Şunun için etiket arşivi: Ev

Ünlü ve pahalı tabloların ressamı Van Gogh, ilgi çekici bir sergileme biçimiyle ilk kez Türkiye’de. İlaç firması Abdi İbrahim’in 100. yıl kutlaması vesilesiyle İstanbul’a getirdiği sergide, 40 projektör 3 bin görüntüyü duvarlara yansıtıyor.

Van Gogh, resimlerine çarpıcı hayat hikayesinden daha fazla aşina olduğumuz bir ressam. Dünyanın en pahalı resimleri arasındaki eskizlerinin ve tablolarının imajları çeşitli yerlerde sıkça karşımıza çıkıyor ne de olsa… Sanat tarihinin büyük isimleri arasında kendisine yer bulmayı, ‘kararsızlığın’ hakim olduğu 37 yıllık kısa bir ömürde başarmış. Üstelik yağlıboya, suluboya ve karakalem çalışmalarından oluşan yaklaşık 2 bin eserini, yani ressamlığını bu kısa ömrün son 10 yılına sığdırmış. En popüler ve pahalı resimleriniyse sadece son iki yılına…
Van Gogh’un sözünü ettiğimiz on yılı, bu sırada yaşadığı yerler, yaptığı resimler önceki gün açılan ilgi çekici bir serginin konusu. İlaç firmalarından Abdi İbrahim’in 100. yılı vesilesiyle Karaköy’deki ‘Antrepo No;3’ galerisinde açtığı sergi ‘Van Gogh Alive’ başlığını taşıyor. İşin ilgi çekici yanı ressamın tabloları ve son   10 yılının önemli anlarıyla ilgili üç bin görselin 40 projektör tarafından galerinin duvarlarına yansıtılması. Görüntülerin klasik müzik eşliğinde, bir hikaye anlatırcasına akıp gittiği yarım saati bulan bu seyirliğin yeni bir sergileme biçimi olduğu söylenebilir. Van Gogh resimleri, resimlerin büyütülmüş detayları, onun yaşadığı yerler, kardeşine yazdığı mektuplar etrafınızda dolanınca kendinizi ressamın dünyasına girmiş gibi hissedebiliyorsunuz.
Sistem, ‘Sensory 4’ adlı gelişmiş bir teknolojinin ürünü. Avustralya merkezli bir firma tarafından tasarlanan serginin dünya prömiyeri önceki aylarda Singapur’da gerçekleştirilmiş. 15 Mayıs’a kadar İstanbulluları ağırlayacak, ardından ekimde Ankara’daki Cer Modern’e gidecek. Galerinin fuayesinde Van Gogh resimlerinin kullanıldığı defter, tişört, çanta gibi ürünlerin satıldığı bir stand da var. Giriş öğrenciler için 8, diğer kişiler için 15 TL.

Dahi ilan edildiğinde ‘akıl hastanesi’nde yatıyordu
Van Gogh’un (1853-1890) yaşamı zorluklar, bu zor koşullara bağlı karasızlıklar, ruhsal iniş çıkışlar içinde geçmişti. Resimleri de bu hayatın izlerini fazlasıyla taşıyordu. Hikayesinin dikkat çekici bazı yanlarını bazı başlıklar altında kısaca aktaralım.
İş hayatında kararsızdı ve hiçbir yere ait olmadı
Babası bir Protestan rahibiydi. Mektuplarından birinde bahsettiği şekliyle ‘kasvetli, soğuk ve kısır’ bir çocukluk geçirdi. Henüz 15’indeyken amcasının önerisiyle Hollanda Lahey’deki bir sanat galerisinde iş buldu. Galerinin Brüksel, Londra ve Paris ofislerinde çalışıp iyi para kazanırken içine kapandı ve dindarlaştı. İşini bıraktı. Londra’da öğretmenliğe başladı ardından döndüğü Hollanda’da kitapçılığa… 1887’de teoloji okumak için Amsterdam’a gitti ama kısa sürede vazgeçti. 1879’da misyonerlik yapmak için Belçika’da madencilerin bulunduğu Borinage’a yerleşti. Daha iyi ilişki kurmak için onlar gibi kötü koşullarda yaşamaya başlarken kilise, rahipliğin imajını zedelediği için işine son verdi. 1880’de galerici kardeşi Theo’nun önerisiyle resim kariyeri yapmayı düşündü. Güzel sanatlar okumak için Brüksel’e gitti ama bu okuldan da vazgeçti. Daha sonra bu güzel sanatlar okuma işini bir kez daha deneyip vazgeçecekti. Lahey’de başlayan ressamlığı boyunca da, sıkıntılar, zorluklar, sağlık bozuklukları nedeniyle bir yerde düzenli biçimde yaşamadı. Geçimini kardeşinin maddi desteğiyle sağlıyordu. Hollanda’da Nuenen ve Anvers’te kaldıktan sonra 1886’da Paris’teki kardeşi Teo’nun yanına yerleşti.1888’de ideali olan bir sanat çevresi kurmak için Fransa’nın güneyindeki Arles’e, 1889’daysa akıl hastanesinde kalmak için Saint-Remy’e gitti.

