Okul Öncesi Eğitimde Müziğin Önemi

Ses ve müzik doğumla beraber, hatta bazı araştırmaların kanıtladığı gibi henüz anne karnında iken çocuğun yaşamına girmekte ve etkilemektedir. Bu etkileme annenin söylediği ninni ile başlar ve gitgide çevreden, radyodan, televizyondan duyduğu; evde, okulda, sokakta duyup öğrendiği ve söylediği müzikle beslenir.

 Her çocuk müziğe aynı ölçüde yetenekli değildir. Fakat bütün çocuklar müziği severler. Bu konuda araştırma yapan bilim adamlarına göre, çok üstün yetenekli çocuklar ve çok yeteneksiz çocuklar istisna kabul edilmektedir. Bu istisnalar dışında kalan bütün çocuklar, az ya da çok müziğe yetenekli sayılmaktadırlar. Ancak bu yeteneğin gelişimi büyük ölçüde içinde bulundukları ortama bağlıdır. Yetişmeye elverişli ortam ve koşullar bulunamazsa, çocuk üstün yetenekli de olsa, müzik sanatçısı olamaz.

piyanooooood *Okul öncesi kurumlarında müzik yeteneklerinin derecesi henüz bilinmeyen çocuklara, müzik eğitimi verilirken bu olgu göz önünde bulundurulmalıdır.

*Çocuklar küçük yaşlardan itibaren iyi müzikle beslenirse, büyünce müzik sanatçısı olmasalar bile; iyi müziği seçen, seven ve ondan yararlanmasını bilen yetişkinler olacaklardır.

*Okul öncesi eğitim döneminde müzik ve müzikle bağlantılı hareket, ses, söz ve tartım çocuğun gelişimlerini etkilemektedir.

Müziğin, çocuğa çok yönlü yararlarını şöyle sıralayabiliriz:

-Çocuğun duyularını geliştirir. Çocuk dinlediğini duymak, duyduğunu anlamak gibi okuma yazmaya hazırlıkta önemli beceriler kazanır.

-Şarkı söylerken yeni sözcükler ve cümle kalıpları öğrenir bunları tekrar ederken düzgün konuşmayı benimser ve dili gelişir.

-Sözcükleri doğru ve anlaşılır bir şekilde söylemeyi öğrenir, yani diksiyonu gelişir.

-Tekerleme ve saymacalar söylerken dil çevikliği kazanır, akıcı konuşma becerisi ve alışkanlığı gelişir.

-Duygusal yönden rahatlar; güvensizlik, çekingenlik, saldırganlık, korku gibi olumsuz duygu ve davranışlar, müziğin etkisiyle olumlu duygu ve davranışlara dönüştürülebilir.

-Grup çalışmalarında içine kapanık bir çocuk, grup içinde rahatlamayı, dikkati üzerine çekmeden başkalarıyla beraber olmayı, hata yapmaktan korkmadan denemeyi, etkin iletişim kurmayı öğrenir. Aynı zamanda özel yetenekleri olan bir çocuk, solo çalışmalarında grup içinde sivrilme olanağı bulur.

-Grup içinde şarkı söylerken veya müzik eşliğinde hareket ederken, arkadaşlarıyla uyum içinde olmayı öğrenir (Birlikte başlama ve bitirme, seslerin yüksekliğine ritme uyma, etrafını dinleme, müzik işaretlerini uygulama vb.). Böylece birlikte iş yapmanın toplumla uyum içinde olmayı gerektirdiğini kavrar ve disiplin alışkanlığı kazanır.

-Çocuk kendi kültür ve geleneklerimizi müzik ve danslarımızla tanır; vatan, ulus, bayrak duyguları gelişir.

-Estetiğe yönelir ve çevresine karşı duyarlı olur.

-Yaratıcılığı güdülenir, esnekliği artar ve yeni deneyimlere yönelir.

-Sesini, kulağını ve zevkini geliştirir. Doğru duymayı, denetlemeyi ve kullanmayı, güzel müziği ayırt etmeyi öğrenir.

-Şarkı söylerken “soluk alıp vermeyi denetleme” becerisi kazanır ve akciğerleri gelişir.

-Çalgı ve çalgı olarak kullanılabilecek oyuncakları kullanırken, müzik eşliğinde hareket ederken, koordinasyonu, küçük ve büyük kasları gelişir, bu da fiziksel ve psiko-motor gelişimini olumlu yönde etkiler.

Kaynak: Ayten ÖZTÜRK, Okul Öncesi Eğitimde Müzik, Morpa Yayınları, 2007