Şunun için etiket arşivi: etkili konuşma

Konuşma ard arda sözcükleri sıralamak değildir…  Her birey elbette konuşabilmeyi ve yaşadığı ülkenin kendi dil yapısına göre bunu en iyi şekilde yapabilmelidir ister.

Businessman lecturing

Güzel ve etkili konuşmak sadece sanatçılara mahsus bir şey değildir. Herhangi bir meslekteki kişininde güzel konuşmayı istemesi kadar doğal bir durum olamaz. İster Mühendis, ister garson ister, doktor, belediye başkanı memur ve isterseniz ev hanımı olun ebetteki bir grup ya da topluluk veya bir toplantı, eş dost sohbeti olsun güzel konuşmak insanları etkilemek isteriz.

Doğduğumuz yetiştiğimiz bölgeye bağlı olarak ağız, şive farklılıkları olabileceği gibi nefes ve vurgu yanlışları da yapıyor olabiliriz. Tüm bunları düzeltmek elinizde.  Genel olarak amaçlanan etkileri şu şekilde sıralayabiliriz.

Duygu ve düşüncelerimizi anlatırken, sözcükleri doğru, anlatmak istenilen duyguya en uygun üslupta seslendirmektir. Diksiyonu bozuk olan insanlar toplum içinde istedikleri başarı ve mutluluğu bir türlü yakalayamazlar. Peki diksiyonun bozuk olması bir ömür boyu çekeceğimiz kaderimiz midir? Tabii ki hayır. Sizler ve bizler doğru diksiyon eğitimini aldığımız sürece sıkıntılarımızdan kurtulabilir, toplum içinde ışık saçan insanlar haline dönüşebiliriz. Konuşmamıza başlarken heyecanlanıyor, ses tonumuzu beğenmiyor, kendimizi etkili ifade edemiyor, anlatmak istediklerimizi kopuk kopuk bilgi kırıntıları şeklinde aktarıp daha sonra kendimize kızıyorsak ve bu durumun hayat boyu bizimle olacağını düşünüyorsak bu kursu mutlaka almalısınız. Çünkü bütün bu olumsuzlukların üstesinden doğru diksiyon eğitimi alarak gelebiliriz.

Diksiyon Derslerimizin İşleyişi

Seminar Hall

Kursumuzda kursiyerlerimize önce; konuşma dili ile yazı dilinin özellikleri, Türkçenin sesleri ve söyleyiş özellikleri öğretilmektedir. Ayrıca konuşma bozukluklarını düzeltmek amacıyla diyafram, nefesi kullanma, konuşma hızını ayarlama, vurgulama, tonlama ve boğumlama alıştırmalarının yanı sıra, dil-dudak tembelliği ve anlatım bozukluklarını gidermeye yönelik alıştırmalar yaptırılmaktadır.

Etkili konuşmaya yönelik planlı konuşmanın aşamaları; beden dili, imaj, doğaçlama, topluluk karşısında konuşma, bireysel iletişim, yaratıcı konuşma gibi beceriler de kazandırılmaktadır.

Nar Sanat ayrıcalığı ile Perşembe akşamları 18:30 – 20:20 arası yeni başlayan kurumuza daha fazla zaman kaybetmeden sizleri de bekliyoruz.

 

Panik yok diksiyon eğitiminde artık Nar Sanat var.

Uzun yıllar “Diksiyon” diğer bir tanımlama ile “Güzel Konuşma” kavramı bir lüks, özenti gibi algılanmıştı. Oysa günümüz yaşamında yükselmek, makam, mevki ve iyi bir kariyer sahibi olmanın koşullarından biride iyi telaffuz ve güzel konuşma ile de ilgilidir.

 Diksiyon : TDK tanımlaması   “1isim Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun olarak söyleme biçimi”

2. Konuşulan dilin incelenmesi ve kullanılması

3. tiyatro Duru, açık vurgulama ve çıkaklara tam uyarak konuşma “

Temel olarak Fransızca “Diction” sözcüğünden dilimize geçmiştir.

