resim

Reçinenin Renklerle Dansı

Ressam Nadide Goldştayn’ın ikinci kişisel sergisi, Bodrum Pasha Art galerisinde sanatseverlerle buluşuyor.

Bodrum Pasha Art galerisi, 15 Eylül – 30 Eylül tarihleri arasında sanatçı Nadide Goldştayn’ın ikinci kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.

Sanatçı eserlerinde çok sayıda ve farklı boyama tekniğini bir arada kullanıyor. Kullandığı sıra dışı malzemeler arasında Türkiye’de henüz çok yeni olan reçine de bulunuyor. Goldştayn’ın resimlerindeki reçine katmanlarının canlı renkler ve altın tozu ile dansı her bir tabloyu benzersiz kılıyor. İlhamını doğadan alan sanatçı, “Resim, içinde kaybolduğumuz bir renk ve doku yolculuğu. Her bir tablo farklı bir derinlik ve duygusal element barındırıyor” diyor.

Doğadan beslenen ressam
Nadide Sevinç Goldştayn’ın resme olan tutkusu çocukluk yaşlarına dek uzanıyor. Uzun yıllar boyunca Türkiye ve Kanada’da uluslararası firmalarda pazarlama müdürlüğü yapan Goldştayn, son yıllarda resim çalışmalarına ağırlık verdi. Amsterdam’da Peter Dammers’tan resim eğitimi alan Goldştayn, Amerika’da Wanda Mumm, Bill Bayer ve Cyntihia Knox gibi ressamlarla çalıştı. Amerika’nın en büyük sanat kongrelerine katılan sanatçı, Vancouver 2010 Kış Olimpiyatları bünyesinde düzenlenen sanat fuarında görev aldı. Resim çalışmalarındaki en büyük destekçisi ise kendisi de bir sanatsever olan eşi Murat Goldştayn.

15 Eylül saat 18.00’deki açılış kokteyli ile sanatseverlere merhaba diyecek olan sergi ay sonuna dek görülebilecek.

orhan-taylan

1 Mayıs ‘ın Simgesi Haline Gelen Afiş 40 Yaşında

Ressam ve heykeltıraş Orhan Taylan’ın 1976’da çizdiği, 1 Mayıs’ın simgesi haline gelen, bir işçinin dünyayı elleri arasında tuttuğunu gösteren afiş, bu yıl tam 40 yaşına girdi. Taylan, 1978’de Dünya Sendikalar Federasyonu’nun yarışmasında da birinci seçilen afişin hikâyesini  anlattı. 1976 yılı nisanın son günlerinde DİSK yöneticilerinin kendisini aradığını belirten Taylan, “Bana ‘Çok acele bir afiş lazım’ dediler. Oturdum çizdim 1 saatte. Sabaha karşı da gelip aldılar afişi. Çizmesi bir şey değil, içime de sinmedi ayrıca. Daha iyi olabilirdi o afiş. Dünyayı pergelle çizdim, elleri kara kalemle çizdim. O yüzden çizim tekniği açısından hafif uyumsuzluk oldu. Dünyayı da kara kalemle çizmeliydim” diyor.

 

1-mayis

Dünya Sendikalar Federasyonu’nun yarışmasında Amerika’yı ve SSCB’yi geride bırakarak birinci olduğunu kaydeden Taylan, sonrasında yaşananları ise şöyle anlatıyor: “Dünya Sendikalar Federasyonu’nun merkezi Prag’daydı. Dediler ki: ‘İstersen 15 gün Prag’da eşinle birlikte misafir edelim, istersen para ödülü.’ Prag’a gitmeyi tercih ettim. Bir daha nereden gideceğim? Çok mutlu oldum. Çok güzel gezdirdiler.”

Afişi meydanlarda görmeyi artık kanıksadığını dile getiren Taylan, “Ancak tabii ki keyif de alıyorsun. Oğlum gelip bakıyor. ‘Aaa babamın işi’ diyor. İnsan kıvanç duyuyor” ifadesini kullanıyor.

ORHAN TAYLAN KİMDİR?

Orhan Taylan (1941, Samsun), Türk ressam ve heykeltıraş.

Selanik kökenli, Samsun 1941 doğumlu ve istanbulludur. Ressam Seniye Fenmen’in oğlu, Robert Kolej (lise ’60) ve Roma Güzel Sanatlar Akademisi (’65) mezunudur.

Bibliyografya

1974- Koksal, Ahmet; Resim sergileri.–Istanbul:MilliyetSanat, sayi 106 (15 Kasim 1974) p. 21-22

1978- Oral, Zeynep; Uluslararasi XV.Antalya Sanat Senligi’nde.Plastik sanatlar.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 286 (17 Temmuz1978). p. 6

1980- Koksal, Ahmet; Berna Turemen, Tulin Onat, Orhan Taylan.Istanbul Milliyet Sanat, sayi 14 (15 Aralik 1980). p. 48-49

1981- Karaesmen, Erhan; Ankara’da sergiler.–Istanbul: Hurriyet Gosteri,sayi 4 (Mart 1981). p. 59

1982- Yenisehirlioglu, Sahin; Durgun sularda ve cilgin ezgilerde insanlik simgesi .– Istanbul: Sanat Olayi, sayi 17 (Mayis 1982). p. 56-57

1982- Karaesmen, Erhan; Mevsim ortasinda Ankara.–Istanbul:Hurriyet Gosteri, sayi 16 (Mart 1982).

1982- Uğur Kökden, O.Taylan Maltepe resimleri sergisi katalogu ,

1982- Ozsezgin, Kaya; Bir demet sergi.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 41 (1 Subat 1982). p. 48-49

1983- Duvar resimleri yarismasi sonuclandi .–Ankara : eni Boyut, sayi 14 (Haziran 1983) . p. 25

1983- Koksal, Ahmet; Taylan’in “Maltepe Resimleri” ve gezginci Fujita.– Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 69 (1 Nisan 1983). p. 48-49

1985- Senyapili, Onder; Gecen ay “munhasiran resim” vardi Ankara’da .– Istanbul: Sanat Olayi, sayi 37 (Haziran 1985). p. 5-10

1985- Gunes, Gazi; Sanatin demokratiklesmesinde Orhan Taylan gercegi .– Ankara : Bilim ve Sanat, sayi 54 (Haziran 1985) . p. 26

1985- Ozsezgin, Kaya; Tekillik ve cogaltim estetigi konusunda.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 121 (1 Haziran 1985). p. 49-50

1985- Senyapili, Onder; “Munhasiran hasret” resimleri.–Ankara:BilimveSanat,sayi 54 (Haziran 1985) . p. 27

1985- Ozsezgin, Kaya; Tekillik ve cogaltim estetigi konusunda.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 121 (1 Haziran 1985). p. 49-50

1986- Girgin, Emin Cetin; Orhan Taylan’a geciken bir merhaba.–Istanbul: Hurriyet Gosteri, sayi 67 (Haziran 1986). p. 45-46

1986- Koksal, Ahmet; Devrim, Taylan,.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 144 (15 Mayis 1986). p. 48

1986- Koksal, Ahmet;Mevsiminilsergileri.–Istanbul:MilliyetSanat,sayi154(15Ekim1986).p. 48-49

1987- Yalim, Ulku; Orhan Taylan’in insanlari—Ankara : Bilim ve Sanat, sayi 77 (Mayis 1987) p. 28

1988- Orhan Taylan resim sergisi .–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 6 Kasim 1988 . p. 4

1988- Koksal, Ahmet; Yogun bir sergileme doneminden.–Istanbul: MilliyetSanat, sayi 205 (1 Aralik 1988). p. 47-49

1990- Behramoglu, Ludmilla; Orhan Taylan’in Urart Sanat Galerisi’ndeki resim sergisi.. bir devrin cokusundan imgeler.–Istanbul : Gunes Gaz., 3 Mayis 1990. p. 11

1990- Kosova, Erden; Orhan Taylan’in resim sergisi Ankara Urart Sanat Galerisi’nde: Cumhuriyet oncesine bakis.–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 20 Mayis 1990. p. 5

1990- Orhan Taylan’in resim sergisi Ankara Urart Sanat Galerisi’nde: Cumhuriyet oncesine bakis.- Istanbul:Cumhuriyet Gaz., 20 Mayis 1990. p. 5

1990- Tay O , “1890-Tarih ve Hurriyet Ustune; Namik Kemal, Abdulhamit ve bilcumle maglup pasalar, ittihatcilar, asklar ve ihtiraslar ile ilgili efkarli fakat antinostaljik” resim sergisi 1-24 Mayis 1990 [invitation card].– Ankara: Urart Sanat Galerisi,

