Okul dışı müzik eğitiminde veli ve öğrencilerin karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerileri (4)

Birinci, ikinci ve üçüncü bölümünü daha önce yayınladığımız (1.Bölümü , 2.Bölümü , 3.Bölüm okumak için Tıklayınız) yazımızın bugün üçüncü bölümü ile devam ediyoruz. İyi okumalar!

ÇALGI EĞİTİMİNDE KURUMLARIN EĞİTMEN DIŞINDA ÖĞRENCİ VE VELİYE YÖNETİMSEL YAKLAŞIMI VE ÖĞRENCİ İLE İLETİŞİMİNİN ÖNEMİ

Genel anlamda Kursların yanı sıra  Halk Eğitim merkezleri, çeşitli sanat  merkezleri, bazı dernekler ve cemiyetler ile özel derslerde  eğitim alanların oransal anlamda % 85  gibi bir oranı (Nar Sanat Eğitim Kursu kayıt istatistikleri 2009-2014 yılı arası) 5-18 yaş aralığındadır.

Nar Sanat

 

Bu  açıdan bakıldığında özellikle 4-9 yaş aralığında genel karar vericilerin % 80 (Nar Sanat Eğitim Kursu kayıt istatistikleri 2009-2014 yılı arası)  gibi bir oranının velilerin talep ve istekleri ile çocuklarının çalgı eğitimine yönlendirildiğidir. 10 yaş ve üzeri yaşın büyümesiyle bu oran ters şekilde işleyip yaş büyüdükçe kendi talepleri ile oluştuğu gözlemlenmektedir.

Dolaysıyla tüm bilimsel veriler ve araştırmalar örgün eğitim ile ilişkili olarak (Güzel sanatlar Lisesi, Konservatuvar, veya Müzik Öğretmenlikleri)   yapılmasından dolayı kurslar ve benzeri genel algının “Hobi” ile çerçevelenmesi adeta incelemeye değer bulunmamasına yol açmaktadır.  Oysa Müzik eğitiminin pek çok zaman temelinin atıldığı veya  başlangıcının yapıldığı yer kurslar veya kabul etmek gerekir ki bittiği yer kurslar.  Bundan dolayı kurslar hakkında bilimsel araştırmaların artması gerektiğine inanmaktayım.

Elbette yazının başından sonuna kadar incelenen durum ve saptamalar doğru ve önemli olmakla birlikte kursiyerin eğitim alanına karşı sempati beslemesi  gerekmektedir.

Bu durum kurs alanının fiziki koşulları, ortam derslik, konum ve öğretmenler dışında veli ve öğrencinin muhatap olacağı çalışanlar ve yönetim kadrosu da dahildir.

çalgı eğitimi

Verilen çağlı eğitiminin “Hobi” olması eğitimin önemini azaltmamakta hatta daha da artırmaktadır.  Çalgı eğitimi alanların genel olarak “Okul” kavramı içerisinde zaten bir eğitim alıyor olması ve bunu bir görev olarak kabul etmesi ve zamanının çoğunu zorunlu olarak okulda geçiriyor olması benzer havayı bulacağı bir kursta ne oranda çalgı öğrencisinin kursa devam ettiği kursa sempati duymasını sağlar bunu anlamak zor olmasa gerekir.

Örgün eğitimde olduğu gibi aşırı kurallar ve resmi havanın benzer şekilde çalgı kursunda olması, ulaşılamaz idari ve serkreterya;  çocuk açısından bir süre sonra itici gelmesinin yanı sıra “görev” haline dönüşüp çocuk ve genç için bunaltıcı sıkıcı ve rutine dönüşür ki bu da çalgı eğitiminde öğrencinin motivasyonunu düşürmektedir.

Kapalı kapılar ardında müdür, yönetici ve sekreterlik görevi ile yürütülen halk eğitim ve ya özel kolej ve ilköğretim okulları ile Liselerde verilen kurslarda başarının iyi organize olmuş bir kurstan daha düşük olma sebeplerinden biridir.