Bir konu hakkında nekadar bilgili olursanız olun eğer anlatım bozuklukları ve telaffuz hataları var ise söylediklerinizin dinlenmesi ve anlaşılması olanaksızlaşır hatta olanaksızlıktan öte bilgi düzeyiniz değerini bulamaz. İster bir aktör olun, ister politikacı veya işveren, öğrenci, çalışan, müdür, şef kısaca hangi işle uğraşıyorsanız uğraşın söylediklerinizin dikkate alınması için muhakkak doğru ifade ve telaffuz gerekmektedir.

Söz sanatı ile ilgilenmemişseniz anlatmak istediklerinizin anlaşılmasını ve dinlenilmesini beklemek yanılgı olur.

Tüm bunlardan dolayı, İyi söz söylemek için diksiyon çalışmalıdır. Toplum içinde yaşadığımıza göre başkalarına düşündüklerimizi, duyduklarımızı iyi, doğru ve ilgi çekecek bir şekilde anlatmak için diksiyon öğrenmemiz gereklidir.

Hem özel yaşamımızda hem iş hayatımızda kendimizi daha iyi ifade edebilmek için sözcüklerimizi nasıl kullandığımız ve doğru vurgu ve tonlama yapmamız çok önemlidir. Kısaca başarılı olmak istiyorsak diksiyonumuza önem vermeliyiz. Zira diksiyon ifadenin doğru, zamanında ve gerekli ses ve nefes ve tonlama ile anlatılması demektir.

İşte hiç farkına varmadığımız ama günümüzde gerekli bu eğitimi artık sizlerin yanı başına getiriyoruz.

Yıllarca Taksim ve civarına taşındınız oysa biz yanı başınızdayız.  Ataköy, Florya, Yeşilköy, Yeşilyurt, Bahçelievler, Bağcılar, ikitelli, Atakent, Zeytinburnu, Halkalı toplu konutlar, Sefaköy, Yenibosna, Güngören, Bahçelievler, Soğanlı, Küçükçekmece gibi semtlere bir araçlık mesafede ve Bakırköy’ün merkezinde olan M.E.B. Onaylı sertifika vermeye yetkili kurslarımızla sizleri sözcüklerin büyülü dünyasına bekliyoruz. Hafta içi akşam ve hafta sonu diksiyon kurslarımız için sizleri bekliyoruz.

Tecrübeli ve deneyimli eğitmenlerimiz ile farklı gün ve saat tercihleri ile sizleri bekliyoruz. Ocak sonu sınırlı sayıda kontenjanla açılacak Diksiyon kurslarımıza sizleri de bekliyoruz. Artık şehir yaşamı içersinde doğru telaffuz ve diksiyon için Nar Sanat var.

Sanat dolu bir ortamda Türkçemizin gerçek sesi için sizleri diksiyon kurslarımıza bekliyoruz.

Adresimiz için lütfen tıklayınız

DOĞRU VE GÜZEL KONUŞMANIN TOPLUMA KAZANDIRDIKLARI
•   Barış ortamı sağlanır
•   Kültürel ve sosyal ilişkiler artar.
•   Toplumların diğer toplumlar arasındaki itibarı artar.
•   Ekonomik ilişkiler düzenli hale gelir.
•   İnsanlarla doğru iletişim kurabilmek;
•   Meslekte başarı kazanmak,
•   Toplumda saygı görmek,
•   Dinleyenleri ikna edebilmek,
•   Tercih edilmek,
•   Başarılı olmak,
•   İnsanların kalplarını kazanmak
   KONUŞMA KUSURLARI
•   Ana dili iyi kullanamamak,
•   Yerel ağızla konuşmak,
•   Ses tonunu ayarlayamamak, kontrol edememek,
•   Sözcükleri doğru telaffuz edememek,
•   Konuşmayı gereksiz yere uzatmak,
•   Kendini övmek, yapmacık davranışlarda bulunmak,
•   Eleştiriye kapalı olmak,
•   Beden dilini, mimikleri doğru kullanamamak,
•   Argo ve kaba sözler kullanmak,
•   Heyecanını yenememek,
•   Sözcükleri tekrarlamak,
•   Eee…, ııı…, aaa… gibi sesler çıkarmak.
KONUŞMADA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