Kadınlarla ilişkisi istediği gibi gitmedi 
19 yaşındayken galerideki işi nedeniyle Londra’da geçirdiği günlerde, kaldığı evin sahibinin kızından hoşlanıyordu ama karşılık bulamadı. Resim yapmaya karar verdiği ilk zamanlarda kendisinden yedi yaş büyük dul kuzenine aşık olmuştu. Evlenme teklif etti fakat reddedildi. 1882’de Sien adlı ‘hayat kadınıyla’ tanıştı ve onu çocuğuyla birlikte evine aldı. Sien’in kısa bir süre sonra doğacak çocuğuna da baktı. Van Gogh Sien’in pek çok resmini yaparken ailesinin baskıları nedeniyle 1883’te ondan ayrıldı. 1885’te kendisine modellik yapan kadınlardan biri hamile kalınca kasabanın rahibi Van Gogh’un kadın modellerle çalışmasını engelledi. Ömrünün son zamanlarında, 1888’de kestiği kulağını bıraktığı kişi genelevdeki Rachel’di…

Dahi bir ressamdı 
1880’de yapmaya başladığı resimleri 1985’ten itibaren Paris’te dikkat çekmeye başladı. Bugün ilk önemli eseri olarak kabul edilen ‘Patates Yiyenler’i de o yıl yapmıştı. Resimleri ilk kez yine bu yıl Lahey’deki bir galeride sergilendi. O sıralarda henüz canlı renkler kullanmıyordu ve kasvetli tablolarının yeterince satmadığı konusunda kardeşine dert yanıyordu. Paris’te izlenimcilerin resimlerinin çok sattığını söyleyen kardeşinin önerisi canlı renkleri kullanması yönündeydi. Paris’e taşındığında bu öneriye ikna oldu. 1887’de burada ressam Paul Gauguin’le tanışıp dostluk kurdu. İdeali, bir sanat çevresi oluşturmaktı ve bunun için Fransa’nın güneyindeki Arles kasabasına yerleşti. Bir süre sonra Gauguin’i de buraya davet etti.
Dengesiz bir rusal yapıya sahip bu iki arkadaşın resim hakkındaki tartışmaları bazen epey stres yaratıyordu. Tartışmalarından birinin ardından Gauguin evi terk edince Van Gogh sol kulağının alt kısmını kesti ve bir geneleve bıraktı. Ertesi gün olayı duyan Gauguin bir daha Van Gogh’u görmedi. Van Gogh hastanede tedaviye alındı. Çıktıktan bir süre sonra halüsinasyonlar ve zehirlenme paranoyası nedeniyle tekrar hastane yolunu tuttu. Tekrar çıktığında kasaba halkı onu istemiyordu. Kardeşinin ikna etmesiyle 1889’da buradan ayrılarak Saint Remy’deki akıl hastanesine yattı. ‘Yıldızlı Gece’yi ve bugünün en popüler Van Goh resimlerini o dönemde yaptı. O en zor dönemini yaşarken resimleri Paris’te ünlenmeye başlamıştı ve Van Gogh’a ‘dahi’ sıfatı yakıştırılıyordu. 1890’da Sanit Remy’dsen ayrılarak Paris’e yakın Auvers-sur -Oise’a geldi. Burada 70 günde 70 resme imza attı. Bir yaz günü resim malzemeleriyle tarlada yürürken tabancayla kendisini göğsünden vurdu. Döndüğü otelde ertesi gün kardeşinin kolları arasında hayatını kaybetti. Son iki yılında kendisini fazlasıyla etkileyen ‘akıl hastalığı’ hakkında 30’dan fazla teori öne sürülecekti.

Yazar : Eyüp Tatlıpınar
[email protected]

Kaynak : http://www.aksam.com.tr

Sivas’ta Kültür Sanat

Sivas Devlet Tiyatrosu (SDT) “Ortak Ağıt” adlı Oyunu sahneleyecek.