1990- Senyapili, Onder; Gudumle sanat yapilmaz.–Istanbul : Gunes Gaz., 13 Haziran 1990. p. 8

1990- Ozsezgin, Kaya; Deneyselligin izinde.–Istanbul:MilliyetSanat,sayi241(1Haziran1990) .p. 49-51

1991- Koksal, Ahmet; Gunlerin getirdigi.–Istanbul:MilliyetSanat,sayi277 (1 Aralik 1991). p. 47-48

1991- Antmen, Ahu; Orhan Taylan’in “Akdeniz Resimleri” Levent Sanat Galerisi’nde sergileniyor: Akdeniz bir ozgurluk duygusu.– Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 19 Kasim 1991. p. 7

1991- Ozkan, Yusuf; Antalya’nin Promete’sine umut isigi.–Istanbul:Cumhuriyet Gaz., 27 Aralik 1991. p. 1

1992- Oflaz, Lutfu; Roma Guzel Sanatlar Akademisi mezunu ressam Orhan Taylan da 12 Eylulzede: iskence goren ressam tablosu.–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 1 Haziran 1992. p. 12

1993- Koksal, Ahmet; Iki figur ressami.–Istanbul: Milliyet Gaz., 5 Nisan 1993. p. 16

1993- Koksal, Ahmet; Insan, doga ve yasam cevresinde.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 310 (15 Nisan 1993). p. 46-47

1993- Taylan, Orhan; söyleşi, Duvar resmi bir muhalif soylemdir—Istanbul:Gercek, sayi 19 (7 Agustos 1993) . p. 52

1993- Nur Nirven, O.Taylan, Garanti Bankası sergisi katalogu, 1993 Yalinlasan desenler .-Istanbul :Sabah Gaz., 29 Mart 1993 p. 10

1993- Ulu, Nesrin; Renklenen duvarlar .–Istanbul : Gercek, sayi 19 (7 Agustos 1993) . p. 50-53

1993- Ovet, Recep; Orhan Taylan 25. yil sergisi.–Istanbul: Anons, sayi 25 (Nisan 1993). p. 16-18

1993- Taylan’dan demokratik baskilar.–Ankara: Hurriyet Gaz., 19 Mart 1993. p. 15

1993- Koksal, Ahmet; Kasim ayinin getirdikleri.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 324 (15 Kasim 1993). p. 44-46

1993- Koksal, Ahmet; Insan, doga ve yasam cevresinde.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 310 (15 Nisan1993). p. 46-47

1994- Koksal, Ahmet; Yogun bir sergileme doneminden.–Istanbul: Milliyet Sanat, sayi 348 (15 Kasim 1994). p. 54-47

1994- Taylan’in son donem resimleri.–Istanbul: Milliyet Gaz., 3 Kasim 1994. p. 18

1994- Orhan Taylan’in resimleri.–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 5 Aralik 1994. p. 14

1994- Senoglu, Fatoş; Orhan Taylan ile sohbetten izlenimler.–Istanbul: Sanat Cevresi, sayi 193 (Kasim 1994). p. 46-47

1995- Vural, banu; Orhan Taylan .–Istanbul: Anons, sayi 48 (Mart 1995). p. 14-17

1995- Iyem, Evin; Orhan Taylan icin yaz aylari en yogun calisma donemi : figur yasami simgeler .- Istanbul : Yeni Yuzyil Gaz., 29 Agustos 1995 . p. 21

1995- Batmankaya, Murat; Tualde kulhani yaklasimlar .–Ankara:HurriyetGaz.,11 Mart 1995 . p. 17

1996- Atalay, Renan; Bir zamanlar macera pesinde kosanlarin, artistlerin yasadigi Sofyali Sokak, ressamlarin siginagi oldu: bu sokaktan renk akiyor.–Istanbul : Tempo,sayi 17 (18-24 Nisan 1996). p. 148-150

1996- Kayabal, Asli; Guc asilayan ressam : Orhan Taylan’in desen sergisi Asmalimescit Sanat Galerisi’nde .–Istanbul : Yeni Yuzyil Gaz., 1 Subat 1996 . p. 13

1997- Guncikan, Berat; Orhan Taylan son resimlerinde de…: her zaman muhalif…–Istanbul : Cumhuriyet Gaz. Dergi Eki , 13 Nisan 1997. p. 1,10-13

1997- Uğur Kökden, Ressamını Yitirmiş Resimler, O.Taylan katalogu, 1997

1998- Duran, Banu; Resmin “ana muhalefet”i.–Istanbul:Aktuel ,sayi 355 (7-13 Mayis 1998) . p.160,162

1998- Pak, Sehnaz; Edaya yuklenen guzellik .–Istanbul : Radikal Gaz., 30 Nisan 1998 p.23 1998- Necmiye Alpay, O.Taylan Galatea Resim Sergisi Sergisi katalogu,1998

1998- Kahramankaptan, Sefik; Tuval senfonileri .–Istanbul : Art Decor, sayi 69 (Aralik 1998) . p.170-174

1999- The last of the craftsmen: Orhan Taylan.–Ankara: Turkish Daily News, Turkish Probe Suppl., April 25, 1999. p.10

2000- New York’ta Orhan Taylan.–Istanbul: Milliyet Gaz., 2000 Eki, 4 Kasim 2000. p.14.

2000- Kosova, Erden; Birdenbire Turkler II.–Istanbul: Resmi Gorus, Sayi:3(Haziran 2000). p.160-168.

2000- Ziya Buyuk, Duvar resmi üstüne, Antalya gazetesi, 2000

2001- Orhan Taylan’in yeni calismalari; –Istanbul: Sanat Cevresi, Sayi:270 (Nisan 2001). p.49. Exhibition held at Karsu Textil Art Gallery, Istanbul, April 11-May 4, 2001.

2001-12 Eylul yakti, yikti, ezdi.–Istanbul: Cumhuriyet Gaz., 12 Eylul 2001. p.8.

2001- Erenus, Ozlem Kalkan; “Kor Beyazi Sordu”: Hamit Kinayturk-Mustak Erenus soylesisi.- Istanbul: Sanat Cevresi, Sayi:277 (Kasim 2001). p. 36-41.

2001- 12 Eylül ve Resim, söyleşi, Cumhuriyet gazetesi, 2001 Giray Ercenk, Giray Ercenk söyleşileri,

2002- Ulusman, Zerrin; söyleşi, Orhan Taylan’la Bodrum sergisi uzerine.–Istanbul: Sanat Cevresi, Sayi:283 (Mayis 2002). p. 84-85.

14-filmmor-kadin-filmleri-festivali-geliyor,-5HQExcOiEiDhHAgEn88Sw

14. Filmmor Kadın Filmleri Festivali Geliyor!

Her yıl kadınların deneyimlerini, ürettiklerini ve düşlerini sinemayla, yine sinemada paylaşan Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali 14. yolculuğunda “Kadın Dayanışması Yaşatır” diyor. Bu yıl festival programında 30 dilden 70’i aşkın film yer alıyor.

Festival bu yıl da yeryüzünün dört bir yanından kadınları, umutsuzluktan umut çıkaran filmleri ve atölye, panel, söyleşi gibi etkinliklerle sözlerini buluşturacak. Festivalde her yıl yer alan Kadınların Sineması, Kendine Ait Bir Cüzdan ve Cins-Cinsiyet-Cinsiyetler gibi bölümlere ek olarak bu yıl Kadın Dayanışması Yaşatır, ♀ Video-Art Seçkisi, Kadınlar Vardırbölümleri yer alıyor. Ve toplu gösterimler: Fas’tan İran’a uzanan coğrafyadan kadınların perde alacağı Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Kadınların Sineması Toplu Gösterimi ve Chantal Akerman Toplu Gösterimi: Chantal Hakkında Her Şey.

TOPLU GÖSTERİM: CHANTAL AKERMAN
“CHANTAL HAKKINDA HER ŞEY”

Festival bu yıl toplu gösterimlerinden birini 5 Ekim 2015 günü aramızdan ayrılan, feminist sinemanın ustalarından Belçikalı yönetmen Chantal Akerman’a ayırıyor. İstanbul Modern işbirliği ile yapılan Chantal Akerman toplu gösterimi Chantal Hakkında Her Şey, yönetmenin Türkiye’de bugüne kadar yapılmış en geniş retrospektifi. 15 yaşındayken Jean Luc Godard’ın Pierrot le Fou filmini izledikten sonra sinema yapmaya karar veren Chantal Akerman feminist sinemanın köşe taşı olacak filmlere imza attı. “İnsanlar benim feminist bir yönetmen olduğumu söylediklerinde, onlara bir kadın olduğumu ve aynı zamanda filmler yaptığımı söylüyorum” diyen Chantal Akerman “annesinin anlatamadıklarını anlatmak” üzere 42 film yaptı.

