hacivat-karagoz

Frankfurt Kitap Fuarı’nda Karagöz’e Büyük İlgi

Frankfurt Kitap Fuarı’ndaki çocuk yayınları bölümünün en ilgi çekici etkinlik Karagöz oldu.

karagoz

Frankfurt Kitap Fuarı’nda sahnelenen Karagöz gölge oyunu, ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığınca fuarın 3 numaralı çocuk yayınları bölümünde oluşturulan çocuk kitapları standında, Almanya’da öğretmenlik yapan iki arkadaş Ercan Karahan ve Hasan Basri Dursun tarafından sahnelenen Karagöz gölge oyunu etkinlik alanını ziyaret eden yetişkinlerden ve çocuklardan büyük ilgi görüyor.

Gölge oyunu sanatçısı Ercan Karahan, Almanya’da yaşadığını, öğretmenlik mesleğinin yanı sıra hobi olarak Karagöz sanatıyla ilgilendiğini söyledi. Karahan, çocukların Karagöz gölge oyununu gördüğünde büyülendiği yorumunu yaparak, şunları aktardı:

“Normalde de mesleğimizi yaparken pedagojik konuları Karagöz gölge oyunu üzerinden çocuklara iletmeye çalışıyoruz. Almanya’daki yeni kuşaklara bu kültürü vermek, yaşatmak, canlı tutmak, unutturmamak için çaba gösteriyoruz.”

Karagöz oyununda orjinaline uygun, elle boyanmış deri tasvirler kullandıklarını belirten Karahan, “Malzemeleri ise İstanbul’dan, Üsküdar’dan tedarik ediyoruz. Sahneyi, diğer birçok malzemeyi ise kendimiz yaptık. Öğrencilerimizden de epey olumlu bir yankı alıyoruz. Umarız gelecekte de başarılı bir şekilde devam ederiz” diye konuştu.

Karahan, Almanya’da normalde kütüphanelerde de Karagöz gölge oyununu sahnelediklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

“Yabancı çocuklara Karagöz’ü sunuyoruz, çok farklı geliyor, çok ilgi gösteriyorlar. Türk çocuklar da katılıyor. Türk kültürüne ait Karagöz’ü Almanca olarak görmeleri, seyretmeleri, Türk çocukların da öz güvenlerini arttırıyor. Bizim kültürel bagajımızda bir şeyler var diye gurur duymaya başlıyor ve bizi taklit etmeye çalışıyorlar, amacımız da zaten bu.”

hacivat-karagoz

Çocukların artık elektronik bir çağda yaşadığına dikkati çeken Karahan, Karagöz gölge oyununun çocukların motor gelişimlerine de faydalı olduğunu gözlemlediğini vurguladı.

ÇOCUK YAYINLARINDA EN ÇOK KARAGÖZ’E İLGİ

Karagöz sanatçısı Dursun ise, Türkçe öğretmenliği yaptığını dile getirerek, “Almanya’da Türkçe dersimde de Karagöz gölge oyununu kullanıyorum. Çocuklar çok ilgi gösteriyorlar, kendileri gelip oynatmak istiyorlar. Perde önünden çok perde arkasıyla ilgilenenler oluyor. Bazen gelip Karagöz’ü kendileri konuşturuyorlar” ifadelerini kullandı. Karagöz gölge oyununun çocukların gündeminde kalmasının önemli olduğuna vurgu yapan Dursun, “Çocuklar artık genelde üç boyutlu çizgi filmlerle dijital ortamda vakit geçiriyorlar. Karagöz’ü görünce ellerini dokundurup kendileri oynatıyorlar. Karagöz’le her istediğini söyletebilirsin. Çocuklara temizliği de anlatırsın, iyiliği de anlatırsın, büyük bir imkan sağlıyor. Çocuklara da bu sebeple daha değişik geliyor. Animasyon ortamından çıkıp, elle tutulur, kendisinin de dahil olduğu bir şeyle muhatap oluyorlar” dedi.

Dursun, fuar boyunca binlerce çocuğun ve yetişkinin Karagöz gölge oyununu izlediğini, sahne arkasına gelip bilgi aldığını kaydederek, “Fuardaki çocuk yayınları bölümünün en ilgi çekici etkinliğini yapmış olduk. Hem Türk kültürünü tanıttık hem de yetişkin çocuk birçok ziyaretçinin eğlenceli zaman geçirmelerini sağladık” dedi.

Türkiye’den birçok yayınevinin çocuklara yönelik yayımladığı çok sayıda kitabın da yer aldığı stantta, minikler Karagöz izlemenin yanı sıra kitaplara da ilgi gösteriyor. Fuar bugün sona eriyor.

piano

Piyano Yapısı ve Özellikleri

GİRİŞ 

Piyano, yedi oktavdan fazla ses alanıyla bütün müzik enstrümanlarının ses rejistrlerini bünyesinde toplayan temel enstrümandır. Solo dışında oda müziği, koro ve orkestrada da işlevi olan tek çalgıdır. Klavye vasıtasıyla çalınan bu sazda aynı anda 12 sesli akor veya cluster denilen ses yığınları elde edilir. Üç pedalı ile sesleri kısmaya, yalnız bas sesi uzatmaya veya bütün sesleri uzatmaya elverişlidir. Konsol adı verilen duvar tipleri ve kuyruklu tiplerin en küçüğü 130 cm. olan, boyu üç metreye kadar uzayan konser piyanoları vardır.

Piyano başlıca batı dillerinde şu terimlerle söylenir: Piano ( Fr. ), Piano (İng.), Pianoforte  (İt.), Klavier  (Alm.)

  1. GENEL YAPISI

Piyano  ya da nadir olarak kullanılan italyanca ismiyle pianoforte tuşlu bir çalgıdır. Piyanoda ses, teller vasıtasıyla elde edilir. Piyanonun tuşlarına basıldığında içindeki tahta çekiç tellere vurarak sesin meydana gelmesine sebep olur. Tahta çekicin tellere vurmasından dolayı piyano vurmalı müzik aleti olarak adlandırılır.

Herhangi bir akustik piyano genellikle ses tahtasını ve metal telleri çevreleyen aynı zamanda koruyan ahşap kasadan oluşmakla birlikte 88 tuşa (52 beyaz tuş, 36 siyah tuş) sahiptir. Piyano, tuşlarına basıldığında içerisindeki teller aracılığıyla ses çıkarır çekildiğinde ise teller damper (titreşim azaltan parça) yoluyla susturulur. Fakat pedallar yardımıyla tuşlardan parmaklar kaldırmasına rağmen sesi uzatmak mümkündür.

Piyanoda herhangi bir tuşa bastığımızda keçe ile kaplanmış çekiç o tuşa ait tellere vurur ardından geri gelir ve çekiç eski konumuna gelmesine rağmen teller titreşmeye devam eder bu titreşme bridge (köprü) yoluyla ses tahtasına iletilir ve ses tahtası sesi yükselttikten sonra havaya yayar. Parmak tuştan çekildiğinde damper ( titreşim azaltan parça ) tellerin titreşmesini durdurur ve sesi keser. Enstrüman sınıflandırma sistemine göre piyano chordophone ( telleri ve onu ileten gövdeleri olan enstrümanlar ) olarak sınıflandırılmıştır. Teknolojik gelişmelerle birlikte chordophone bir enstrüman olan piyano akustik olmasının yanı sıra elektrikli, elektronik ve dijital olacak şekillerde de geliştirilmiştir.

 

piano

 

                1.1.Piyano mekanizmasının parçaları  

Piyanonun çekiç mekanizması: 1) Tuş, 2) tuş ayarı, 3) şövale, 4) eşapman ayarı, 5) eşapman kolu, 6) çekiç kenar vidası, 7) tekrarlama vidası, 8) çekiç sapı, 9) tekrarlama kolu, 10) çekiç başı, 11) çekiç yakalayıcı, 12) susturucu kiriş çatalı, 13) susturucu kirişi, 14) susturucu kaşığı, 15) susturucu, 16) tel, 17) madenî plaka, 18) zımba, 19) akort çivisi, 20) çivi yatağı.

240px-Fortepian_-_mechanizm_angielski.svg

  1. İÇYAPI VE ÖZELLİKLERİ

Atası, klavsenden en önemli farkı, tuşa basarken uygulanan kuvvete göre çıkan sesin şiddetinin de aynı yönde değişken olmasıdır. Duvar piyanosu: Telleri ve armoni tablosu düşey olan piyanodur. Elektro piyano: Rezonansı çalgının mekanizmasına dahil olan ya da dışarıdan bağlanan yükselteçlerin sağladığı piyanodur. Hazırlanmış piyano: Tellerinin arasına Çalgının tınısını değiştirecek nesnelerin (çivi, tahta, maden ya da kauçuk parçaları) yerleştirildiği piyanodur. Kuyruklu piyano: Telleri ve armoni tablosu yatay olan piyanodur. Mekanik piyano: 1880’e doğru Amerika’da icat edilen otomatik piyano (üzerinde dişler bulunan tahta bir silindir, bir zemberekle döndürülür ve çekiçleri hareket ettirir.) Pnömatik piyano: Pirinç ve cetvelin (PanFlür Denir) delikleri ile uyuşan karton bir rulonun deliklerinden çalgının içine hızla giren havanın basıncıyla çekiçlerin hareket ettiği otomatik piyano.https://www.high-endrolex.com/20

Bir piyano 7 bini geçen parçadan oluşur. Piyanoyu oluşturan parçalar ise preslenmiş yün, çelik, bakır ve tahta parçalarından oluşur. Piyanonun değerli olmasının sebepleri arasında neredeyse tamamen elde yapılması başı çekiyor.

Piyano imalatında 3 materyal kullanılır. Ahşap, metal ve çuha/keçe… Ahşap malzeme hem Armoni (ses) tablası (sound board) olarak, hem iç mekanizma parçalarında hem de dış bölüm de mobilya olarak kullanılır. Çalgının yapımında kullanılan armoni (Ses) Tablası Piyanonun en önemli temel malzemelerindendir. Piyanonun arka bölümünde montajlıdır. Çok kaliteli sedir cinsi özel kurutulmaya tabi tutulmuş çok özel ağaçlardan imal edilir. Piyanonun en nazik malzemelerindendir.

Piyanoda üç pedal (ayaklık) vardır. Sağdaki pedal “Yastık Pedalı” dır. Bu pedala basılırsa bütün yastıklar kalkar ve teller serbestçe titreşebilir. Pedal bırakılınca ise yastıklar yeniden tellere değer. Soldaki pedal; “Yumuşak pedal” da denilen tek tel pedalıdır. Bu pedala basılınca bütün mekanizma olduğu gibi bir parça kayar ve böylece çekiçler her ses için gerilmiş bütün tellere değil yanlızca bir veya iki tele vurabilir. Böylece ses şiddeti azalır. Ortadaki pedal “Uzatma Pedalı” dır. Bu pedal yastık pedalı gibi bütün sesleri değil yanlızca pedala basıldığı sırada çalınmakta olan sesleri uzatır.