Sivas Devlet Tiyatrosu (SDT) “Ortak Ağıt” adlı Oyunu sahneleyecek.

Hasan Öztürk‘ün kaleme aldığı, Bengisu Gürbüzer Doğru’nun yönettiği Oyunda, Özge Günay, Kerem Yücel, Burçhan Göze, Veysel Zurnazanlı, Volkan Gündüz, Can Atak, Nagehan Yazıcı, İlhan Gözde Giray, Filiz Demiralp ve Ufuk Bostancı rol alıyor.

Oyunun dekor tasarımını Murat Gülmez, giysi tasarımını Ceren Karahan, ışık tasarımını Hakan Özdemir, dans düzenini ise Yener Turan üstleniyor.

Bugün, yarın ve 4 Şubatta saat 19.30’da sahnelenecek Oyunda, acımasız bir krala, kahinlerinin yenidoğacak bir çocuğun onu tahtından indireceğini ve krallığına son vereceğini söylemesi üzerine kralın yenidoğan çocukları öldürmesi ve doğumları yasaklaması konu ediliyor.

SDT, 8 Şubat Çarşamba günü ise saat 10.30 ve 13.30’da “Dans Eden Eşek” adlı çocuk Oyununu sahneleyecek. Eric Vos’un yazdığı, Can Gürzap‘ın çevirisini yaptığı Oyunda, Özge Günay, Begüm Şahin, Kerem Yücel, Can Atak, Burcu Ongun Altay ve Burçhan Göze rol alıyor.

Oyunda, hırsızlık yapmak ya da dürüst insan olmak arasında seçim yapan iki kafadarın hikayesi anlatılıyor.

Bursa’da Kültür Sanat

Bursa Devlet Tiyatrosu (BDT), “Yolcular” ve çocuk Oyunu “Alaaddin’in Sihirsiz Lambası”nı sahneleyecek.

Bursa Devlet Tiyatrosu (BDT), “Yolcular” ve çocuk Oyunu “Alaaddin’in Sihirsiz Lambası”nı sahneleyecek.

Sam Bobrick’in yazdığı, Fikret Urucu’nun yönettiği “Yolcular”ın dekor tasarımı Murat Gülmez, kostümtasarımı Candan Günay, ışık tasarımı Rahmi Özan’a ait. Kamil Korunan, Cem Arabacıoğlu, Rüyam P. Dirin ve Cansu Yılmaz’ın rol aldığı Oyunda, kendini bir otobüs terminalinde bulan yolcuların başına gelenler anlatılıyor. Oyun, Ahmet Vefik Paşa (AVP) Sahnesi’nde 2-3 Şubat’ta saat 20.00’de, 4 Şubat Cumartesi ise saat 15.00 ve 20.00’de sanatseverle buluşacak.

Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun yazdığı, Erkan Yılmaz’ın sahnelediği, Ayşe Lebriz Berkem’in yönettiği “Tek Kişilik Yaşam” adlı Oyunun dekor ve kostüm tasarımı Hakan Dündar, ışık tasarımı Ali Karaman‘ın imzasını taşıyor.

Y. Emir Çiçek’in rol aldığı Oyunda, hatıraların insan hayatında gürültü patırtı içinde kısa süreli dinlenmegibi bir kaçış noktası olduğu anlatılıyor. Rüyaların, seslerin, düşüncelerin, hayallerin ve daha başka, yaşayan ya da yaşamayan diğer şeylerin bir hatırası olduğu anlatılan Oyun, Feraizcizade Oda Tiyatrosu Sahnesi’nde bugün, yarın ve cumartesi 18.00’de izleyiciyle buluşacak.

Sandberg ve Firner’in yazdığı, Hale Kuntay’ın çevirdiği, Bora Özkula’nın yönettiği “Bu da Benim Karım” adlı komedinin dekor tasarımını Murat Gülmez, kostüm tasarımını Funda Çebi, ışık tasarımını Rahmi Özan yapıyor.

Berrin Balkanlar, Jale Çiçek, Taner Turan, Süheyla Zeybek, Muharrem Dalfidan ve Ayşe Dinç’in rol aldığıOyun, hayatın içinden bir güldürmece sunuyor. Oyunda, çalıştığı fabrikasında her on dakikada bir kamyondan hamile elbisesi çıkan, hali vakti yerinde olan bir kişi ve güzel ama artık güzelliği ve kadınlığınıunutmuş olan eşi anlatılıyor.