Chantal Akerman, henüz 18 yaşındayken yaptığı ilk filmi Patlat Şehri / Saute Ma Ville ile kadınlara dayatılan kimlik ve mekanların uçuculuğunu, Jeanne Dielman ile bir kadının rutin içi mesaisinde “cinayetle yemek pişirmenin aynı dehşete sahip olabileceğini”, kişisel olanın politik olduğunu gösterdi.

Programda, bir anne kızın birlikte var olma mücadelesini anlattığı Yarın Taşınıyoruz /Tomorrow We Move, annesiyle olan ilişkisini anlattığı No Home Movie, son kurmaca filmi Budala Almayer / Almayer’s Folly, Proust’tan uyarladığı Tutsak / La Captive’in de içinde bulunduğu 15 Chantal Akerman filmi izleyiciyle buluşacak.

FİLMMOR’UN DAYANIŞMA “ÖDÜLÜ”: MOR KAMERA

Kadınların edilgen, geleneksel, cinsiyetçi olmayan temsillerine, öznelik, öznellik, direnç, eylem ve düşlerine alan açan ilk film/lere verilen bir dayanışma ödülü olan; Mor Kamera Umut Veren Kadın Sinemacı Ödülü festival açılışında açıklanacak.

8. ALTIN BAMYA ÖDÜLLERİ

Türkiye sinemasındaki cinsiyetçiliğe dikkat çekmek amacıyla verilen Altın Bamya anti-ödülleri. 8. kez sahiplerini bulacak ve “Gelecek yıllarda ödül verecek aday bulamamak dileğiyle” yola çıkılan Altın Bamya Ödülleri’ni www.altinbamya.org adresinden bu yıl internet üzerinden oylayarak izleyiciler belirleyecek.

FİLMMOR FESTİVAL KARTI

Festivalin İstanbul mekanlarından Pera Müzesi ve İstanbul Modern’deki filmler 10 TL’lik biletler yanında tüm salonlar ve film gösterimlerinde geçerli olan 50TL’lik Filmmor Festival Kartı ile; diğer şehirlerdeki tüm gösterimler ücretsiz olarak izlenebilecek.

14. YILDA 7 ŞEHİRDE

12-20 Mart’ta İstanbul’da Pera Müzesi, İtalyan Kültür Merkezi, Aynalı Geçit ve İstanbul Modern’de sinemaseverlerle buluşacak olan festival, İstanbul’un ardından 26-27 Mart tarihlerinde Hatay’da olacak. 2-3 Nisan’da Adana’ya, 9-10 Nisan’da Bodrum’a, 16-17 Nisan’da Mardin’e, 23-24 Nisan’da İzmir’e gidecek festivalin yolculuğu 29-30 Nisan’da Van’da sona erecek. 14. Filmmor Kadın Filmleri Festivali, 12 Mart’tan itibaren 7 şehre, dayanışmayla yaşamak ve yaşatmak dileğiyle geliyor.

14-filmmor-kadin-filmleri-festivali-geliyor,-5HQExcOiEiDhHAgEn88Sw

LUDUS ENSEMBLE ile DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Ludus Ensemble, 7 Mart Pazartesi günü Martı Klasiklerinde “Sıra dışı bir kadının müzikli dünyası: Clara Schumann” başlıklı dinleti-söyleşinin konuğu.

 Dinletinin söyleşi bölümünü Aydın Büke idare edecek.

Ludus Ensemble, Martı Klasikleri dahilinde, Dünya Kadınlar Günü için 7 Mart Pazartesi saat 20’de  Martı İstanbul Hotel’de düzenlenen müzikli söyleşide Clara Schumann’ın Piyano Trio’su ile kadın duyarlılığının izini sürüyor.

Dinletide Ludus Ensemble’ın üç değerli üyesi; Banu Selin Aşan- Keman & Seren Karabey – Viyolonsel & Elif Gökçe Tuğrul – Piyano yer alıyor.

“Romantizmin Işığı Clara ” kitabının yazarı Aydın Büke, “19.Yüzyılda Kadın Besteci” olmak üzerine müzisyenlerle sohbet ediyor.

Ludus Ensemble’ın muhteşem yorumu ve değerli müzisyen ve yazar Aydın Büke’nin genç müzisyenler ile sohbeti kaçırılmaz.  Anısı belleklerde kalacak bu harika geceye eşlik etmek isteyen müzikseverlerin biletleri Biletix ve konser öncesi Martı Otel’den temin etmeleri mümkün. Ludus Ensemble Dünya Kadınlar Günü konserinin  biletleri,  tüm kadın ve emekli dinleyeciler için indirimli!

“Ludus Ensemble, 2013 yılında, eğitimlerini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda almış dört genç müzisyen tarafından kuruldu. Banu Selin Aşan, Tuna Erten, Seren Karabey ve Elif Gökçe Tuğrul, Ludus Ensemble’ı kurarken, 2000li yıllarda İstanbul’da yaşayan genç klasik müzik yorumcuları olarak, ülkeler ve kültürler arası sınırların şeffaflaştığı, geçmiş ve günümüz sanatının birbirini zenginleştirdiği düşüncesini çıkış noktası edindiler.

 Dünyanın farklı coğrafyalarından ve zaman dilimlerinden bestecilerin eserlerini yorumlamak, Ludus Ensemble’ın üyelerine, zamanın ve mekanın sürekli değiştiği bir oyuna dahil olmak hissini verdiğinden, oluşumlarına isim olarak Latince ‘oyun’ anlamına gelen ‘ludus’u’ seçtiler.

Ludus Ensemble, dinleyicilerini zaman ve mekan ötesi yolculuklara davet ederek, klasik müziğin heyecan veren renkli dünyasını paylaşmayı hedefliyorlar. Ludus Ensemble üyeleri (keman,viyolonsel, piyano) 2014 Ekim’den beri Türk Eğitim Vakfı Güsel Bilal Yurt dışı Bursu ile Hamburg Hochschule für Musik und Theater’de Prof.Niklas Schmidt ile ‘Oda Müziği’ yüksek lisans çalışmalarına devam ediyorlar.”

Ludus Ensemble diğer konserleri:
– 12 Mart Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi Kış Konseri AIMA Yalısı

– 14 Mart Bodrum

– 16 Mart Summart Sanat Merkezi / İSTANBUL

Ludus Ensemble bu konserde Fransız besteci Jean Francaix’nin triosu, Arjantinli bandoneon sanatçısı ve besteci Astor Piazzolla’nın 4 Mevsim’i ve Amerikalı besteci Paul Schoenfield’in Cafe Music’ini seslendirecek olan Ludus Ensemble, Summart’ta gerçekleştireceği bu konserde dinleyicilerini caz etkilerinin hissedileceği farklı bir dünyaya çağırıyor.. 

7 Mart Pazartesi Ludus Ensemble Martı Klasiklerinde1

http://www.summart.org/tr/summart-sahne/gelecek-etkinlikler/ludus-ensemble/i-178
– 10 Nisan Jesteburg/Hamburg

– 19-20-21 Mayıs Avusturya Turnesi

– 31 Mayıs Süreyya Operası

– 16 Haziran Laeiszhalle/Hamburg

Efsanevi gitarist Yavuz Çetin’in albümü 18 yıl sonra ilk kez…

Türkiye’de yetişmiş en yetenekli gitaristlerden biri olarak kabul edilen ve 2001’de genç yaşta trajik şekilde hayata veda eden Yavuz Çetin’in ‘İlk’ albümü 18 yıl sonra Rainbow45 Records etiketiyle ilk kez plak formatında müzikseverlerle buluşuyor.

yavuz_çetin

 

Türkiye’de yetişmiş en yetenekli gitaristlerden biri olarak kabul edilen ve 2001’de genç yaşta trajik şekilde hayata veda eden Yavuz Çetin’in ‘İlk’ albümü 18 yıl sonra Rainbow45 Records etiketiyle ilk kez plak formatında müzikseverlerle buluşuyor.

yavuz-çetin

 

 

2001 yılında genç yaşta trajik bir şekilde aramızdan ayrılan, Türkiye ’de yetişmiş en yetenekli gitaristlerden biri olan, blues tandanslı Türkçe rock türünde yazdığı şarkıları ve sergilediği eşsiz performanslarıyla bir dönemin idolü Yavuz Çetin‘in ‘İlk‘ albümü, 18 yıl sonra Rainbow45 Records etiketiyle ilk kez plak formatında müzikseverlerle buluşuyor. Türkçe rock müziğinin en başarılı albümlerinden birisi olarak kabul edilen ve dönemi itibarıyla rock tutkunlarının vazgeçemediği bu albüm, yüksek ses kalitesinde, açılır kapaklı, 180 gr. ağırlığında, ayrıca önlü arkalı poster ve Yavuz Çetin‘in yakın dostlarının kendisiyle ilgili anıları, duyguları ve düşüncelerinin yer aldığı 2 sayfalık ‘özel buklet‘li tasarımıyla plakseverlere sunuluyor…