1. Canlı, inandırıcı, ilgi çekici, olma: Konuşmamızı baştan sona canlı bir havada dinlenebilmesi için ifadelerimize, ses tonumuza ve özellikle hareketlerimize ayrı bir özen göstermeliyiz.
2. Konuşma süresinin kontrolü: Verilen süreye bağlı kalmamız dinleyicilere saygı gereğidir. Konuşmamızı bu süreye uygun bir şekilde planlayıp sunmalıyız.
3. Vurgu, tonlama, telaffuz: Konuşmacı ile dinleyiciler arasındaki iletişimi sağlayan sesimizdir. Bu nedenle telaffuz tonlama ve vurgumuza dikkat etmeliyiz.
4. Üslubu, sözcükleri amaca göre belirleme: Konuşmacılar ile dinleyiciler arasındaki dinleyiciye ve konuşamaya yapılan ortama göre belirlemeliyiz.
KONUŞMANIN UNSURLARI 
1. Bedensel davranış: Duruş, jest, mimik gibi görsel simgeler konuşmanın temek öğeleridir.
2. Ses: Ses ile kişilik arasında yakın bir ilişki vardır. Bir dilin sözcükleri anlam bakımından zengin olabilir. Bu zenginlik, ancak ses ile sözün doğru birleşimiyle belirtilebilir.
3. Dil: İnsanlar arasında anlaşma arcı olan dil; duygu, düşünce ve istekleri ifade etmede kullanılır. Konuşma sırasında duyguların, düşüncelerin tam ve doğru olarak iletilebilmesi için telaffuz ve üsluba dikkat etmek gereklidir.
4. Düşünce (Zihinsel Etkinlik): Zihinsel etkinlik konuşmanın görsel ve işitsel ögelerle ifade edilmesinden önceki süreçtir.
Konuşmacı işe önce zihinsel oluşumlarla başlar, sonra bu oluşumları dilin kalıplarına aktarır, bu kalıpları seslendirir, en sonunda da jestlerle, ses ve söz halinde sunar.

DİKSİYONUN ÖNEMİ DİKSİYONUN KURALLARI
•   Hece ve sözcük vurgusuna dikkat etmek,
•   Sesleri doğru boğumlamak,
•   Jest, mimiklere dikkat etmek,
•   Yerinde ve doğru tonlama yapmak,
•   Sözcüklerin anlam değerlerine göre sesi kullanmak,
•   Uzun ve kısa heceleri doğru söylemek,
•   İşitilebilir bir sesle konuşmak.
KONUŞMA VE YAZI DİLİ ARASINDAKİ FARKLAR
•   Yazı dili yazım kurallarına, konuşma dili söyleyiş kolaylığına önem verir.
•   Konuşma dilinde cümleler genellikle kısadır, yazı dilinde uzun cümleler vardır.
•   Yazı dilinde cümleler kurallıdır. Yüklem sonda bulunur. Konuşma dilinde ise devrik ve eksiltili cümleler çoğunluktadır.
•   Bir ülkenin çeşitli konuşma dilleri ve ağızları bulunmasına karşılık yazı dili tektir. O ülkede yaşayan insanlar okuyup yazarken bu ortak dili kullanır.
•   Yazı dilindeki alfabe sistemi bütün sesleri göstermeye yetmez. Bu yüzden konuşma dilinde bazı seslerin farklı seslendirildiği görülür.
•   Yazı dilinde anlamı kolayca ifade etmeye yarayan noktalama ve imla kurallarının yerini konuşma dilinde vurgu, tonlama, duraklama gibi özellikler alır. Bu özellikleri kazandıran diksiyon sanatıdır.

