Neden fotoğraf çekiyoruz ve neden Fotoğrafçılık eğitimi almalıyız!

Fotoğraf hakkında yazı ararken bir blog’da fotoğrafçılara sorulan “Neden Fotoğraf çekiyorsunuz?” sorusuna verilen cevapları gördüm ve sizinle paylaşmak istedim.

Fotoğraf bir tutku olayı benim için. Öncelikle kendim için fotoğraf çekiyorum. Yani anılarımı yaşatacağım, belgeleyeceğim, sevdiklerimle paylaşacağım ve çocuklarıma miras (parayı kendileri kazansın) olarak bırakabileceğim fotoğraflar benim için ön planda. Fotoğraf hayat’ tır diye düşünürüm ve insan öğesi ağırlıklı fotoğrafları, yaşamın ta içinden olanları çok seviyorum.
İşim gereği hayatın içinden fotoğraflar çekmeye vakit bulamasam da çektiklerim benim hayatım hakkında fikir veriyor diyebilirim. Neler yapıyorum, nerelere gidiyorum, nasıl yaşıyorum? Böyle düşününce bencil bir durum da ortaya çıkıyor ama bu tüm fotoğrafçılar için böyle. Özellikle fotoğrafçılığın ticari kısmını bir kenara bırakırsak fotoğraflarla hayata fotoğrafçının gözünden bakmıyor muyuz?,

Serdal GÜZEL

Neden mi fotoğraf çekiyorum… Taraf olduğum için… Ben tarafım… halkımın yanında, onların sorunlarıyla boğuşmasında… Acılarında… Tarafım… Taraf olduğum ve içimi acıttığı için fotoğraf çekiyorum… Zaten içimizi bir şeyler acıtmazsa üretemeyeceğimize inanıyorum… Yazmadıklarımız, söyleyemediklerimiz yâda yazdığımız halde kısa sürede unutulanlar, fotoğraf sayesinde unutulmuyor… belge ayni zamanda fotograf… Devam edeceğim…

Kemal ELİTAŞ

Fotoğraf çekmediğim bazı anlarda o anların bir daha yaşanmayacağına dair kaygı duyuyorum, fotoğraf çekme arzusunun, farklılıkları fark edip o anları dondurma isteği olduğuna inanıyorum…

Yeter YEŞİL

Farklı kişiler, farklı gözler ama hepsinin ortak bir bakışı var fotoğrafa dair…

Tarihte bu söylenenleri fotoğraflarında uygulayabilenler ölümsüzleşmişlerdir çektikleri görüntülerle. Fotoğrafı yaşıyoruz, onda yaşıyoruz. Neden fotoğraf çekeriz sorusunun ardında kendimizi arıyoruz her çekilen fotoğrafta birazda…

 Murat Yazar

Makinenin arkasında duran fotoğrafçının düşünsel alanına denk düşen kareleri yakalayıp sunmasıdır. Düşünsel alan, dünyaya bakış açımız, dünyayı yorumlama çabamızdır. Fotoğraf makinesinin arkasında duran fotoğrafçıyla objektifin önündeki konu bağımsız değildir. Çünkü fotoğraf öncelikle düşünsel alanımızda oluşur. Ben makinenin arkasında durup çekim alanına birileri girsin diye beklerim. Alana gidiyorum, fotoğrafı süre giden hayatın içinden, kendi özgül koşullarıyla çekiyorum. Düş dünyamın ve onu algılayış tarzımın da kareleri bunlar aynı zamanda. Birde hayatla derdimiz olduğu için, taraf olduğum için, hayat ve yaşam felsefemin bir parçası haline geldiği içindir fotoğraf…

red ettiğimiz için…

Paşa İMREK

Kaynak: [-]

 Tüm bunlardan sonra fotoğrafın bulunmasından günümüze kadar geçen süreç ve sonunda artık cep telefonlarında dahi fotoğraf makinesi olması ve kullanılması fotoğrafa olan ilgiyi artırmıştır.

Elbette insanın doğal ihtiyaçlarından değildir Fotoğraf çekmek fakat insan olma ve tarih yazmanın teknolojik yoludur eğer bilgiyi ve olayları bir sonraki nesle ve daha sonraki nesillere aktaramayan toplumlar gelişemez. Tabi sadece aktarmak değil her aktarılışın üzerine ekleyerek yenilik katmak ve ardından tekrar kayıt altına alma arzusu insanın doğasında var.

Gerek kendi ve gerekse başkalarının yaşamı veya eşyaların, şehirlerin, tabiatın, bitkinin, hayvanın, kısaca evrende var olan şeylerin anlık kaydını tutmak ve bazen de bunu sanata dönüştürmek insana has bir özellik.

Bundan yola çıkarak anı fotoğrafı, belgesel fotoğrafı, kurgu fotoğraf, veya reklam fotoğrafı kısaca ne için olursa olsun hepimizde kayıt altına alma ve yayma isteği vardır. Kaldı ki “belgeleyemediğiniz şey asla gerçek kabul edilemez.” Gerçeğinden hareketle bir yerde var olduğumuzu, bir şeylerdeki değişimi veya bir şeylerin oluşmasını ve oluşunu nasıl yorumlarsanız yorumlayın çok az istisnai durum dışında en sağlam hali ile ispatlamanın en sade yolu fotoğraftır. Ve artık fotoğraf hayatımızda. İster üzerinde oynanmış, ister göz yanılmaları ile sabitlenmiş, nasıl ve ne şekilde olursa olsun, fotoğraf şekil değiştirse de tüm bu türlere yeni türler eklenerek ve sanata daha da girerek var olmaya devam edecek.

Tüm teknolojik ürünler gibi analog fotoğraftan dijital fotoğrafa geçiş ile teknolojinin yaygınlaşması ve ulaşılabilir hale gelen fotoğrafın çekim kalitesi söz konusu olduğu andan itibaren ve elbette basitlerden karmaşığa doğru kaydıkça fotoğrafçılığın eğitimini almak bizleri daha kaliteye götürecektir.

İşte bu noktada artık Nar Sanat yanınızda… Kurumsallaşmış bir yapıda tüm eğitimlerinde olduğu gibi M.E.B. onaylı belge ve yeterli eğitim düzeyine sahip ve deneyimli eğitmenleri ile fotoğraf eğitimine sizleri çağırıyor.

Bakırköy’de M.E.B. Onaylı fotoğrafçılık eğitimi vermeye yetkili ilk tek kurumda eğitim almanız sizi bir üst basamağa çıkartacak ve ne tür fotoğraf çekerseniz çekin fark edileceksiniz. Elbette eğitimlerin sonunda seçilen fotoğraflarınızla fotoğraf sergisine de katılacaksınız.

Şu an yeni açılacak olan sınıfımız Pazar günleri saat: 15:00-19:00 arasında.

Biz nerede miyiz?  Tıklayın