Yaşamı boyunca 1960’lı ve 1970’ li yılların blues ve rock müziklerinden etkilenir Yavuz Çetin… Blues ve rock müziğinin ruhunu Türkçe sözlerle harmanlar ve birbirinden güzel şarkılar yazarak kısa sürede büyük bir hayran kitlesine sahip olur. Jimi Hendrix’i ve dünyaya mal olmuş blues şarkılarını da yorumlamaktan her zaman büyük bir keyif alır.
Kendine özgü duruşu, tavırları, sevecenliği, paylaşımcılığı, olağanüstü müzikal yeteneği, stili ve şarkılarıyla kısa sürede müzik dünyasında farkedilen ve çok sevilen Yavuz Çetin, kendi şarkılarının yanı sıra çok sayıda sanatçının stüdyo albümlerinde yer alır ve sahne performansları sergiler. Kurucusu olduğu Labirent, Grup Pi, Yavuz Çetin Band ve 16 yıl çaldığı Blue Blues Band‘in yanı sıra uzun süre MFÖ grubunun gitaristliğini de üstlenir ve sayısız sahne performansına imza atar…

Ercan Saatçi ile Aykut Gürel’in prodüktörlüğünde ve Yavuz Çetin‘in süpervizörlüğünde gerçekleşen sanatçının bu ‘İlk‘ albümünde toplam 12 adet söz ve müziği yavuz cetinkendisine ait şarkı yer alır. Kendisine Özkan Uğur, Göksel, Sunay Özgür, Cengiz Tuncer, Yavuz Darıdere ve Serdar Öztop gibi tanınmış başarılı müzisyenler eşlik eder.

‘Erkeğin Olmak İstiyorum‘, ‘Bilmem Neden İnat Ettim‘, ‘Kimse Bilemez‘, ‘Bodrum Gecesi Yüzünden‘, ’Ağlamayı Sevmem Ben’, ‘Sahil‘, ‘Birkaç Saat’ ve ‘Fanki Zonki Tonki’ gibi Çetin’in bugün de hala dillerden düşmeyen hit şarkılarını barındıran plak, bu hafta itibarıyla EMI–Universal Müzik Türkiye dağıtımıyla büyük müzik marketlerde, İstanbul’un seçkin plak dükkanlarında ve rainbow45records.com web sitesinde satışa sunuldu.

 

nar sanat etkinlikleri

Türkiye’de 1 – 7 Haziran Arası Gerçekleşecek Sanat Etkinlikleri

haftanin-sanat-etkinlikleri1SERGİ

İSTANBUL

– Çağdaş sanatın ikonik ismi Grayson Perry’nin “Küçük Farklılıklar” sergisi ve 20. yüzyılın çok yönlü fotoğrafçılarından Cecil Beaton’ın “Portreler”i 26 Temmuz’a kadar Pera Müzesi’nde.

– Mustafa Ata’nın sergisi 6 Haziran’a kadar Venüs Art Project’te görülebilir.

– Mehmet Güreli’nin “Alope’nin Odası” adlı resim sergisi 20 Temmuz’a kadar Carré d’Artistes Sanat Galerisi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuyor. (0 212 243 11 30)

– Bahar Akçura’nın resim sergisi 19 Haziran’a kadar İstanbul Sanayi Odası Sanat Galerisi’nde görülebilir. (0 212 551 46 31)

– Burhan Doğançay’ın “Picture The World” sergisi 7 Haziran’a kadar Doğançay Müzesi’nde görülebilir. (0212) 244 7770

– “Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz” adlı retrospektif sergi İstanbul Modern’de 28 Haziran’a kadar Süreli Sergiler Salonu’nda görülebilir. (0212) 334 7300

– “Ellerin Büyüsü” adlı resim ve heykel Sergisi, 3-28 Haziran tarihleri arasında İstanbul Odeabank O’Art’da görülebilir. Vasfiye Yağcı Ögrencileri çocuk resim sergisi Kartal’da Anadolu Sanatcılar Derneği galerisinde 5 Haziran’a dek sürecek.

– Mustafa Bora Bodrum’da 6. kişisel sergisi 8 Haziran’a kadar Bodrum Gümbet’te bulunan Mor Sanat Galerisinde gezilebilir.

– Darüşşafaka Ortaokulu 8. sınıf öğrencisi Defne Hadiş’in, üçüncü resim sergisi CEFIC Turkey’in desteğiyle 7 Haziran’a dek Carrefour İçerenköy AVM’de.

– Andy Cano’nun resim sergisi Venüs Sanat Galerisi’nde 8 Haziran’da sanatseverlerle buluşacak. Sergi, 19 Haziran’a kadar görülebilir.

– Lebin Ebru Çokişler, Çiğdem Keskin, Onur Tekin, Orhan Akkaya, Kadircan Savaşkan, Elif Savaşkan, Selda Uçan Genç, Dinçer Kaymak, Levent Özçelik’in “Paris’te 3 Gün” adlı sergisi 5 Haziran’a kadar İstanbul Gradiva Otel’de görülebilir.

– Ahmet Vehbi Doğramacı, Ardan Özmenoğlu, Bahadır Yıldız, Burcu Aksoy, Çağrı Saray, Dilara Akay, Eda Gecikmez, Esra Carus, Fulya Çetin, Funda Alkan, Gülçin Aksoy, Kaan Kızılgün, Marry Moon, Melike Kılıç, Meltem Sırtıkara, Mustafa Pancar, Neriman Polat, Nilhan Sesalan, Özge Enginöz, Özge Topçu, Seçil Erel, Sıtkı Kösemen, Yeşim Ağaoğlu, Zuhal Aktan’ın yapıtlarının yer aldığı “İnce Ayarlı ve Çoğul” adlı sergi 2 Haziran- 1 Ağustos tarihleri arasında Kuad Galeri’de sergilenecek.

– Gizem Akkoyunoğlu ve Orhan Yıldız’ın işlerini bir araya getiren ‘Gölgenin Hikâyesi’ adlı sergi 25 Temmuz’a kadar Galerist yeni proje mekânı Studio’da sergilenecek.

– Lucien Arkas özel koleksiyonunda yer alan Art-Nouveau cam sanatının öncülerinden Emile Gallé, Daum kardeşler ve René Lalique’nin eserleri 26 Temmuz’a kadar Antik Palace’da görülebilir.

– Beyaz Müzayede, 6 Haziran’da Türkiye’nin önde gelen koleksiyonlarından derlenmiş Türk ve Dünya çağdaş ustalarının eserleri 5 Haziran’a kadar Beyaz Müzayede’nin Nişantaşı’nda yeni açtığı sanat mekânı “Beyaz Space”de sergilenecek.

– ART-İST 5. Karma Suluboya Resim Sergisi”, 2- 10 Haziran tarihleri arasında Galeri FE’de sanatseverlerin beğenisine sunulacak. (0 216 368 03 78)

– Abdurrahman Kaplan, Devrim Erbil, Ercan Akçetin, Fatih Sarmanlı, Funda İyce Tuncel, Halim Çeliker, Hatice Keten, İ. Hakkı Demirtaş, Meral Oğuzülgen, Neriman Oyman, Ramiz Aydın, Rasim Konyar, Ümit Gezgin ve Zeynep Güldoğdu’nun yapıtlarının yer aldığı “Işık ,Renk, Biçim” adlı karma yaz sergisi 16 Haziran’a dek Bahariye Sanat Galerisi’nde. (0 216 414 55 06)

– İlk elektronik beyin ve daha onlarca tarihi eşya, Yunus Karma’nın çiçek tasarımlarıyla buluşarak 18 Haziran’a kadar İTÜ RSG’de sergileniyor.

– Fotoğraf sanatçıları İbrahim E. Temo ve Engin Akış’ın uzak gezilerinin fotoğraflarından oluşan ve tüm gelirinin TESYEV’e bağışlanacağı “YABAN” isimli fotoğraf sergisi 6 Haziran’a kadar A karetler 41’de sanatseverlerle buluşacak.

– National Geographic’in dünyanın en iyi 25 harikası arasında gösterilen beton heykellerin fotoğrafları 4-5 Haziran tarihleri arasında Askeri Müze’de 9.00- 16.00 saatleri arasında görülebilir.

