Şunun için etiket arşivi: müzik felsefesi

Her dönem çeşitli sanat dallarının ilgisini çeken müzik hakkında tarih boyunca filozoflar dikkat çeken yorumlarda bulunmuştur.

Bizde bu haberimizde sizlerle filozoflar ve müziğe bakış açılarını paylaşmak istedik.

*Konfüçyüs: Çin felsefesinin kurucularından ve Chou’lar devrinde yaşamış olan ünlü filozof, duyuların dışavurumunu ses ile tanımlar. Müziğe ontolojik tanımlama getiren ve müziğin yer ile gök arasındaki uyumu olduğunu kaydeden Konfüçyüs, bütün seslerin dimağdan geldiğini belirtir.

Yaptığı tanımlamalarda sesi bilip ahengi bilmeyen kuşların ve hayvanların, tonu bilip müzikten anlamayan insanların olduğunu dile getiren Konfüçyüs, müziği yalnızca büyük insanların anladığı üzerinde durur.

Pythagoras: Matematik, gökbilim ve müzik konularında çalışan ünlü filozof, sayıların ve armoninin bağlantısı üzerine önemli çalışmalara imza atmıştır. Pythagoras’a göre ruhun temizlenmesinde müzik bir araçtır.

Sokrates: Ünlü filozof Tanrıdan gelen bir sesin varlığına inanmış ve bu sesin kendisine, yapılması ya da yapılmaması gereken şeyler üstünde uyarmakta olduğunu açıkça söylediğini ifade etmiştir.

Platon: Müziğin eğlenceden ibaret olmadığını, ruhani bir boyut taşıdığını vurgulayan ünlü filozof, insan ruhunu sakinleştiren, dinginleştiren bu sanatın mutlaka eğitimde kullanılması gerektiğinin de altını çizmiştir. Müzik eğitiminin insanı yücelttiğini ve düzeni sağladığını savunan Platon’a göre, sözler müziğin efendisidir.

Aristoteles İnsanları müzik ve trajedi yoluyla temizlenip arındıklarını işaret eden ünlü filozof, müziğin ruhun eğitiminde önemli bir rol oynadığını vurgular.

Immanuel Kant: İlk kez estetik yargı sorununu ortaya atan Kant’a göre, müzik, ton duyumlarının zaman içindeki oyunudur.

Bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırmalar, sanat dallarının toplum yapısı içinde birbirlerinden bağımsız düşünülemeyeceğini ortaya koymaktadır. Bu açıklamadan resim sanatı, müzik sanatı, heykel sanatı denildiğinde bir bütünü kapsayan tanımların söz konusu olduğunu anlayabiliriz.

Özel Nar Sanat Eğitim Kursu olarak, bizlerde sizlerle sanatın her dalını, her açısını paylaşmak niyetindeyiz. Bu kapsamda ilk olarak Müzik sanatını bölüm bölüm ele alacağız.

Din, töre, mitoloji, gelenek gibi toplumsal kurumlarla müzik arasındaki etkileşimi inceleyen müzikoloji, müziğe yönelik bilim disiplinlerinin genel adı olmasına rağmen, yöntem açısından Etnomüzikoloji’den farklıdır. Müziğin kültür içindeki araştırmaları yüz yıllardır yapılmaktadır.

Yapılan tüm araştırmalarda olduğu gibi müziğe yönelik incelemelerde de “ne, nasıl ve neden” sorusu büyük önem taşımaktadır. Bu noktada bilinmesi ve fark edilmesi gereken temel nokta müzik yapmak ile müziği incelemenin birbirinden farklı olduğudur.

Müziği yapmak; müzik icra etmek, çalmak, söylemek, bestelemek anlamını taşırken, müziği incelemek ise müzik adına kuramsal, yönteme dayalı incelemek yapmak olarak tanımlanabilir.

Seslerle var edilen müzik, zihinde duyumsanmaktadır. Bizler, doğaya özgü nesneleri, olayları ve ilişkileri zihnimizde duyumsayarak içselleştiririz. Her sanat dalında olduğu gibi müzik sanatında da öncelikle duyulara yönelik insani edimler söz konusudur. Aslında müziğin insani yönünün olması müzisyen tarafından üretilmiş olmasından kaynaklanır. Yani müzik kendi kendine olan bir şey değildir. Tıpkı Nicholas Coook’un dediği gibi “Müzik bizim yaptığımız ve anlam verdiğimiz bir şeydir. İnsanlar müzikle düşünür, onunla kendilerinin kim olduğuna karar verip, kendilerini anlatırlar.”