Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 55’incisi gerçekleştirilecek Uluslararası Antalya Film Festivali, 29 Eylül’deki açılış öncesi anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Festivalin sanatsal afişine de imza atan dünyaca ünlü ressam Ahmet Güneştekin ve ‘Çoban Ressam’ olarak adını duyuran Sinan Demir, 28 Eylül’de çocuklarla birlikte Antalya’nın Korkuteli İlçesi’nde Ulucak İlköğretim Okulu’nun duvarını boyayacak.

Çocuklara özel gösterim
Bu yıldan itibaren sanatçıların eserlerini afişine taşıyacak olan festival, Ahmet Güneştekin’in 2015 yılında Venedik Bienali’nde sergilendiğinde büyük ses getiren ‘Adem ile Havva’ serisinden bir tablosunu festivalin sanatsal afişine taşımıştı. Boyama etkinliğinin ardından çocuklar, festivali çocukların ayağına getiren Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin önemli projesi Festival Tırı’yla sinema keyfi yaşayacak.

Yeni sezonda da dopdolu ve dinamik bir program hazırlayan Garanti Caz Yeşili, cazseverlere benzersiz bir müzik ziyafeti sunmaya devam ediyor. Ekim ve Kasım ayları boyunca yetenekli müzisyenlerin sahne alacağı konserler, Nardis Jazz Club, Babylon ve Zorlu PSM’de tüm coşkusuyla sürüyor. Dünyanın farklı bölgelerinden gelen ve farklı tarzları harmanlayan caz seçkisi, sonbahar-kış sezonu boyunca eşsiz tınılar ve renkli sahne performanslarıyla içimizi ısıtmaya hazırlanıyor.

Sevilen dizi “True Detective”in müziklerinin yaratıcısı Lera Lynn, Zorlu PSM sahnesinde

23 – 24 Ekim tarihlerinde Nardis Jazz Club’da sahne almaya hazırlanan Brezilyalı bas virtüözü Michael Pipoquinha’nın ardından, 8 Kasım Perşembe “Ought” ve 9 Kasım Cuma “Submotion Orchestra” Babylon’da cazseverlerle buluşacak. 17 Kasım Cuma günü ise “Joan Osborne Sings the Songs of Bob Dylan”, Zorlu PSM’de dinleyicileriyle bir araya gelecek.

Kült televizyon serisi “True Detective”in müziklerinin arkasındaki dâhiyane isim, çağdaş Amerikan folk sahnesinin yükselen yıldızı Lera Lynn de Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında 22 Kasım’da yine Zorlu PSM’de sahne alacak.

Michael Pipoquinha

23 Ekim Salı – 24 Ekim Çarşamba

Nardis Jazz Club

Henüz 22 yaşında olan genç bas virtüözü Michael Pipoquinha, Youtube’da yayınladığı videolar ile yeteneklerini dünyaya tanıttı. Brezilya Fortaleza Bas Festivali, Guaramiranga Caz ve Blues Festivali ve Rio das Ostras Festivali gibi enstrümantal müzik alanında önemli etkinliklerde sahne aldı. İlk albümü olan Cearencinho, 2014 yılında yayınlandı. Etkinlik Saati: 22:00

Ought

8 Kasım Perşembe / Babylon

Dörtlü, 2012 yılında kendi kaydettikleri EP “New Calm”ın ardından 2014 yılında çıkış albümleri “More Than Any Other Day”i yayınladı. Başarılı çıkışları, 2015 yılında raflarda yerini bulan ikinci albümleri “Sun Coming Down” ile devam etti. Ekip, vibrafon, kendine özgü gitar tınıları, drum machine’ler ve 70 kişilik bir koro ile sahip olduğu güçlü post-punk sound’unu genişletmeyi başardı.Garanti kredi kartı sahipleri konsere %20 indirimli bilet satın alabilirler. Etkinlik Saati: 21:30

