Yazılar

Özel Nar Sanat EÄŸitim Kursu ,fotoÄŸrafçılık eÄŸitimini 16 Eylül’de (bugün) baÅŸlatıyor.FotoÄŸrafa gönül verip,bu iÅŸi en doÄŸru adreste öğrenmek isteyen herkese kapımız açık…. Bugün ilk dersimiz saat 13:00 – 15:00 arasında yapılacaktır.

Yüzyıllardan beri merak edilen o sihirli kutu hakkında bilgi vermek istersek;

Kelime anlamı, ışık yardımı ile iz bırakmaktır. Fotoğraf cisimlerden yansıyan elektromanyetik radyasyonun toplanıp odaklanmasıyla oluşturulur. En yaygın rastlanan fotoğraflar insan gözünün görebileceği kalıcı görüntüler yaratan dalga boylarıyla yaratılan fotoğraflardır.

FotoÄŸrafta en önemli unsur ışıktır Işık üzerine vurduÄŸu nesneleri görülebilir kıldığı gibi, fotoÄŸraf oluÅŸumuna da olanak saÄŸlar. İşte bu yüzden fotoÄŸrafı çekecek makinedeki objektif de önem arz etmektedir. Objektifin diyafram deÄŸeri ne kadar küçükse içeriye giren ışık miktarı da o kadar çok olacağından, fotoÄŸraf çekiminde daha yüksek enstantaneler kullanılabilinecektir. Diyafram’ın 1 olması objektife gelen ışığın tamamının sensöre düşmesidir. Kaliteli ve pahalı lenslerin diyafram deÄŸerleri genel olarak 2,8 ve daha düşüktür.

Fotoğrafın çekilebilmesi için ışık şarttır. Işık herhangi bir kaynaktan cisme gelir. Cisimden yansıyan ışık bir algılayıcıya yani göze ya da filme ya da sensore geldiği zaman görünür olur ve renkleri konusunda bilgi verir. Cisimlerin renkleri üzerine gelen ışığın ışık ısısı ve ne kadarını absorbe edip ne kadarını hangi dalga boyunda yansıttığına göre algılanır. Örneğin beyaz duvar sarı ışık ile aydınlatıldığında sarı mavi ışık ile aydınlatıldığında ise mavi renk olarak görünür. Ancak kırmızı renkli cisim yeşil ışık ile aydınlatıldığında siyah gözükebilir.

Objektifler ilk kamera sayılan camera obscuradan bu yana gelişme göstererek optik kusurları neredeyse tamamen giderilmiş hale gelmişlerdir. Geniş açı , normal odaklı ve tele objektif olarak kabaca 3 gruba toplanabilir. Aynı zamanda sabit odaklı ve değiştirilebilir odaklı(zoom) objektifler olarak iki ayrı grupta da toplanabilir.

ÇoÄŸu fotoÄŸraf, ışığı fotoÄŸraf filmine, CCD’ye ya da CMOS görüntü algılayıcısına odaklayan fotoÄŸraf makinesiyle çekilir. Nesneler ışığa duyarlı kağıdın yerleÅŸtirilip, ışığa maruz bırakılarak (fotogram) ya da bir tarayıcının üzerine konularak da fotoÄŸraf elde edilebilir. İyi fotoÄŸraf’ın ne olduÄŸu her zaman tartışma konusu olmuÅŸtur.

Dijital fotoÄŸraf bilgisayar ortamında çeÅŸitli dosya formatlarından oluÅŸur. Bu formatlardan en popüler olanı sıkıştırılmış JPEG’dir. DiÄŸer formatlar ise TIFF ve RAWformatlarıdır.

Tarihçesi 

Görüntüyü görünür kılma kimyasal bazı iÅŸlemler gerektirir. “Gümüş ışıkla etkileÅŸtiÄŸinde kararır” bilgisinden doÄŸan sonuçları karanlık kutu (Camera Obscura) ile aynı anda, ilk kez deneyen Thomas Wedgwood’un kuramsal çıkarımları doÄŸrudur. Ancak denemelerindeki ışıklama süresinin çok uzun olması, oluÅŸan görüntüdeki kararmayı durduramaması, üstelik oldukça genç sayılacak yaÅŸtaki ölümü 1840’da, Sir John Herscel’in Yunanca’da türeterek “ışıkla yazmak” anlamında adlandırdığı “fotoÄŸraf”ın mucidi olmasını engeller. Fransa’dan Joseph Nicephore Niepce, Louis Jacques Mande Daguerre,Hippolyte Bayard, ve İngiltere’den William Henry Fox Talbot bu baÅŸarıya ulaşırlar.1813’de Joseph Nicepore Niepce ışığa duyarlı bir levha üzerinde, kalıcı görüntüler elde etmeyi baÅŸarır. Niepce’in görüntüsü sekiz saat boyunca ışıklanır. 1829’da benzer çalışmalar yapan Louis-Jacques-Mande Daguerre’la ortaklık kurar. Niepce, çalışmaları bir yönteme dönüşemeden vefat eder.1835 yılına gelindiÄŸinde, birgün Daguerre ışıklanmış bir levhayı içinde kimyasalların bulunduÄŸu bir kaba yanlışlıkla koyar. Birkaç gün sonra levhayı farkettiÄŸinde, elde ettiÄŸi sonuçtan kendi adını vereceÄŸi yöntemi bulur. “Daguerrotype” adını verdiÄŸi bu buluÅŸ, 1839’de Fransız Bilimler Akademisi’nce resmileÅŸtirilir.

Bu geliÅŸme, halk arasında ilgi uyanmasına ve fotoÄŸrafın yaygınlaÅŸmasına yarar. Ayna görüntüsünün tersinin elde edildiÄŸi bu yöntemde; bir gümüş levha, iyot buharına tutulur, yüzeyinde gümüş iyodürden oluÅŸan bir tabaka elde edilir, bu yüzey, karanlık kutu yeterince ışıklandıktan sonra civa buharıyla yıkanır. Benzer çalışmaları İngiltere’de sürdüren William Henry Fox Talbot 1839’da karanlık kutu ile edinilen ilk kalıcı görüntüyü kendisinin bulduÄŸunu ileri sürse de ilgi ve kabul görmedi. Çalışmalarını sonraki yıllarda da sürdüren Talbot negatif/pozitif iÅŸlemlerini içeren “Calotype” adını verdiÄŸi yönteminde; gümüş tuzlarına batırılmış bir kâğıt kullanarak elde edilen negatif görüntülerden, yine aynı teknikle hazırlanmış kâğıtlara istenilen sayıda pozitif fotoÄŸraf basmayı baÅŸarır.

Fotoğrafçılık hakkında detaylı bilgi için 

Bize ulaşmak için tıklayınız

Kaynak

İlgilendiğiniz GÖRSEL SANATLAR KURSLARIMIZDAN aşağıdan seçebilirsiniz.

 

 

 

 

 

 

Sayfalar

İlgilendiğiniz GÖRSEL SANATLAR KURSLARIMIZDAN aşağıdan seçebilirsiniz.