Şunun için etiket arşivi: İstiklal Caddesi

Fransız sanatçı Jean Marc Arakelian ve Türk vatandaşı olan gazeteci Nathalie Ritzmann’ın açtığı, ‘Mevlana’nın, şiirsel coşkunluğundaki kadının yaradılışı’ konulu sergi, 8 Eylül 2012 tarihine kadar Beyoğlu Belediyesi’nde sanatseverleri bekliyor.

us İhtilali zamanında Ayasofya’dan geçen bir kadınla şekillenen, derviş ve sema fotoğrafları ile dinamikleşen, Mevlana’nın şiirsel coşkunluğunda kadının yaradılışını temsil eden bir metaforun çevresinde çekilen fotoğrafların yer aldığı, 8 Eylül 2012 tarihine kadar İstiklal caddesindeki (No:217) Beyoğlu Belediyesi’nde, ücretsiz izleyebileceğiniz sergi, siz sanatseverleri bekliyor.

Jean Marc Arakelian ve Nathalie Ritzmann ile Mevlana sergisiyle ilgili yaptığımız röportaj…

 Sevgili Nathalie, geçtiğimiz Haziran ayında Bulgaristan’da sema gösterileri organizasyonu yaptınız. 2013’ün ilkbaharında yine bu gösteriyi yapacaksınız. Peki Jean-Marc Arakelian’la, Mevlana’yla ilgili bu sergiyi gerçekleştirmek nerden, hangi düşünceyle aklınıza geldi?

Nathalie: Bulgaristan Plovdiv’de, 4-5 Haziran 2012’de, bölgesel Etnografya Müzesi’nde ve eski semahanede 2 sema gösterisi yaptık. Ve 4-30 Haziran arasında da fotoğraf sergisi yaptık. Burda sergi açma durumu da, Beyoğlu Belediyesi sanat galerisi yönetmeni Beste hanım, Jean-Marc’ın dervişler hakkındaki fotoğraflarını daha önce internette görüp beğendi. Benimkileri de aynı şekilde… Bizden dosya istemişti… Ve takvimde yer buldu.    

Bu sergiyi açmanızdaki, insanlara ulaştırmak istemenizdeki amaç neydi?

 Nathalie: Açılışta, katılanlar farklı dinlerden, farklı kültürlerden (Mesela Sulukule rom arkadaşları…) farklı kökenlerden, özel bir açılışla Mevlâna felsefesinde toplamak istedim!Bulgaristan’da aynı şekilde yaptım ama daha zor oldu, insanları beni tanımadığı için. Ama müftü, imam ve katolik papazları ilk sefer karşılaştılar. Sonra orda kilisede beraber bir randevu organize ettim. Daha sonra Ramazan ayında, Müslüman Katolikleri davet etmişler. Hem camiyi ziyaret etmek hem de bir iftar paylaşmak için… Onların arasında diyalog başlamıştı. Ben sadece ilk temeli attım, onlar orda devam etsin diye.

 KADIN ESASTIR!

Serginin konsepti ‘Kadının Yaratılışı’ üzerine kurulu. Konseptten yola çıkarak… Mevlana’nın şiirsel açıdan yücelttiği ‘Kadın’la ilgili sizin düşünceler neler? Kadının hayatınızdaki yeri ve önemi?

Jean-Marc: Kadın esastır hep. Bugüne kadar sinema ve fotoğraf çalışmalarımda, her zaman bir kadın bana ilham kaynağı oldu. Bu kadınlar her zaman özeldir ve bana çok yakındır. Son zamanlarda, “sanat tanrıçası” deneyi yaptım.  Görüyorum ki hayatımda, bu kadınlar teneffüs etmeyi öğrettiler ve bana yardım ettiler. Onlar sergimin büyük fotoğraflarının üzerindeki modellerdir.

 Mevlana’yla, onun düşünceleriyle ilk tanışmanız nasıl oldu?

 Nathalie: Eylül 2003’te, sema gösterisini ilk Galata Mevlevihanesi’nde gördüm. Müziği beğendim. Ney sesini özelikle… O kadar. Sonra Ocak 2009’da internet sayfamda Eva De Vitray-Meyerovitch hakkında bir yazı yayınladım. Bu bayan Mevlâna’nın yazdıklarını tercüme etmiş. Ve istemiş ki öldükten sonra Mevlana’nın yanında gömülsün. 1998’de ölen Eva’nın cenazesi, öldükten 10 sene sonra, 17 Aralık 2008 yılında, Mevlâna’nın doğum gününde, Konya’da Üçler Mezarlığı’na defnedildi. Ayrıca 3 sene önce Galata Mevlevi’sinde Nail Kesova’yı tanıdım ve yavaş yavaş yaklaştım mevlevilerle.