Titiz, temizlik hastası, baskın karakterli bir kadın ile eşi arasında geçenleri komik dille anlatan, herkesin kendi hayatından bir şeyler bulabileceği Oyun, AVP Sahnesi’nde 7-8 Şubatta saat 20.00’de tiyatroseverlerle buluşacak.

Harun Özer’in yazdığı, Ebru Kara’nın yönettiği “Alaaddin’in Sihirsiz Lambası” adlı çocuk Oyununun dekor ve kostüm tasarımını Özge Akarsu, ışık tasarımını Ali Karaman, dans düzenini Erdem Gündüz yapıyor. Cihan Büyükışık, Serap Uluyol Karanfilci, Ozan Sargın, Cansu Yılmaz, Özlem Altaş, Eray Soykan, Ali Pınar, Hayati Özen, Savaş Ak, Emre Sefer, Mutlu Dereli, Cem Korkmaz, Emre Yaşa, Adnan Tunalı’nın rol aldığıOyunda, kimsenin çalışmadığı, üretmediği, her şeyin bir dileğe bağlı olduğu, kimsenin hiçbir şey yapmadan istediklerinin önüne geldiği bir dünya konu ediliyor. Oyun, AVP Sahnesi’nde 5 ve 7 Şubat’ta saat 14.00’te sahnelenecek.

-Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu-

Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu “Ölüm Tuzağı” adlı Oyunu sahneliyor

Amerikan Edebiyatının korku ve gerilim yazarı olan İra Levin’in kaleme aldığı, Hale Kuntay’ın Türkçeye çevirdiği “Ölüm Tuzağı” adlı Oyunu Mustafa Kurt yönetiyor.

Sezonun yeni Oyunu olan “Ölüm Tuzağı”, para ve şöhret tutkusunun insanları nasıl baştan çıkardığını anlatıyor. Oyun, bugün ve yarın saat 20.30’da, 4 Şubat Cumartesi ise 14.00’te Tayyare Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.

Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, 8 Şubat Çarşamba günü saat 11.00 ve 14.00’te, “Güliver Devler Ülkesinde” adlı Oyunu sahneye koyacak.

Sami Güner Sanat Galerisi’nde, Ayşen Taştekin Doda’nın kişisel resim sergisi ise, 30 Ocak-4 Şubat tarihlerinde açık kalacak.

Zonguldak’ta Kültür Sanat

Zonguldak’ta kültür sanat etkinlikleri kapsamında “Aşkı ya da Antigone New York’ta” adlı tiyatro Oyunu sergilenecek.

Zonguldak‘ta kültür sanat etkinlikleri kapsamında “Aşkı ya da Antigone New York‘ta” adlı tiyatro Oyunu sergilenecek.

İstanbul Devlet Tiyatrosu, Janusz Glowacki’nin yazdığı, Tuğrul Çetiner’in çevirdiği ve Faik Ertener’in yönettiği “Aşkı ya da Antigone New York‘ta” 2 perdelik Oyunu 3-4 Şubat tarihlerinde Atatürk Kültür Merkezi‘nde izleyenlerle buluşturacak.

Özden Çiftçi, Mehmet Ali Kaptanlar, Şamil Kafkas, Ali Düşenkalkar ve Adnan Kürkçü’nün rol aldığıOyunda, New York‘un parklarından birinde dünyanın bir çok yerinden Amerika’ya göç etmiş insanların yaşam mücadelesi konu ediliyor.

Konya’da Kültür Sanat

Konya Devlet Tiyatrosu (KDT), “Kulaktan Kulağa-Carrar Ana’nın Silahları”, “Güzel ve Çirkin” ile “Dört Köşe Palyaço”adlı Oyunları izleyicisiyle buluşturacak.

Konya Devlet Tiyatrosu (KDT), “Kulaktan Kulağa-Carrar Ana’nın Silahları”, “Güzel ve Çirkin” ile “Dört Köşe Palyaço”adlı Oyunları izleyicisiyle buluşturacak.

Dekoru Gül Emre, kostümleri Gülnur Orhon ve ışık düzenini Mehmet Yaşayan’ın yaptığı “Kulaktan Kulağa-Carrar Ana’nın Silahları” adlı Oyunda Alpay Aksum, Şebnem Büyükkalkan, Gökçe Yurtsal, Doğan Doğru, Bengisu Gürbüzer Doğru, Feray Darıcı, Özgür Baş ve Hasan Tanılmış rol alıyor.