Piyanonun bir diğer temel malzemesi de kumaş cinsi çuha ve keçedir. Tokmaklar ve susturucular bu malzemeler kullanılarak elde edilir. Güve ve haşarat için giysilerde kullandığımız naftalin veya bu işi görebilen böceksavar kullanmak gerekir.

Piyanoların ömrü genellikle 30 ile 80 yıl arasındadır. Alman malzeme ile üretilen kaliteli piyanolar tonlarını yıllarca bozulmadan korurlar. İyi bir piyanonun tuş ağırlığı 50-55 gr arasında olmalıdır.

 

  1.   ÇEKİÇLERDEKİ SIR

                Çekiçler keçeyle kaplanmıştır. Çekiçler çok sert yada çok yumuşak olmamalıdır. Yumuşak çekiçler donuk, cansız bir ses oluşturur. Sert çekiçler ise çınlayan, acı bir ses oluşturur. Tuşa basılınca ve çekiç harekete geçince tele değmekte olan bir keçe yastık telin üzerinden kalkar. Tam çekicin tele vurmasından önce, bir kaldıraç çekici tuştan ayırır. Zaten hızlı hızlı hareket etmekte olan çekiç tele doğru hareketine serbestçe devam eder. (Eğer tuşa yavaş yavaş basılırsa çekiç hızlanmaz ve tele vuramaz. Dolayısıyla bir ses oluşmaz.) Tele vurup geri dönen çekiç, geri engeli tarafından (yakalayıcı) yakalanır ve tutulur. Tuş kalkınca, yastık keçe (susturucu keçesi) yeniden telin üzerine inerek susturulur.

  1. GÜNÜMÜZDE

                Günümüzde ses alanı 7,5 oktav ve 88 tuştan oluşan standart piyanolar yapılmaktadır. 218 gerili telin çelik çapraza verdiği güç üç ton civarındadır. En kalın seslerde tek tel, daha sonra iki tel, orta ve ince oktavlarda üç tel kullanılır. Konser salonlarında tercih edilen dünyanın en iyi markaları başta Steinway and Sons, Bösendorfer, Blüthner veya Yamaha’ dır.

                KAYNAKLAR

                Lale Feridunoğlu – Müziğe Giden Yol ( İnkılap Kitabevi Yayıncılık / 2. Baskı )

Erişim Tarihi: 12.03.16 / 19.30

 

Ahmet Say – Müzik Tarihi ( Müzik Ansiklopedisi Yayınları / 8. Basım)

Erişim Tarihi: 12.03.16 / 20.00

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Piyano

Erişim Tarihi: 13.03.16 / 20.25

 

http://www.slideshare.net/Serap_Eren/serap-dev

Erişim Tarihi: 16.03.16 / 21.00

 

http://www.piyanogalerisi.com/PiyanoHakkinda

Erişim Tarihi: 16.03.16 / 21.40

 

http://hayalsahnesi.com.tr/piyanonun-tarih%C3%A7esi/

Erişim Tarihi: 19.03.16 /  19.15

 

 

Lale Feridunoğlu – Müziğe Giden Yol ( İnkılap Kitabevi Yayıncılık / 2. Baskı )

Ahmet Say – Müzik Tarihi ( Müzik Ansiklopedisi Yayınları / 8. Basım)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Piyano

https://tr.wikipedia.org/wiki/Piyano

http://www.slideshare.net/Serap_Eren/serap-dev

http://www.piyanogalerisi.com/PiyanoHakkinda

http://hayalsahnesi.com.tr/piyanonun-tarih%C3%A7esi/

Lale Feridunoğlu – Müziğe Giden Yol ( İnkılap Kitabevi Yayıncılık / 2. Baskı )

 

Hazırlayan: Burcu Işıl Oğuz

 

haber1

Pera Müzesi’nin ziyaretçileri tablolara dönüşüyor

haber1

Pera Müzesi, interaktif dijital platform Blippar işbirliği kapsamında ziyaretçilerine ilginç bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.

Pera Müzesi, interaktif dijital platform Blippar işbirliğiyle “Artırılmış Gerçeklik ve Görsel Arama” uygulamasını hayata geçirdi.

Pera Müzesi Dijital ve Sosyal Medya sorumlusu Irmak Wöber, yaptığı açıklamada, müzenin oryantalist resim koleksiyonunda bulunan dört farklı tablonun uygulamada kullanıldığını söyledi.

Wöber, Blippar uygulamasıyla ortak bir proje başlattıklarını dile getirerek, şunları aktardı:

“Dünya Şaka Günü’ne özel, bu 4 eseri uygulama ile tanıyabilir hale getirdik. Ziyaretçiler, cep telefonundan bu uygulamayla tabloları taradıkları zaman, eserler hakkında detaylı bilgi alabiliyorlar veya selfie yapabiliyor ve eserleri kendi suratlarıyla çekebiliyorlar. Tabloların içinde kendilerini görmüş oluyorlar.” dedi.

Müzelerin eğlenceli bir yer olduğuna da dikkat çekmek istediklerini vurgulayan Wöber, “Onun için ziyaretçilerimizin tablolarla birebir iletişime geçebileceği eğlenceli bir proje gerçekleştirmek istedik.” diye konuştu.

yılıniyilerindenimagori

Kıyıda Köşede Kalacak Ama Yılın İyilerinden: ‘Imagori’

Gotan Project’ten bildiğimiz Christoph H. Müeller, enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş eski toprak Hans-Joachim Roedelius’u da yanına alarak oldukça yoğun, atmosferik bir elektronik müzik füzyonu ortaya çıkarmış. Bu yılın ‘kıyıda köşede kalacak’ ama iyi albümlerinden biri ‘Imagori’.
Kıyıda köşede kalacak ama yılın iyilerinden: 'Imagori'

70’lerin krautrock sınırları ve deneysel elektronik müzik geleneğinin önemli gruplarından Harmoni ve Kluster’ın kurucusu, 1934 doğumlu Hans-Joachim Roedelius, kendinen yaşça hayli küçük, müzikal perspektif bakımından da farklı Christoph H. Müeller ile birlikte bir albüm yaparsa nasıl olur?

İsviçreliler ve Almanlar bir araya gelince genelde güzel şeyler olur. Müzik alanında da bu değişmiyor. Gotan Project’ten bildiğimiz Müeller, enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş eski toprak Roedelius’u da yanına alarak, ortaya oldukça yoğun, atmosferik bir elektronik müzik füzyonu çıkarmış.

2012 yılında Paris yakınlarında Enghien-les-Bains’deki sanat merkezinde bir seri doğaçlama performans sonrasında doğan birliktelik, ‘Imagori’ albümünde tam manasıyla son halini almış. 70’ler film müziklerinden bir piyano pasajını krautrock yağında kavurun, üzerine acid-jazz sosu dökün, işte size ‘Imogari’.
8+2+3 parçalık uzunçalarda genellikle melodik piyano tınılarına Roedelius, elektronik seslere ise Müeller hayatveriyor. Yaptıkları müzikle 80’lerindeki Roedelius ve ondan neredeyse iki kuşak sonradan gelen Müller, oldukça iyi bir iş çıkarmışlar.

Plak versiyonuna dahil edilmemiş iki parça ‘808 Fantasy’ ve ‘The Question’ fena değiller. Vasat oldukları için olsa gerek, plağa layık görülmemişler. Sonraki 3 parça ise sadece dijital olarak satışta ama maalesef ülkemizde değil. Orada Peter Kruder, Takamovksy ve Ken Hayakawa remix’leri var.
Asıl albümdeki sekiz parçaya dönecek olursak; ‘Himmel Über Lima’daki Viyana kokulu dub etkisi yeterince sıcak. ‘Valse Mecanique’i dinlerken, Basel’de akşam yemeğini yiyen İsviçrelinin saatinin içinde geziniyor gibi hissediyorsunuz. Açılış parçası ‘Time Has Come’ da hiç beklenmedik şekilde clicks & cuts var. ‘QM’ de ise Cluster ruhu! ‘About Tape’te Brain Eno sesiyle eşlik ediyor. B yüzünün açılış parçası ‘A Song or Not’ ise benim için albümdeki en iyi ve öne çıkan parça. Müeller’in hünerleri biraz olsun daha ön planda gibi. Piyano akorlarını serpiştiriş biçimi Gotan Project’i hatırlattığı için belki de.

Roedelius’un müzik aşkına bir egzersiz diye nitelediği ‘Imagori’de doğaçlamanın gücü de unutulmamış tabii ki.
Albümün karanlık, puslu atmosferinde nedense hiç karamsar duygulara kapılmıyorsunuz. Sadece derin düşüncelere dalıyorsunuz; ya da dikkatinizi vermediyseniz eğer, size bir çeşit asansör müziği gibi gelecektir ‘Imagori’. Zaten kotarılış biçimi de, Bauhaus döneminde tasarlanmış sandalyeleri ya da Dieter Rams’ın Braun ürünleri gibi. Çok güzel görünürler, ama kimse onları görmez. Son derece mükemmel tasarlanmalarına rağmen ‘less is more’ düsturuna uygun olarak az ve öz oldukları için, görünmezdirler.
Usta iki müzisyenin hayat verdiği ‘Imagori’nin içindeki ses parçacıklarının her biri de, öncesinde saatlerce süren doğaçlama seanlarından sonra, özenle oraya yerleştirilmiş. Pikabın iğnesi dokunduğunda ses veriyor ve sadece görevlerini yerine getiriyorlar, fazlasını değil. Ama bunu duyan kulaklarımız için hikaye daha yeni başlamış oluyor. Bu yılın ‘kıyıda köşede kalacak’ ama iyi albümlerinden biri ‘Imagori’.

Eniyi 10 fotoğrafçı İstanbul’da toplanıyor

“Dünyanın En İyi 10 Fotoğrafçısı” listesinde yer alan isimler fotoğrafçılık fuarı “Photo Digital” için İstanbul’da bir araya gelecek

en-iyi-fotografçıları

Türkiye’nin en kapsamlı fotoğrafçılık fuarı Photo Digital bu yıl 2 – 5 Nisan 2015 tarihlerinde 6. kez sektörün tüm bileşenlerini ve uzmanlarını bir araya getirecek.

