Sende mi Michelangelo ?

Sanat tarihçisi Thierry Lenain, kitabında sanatta sahtecilik algısının yüzyıllar içindeki değişimini konu alıyor

Aziz Anthony'nin Baştan Çıkarılışı

Michelangeloİtalyan Rönesansı’nın en önemli isimlerinden Michelangelo Buonarroti’nin, çağının tanınmış eserlerinin kopyalarını çıkarıp isle yaşlandırarak orijinalleriyle değiştirdiği ortaya çıktı.

Londra’da bulunan Institut Français’de çalışmalarını sürdüren sanat tarihçisi Thierry Lenain, Michelangelo’nun sahtecilik kariyerini “Art Forgery: The History of the Modern Obsession” adlı kitabında anlattı. Lenain’in kitabına göre ünlü sanatçı, sahiplerinden ödünç aldığı orijinal eserlerin kopyalarını çıkararak kopyaları geri vermek suretiyle orijinal eserlere sahip oluyordu. Bir seferinde gravür sanatçısı Martin Schongauer’e ait bir Aziz Antonio baskısını kopyalayan Michelangelo’nun çıkardığı iş ile orijinalin birbirine son derece yakın olduğu kitapta yer alan ifadeler arasında.

Michelangelo_BuonarrotiSanat tarihi festivali VIEW’da konuşan Lenain, Michelangelo’nun “orijinal eserlere mükemmel oldukları için hayran olduğunu ve onları aşmak istediğini” belirtti.

Rönesans döneminde sanat kopyacılığı anlayışı daha sonraki yüzyıllarda gelişen negatif yaklaşımdan çok farklıydı. Lenain konuşmasında durumu, “Geç-modern dönem sahteciliğinde yaklaşım bir sanat eseri yaratmaktan ziyade bir tuzak kurmak. Rönesans’tan 18. yüzyıla kadar ise bu olaya tam tersi şekilde yaklaşılıyordu. Bunu yapabilen sanatçılar eleştirilmek yerine büyük bir övgüyle karşılanıyordu,” şeklinde açıkladı.

Michelangelo Kimdir?

Michelangelo-Michelangeli di Lodovico Buonarroti Simoni (d. 6 Mart 1475 – ö. 18 Şubat 1564), ünlü İtalyan rönesans dönemi ressam, heykeltıraş, mimar ve şairidir. Tam adı Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni.

Michelangelo, 6 Mart 1475’te Arezzo yakınlarında Caprese’de doğar. Ailesi, o daha bir aylıkken Floransa’ya taşınır. Annesi, kendisi altı yaşındayken ölen Michelangelo, 13 yaşına geldiğinde Floransa’da Domenico Ghirlandaio’nun yanına öğrenci olarak verilir. Bertoldo di Giovanni’nin zamanında, Medici ailesine ait olan San Marko bahçesinde çalışan genç Michelangelo, bu arada Lorenzo de’ Medici ile tanışır.

Michelangelo, heykeltıraştaki rüştünü kanıtladığı ilk ve en ünlü eseri olan çocuk kral Davud’un heykelini yaptığında henüz 26 yaşındadır. Beş buçuk metrelik bir mermer kütleden çıkaracağı eser için genç dâhi, mermer bloğun yanına bir baraka inşa ederek, yardımcısız bir şekilde, çoğu zaman geceli gündüzlü çalışarak Rönesans sanatının harikalarından biri olarak kabul edilen David’i yaratır.

1505 yılında Papa II. Julius tarafından kendisine, en önemli başarılarından biri olacak Vatikan’ın yanındaki Sistine Şapeli’nin tavan resimlerinin yapılması işi verilir. 3 yıl sonra başlayacağı bu görevi sanatçı, 520 metrekarelik bir alanda yaklaşık dört yıllık bir çalışmanın ürünü olarak bitirir. Ortasının da, her biri Âdem, Havva ve Nuh Tufanıyla ilgili İncil’in Eski Ahit’inden alınma öykülerden esinlenerek yapılan resimlerin bulunduğu dokuz pano bulunan freskin yan unsurları da mitolojik figürlerle bezelidir. Özellikle “Adem’in Yaratılışı” ismindeki sahne batı resim sanatının en canlı tasvirlerinden biri kabul edilir.

Michelangelo-cut_out_black1519 yılında Cosimo de’ Medici’nin soyunun son temsilcisi Lorenzo de’ Medici’nin ölmesiyle Michelangelo, onla birlikte genç yaşta ölen Nemours Dükü Giuliano’nun mezarlarının konulduğu kiliseye iki ünlünün heykelini yapar. 1534’te Papa III. Paulus’un heykeltıraşı ve mimarı yapılan Michelangelo’ya Sistine Kilisesi’nin sunak duvarına bir ‘Kıyamet Günü’ tasviri yapmasını ister. Meryem’in Göğe Yükselişi, İsa’nın Vaftizi ve Musa’nın Hükmü’nün anlatıldığı freskler süsler bu duvarı.

Kıyamet Günü tablosuna başından beri muhalefet eden yeni Papa IV. Paulus ise, tablodaki imgelerin fazlaca müstehcen göründüğünü belirterek Michelangelo’dan tabloyu biraz daha ‘düzgün’ hale getirmesini isteyince, ustanın cevabı şu olur: “Papa’ya söyleyin, bu küçük bir mesele ve kolaylıkla uygun hale getirilebilir. Önce kendisi yaşadığımız bu dünyayı uygun ve yaşanılır bir hale getirsin, sonra da bu tablo da aynı uygunluğa girecektir.” Michelangelo’nun yaşadığı çağ, kendisiyle boy ölçüşebilecek derecede yetkin ressam ve heykeltıraşçılara da tanıktır aynı zamanda.

Bunların başında Rafael ve Leonardo Da Vinci gelir. Bu sanatçılar arasında keskin ancak hoşça bir rekabet vardır. Anlatılan bir öyküye göre, sanatçının rakiplerinden Rafael ve Bramante, işbirliği yaparak Michelangelo’ya Sistine Kilisesinin işini verdirmeye çalışırlar. Böylelikle, kendini ressamdan çok bir heykeltıraş olarak kabul eden Michelangelo, bu işi kabul etmeyerek Papanın gözünden düşecektir. Hayatının son dönemini Roma’daki Aziz Peter Kilisesi’nin mimarı olarak geçiren Michelangelo 18 Şubat 1564’te 89 yaşında ölür.

Rönesans sanatına benzersiz bir etkide bulunan Michelangelo, klasik sanat tekniklerini öğrenmesinin yanı sıra asıl olarak, insan formunu her açıdan tasvir edebilmek için kadavralar üzerinde çalışıp, Yunan ve Roma sanatından devraldığı idealleştirilmiş insan tasarımlarını ulaştığı gerçekçilik boyutunu yakalamaya çalışır. Batı resminin babası olarak bilinen Giotto’nun resmindeki doğallık ve gerçekçilik ile 15. yüzyıl başında tam olarak anlaşılabilen derinlikte perspektif olgusunu geliştirip kendi tarzına temel yapan Michelangelo onlarca heykel, freske imza atıp Roma’nın yeniden inşa ve düzenlenmesinde de önemli görevler almıştır.Onu idolü olarak seçen birçok kişi vardır.