Mimesis’in suçu ne? (!)

“ Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi” Yayın Kurulunun yaptığı bir açıklama olduğu gibi aşağıda dikkatinize sunuyoruz. Yorum sizin.

“Yorum sizin” dedik, fakat birkaç yıl önce başımıza gelen bir olayı aktarmadan edemeyeceğim…

4 yıl kadar önce Bakırköy’de bulunan bir sanatçı derneğinde sanat söyleşileri ve tartışma programı yönetiyorduk.

Genel beklenti nedir? 800 üyesi olan bir sanatçılar (!) derneğinden beklenti;  yapılan programın vasatın üzerinde ve dolaysıyla entelektüel düzeyinin  yüksek olmasıdır. Elbette bu bize göre böyleydi.

Bu beklentiden yola çıkarak o hafta yapacağımız tartışma programının konusunu  “Sanat ve Erotizm” olarak saptayıp ilan ettik. Buraya kadar her şey normal.  Bir sanat derneğinde tartışılmasının çok doğal olduğunu düşündüğümüz konu için hazırlıklarımızı yaparken pek çoğumuzu şaşkınlığa iten olaylar gelişti.

Önce derneğin yönetim kurulu üyesi olan Devlet Tiyatrolarının bir kaç yönetmeninden bir olan şahsiyet “ Konunun ne kadar vahim ve ayıp, tu kaka bir konu olduğunu, ahlaksızca bir tartışma olabileceğini ve hatta halkın dernek binasını taşlayabileceğini…”belirterek bir an önce programın iptal edilmesi gerektiğini talep etti. Hatta Talep etmekle de kalmayıp kulis çalışmaları yaparak dernek başkanı ve dernek yönetimine etkili olabileceğini düşündüğü Üniversitede hocalık yapmış etkin kişileri ve yine derneğin kurucuları olan eski oyuncuları (!) arayarak ve bizzat ziyaret ederek kamuoyu oluşturmaya çalıştı. Yönetim kurulunun sağduyulu yaklaşımı ve programı yapacak olan bizlerin inat etmesi sayesinde söz konusu program yapıldı.

Ne mi oldu?  Ne bir kavga, ne bir taşkınlık, ne de kimse kimseye erotik olarak bakmadan (!) ve medeni bir tartışma ile 3-4 saat sonra sağ ve salim olarak program bitirildi. Bizim için değil ama farklı beklentileri olanlar için şaşkınlık yaratmıştı böyle bir program. Çünkü Sanatçıların kurup yönettiği bir dernekte “Sanat ve Erotizm” ilişkisini konuşmak taşlanma ile son bulabilir hatta linçle dahi bitebilirdi değil mi? (!)

Tors

Ne kadar şanslıyız ki kayda değer vahim bir şey olmadan (!) medeni insanlar gibi “Erotizm ve Sanat” tartışıldı. Oysa resim derslerinde çizime yardımcı olmak amacıyla aynı dernekte tors bulunmakta ve açılan resim sergilerinde de nü resimler bulunabilirdi. Kaldı ki sanat ve erotizm de ne demek koca devlet tiyatroları yönetmeninden veya koca hocalardan daha mı iyi bileceğiz? Hele ki bir sanat derneğinde bunları konuşmak mı asla…

Örneğin; erotizm ve sanat konusu Bakırköy gibi ülkemizin en çok sanatçı yetiştiren ilçesinde sözde sanatçılar derneğinde konuşulmamalı, üniversitedeler de asla olmamalı, hele ki insanların bir şeyler araştırmak için kaynak aradığı kütüphanede bilimsel makaleler gibi tehlikeli kaynakların yer aldığı kütüphanelerde bu tür yazıların olduğu kitaplar hiç olmamalı… Sanat derneğinde erotizm ve sanat ilişkisi irdelenmeyecekse sinemada, tiyatroda, şiirde, heykelde, romanda kısaca sanatın hiçbir dalında, asla sözü dahi edilmemeli. Bu bir bilimsel makale olsa bile!