Kursların pek çoğunun amacı sadece kursiyerin devamlılığını parasal kaygılar ile sürdürmektedir. Oysa çocuğun/gencin isteyerek geleceği motivasyonunu yükselteceği bir idari ve görelik çağlı eğitiminde ilk adım olan kursların  dikkat etmesi gereken bir konudur.

Her derslik yeterli ferahlık ve eğitime uygun, elverişli bir ortam sağlamanın yanı sıra gerek dersliğin gerekse kurumun sanat ile yoğrulmuş ferah ve tetikleyici görselliği içermesi gerektiği göz ardı edilmemelidir.

çalgılar

SONUÇ

Çalgı  eğitiminde başarıya odaklanma yaklaşımı oldukça önemlidir. Amaç, insanları harekete geçiren ve  motivasyonunu arttıran önemli bir güdüdür. Çalgı eğitimi çalışmalarındaki temel amaç, başarı ihtiyacından kaynaklandığı takdirde, eğitimin hızını ve kalitesini olumlu biçimde etkileyecektir.

Çalgı eğitiminin ilke ve yaklaşımları doğrultusunda belirlenecek yeni yapılanmalarla, eğitimde nitelik arttırılabilir. Genel anlamda çalgı eğitiminin sorunları giderilerek, bu eğitime yeni bir boyut kazandırılabilir.

Çalgı eğitimcilerinin iyi yetiştirilmesi ve düzeylerine uygun eğitim ortamlarında hizmet vermeleri sağlanarak,  ülke genelinde eğitimin hızı ve niteliği arttırılabilir. Çalgı öğretmenlerinin sayıları çoğaltılarak, yurt genelinde görev yapma dağılımının oranlanması da eğitimdeki kalkınma açısından önemlidir. Eğitimde öğretmen  faktörünün önemi düşünüldüğünde; çalgı öğretmeninin teknik bilgisi, müzikalitesi ve öğretim yöntem ve  tekniklerindeki yeterliliği çalgı eğitiminin kalitesini büyük ölçüde belirlemektedir.

Düzgün yapılan ve bireylere çalgı eğitiminin temel davranışlarının kazandırıldığı yaygın eğitim

uygulamalarıyla, sosyo-kültürel gelişime katkı sağlanabilir. İyi yapılan ve sergilenen örnek uygulamaların, başkalarına da örnek teşkil edeceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda çalgı eğitimin her ortamdaki niteliğinin arttırılmasının gereği anlaşılmaktadır. Çalgı eğitimi aracılığıyla dengeli, sağlıklı ve kültürlü bireyler  yetiştirilmesi bakımından da nitelikli yapılan eğitimin önemi yadsınamaz. Mesleki  çalgı eğitimi ortamlarında yetişenlerin gelecek kaygısının giderilmesinin, eğitime yönelimde ve işine sahip çıkmada olumlu katkı sağlayacağı düşünülebilir. Var olan ya da yeni kurulacak müzik topluluklarına girebilme hedefi ve öğrenciyken bu şekilde motivasyon kurulması, mutlaka eğitimdeki istekliliği ve verimliliği yükseltecektir. Dolayısıyla uzun ve külfetli bir eğitimden geçen sanatçı gençlerin önünün açılması için, ilgili birey, kurum ve kuruluşlara görevler  düştüğü vurgulanabilir.