Kulakların duymak istediklerini mi yoksa her şeyi mi duyduğunu anlatan

“Kulaktan Kulağa” ve iki çocuklu bir annenin savaş sırasındaki yaşamını anlatan

“Carrar Ana’nın Silahları” bugün ve yarın saat 19.30’da, 4 Şubat Cumartesi ise saat 14.00 ve 19.30’da izleyicinin beğenisine sunulacak.

Konya Devlet Tiyatrosu (KDT), “Güzel ve Çirkin” adlı müzikal Oyununu da sergileyecek.

Dekoru Aytuğ Dereli‘ye, kostümleri Ceren Karahan’a ve ışık düzeni Hakan Özdemir’e ait Oyunda, Nur Yazar, Tuncay Aynur, Ozan Çobanoğlu, Ebru Gülerarslan, Ahmet Çökmez, Ferdi Dalkılıç, Özlem Özkan, Nevra Sayar, Gonca Kunduzcu, Selin Genç, Çağatay Eker, Canan Kalkır ve Duygu Biçer rol alıyor.

Işıltılı şatoda yaşayan bir prensin, yaşlı bir dilenci kadın tarafından çirkin bir yaratığa çevrilmesinin ardından çirkin prensin, elindeki sihirli gülün son yaprağı dökülene kadar kendisini sevecek bir kızı bulması gerektiğini anlatan Oyun, 5 Şubat Pazar günü saat 14.00’da KDT sahnesinde izlenebilecek.

Tamay Sayar ve Şekip Taşpınar‘ın yazdığı çocuk Oyunu “Dört Köşe Palyaço” ise 7 Şubat Salı ve 8 Şubat Çarşamba günü saat 10.30’da ve 14.00’da sanatseverlerle buluşacak.

İstanbul’da Kültür-sanat

Rastafari’nin değişmez müziği Reggae’nin efsanevi ismi Bob Marley’in 67.doğum günü, 4 Şubat’ta Babylon’da, 6 Şubat’ta Nayah’ta düzenlenecek programlarla kutlanacak.

Rastafari’nin değişmez müziği Reggae’nin efsanevi ismi Bob Marley‘in 67. doğum günü, 4 Şubat’taBabylon‘da, 6 Şubat’ta Nayah’ta düzenlenecek programlarla kutlanacak.

Şarkılarında işlediği sevgi, barış ve kardeşlik konularıyla tüm dünyada milyonlarca hayranı olan Marley’in anısına düzenlenecek partilerde, Selekta Firuzaga, Ras Memo, Sattas, Mahi, Selekta Genjah, King Seroman, Naranjaman, Pnarzenci, Mojahfire ve Jr. Sensimilla gibi ünlü DJ’ler sahne alacak.

Trompet sanatçılarından İmer Demirer, yarın sanatçı dostlarıyla birlikte Borusan Müzik Evi’nde konser verecek.

Mor ve Ötesi, 2007 yılından beri klasikleştirdiği “Akustik” konser serisinin 5’incisinde, daha önce akustik versiyonları hiç çalınmamış, eski ve yeni birçok şarkısını, sahneye davet edeceği şarkıcı ve müzisyen dostlarıyla yarın Ghetto’da seslendirecek.

Pop müzik sanatçısı Göksel, yeni albümü “Bende Bi Aşk Var”ın ilk konserini yarın Salon İKSV’de verecek.

“Mi Kubbesi” isimli albümlerinin yayınlanmasıyla büyük bir hayran kitlesi tarafından takip edilmeye başlanan Nekropsi, derin enstrümantal kompozisyonları, ani ataklarla dinleyeni bambaşka bir hikayeye sürükleyen tarzlarıyla yarın Babylon‘da sahne alacak.

Arabesk eserleri rock altyapılar, arabesk vokaller ve doğu vurmalıları kullanarak yorumlayan, arabesk formatında besteler yapan ve “Her Gün İsyanım Var” ve “Damarımda Kanımsın” albümleriyle büyük bir hayran kitlesine sahip olan İstanbul Arabesque Project, 4 Şubat’ta Live Haymatlos’ta sahne alacak.

Konserlerinde Bergen’den Kamuran Akkor’a, Orhan Gencebay‘dan İbrahim Tatlıses‘e pek çok arabesk duayeninin eserlerini seslendiren grup, kendisini izlemeye gelen müzikseverlere arabeskin kederli değil, keyifli ve eğlenceli yönünü göstermeyi hedefliyor.

Uzun bir aradan sonra büyük bir özenle hazırladığı “Derindekiler” albümünü dinleyenlerin beğenisine sunan Kıraç, albümünün ilk İstanbul konserini 4 Şubat’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde verecek.