Submotion Orchestra

9 Kasım Cuma / Babylon

2010’da yayınladıkları çıkış albümleri “Finest Hour” ile electronica, jazz, soul ve downtempo’yu harmanlayarak kendilerine özgü bir sound yakalayan Submotion Orchestra, kısa sürede kitlelere ulaşmayı başardı. 2012’den beri Glastonbury, Bestival, London Jazz Festival, The Big Chill gibi Avrupa’nın önemli festivallerinde yer alarak isimlerini duyurdular. Bu sene yayınlanan 5. albümleri Kites grubun kişisel hikayelerinden ilham alarak yakaladıkları 10 adet polaroid fotoğrafın etrafında kurulan 10 şarkıdan oluşuyor. Garanti kredi kartı sahipleri konsere %20 indirimli bilet satın alabilirler. Etkinlik Saati: 22:30

Joan Osborne Sings the Songs of Bob Dylan

Saygın, tutkulu bir performans sanatçısı ve duygusal bir söz yazarı olan Joan Osborne, kendi jenerasyonunun en saygın seslerinden biri olmayı başardı. Yedi Grammy müzik ödülü adaylığı bulunan, dünya çapında milyonlarca albümü satılan Osborne, son projesi “Songs of Bob Dylan” ile dünya turnesine çıkmaya hazırlanıyor. Songs of Bob Dylan albümüyle vokal dehasını tüm saflığıyla ortaya koyan Osborne, Bob Dylan’ın sevilen şarkılarına feminist bir yorum katarak yeni tatlar yaratıyor. Garanti kredi kartı sahipleri konsere %20 indirimli bilet satın alabilirler. Etkinlik Saati: 20:30

Lera Lynn

22 Kasım Perşembe / Zorlu PSM

2011’de çıkardığı ilk albümü “Have You Met Lera Lynn?” ile çağdaş müzik sahnesinin aktif oyuncularından biri haline gelen Lera Lynn, büyüleyici sesi ile şarkıcı-söz yazarları arasında sağlam bir yer edindi. İlk albümüyle adını duyuran Lynn’in ikinci albümü “The Avenues” ile HBO draması True Detective’in yapımcılarından T-Bone Burnett’ın dikkatini çeken Lynn, kısa sürede dizinin müziklerini bestelemeye başladı. Garanti kredi kartı sahipleri konsere %20 indirimli bilet satın alabilirler. Etkinlik Saati: 20:30

İzmir Devlet Opera ve Balesi 2018-2019 sezonunu 1 Ekim’de Carmina Burana balesi ile açıyor.

1.Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali’nde binlerce sanatseverin beğeni ile izlediği Carmina Burana balesi, 1 Ekim 2018 Pazartesi günü saat 20.00’da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde sunulacak.

İZDOB yeni sezonda; 7 opera, 1 operet, 8 bale, 1 kantat, 3 çocuk oyunu ile onlarca konseri İzmirli sanatseverlerin beğenisine sunacak.

Geçen yıllarda olduğu gibi; Elhamra Sahnesi’nin yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, Dokuz Eylül Üniversitesi’ne ait Sabancı Kültür Sarayı, Bornova Kültür Merkezi’nde, Ege Üniversitesi’ne ait Atatürk Kültür Merkezi, Kültürpark Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’nda da etkinlikler sunulacak.

İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin 2018-2019 sezonunda sahneleyeceği YENİ ESERLER şunlar:

Palyaçolar “opera”
Pietro Mascagni’nin Cavalleria Rusticana ve Ruggiero Leoncavallo’nun Palyaçolar adlı operaları 23 Ekim 2018 tarihinden başlayarak İzmirli sanatseverlerin izlenimine sunulacak. Şef Tulio Gagliardo ve Vladimir Lungu yönetiminde sahnelenecek olan eserlerin rejisini Haldun Özörten üstleniyor.

Fındıkkıran “bale”
Piyotr Ilyic Çaykovski’nin ölümsüz balesi Fındıkkıran, 22 Aralık 2018 tarihinde prömiyer yapacak. Eser, şef Tolga Taviş yönetiminde ve Mehmet Balkan koreografisiyle sahnelenecek.

Bach Kahve Kantatı
9 Ocak 2019 tarihinden başlayarak sahnelenecek olan Johann Sebastian Bach’ın Kahve Kantatı sezon boyunca sanatseverlerin izlenimine sunulacak.