ÖNERİLER

  • Çalgı eğitimi, örgün ve yaygın eğitimde aynı derecede önemsenmeli, öğretimde nitelik ön planda tutulmalıdır.
  • Çalgı eğitimi ve öğretimi sırasında, öğrenci kazanımları öğretmenlerce önemsenmeli, her dersin hedefleri  önceden saptanmalı, planlanmalı ve yürütülmelidir.
  • Çalgı eğitiminde öğrencilere bilişsel, duyuşsal ve psikomotor becerilerin planlı ve aşamalı olarak kazandırılması hedeflendirilmeli ve sonuçlar yakından gözlemlenmelidir.
  • Çalgı eğitiminde yaparak ve yaşayarak ilkesi benimsenmeli, derslerde öğretmen-öğrenci denemeleriyle eğitim öğretim canlı tutulmalı, kazanımlar iyi değerlendirilmelidir.
  • Çalgı eğitimcileri, materyal bulma ve oluşturma konusunda öğrencilerine destek olmalı ve kendi materyallerini gerekirse onlarla paylaşmalıdırlar.
  • Eğitimde emeklerin boşa gitmemesi açısından, Çalgı eğitiminin disiplin ve çalışma gerektiren bir eğitim olduğu  bilinmeli, fakat bunun dozu eğitimcilerce iyi ayarlanmalıdır.
  • Özellikle amatörce yapılan çalgı eğitiminde, öğrencilerin beğenileri de dikkate alınmalı, zevk eğitimi aracılığıyla duygusal eğitimlerine katkı saylanmalıdır.
  • Çalgı eğitimcileri, kendilerini geliştirici ortamlardan yararlanmalı, bilgilerini başkalarına aktarmalı, kendileri  gibi uzman kişilerle de bilgi paylaşımı içerisinde olmalıdırlar.
  • Kurs içinde ve kurs dışında gerçekleştirilecek konserlerle çalgı  eğitimine nitelik ve hız kazandırılmalıdır.
  • Çalgı çalışmalarıyla dikkat çeken ve hızlı gelişme kaydeden öğrencilerin hedeflerine ulaşmalarına katkıda bulunmak amacıyla, teşvik edilmeleri ve desteklenmeleri gerekmektedir.
  • Çalgı konusunda kariyer yapma amacı taşıyan ve solist (Çalgı)  olabilecek belirtileri gösteren çalgı öğrencilerinin, ulusal ve uluslar arası yarışmalara hazırlanmalarına ve katılmalarına yardımcı olunmalı, destek sağlanmalıdır.
  • Farklı amaçlarla işlevlerini sürdürmekte olan müzik ağırlıklı kurslarda görev yapacak çalgı eğitimcilerinin, o kursun yapısına uygun niteliklere sahip olması mutlaka önemsenmelidir.
  • Eğitimcinin yeterli eğitim ve deneyime sahip olması ve işini seviyor olması konusunda azami dikkat gösterilmesi gerekmektedir.
  • Yaratıcı yeteneği olan çalgı eğitimcileri tarafından kurslara yönelik yeni etüt ve eserler yazılarak, çalgı literatürüne katkı  sağlanmalıdır.
  • Çalgı eğitiminde, gerektiğinde öğrenciye göre program yaklaşımı uygulanmalıdır. Yavaş gelişme gösterenlerden hemen vazgeçilmemeli, hızlı gelişme gösterenlerin de hızı kesilmemelidir.
  • İleride müzik piyasasında varlık gösterebileceği ve daha çok ilerleme ihtimali olan çalgı öğrencilerine, uygun alt yapı hazırlayarak görev ve olanaklar sunulmalıdır.
  • Çalgı eğitiminde ulusal ve uluslar arası eğitim ve öğretim yaklaşımı ihmal edilmemeli, bu doğrultuda eğitim  sürdürülmelidir

 

 

Kaynak : 

*Ağırlıklı Kaynak : Doç. Dr. Mustafa Uslu, MÜ., Atatürk Eğitim Fakültesi,Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi , Nitelikli Keman Eğitimine Yönelik Yaklaşımlar. (1998). Türkiye’de Çalgı Eğitiminin Yaygınlaştırılması ve Geliştirilmesi. Yayımlanmamış doktora tezi, Marmara  Üniversitesi, İstanbul

*Öztosun, Ö. ve Barış,. D.A., Bireysel Çalgı Eğitimi I (Keman) Dersi Hedefl erinin Gerçekleştirme Düzeylerinin Belirlenmesi (A.İ.B.Ü. Örneği), 1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öğretmeni Yetiştirme Sempozyumu . Bildirisi, S.D.Ü., 7-10 Nisan 2004, Isparta

* Günay, E. ve Uçan, A. (1980). Çevreden evrene keman eğitimi 1. Ankara: Yeni  dağarcık, s. 8.

* Yıldırım, K. (2010). Kodaly Yönteminin İlköğretim Öğrencilerinin Keman Çalma Becerisi Üzerindeki Etkileri. Batı Anadolu . Eğitim Bilimleri Dergisi (BAED), 1(2), s.140-149.

 

D.CANN