– Ali Teoman Germaner’in “Desenler, Resimler, Heykeller” adlı sergisi 3 Haziran’a kadar Bozlu Art Project Nişantaşı’nda.

– ‘Figen – Mehmet Baz Koleksiyon Sergisi II’ 5 Haziran – 16 Eylül tarihleri arasında Ekol Sanat Galerisi’nde izlenebilir.

– Ressam Nerkiz Akçura “kahve bahane, keyifler şahane” adlı sergisi ile 3 Haziran’a kadar, ART212 Sanat Galerisi’nde.

– Galeri Ilayda 29 Mayis-28 Haziran tarihleri arasında Kerim Yetkin’in “Katmanlar/Layers” adlı solo sergisine ev sahipligi yapacak.

– Çağdaş Türk Sanatı’nın ustaları Halil Akdeniz, Bedri Baykam, Bubi ve Yusuf Taktak, “Dört Taraf” isimli sergiyle Mine Sanat Galerisi Bodrum Yalıkavak Palmarina’da…

– “Seni Üzmeme İzin Verme” Stüdyo Açık’ta bir araya gelen 17 sanatçı ve 3 kuramcının sergisi 12 Haziran’a dek görülebilir.

ANKARA

– Yağlıboya Sergi – resim – 10 Haziran’a dek – Çankaya Belediyesi Galeri Kara’da. (0 312 433 12 35)

– Ankara Rüzgârı/Karma Sergi – resim – 12 Haziran’a dek – Vakıfbank Ankara Genel Müdürlük Sanat Galerisi’nde. (0 312 455 75 75)

– Nursun Sakal – resim – 20 Haziran’a dek – Galeri Akdeniz’de. (0 312 441 29 99)

– Hale Şakar Ürkmezgil – heykel ve desen – 30 Haziran’a dek – Krişna Sanat Merkezi’nde. (0 312 418 02 53)

– Tansa Mermerci Ekşioğlu koleksiyonu – resim – 30 Ağustos’a kadar – m1886’da. (0 312 286 00 74)

– Taksim: İstanbul’un Kalbi – fotoğraf – 17 Ekim’e dek – Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) Sergi Salonu’nda. (0 312 417 77 20)

MÜZİK

İSTANBUL

– Anne Sophie Mutter konseri 6 Haziran’da saat 21.00’de Zorlu Performans Sanatları Merkezi-Turkcell Sahnesi’nde.

– Berlin Filarmoni’nin 12 Çellisti bugün saat 20.30’da Aya İrini Müzesi’nde konser verecek.

– Caz müzisyeni ve besteci Elif Çağlar’ın “Misfit” albümünün ilk konseri 5 Haziran’da saat 22.00’de Salon İKSV’de.

– Borodin Quartet – Boris Berezovsky: 70. Yıl Konseri 4 Haziran’da saat 20.30 Aya İrini Müzesi’nde.

– İstanbul Resitalleri’nde Oliver Schnyder konseri 4 Haziran’da saat 20.00’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde.

– AIMA Festival Orkestrası: Alexander Rudin – Julian Milkis konseri 6 Haziran’da saat 20.30’da St. Antuan Kilisesi’nde.

– Halil Sezai’nin konseri 5 Haziran’da saat 22.00’de Jolly Joker İstanbul’da.

– An Evening with Hugh Jackman bugün saat 21.00’de Zorlu Performans Sanatları Merkezi-Turkcell Sahnesi’nde.

– Bajar ve protest müzik grubu bANDİSTA konseri 5 Haziran’da saat 22.30’da Kadıköy Sahne’de.

– Rus Mevsimleri ile Amerikan Mevsimleri: Kremerata Baltica – Gidon Kremer konseri yarın saat 20.30’da Lütfi Kırdar Anadolu Auditorium’da.

– Piatango yarın saat 22.30’da Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde.

ANKARA

– Bilkent Konser Salonu’nda, Bilkent Senfoni Orkestrası’nın (BSO) şef Christopher Warren- Green yönetiminde vereceği, Nikolai Lugansky’in (piyano) solist olarak yer alacağı konser, 4 Haziran’da saat 20.00’de. (0 312 290 17 75)

– Jolly Joker Ankara’da, Selami Şahin’in vereceği konser 30 Mayıs’ta saat 22.00’de, Fettah Can’ın vereceği konser 5 Haziran’da saat 22.00’de, Yıldız Tilbe’nin vereceği konser 6 Haziran’da saat 22.00’de, Halil Sezai’nin vereceği konser 12 Haziran’da saat 22.00’de, Levent Yüksel’in vereceği konser 13 Haziran’da saat 22.00’de, Rachid Taha’nın vereceği konser 30 Ekim’de saat 22.00’de. (0 312 424 11 11)

– Ato Congresium’da, Kızılordu Korosu’nun vereceği konser 15 Haziran’da, saat 20.00’de. (0 312 285 03 85)

İZMİR

– Yeni Türkü’nün konseri 4 Haziran’da saat 21.00’de Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu’nda.

TİYATRO

– Nâzım Hikmet’in, Bursa Cezaevi’ndeki yaşamını ve eşi Piraye Hanım’a olan tutkusunu anlatan oyunda usta oyuncu Genco Erkal’a sahnede Tülay Günal eşlik ediyor. “Yaşamaya Dair – Bursa Cezaevi’nden Mektuplar” 4-5-6 Haziran’da saat 21.00’de Ali Paşa Hanı’nda sahnelenecek. l“#TekBiletleİkiKişi” adlı oyun, 20 Haziran’a kadar ikincikat’ta sahnelenecek.

kusadasi-tugla-tasiyan-adam-heykeli

Hala Rönesansa Girememiş Olmamızın Nedeni olan heykellere örnekler

Rönesans bu değil. Rönesans yerden çıkan dev ellerin üzüm ve kayısı tuttuğu, dev sucuk ve sarımsakların şehre korku saldığı, dev köfte ve zeytinlerin şehri doyurmak için yola çıktığı bir dönem değil.

Rönesans bundan çok daha fazlası. Yarın öbür gün çocuğunuz olursa (ya da halihazırda varsa) ve olur da heykel yapmaya karar verirse bu listeyi gösterin. Vazgeçsin!

Aslında bu heykellerden (!) o kadar çok varmış ki sonunda “aaa bu kadar yeter” demek zorunda kalıp ancak aşağıdakileri koyabildik. Ama eminiz ki bulunduğunuz il veya ilçede de bu harika sanat eserlerini görmek mümkündür. Neyse bir öz demeyişle yazımızı sonlayalım! “Heykel sanatı; bu heykel Sanatçılarına bırakılamayacak kadar önemlidir!”