Zarzuela Akşamı “zarzuela”
Ülkemizde ilk kez sunulacak olan bu gösteri 23 Şubat 2019’da prömiyer yapacak. Gösteri, İspanyol ulusal şarkılarının en seçkin örneklerinin büyük orkestra ve danslar eşliğinde sahnelemesi olarak İzmirli sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Zarzuela Akşamı Tulio Gagliardo yönetiminde konuk İspanyol koreograf Carlos Vilan’ın sahne düzeni ile sahnelenecek.

Lucia di Lammermoor “opera”
Gioacchino Donizetti’nin dünya opera sahnelerinde en çok oynanan eserlerin başında gelen bu operası, 11 Nisan 2019 tarihinden başlayarak operaseverlerin beğenisine sunulacak. Eser, şef Alessando Cedrone yönetiminde sahnelenecek.

Geçen sezonlarda sahnelenen ve bu sezonda da yinelenecek eserler:
Giacomo Rossini’nin komik operası Sevil Berberi, Carl Orff’un aynı adlı eserinin müziği ve Robert North’un koreografisiyle sahnelenecek olan Carmina Burana balesi bu sezonda sahnelenmeye devam edecek. Bach Alla Turca ve Dansın Rengi adlı birer perdelik baleler sezon programı içinde yer alacak. Çaykovski’nin çeşitli eserlerinden alınan ve Tolga Taviş tarafından düzenlenen müziği eşliğinde sahnelenmekte olan Romeo ile Juliette balesi bu sezonda da sahnelenmeye devam edecek. Geçen sezon prömiyeri yapılan Giuseppe Verdi’nin La Forza del Destino adlı operasın sahnelemesi sürdürülecek. Birkaç yıldır oynanmakta olan Tolga Taviş’in Hekimoğlu adlı operası yinelenmeye devam edecek. Mozart operaları içinde önemli bir yere sahip Don Giovanni operası da programda yer bulacak. Minyatür ve Gece adlarıyla sahnelenen birer perdelik baleler yine sezon programında yer alıyor.

İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin geleneksel hale getirdiği ve Alsancak Rotary Kulübü işbirliğiyle yapılmakta olan Ulusal Genç Solistler Yarışması bu sezonda da yapılmaya devam edecek.

Çocuk Oyunları:
Bu sezon programında yer alan çocuk oyunları da şunlar: Murat Cem Orhon’un müziği Zeynep Ergüven’in metni ile Şekeronya ve Hülya Nüfusçu’nun çeşitli bale müziklerini kullanarak sahneye koyacağı Kırmızı Çiçeğin Rüyası adlı çocuk balesi ve Haldun Özörten’in Sihirli Dünya adlı çocuk oyunu.

Karanlık pop’un elektronik ve en sevilen yüzlerinden olan Aurora, bu sene üçüncüsü gerçekleşecek olan Mix Festival’inde sahne almaya hazırlanıyor.

Birbirinden farklı müzik türlerini 2 günlük bir festivale sığdıran Mix Festival’i bu yıl üçüncü kez düzenlenecek. Zorlu PSM’nin farklı salon ve alanlarının kullanıldığı festival bu yıl, 16 – 17 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek. İlk akşamında dansın son zamanlarda konuşulan elektronik müzik ikilisi Polo&Pan sahne alacak. İkinci akşam pistin ritmi karanlık pop’un elektronik ve güzel yüzü Aurora’ya emanet olacak.

Peki festivalde başka kimler var?

Fransa’nın en sevilen elektronik duo’larından Her, indie’nin Montpellier hali Kazy Lambist, iki kuzenin elektronik müzik ekseninde büyüleyici şarkılar yarattığı proje Otzeki, multi enstrümantalist kimliğini büyülü bir sesle dinleyicilere sunan Sophie Hunger, Barselona dans müzik sahnesinin dahi DJ ve yapımcısı Undo, house ve minimal techno’nun Fransa temsilcileri Losless, R&B ve elektronik harmanı müziklerini Londra’dan dünyaya taşıyan Tender, elektronik müzik prodüktörü Emancipator’ın canlı performanslarıyla sahnede olduğu grubu Emancipator Ensemble, Türkiye’de gerçekleşmiş birçok festivalde setleriyle katılımcıları dans pistinde soluksuz bırakan Mabbas, 70’lerin Türkçe şarkılarına getirdikleri sıra dışı yorumla eşsiz disco ritmler yaratan Hey! Douglas, Türkiye’nin en başarılı psychedelic müzik gruplarından BaBa Zula, Türkçe funk ve psychedelic şarkıları dans pistine uyarlayan oluşum Turkish Edits, deep tech ve etnik elektronik müziğin birlikteliğini dansla sunan Monality, mix’leriyle ünü ülke sınırlarını aşan Barış K, dikkat çeken isimler arasında…