Jean-Marc: Fazla araştırma yapmadım. Sadece biraz Mesnevi’yi açtım, okudum ve oradaki bazı beğendiğim cümleleri büyük fotoğraf montajlarda kulandım.

EVRENDEKİLER SANA NASIL GELİYOR BİLEMEZSİN!

 Bulgaristan’da sema gösterileri organize etmeniz, Mevlana’yla ilgili bu sergiyi açmanız… Neydi bunları yapmanız için sizi etkileyen ve yönlendiren?

Jean-Marc: Mevlâna’nın şiirsel temeli… Dervişler hakkında açtığım son sergiden dolayı aklıma böyle bir fikir geldi. Bu fikir bana nasıl geldi bilmiyorum ama evren öyledir. Nasıl geliyor bilemezsin. Önemli olan gelmesi…

Mevlana’nın sizi etkileyen en önemli özellikleri neler oldu ?

Jean-Marc : Mevlâna’nın şiirsel temeli.

Nathalie: Aşk büyük A harf ile ve İnsanın Güzelliğini büyük İ ve G harfleri ile bulmak!

Bundan sonra yapmak istedikleriniz arasında neler var?

 Jean-Marc: Eski kameralar ile fotografik bir iş hazırlıyorum. Bu beni Sibirya’dan Hindistan’a götürecek. Orada kendi arayışımı da resimlendirerek İpek Yolu konulu bir belgesel hazırlamayı düşünüyorum.

Nathalie: İki projem var. İlki Kızılay’la Suriye’deki mülteci kamplarda ve ikinci projesi, tekkelerin yolunu takip ederek bu konuda kitap hazırlamayı planlıyorum. Ayrıca kendi arayışı üzerine bir başka kitap daha…

 

Kaynak : Melike BİRGÖLGE [-]

İSTANBUL’da 2 ayda bir düzenlenen Tophane Art Walk(TAW) “Açık Pazar” etkinliğinin 15. edisyonu yarın gerçekleşecek. Karaköy’den başlayan ve Boğazkesen Caddesi’nden, İstiklal’deki Mısır Apartmanı’na doğru uzanan bir rota üzerinde ilerleyen TAW, yoğun ilgi görüyor. “Peki bu Açık Pazar’da nasıl bir güzergâhta ilerlemeli?” İşte size kısa kısa notlarla keyifli bir TAW günü önerisi.

