf dizileri hazırladı. Dükkan cephelerini (“Sepet ve Süpürge Dükkanı, Paris”, 1910), vitrinleri (“Üniformalar, Haller, Paris”, y. 1910) ve yoksul satıcılar (“Gezici Abajur Satıcısı”, y. 1910) görüntüledi.

Basit ya da sıradan pek az fotoğrafı vardır. Yaklaşık 1920’de çektiği “Café ‘La Rotonde,’ Montparnasse Bulvarı, Paris” adlı fotoğrafı içinde hiçbir insanın bulunmamasına karşın lirikve insani bir nitelik taşır. Yaklaşık 1910 tarihli “Dev, Fête du Trône, Paris” onun garip ve insanı tedirgin eden görüntüleri yakalamadaki ustalığını gösterir. Belli başlı müşterileriyse, tarihsel yapı ve anıt fotoğraflarını satın alan müzeler ve tarih kurumlarıydı.

Atget I. Dünya Savaşı sırasında ve daha sonraki yıllarda yoksul düştü. Ama 1921’de, yaşamı boyunca gelen az sayıdaki iş önerilerinden birini aldı: Paris genelevlerini belgeleyecekti. Bu çalışma sırasında “Genelev, Versailles” (y. 1921) gibi usta işi fotoğraflar çekti. 1926’da, Paris’te yaşamakta olan ABD’li ressam ve fotoğrafçı Man Ray, Atget’nin “Vitrin: Terzi Mankenleri” (y. 1910) ve “Kuaför, Avenue de l’Observatoire, Paris” (y. 1920) adlı fotoğraflarını gördü. Onun vitrin camlarındaki yansımaları kullanmadaki ustalığına, bu yansımalarla elde ettiği karışık görüntülere hayran kaldı ve onun dört fotoğrafını La Révolution Surréaliste dergisinde yayımladı. Atget’nin yaşamı boyunca yayımlanan yapıtları yalnızca bunlardı.

Atget son yıllarında pek az yapıt verdi. 1900’lerden sonra ekmek, şeker ve süt dışındaki yiyeceklerin tümünün zehirli olduğuna inanarak yalnızca bunlarla beslenmişti. Bu yıpratıcı rejim ve zorlu çalışmalarla geçen uzun yıllar onu fiziksel açıdan oldukça güçsüz bıraktı. Tüm yaşamını paylaştığı kadının 1926’da ölmesinden sonra bütünüyle yalnız kaldı ve yardıma muhtaç duruma düştü. Ölümünden sonra, New York’ta sanat yapıtlarının alım satımıyla uğraşan Julien Levy ile Man Ray’in yardımcısı ABD’li fotoğrafçı Berenice Abbott, onun koleksiyonunun kalan bölümünü satın aldılar. Bu koleksiyon bugün New York’taki Modern Sanatlar Müzesi’ndedir.

Öldüğünde pek tanınmayan Atget’nin, gerçeküstücülerin topladığı fotoğrafları ancak birkaç ressama esin kaynağı oldu. Büyük formalı makinesiyle çektiği fotoğrafında yalın bir teknik uyguladı ve hemen hemen hiç enstantane kullanmadı. Temel esin kaynağı, büyülü havasını yakaladığı çoğunlukla ve ıssız, adeta gerçekdışı Paris’ti.

Kaynak :[-]

Nar Sanat İstanbul Eğitim ve Kültür Sanat derneği ve Nar Sanat Eğitim Kursunun 2012-2013 yılı 1. Dönem Fotoğrafçılık Atölye öğrencilerinin açmış olduğu Fotoğraf sergisi bu gün Nar Sanat’da açılıyor.

Nar Sanat‘ın bu eğitim dönemindeki ilk Fotoğraf Atölye çalışmasına Eğitmen Damla YEDİSAN ile katılan öğrencilerin arasında sergiye katılmayı arzu eden öğrencilerin çalışmalarının yer aldığı sergi 04 Mayıs 2013 Cumartesi günü saat :13:00′ de Nar Sanat’da sergilenmeye başlayacak. Tüm fotoğraf meraklıları davetlidir.

Sergiye eserleri ile katılmak isteyen öğrencilerimiz : Berfin TARIM,  Ersin SARACİK,  İbrahim YILDIZ,  Seda GÜLDAŞ

afiş

 

Bakırköy Nar Sanat Galerisine Ulaşmak için harita üzerine tıklayınız.

harita

 

Özel Nar Sanat Eğitim Kursu ,fotoğrafçılık eğitimini 16 Eylül’de (bugün) başlatıyor.Fotoğrafa gönül verip,bu işi en doğru adreste öğrenmek isteyen herkese kapımız açık…. Bugün ilk dersimiz saat 13:00 – 15:00 arasında yapılacaktır.