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Özel Nar Sanat Eğitim Kursu’muzda dikkat çeken bir workshop’a imza attık.

Uludağ Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Piyano Ana Sanat Dalı mezunu – Piyanist Rasim Yağız İLHAN kurumumuzda 14 Eylül 2018 Cuma günü öğrencileriyle birebir ilgilenip keyifli bir Piyano Masterclass’ı gerçekleştirmiş oldu.

 

Küçükken hep aile resimleri yapardık. Annemizi, babamızı ve kardeşlerimizi yetebildiğince çizmeye çalışırdık. Bazense bu resimleri anne ve babalarımızla yapmak isterdik. Vakitleri yoktu hep, çalışıyorlardı çünkü. Mutlu pazarlar diyoruz ya hep. Sizde mutlu bir pazar geçirmek istiyorsanız çocuğunuzla birlikte Özel Nar Sanat Eğitim Kursu olarak sizleri resim atölyelerimize bekliyoruz.

Nar Sanat Eğitim Kursu’nda Resim eğitmenimiz Serkan Karadağ’ın yönetimindeki Aile – çocuk resim atölyemizde çocuğunuzla birlikte keyifli vakit geçirebilirsiniz. Sınırlı kontenjan bulunan atölyemizde yer alabilmek için rezervasyon yaptırmayı sakın unutmayın.

Ön kayıt ve detaylı bilgi için: 0212 570 80 68

Her insan gibi duygu ve düşüncelerimizi karşımızdaki insana etkileyici bir biçimde anlatmak isteriz. Peki bunun için ne gereklidir? Tabi ki artikülasyon, tonlama ,vurgulama ve bazı diksiyon kuralları. Bakırköy Nar Sanat Eğitim Kursları olarak bu konuda sizlere uzman kadromuzu sunuyoruz.

Güzel ve etkili konuşmada diksiyon (söyleniş-telaffuz-pronounciation) yani seslerin doğru çıkarılması son derece önemlidir. Fonetik bilgisi seslerin çıkarılışını inceler.

Diksiyon ise buna ek olarak daha geniş bir kapsamda, ses organlarının doğru sesleri çıkarabilecek şekilde eğitilmeleri üzerinde odaklanır. Bu yönüyle diksiyon önemli ölçüde fonetiğe dayanır. Ancak biz bu bölümde konunun fonetik yönü üzerinde ayrıntılı durmayacağız.

Türkiye de seslerin çıkarılmasında yörelere göre farklılık vardır. Ancak güzel seslendirmede daha çok İstanbul ağzı esas alınır. Seslerin gerektiği gibi çıkarılabilmesi için ses aletlerinin- gırtlaktan başlayarak dil, dudaklar, çene ve buruna kadar tüm ses aletlerinin eğitilmesi gerekir.

İletişim ve ön kayıt için 0212 570 80 68’i arayabilirsiniz.

Türk Halk müziği yorumcusu olan, besteci ve şair Ruhi Sarı ölümünün 33.yılında anıldı. Şişli Belediyesi ile Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği’nin, Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde düzenlediği geceye, Ruhi Su dostları ve sevenleri katıldı.

Ruhi Su’nun aynı adlı eserinden yola çıkılarak “Mahsus Mahal” ismi verilen etkinlikte, Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Ilgın Su teşekkür konuşması yaptı.

Sanat yönetmenliğini Emin İgüs’ün üstlendiği gecede, Ruhi Su Dostlar Korosu, sanatçının eserleri başta olmak üzere farklı eserler seslendirdi.