Hele ki tarih süreci içersinde bu tür şeyler olmamıştır. Erotizm İnsan yaşamına dair bir şey değildir, hatta eski çağlarda insanlar kendiliğinden çoğalarak meydana gelmiştir. Bundan dolayıdır ki” Mimesis’in suçu nedir? “ Sorusunu sormak dahi ayıptır. Sanatçılar(!) bunu yapıyorsa kütüphanelerinde bunu yapması doğaldır… Hatta bilimsel çalışmalarda dahi bu şeylere dikkat etmek lazımdır değil mi efendim?

Başınızı mı ağrıttık?

Buyurun Mimesis’in açıklaması…

 Kamuoyuna;

Mimesis Dergisi

Kültür Bakanlığı`nın Türkiye´nin farklı şehirlerinde il ve ilçe kütüphanelerine dağıttığı Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi, Elazığ İl Halk Kütüphanesi tarafından müstehcen içerikli olduğu gerekçesi ile iade edildi.

Elazığ İl Halk Kütüphanesi Müdürü Ahmet Pirinççi tarafından Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’ne gönderilen resmi yazıda, “MİMESİS adlı tiyatro /çeviri araştırma dergisinin 19. sayısının içeriğinde müstehcen resim ve çizgilerin bulunduğu okuyucularımız tarafından tespit edilmiştir” deniliyor.

Yazının devamında, bu tür yayınların okuyucuların ve çocukların ahlaki değerlerini bozduğu iddiası ile Elazığ İl Halk Kütüphanesi`ne veliler tarafından şikayet dilekçesi ile müracaat edildiği belirtiliyor. Elazığ İl Halk Kütüphanesi müstehcen içerikli bulduğu derginin Elazığ İl ve İlçe Kütüphanelerine bağış yolu ile olsa dahi gönderilmemesini talep ediyor.

Mimesis Dergisi Yayın Kurulu olarak belirtmek isteriz ki, müstehcen olduğu iddia edilen makale Antik Yunan komedyası hakkında bir çeviri-araştırma dosyası olan “Aristophanes Üzerine” adlı dosyada yer almaktadır. Kadının Tasviri: Aristophanes’in Lysistrata’sı ve Yunan Eşlerinin ‘Hetairalaştırılması’ adlı makale Washington Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Sarah Culpepper Stroup tarafından 2004 yılında kaleme alınmıştır.

20 yılı aşkın süredir yayınlanan ve danışma kurulunda Dikmen Gürün, Murat Tuncay, Zehra İpşiroğlu, Selda Öndül, Güngör Dilmen gibi tiyatro alanında önemli çalışmalarda bulunan akademisyen ve yazarların da sorumluluklar aldığı bir dergi, neden ahlaka aykırı bulunduğu konusunda açıklama bile yapılmadan, ”müstehcen” ilan edilmiştir. Akademik-bilimsel bir makalenin içeriği kaale alınmaksızın, ilişiğindeki M.Ö. 5. yüzyıla ait görseller bağlamlarından koparılarak “ahlaka aykırı” bulunup, raflardan kaldırılmıştır.

“Müstehcenlik”, “muhafazakar” duyarlılık adına yayın ve tiyatro dünyasının düzenli olarak maruz kaldığı ithamlardan birisi. Mimesis Dergisi’ne dönük müstehcenlik ithamını da aynı sansürcü zihniyetin bir çeşitlemesi ve yasaklaması olarak görüyoruz. Kültür Bakanlığı tarafından onlarca il ve ilçe kütüphanesi raflarına yerleştirilen akademik-bilimsel bir derginin, yine ona bağlı bir kuruluş tarafından raftan kaldırılmasını ise tek kelimeyle “absürd” buluyoruz.

Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi Yayın Kurulu

 

Mimesis’in sitesi için TIKLAYINIZ.

42 cevaplar

Yorumlar kapalı.