TÜRKÇEYİ DOĞRU, GÜZEL VE ETKİLİ KULLANMAK
Türkçede yaygın olarak yapılan hataların ve Türkçe’leri dururken, yabancı dillerden sözcükler kullanmanın başlıca sebepleri şunlardır:
•   Kendi benliğini tanımamak, benliğinden uzaklaşmak,
•   Alışkanlığı bırakamamak,
•   Aşağılık duygusu,
•   Bilgili görünme isteği ve özenti,
•   Yabancı sözcüklerin Türkçe karşılığını bilmemek ve aramamak,
•   Türkçe’lerini beğenmemek.
Türkçe’nin Doğru Kullanımına Yönelik Öneriler:
1. Türkçe’nin, özellikle magazin basınının başını çektiği kültür ve dil kirliliğinden kurtarılması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılması amacıyla, toplumu bilinçlendirmek, gerekli yerleri bilgilendirip uyarmak.
2. Sözlü ve yazılı anlatımda, Türkçe karşılıkları bulunan yabancı sözcüklere yer vermemek (bazı terimler ve mecburi haller dışında)
3. Özellikle günlük konuşmalarda Türkçe’nin kendine özgü cümle yapısın korumak için cümle yapısıyla ilgili hatalı kullanımları ve Türkçe dil bilgisi kuralları ile ilgili hataları düzeltmek konusunda bilinçli olmak.