acibadem-kirmizi-fil-heykeli
Soyut bir çalışma! Yolunu kaybetmiş bir kırmızı fil. -Acıbadem
afyonkarahisar-sucuk-heykeli
Hepimize yetecek kadar sucuk! Hemde Kangal -Afyon
ankara-dev-kedi-heykeli
Melih Gökçek ile misket oynayan kedi işte bu. Ankara
ankara-kardes-sehir-seul-anisina-dikilen
Kardeş şehir Seoul için yaptırılan heykel.-Ankara
ankara-sauronun-gozu-ekmek-heykeli
ANKARA – Ekmek taklidi yapan dev “Sauron’un gözü” heykeli
antalya-ne-oldugu-belli-olmayan-heykel
ANTALYA – ??!*%&+*?
beypazari-havuz-heykeli
BEYPAZARI – Turp ile havuç arası bir çalışma.
bayrampasa-enginar-heykeli
İSTANBUL – Enginar güzellemesi, enginara ağıt.
bodrum-superman-heykeli
BODRUM – Süleyman
burdur-eller-heykeli
BURDUR – Muhafazakar milliyetçi kireç yığını. Rönesansın dibi.
bursa-mudanya-tek-kollu-patlak-toplu-futbolcu
BURSA – Topun patlak olduğunu fark eden kaç kişiyiz?
bursa-orhangazi-ishal-olmus-dunya
BURSA – “İshal olmuş dünya”
bursa-topu-izleyen-timsahlar
BURSA – Kafası dumanlı timsahlar.
bursa-yarim-seftali-heykeli
BURSA – Yarım şeftaliden heykel mi olur, OLUYORMUŞ.
erzurum-cift-basli-kartal-heykeli
ERZURUM – Çift başlı gövel kartal.
erzurum-oltu-tasi-tespih-heykeli
ERZURUM – Yine yerden çıkıveren dev el ama bu sefer tespih var neyse ki.
finike-portakal-tutan-kadin-eli-heykeli
FİNİKE – Ne kadar da kibar el.
gaziantep-fistik-heykeli
GAZİANTEP – Mutant fıstık.
gaziantep-ipekyolu-caddesi-kervan-heykeli
GAZİANTEP – Yolunu kaybetmiş deve kervanı.
gemlik-catalda-zeytin-heykeli
GEMLİK – Zeplin gibi zeytin.
gulsehir-gul-portali
KAPADOKYA – Boş zamanlarında paralel evrene geçişte portal olarak kullanılan.
igdir-milliyetci-leylek-heykeli
IĞDIR – Şehrin ortasında milliyetçi leylekler.
inegol-kofte-heykeli
İNEGÖL – Bir porsiyonu şehri doyuracak dev köfte.
isparta-demokrasi-meydani-heykeli
ISPARTA – Demokrasiden anladığımız çanak çömlek.
izmir-kulagin-icine-giren-adam-heykeli
İZMİR – Yerin kulağı varmış dediler girdik.
karaman-mum-heykelleri
KARAMAN – Şehrin ortasında yan yana, yana yakıla birkaç adet mum.
karsiyakadaki-evli-pelikanlar
KARŞIYAKA – Mutluluklarını evlenerek perçinleyen bir çift pelikan kadar doğal bir şey var mı? Yok.
kastamonu-sarimsak-heykeli
KASTAMONU – Bir dişiyle koca şehri bayıltacak dev sarımsak.
kayseri-bogachan-heykeli
KAYSERİ – Boğaç Han, destan yazmadan hemen önce.
kirkagac-dev-kavun
MANİSA – Kavun gibi kavun.
kirkagac-isiklandirmali-kavun-heykeli
MANİSA – Bu da fosforlu, eksik olmasın.
konya-mutlu-dis-heykeli
KONYA – Mutlu bir diş her şeye değer.
konya-sekerpancari-big-brother-watching-you-kamuflaji
KONYA – Big şekerpancarı is watching you.
kumluca-domates-biber-patlican-kabak-heykeli
KUMLUCA – Domates, biber, patlıcan, kabak. Bir de bebek.
kusadasi-tugla-tasiyan-adam-heykeli
KUŞADASI – TUĞLA TAŞIYAN ADAM????
libadiye-sari-ordek
İSTANBUL – Libadiye’ye şans getirdiğine inanılan.
malatya-kayisi-tutan-dev-eller
MALATYA – Kayısı tutan dev el.
manisa-uzum-tutan-eller
MANİSA – Yerden çıkmış olan 2.130.129’uncu büyük el. İşte Rönesans bu!
marmaris-ahtapot-heykeli
MARMARİS – Tarkan’daki katil ahtapotun amcasının kızı, ta kendisi.
marmaris-astronot-heykeli
MARMARİS – Yolunu kaybeden ve yazlıkçıların arasına düşen astronot.
marmaris-pacman-heykeli
MARMARİS – İlk pac-man.
mersin-baci-heykeli
MERSİN – Köylü güzeli olarak aramıza karışmış bir Bizans askeri heykeli.
mersin-hareket-yapan-insan-heykeli
MERSİN – Pis bir tezahürat yaparken taş kesilen taraftar.
nevsehir-dev-uzum-heykeli
NEVŞEHİR – Dünyayı ele geçirmesine çok az kalmış olan dev üzüm.
nizip-dev-antep-fistigi
NİZİP – Bu da yukarıdaki üzüme yardım eden dev fıstık.
osmaniye-turp-heykeli
OSMANİYE – Bu da bir başka yardım ve yataklık yapan, kod adı dev turp.
sanliurfa-isot-heykeli
ŞANLIURFA – Dünyayı yok olmaktan kurtaracak tek şey ise bu dev isot. Adeta Toy Story.
sivas-kangal-heykeli
SİVAS – Bu da yukarıdaki dev isot, fıstık, turp ve üzüme tek başına karşı duran dev kangal köpeği.
trabzon-kemence-heykeli
TRABZON – Şehrin anahtarı gibi görülen ve sevilen şehrin kemençesi.
van-gol-canavari-heykeli
VAN – Tabi Van Gölü Canavarı, milli gururumuz.
van-kefal-heykeli
VAN – Kefal.

 

zonguldak-baston-heykeli
ZONGULDAK – Tepesine kuş sıçan baston. Gitti rönesans.

BONUSLAR

bodrumsuperman-650x866
BODRUM: Muhteşem superman
ataturk
ÇANAKKALE: Atatürk’e benzeyen kişinin çocuklara kapıyı göstermesi temalı heykel

 

Kaynaklar : habermass.com ve listelist.com  ve muhtelif siteler.

kaya_resimlerie_sprey.-assospeg

8 bin yıllık mağara resimlerine sprey

Düzenledikleri gezi ile Latmos Dağı’na giden Assos Doğa Gezginleri Grubu’nda yer alan bazı kimseler, 8 bin yıllık kaya resimlerinin bulunduğu bölgedeki kayaların üzerine sprey boyayla adlarını yazdılar.

kaya_resimlerie_sprey.-assospeg

Muğla ve Aydın il sınırları içerisinde yer alan Beşparmak (Latmos) Dağı’ndaki 8 bin yıllık kaya resimlerinin bulunduğu bölgeye, bazı kayaların üzerine sprey boyayla bir gezgin grubunun adının yazılıp, fotoğraf ve görüntülerinin sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılması, tepkilere neden oldu. Bodrum Kent Konseyi Kültür ve Sanat Meclisi Başkanı Ayşe Temiz, yapılanı çirkinlik olarak nitelendirirken; Merkezi İzmir’ de bulunan Assos Doğa Gezginleri Grubu, tepkiler üzerine fotoğraf ve görüntüleri sayfadan kaldırıp, özür diledi.

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi eski müdürü ve arkeolog Ayşe Temiz, başkanı olduğu Bodrum Kent Konseyi Kültür ve Sanat Meclisi binasındaki basın açıklamasıyla Latmos’taki tarih kaya resimlerine sprey boyalı tahribat nedeniyle gezginleri eleştirdi.

Temiz, “Biz, Bafa Gölü ve etrafını  taş ocakları ve cehalete karşı korurken, gezginlerin (Assos Doğa Gezginleri) korunması gerekli kayalara kırmızı sprey boya ile verdikleri zarar ve çirkinlik olacak iş değil. Filmin 2.53. dakikasına bakınız. Bir bölümü Aydın bir bölümü Muğla il sınırları içinde bulunan, antik dönemde ‘Latmos’ adını taşıyan Beşparmak Dağı, insanoğlunun göçebelikten yerleşik düzene geçmesine koşut olarak gelişmiş, değişen yaşam biçiminin ifadesi olarak yorumlanan ve şimdiye dek tüm kaya resmi sanatı içinde, konu ve resim dili açısından tek olma özelliğine sahip tarih öncesi kaya resimlerini bünyesinde bulundurmaktadır. En erken dönemlerden itibaren Latmos kutsal dağlar arasında yerini almıştır. Bizler buranın milli park olması için tüm hazırlıklarımızı sürdürürken bir grup gezgin, gezeceğiz diye bölgeye gitmiş ve on bin yıllık antik resimlerin bulunduğu kayalıklara marifetmiş gibi sprey boya ile grubun adını yazmışlar; yetmemiş fotoğraf ve video çekip facebookta paylaşmışlar. Yetmemiş bir de ‘İşte biz her yerde böyle adımızı yazarız iz bırakırız’ diyorlar. Lanet olsun sizin bıraktığınız ize. Bu ayıptır, cehalet diyemeyeceğim çünkü grubun çoğu kültürlü insanlardan oluşuyor. Bizler Bafa Gölü ve etrafındaki on binlerce yıllık tarih ve kültürü, taş ocakları ve cehalete karşı korumaya çalışırken, ‘Gezeceğiz’ diye bölgeye gidenlerin ve kayaları boyayanların taş devri kafasından farkı var mı?” dedi.

Assos Doğa Gezginleri Grubu Kurucusu ve Sözcüsü Gökhan Çapkın ise tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, “Durumu Bafa gezisinden sonra fark ettik. Gruptan bazıları kayalara boya ile yazı yazmışlar. Bunu affetmek mümkün değil. Gösterilen tepkilere biz de tamamen katılıyoruz ve bugün Bafa Gölü’ndeki dostlarımıza telefon ederek boyanan kayanın hemen temizlenmesi konusunda istekte bulundum. Kaya, bugün temizlenecek. Böyle bir hatayı kabul etmemiz ve tasvip etmemiz söz konusu değil. Tepki gösteren değerli arkeologumuz ve tarih severlerden çok çok özür diliyoruz. Doğa ve tarihe zarar veren bir grup olarak bilinmek istemiyoruz. Çünkü gerçekten böyle değiliz. Sadece bölgedeki değerlerimizi tanımak, korumak ve tanıtmak için sık sık geziler düzenliyoruz. Böyle bir hata için ne kadar özür dilense azdır. Grup liderleri olarak bu tür tarihe zarar verenlere müdahale etmek öncelikle bizim görevimizdir. Bu bilinci taşıyoruz ancak alan çok büyük olduğu için bunu fark edemedik” dedi.

