” Sanat yaşamın kendisi “

“Sanat yaşamın kendisi”

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İnci Deniz Ilgın, genç sanatçı ve tasarımcıların profesyonel yaşamla bağlarının nasıl sağlamlaşacağını, 2013’te yapılacak Uluslararası Öğrenci Trienali’ni, İKSV’nin ilk Tasarım Bienali’ne katılımlarını anlattı.

5.Uluslararası Öğrenci Trienalinden bir kare

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, her yıl düzenlediği mezuniyet sergilerine bir yenisini daha ekledi. Acıbadem’deki sergi salonunda ve fakültenin bölüm koridorlarında açılan sergi, çağdaş sanat ve tasarımın en genç üretimini yaz sonuna kadar İstanbul’la paylaşacak. Sergi dolayısıyla Fakülte Dekanı Prof. Dr. İnci Deniz Ilgın ile görüştük.

– Bu sergi genç sanatçı ve tasarımcıların sanat piyasasına atılmadan yaptıkları son sergi. Bir yönetici ve tasarımcı olarak üretim heyecanını canlı tutmak ve sürekli kılmak için neler yapılmalı ?

– Sanat ve tasarım yaşamın kendisi. Bugün yaşadığımız iç ve dış mekânlar ve bu mekânlarda düşünmemize yol açan sanat eserleri, elimizde tuttuğumuz kalemin formu, üzerimizdeki giysiler, oturduğumuz sandalye, okuduğumuz kitap, izlediğimiz sinema, reklam, bunların tümü sanatçı ve tasarımcıların eserleri. Bu eserler aynı zamanda disiplinlerarası bir aradalığın ürünleri. Sanat ve tasarımın bu yaşamsal niteliğini daha görünür kılmak ve bilinç yaratmak, eğitimci ve yönetici olarak bizlerin görevi. Bu bağlamda, eğitimle profesyonel yaşam arasındaki bağı daha çok güçlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.

– Sergilenen işler diploma projeleri aynı zamanda, yani okulu bitirmek için proje yapmak gerekli. Bu üretimleri geçen yıllarla kıyaslarsak, biçim içerik ve malzeme açısından neyle karşılaşıyoruz?

Öğrencilerimizin işleri, aldıkları ayrıcalıklı eğitimin kalitesini ve çağın izlerini taşıyor. Son yıllarda, teknoloji ve iletişim alanındaki gelişmelerin getirdiği yeni yaşam biçimlerinin projelere doğrudan yansıdığını gözlemliyoruz. Sosyal medyanın yaşamımızdaki güçlü varlığı projelerin içeriğine de yansıyor. Disiplinlerarası yaklaşım, çok işlevlilik, evrensel tasarım, sürdürülebilirlik gibi kavramlar projelere daha etkin biçimde entegre olmaya başladı.

– Fakültenizin, İKSV’nin Türkiye’de ilkini düzenlediği Uluslararası Tasarım Bienali’ne katılacağını biliyoruz. Hangi bölümler katılıyor?

Fakültemiz, bienalin “Üniversite Programı”na grafik, iç mimarlık ve tekstil bölümleri öğrenci projeleriyle katılıyor. Öğrencilerimiz bienalin belirlediği “Kusurluluk” teması ile ilgili projeler ürettiler. Ayrıca öğretim elemanlarımız bireysel projeleri ile “Adhokrasi” ve “Musibet” temalı sergilere katılmak üzere başvurularını yaptılar.

– 2010 yılında Uluslararası Çağrılı Afiş Bienali düzenlemiştiniz. Bu da sizin fakültenin ilklerinden biriydi.

Evet, grafik bölümü öğretim elemanlarımızın girişimi ile bir başka ilke daha imza atarak Uluslararası Çağrılı Afiş Bienali’ni başlattık. Kendi alanlarında isim olmuş, ülkemizden ve dünyadan çok sayıda afiş tasarımcısının yapıtları, üniversitemizin Cumhuriyet Müzesi’nde izleyicilerle buluştu. İkincisi Ekim 2012’de gerçekleşecek olan bienalin hazırlıkları ise tamamlanmak üzere.

– 2013, Trienal yılı. Bu konudaki hazırlıklarınız ne durumda?

2013 Haziran ayında gerçekleşecek olan 6. Uluslararası Öğrenci Trienali dünyadaki ilk ve tek örnek olarak eğitim sistemleri arasında bağ kurma, birlikte üretmeye dayalı ortak paylaşım alanları yaratma, kültürlerarası bağ kurma gibi önemli bir misyona sahip. Bu yıl başlığımız “Connecting the dots” sanatın ve tasarımın birleştiren gücünü görünür kılmayı hedefliyor ve bunu önemsiyoruz. 6. Trienal’le birlikte bir yenilik daha yapıyoruz ve daha önceki yıllarda sadece haziran ayında gerçekleşen sergi, workshop, sempozyum ve kısa film gösterilerinden oluşan etkinliklerin, workshop ayağını, yan etkinlik olarak tüm seneye yayıyoruz. Böylece ulusal ve uluslararası katılımcılarla gerçekleştireceğimiz yaratıcı paylaşımımızı daha çok güçlendirerek, süreklilik yaratmayı hedefliyoruz.

 

Kaynak : [-]   Nazlı Pektaş

 

4 cevaplar

Yorumlar kapalı.