KARAKÖY’DEN İSTİKLAL’E

Saat 12.00’de başlayacak sanat yürüyüşünüzün ilk noktası olarak, geçtiğimiz ay kapılarını Karaköy’de açan Egeran Galeri‘yi seçebilirsiniz. Mel Bochner’in solo sergisinde yer alan serisinde, metin ile imge arasındaki etkileşim araştırılıyor. İkinci durağınız, ArtSümer‘de kişinin nerede olduğunu sorgulayan işleriyle Gökçe Er’in sergisi olsun. Civardaki üçüncü galeri ise Taryn Simon’ın fotoğraflarına, etkileyici mekânında ev sahipliği yapan Galeri Mana. Buradan, Kumbaracı Yokuşu’na yönelirseniz DEPO‘nun katlarına yayılan “Gerçeklik Terörü”nü son gününde yakalayabilirsiniz. Tophane-i Amire’den İstiklal yönüne uzanan Boğazkesen Caddesi’nin hemen başında karşılaşacağınız muhteşem binadaki galeri ise yine geçtiğimiz ay açılan Riff Art Projects. Karma bir sergiyle İstanbul sanat ortamına dahil olan bu galeriyi gezdikten sonra biraz yukarı çıktığınızda karşı kaldırımda Elipsis Galeri‘nin afişine rastlayacaksınız. Binanın üçüncü katında bulunan Elipsis’i ziyaret etmeyi ihmal etmeyin; zira Fransız fotoğraf sanatçısı Gilbert Garcin’in “Bay G”si eski dönem film sahneleri gibi kurgulanan mizah yüklü sürreel fotoğraflarıyla oldukça dikkat çekici. Sırada Pi Artworks var. Burada, Juan Botella Lucas’ın farklı disiplinlerdeki çalışmalarının yer aldığı “Yedi Uyurlar” adlı sergisini izleyebilirsiniz. Hemen bitişikteki Pg Art Gallery‘deki Devran Mursaloğlu’nun “Düğüm”ünde ise günümüz sosyal, ekonomik ve sanatsal sistemlerinin, düşünce yapılarının üç boyutlu görselleştirmesi olarak karşımıza çıkan kâğıt çalışmaları göreceksiniz. Bu arada Pg’nin tam yanındaki sevimli dekorasyon mağazası “Hane 78” de bu pazar kapılarını kapatmayacak. Sokağın karşısında ise Daire‘nin vitrininde Funda Alkan’ın işi sizi karşılıyor olacak. İçeride Esra Carus, Gül Ilgaz ve Ceylan Öztürk’ün kadın olma durumu ile sosyal ve politik konular etrafında şekillenen işleri yer alıyor. Yürüyüş rotasının ortasında yorgun düşüp, küçük bir yeme-içme molası vermek isterseniz Daire’nin yanı başında, gizli bahçesiyle ziyaretçilerini şaşırtan Peymane-La Cucina‘ya uğramanızı tavsiye ederim. Galerilerden edinebileceğiniz TAW haritasıyla bu mekânda, bu pazar gününe özel yüzde 15’lik indirim yapıldığını da hatırlatayım. Bu molanın ardından Çukurcuma Caddesi’ndekiHayaka Artı‘da, semtin çocuklarıyla sanatçıların bir araya gelerek gerçekleştirdikleri atölye çalışmalarında ortaya çıkan işleri görmek ilginç olabilir. Buraya kadar gelmişken Hayaka Artı’nın tam karşısında açılanOrhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi‘ni de görmek isteyeceğinizi düşünüyorum. 15 TL’lik giriş ücretini ödemek istemiyorsanız kitabınızı yanınıza almayı unutmayın. Çukurcuma Caddesi’nin paralelindeki Bostanbaşı Caddesi’nde ise sırasıyla Mars‘ta, DEPO’daki “Gerçeklik Terörü”nün bir ayağını, Edisyon‘da “Yenigelenler VI Bahar Nezlesi”ni, Apel‘de ise Yücel Kale’nin hayali şehri “Düşlüceli”yi ziyaret edebilirsiniz. Pakt’ın girişimlerinden biri olan Per-so-na kapsamındaki Bora Başkan’ın sergisi ise Apel’in üst katında yer alıyor.

TURUMUZ SONLANIYOR

İstiklal Caddesi’ne çıktığınızda hızlıca galerileriyle ünlü Mısır Apartmanı’na yönelmenin tam vakti, zira galeriler 18.00’de kapanacak. CDA Projects‘te “Havada Aşk Kokusu Var (Remiks)”la Carlos Aires’in, Galeri Zilberman‘da “Hiç Kimsenin Ölümü”yle Eşref Yıldırım’ın, NON‘da “NON Uplogged”la Sislej Xhafa’nın, Pi Artwoks‘te “Gölgeler’le Neslihan Karaağaç’ın ve Galeri Nev‘de Jean-François Rauzier’nin çalışmaları sizleri bekliyor olacak.

Kaynak :  [-]    Pırıl GÜLEŞÇİ ARIKONMAZ 

 

İBB’nin, Şehir Tiyatroları yönetmeliğinde yaptığı değişikliği protesto eden sanatçılar, Galatasay Lisesi önünden Tünel’e yürüdü

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir TiyatrolarıGörev ve Çalışma Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler ve repertuar belirleme yetkisinin genel sanat yönetmeninden alınması sanatçılar tarafından protesto edildi.

Beyoğlun'da sanatçı eylemi 24 nisan 2012

“İSTANBUL ŞEHİR TİYATROSU EHLİLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetmeliğini protesto eden onlarca tiyatro sanatçısı, İstiklal Caddesi’ndeki Galatasaray Lisesi önünde toplandı. Sanatçılar ellerindeki “Muhafazakar Sanat”, “Şehir Tiyatroları Yok Edilemez”, “Korkuya Karşı Özgür Tiyatro” dövizlerle protesto gösterisine destek verdi. Aralarında Halil Ergün, Tarık Akan, Bülent Kayabaş, Ayşe Nil Şamlıoğlu, Erkan Can, Mehmet Ali Alabora, Mustafa Alabora, Rutkay Aziz, Fırat Tanış, Perihan Savaş gibi sanatçıların bulunduğu gruba CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, CHP İstanbul milletvekili Süleyman Çelebi de destek verdi.