Editör: Kısaca “doğa gezginleri” nin tabiatı çok sevmelerinden dolayı kültür ve eğitim seviyelerinin çok yüksek olduğuna inanmamız lazım. O kadar yüksek ki bunu sloganlarla ölümsüzleştirmişler…Ne var yani!

Kaynak : haber.sol.org.tr

filmmor_ilan_logolu

100 Yılın Bamyaları ve Direniş Sineması

Bu yıl 13’üncüsü düzenlenecek, Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nin programı ve Altın Bamya adayları yapılan bir basın toplantısıyla açıklandı. 

filmmor_ilan_logolu

Bu yıl “Kadınların Sineması, Kadınların Direnişi, Direnişin Sineması” temasıyla düzenlenecek olan gezici festival 13 Mart’ta, İstanbul’da başlayacak. 27 Nisan’a kadar, altı ayrı şehirde sürecek olan gezici festival 13-22 Mart’ta İstanbul’da, 28-29 Mart’ta Denizli’de, 4-5 Nisan’da Muğla-Bodrum’da, 11-12 Nisan’da Diyarbakır’da, 18-19 Nisan’da Adana’da, 25-26 Nisan’da İzmir’de olacak.

5 ÜLKEDEN, 61 FİLM

13. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali 13 Mart Cuma günü, saat 19:00’da Galatasaray Meydanı’ndan Pera Müzesi’ne yapılacak Festival Yürüyüşü ile başlayacak. Festivalde bu yıl 25 ülkeden, 61 filmin gösterileceği festivalde, bu yılHindistan’dan Meksika’ya çeşitli ülkelerden filmler yer alacak. Filmlerin 17’si Türkiye’den. Festivalden elde edilecek gelirse Şengal ve Kobani kamplarındaki kadınlara ve çocuklara aktarılacak.

FESTİVAL YÜRÜYÜŞLE BAŞLAYACAK

Pera Müzesi’nde Mor Kamera Umut Veren Kadın Sinemacı Ödülü’nün de verileceği açılışta Arkadaşımı Merak Ediyorum filmi gösterilecek. Festival filmleri İstanbul Modern, Pera Müzesi ve Rampa salonlarında gösterilecek. Filmler ‘Kadınların Sineması’, ‘Margarethe von Trotta Toplu Gösterimi’, ‘Nahid Persson Sarvestani Toplu Gösterimi’, ‘Kendine Ait Bir Cüzdan’, ‘Cins, Cinsiyet, Cinsiyetler’ ve ‘Bedenimiz Bizimdir’ adında altı ayrı bölümde seyirciyle buluşacak. Festival bu yıl önemli konukları da ağırlayacak. 1975’ten bu yana çektiği filmlerde güçlü kadın karakterler yaratan Margarethe von Trotta ile buluşma 17 Mart Salı günü İstanbul Modern’de.

VE ALTIN BAMYALAR…

Her yıl olduğu gibi bu yıl da festivalin kapanışı Altın Bamya Ödül Töreni ile son bulacak. Yedinci kez düzenlenecek törende Türkiye Sineması’nın 100’üncü Yılı dolayısıyla 100 yıla bakılacak. “100 Yılın Bamyası Ödülleri’nin bu yılki adayları erkek karakter kategorisinde Tecavüzcü Coşkun, Tarkan ve Recep İvedik, kadın karakter kategorisinde ise Kezban, Afrodit ve Mum Kokulu Kadınlar’daki tüm kadın karakterler.

Kaynak : onedio.com

Türk öykücülüğünün 1870’den bugüne kadar olan kronolojik serüveni

1870

İlk öykümüz: Kıssadan Hisse

Ahmet Mithat Efendi

İlk öykümüzün Ahmet Mithat Efendi’nin Kıssadan Hisse’si olduğu kabul edilir.
1890  
İlk uzun öykü: Karabibik
Nabizâde Nazım
Nabizâde Nazım’ın Karabibik adlı uzun öyküsü, öykücülüğümüzde değişimin başlangıç noktasını oluşturur. Nabizâde Nazım, gerçekliğe yaklaşan, tarihsel akışı kavramaya odaklı öyküler vererek bir ilke imza atar.
1892
Latin harfleriyle yayınlanan ilk öykü: Küçük Şeyler
Samipaşazade Sezai
Samipaşazade Sezai’nin “Küçük Şeyler” adlı öyküsü kısa öykünün bir tür olarak tanınmasını sağlar. “Küçük Şeyler”öyküsü ilk defa doğaüstü güçlerden, rastlantılardan arınmış, kişiselliği vurgulamasıyla dönemin ruhunu da ortaya serer. Öykünün ilk günden itibaren Latin harfleriyle yayımlanmış olması bir başka özelliğidir.
1902
Çağdaşlaşmanın başlangıcı: İhtiyarın Tenezzühü
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfettin’in ilk öyküsü “İhtiyarın Tenezzühü”yayımlanır. Ömer Seyfettin, öyküye gerekli ağırlığı tanıyan ilk yazarımızdır. Çağdaşlaşma/modernleşme çizgisinin başlangıcı Ömer Seyfettin olarak kabul edilir. Ömer Seyfettin, Türkçülük akımını savunurken, İslamcılık, Osmancılık, Batıcılık akımlarını yermiş, kimi zaman şovenizme yakın bir üslup kullanmıştır.
1918
Selahattin Enis mahkemelik
Selahattin Enis
Selahattin Enis, Fağfur dergisinde yayımlanan“Çingeneler” adındaki öyküsünden dolayı, “eserin gayr-i ahlaki olduğu” gerekçesiyle mahkemeye verilir.
1922
‘Gençliğimiz’
Peyami Safa
Peyami Safa’nın Batılılaşmanın yanlışlığı, doğunun güzelliğine övgü niteliğindeki “Gençliğimiz” adlı uzun öyküsü yayımlanır.
1925
Halikarnas Balıkçısı’nı sürgün ettiren öykü
Halikarnas Balıkçısı
Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir), Hüseyin Kenan müstear adıyla kaleme aldığı “Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler” adlı öyküsünden ötürü İstanbul İstiklâl Mahkemesi’nde yargılanır, “Memlekette isyan bulunduğu sırada, askeri isyana teşvik edici yazı yazmak”tan suçlu bulunur. Bodrum’a sürülür. Halikarnas Balıkçısı, Cumhuriyet dönemi öykücülüğüne denizi, balıkçıların yaşamını, Ege’yi anlatan yeni bir soluk getirmiştir.
1928
İlk korku öyküsü
Kenan Hulusi Koray
Kenan Hulusi Koray, ilk korku öyküsünü yazar.
1930
Sabahattin Ali’nin yayımlanan ilk öyküsü
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali’nin ilk öyküsü “Bir Orman Hikâyesi”,Resimli Ay dergisinde yayımlanır. Bu öykü toplumsal sorunları ele alış şekliyle de çok önemlidir. Sabahattin Ali 1948’de ÖLDÜRÜLECEKTİR.
1935
Madencileri anlatan ilk öykü
Ahmet Naim Çıladır
Fotoğraf: Ahmet Naim Çıladır ve Tahir Akın Karauğuz, 1950.
Ahmet Naim Çıladır, Türk edebiyatında ilk kez bir öyküde madencilerin dramını, korunmasız yaşamını konu eder.
1938   
Orhan Kemal’e tutuklama
Orhan Kemal
Orhan Kemal, Maksim Gorki ve Nazım Hikmet okuduğu için tutuklanır.
1943   
Abdullah Efendi’nin Rüyaları
Abdullah Efendi
Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdullah Efendi’nin Rüyaları ile kişisel kargaşayı dile getirir.
1945
Haldun Taner’in yayımlanan ilk öyküsü
Haldun Taner
“Fikirlerden olay değil, olaylardan fikir çıkaran” Haldun Taner, ilk öyküsü “Töhmet”, Haldun Hasırcıoğlu müstear adıyla yayımlanır.
1946
Mizah dergisi Marko Paşa ve Esendal’ın ilk kötü kitabı yayında
Marko Paşa
• Aziz Nesin, Sabahattin Ali ve Rıfat Ilgaz ile birlikte mizah dergisi Marko Paşa’yı çıkarır.
Öykücülüğümüzün kökten bir değişiklik yaratan yazarı Memduh Şevket Esendal’ın ilk öykü kitabı yayımlanır. Memduh Şevket Esendal’ın öykülerinde dil, ilk kez yalın bir şekilde kullanılmış, günlük konuşmalarla sade ve gerçek bir temele yaslamıştır.
1952 
Dost
Vüs at O Bener
Çağdaş Türk öykücülüğünün en önemli yazarlarından biri olan Vüs’at O Bener’in Dost adlı kitabı yayımlanır.
1954 
Alemdağ’da Var Bir Yılan
Sait Faik
Günümüzde bile en sevilen öykü kitabı kabul edilen, Türk öyküsünün baş tacı Alemdağ’da Var Bir Yılan yayımlanır. Bu kitap Sait Faik’in ölümünden önce yayımlanan son kitabıdır.
1955
İlk Sait Faik Öykü Armağanı
Sait Faik1
Fotoğraf: Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Öykü Armağanı ilk kez verilir. Ödülü; Haldun Taner, On İkiye Bir Var ve Sabahattin Kudret Aksal,Gazoz Ağacı ile alır.
1955
Kemal Tahir’in tek öykü kitabı: Göl İnsanları
Kemal Tahir
Kemal Tahir’in tek öykü kitabı Göl İnsanları yayımlanır. Göl İnsanları, edebiyatımızda o güne dek dile getirilmemiş olanı kurcalar. İçindeki öyküler, cinsel eğilimlerle ekonomik yapı arasındaki bağlantıyı da sorgular.
1959
Bırakılmış Biri
Orhan Duru
Orhan Duru (1933) ilk öykü kitabı Bırakılmış Biri ile öykücülüğümüzde yeni bir açılım sağlar.
1960
Hallaç
Leylâ Erbil
Leylâ Erbil ilk kitabı Hallaç ile alışılmış öykü yazımını farklılaştırır. Yazıya yeni bir biçim getirir.
1956
Yanık Saraylar
Sevim Burak
Sevim Burak’ın Yanık Saraylar’ı yayımlanır. Kurgusuyla, dünyayı anlamaya yeni bakış açıları getirmesiyle, diliyle oldukça farklı bir duruşu vardır öykülerin. Osmanlı İmparatorluğu’ndan o güne kadar gelen azınlık olma sorununun bireye yansımaları Yanık Saray’da gün yüzüne çıkar.
1971
Parasız Yatılı
Füruzan
Füruzan’ın en önemli eserlerinden biri olan Parasız Yatılı yayımlanır. Öyküler, ekonomik düzenin insan hayatına olan etkilerini, yoksulluğu gözler önüne serer.
filmmor_logo