Gecenin sunuculuğu oyuncu Orhan Aydın üstlenirken, şarkı aralarında Ruhi Su’ya ait şiirlerin yanı sıra onun hakkında kaleme alınmış yazılar okundu.

Boran Mert’in bağlamasıyla Ruhi Su Dostlar Korosu’na eşlik ettiği anma etkinliğinde, Tuncer Tercan ve Muammer Ketencoğlu da sahne aldı.

Ruhi Su’yu tanıyalım

Mehmet Ruhi Su, 1912 yılında Van’da doğdu. Memur olarak çalışan babasının tayini nedeniyle çocukluğunun büyük bir bölümünü burada geçirdi. Genç yaşlarda babasını ve kısa zaman sonra da annesini kaybetti.

Gençlik yıllarını yanlarına verildiği yoksul bir aile ve daha sonra da öksüzler yurdunda geçirdi. Bir ara İstanbul’da askeri okullarda okudu, ancak müzik sevgisi onu yeni arayışlara itti.

Adana Öğretmen Okulu’nda okurken, Ankara’ya Müzik Öğretmen Okulu’na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başardı.1942`de Ankara Devlet Konservatuarını`nın Şan bölümünü bitirdi. Aynı yıllarda sırasıyla Ankara Cebeci İkinci Ortaokulu`nda sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü`nde müzik öğretmenliği yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na seçildi, konservatuarın opera bölümünde de okudu ve daha sonra da Devlet Operası’nda çalıştı. Devlet Operası sanatçısı olarak, Bastien Bastienne, Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca, Yarasa, Aşk iksiri, Rigoletto, Figaro’nun Düğünü, Maskeli Balo ve Konsolos gibi operalarda rol aldı.

Ankara Radyosu`nda 15 günde bir yayınlanan türkü programları düzenledi; Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi`nde büyük bir koro oluşturdu. Aldığı klasik batı müziği eğitimi türkülerinin yorum ve icrasına yaklaşımının kurumsal temelini oluşturdu.

Ruhi Su, 1952-1957 yılları arasında 1951 Türkiye Komünist Partisi (TKP) tevkifatı dolayısı ile hapis yattı. 1960’ta İstanbul’da Taksim Belediye Gazinosu’nda sahneye çıkan Ruhi Su, bir yandan da halk türkülerini kaydedip, arşivleme görevini üstlendi. Bu arada radyoda da ‘Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor’ anonsuyla sunulan bir radyo programı yaptı. Bu programlardan birinde söylediği “Serdari Halimiz Böyle N’olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak” türküsü nedeniyle radyodaki işine son verildi.

Söylediği türkülerdeki siyasi vurgular yüzünden aleyhinde kampanyalar başlatılan ve işini kaybeden sanatçı, türküleri derleyip, yeniden yorumlama işine kendi başına devam etti. 1975’te Dostlar Korosu’nu kurdu. 1978’den sonra ürettiği kasetlerle halk müziğinin, yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu.

Ruhi Su, 12 Eylül yönetiminin engellemeleri yüzünden yurtdışında tedavi şansı bulamadı ve 20 Eylül 1985’te öldü. Mezarı İstanbul Zincirlikuyu’dadır. Ruhi Su’nun cenaze törenine binlerce kişi katıldı ve cenaze 12 Eylül döneminin ilk büyük kitle gösterisi haline dönüştü. Cenazede gözaltına alınan 163 kişi İstanbul siyasi şubede 15 gün süreyle gözaltında tutuldu.

Alevi Deyişlerini okudu, Pir Sultan’ın, Hatayi’nin ve diğer ozanların deyişlerini yorumladı. Nazım Hikmet’in şiirlerini ilk besteleyenlerdendir. 1954’te hapisteyken söylediği Mahsusmahal adlı türküsüyle ünlendi.

Ruhi Su, ölümüne kadar 16 tane 45’lik plak, 11 uzunçalar çıkardı. Ölümünden sonra kurulan Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı aracılığıyla eşi Sıdıka Su (ölümü-18 Ekim 2006) ve oğlu Ilgın Su özel arşivlerdeki ses kayıtlarından yararlanarak plak, kaset ve CD üretimini sürdürdüler.