Grup adına basın açıklamasını tiyatro sanatçısı Engin Alkan yaptı. Alkan, “Herşeyin farkındayız. 1914’ten beri ehil ellerde olan İstanbul Şehir Tiyatrosu göz göre göre ehlileştirilmeye çalışılıyor. Dünyada herhalde ilk kez bir tiyatro, tiyatro insanlarından arındırılıyor. Sanatın içinden sanatçı kovuluyor. Tüm bunlar sanatı ve sanatçıyı hizaya sokma ve halkın gözünden küçük düşürme gayretleridir. Gerçekleri eğip bükerek hiçkimse sanatçı ve sanatçıyla halkın arasına nifak sokamaz. Hedefin ne olduğunu görüyoruz. Özgür düşünceden korkmayan herkes görüyor. Çok sesliliği tek bir notaya dönüştürecek olan muhafazakar sanat gibi söylemler demokratiktirleşme diye sunuluyor. Sanatsal yaratı, siyasi iradeye teslim edliyor. Oysa sanat ve demokrasi hiçbir siyasi iradenin faydacı beklentilerine göre yeniden tarif edilemez. Seçilmişlerin asıl görevi sanata asıl ihtiyacı olan özgür ortamı sağlayacak alt yapı oluşturmaktır” dedi.

24 nisan 2012 Şehir Tiyatroları için eylem

“HUKUKİ ZEMİNDE HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ”
Sessiz kalmayacaklarını söyleyen Alkan, “Öncelikle dayatılan yeni yönetmeliğe karşı hukuki zeminde hakkımızı arayacağız. Yüz yıllık şehir tiyatrosu mirasını her zeminde savunacağız. Ustalarımıza, gelecek kuşaklara karşı üstlendiğimiz bu sorumluluğu ülkemizdeki, dünyadaki tüm sanat emekçileriyle paylaşıyoruz. Hedefimiz çağdışı yönetmelik dayatmaları yerine çağdaş ve özerk bir İstanbul Şehir Tiyatrosu yasasıdır” diye konuştu. Alkan, “Sayın belediye başkanının bir canlı yayında kurum sanatçılarına sunduğu öneriyi düstur kabul ediyoruz. Herkes kendi işini yapsın. Bizim işimiz tiyatro” dedi. Basın açıklamasının ardından tiyatro sanatçıları bağırarak yeni yönetmeliği protesto etti.

İSTİFA EDEN ESKİ SANAT YÖNETMENİNDEN ‘HERKES KENDİ İŞİNİ YAPSIN’ MESAJI
Protesto gösterisine katılan tiyatro sanatçısı Cem Davran, “Hayatımın tamamını şehir tiyatrolarında geçirdim. Şehir tiyatrosuna dayatılan yönetmelik asla ve asla bir sanat kurumunda uygulanamaz. Bu vandalca ve garabet bir yönetmelik. Bir an önce ilgili kişiler tarafından değiştirilmesi lazım” diye konuştu.Mehmet Ali Alabora da “Burada yapılacak şey çok net. Şehir tiyatro sanatçılarının diyalog için muhatap alınmaları. Bir yönetmelikle değil bir yasayla şehir tiyatrolarının özerk yapısının koruma altına alınması gerekiyor” diye konuştu.
Yönetmeliğin değiştirilmesine tepki olarak Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği’nden istifa eden Ayşe Nil Şamlıoğlu, “Herkesin uzmanlaştığı alanda işini yapması lazım. Eğer herkes kendi bildiği işi yaparsa bu ülkenin çağdaş bir geleceği çok daha sağlam adımlarla ilerleyeceğine inanıyorum. Onun için ne olur herkes kendi işini yapsın” dedi.