2 yılda bir düzenlenen fuar; pazara yeni giren mağazalar, farklı satış kanalları ve yeni fotoğraf teknolojilerine dair gelişmelerin ilk kez sergilenmesi ayrıcalığıyla fotoğrafçılar için en değerli platform olma özelliğini 2015’te de sürdürecek. Fuarın en belirgin farklılığı ise Uluslararası platformdan workshop için ilk kez İstanbul’da bir araya gelecek olan ödüllü fotoğrafçılar…

Photo Digital kapsamında 12 yabancı 5 Türk eğitmen ile daha önce yapılmamış bir seminerler zinciri düzenlenecek. Work Shop için Amerikan Foto Dergisinde dünyanın en iyi 10 fotoğrafçısı arasında yer alan David Beckstead; WPPI’da 2 Grand Ödül kazanan ilk Asyalı fotoğrafçı Cm Leung; Cinematographer Bojan Mitkovski; düğün fotoğrafçılığında dünya markası olan Polonya’dan Grzegorz Placzek; Devlet Bakanının fotoğrafıyla dünyadaki en prestijli düğün fotoğrafçılığı kuruluşu olan WPPI’da baskı yarışmasında 1.ödülü alan Lito Sy gibi çok önemli isimler yer alıyor.

“PHOTO DİGİTAL” AVRUPA’DA İKİNCİ

Photo Digital Proje Koordinatörü Ümit Çelik: “Bu yıl 6. kez gerçekleştirdiğimiz Photo Digital yeni teknolojilerin tanıtılması adına önemli bir boşluğu dolduruyor. Sektörün önde gelen markalarının ve tedarikçilerinin en son ürünleri ve teknolojileri sergileyecekleri Photo Digital Fuarı; amatörden profesyonele fotoğrafçılık, dijital görüntüleme ve baskı sistemleriyle ilgilenen herkesi buluşturacak. Messe Stuttgart Ares Fuarcılık tarafından 6. kez düzenlenen fuar Yeşilköy’de CNR Expo Fuar Merkezi’nde 160’in üzerinde stant yer alacak. Almanya’daki Photokina Fuarı’ndan sonra alanında Avrupa’nın en önemli ikinci fuarı niteliğindeki Photo Digital iş birlikleri ve satın alma anlaşmalarının zirve yaptığı bir alan. Messe Stuttgart’ın 42 ülkedeki temsilcilikleri vasıtasıyla yapılan tanıtımlar sonucu dünyanın her yerinden ziyaretçilerin de beklendiği fuarımızda yeni bağlantılar edinmek isteyenler, buradan mutlu ayrılacaklar. Photo Digital önümüzdeki dönemde sektörün yönünün belirlenmesi açısından da büyük önem taşıyor”

Amerika, Makedonya, Polonya, Romanya, Hong Kong, Ukrayna, Filipinler’den gelecek olan Dünyanın En İyi 10 Fotoğrafçısı listesinde yer alan isimler ilk kez İstanbul’da bir araya gelecek. Düzenlenecek workshopta ziyaretçiler teorik ve uygulamalı eğitimler alacak.  10.000 m2lik çekim alanı ve 8 manken ile katılımcıların fotoğrafları aynı zamanda MPA CEO’su Clare Louise tarafından birebir değerlendirilecek.

Kaynak :haberturk.com

kis-uykusu

14. Boston Türk Film Festivali (BTFF) Başlıyor

14. Boston Türk Film Festivali (BTFF) Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” adlı filmin gösterimiyle başlayacak.

kis-uykusu

Kuzey Amerika’daki en eski ve saygın Türk film festivallerinden ve ağırlıklı olarak uzun metrajlı filmlerden oluşan BTFF’nin bu yılki programında 23 film gösterilecek.

Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde 19 Mart-25 Nisan’da gerçekleştirilecek festivalde, çağdaş Türk sinemasının seçkin örnekleri ve yönetmenleri bir kez daha Amerikalı seyirciyle buluşacak.

Birçok saygın ismin de konuk edileceği etkinlikte, yönetmenler Derviş Zaim, Tayfun Pirselimoğlu, Onur Ünlü, Reha Erdem, Erol Mintaş, Murat Düzgünoğlu ve Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu ile Boston Türk Festivali Belgesel ve Kısa Film Yarışması’nda en iyi film jüri ve seyirci ödüllerini kazanan Hasan Serin, Derya Durmaz, Beyza Boyacıoğlu ve Sebastian Diaz da yer alacak.

Ayrıca, ünlü oyuncu Hülya Koçyiğit, başrolünü üstlendiği Ömer Lütfi Akad’ın “Gelin” filminin gösterimine katılacak.

Festival programı Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” filminin Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde gösterimi ile başlayacak ve ardından yine müzede bir açılış resepsiyonu düzenlenecek.

Festivalde Nisan Dağ ve Esra Saydam’ın Deniz Seviyesi, Onur Ünlü’nün İtirazım Var, Güliz Sağlam’ın Tepecik Hayal Okulu, Beyza Boyacıoğlu ve Sebastian Diaz’ın Tonita’s, Hasan Serin’in Ağrı ve Dağ, Derya Durmaz’ın Ziazan, Derviş Zaim’in Balık, Tayfun Pirselimoğlu’nun Ben O Değilim, Ozan Açıktan’ın Silsile, Erol Mintaş’ın Annemin Şarkısı, Tunç Şahin’in Karışık Kaset, Reha Erdem’in Şarkı Söyleyen Kadınlar, Çağan Irmak’ın Unutursam Fısılda, Atıl İnaç’ın Daire, Hüseyin Karabey’in Sesime Gel, Melisa Önel’in Kumun Tadı, Çiğdem Vitrinel’in Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, Kaan Müjdeci’nin Sivas, Murat Düzgünoğlu’nun Neden Tarkovski Olamıyorum ve Ömer Lütfi Akad’ın Gelin adlı filmleri gösterilecek.

Festival Direktörü Erkut Gömülü, bu yıl da kapsamlı ve zengin programla  sinemaseverlerin karşısına çıktıklarını dile getirerek, etkinliğin Türk sinemasının ve genç kuşak Türk yönetmenlerinin ABD’deki tanıtımına önemli katkıda bulunduğunu belirtti.

TÜRK SİNEMASINDA MÜKEMMELLİK ÖDÜLÜ ÜNLÜ’NÜN

Bu arada, dokuzuncu yılını kutlayan Boston Türk Film Festivali Türk Sinemasında Mükemmellik Ödülü’nün bu yılki sahibinin Onur Ünlü olduğu açıklandı. Yönetmene ödülü Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde düzenlenecek bir törenle takdim edilecek.

ÖMER LÜTFİ AKAD DA ANILACAK

Festivalde, 2011 yılında hayatını kaybeden yönetmen Ömer Lütfi Akad anısına, onun 1973 yılında çektiği Gelin filmi gösterilecek. Filmin dijital olarak yenilenen kopyası  Kuzey Amerika’da ilk kez gösterilecek, sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit başrolünü üstlendiği filmin gösterimine ve ardından düzenlenecek söyleşiye katılacak.

RUSSELL CROWE’UN SON UMUT’UNA ÖZEL GÖSTERİM

Çanakkale Savaşı’nın 100. Yılı anısına, festival programında iki film yer alacak. Yönetmenliğini Tolga Örnek’in yaptığı Gelibolu belgeseli 25 Mart’ta gösterilecek. Yönetmenliğini Russell Crowe’un yaptığı, oyuncuları arasında Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz’ın da yer aldığı Son Umut filmi ise ABD’de sinemalarda vizyona girmeden önce, 23 Nisan’da festival kapsamındaki özel bir gösterimle ilk kez seyirciyle buluşacak.

Kaynak: Habertürk

William Shakespeare Romeo ve Juliet

William Shakespeare’in ölümsüz aşk öyküsü ‘Romeo ve Juliet’ İstanbul’da

William Shakespeare’in ölümsüz aşk öyküsü ‘Romeo ve Juliet’, 21 Şubat’ta İstanbul’da sahnelenecek. Gösteri için 13 tır dolusu dekor, kostüm ve teknik donanım İstanbul’a getirilecek.

William Shakespeare Romeo ve Juliet

Gösteri ve sahne sanatları örneklerinin sınırlarını zorlayan bir proje olarak gösterilen ‘Romeo ve Juliet’ Şubat ayında İstanbul’a geliyor. 45 oyuncunun rol aldığı ve büyük bir teknik ekiple İstanbul’da sahne almaya hazırlanan ‘Romeo ve Juliet’ ekibi oyuncuların yanı sıra 40 teknisyen, 6 kişilik iletişim ekibi, 15 kişilik yapım sorumlusundan oluşuyor.

Bugüne dek sayısız kez bale, film, müzikal ve opera olarak sahnelenen William Shakespeare’in ölümsüz eseri, 3 boyutlu dijital sahne tasarımıyla ve orijinal dilinde sahnelenecek. Temsil sırasında 23 sahne değişimi ve 270’ten fazla kostümün kullanıldığı oyun için 13 tır dolusu dekor, kostüm ve teknik donanım İstanbul’a getiriliyor. Yönetmenliğini Giuliano Peparini’nin üstlendiği, besteleri Gerard Presgurvic, şarkı sözleri ise Vincenzo Incenzo’e ait oyun, 1 Mart’a kadar Zorlu PSM’de izlenebilecek.

Romeo e Giulietta

Etkinlik Hakkında

Shakespeare’in 420 yıl önceki hayali,
bugünün hayal gücüyle İstanbul’da…

Sonsuz aşkın müzikle dansı
Romeo & Giulietta

Cesur bir prodüktör, çılgın bir yönetmen ve 45 eşsiz oyuncu, dansçı ve akrobat; Shakespeare’in o günlerde hayal bile edemeyeceği 3 boyutlu dijital bir sahnede bu unutulmaz hikayeye yeniden hayat veriyor.

İtalya’da 8 ay gibi kısa bir sürede 400.000 kişiyi büyüleyen Romeo e Giulietta, Ama e Cambia il Mondo 270’ten fazla benzersiz kostüm, 23 sahne değişimi ve üstün teknolojik alt yapısıyla İstanbullu sanatseverlere bugüne kadar yaşamadıkları bir deneyim yaşatmak için geliyor.

İtalya’da gelmiş geçmiş en görkemli gösteri olarak adlandırılan bu muhteşem show 21 Şubat’ta Zorlu Center PSM’de perdelerini açıyor.

Aşkla değişir dünya

Verona’nın iki soylu ailesi, Montegue ve Capuleti’lerin ölümcül nefretleri iki gencin ilk görüşte başlayan ve kaderlerini mühürleyecek olan aşkına engel olamaz. Aşıkların trajik intiharıyla ölüm aşkı ebediyete yüceltirken, düşman aileleri vicdan azabıyla tüketir.

Shakespeare’in eserinde aşk, insani bir tecrübeden tüm evreni içine alacak evrensel bir boyuta taşınıyor. Shakespeare karanlığın ve ışığın üzerinde duruyor.