3 parçadan oluşan en basit müzik aleti olan flütle herkes gibi ilkokul yıllarından tanışıyor olsakta bilmediğimiz bir sürü türü ve özelliği bulunmakta. Eğer flüte bir ilginiz varsa ve tam teşekküllü bir yerden eğitim almak istiyorsanız Bakırköy Nar Sanat Eğitim Kursları tam size göre.

Flüt icat edildiği zamanlardan bu yana dünyanın en çok kullanılan üflemeli çalgılarından biridir. Başta kuş sesi olmak üzere doğadaki birçok canlının sesini taklit edebilen flüt birçok orkestra için vazgeçilmez bir enstrüman olmuştur.

Eski Yunanlardan bugüne kadar gelen flüt müzisyenler tarafından geliştirip muazzam bir müzik aleti haline getirilmiştir. Flüt bir orkestrada hafif melodilerden, en hızlı parçalara kadar eşlik edebilmektedir. Kuş cıvıltıları, neşeli melodiler, yumuşak ezgiler, çocuksu pasajlar ve duygusal parçalar gibi daha birçok melodinin çıkarılmasında diğer enstrümanlarla uyum halindedir.

Kısacası neredeyse çalamayacağı hiçbir şey yoktur. Üflemeli çalgılar içerisinde en hünerli olanıdır diyebiliriz. Tahta üflemeli çalgıların genel adı olan flütün birçok çeşidi bulunmaktadır. İlk çıktığı zamanlarda üzerindeki delikleri, parmaklarla kapatmak suretiyle çalınan flüt daha sonraları geliştirilmiş; tüm delikler yaylar, kapaklar, miller vasıtasıyla kontrol edilebilir hale getirilmiştir.

İletişim ve ön kayıt için 0212 570 80 68’i arayabilirsiniz.

Her zaman akla gelen bir klasik vardır. Kumsal, ateş ve insanlar. Aklınıza ilk gelen elinde gitarıyla “Akdeniz Akşamları” söyleyen bir müzisyen değil mi ?  Herkes ona hayranlıkla bakarken içinizden keşke onun yerinde ben olsaydım dediğinizi duyar gibiyim.

Bakırköy Özel Nar Sanat Eğitim Kursu olarak hayallerinize ulaşırken yanınızda olmaya talibiz.

Gitarın ilk atası Orta Asya’da yapılmış olan ud’tur. İlk başlarda ud gibi olurken Orta Asya’dan göç edip Avrupa’ya giden Orta Doğu Türkleri udu değiştirip başka bir hal almasına neden olmuştur.

Gitarın ilk örnekleri İspanya’da ve parmakla çalınırdı.Daha sonra gitara 5 tel takıldı, daha önce sayısı az olan perdeler 10’a çıkarıldı. Teller pesten tize doru “la-re-sol-si-mi” olarak akortlanmaya] başlandı. 18.yy’ın sonlarına doğru pes tarafa kalın bir “mi teli” daha eklenerek tel sayısı 6 ya çıkarıldı.

Daha sonra 19. yy. ortalarında Antonio de Torres enstrümana yeni bir biçim verdi. Enstrümanı daha belirgin bir hale getirdi (büyüttü ). Vidalı burgular takıldı; saptaki perde sayısı (fret arttı; sesi güçlendi, göğüs içindeki balkonlar tek bir merkezden çıkan seslere daha net yön verir oldu.

Daha sonra da gitar şekil olarak değişimlere uğradı. Folk ve caz müziğinde kullanılan gitarlara çelik teller takıldı. 1920 yılında elektro gitar doğdu. Elektro gitar sayesinde gövde rezonans kutusu olmaktan çıkmış enstrümanla dinleyici arasına, amplifikatör denen Elektronik bir yükseltici girmiştir.

Elektronik gitar doğduktan sonrada Gitarın çeşitleri artmaya başlamıştır.Kendi üzerinde Amplifikatör bulunduran gitarlar,12 telli gitarlar, çiftli gitarlar(üstte 12 telli altta 6-7 telli), 7 telli gitarlar, perdesiz gitarlar, Headless(kafasız) gitarlar çıkmıştır.