“BUNLAR HEP GERİYE TEPTİ, YİNE TEPECEKTİR”
Sanatçı Halil Ergün, “Bu uygulamayı yapanlar bunu düşünsünler. Bu 28 Şubat müdahalesinden farklı bir şey değildir. Sanatsal kurumlara sanata toplum mühendisliği dayatmak çok görüldü bu ülkede. Bunlar hep geriye tepti, bu da tepecektir. Yazarın bir tanesi parayı veren düdüğü çalar demiş. Kimin parasını kime çalıyorlar ? Belediyenin orada harcadığı para halkın kültürel ihtiyaçlarının parasıdır ” dedi. Sanatçı Rutkay Aziz “Öncelikle tiyatroyu tiyatrocular yönetecektir. Gelip giden belediye başkanlarının tiyatrosu değildirşehir tiyatroları. İstanbul’un ve Türkiye’nin tiyatrosudur. Bırakacaksın tiyatroyu da tiyatrocular yönetecektir” diye konuştu. Ardından onlarca tiyatr sanatçısı Galatasaray Lisesi önünden Tünel Meydanı’na kadar alkışlar, sloganlar ve ıslıklar eşliğinde yürüdü.

 

Sanatçıların tepkisi

ADANADA TİYATROCULARDAN İSTANBUL’DAKİ MESLEKTAŞLARINA DESTEK EYLEMİ
ADANA’da tiyatro oyuncuları, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda repertuvarı belirleme yetkisinin, genel sanat yönetmeninden alınıp, belediye bürokratlarına verilmesini prostesto edip, meslektaşlarına destek verdi.
Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nun önünde bir araya gelen Adana’daki devlet ve şehirtiyatrolarında çalışan oyuncular, Çukurova Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü öğrencileri ve çok sayıda sanatsever “Şehir tiyatroları yok edilemez” sloganları attı.

Eyleme ünlü tiyatro sanatçıları, Şebnem Sönmez, Güler Ökten, Zerrin Sümer, Tilbe Saran Eda Çatalçam, Evren Ercan, Serpil Göral ve Maria Akgüllü de katıldı. Tiyatro oyuncusu Şebnem Sönmez, gerçekleştirdikleri eylemin 71 ilde eş zamanlı yapıldığını ve 10 bine yakın tiyatro oyuncusu ve tiyatroemekçisinin İstanbul Şehir Tiyatroları’ndaki kabul edilemez uygulamalara ortak tepki gösterdiğini söyledi.

Şebnem Sönmez, “İstanbul Şehir Tiyatroları’nın yönetmeliği bir gecede değiştirildi. Genel sanat yönetmenin bütün yetkileri elinden alındı, yerine belediye atanan bir bürokrat yönetim kurulu başkanı oldu. Bunun üzerine Genel Sanat Yönetmenimiz olan Ayşenil Şamlıoğlu ve tüm yönetim kurulu üyeleri istifa etti.Tiyatrocu arkadaşlarımız, ortak bir tavır gösterip, dayanışma sağladı. Anadolu’nun dört bir yanındaki meslektaşlarımız da bu dayanışmaya destek veriyor olması bizleri gururlandırdı” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın ABD’ye gitmeden birkaç saat önce “Eğer memnuniyetsiz bir durum varsa, tekrar revize edebiliriz” dediğini iddia eden Sönmez, “O açıklamanın ardından 5 günde 15 bin imza toplandı ve eylemler düzenlendi. Amacımız Kadir Topbaş, Türkiye’ye geldiğinde toplanan imza ve sosyal medyadaki mesajları iletilerek, bizlerle yani şehir tiyatrosu oyuncularıyla buluşmasını sağlamak. Bu buluşmada bizler kendisine bu konuyla ilgili yeni öneriler sunarak yönetmeliğin kaldırılmasını isteyeceğiz” diye konuştu.
Bir süre daha alkışlarla tempo tutup, protestolarını sürdüren tiyatrocular, olaysız dağıldı.

DHA

ANKARALI TİYATROCULARDAN DA YÖNETMELİK PROTESTOSU 
Tiyatro sanatçıları, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yapılan yönetmelik değişikliğini, Ankara’da yaptıkları eylemle protesto etti.

Büyük Tiyatro önünde toplanan ve tiyatro sanatçılarından oluşan kalabalık, ”Korkuya karşı özgür tiyatro”, ”Şehir tiyatroları yok edilmez” yazılı pankartlar açarken, bir tiyatro oyuncusu da adalet heykeli gibi giyinerek hiç hareket etmeden açıklama süresince bekledi.