Romeo e Giulietta, Ama e Cambia il Mondo’da müzik, hikayeyi yeniden yaratıyor. Her özgün yorumunda olduğu gibi klasik eserin özüne hem saygı duyuyor hem ihanet ediyor.

Çatışmaları aydınlatan, tutkuları gizleyen ışık bu özgün yorumda bize müzikle dönüyor ve kötülüğün renklerini güçle doldururken, iyiliğin çerçevesini yumuşak tonlarla çiziyor.

Müzikler ve ritim kimi zaman deliliği, kimi zaman ahlakın terk edilişini simgeliyor. Aşk resmedilirken ise bunun aksine iki aşığın tutkusunun, sonsuz bekleyişinin ve çektikleri işkencenin altını çiziyor.

Vincenzo Incenzo

Yazar William Shakespeare,
Yapımcı David Zard,
Müzik Gérard Presgurvic,
Italyanca Uyarlama Vincenzo Incenzo,
Yönetmen Giuliano Peparini

'Art By Chance Ultra Kısa Filmler Festivali' 15 Şubat'a kadar izlenebilir.

“Art By Chance Ultra Kısa Film Festivali’ kapsamında “Kısa Film Her yerde!”

İstanbullular yeni bir etkinlikle buluşuyor. Metro istasyonlarından, havalimanı ekranlarına kadar bir ay süreyle her yerde kısa filmler gösterilecek.

'Art By Chance Ultra Kısa Filmler Festivali' 15 Şubat'a kadar izlenebilir.
‘Art By Chance Ultra Kısa Filmler Festivali’ 15 Şubat’a kadar izlenebilir.
‘Art By Chance Ultra Kısa Filmler Festivali’ 15 Şubat’a kadar izlenebilir.

Bu yıl beşinci kez düzenlenecek olan dünyanın en kapsamlı kamusal sanat etkinliklerinden biri olan ‘Art By Chance Ultra Kısa Film Festivali’ 15 Ocak’ta başlıyor. Aynı anda 20 ülkede ve 200 şehirde gerçekleştirilecek olan kısa film festivalinin mekanları ise şehrin her köşesi, her ekranı.

Uluslararası bir jüri tarafından seçilen ve süresi 30 saniye ile sınırlı tutulan ‘ultra kısa filmler’ sinema salonlarından şehrin dört bir yanındaki dijital ekranlara taşınıyor. Spor salonları, metrolar, otobüsler, deniz otobüsleri, trenler, cafe ve restoranlar, müzeler, alışveriş merkezleri, sanat galerileri ve havaalanlarında bulunan dijital ekranlarda gösterilecek olan filmler, bir ay süresince izleyicilerle buluşacak.

Türkiye ile aynı anda İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya gibi 20 ülkede gösterilecek olan filmler, şehrin ekranlarında 15 Ocak-15 Şubat tarihleri arasında izlenebilir.

 

Kaynak : Al Jazeera

SONY DSC

Nasıl bir piyano eğitimi ve nasıl bir piyano?

Piyano satınalma ve piyano eğitimi alma rehberi. Hangi piyanoyu almalıyım. Nasıl bir piyano almalıyım.

Sizler uzun yıllardır sanat eğitimi veren kurumumuzu süreç içerisinde pek çok kişi piyano ve piyano eğitimi konusunda bilgilenmek için ziyaret ediyor veya arıyor. İster öğrenci adayımız olsun isterse uzak yerlerde olup öğrencimiz olamayacak kişiler olsun pek çoğumuz;  “Piyano ve piyano eğitimi konusunda” bir takım merak edilen konular hakkında sağlıklı bilgi edinemediklerini dillendiriyor. Bizde sizler bir nebzede olsa yardımcı olmak amacıyla  aşağıdaki yazıyı kaleme aldık.

SONY DSC

Hayatınızın herhangi bir döneminde piyano ile tanışma fırsatı bulamamış olabilirsiniz. Ve bir gün siz veya yakınınıza  piyano dersi almaya karar verince sizin uzmanlık alanınız piyano olmadığı için, piyanoları birbirlerinden ayırt etmekte zorlanıyor ve “hangi piyanoyu almalıyım?” diye kafanızda soru işaretleri oluşuyorsa…  Elbette ki çaresiz değilsiniz…

Piyano eğitimini hangi kurumdan ve hangi öğretmenden almalıyız.

Etrafınızda çeşitli kurum ya da kuruluşlardan birinde,  değerli piyano hocası/eğitmeni/öğretmeni ile çalışma fırsatını yakaladınız. Tebrikler.. Ders alacağınız eğitmen hakkında bilgi sahibi olunuz. Tecrübesi, iş deneyimi, pedagojik bilgisi ve enstrüman hakimiyeti hakkında emin olunuz..( Enazından kuruma uğrayınız ve birkaç dakika eğitmenlerle sohbet ediniz hiçbir kurum buna hayır demez) Unutmayın!… Enstrüman eğitiminde yanlış alınan eğitimin düzeltilmesi çok uzun zaman alır ve bazen de öğrenme süreci kadar emek vermek gerekir. Dolaysıyla eğitim alacağınız eğitmen, kurumun motive etme ve donanımları ile sanata yaklaşımını da göz önüne almak gerekir.

Özellikle daha küçük yaştaki çocuklarda bu durum daha önem taşır lütfen eğitmenleri ve kurumu inceleyiniz. Yeterliliklerini ve kuruma çocuğunuzun ilk geldiği andaki intibasını önemseyiniz.

(Çocuğunuza eğitim verecek bir piyano eğitmeni ona sadece notasyon bilgisi vermeyecek, ona hayatı boyunca sahip olacağı bir değeri fark ettirecektir. Piyano çalmak, ciddi sabır gerektiren bir iş olduğu gibi küçük çocuklara piyano öğretmek de bir o kadar sabır gerektirir ve bu alanda öğretmen olmak ayrı bir sanat‘tır.)

Doğru piyano eğitmenini ve kurumu buldunuz, kayıt yaptırdınız. Ya şimdi?

Piyano dersine başladınız. İlk derste nota bilgisi ve piyanoya oturuş ve tuşlar hakkında bilgiler aldınız. Çoğu eğitmen ilk bir kaç ay evde piyano olmamasına pek ses çıkartmaz. Eğitime devam edilip edilmeyeceği konusunda öğrencinin kesin karar vermesini bekler.

– Hocam evde orgum var, tuşları zaten aynı, ne zaman piyano alabilirim bilmiyorum. Acaba piyano alana kadar orgla çalışsam olur mu?

Piyano yok org verelim?

örnek Org/Keybord
Örnek Org/Keybord

 

Çoğu piyano eğitmeni bu gibi sorularla hep karşılaşır. Aslında verilmesi gereken cevap kesinlikle HAYIR dır. (Unutmayınız ki dijital piyano veya klavye asla bir orgla kıyaslanamaz  gayet basit org farklı bir işlevselliğe sahiptir) Ama maddi imkansızlıklar, evin müsait olmayışı, komşuların rahatsız olmaları v.s. gibi bahaneler yüzünden çoğu eğitmen esnek davranmaya çalışır. Cevabın hayır olmasının aslı şudur: Piyano ve org arasında aslında çok fark vardır. Tek benzerlikleri tuş şeklidir. Standart bir piyano 7,5 oktav ve 88 tuştan oluşmaktadır. Orgların ise oktav ve tuş sayısı değişmektedir. Piyanolarda tuş hassasiyeti denilen bir özellik vardır. Eserleri seslendirirken nüans terimlerini bu özellik sayesinde uygulayabiliyoruz. Piyanoların tuşlarının dışı kaplamadır ama içi tamamen ağaçtır, bu önemli bir ayrıntıdır. Çünkü hem tuşların bir mekanizmaya bağlı oluşu ve bu mekanizma ile hareket edişi, hem de içlerinin ağaç olmasından dolayı, tuşlar olması gereken ağırlığa sahip olurlar. Ve bu ağırlık da parmaklarımıza zamanla bir güç ve esneklik kazandırır, bizi geliştirir.  Birkaç marka dışında orgların çoğunda bu özellik olmadığı gibi, çoğu orgların çıkardıkları piyano sesi oyuncağı andırmaktadır. Bu da piyano eğitimi alırken geliştirebileceğimiz kulak eğitimini olumsuz yönde etkilemektedir. Org eğitimi ve piyano eğitimi birbirinden farklı teknik ve metod gerektirir. İleri düzeylerde piyano çalarken işin içine pedal da girecektir ki, orgda pedal yokturPiyanolarda üç pedal vardır. Bunlardan en sağdaki sesi açan, yayan bir etki yaratan, tabiri caizse yankılandıran  pedal, ortadaki pedal, sesi %50-60 oranında azaltmaya yarayan susturucu bir pedaldır, en soldakiyse, bazı eserlerde nüansı (yorumu) etkileyen tuşeyi ve hissiyatı yumuşatan pedaldır.

İşin özü şu: Piyano eğitimi almaya kesin karar veren bir kişi en geç bir iki ay içerisinde özellikle kurum çalışma imkanı sunmuyor veya sizin çalışma imkanı sunan kuruma gidip çalışma için vakit ayıramıyorsanız evinize piyano almanız eğitimin ilerlemezsi anlamında gerçekten önemlidir.

Dijital Piyano alınır mı?             

dijital piyano örneği
Örnek dijital piyano

 

Piyano eğitimi alanların sıkça karşılaştığı bu soruna değinmeden geçemeyeceğiz. Elbette konum, maddi olanaklar ev ve gürültü ile bakım gibi konular devreye girince dijital piyano önplana çıkmaktadır. Tüm bu olanaklar değerlendirilip bakıldığında imkanlar el veriyorsa akustik piyano tercih edilebilir fakat akustik piyanoların fiyatının daha yüksek olması, akort, taşınma v.s. gibi sorunlar (bir sonraki paragraflarda detaylı olarak değineceğiz) bir çoğumuz için dijital piyano ön plana çıkmaktadır.

Dijital piyano alırken neye dikkat etmeliyiz :

Artık bir çok piyano satan galeri sahipleri, alıcıları için kolaylıklar sağlamaktadırlar. Yeni başlayanlar için ya da maddi durumları açısından çok temiz ikinci el piyanolar, komşuları rahatsız olanlar için kulaklıkla çalışılacak dijital piyanolar ( ki bu tarz piyanolar çok rağbet görüyor) mevcuttur. Hatta teknoloji o kadar gelişti ki tellerin üzerine yapılan küçük bir mekanizma ile akustik piyano, dijital hale getirilebiliyor. Yani bu sayede gecenin üçünde bile kulaklıkla akustik piyano çalışabiliyoruz… . (Unutmayınız; Nar Sanat, öğrencilerine  derslikler müsait olduğu sürece sabah 09:00-akşam 21:00 saatleri arsında hiçbir ücret almaksızın piyano ve derslikleri kullanıma açmaktadır.)