İletişim ve ön kayıt için 0212 570 80 68’i arayabilirsiniz.

Diyaframı kontrol altında tutma, sözcükleri doğru telaffuz etme, ses tellerini esnetme ve tabi ki daha kontrollü ses çıkartabilmek için en gerekli olan ders sizce hangisidir? Evet evet doğru bildiniz “Şan” dersi.

Peki bu dersi Bakırköy Özel Nar Sanat Eğitim Kurslarında uzman kadromuzla almaya ne dersiniz?

Şan dersinin amacı nedir?

Şan eğitiminin amacı diyafram, akciğer, sinüs boşlukları, ağız boşluğu, karın boşluğu gibi günlük hayatta bilinçli kullanmadığımız vücut bölümlerini kullanarak ses tellerini eğitme çalışmasıdır. Bu çalışmalar neticesinde sesimizi ve konuşmalarımızı daha bilinçli tonlamayı ve yine daha bilinçli ifade etmeyi öğreniriz.

Peki  şan dersi almak için yaş sınır var mıdır?

Şan dersi almak için hiç bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Her yaştan birey isterse 80 yaşında olsun şan derslerine katılabilir.

Şan dersi aldık diyelim o zaman güzel şarkı söyleyebilecek miyim?

Şan Eğitimi alan herkes şarkı söyleyebilir, siz de tanışma derslerimize gelerek ya da  0212 570 80 68’i arayarak bilgi alabilirsiniz.

Kanun; yıllardır hayatımızda olmasına rağmen biz onu daha çok TRT ekranlarından gördük. Aslında yakından bir sesini duysak ya da çalsak bizi başka dünyalara götürecek hatta büyüleyecek kadar güzel olduğu kanısına varırız.

Peki o zaman kanunu tanıyalım.

Kanun; telli çalgılar ailesinden bir enstrümandır. Etimolojik kökeninin Yunanca “kaide, kural” anlamına gelen “kanon” kelimesinden geldiği ileri sürülmektedir. Günümüze kadar kanun enstrümanının ortaya çıkışı ilgili olarak pek çok farklı görüş öne sürülmüştür. Bunlardan bazıları:

✓ Kanunun bazı kaynaklara göre büyük Türk bilginlerinden FARABİ (870-950) tarafından icat edildiği söylenmektedir, aynı kaynaklar FARABİ’nin kanun üzerinde çeşitli değişiklikler yaptığını da öne sürmektedir.

✓ Antik çağda Mısır ve Sümerliler tarafından kullanıldığını gösteren bazı tarihi belgelerden başka eski bir Arap rivayetine göre de kanunu, İbn-i Hallegan’ın icat ettiği ve bu bilginin Horasanlı Bermek ailesinden olup Musul’un Türklerle meskun İrbil şehrinde doğduğu söylenmektedir.

✓ Bir efsaneye göre de bir ağacın üzerinde ölen kuşun, ağacın dallarından aşağıya sarkan kurumuş bağırsaklarının rüzgarın etkisiyle çıkardığı seslerden esinlenerek kanunun bulunduğu söylenir. Evliya Çelebi seyahatnamesinde, kanunun meşhur üstadlardan Ali Şah tarafından icat edildiğini ve Revanlı Mirza Haydar Bey ile Cağalazade Mustafa Bey’in kanun hakkında bilgi sahibi olduklarını yazar.

✓ Albert Lavignac, Encyclopedi de la Musique et Dictionnarie du Conservatoire’da (Konservatuar Lugatı ve Müzik Ansiklopedisi) kanunun Arap çalgısı olduğunu ileri sürer. Clement Huart, kanunu Avusturyalıların Zither ve Macarların Cymbalum’undan daha küçük ve yatırılmış bir “Arp”olarak tanımlar. “Çeng” adındaki çalgının kanun ile birlikte bulunduğu ve geliştiği genellikle kabul edilmiştir.

Eğer sizde bu büyülü enstrümanı denemek istiyorsanız sizleri Bakırköy Özel Nar Sanat Eğitim Kursu’na davet ediyoruz. İletişim ve ön kayıt için 0212 570 80 68’i arayabilirsiniz.