Yüzyıllardan beri merak edilen o sihirli kutu hakkında bilgi vermek istersek;

Kelime anlamı, ışık yardımı ile iz bırakmaktır. Fotoğraf cisimlerden yansıyan elektromanyetik radyasyonun toplanıp odaklanmasıyla oluşturulur. En yaygın rastlanan fotoğraflar insan gözünün görebileceği kalıcı görüntüler yaratan dalga boylarıyla yaratılan fotoğraflardır.

Fotoğrafta en önemli unsur ışıktır Işık üzerine vurduğu nesneleri görülebilir kıldığı gibi, fotoğraf oluşumuna da olanak sağlar. İşte bu yüzden fotoğrafı çekecek makinedeki objektif de önem arz etmektedir. Objektifin diyafram değeri ne kadar küçükse içeriye giren ışık miktarı da o kadar çok olacağından, fotoğraf çekiminde daha yüksek enstantaneler kullanılabilinecektir. Diyafram’ın 1 olması objektife gelen ışığın tamamının sensöre düşmesidir. Kaliteli ve pahalı lenslerin diyafram değerleri genel olarak 2,8 ve daha düşüktür.

Fotoğrafın çekilebilmesi için ışık şarttır. Işık herhangi bir kaynaktan cisme gelir. Cisimden yansıyan ışık bir algılayıcıya yani göze ya da filme ya da sensore geldiği zaman görünür olur ve renkleri konusunda bilgi verir. Cisimlerin renkleri üzerine gelen ışığın ışık ısısı ve ne kadarını absorbe edip ne kadarını hangi dalga boyunda yansıttığına göre algılanır. Örneğin beyaz duvar sarı ışık ile aydınlatıldığında sarı mavi ışık ile aydınlatıldığında ise mavi renk olarak görünür. Ancak kırmızı renkli cisim yeşil ışık ile aydınlatıldığında siyah gözükebilir.

Objektifler ilk kamera sayılan camera obscuradan bu yana gelişme göstererek optik kusurları neredeyse tamamen giderilmiş hale gelmişlerdir. Geniş açı , normal odaklı ve tele objektif olarak kabaca 3 gruba toplanabilir. Aynı zamanda sabit odaklı ve değiştirilebilir odaklı(zoom) objektifler olarak iki ayrı grupta da toplanabilir.

Çoğu fotoğraf, ışığı fotoğraf filmine, CCD’ye ya da CMOS görüntü algılayıcısına odaklayan fotoğraf makinesiyle çekilir. Nesneler ışığa duyarlı kağıdın yerleştirilip, ışığa maruz bırakılarak (fotogram) ya da bir tarayıcının üzerine konularak da fotoğraf elde edilebilir. İyi fotoğraf’ın ne olduğu her zaman tartışma konusu olmuştur.

Dijital fotoğraf bilgisayar ortamında çeşitli dosya formatlarından oluşur. Bu formatlardan en popüler olanı sıkıştırılmış JPEG’dir. Diğer formatlar ise TIFF ve RAWformatlarıdır.

Tarihçesi 

Görüntüyü görünür kılma kimyasal bazı işlemler gerektirir. “Gümüş ışıkla etkileştiğinde kararır” bilgisinden doğan sonuçları karanlık kutu (Camera Obscura) ile aynı anda, ilk kez deneyen Thomas Wedgwood’un kuramsal çıkarımları doğrudur. Ancak denemelerindeki ışıklama süresinin çok uzun olması, oluşan görüntüdeki kararmayı durduramaması, üstelik oldukça genç sayılacak yaştaki ölümü 1840’da, Sir John Herscel’in Yunanca’da türeterek “ışıkla yazmak” anlamında adlandırdığı “fotoğraf”ın mucidi olmasını engeller. Fransa’dan Joseph Nicephore Niepce, Louis Jacques Mande Daguerre,Hippolyte Bayard, ve İngiltere’den William Henry Fox Talbot bu başarıya ulaşırlar.1813’de Joseph Nicepore Niepce ışığa duyarlı bir levha üzerinde, kalıcı görüntüler elde etmeyi başarır. Niepce’in görüntüsü sekiz saat boyunca ışıklanır. 1829’da benzer çalışmalar yapan Louis-Jacques-Mande Daguerre’la ortaklık kurar. Niepce, çalışmaları bir yönteme dönüşemeden vefat eder.1835 yılına gelindiğinde, birgün Daguerre ışıklanmış bir levhayı içinde kimyasalların bulunduğu bir kaba yanlışlıkla koyar. Birkaç gün sonra levhayı farkettiğinde, elde ettiği sonuçtan kendi adını vereceği yöntemi bulur. “Daguerrotype” adını verdiği bu buluş, 1839’de Fransız Bilimler Akademisi’nce resmileştirilir.