Dijital piyanolarda da akustiklerde olduğu gibi fiyat yelpazesi oldukça geniştir. Öncelikle elbette piyano eğitmeninizin önerisini dikkate alın fakat bunun yanı sıra satın alma sonrası teknik destek, tuşelerin sağlamlığı ve basma gücü, bilinirlilik ve daha önce alıp denemiş olanların tavsiyesine kulak asın. Gereksiz düğme kalabalığından uzak durmaya çalışın. (Çok düğme özellikle çocuklarda dikkatin tuşelerden uzaklaşmasına yol açabiliyor)  “Fiyatı daha yüksek olan daha iyidir” mantığının yanlış olabileceğini göz önüne alın. En son teknoloji en uygunu olmaya bilir hatta bazen son modelden öncekiler fiyat/kazanç oranına göre daha uygun bile olabilir. Önemli olan ses ve dokunuşta akustik piyanoya yakınlıktır. Kaldı ki özellikle çocuk öğrenci söz konusuysa piyano eğitiminden vazgeçmeyecek durumunda ise dah üst model veya akustiğe yönelmenizi tavsye ederiz malumunuz piyano gitar değildi çocuğumuz vazgeçerse duvara asalım.

Piyano almadan önce iyice araştırma yapın, marka, model ve fiyat karşılaştırması yapın. Bu işe yıllarını vermiş çok uzman galeriler var. Eğitmeninizin ve galeri sahiplerinin tavsiyelerine kulak verin. Size en uygun piyano elbette vardır.

Akustik piyano, yalnızca piyano çalmayı, olması gereken performansı elde etmeyi, el ve parmak gelişimini doğru düzeyde sağlamayı, gerçekten bir klasik piyanist yaratmayı amaçlar. Tek amaç doğru bir performans, doğru bir tuşe, doğru bir gelişimdir. Akustik bir piyanoda yapılabilecek tek şey çalmak ve çalışmaktır. Çok fazla boşa vakit geçirmezsiniz. Daha önceden öğrendiğiniz bir parçayı o anda çalmak bile parmaklarınızı çalıştırır, size pratik yaptırır.

Org da ise her şey çok farklıdır. Çünkü Org; tuşları son derece hafif olan ve popüler müzik yapmak için tasarlanmış bir enstrümandır. Piyano eğitiminde olduğu gibi 10 parmakla nota çalınmaz! Sağ elimiz notanın ana ezgisini çalarken, sol elimiz de orgun içerisindeki ritimlerle ana ezgiye eşlik edecek akorlara basar. Burada amaç tamamen eğlence müziği yapmaktır. Orgların bol bol düğmesi vardır çünkü içinde çeşitli enstrüman sesleri, çeşitli fonksiyonlar vardır. Bu fonksiyonların hiç birini piyano dersi alırken kullanmadığımızı tekrar hatırlatmak isterim.

Çalış stilleri de, teknik yapıları da, öğrenme şekilleri de birbirinden farklı olan bu iki alet nasıl olur da başlangıç aşamasında birbirlerine alternatif olabilirler? Nasıl çocuğunuz voleybolu basketbol topu ile oynayamazsa, piyano dersini de orgla çalışmak onu son derece yanlış yerlere sürükler. Yanlış teknik oturur, yerleşir ve bu çalışma şeklinin devamlılığı sürdükçe de, ya kolu sakatlanır, ya da bu işi doğru bir şekilde öğrenemez ve zamanla da bir şeyler öğrenemediği için piyano dersinden soğur. 

Orgla piyano çalışmanın sonucunda, yanlış oturmuş ve yerleşmiş bir tekniğe sahip olup, sonrasında onu değiştirmek ve düzeltmekle uğraşmaktansa, ya da çocuğunuzun bu işten soğuyup uzaklaşmasındansa, piyano alabileceğiniz süreye kadar, çocuğunuza piyano dersi aldırmayın, inanın bana çok daha doğru bir şey yapmış olursunuz.  Çünkü piyano çalmayı öğrenirken edinilmesi gereken bazı teknik bilgiler var. Öğrenilmesi ve alışılması gereken bazı temel kurallar var. Bunlar baştan doğru sağlanamazsa , sonrasında yanlışı düzeltmek ya da o yanlış teknikle piyano çalmak çok daha zor.

Akustik piyano alırken nelere dikkat etmeliyim, Nasıl bir piyano almalıyım?

Örnek Akustik Duvar/Konsol Piyano
Örnek Akustik Duvar/Konsol Piyano

Akustik piyanolar konsol ve kuyruklu olmak üzere ikiye ayrılır. Öncelikle konsol piyanolardan bahsedelim:  Konsol Piyano; duvar tipi piyanolara, yani sırtı duvara dayanan piyanolara denir. Tel boyları daha kısa oldukları için, kuyruklu piyanoların aksine dik bir şekilde durur ve daha az yer kaplarlar, sesleri de kuyruklu piyanolar gibi rahatsız edici yükseklikte değildir, ev ortamında rahat çalışabilmeniz için tasarlanmışlardır. Konsol Piyanoların Tel boyları/uzunlukları 108cm den başlar 135cm ye kadar çıkar. Zaten 135cm den sonra da, hem görsel açıdan gözü yormaması adına, hem de mekanizmanın daha sağlıklı işleyebilmesi için yatırılarak, kuyruklu piyano olarak üretilirler. Konsol piyanoların oldukça zengin çeşitleri vardır, her amaca uygun ölçüde ve fiyatlarda üretilmişlerdir. Eğer piyano eğitimini amatör olarak alacaksanız, ya da sadece hobi amaçlı devam ettirecekseniz, çok büyük ölçülerde ve profesyonel bir piyanoya ihtiyacınız olmadığını hatırlatalım. 108 ila 118cm arası konsol piyanolar size yeterli olacaktır. Ama ilerde bir ihtimalde olsa bu eğitimi profesyonel olarak devam ettirme durumu söz konusu ise, bir daha masraf yapmamanız için minimum 118cm lik bir piyano almanızı öneririz. Tabi bu durum piyanonun markasına ve modeline göre de değişiklik gösterecektir. Şöyle düşünün, her 1600 motorluk araba aynı performansı vermiyor öyle değil mi?

Konsol piyanonun seçimi aşamasında, ne kadar zamandır piyano  dersi aldığınızı, ya da bu işte ne kadar hevesli olduğunuzu, yaşınızı ve bu işe ayırdığınız bütçeyi vb. gibi detayları satış elemanlarına ya da piyano öğretmenlerimize anlatırsanız, sizi çok daha iyi yönlendireceklerdir ve sizin için en doğru seçimi göstereceklerdir.  Çünkü konsol piyanolar da kendi aralarında gruplanmaktalar. Sizin için en doğru yolu ancak bu şekilde gösterebiliriz. Bir kuyruklu piyanonun performansını veren konsol piyanolar bile bulunmakta. Amacınız sadece bir hobi eğitimi almak ise, yanlış ürüne yanlış yatırımlar yapmayınız. Apartmanda ses problemi yaşıyorsanız, akustik bir piyanoya silent sistem dediğimiz tamamen sessiz ve kulaklıkla çalışılabilen bir mekanizmayla da sahip olabilirsiniz. Değişik marka piyanolarını incelerken, aynı piyanoların silent olan versiyonlarını da inceleyebilirsiniz. Apartmanlardaki piyanodan kaynaklı ses problemleri silent piyanolar sayesinde artık yaşanmamaktadır. Türkiye’de akustik piyanolara sonradan silent piyano sistemi için makina takan firmalar da var, ama sakın sonradan bu işlemleri yaptırmayınız. Fabrika ortamında değil de sonradan takılan silent sistemlerde, hem piyanonuzun ana garantisini kaybedersiniz hem de piyanonuzun tamamen sökülüp baştan takılması gibi bir durum söz konusu olacağı için, bu aşamada yapılan hatalarda piyanonuzdan çalarken garip sesler (rezonans) elde edersiniz.

Elbette unutmayınız ki her taşınmanızda veya yer değiştirmenizde piyanonuzun akordu değişebilir veya zarar görebilir.  Uzman taşıyıcılardan yardım almanız gerekmektedir.

Akustik piyano çeşitleri hakkında da bilgi sahibi olalım :

Duvar (Konsol) piyanoları boyutlarına göre ayrılır:

  • Küçük piyano:

Küçük boyutlardaki spinet piyanoların boyutu 91.4 cm’dir.

  • Konsol piyano:

Uzunluğu yaklaşık 101.6 cm’dir.

  • Stüdyo piyano:

Uzunluğu yaklaşık 114.3 cm’dir.

  • Profesyonel piyano:

Profesyonel piyanolar 121.9 cm uzunluğunda ve yüksekliğindedir.

Kuyruklu piyano

  • Tam kuyruklu:

Tam kuyruklu piyanolar genellikle tavanı yüksek yerlerde, örneğin otellerde veya büyük sahnelerde kullanılır.

  • Yarım kuyruklu:

Tam kuyruklu ile benzerdir.

  • Çeyrek kuyruklu:

Çeyrek kuyruklu piyano ise evlere girebilir. Ancak kuyruklu piyanolar duvar piyanolarına göre sesi daha iyi ve kuvvetli verdiği için apartman dairelerinde tercih edilmemelidir.

kuyruklu piyano örneğiArtık bir piyanomuz var. Şimdi ne olacak?

(Akustik piyano  nereye nasıl yerleştirmeliyim, nasıl taşımalıyım, nasıl bakım yapılmalı)

Akustik  piyanoyu evde yerleştireceğimiz alana çok dikkat etmeliyiz.  Akustik Konsol Piyanoların ses tahtaları duvara dayandıkları yerde bulunduğundan, piyanonuzu aldıktan sonra duvara çok fazla sıfır gelecek şekilde dayamayınız. Piyanoyu dayadığınız duvarın içinden su borusu geçmemesine dikkat edin, rutubetten, sıcaktan ve soğuktan etkilenmemeleri içinde lütfen piyanonuzu binanızın dış cephe duvarına dayamayınız, iç cephe duvarı olmasına dikkat ediniz. Piyanonuzu peteklerin yada şöminelerin yanına koymayınız ve üstlerine klima çalıştırmayınız.  Piyanoyu, olanaklarınız el verdiği ölçüde yerinde tutun ve çok sık yer değiştirmeyiniz. Her taşınma ve yer değişikliği piyanonuz için bir risk oluşturur. Ama ille de taşınması gerekiyorsa, alanında uzman kişiler tarafından taşınmasına dikkat ediniz. İlk akort kısa sürede düşebilir. Bu akordu yapan kişinin yada galerinin hatası değildir, endişelenmeyin, bu piyanonun kalitesizliğini de göstermez. Sadece çalgının çok ince ayarlanması gereken tellerinin, henüz yerlerine alışamadıklarını gösterir. İlk dönemlerde piyano akordunuzu yılda 2 kere yaptırmanız piyanonuzun markası ne olursa olsun akort ömrünü uzatacaktır. Bir kaç yıl sonra akortlanmaya alışan piyano, daha uzun süre akortlu kalmaya başlayacaktır. Tüm bunlara dikkat ettikten sonra, piyanonuz da kesenize dikkat edecek ve sizi hiç üzmeyecektir.