Kültür Sanat-Sen, Detis, Tobav, Tomeb, Işık-Der, Santekder, Kültür-İş, Nazım Hikmet Kültür Merkezi,Ankara Halk Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu, DTCF Mezunları Derneği ve ASSA adına basın açıklamasını okuyan tiyatro sanatçısı Şahin Ergüney, İstanbul Şehir Tiyatroları yönetimliğinde yapılan değişikliğin, sanatı ve sanatçıyı hizaya sokma ve halkın gözünde küçük düşürme gayreti olduğunu öne sürdü.

İstanbul Şehir Tiyatroları’nın 1914’ten beri ehil ellerde olduğunu belirten Ergüney, ”Tiyatro göz göre göre ehlileştirilmeye çalışılıyor. Dünyada her halde ilk kez bir tiyatro, tiyatro insanlarından arındırılıyor. Sanatın içinden, sanatçı kovuluyor. Bilinsin ki gerçekleri eğip bükerek hiç kimse halkla sanatçı arasına nifak sokamaz” diye konuştu.

Ergüney, yeni yönetmeliğe karşı huhuki zeminde de haklarını arayacaklarını ifade ederek şunları kaydetti:

”Çok sesliliği tek bir notaya dönüştürecek ‘muhafazakar sanat’ gibi söylemler, demokratikleşme diye sunuluyor. Sanatsal yaratı, sanatsal iradeye teslim ediliyor. Oysa sanat ve demokrasi hiçbir siyasi iradenin faydacı beklentilerine göre yeniden tarif edilemez. Seçilmişlerin asıl görevi, sanata ihtiyacı olan özgür ortamı sağlayacak alt yapıyı oluşturmaktır. Onlar bunu sadece sanatçı için değil, halk için yapmak zorundadır. Eğer yapmazlarsa sanat sessiz kalır”

Topluluk, açıklamanın ardından sloganlar atarak dağıldı.

NE OLMUŞTU?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Komisyonu’ndan çıkan kararla Şehir Tiyatroları Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmış, Şehir Tiyatroları’nın bundan sonraki repertuarını tamamı edebiyatçılardan oluşan bir kurulun belirlemesi kararlaştırılmıştı.

Kaynak :  [-]  

‘İpek Yolu’nun Başlangıcı: Büyüleyici Çin’ temasıyla resmen başlayan ve bir yıl sürecek ‘2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı’ etkinlikleri sesini duyurmaya başladı. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek film ve tiyatro festivallerinde hatırı sayılır bir Çin etkisi var. İstanbul Film Festivali, Çin sinemasını özel bir bölümle ağırlayacak.

Türkiye Çin Kültür Yılı 2012

Çorap 2007 yılında sökülmeye başladı. İnsanların, ülkelerin, kültürlerin birbirlerini tanıması için en etkili yolun karşı tarafın sanatını yakından izlemek olduğuna inanan MORI Sanat Müzesi, 2007 yılında David Elliot küratörlüğünde çok ses getiren bir Çağdaş Çin Sanatı sergisi yaptı. O sırada Çin, 2008 Pekin Olimpiyatlarına hazırlanıyordu, ama ne hazırlanma… İşin ucunda dünya önünde görücüye çıkmak vardı ne de olsa… Yıllarca kendini dünyanın geri kalanından soyutlayan Çin için vakit, esrarengiz örtüleri kaldırıp efsaneleri anlatma vaktiydi. İstenen oldu: Tüm dünya olimpiyatların açılışını izledi ve herkes Çin’in gösterilerini, efsanelerini ve masallarını konuşmaya başladı.

Tam o sırada dünyanın öteki ucunda; UniCredit Art Banking Sorumlu Direktörü Domenico Filipponi’nin anlattığı üzere: “Lehman Brothers çöktü, kriz büyüdü, büyüdü… Ve 2008 sonunda sanat piyasasında büyük bir çöküş görüldü. Ama birileri bu krizi fırsata çevirdi. O birileri Çin’di. Hatta mesela, Çinli sanatçı Takashi Murakami’nin bir işi 12 Kasım 2008’de Christie’s New York’ta 3.442.500 dolara satıldı. Artık Avrupa ve ABD ana pazarlar değildi; üzerlerine 2007’de ilk üçe bile giremeyen Çin sanat piyasasının gölgesi yerleşti. Yoksa hâlâ Çinli ustaları tanımıyor musunuz? Artık zamanı; hatta sanatla ilgiliyseniz artık bu sizin için şart!”