13. Filmmor Kadın Filmleri Festivali’ne hazır mısınız?

Bu yıl 13. kez “kadınlar tarafından kadınlar için” gerçeğe dönüştürülecek olan Filmmor Kadın Filmleri Festivali gelecek ay başlayacak.

filmmor_logo

Bundan tam 12 yıl önce “Kadınlar Sinema Yapıyor” sloganı ile “kadınlarla kadınlar için” yola çıkan Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nin 13. yolculuğu 13 Mart Cuma günü İstanbul’da başlıyor. 27 Nisan tarihine kadar toplamda 6 şehirde “Kadınların Sineması, Kadınların Direnişi, Direnişin Sineması” perdede olacak.

13-22 Mart’ta İstanbul, 28 – 28 Mart’ta Nevşehir-Kapadokya, 4-5 Nisan Muğla-Bodrum, 11-12 Nisan Diyarbakır, 18-19 Nisan Adana ve 25-26 Nisan’da İzmir’de olacak olanfestival kadınların deneyimlerini, düşlerini, gündemlerini, ürettiklerini, sinemayla ve sinemada buluşturmayı diliyor.

Margarethe von Trotta ve Nahid Persson Sarvestani toplu gösterimlerinin de yapılacağı bu özel festivalde 25 ülkeden 60’tan fazla film perdeye gelecek. Gösterimlerin yanında atölye, forum ve yönetmenlerin de eşlik edeceği söyleşiler gerçekleştirilecek.

13. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali festival yürüyüşüyle başlayacak ve Mor Kamera Umut Veren Kadın Sinemacı Ödülü sahibini bulacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da ‘gelecek yıllar verilmemesi dileğiyle’ 7. Altın Bamya Ödülleri dağıtılacak.

Detay için TIKLAYINIZ 

yerebatan-sarnici

İstanbul’daki tarihi sarnıçlar ziyaretçi akınına uğruyor.

yerebatan-sarniciYapımı asırlar öncesine dayanan İstanbul’daki sarnıçlara, yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor.

Binlerce yıllık tarihe sahip eserlerin bulunduğu İstanbul’da, Yerebatan, Binbirdirek, Nakkaş ve Nuruosmaniye gibi çok sayıda tarihi sarnıç da önemli kültürel miras arasında yer alıyor.

İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, İstanbul’un sarnıçları ve bu sarnıçların gelecek nesillere aktarımında yapılması gerekenler hakkında değerlendirmede bulundu.

Tarihte suyun çok stratejik unsur olduğunu dile getiren Bilgili, bu nedenle insanların suyu biriktirmek için çeşitli fikirler geliştirdiklerini söyledi.

Bunlardan birisinin sarnıçlar olduğunu ifade eden Bilgili, şu bilgileri verdi:

“Bugün suyu depolamak için başka teknolojiler kullanmamız gerekiyor. Ama sarnıçlar çok büyük kültürel miras. Bizim için öncelikli olan bunların korunmasıdır. Bu sarnıçlara tekrar su doldurup aynı fonksiyonu veremeyeceğimize göre başka fonksiyonlar düşünmemiz gerekir. Biz şunu da biliyoruz ki, kültürel miras restorasyonla beraber yaşıyor. Ama restorasyonla beraber fonksiyon veremediğiniz zaman yine yaşamıyor. Eskisinden daha da kötü olabiliyor. Dolayısıyla bu tarihi sarnıçların yaşaması için mutlaka bir fonksiyon vermemiz gerekiyor.”

“Koruma-kullanma” dengesi

Bilgili, sarnıçların gelecek nesillere aktarımında dikkat edilecek en önemli noktanın koruma ve kullanma dengesi olduğunu vurguladı.

Kullanmadan korumanın pek mümkün olmadığına dikkati çeken Bilgili, “Dolayısıyla koruma-kullanma dengesini iyi hesap ederek fonksiyonlar vermemiz gerekiyor. Bu sarnıcın yeri ve yapısına göre fonksiyonlar değişebilir. Turizm amaçlı kullanılabilir, müze yapılabilir, sarnıcın kendisi sergilenebilir, etkinlik alanı olabilir. Ama verdiğimiz fonksiyon ne olursa olsun mutlaka o sarnıcı, koruma kurallarına riayet ederek kullanmalıyız. Koruma-kullanma dengesine dikkat ettiğimiz takdirde bu yapılara bir şey olmaz” ifadelerini kullandı.

Bilgili, ticari kaygıların ön plana çıkmaması gerektiğini ifade ederek, “İstanbul’da çok sayıda sarnıç var. Yeni kazılarda ortaya çıkan sarnıçlar var. Çünkü sarnıç evde, küçük sarayda da kullanılabilen yapılardır. Asıl olan sarnıçların gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak” diye konuştu.

Turist ilgisi

İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, turistlerin sarnıçlara ilgisine değinerek, şöyle devam etti:

“Turistler buraları görmek istiyor. Bugün Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya Müzesi’nin yarısı kadar ziyaretçi alıyor. Yerebatan Sarnıcı’nı 2014’te 2 milyon 120 bin 862 kişi ziyaret etmiş. Bu demek ki sarnıçlara büyük ilgi var. Onun için bunları daha çok kültür, turizm amaçlı kullanmalıyız. Tabii ki farklı etkinliklerle de değerlendirilebilir ama asıl amacını hiçbir zaman unutmamalı ona göre hareket etmeliyiz.”

Bilgili, İstanbul’daki sarnıçların daha çok Bizans döneminde inşa edildiğinin altını çizerek, Osmanlı ile birlikte su kültürünün çeşmelerle sürdürüldüğünü dile getirdi.

İstanbul’da Yerebatan ve Binbirdirek sarnıçları en çok bilinen sarnıçlar arasında bulunurken, Aetios, Bizans, Bodrum Camisi, Cağaloğlu, Çukurbostan, Nakkaş, Nuruosmaniye, Şerefiye, Seferikoz, Myraleion, Üsküdar Mevlevihanesi, Yeşilköy, Şeyh Vefa Külliyesi sarnıçları yer alıyor.

Kaynak: TRT