Hayırlı olsun. Haydi şimdi piyano çalışmaya…

Not: Ürünleri alırken biliyoruz ki satış sonrası desteği de göz önüne alacaksınız.

Bu arada eğitimle ilgili sorularınız olursa istediğiniz zaman kurumumuzu ziyaret ederek destek alabilirsiniz. Yeter ki siz sanatla ilgilenin.

 

Nar Sanat Eğitim Kursu

Ersin SARACİK

Piyano Öğretmeni

 

documantarist

7. İstanbul Belgesel Günleri Soma’yı Unutmadı

Documentarist İstanbul Belgesel Günleri 7-12 Haziran tarihleri arasında yedinci kez İstanbul’a konuk oluyor. Festival bu yıl Soma’yı da unutmuyor ve maden belgesellerini seyirciyle buluşturuyor.

documantarist

30’dan fazla ülkenin filmleri, yan etkinlikleri ve konuklarıyla katılım göstereceği 7. Documentarist İstanbul Belgesel Günleri, 7-12 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

İç savaşın yaşandığı ülke Suriye

Festival programında bu yılki konuk ülkesi Suriye.

İç savaş koşulları altında yaşayan Suriyeli belgeselcilerin yakın dönemde yaptığı, çatışma koşulları altındaki gündelik hayata tanıklık eden, ayrıca yaşanan sürece Suriyelilerin gözünden bakan, daha önce pek az yerde gösterilebilmiş filmlerden bir seçki festivalde seyirciyle buluşacak.

seytan-madeni

Polonya- Türkiye ilişkilerinin 600. yılı

Documentarist’in gündemindeki diğer bir ülke ise Polonya.

Polonya- Türkiye diplomatik ilişkilerinin 600. yılı kutlama etkinlikleri kapsamında Adam Mickiewicz Enstitüsü’ne bağlı dijital platform Culture.pl işbirliği ile gerçekleşen programda, bu ülkeden 12 kalburüstü film ağırlanıyor.

Polonya’dan Ustalar: Krakow Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri başlıklı bölümde, ülkenin en kıdemli belgesel festivali olan Krakow Film Festivali’nde son 40 yılda ödül almış belgeseller yer alıyor. Seçkide Krzysztof Kieslowski, Kazimierz Karabasz, Marcel Lozinski, Wojciech Wiszniewski gibi ülkenin en önemli ustalarının ödüllü yapıtları yer alıyor.

Konuk olarak festivale katılacak yönetmenlerden Pawel Lozinski, ülkenin bir başka ünlü belgeselcisi, babası Marcel Lozinski ile birlikte çekimine başladığı, ancak anlaşamayarak birbirlerine küstükleri, sonunda baba ile oğul tarafından iki versiyonu yapılan ‘Baba ve Oğul’ (Father and Son, 2013) filminin ilginç hikâyesini anlatacak.

Documentarist ilk kez FIPRESCI Jürisi

Documentarist, bu sene ilk kez bir FIPRESCI Jürisi ağılıyor. Bu yılki jüride Şili’den Pamela Biénzobas, Danimarka’dan Steffen Moestrup ve Türkiye’den Özge Özdüzen görev alacak.

Festival programının ana bölümlerinden birini de Türkiye’de son bir yılda yapılan belgesellerden 20 filmlik geniş bir seçki oluşturuyor. Bunlardan, yönetmenin 1. veya 2. filmi olanlar Johan van der Keuken Yeni Yetenek Ödülü‘ne aday olarak jüri önüne çıkacak. Bu seneki ödül jürisinde Deniz Akçay, Işıl Baysan Serim, Ufuk Emiroğlu, Senem Aytaç ve Hans Treffers yer alıyor.

Ustalara saygı bölümü

Bu yılın Ustaya Saygı bölümü ise 2001 yılında erken yaşta hayata veda eden Hollandalı belgeselci Johan van der Keuken’e ayrıldı.

40 yıla yayılan sinemacılık kariyeri boyunca 50’den fazla belgesel yapmış ve birçok kitap yayımlamış olan ustanın, en önemli yapıtlarından beşi bu bölümde seyirciye sunulacak: ‘Beppie’ (1965), ‘Okuma Dersi’ (The Reading Lesson, 1973), ‘Yönetmenin Tatili’ (The Filmmaker’s Holiday, 1974), ‘Kuyunun Üstündeki Göz’ (The Eye Above the Well, 1988) ve ‘Amsterdam Küresel Köyü’ (Amsterdam Global Village, 1996).

“Soma İçin”

Soma’da yaşanan felakette yaşamlarını yitiren işçiler anısına, madencilerin yaşamına odaklanan filmler de son anda programa eklendi.

“Soma İçin” başlığı altında geçen günlerde kaybettiğimiz Michael Glawogger’in ‘İşçinin Ölümü’ (Working Man’s Death), Bolivya’daki çocuk madencileri konu alan ‘ Şeytan Madeni’ (The Devil’s Miner, 2005) ve İngiltere’deki madencilerin melankolik hikâyesini aktaran ‘Madenci İlahileri’ (The Miners’ Hymns, 2011) adlı filmler gösterilecek.

Gösterim mekanları

Film gösterim mekânları Fransız Kültür Merkezi, SALT Beyoğlu, Aynalıgeçit Etkinlik Mekânı, Hollanda Konsolsoluğu Bahçesi ve Romen Kültür Merkezi.

Festival programına buradan ulaşabilirsiniz.

boyhood

!F İstanbul 2014 başlıyor

!f İstanbul bağımsız sinemanın başarılı örneklerini, yılın çok konuşulan ve bol ödüllü filmlerini sinemaseverlerle buluştururken, !f music partileriyle İstanbul’un eğlence hayatına alternatif olacak, !f ² ile de 30 şehre film götürecek.

Npectacualr Now
Npectacualr Now

Toronto’dan Venedik’e, Cannes’dan Sundance’e, dünyanın önemli festivallerinde ilgi görmüş, yılın en çok beklenen filmleri de Türkiye’de ilk kez seyirciyle yine bu festivalde buluşacak.

“Galalar” bölümündeki filmlerden birkaçı şöyle:

The Hunting Party/Av Partisi, Amerikalı Richard Shepard’ın yazıp yönettiği, Jude Law’ı en sıra dışı rollerinden birinde görme imkanı sunacak suç komedisi

Dom Hemingway; arkadaşlıklar ve geçici aşklar üzerine eğlenceli hikayesiyle eleştirmenlerin gözdesi olmuş,

Tarantino’nun “2013’ün en iyi filmleri” listesinde de 5. sırada yer almış Joe Swanberg imzalı Drinking Buddies/Akşamdan Kalanlar;

San Sebastian’da Büyük Ödül’ün yanı sıra Özel Mansiyon ve Selanik’ten FIPRESCI ve Jüri Özel ödüllerini alan, Bad Hair/Kıvırcık Saç;

Locarno’da kadın oyuncu dahil dört ödül birden alan, Atina ve Valladolid’de seyircinin gönlünü kazanıp ödüllere boğulan Short Term 12/Kısa Dönem 12;

Louise Archambault’un Locarno’dan Seyirci Ödüllü aşk filmi Gabrielle;

Alex Gibney’nin Julian Assange ve Bradley Manning’in psikolojilerini ve onların etrafında yaratılan efsaneleri kurcalayan belgeseli We Steal Secrets: The Story of WikiLeaks/Sırları Çalıyoruz: WikiLeaks’in Hikâyesi;

Ünlü İtalyan aktris Valeria Golino’nun yönettiği, yılın en ödüllü filmlerinden Honey/Bal;

ilk uzunu Reconstruction/Yeniden Sev Beni’den beri kendine sıkı hayranlar yaratan Christoffer Boe’nun yeni filmi Sex, Drugs & Taxation / Spies & Glistrup;

Amerikan bağımsız sinemasının gözde kadın yönetmenlerinden Kelly Reichardt’ın bir barajı havaya uçurmayı hedefleyen radikal çevreci üç aktivistin hikâyesine odaklandığı filmi Night Moves/Gece Planı;

Karl Lagerfeld, Tom Ford, Donatella Versace’nin arz-ı endam ettikleri, Fransız Vogue dergisinin eski editörü Carine Roitfeld’in hayatını anlatan Mademoiselle C/Matmazel C; aynı zamanda ünlü bir modacı olan Agnès B.’nin bir çocukluk travmasının çetin ve sinemasal olarak çok yönlü hikâyesini anlattığı filmi My Name is Hmmm…/Benim Adım Hmmm…;

2007’de çektiği Amal’la tanınan Hindistan asıllı Kanadalı yönetmen Richie Mehta’nın çalışmaya gönderdikleri çocukları Siddharth’ı kaybeden bir ailenin hikâyesini konu alan Siddharth;

Sundance’te oyuncu performanslarına Jüri Özel Ödülü getiren ve yılın en parlayan bağımsızlarından The Spectacular Now/Şu An Muhteşem;

Irvine Welsh’in aynı adlı romanından uyarlanan, James McAvoy’u seks düşkünü, alkolik ve uyuşturucu bağımlısı bir polis olarak izleyeceğimiz Filth/Pislik ve

sıkı sinefillerin ilk uzunu Abel’den beri takip ettikleri Hollandalı usta Alex van Warmerdam’ın son yapıtı Borgman/Bela.

Ayrıca, yılın beklenen filmlerinden Nymphomaniac, Dallas Buyers Club, The Double, Under the Skin, Is the Man Who Is Tall Happy?: An Animated Conversation with Noam Chomsky, The Wind Rises ve The Grandmaster da Türkiye galasını yapacak filmler arasında…

!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nin uluslararası yarışmalı bölümü Keş!f, altıncı yılında yılın ilham veren yönetmenini aramaya devam ediyor. İlk ya da ikinci filmini yönetmiş yönetmenlerin filmlerinin yarıştığı “Keş!f” bölümünde, ABD, Almanya, Fransa, Fas, Irak, İngiltere, İran, İsviçre, Nepal, Norveç, Sırbistan ve Türkiye’den toplam 9 film yarışacak.

