Hayranlık uyandıran Agamemnon Maskesi ve tarihçesi

Hemen hemen herkesin bildiği Yunan ana karasında sanatın ortaya çıkışından önce Ege denizi ve etrafında bazı uygarlıklar var olmuştur. Bunların en dikkat çekeni Yunan ana karasının güneydoğusunda yer alan Kiklad’da ortaya çıkmıştır. Millattan Önce 3000 yılından itibaren bu adalara Anadolu’dan göç edenler, küçük mermer heykelcikler yapmaya başlamıştır. Daha çok kollarını göğüsünde birleştirmiş ayakta duran basit kadın figürleri betimlense de erkek figürleri de müzik aletler veya silahlarla resmedilmiştir. Söz konusu bu eserlerin büyük bir kısmı mezarlarda keşfedilmiş, fakat eserlerin gömülmeden önce yeni yapılmaması nedeniyle yaşam içerisinde de işlevleri olduğu düşünülmektedir. Ayrıca bulunan bu eserler modern heykeltraşlar için de ilham kaynağı oluşturmaktadır.

Milattan Önce 3000 yılında Ege uygarlıklarının en büyüğü olan Minos, Girit Adası’nda ortaya çıkmış ve Minoslu sanatçılar Anadolu’dan ilham alarak çeşitli üslupları kendilerinki ile karıştırarak özgün bir üslup geliştirmişlerdir.

Çömlek, mücevher, frenk ve küçük ölçekli heykel yapımında ustalaşan bu sanatçılar, Knossos, Malla, Faistos saraylarında kendilerini geliştirmiş ticari, dinsel ve törensel eserler ortaya koymuşlardır.

Minos etkisi Milattan Önce 1600-1100 yılları arasında gelişmeye başlayan Mikenlere de güçlü bir şekilde dokunmuş ve Yunan ana karasına yayılmıştır. Miken Uygarlığı adını Kuzeydoğu Peloponez yani Mora yarımadasındaki antik Miken şehrinden alır. Minoslulardan daha fazla savaşçı olan Mikenler, oldukça sağlam saraylar inşa etmişler ve kendilerinden geriye pek çok silah ve savaş kalıntısı bırakmışlardır.

Antik Yunanlar Miken’e uygarlığın beşiği olarak bakmış ve hatta Yunan mitine göre bu şehir Perseus tarafından kurulup Troyalılara karşı savaşan Agamemnon tarafından yönetilmiştir. Homeros, İlyada adlı eserinde bu şehri ‘altın bakımından zengin’ olarak anlatmıştır. Homeros’un bu betimlemesinin altında bazı gerçekler yatmaktadır. Arkeologlar Miken’de 1876 yılında kuyu mezarlarını kazdığında muhteşem sonuçlar elde etmişlerdir.

Altın ve gümüş işlemeli silah ve mücevherlerin dışında defin törenlerinde kullanılan varak haline getirilmiş altının ahşap malzeme üzerine kaplanmasıyla yapılmış bir maske koleksiyonunu topraktan maske koleksiyonunu çıkartan arkeologlar, maskelerin detaylarının keskin bir alet ile oyulduğunu saptamıştır. Arkeologlar bu maskelerin Agamemnon’un sarayı ile bağlantısı olduğunu düşünerek Agamemnon Maskesi adını vermiştir.

Fakat Agamemnon Maskesi olarak adlandırılan bu maskenin Agamemnon’dan üç yüz yıl öncesine ait olduğu ve büyük ihtimalle Mikenli bir hükümdarın yüzüne oturtulmak için yapıldığı belirlenmiştir.