16 Ocak 2011 – 11 Şubat 2011 / Niyazi TOPTOPRAK – Resim Sergisi

Niyazi Toptoprak ve Sanatı Hakkında…

” Niyazi Toptoprak, 1950 yılında İstanbul’da doğdu. İlki 1969 yılında olmak üzere şimdiye değin 150 civarında kişisel resim sergisi açtı. Sayısız karma sergiye eser verdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitiren sanatçı bazı ödüller ve mansiyonlar kazandı. Niyazi Toptoprak’ın özel, resmi ve yurtdışı koleksiyonlarda birçok eseri bulunmaktadır.

Ressam Niyazi, kendi üslubunu oluşturmuş sanatçılardandır. Öyle ki O’nun resmini imzasına bakmadan da tanıyabilirsiniz. Yağlı boya ve pastel malzemelerini büyük bir ustalıkla kullanır. Doğayı kendi üslubuna uydurur. Hayvan resimleri de yapar ama bunların arasında kediye özel bir yer vermiştir. Bir serginin davetiyesinde şöyle demektedir.

“Kedi resmi yapmamış ressam yoktur denebilir. Çünkü kedi, biçimi, devinimi, yetenekleri ve yetkinlikleri ile resim yapan birinin ilgisinden ve hayranlığından uzak kalamaz. Günlük yaşamını güzelliğin coşkusu ile zenginleştirebilen iyi insanlar için de bu böyledir.

Kedi kraldır. Kedi her zaman güzeldir; kristal bir kadehteki kırmızı şarabı bembeyaz masa örtüsüne devirirken de, ipek bir halıya işerken de, yalnız bir bilge gibi soyluca ölürken de. Görkem ve incelik bir arada olmayı en çok bir kedinin yanındayken sever. Kedi, güzelliğini tartışmaya kalkan sevimsizlerle alay bile etmez.

Kedi resimlerine ayırdığım bu sergimi, bir kedi aşığı olmanın ayrıcalığında gizli keyif ve kendini beğenmişlikle hazırladım. Biliyorum ki o da kendisini artistik ve majestik bir keyifle beğenmektedir. Ve majesteleri bunda çok haklıdır.”

Niyazi Toptoprak’ın hayvan figürlü resimlerinin dışında, stilize ağaçlar, iki boyutlu evler, yayvan ve hemen hemen simetrik tepelere sıkça rastlarsınız. Minyatüral bir istifleme göze çarpar. Kompozisyonlarında kullandığı tarımsal parselasyonlarda renk coşkusu doruğa çıkar. Toptoprak, geçişli yada kontrast renk ayrımlarıyla adeta gökyüzünü de parsellemektedir. Bu özelliği onun resminde, içinde ışık yanıyormuş gibi bir şeffaflık oluşturur.

Ressam Niyazi, kendi resminin gelişimi ve değişimi içinde hep kendi resmini yapar. Kendi olarak kalmayı istediği için de kimseye benzemez. Bu geleceğe yönelik bir tavırdır. Bu nedenle sanatçı, resmin libido enerjisi ile yapıldığı savındadır. Ona göre gelecekte de var olabilmenin enerjisi bu enerjiden başka bir şey değildir. Libido ortadan kalkarsa sanat eylemi de son bulur.

Gerçekte bu görkemli bir sav olmak yerine yalnızca mütevazı bir yaşam tutkusudur. Belki de ölüm korkusu(?). Rengi görmek, rengi görmeye devam ediyor olmanın heyecanını yaşamak, ama ille de yaşamak. Sanatçının yaşamı bitince de bu heyecanı başkalarına yaşatmayı sürdürmek. Yani kalmak. ”

Kaynak : Niyazi TOPTOPRAK  Facebook grubu