70’TEN FAZLA ETKİNLİK

2012 Türkiye'de Çin Kültür Yılı

Ve şans ayağımıza geldi! Çinli ustaları, daha geniş bir ifadeyle Çin sanatını tanımamız için fırsat: ‘2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı’. ‘İpek Yolu’nun Başlangıcı: Büyüleyici Çin’ temasıyla geçtiğimiz aylarda resmen başlayan ve bir yıl sürecek dev ‘Kültür Yılı’ boyunca edebiyat, sanat, kültürel miras, sinema, akrobasi ve kukla sanatı gibi alanlarda İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Mersin ve Trabzon’da 70’den fazla etkinlik gerçekleşecek. Eylül’deki ‘Çin Modern Sanatlar Sergisi’ ile ‘Dunhuang Duvar Resimleri Sergisi’ne daha çok var ama İstanbul Modern Sinema’daki ‘Ejderha Yılı’ kutlamaları kapsamında Çin sinemasından 7 ayrı örnek mevcut. Film gösterimleri için yarın son gün. Programda Mai Jia’nın kitabından uyarlanan Kuo-Fu Chen’in casus filmi ‘Mesajlar’ (2009), yönetmen Teddy Chan’in Çin’in ilk başbakanını Hong Kong ziyareti sırasında korumak için girişilen operasyonu anlatan ‘Fedailer ve Suikastçiler’ (2009), Li Ke’nin popüler romanından Jinglei Xu yönetiminde sinemaya aktarılan romantik komedi ‘Du Lala’nın Terfisi’ (2010) ve bencil bir okul öğrencisi olan Long’un hayatının, zaman tünelinden geçerek 3.500 yıl öncesindeki Jinsha Krallığı’na yaptığı yolculukla nasıl değiştiğini anlatan, Daming Chen’in sevilen animasyonu ‘Jinsha Rüyası’ (2010) var.

Film festivalinde

özel bölüm

İstanbul Film Festivali programında ‘Çin Kültürü Yılı’na özel bir bölüm var. Dövüş sanatçılarının maceralarına odaklanan bölümün adı: ‘Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia’. İzleyiciyle buluşacak 8 ayrı film arasında; Wong Kar-Wai’nin filmografisinde yer alan tek dövüş sanatı filmi ‘Zamanın Külleri’ dikkat çekiyor. 1994 yapımı film, eleştirmenlerce “fırça darbeleriyle yapılan bir tablo” olarak niteleniyor. Bir diğer yapım Ang Lee’nin 2001 yılında Altın Küre’de En İyi Yönetmen, Oscar’larda En İyi Görüntü, En İyi Müzik, Yabancı Dilde En İyi Film, En İyi Sanat Tasarımı ödüllerini alan ‘Kaplan ve Ejderha’. Bölüm kapsamında Zhang Yimou’nun iki filmi birden gösterilecek: 2004 yapımı ‘Parlayan Hançerler’ ve 2002 yapımı ‘Kahraman’.

Tiyatro festivalini

Çinli topluluk açacak

18. İstanbul Tiyatro Festivali, ön açılışını Çinli bir toplulukla yapıyor: Şanghay Şarkı ve Dans Topluluğu, 5 ve 6 Mayıs akşamları Fulya Sanat Merkezi’nde olacak. Pekin Operası ise 7-8 Mayıs akşamları Fulya Sanat Merkezi’nde sahneye çıkacak. 10 Mayıs Perşembe günü saat 18.00’de İstiklal Caddesi Tünel Meydanı’ndan başlayarak Galatasaray’a uzanacak Pekin Ejderha ve Aslan Sokak Tiyatrosu Gösterisi gerçekleşecek. Uçan ejderhalar ve aslanlarla yapılacak yürüyüşü, ilerleyen günlerde, Uçurtma Atölyesi izleyecek. Pekin’den gelecek üç ustanın yürüteceği Atölye başvuruları 15 Nisan’dan itibaren tiyatro.iksv.org adresinde yayımlanacak formlarla alınacak.

 

JÜLİDE KARAHAN –  www.zaman.com.tr

Beyoğlu Belediyesi yeni yıla Beyoğlu’nda girecek vatandaşların huzuru, güveni ve sağlığı için gerekli tüm önlemleri aldı. Zabıta, temizlik ve ruhsat ekipleri olmak üzere toplam 315 personel 24 saat görev yapacak. 444 0 160 numaralı çağrı merkezi vatandaşlara aralıksız hizmet verecek.

