Şunun için etiket arşivi: yasadışı ve kaçak sanat eğitimi

Aşağıda Fotoğrafın kısaca gelişimini okuyacaksınız ve okuduktan sonra Fotoğraf sanatı ile buluşmak ve anlarınızı ölümsüzleştirmek isterseniz veya Fotoğraf Sanatını bir hobi haline getirmek isterseniz Nar Sanat hizmetinizde.

Sizlere sadece fotoğraf makinesinin deklanşörüne basmayı öğretmiyoruz. Kursumuza katıldığınızda Fotoğraf ile sanatın içersinde olmayı,  ölümsüleştireceğiniz her anınıza sanat katmayı öğreneceksiniz.

Bildiğiniz gibi; Florya, Ataköy, Yeşilköy, Yeşilyurt, Bahçelievler, Şirinevler, Zeytinburnu, Küçükçekmece’den  Bakırköy’e tek araçla ulaşabileceğiniz ve Meydana 3 dakika yürüme mesafesinde bulunan M.E.B.  onaylı Sertifika vermeye yetkili olan Kurumumuzda, nitelikli eğitmenler ve huzurlu bir ortamda ders yapmanız ve dönem sonunda M.E.B. Onaylı sertifikanıza da sahip olmanız mümkün.

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olmadan Yasadışı ve Kaçak Sanat eğitimi veren yerlerde alacağınız eğitim sizlere bir şey sağlamayacağı gibi resmi bir belgede almanız mümkün değildir. Eğitim alacağınız yerin M.E.B ‘na bağlı bir kurum olup olmadığını hem zamanınız, hem de paranız ve daha da önemlisi alacağınız eğitimin kalitesi açısından lütfen sorgulayınız.

Tüm Branşlarda Sanat Eğitimi Nar Sanat’da.

Ücretsiz Tanıtım Dersi :  Pazar Günü (Yarın) 20 Kasım 2011, Saat : 13:00 – 15:00  Bekliyoruz.

FOTOĞRAF

Fotoğraf, doğada mevcut gözle görülebilen maddi varlık ve şekilleri, ışık ve bazı kimyasal maddeler yardımıyla ışığa karşı duyarlı hale getirilmiş film, kağıt veya her hangi bir madde üzerine saptayan fiziksel ve kimyasal bir işlemdir. Kelime Yunanca ışık anlamına gelen “photos” ve yazı anlamına gelen “graphes” kelimelerinden oluşmaktadır. Yani ışıkla yazmak anlamına gelmektedir. Fotoğrafçılık uluslararası bir dildir ve modern hayatta üçüncü bir göz vazifesi görür. Fotoğrafçılık bakmakla görmenin ayrı ayrı şeyler olduğunu kanıtlar. Fotoğraf bugünkü gelişme devrinde bir bilim ve diğer bilim kollarının da hiç şüphesiz ki en büyük yardımcısıdır.

TARİHÇESİ

Fotoğrafçılığın başlangıç tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fotoğraf tarihi karanlık kutu içinde görüntü elde etmenin tarihi olduğu kadar, bu görüntüleri fotokimyasal yollarla saptamanın da tarihidir.

Sekizinci yüzyılda Cabir İbni Hayyam adlı bir Arap’ın Gümüş Nitrat’ın güneş ışığı etkisiyle karardığını bulması ve 15. asırda büyük sanatçı Leonardo da Vinci’nin karanlık odada mevcut ufak bir deliğin dış dünyadaki görünümlerini aksettirmesi fotoğrafçılık tarihindeki önemli başlangıçlardır. Sanatçılar Rönesans devrinde karanlık kutuyu buldular. Böylece, ışığın girdiği ufak bir delik aracılığıyla karanlık kutunun öbür ucunda konunun ters çevrilmiş bir görüntü görebiliyordu. 18. yüzyılda karanlık kutunun bir ucuna mercek ve diğer ucuna da buzlu cam konularak görüntü kutunun dışında görülebilir hale getirildi.

Işığın kimyevi maddeler üzerindeki etkisi ve gümüş tuzlarının görüntü sapma duyarlılığı 200 yıl önceden biliniyordu. 1725 yılında, kireç ve gümüş nitrat sürülmüş bir kağıt üzerine bir şekil konulup güneşe tutulduğunda kağıt üzerinde bu şeklin bir görüntüsünün meydana geldiği görülmüştür. 19. yüzyılın başında kağıt, gümüş nitrat çözeltisine batırılarak negatiflerin elde edilmesi başarıldı. Fotoğrafçılığın ilk ve esaslı gelişmesi, vernikle saydam hale getirilmiş olan kağıt üzerindeki bir görüntünün kalay levha üzerine getirilmesidir. Daha sonra, Yuda Bitümü ile kaplanmış kalay levha üzerine düşürülen bir görüntüde güneş ışığı düşen yerlerin beyazlaştığı görülmüştür.