NEFES VE SES EĞİTİMİ DOĞRU NEFES ALMANIN ÖNEMİ
Nefes alma çalışmaları önemli bir bölümünü oluşturur. Günlük konuşmalardan dramatik çalışmalara kadar her alanda kusursuz bir diksiyon için, nefes, gerekli bir biçimde kullanılmalıdır. Doğru nefes almak bazı hastalıkların oluşmasını da engellemektedir.
En doğru nefes alma şekli bebek gibi nefes almadır. Bebeklerin nefes almalarına dikkat ettiğimizde karınlarının nefesle yükselip alçaldığını görürüz. Bu, derin ve yavaş nefes almalarının sonucudur. Zamanla, insanın nefes alma alışkanlığı yürüme sporuyla sağlanabilir. Çünkü yürüme sırasında yanlış nefes almak zordur.
YANLIŞ-YETERSİZ NEFES ALMAK
Ses tellerini titreşime geçiren, sesin tınlamasını gerçekleştiren nefestir, bu nedenle nefes doğru, düzenli kullanılmalıdır. Doğru nefes almak için şu hususlara dikkat edilmelidir:
1. Gereğinden fazla nefes almamalıdır (Mekanizma rahatsızlanır, göğüs sıkışır ses zorlanır…).
2. Gereğinden az nefes almak da yanlıştır ( Kişi nefessiz kalır, başladığı cümleyi bitiremez, sesin kuvveti düşer.)
Nefes, ses üretim merkezini harekete geçiren bir güçtür. Üretim merkezi gırtlaktır, doğru alınmayan ve doğru kullanılmayan nefes, merkezi zorlar, yıpratır, üretimin (sesin) kalitesi düşer.
NEFESLE BEYİN VE VÜCUT FONKSİYONLARININ İLİŞKİSİ
Sağlığımız, kan dolaşımı sistemiyle doğrudan ilişkilidir. Kan dolaşımı sistemi nefesle beslenir ve temizlenir. Kan, yeterli oksijenden mahrum kaldığında bedenimizdeki toksinler temizlenmez. Üstelik kaslar, oksijensiz kalır. Kanın yeterli oksijen taşıması ve zehirli maddeleri dışarı atması için kullanılan    LENF sistemi bu durumda yavaşlar vücut hantallaşır. Kontrolü güçleşir. Zaman içinde depresif durumlar oluşur.
Beyin hücreleri çalışmak için saf glikoz ve oksijen kullanır. Beyne giden kanda oksijen miktarı azaldığında beyin, glikoz ihtiyaç duyduğu yeterli oksijen ulaşmazsa bu süreç işlemez. Bilgi işlemez., hafızaya kaydolmaz veya yavaş kaydolur. Geç algılama, geç fark etme, çabucak unutma gibi durumlar ortaya çıkar.
DOĞRU NEFES ALMA TEKNİKLERİ
Doğru nefes alma çalışmaları beş aşamada gerçekleşir.
1.   Diyaframı kullanabilmek.
2.   Nefesi diyaframda tutmak
3.   Nefesi tasarruflu kullanmak
4.   Nefes alıştırmaları
5.   Dinleme-rahatlama alıştırmaları
SES İLE İLGİLİ ÖZELLİKLER
Ses Rengi, Ses Aralığı
İnsanı diğer birçok canlıdan ayıran en önemli özellik, sesi ve bu sesle yaptığı iletişimdir. Her insanın doğuştan sahip olduğu bir ses frekansı (aralığı) vardır. Bunun içerisinde kullanımı ve sesin karakteristiğini belirleyen renkler bulunmaktadır. Ses aralığı eğitimle genişletilebilir.
Ses eğitimi alındıkça sesin rengi belli olur. Sesin bir oturma, şekillenme süresi vardır. Bu süre sonunda sesin rengi netleşir. Her insansın bir konuşma bir de şarkı söyleme şekli vardır. Her şarkı söyleyen ve konuşmacı ses aralığını iyi tanımalı, sesinin rengini bilmelidir.
Güzel etkili konuşma ses çıkışı ile nefesin kullanımı arasında başarılı bir uyumla gerçekleşir. Düzgün bir sesin temel özelliklerinden biri de işitilebilirliği (yüksekliği) dir.
Sesin İşitilebilirliği (Yüksekliği)
Bir konuşmacının sesini karşısındakine duyurabilmesi, iyi bir konuşmanın başlangıcını oluşturur. Konuşmacının sesi işitilmezse konuşmacı ve dinleyici arasıda iletişim gerçekleşmez. Alçak veya çok yüksek sesle konuşmak, dinleyiciyi tedirgin eder. Konuşma ortamına göre sesi ayarlamak önemlidir.
Uygun ses, dinleyici kitlesini tamamen kuşatabilen sestir. Konuşmacı aşağıdaki soruları dikkate alarak ses yüksekliğini ayarlamalıdır.
1.   Kaç kişilik bir gruba konuşuluyor?
2.   Solan ne kadar geniş?
3.   Ortamda gürültü yapan var mı?
4.   Ses, gürültü gibi çıkıyor, rahat duyuluyor mu?
 SES SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN UYULMASI GEREKEN KURALLAR
1.   Boğazınızı kazır tarzda temizlemeyiniz, öksürmeyiniz ve bağırmayınız.
2.   Konuşurken sizin için doğal olan ses perdesini kullanınız.
3.   Sesinizi kullanırken nefesinizi ayarlamayı öğreniniz.
4.   Uzun süreli konuşmayınız.
5.   Gürültülü ortamlarda konuşmayınız.
6.   Sigara ve alkol kullanmayınız.
7.   Bol sıvı alınız.
8.   Bulunduğunuz mekânları nemlendiriniz.
9.   Toplum önünde konuşmadan önce sesinizi ısındırınız.
10.   Yeme içme kalitesini ve düzenini sağlayınız.
11.   Aşırı sıcak ve soğuk yiyecek ve içeceklerden uzak durunuz.