Hamam, Hayal Kurma Oyunları, Anlat İstanbul, Ses, Aşk Tesadüfleri Sever filmlerinin oyuncusu, en son “Muhteşem Yüzyıl” adlı televizyon dizisinde Şehzade Mustafa rolünde izlediğimiz Mehmet Günsür; Silkwood, House of Games, Valmont ve The People vs. Larry Flynt gibi pek çok klasik filmde yapımcılık, Amadeus’tan Man on the Moon’a, Brokeback Mountain’dan Gangs of New York’a, birçok filmde yürütücü yapımcılık yapmış Michael Hausman; New York Film Festivali seçim komitesinde görev alan, aynı zamanda New Directors/New Films’in ortak direktörlüğünü ve Film Society of Lincoln Center’ın programlama direktörlüğünü de yürüten sinema yazarı ve film küratörü Dennis Lim; La Moitié gauche du frigo, Congorama, It’s Not Me, I Swear! gibi ödüllü filmlerin yanı sıra en son 2011’de Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar adaylığı kazandığı Monsieur Lazhar’ın Kanadalı yönetmeni Philippe Falardeau ve Berlinale’nin yenilikçi filmleri öne çıkardığı Forum bölümünün direktörü Christoph Terhechte’den kurulu Keş!f jürisi, 2014’ün ilham veren yönetmenini seçecek.

Keş!f Uluslararası Yarışma filmleri ise şöyle: Ramon Zürcher’in Toronto, Cannes, Berlin gibi festivallerde büyük övgüyle karşılanan filmi The Strange Little Cat/Tuhaf Kedicik; İngiliz yönetmenler Stephanie Spray ve Pacho Velez’in Locarno’da En İyi İlk Film dalında özel mansiyon kazanan filmleri Manakamana; Clio Barnard’ın Cannes’da Label Europa Cinemas Ödülü’nü kazanmış, Stockholm ve Londra film festivallerinde ‘En İyi Film’ seçilmiş The Selfish Giant/Bencil Dev’i; İranlı Shahram Mokri’ye Venedik’te Orrizonti Jürisi’nden Teknik Başarı Ödülü’nü getiren Fish&Cat/Balık ve Kedi; Iraklı yönetmen Hisham Zaman’ın Kuzey Kürdistan’da başlayan ve İstanbul’a uğrayan, Tribeca’dan ödüllü filmi Before Snowfall/Kar Yağmadan Önce; Abdellah Taïa’nın bir gey çocuğun Arap toplumunda büyümesini anlattığı Salvation Army/Kurtuluş Ordusu; Narimane Mari’nin belgesel sinemanın kalesi sayılan CPH:DOX’dan en iyi belgesel ödüllü filmi Bloody Beans/Kahrolası Fasulyeler; Sırbistanlı kadın yönetmen Mina Djukic’in büyüme hikâyesi The Disobedient/Haylaz ve Türkiye’den Zeynep Dadak ve Merve Kayan’ın dünya prömiyerini Berlinale’nin Generation bölümünde yapacak, Altın Portakal’da ‘En İyi İlk Film’, ‘En İyi Senaryo’ ve ‘En İyi Kurgu’ ödüllerini toplamış filmleri Mavi Dalga.

Keş!f bölümündeki filmler ayrıca, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) jürisi tarafından değerlendirmeye alınacak. Burçin Yalçın, Cem Altınsaray ve Müge Turan’dan oluşan jüri, seçecekleri bir filme SİYAD Ödülü’nü verecek.

!f İstanbul’un bu yılki yenilikleri arasında ise, uluslararası yarışma “Keş!f”e kardeş gelen Aşk & Başka Bi’Dünya özellikle dikkat çekiyor. Filmleriyle yeni ve açık yollara, yöntemlere ve birlikteliklere işaret eden sinemacıları bir araya getirecek Aşk & Başka Bi’Dünya Yarışması, kamerayla dünyayı değiştirmeyi başarmış yönetmenleri İstanbul’da ağırlayacak ve “yılın en yaratıcı müdahalesini” arayacak. Aşk & Başka Bi’Dünya’yı yepyeni bir platforma dönüştürmeyi amaçlayan !f İstanbul, bu yarışma dışında ayrıca bir konuşma serisi ve aktivist sinemacılar buluşması da düzenleyecek.

!f İstanbul’un sinemada oyun alanı yaratan ve seyirciyi oynamaya davet eden filmleri bir araya getiren bölümü “Oyun” da ise, oyuncul belgeseller, kaçık bilimkurgular, kült adayı ilk filmler, Japonya’dan gerçeküstücü fanteziler ve animasyon dünyasının en son hitleri seyirciyi yeryüzünün ve insanlık tarihinin belki de en eski eylemiyle, ‘oyun’la baş başa bırakacak.

!f İstanbul, her yıl sinemanın değişik mıntıkalarında gezinen “Özel Gösterimler” bölümüne bu sefer iki ustanın işini konuk ediyor. Qatsi Üçlemesi’nin kült yönetmeni Godfrey Reggio’nun diyalogsuz bir modern yaşam portresiyle geri döndüğü Visitors/Ziyaretçiler ve sinemaseverleri usta yönetmen David Lynch’in bilinmeyen hayatına tanıklık ettirip meditasyon çalışmalarına göz attıracak, David Lynch: Meditation, Creativity, Peace/David Lynch: Meditasyon, Yaratıcılık, Huzur dikkat çeken yapımlardan.

!f İstanbul’un kemikleşen bölümlerinden “!f kült”e bu yıl Charles Laughton’ın 1955 tarihli klasiği The Night of the Hunter/Caniler Avcısı konuk oluyor. Aslen oyuncu olarak tanınan Laughton’ın ilk ve son yönetmenlik denemesi olan film, kendisine vaiz süsü veren ama aslında kendini kadınları öldürmeye adamış Powell’ın, hapishanede öğrendiği bir gerçekle bankadan soyulmuş paraların peşine düşmesini anlatıyor. Başroldeki Robert Mitchum’ın sinema tarihinin en etkileyici kötü karakterlerinden birine hayat verdiği bu kara film, döneminde değeri bilinmemiş olsa da zamanla kült mertebesine erişmiş ve kendine sıkı hayranlar edinmişti. Bu yıl içinde çeşitli ülkelerde yeniden gösterime girecek Caniler Avcısı, yenilenmiş kopyasıyla Türkiye’de ilk kez !f İstanbul’da olacak.

Yaratıcılığa ve deneyimlere açık sinemaseverlerin !f alanı “Karanlık & Köşeli” bölümünde bu yıl da, karanlık ve rahatsız edici yapımlardan yılın en çok konuşulan fantastik ve avangart filmlerine, seyircide ‘görme biçimleri’ni değiştirip, algının kapılarını sonuna kadar açmayı hedefleyen filmler toplanıyor.

Müzik filmlerini buluşturan !f music’in bu yılki seçkisinde yer alan filmler ise şöyle: 2009’da Cherrybomb’la dikkatleri çeken ikili Lisa Barros D’Sa ve Glenn Leyburn’un radikal, asi ve son derece tutkulu bir müziksever Terri Hooley’nin 70’lerin Belfast’ında plak dükkânı açmakla başlayan, İrlanda’nın punk babasına dönüşen hayatını anlattıkları Good Vibrations, Amerika’nın en iyi indie gruplarından The National’ı konu alan ama onun hakkında olmayan bir belgesel olma tuhaflığıyla grubun hayranlarının ilgisini hak eden Mistaken For Strangers; eskiden A Silver Mt. Zion olarak da bilinen Kanadalı ünlü post-rock grubu Thee Silver Mt. Zion Memorial Orchestra’nın evcil çifti Efrim ve Jessica’nın bir yandan müzik, bir yandan da ev yaşamlarına eşlik etmememizi sağlayan Gel Bizimle Dertlen!; Küba’yı kasıp kavuran, hükümetin konser vermelerine ve hatta albüm yapmalarına izin vermediği underground rap grubu Los Aldeanos’la tanışmamıza vesile olan Viva Cuba Libre: Rap is War/Viva Cuba Libre: Rap Savaştır ve çağımızda müzisyen olmanın getirdiği zorluklara odaklanan, 15. yılına giren New York Red Bull Müzik Akademisi’nin eğitimlerinin yanı sıra, Brian Eno, Rakim ve Lee ‘Scratch’ Perry gibi isimleri de izleyeceğimiz Ne Fark Eder? Müzik Yapmaya Dair Bir Film.

!f music kapsamında ayrıca 3 özel etkinlik gerçekleşecek. !f istanbul’un açılış partisi için İstanbul’a gelecek olan İngiliz müzik prodüktörü, söz yazarı, remix sanatçısı Ewan Pearson; Protools, Logic ve Ableton Live yazılım programları üzerine çalışma tekniklerini anlatacağı “Dijitalden analoga, kendi sesini yaratmak” başlıklı bir sohbet düzenleyecek. (16 Şubat, 18.00 – 19.00)

!f music kapsamında bir de pop up etkinliği gerçekleşecek. 19 Şubat’ta Babylon’da yaşanacak sinema ve konser deneyiminde, görüntü ve müziğin sıradışı bir şekilde bir araya geldiği Jem Cohen’in filmlerine, Guy Pucciotto’nun (Fugazi) gitarı, Jim White’ın (Dirty Three) davulu ve George Xylouris’un udu eşlik edecek. Jem Cohen, bu performans için özel olarak bir araya getirdiği 3 yeni kısa filmiyle izleyicileri sağanak yağmurlu şehir manzaralarının, gece ve müzelerin gizemli dünyasına, müzisyen arkadaşlarının eşliğinde büyüleyici bir yolculuğa davet edecek. (19 Şubat Çarşamba / 21.00)

Dünyada ilk kez !f İstanbul tarafından gerçekleştirilen ‘alternatif dağıtım ve paylaşım’ projesi “!f ²’’ bu yıl beşinci kez yapılacak. Festivalin son üç günü olan 21-22-23 Şubat tarihlerinde İstanbul’da gösterilecek 5 film, 30 şehir ve 36 farklı noktada, 15 bin kişiye aynı anda ulaşacak. İstanbul’daki festival salonlarını Türkiye’nin 26 şehrinin yanı sıra Lefkoşa, Gümrü, Kudüs, Erivan ve Ramallah’a taşıyacak “!f ²’’de Tek Başına Dans, Gabrielle, Bad Hair/Kıvırcık Saç, Honey/Bal ve Everyday Rebellion/Her Gün İsyan filmleri gösterilecek.