Niepce ile başlayan fotoğraf çalışmaları 1829 da Jacques Mande, Daugerre ile birleşip 1837 de Daugerreotype’ı ortaya koymalarıyla birden gelişim göstermeye başladı. Bu işlem gümüşle karıştırılmış bakır bir levhanın sünger tozu ve zeytinyağı ile silindikten sonra 1/16 oranında su ve nitrik asit birleşiminde yıkanıp hafif bir ateşte ısıtılmasını ve ikinci defa nitrik aside batırılmasını gerektiriyordu. Böylece hazırlanan levha iyoda batırılıp makineye yerleştiriliyor, ışık durumuna göre 5 ile 40 dakika poz veriliyordu. Elde edilen görüntü 47.5ºC ısıdaki cıvayı kapsayan bir tepsinin içine konulana kadar ortaya çıkmıyordu.

1840 yılında ışığı 16 kere fazla geçiren bir mercek kullanılarak poz süresi düşürüldü. Daugerre tipi ile elde edilen görüntü çok net olmakta ise de gümüş bakır karışımı levhanın kolayca kırılması ve bu yönden çok pahalı olması fazla gelişmesini önledi.

Aynı süreler içinde Henry Fox Talbot bir takım kimyasal maddelere batırılmış kağıtlar üzerinde görüntü elde etmeyi başardıysa da yavaş yavaş kararması ve görüntünün net olmaması nedeniyle kolayca unutuldu. Ancak Talbot’un bu buluşu için ilk defa “FOTOĞRAF” kelimesi kullanılmıştır. Bir süre sonra da negatiflerin pozitife çevrilmesi başarılmıştır. Böylece modern fotoğrafçılığın temeli atılmıştır.

Daha sonra fotoğraf kağıtları, yumurta akına batırılarak pürüzsüz bir yüzey elde edilmiştir. Ancak bu yöntem ayrıntıları ortaya çıkarmakta başarısız olmuştur. Yumurta akının iyotlaşması ise başarılı sonuç vermiştir. Bundan sonra ıslak levha yöntemi daha donra da kuru levha yöntemi bulunmuştur.

Bu tarihlerde bir fotoğraf çekebilmek için ulaşılabilmiş en büyük poz süresi 1/25 saniye idi.

1852 yılında George Eastman, Kodak makinelerinde 10 poz çekebilen bromür kaplı Jelatin rulolar bulunan Kodak fotoğraf makinelerini piyasaya sürerek çok büyük aletler taşıması gereken fotoğrafçıya kolay hareket imkanı sağladı. Fotoğraf çekildikten sonra makine fabrikaya gönderiliyor ve jelatin film kağıttan ayrıldıktan sonra bir cam üzerine yerleştiriliyor ve sonra yeniden makineye film doldurularak sahibine iade ediliyordu.

1870 de Hermann Vogel emülsiyonları muhtelif banyolara batırılarak duyarlılıklarını arttırma yolunu buldu. 1880 yılında kırmızıya karşı duyarlılığı çok sınırlı olan ortokomatik filmin yanında, pankromatik filmler ortaya çıktı. Fotoğraf 19. ve 20. asırda değişik astigmat merceklerin, selüloz asıllı filmlerin kullanılması, fotoğraf makinesi ve film sanayinde gelişmelerle günümüzdeki durumuna geldi.  Tacettin Teymur (Kaynak : http://www.fotograf.s5.com/fottar.htm)

İnsan olmamızın özelliği olsa gerek! Zaman zaman hepimizin aklına bir takım sorular gelir ama ya zaman bulamadığımız yada kaynaklara ulaşamadığımız için  merakımızı gideremeyiz.

” Nar Sanat Haber ” olarak biraz olsun merakınızı gidermek için arada bir zaman zaman aklımıza takılan veya merak edilen konuları sizlerin yerine araştırıp sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Eğer sizlerde ilginç olduğunu düşündüğünüz bilgilere sahipseniz lütfen bize mail atınız adınızla beraber paylaşalım. Bilgi için : [email protected]

-*- Kitap okuma oranı en yüksek ülke İzlanda’dır.

-*- Moby Dick adlı efsanevi klasik kitap, yazarı Herman Melville’in sağlığında sadece 50 kopya satılmıştır.

-*- Stainley Kubrick ‘The Shining’ filmindeki 7 dakikalık sahneyi 147 defa tekrarlatmıştır.

-*- Edgar Degas, 1500’den fazla tablosunda sadece balerinleri resimlemiştir

-*- Ünlü Louvre Müzesi aslında, 1190 yılında Philippe Auguste’un karargahı olması için inşa edilmiştir.

-*- Yasadışı ve Kaçak Sanat Eğitimi veren pek çok yerin Müzik Branşlarının adını dahi hatalı yazdıklarının farkında olmadıklarını biliyor muydunuz.

 -*- Virginia Woolf kitaplarının çoğunu ayakta yazmıştır.

-*- John Lennon, Julian Lenon’un annesi Cynthia’dan boşandıktan sonra Paul McCartney, Julian’ı neşelendirmek için “Hey Jude” adlı şarkıyı yazmıştır.

-*- Şair Attila İlhan, oyuncu Çolpan İlhan’ın ağabeyidir. Dolayısıyla da aktör Sadri Alışık’ın eniştesidir

-*- Ünlü yazar Dean R. Koontz’un adındaki R harfi, Ray’in kısaltılmıştır.