Bu gelişme, halk arasında ilgi uyanmasına ve fotoğrafın yaygınlaşmasına yarar. Ayna görüntüsünün tersinin elde edildiği bu yöntemde; bir gümüş levha, iyot buharına tutulur, yüzeyinde gümüş iyodürden oluşan bir tabaka elde edilir, bu yüzey, karanlık kutu yeterince ışıklandıktan sonra civa buharıyla yıkanır. Benzer çalışmaları İngiltere’de sürdüren William Henry Fox Talbot 1839’da karanlık kutu ile edinilen ilk kalıcı görüntüyü kendisinin bulduğunu ileri sürse de ilgi ve kabul görmedi. Çalışmalarını sonraki yıllarda da sürdüren Talbot negatif/pozitif işlemlerini içeren “Calotype” adını verdiği yönteminde; gümüş tuzlarına batırılmış bir kâğıt kullanarak elde edilen negatif görüntülerden, yine aynı teknikle hazırlanmış kâğıtlara istenilen sayıda pozitif fotoğraf basmayı başarır.

Fotoğrafçılık hakkında detaylı bilgi için 

Bize ulaşmak için tıklayınız

Kaynak

100 yıllık Hz. İsa freskini restore etmek isterken eseri adeta ucubeye çeviren Cecilia Gimenez ismindeki yaşlı bir kadın, kimsenin adını bile duymadığı kasabaya dünya çapında ün getirdi.

İspanya’da 80’lik amatör ressamın hatası, Borja kasabasını dünyaya tanıttı

İspanya’nın Zaragoza şehri yakınlarındaki bir kilisede bulunan 100 yıllık Hz. İsa freskini restore etmek isterken eseri adeta ucubeye çeviren  ismindeki yaşlı bir kadın, kimsenin adını bile duymadığı kasabaya dünya çapında ün getirdi.

Zaragoza’ya 65 km uzaklıkta bulunan Borja kasabası, milyonlarca dolarlık reklamlarla elde edilemeyecek üne kavuşurken, turistlerin de ilgi odağı oldu.

Önde gelen televizyon kanallarının yanısıra en son Amerikalı ünlü şovmen Conan O’Brien’ın programına konu olan Ecce Homo (İşte İnsan) adlı freskin, smartphone uygulaması bile var.

19. yüzyılda yaşayan ressam Elias Garcia Martinez’in imzasını taşıyan Ecce Homo portresini görmek isteyen meraklı turistler, akın akın Santuario de la Misericordia Kilisesi’ne geliyor.

Nemlenme yüzünden tahrip olmaya yüz tutmuş freskin ‘restore edilmiş’ haliyle fotoğraf çektiren yerli ve yabancı ziyaretçiler, tebessüm etmekten kendini alamıyor.

RYANAİR, 12 EUROYA UÇUŞLAR DÜZENLİYOR

Low cost (ucuz) havayolu şirketi Ryanair, müşterilerine Borja’da Ecce Homo’ya yapılan “kreatif restorasyonu” görmek için Zaragoza şehrine yapılan uçuşlarda 12 eurodan başlayan fiyat seçenekleri sunuyor.

Ekim ve Kasım aylarında Borja’yı ziyaret etmek isteyenler, 6 Eylül Perşembe günü saat 24.00’a kadar rezervasyon yaptırabilecek.

Şirketten yapılan açıklamada, Zaragoza’ya olan bilet satışlarında son haftalarda artış gözlendiği ve Borja’ya olan ilgi yüzünden artmaya devam ettiği belirtildi. Ryanair şirketi, bu yoğun ilgiyi “el efecto eccehomo” (Ecce Homo etkisi) olarak nitelendirdi.

BARCELONA’DA ECCE HOMO AÇIK HAVA SERGİSİ DÜZENLENECEK

Barcelona merkezli kentsel sanat projesi olan Wallpeople, 7 Eylül Cuma günü şehir merkezinde Ecce Homo açık hava sergisi düzenleyecek.

Cecilia Gimenez’in yaptığı ‘Ecce Homo restorasyonunun’ farklı yorumlamalarının yer alacağı sergide katılımcılar, eserleri takas edebilecek.

Wallpeople’ın kurucusu David Marcos, sergiyi düzenleme amaçlarından birinin, Gimenez’e ve yaptığı tabloya halkın verdiği desteği göstermek olduğunu söyledi. Marcos, “Cecilia’nın istem dışı yaptığı eser binlerce insanı tebessüm ettirdi ve haya gücünü tetikledi.” dedi.

Barcelona’daki açık hava etkinliğinde ayrıca, katılımcıların mesajlarını bırakabilecekleri bir defter hazır bulunacak ve sergiden sonra Cecilia Gimenez’e teslim edilecek.

Kaynak