Elektronik müziğin babası | Edgard Varese

Edgard Varese 20. yüzyılın en iz bırakan müzisyenlerinden biri olmayı başarmıştır. Peki neden bu kadar popüler olduğunu hiç merak ettiniz mi ? Bu kadar popüler olmasının nedeni çağının da ilerisinde müzik anlayışı geliştirmiş olması ve farklı tekniklere başvurmasıdır.

Sürekli yeni yollar arayışında olan Varese, tek bir alanın kurallarına takılıp kalmamış, aynı zamanda hem bilim insanları hem mühendislerle de ortak çalışmıştır. Bu sebeble yeni ses kaynakları keşfetmiştir.

Aynı zamanda vurmalı,elektronik ve bantlı sesleri detaylı bir şekilde keşfetmesiyle birlikte bir ilke imza atmıştır.

Biraz da yaşamına bakalım

1883 yılında Fransa’da dünyaya gelen Edgard, matematik ve tarih eğitimi aldıktan sonra 19 yaşına geldiğinde müzisyen olmaya karar verir ve Paris Konservatuarı’nda eğitim görmeye başlar.

1916 yılında Amerika’ya taşınan müzisyen , çoğu önemli eserini burada hayata geçirir. Eserleri bir yana ; bir çok örgütlenmenin başına geçerek , dönemin gençlerini değişim konusunda eğitmeyi ve güç kazandırmayı planlar. Varese bir çok işinde geleneklerden kaçınmış, yeni yollar denemiştir.

Disonant ( akortsuz, uygun olmayan ) akorlarla kurgulamış olduğu müzikleri adeta geleneksel harmoniden kopuş niteliğindedir.  Edgard Varese melodik hattı hiç kullanmamış, ancak melodik tekrarlarla yinelenen nota grupları sayesinde asimetrik ritmik kurgusunu yapmıştır.

Müziğin son derece önemli unsurundan biri olan sonarite olarak değerlendirilmiştir. Sonarite ( ses gürlülüğü, seslilik ) müzisyenin eserlerinde en çok önem taşıyan kavramlardan biridir. Bant kayıtları aracılığıyla elektronik müzik yapmaya başlayan Varese, bu sayede 20.yüzyıl müziğine şekil katan isimlerden biri olmuştur.

Sanatçının “Desert” adlı eseri; akustik çalgılarla, teyp kayıtlarının birleşimi somut müziğin ilk örneğidir. Deneysel ve anarşist müzik dilini hem elektronik hem de akustik müzikte kullanması oldukça önemlidir.