-*- Tom Sawyer” bir daktilo kullanılarak yazılan ilk romandır.

-*- İlk müzik CDsi; 1984 yılında Amerika’da piyasaya çıkan Bruce Springsteen’in “Born in the USA” adlı albümüdür.

-*- Tüm zamanların en büyük ve başarılı opera bestecisi olarak tanınan Giusseppe Verdi, Milano Konservatuarı’nın giriş sınavında başarılı olamamış ve müzik eğitimi almamıştır.

-*-Çok kaliteli bir boya olabildiği için insan kanı uzun süre Kızılderililer tarafından resim yapmak için kullanılmıştır.

Yasadışı ve kaçak sanat eğitiminin alıp başını gittiği Bakırköy ve çevre ilçelerde çocuklarınızı ve sizleri M.E.B. ONAYLI tiyatro kursumuza misafir olmaya davet ediyoruz. Hem eğlenecek hem de sanatın içersin de olacaksınız.

Bakırköy ve çevre ilçelere hizmet veren M.E.B. Özel Nar Sanat Eğitim Kursu yetkin ve M.E.B. onaylı eğitimleri ile sizlerin maddi kaybınızı ve çocuklarınızın zaman kaybını engelleyip tiyatro aşkı ile harcayacakları zamanın ve emeğinin karşılığını M.E.B. Onaylı sertifikalı eğitimleri ile perçinliyor.

Drama destekli Tiyatro Eğitimi ile çocuklarınız toplum önünde kendini rahat ifade edebilecek,  grupla iletişiminde daha rahat olacak, kişisel özelliklerini tanıyabilme, diğer bir kişiye güven duygusunu geliştirebilme, çevresindeki ayrıntıları fark edebilme, empati becerisini geliştirebilme, çevresini güzelleştirebilme ve uyum, çevre konusunda neden, sonuç ilişkisini kurabilme, duygularını daha rahat ifade edebilme, beden dili ve gözlem yeteneğini geliştirme konularında değişimi sizlerde fark edeceksiniz ve daha da önemlisi başlama ve bitirme yönergelerini kavrayabilme özelliklerini kazanan çocuk ve gençlerimiz tüm bunları sene sonunda ortaya koyacakları bir oyunla perçinleyecekler…

Çocuklarını iki hafta dersimizde misafirimiz olarak ağırlayalım ve onların gözündeki mutluluk ışığını birlikte yakalayalım.

Artık Bakırköy’de de bir tiyatroyu ciddiye alan bir kurum var.

Bekliyoruz : 7-12 yaş 12/Kasım/2011 Cumartesi  ve 19/Kasım/2011 Cumartesi saat 16:00/18:00 arası

13-17 yaş 12/Kasım/2011 Cumartesi ve 19/Kasım/2011 Cumartesi saat 12:00/14:00 arası

İnsan olmamızın özelliği olsa gerek! Zaman zaman hepimizin aklına bir takım sorular gelir ama ya zaman bulamadığımız yada kaynaklara ulaşamadığımız için  merakımızı gideremeyiz.

” Nar Sanat Haber ” olarak biraz olsun merakınızı gidermek için arada bir zaman zaman aklımıza takılan veya merak edilen konuları sizlerin yerine araştırıp sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Eğer sizlerde ilginç olduğunu düşündüğünüz bilgilere sahipseniz lütfen bize mail atınız adınızla beraber paylaşalım. Bilgi için : [email protected]

*- Guiness Rekorlar kitabına göre, devlet kütüphanelerinden en çok çalınan kitap Guiness Rekorlar kitabıdır

-*- Bugün paha biçilemeyen Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa isimli tablosuna en son 1962 yılında 100 milyon dolar önerilmiştir.

-*- İran asıllı Ely Sakhai, Gauguin”in bir tablosunun orijinalini ve kopyasını yanlışlıkla aynı zamanda müzayede evlerine gönderince, yakayı ele vermiş.

-*- Filozof Immanuel Kant, hayatı boyunca yaşadığı kasabadan hiç ayrılmadan felsefe yapmıştır.

-*- Pablo Picasso, parasızlık çektiği gençlik günlerinde, kendi resimlerini yakarak ısınırdı.

-*- Bakırköy’de yasadışı ve Kaçak Sanat eğitimi veren yerlere devam eden öğrenci sayısı yasal olarak M.E.B. ‘a bağlı olarak sanat eğitimi veren yerlerden 20 kat daha fazladır. 

-*-  Stephen King’in bazı romanlarında kullandığı takma adı Richard Bachman’dır.

-*- Rodin’in ünlü ‘Düşünen Adam’ heykeli aslında İtalyan şair Dante’nin portresidir.

-*- Park”larda görülen atlı heykellerin ön iki ayağı havada ise heykeldeki kişi, bir savaşta ölmüştür. Eğer yalnızca bir ayağı havada ise, savaşta yaralanmış demektir. Eğer dört ayak da yerdeyse, normal nedenlerle ölmüştür

-*- Dünyada en çok kullanılan enstrüman armonikadır