SES SAĞLIĞI
Ses çıkartmamızı sağlayan organlar; akciğerler, gırtlak ve daha yukarıdaki ağız, burun ve yutak boşluklarıdır. Sistemlerin mekanik işlevini ve sistemler arasındaki uyumu etkileyen herhangi bir problem, seste bozulmaya sebep olmaktadır. Sesin gerçek kaynağı olan ses telleri üzerindeki problemler, titreşimi engellemekte ve ses kaynağında değişime yol açmaktadır.
SES KISIKLIĞI VE SEBEPLERİ
Ses kısıklığı, sesin hırıltılı, çatallı, gergin olması, şiddetinin ve inceliğini değişmesi şeklinde tanımlanabilir. Ses kısıklığı, soğuk algınlığı ve diğer üst solunum yolları enfeksiyonu sırasında ya da aşırı bağırmaktan kaynaklanan ses zorlamalarında ortaya çıkar.
Ses değişikliklerinin sebebi gırtlakta yerleşmiş olan ses tellerindeki sorunlardır. Ses telleri nefes alma sırasında açılır, konuşma sırasında kapanır. Ses telleri kadar ne sıkı kapanırsa ve ne kadar inceyse o kadar hızlı titreşir ve ses de o kadar ince olur.
Sigara içilmesi, ses kısıklığının bir diğer sebebidir. Ses kısıklığının daha nadir sebepleri arasında alerji, guatr, sinir sistemi hastalıkları sayılabilir. Kuru, soğuk ortamlar, yetersiz sıvı alımı ve asit içeriği yüksek veya midede asit salgısını artıran gıdalar (kahve, çay şekerli-sütlü yiyecekler, nikotin, narenciye türlü meyveler, alkol, aşırı baharat) aşırı yemek yeme ve tok yatma alışkanlıkları ses orunlarına zemin hazırlamaktadır. Bu özellikleri taşımayan durumlar genel olarak ses hastalığı ya da ses kısıklığı olarak adlandırılmaktadır.
SES ORGANLARININ EĞİTİMİ
Ses organlarının eğitimi, diksiyon alt yapısını oluşturur. Gırtlağın ürettiği ses tınlarken konuşma oranları devreye girer ve sese son şeklini verir. Böylece konuşma olayı gerçekleşir. En muhteşem enstrüman olan sesin, ince ayarlarla rengi bulunup kalitesi ortaya çıkarılmaktadır. Bunu için yapılması gerekenler şunlardır:
1. Sesi Isıtmak: ısınan kas daha esnek, kıvrak, güçlü ve dayanıklı olur. Ses alıştırmaları kası çalıştırır., ısıtır ve ses organları kolay yorulmaz.
2. Sese Teknik Kazandırmak: Gırtlağa enstrüman özelliği kazandırmak için ses alıştırmaları doğru uygulanarak en kolayından en zoruna kadar sürekli yapılmalıdır.
3. Boğumlama Uygulamaları: Kişi hangi dilde konuşursa konuşsun ünlüleri ve ünsüzleri doğru boğumlamasını öğrenmelidir.
Sese beğenilen bir özellik kazandırmak için ses organlarını iyi tanımak ve onları iyi kullanabilmek önemlidir. Başta dil olmak üzere dudaklar, dişler, çene ve ağız boşluğu konuşmacının sağlıklı bir konuşmayla denetim altına alabileceği ses organlarıdır.

Bu sene rekor sayıda katılımcı ile gerçekleşen Leyla Gencer Şan Yarışması ön elemeleri sonucunda İstanbul’daki final serisine katılmaya hak kazanan yarışmacılar belli oldu. Eylül’de İstanbul’a gelecek 22 farklı milliyetten 41 genç şancı, opera dünyasında kendilerine bir yer edinmek için mücadele edecek.