Beyoğlu’nun mavi-beyaz ışıklarla süslenen İstiklal Caddesi, Galata Meydanı, Tünel Meydanı ve diğer bölgelerinde vatandaşların yeni yıla huzur ve güven içerisinde girebilmeleri için tüm önlemler alındı. Hazırlıklar yeni yıla sayılı günler kala tamamlandı Beyoğlu Belediyesi’ne bağlı zabıta, temizlik, ruhsat birimleri yılbaşı günü ve gecesi görev başında olacak. Toplam 315 personel 24 saat görev yapacak.

24 Saat Temizlik ve bakım devam edecek

Beyoğlu Belediyesi Temizlik ekipleri gün boyu ilçenin temizliğini sağlayacak. 228 temizlik görevlisi Beyoğlu’nun sokaklarını, caddelerini süpürecek, yıkayacak. Yılbaşı günü saat 15.00– 23.00 arası İstiklal Caddesi-Tünel arasında 2 adet süpürge makinesi ile çalışma yapacak. Bu makineler cadde haricinde, Taksim meydanı, otobüs durakları, Sıra Selviler caddesi, Cumhuriyet caddesi, Mete caddesi ve Gümüşsuyu caddelerinde ihtiyaca göre çalışmalarını sürdürecek. 17.00– 01.00 saatlerinde ilave olarak 1 yıkama aracı acil müdahaleler için uygun bir noktada beklemede tutulacak. 20.00 – 03.00 saatlerinde ana arterlerin temizliğini sağlamak için 6 metreküplük büyük süpürge makinesi hizmete girecek ve Meclisi Mebusan caddesi, Kemeraltı caddesi, Perşembe Pazarı Tersane caddesi, Yolcuzade İskender caddesi, Tarlabaşı Bulvarı ve Bahriye caddesinde görev yapacak. 21.00 – 04.00 saatlerinde semt Pazarlarının temizliği ile görevli 1 süpürge ve 2 yıkama aracı Örnek tepe semt pazarı temizliğinden sonra ihtiyaç duyulan bölgelerin temizliğinde kullanılacak veya rutin programına devam edecektir.

Özellikle Çöpler Hızlı Bir Şekilde Toplanacak

Ortalama olarak günde  2 milyon insanın geldiği Beyoğlu’nda yılbaşı gecesi artan insan sayısına oranla çöp miktarı da artacak. Beyoğlu Belediyesi temizlikle ilgili herhangi bir temizlik sorunu yaşanmaması için koordineli çalışmalar sürdürecek. Bu çalışmalarda 3 adet6 metreküplük çöp aracı Taksim Meydanı ile Tünel Meydanı arası ve bağlantılı sokaklarda 22.00 ye kadar hizmet verecek. Saat 22.00’dan sonra söz konusu cadde ve sokaklarda insan ve araç sirkülasyonu artacağından çöp toplama hizmetleri 6 adet mini çöp araçları ile yapılacak. Bu araçlardaki çöpler, Taksim Meydanına yakın bir noktadaki aktarma istasyonu pozisyonunda kullanılacak 13+1,5 metreküplük bir çöp aracına nakledilecek.

78 zabıta personeli 24 saat boyunca hizmet verecek

Beyoğlu Belediyesi yılbaşında vergi denetimlerini sıklaştıracak. Beyoğlu Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’ne bağlı toplam 78 zabıta personeli 24 saat boyunca hizmet verecek. Ekipler bölgedeki pastaneleri, lokantaları, kafeleri, eğlence mekânlarını ve otelleri sabaha kadar denetleyecek. Beyoğlu Belediyesi Zabıta Müdürlüğü, ayrıca, gece boyunca eğlence mekânlarında gürültü ve ses denetimi ile gıda denetimi yapacak.

Çağrı Merkezi  444 0 160 24 Saat Hizmet Verecek

Beyoğlu Belediyesi Çağrı Merkezi 7 gün 24 saat hizmet veren 444 0 160 numarası ile yılbaşı gecesi de tam mesai yapacak. Beyoğlu sakinleri ya da yılbaşını Beyoğlu’nda geçirenler Beyoğlu Belediyesi hizmetleri ile ilgili her türlü talep ve şikayetlerini 444 0 160 numaralı çağrı merkezi telefonuna yapabilecek.

 Kaynak : http://www.galatagazete.com