!f İstanbul’un kısa metrajlı film üretimine dair son bir yıl içerisindeki eğilimlerin derlemesini yapmak amacıyla hazırladığı “Türkiye’den Kısalar”, bu yıl da yönetmen ve yapımcıların yanı sıra kısa film izleyicilerinin önerileriyle hazırlandı. !f İstanbul’un tematik olarak programladığı “Türkiye’den Kısalar” seçkileri İstanbul, Ankara ve İzmir’de çeşitli festival sinemaları ve mekanlarında ücretsiz olarak !f izleyicilerine sunulacak. İstanbul’daki gösterimler sırasında yapılacak “İzleyici Oylaması” sonucu bir kısa filmin yönetmeni uluslararası bir festivale izleyici olarak katılmaya hak kazanacak.

!f İstanbul’da tüm bu gösterimler ve etkinliklerin yanı sıra; Sundance Enstütüsü ile ortaklaşa yürütülen Sundance Senaryo Lab öncesi, Zeynep Dadak ve Merve Kayan’ın yönettiği Mavi Dalga’ya özel bir atölye gerçekleşecek.

SALT Beyoğlu, Açık Sinema, Cezayir; İzmir’de Fransız Kültür Merkezi ise, festivalin İstanbul’daki etkinlik ve atölye çalışmalarının mekanı olacak.

!f İstanbul’un 2014 kampanyasının yüzü olan “Acımadı ki!” adlı tanıtım filmi, “Rafineri” tarafından hazırlandı ve Walky Talky yönetmenliğinde, Anima tarafından çekildi.

!f İstanbul’un Kapanış Filmi Boyhood

boyhood

Richard Linklater’ın 12 yıla yayılan çekim sürecinde oyuncularını yaşlanırken ve büyürken çektiği, benzeri olmayan başyapıtı Boyhood/Çocukluk, Altın Ayı için yarışacağı Berlinale’in ardından ilk defa !f İstanbulda izleyicilerle buluşacak.

Before Sunrise, Before Sunset ve Before Sunset’ten oluşan üçlemesiyle sinemaseverlerin gönlünde taht kuran Richard Linklater’ın, 2002 yılından beri her sene 4 oyuncusuyla buluşarak çektiği Çocukluk, sinema tarihinde benzeri olmayan bir proje!

Ellar Coltrane’in canlandırdığı Mason adlı bir çocuğun ilk okul yıllarından koleje girmesine kadar olan süreçteki büyümesine tanıklık ettiğimiz film, onun bir yandan boşanmış anne ve babasıyla yaşadıklarına odaklanırken, bir taraftan Linklater’in kendi kızı Lorelei Linklater’ın canlandırdığı kız kardeşi Samantha ile olan ilişkisine odaklanıyor.

Çocukluk, 23 Şubat Pazar günü 22:00’de Cinemaximum Beyoğlu Fitaş’ta gösterilecek. Filmin biletleri ise 10 Şubat’tan itibaren biletix.com, biletix gişeleri ve çağrı merkezlerinin yanı sıra festival sinemalarındaki gişelerden satışa çıkarılacak.

dervis_zaim-1

Derviş Zaim, Altın Lale Ulusal Yarışması Jüri Başkanı

33. İstanbul Film Festivali’den yeni haberler gelmeye devam ediyor!

dervis_zaim

İstanbulluların her sene heyecanla beklediği ve bu yıl  5-20 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan 33. İstanbul Film Festivali ’nin açılış filminden sonra şimdi de Altın Lale Ulusal Yarışması jüri başkanı açıklandı. Türk sinemasının auteur yönetmenlerinden Derviş Zaim bu seneki jürinin başkanlığını yürütecek.

Nokta (2008) filmiyle 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’ne layık görülen Zaim, 2012’de çektiği Devir ile geçtiğimiz sene yine Ulusal Yarışma’da Jüri Özel Ödülü’nü almıştı. Derviş Zaim en son başrollerini Bülent İnal ve Sanem Çelik’in paylaştığı Balık filmini tamamladı.

Derviş Zaim hakkında bir kaç bilgi:

dervis_zaim-1

Derviş Zaim Boğaziçi ve Warwick Üniversitelerinde; sırasıyla İşletme ve Kültürel Çalışmalar (MA) eğitimi gördü. Yunus Nadi Roman ödülünü kazanan Ares Harikalar Diyarında (1994) adlı kitabından sonra ilk filmi Tabutta Rövaşata’yı (1997) çekti. Yurtiçi ve yurtdışında birçok ödül kazanan bu filmi, yine benzer biçimde, prestijli birçok ulusal ve uluslararası festivallerden başarıyla dönen Filler ve Çimen (2000), Çamur (2003), Cenneti Beklerken (2006), Nokta (2008), Gölgeler ve Suretler (2011) ve Devir (2012) adlı uzun metrajlı kurmaca filmleri ile Paralel Yolculuklar (2003-Ortak yönetmen: Panicos Chrysanthou) adlı belgeseli izledi. Derviş Zaim, halen, çeşitli üniversitelerde sinema konusunda ders vermektedir.

2012 Devir (Cycle)
2011 Gölgeler ve Suretler (Shadows and Faces)
2008 Nokta (Dot)
2006 Cenneti Beklerken (Waiting For Heaven)
2004 Paralel Yolculuklar (Parallel Trips- documentary)
2003 Çamur (Mud)
2000 Filler ve Çimen(Elephants and Grass)
1997 Tabutta Rövaşata (Somersault In A Coffin)

Aldığı Ödüller:

Edebiyat Alanı:

“Ares Harikalar Diyarında”- 1992 Yunus Nadi Roman Armağanı

Sinema Alanı:

“Tabutta Rövaşata” (35 Mm Uzun Metrajlı Film)

Ulusal Ödüller

Antalya Film Festivali (1996)
• En İyi Film
• En İyi Senaryo
• En İyi Erkek Oyuncu
• En İyi Kurgu

Istanbul Film Festivali (1997)
• Jüri Özel Ödülü
• Fipresci

Ankara Film Festivali (1997)
• En İyi Erkek Oyuncu

Orhan Ariburnu Ödülleri (1997)
• En İyi Ikinci Film
• Jüri Özel Ödülü

Uluslararasi Ödüller

Montpellier Film Festivali (1997)
• Jüri Özel Ödülü
• Akdeniz Eleştirmenleri Ödülü

Torino Film Festivali (1997)
• Jüri Özel Ödülü
• Halk Ödülü

Selanik Film Festivali (1997)
• Jüri Özel Ödülü
• En İyi Erkek Oyuncu

Amiens Film Festivali (1997)
• Netpac Ödülü

San Francisco Film Festivali (1997)
• En İyi Film

D’Annonay Film Festivali (1998)
• En İyi Film

Ouvres Film Festivali (1998)
• En İyi Film
• En İyi Erkek Oyuncu

“Filler Ve Çimen” (35 Mm Uzun Metrajlı Film)

Ulusal Ödüller

Antalya Film Festivali (2000)
• Jüri Özel Ödülü
• En İyi Yönetmen
• En İyi Kadin Oyuncu
• En İyi Kurgu
• En İyi Sanat Yönetmeni
• En İyi Yardimci Erkek Oyuncu
• Kültür Bakanliği Ödülü

Istanbul Film Festivali (2001)
• Fipresci -Uluslararasi Film Eleştirmenleri Ödülü
• En İyi Kadin Oyuncu

Avşa Film Festivali (2001)
• En İyi Film
• En İyi Kadin Oyuncu

Orhon Ariburnu Ödülleri (2001)
• En İyi Film
• En İyi Yönetmen
• En İyi Kadin Oyuncu

Siyad (Sinema Yazarlari Derneği) Ödülleri (2002)
• En İyi Film
• En İyi Yönetmen
• En İyi Senaryo
• En İyi Kadin Oyuncu

“Çamur” (35 Mm Uzun Metrajlı Film)

Ulusal Ödüller

Orhon Ariburnu Ödülleri (2003)
• Jüri Özel Ödülü

Ankara Film Festivali (2003)
• En İyi Yardimci Kadin Oyuncu

Sinema Yazarlari Derneği (2003)
• En İyi Kadin Oyuncu

Uluslararasi Ödüller

Venedik Film Festivali (2003)
• Ccit (Geleceğin Sinemasi)- Enricho Fulchignoni (Unesco) Ödülü

“Paralel Yolculuklar” (Belgesel- 2004)

Ulusal Ödüller

Kutlu Adali Basin Ödülü

Cenneti Beklerken (35 Mm Uzun Metrajlı Film -2006)

Ulusal Ödüller

Antalya Film Festivali(2006)

En İyi Özel Efekt

Siyad Ödülleri (2006)

En İyi Film Müziği

Ankara Film Festivali (2006)

En İyi Sanat Yönetimi

En İyi Müzik

Adana Film Festivali

Jüri Özel Ödülü

En İyi Sanat Yönetimi

En İyi Müzik

En İyi Kurgu

Uluslararasi Ödüller

Kahire Film Festivali – En İyi Sanatsal Katki Ödülü

Nokta (35 Mm Uzun Metrajlı Film -2008)

Ulusal Ödüller

-Antalya Film Festivali Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü
-Antalya Film Festivali En İyi Yönetmen
-Istanbul Film Festivali En İyi Yönetmen
-Bursa Ipek Yolu En İyi Yönetmen
-Antalya Film Festivali En İyi Müzik
-Adana Film Festivali En İyi Müzik
-Adana Film Festivali En İyi Görüntü
-Adana Film Festivali En İyi Görsel Efekt
-Antalya Film Festivali En İyi Ses Tasarimi
-Türkiye Yazarlar Birliği Sinema Ödülü
-Boston Türk Filmleri Festivali Sinemada Mükemmellik Ödülü

Uluslararasi Ödüller

-Avrasya Film Festivali Eleştirmenler Ödülü
-Kahire Uluslararasi Film Festivali En İyi Dijital Film
-Montpellier Film Festivali En İyi Müzik
-Asya Pasifik Ödülleri Senaryo Adayi

Gölgeler Ve Suretler
Ulusal Ödüller

-Ankara Film Festivali – En İyi Film
-Ankara Film Fstivali – En İyi Yönetmen
-Ankara Film Festivali – En İyi Kadin Oyuncu
-Ankara Film Festivali – En İyi Yardimci Erkek Oyuncu
-Ankara Film Festivali – En İyi Kurgu
-Ankara Film Festivali – En İyi Sanat Yönetimi
-Ankara Film Festivali – Siyad Eleştirmenler Ödülü
-Antalya Film Festivali – Siyad Eleştirmenler Ödülü
-Antalya Film Festivali- En İyi Kurgu

-14. Uluslararasi Istanbul Kukla Festivali Onur Ödülü

-1. Yeşilçam Ödülleri – En İyi Sanat Yönetimi

-1. Yeşilçam Ödülleri – En İyi Kostüm

Uluslararasi Ödüller

Film Oriental (Cenevre) – Özel Mansiyon

 

Shopping Basket