7. Leyla Gencer Şan Yarışması tüm dünyadan toplam 176 başvuru alarak rekor sayıda katılıma ulaştı ve gerek katılımcıları gerekse jürisiyle en saygın uluslararası yarışmalar arasındaki konumunu pekiştirdi. Ön elemelerde seçilen 41 şancı Eylül’de İstanbul’da gerçekleştirilecek final serisi için şimdiden hazırlıklarına başladı. Alto hariç tüm seslerin yer aldığı listede çoğunluğu sopranolar oluştururken bir de kontrtenor yer alıyor. Müzik dünyasında giderek daha fazla dikkat çeken Güney Koreliler ise Leyla Gencer Şan Yarışması’nda da kendilerini gösterdi; çeyrek finalde beş de Güney Koreli genç şancı yarışacak.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı, La Scala Tiyatrosu Akademisi işbirliğiyle düzenlediği 7. Leyla Gencer Şan Yarışması’nın son başvuru tarihini 23 Nisan Pazartesi gününe kadar uzattığını duyurdu. Yapılan açıklamada, “Adayların verdiği bilgiler doğrultusunda, özellikle yurtdışından postayla gelen başvurularda Paskalya Bayramı’ndan kaynaklanan gecikmeler yaşandığını fark etmiş bulunuyoruz. Adaylarımızın bu nedenle sıkıntı yaşamasını kesinlikle arzu etmediğimizden son başvuru tarihini 23 Nisan’a uzatmak suretiyle postadaki gecikme süresini telafi etmeyi umuyoruz.” denildi. Organizasyon komitesi ayrıca bu yıl e-posta yoluyla da başvuru kabul ettiklerini hatırlatarak, bunun daha güvenilir ve hızlı bir yöntem olduğunun altını çizdi.

Organizasyon komitesi, yarışmanın merakla beklenen jürisi hakkında da bilgi verdi. Opera dünyasının en etkin isimlerinden bazılarını bünyesinde barındıran jüriye bu yıl final serisinde büyük İtalyan diva Mirella Freni başkanlık edecek. La Scala Tiyatrosu Cast Direktörü Ilias Tzempetonidis, La Fenice Operası Sanat Yönetmeni Fortunato Ortombina, İngiltere’nin ünlü Opera Dergisi’nin Editörü John Allison, Piyanist Vincenzo Scalera ve Devlet Opera ve Balesi Baş Rejisörü Yekta Kara da jüri üyeleri arasında yer alıyor.

Pretty Yende, Nino Machaidze, Marcello Alvarez gibi günümüz sahnelerinin yıldız isimlerini opera dünyasına kazandırmış olan Leyla Gencer Şan Yarışması yeni yıldızlar keşfetmek üzere bir kez daha yola çıkıyor. Bu yıl ön elemeler Avrupa’da altı merkezde yapılacak: Berlin (26 Nisan), Londra (4 Mayıs), Viyana (7 Mayıs), Madrid (10 Mayıs), Milano (14 Mayıs) ve İstanbul (16-17 Mayıs). Finaller ise 15 ila 20 Eylül 2012 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek.

LEYLA GENCER ŞAN YARIŞMASI İLE PARLAYAN YILDIZLAR…

Tüm dünyada “La Diva Turca” olarak ayakta alkışlanmış ve söylediği başrollerle halen daha opera dünyasında referans alınan büyük sopranomuz LEYLA GENCER’in onuruna düzenlenen yarışma bugüne kadar pek çok önemli yeteneği opera dünyasına kazandırdı.

Güney Afrikalı soprano Pretty Yende, Leyla Gencer Şan Yarışması’nda birinci olmasının ardından Operalia’da da tüm büyük ödülleri topladı ve dünyanın önde gelen prodüksiyonlarında, en önemli sahnelerinde göz kamaştıran başarılara imza attığı baş döndüren bir kariyere başladı. Aynı yarışmanın ikincisi Kartal Karagedik, 2011’in Kasım ayında Roma’daki Ottavio Ziino Şan Yarışması’nda üçüncülük ile eleştirmenler ödülünü kazandı. Yine 2010 Leyla Gencer Şan Yarışması’nda üçüncülüğü kazanan koloratür soprano Pervin Çakar, her gün bir yenisini eklediği uluslar arası başarılarını son olarak, jüri başkanlığını Teresa Berganza’nın yaptığı 28. Maria Caniglia Opera Yarışması’nda aldığı birincilikle taçlandırdı. Daha önceki yılların dereceye giren yarışmacılarından Gürcü sopranolar Nino Machaidze ve Anita Rachvelishvili, Arjantinli tenor Marcello Alvarez, Yugoslav bariton Nikola Mijailovic gibi isimler ise artık tartışmasız birer dünya starı sayılmaktalar.

Kaynak(…)