Mevlana Kültür ve Sanat Vakfının düzenlediği ve bestekarı bilinmeyen, bestelenmiş en eski Mevlevi ayinlerinden olduğu kabul edilen Pençgah Ayini

(Beste-i Kadim) “Sema Töreni”, 5 Şubat’ta Galata Mevlevihanesi Müzesi’nde gerçekleştirilecek.

-Sahne sanatları

Çin Ulusal Akrobasi Topluluğu “Rüya Takımı-Sihirli Akrobatlar”, trapez, dans, akrobasi ve kung-fu’yu bir araya getiren, yer çekimine ve fizik kurallarına meydan okuyan performanslarını 3, 4 ve 5 Şubat’ta TİMMaslak Show Center’da sergileyecek.

Neil Labute’un yazıp Defne Halman ve Engin Hepileri’nin yönettiği “Zorla Güzellik” isimli komedi türündeki tiyatro Oyunu, yarın Kenter Tiyatrosu’nda perdelerini açacak.

W. Gordon Smith’in yazıp Ülkü Tamer‘in çevirdiği ve Hakan Gerçek’in hem yazıp, hem de oynadığı tek kişilik Oyun “Van Gogh”, yarın Caddebostan Kültür Merkezi Küçük Salon’da izleyiciyle buluşacak.

Levent Kazak‘ın yazıp Laçin Ceylan‘ın yönetmenliğini üstlendiği, kadının sosyal konumuna dikkat çeken “Cam”, yarın Kozyatağı Kültür Merkezi Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi’nde izleyici karşısına çıkacak.

Zorlu Çocuk Tiyatrosunun yeni sezonu için Prof. Dr. Hasan Erkek tarafından Andersen’in “Çirkin Ördek Yavrusu” masalından hareketle yeniden yazılan

“öteki” kavramının farklı katmanlarda işlendiği “Çirkin Ördek Yavrusu”, 4 Şubat’ta Kenter Tiyatrosu’nda sahnelenecek.

Cesare Pavese‘nin “Yaşama Uğraşı” adıyla yayımlanan günlüğünden esinlenen, ölüm gerçeğini ve onu takip eden yas sürecini konu edinen bir dans performansı olan “Bugün, Hiçbir Şey”, 6 Şubat’ta Salon İKSV’de izleyici karşısına çıkacak.

“Elazığ Kültür ve Sanat Şehridir”

Elazığ – Bakü Kültür ve Sanat Buluşması için ilimize gelen sanatçılar ve kültür elçileri Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu’nu ziyaret ettiler.

Başkanlık makamında gerçekleşen ziyarette Elazığ – Bakü Kültür ve Sanat Buluşmasına katılacak olan sanatçılar ile organizasyona katkı veren kuruluşların yetkilileri hazır bulundu.

Ziyarette bir değerlendirme yapan Bedrettin Keleştimur: “Elazığ – Bakü Kültür ve Sanat Buluşması kapsamında şehrimizde bir faaliyeti daha icra etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Azerbaycan‘ın bağımsızlığının 20. yılında bu etkinlikler iki gün süreyle devam edecek. Azerbaycanlı Şair Elmas Yıldırım adına düzenlenecek paneller yapılacak. Cafer Cabbarlı’nın kitap tanıtımını yapacağız. Ve bu aradaAzerbaycan edebiyatında önemli olan şahsiyet Anar Bey’e FÜ tarafından Fahri Doktora unvanı verilecek. Programlarımız kapsamında Fuzuli‘ye saygı gecesi tertip edeceğiz. Tüm programlarımızın hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Doç. Dr. Yakup Deliömeroğlu ise konuşmasında Azerbaycan Şehitleri içinTürkiye‘de ilk defa Elazığ‘da bir anıt yapıldığına dikkat çekerek, bu durumun iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerini geliştirme adına çok önemli olacağına vurgu yaptı.

Sanatçı Mehmet Özbek ise açıklamasında; “Bizler için Elazığ – Bakü sanat buluşmasından ziyade burada bir Bayram yaşıyoruz. Sayın Valimize, Belediye Başkanımıza ve manas ekibine teşekkür ediyorum. Biz türkülerimizi yörelerimizden derleyerek sizlere sunmaya gayret gösterdik. Bu etkinliklerin tamamının hayırlı olmasını diliyorum. Etkinlikler kapsamında Fuzuli‘ye saygı gecesi bizler için ayrıca önem arz eden programlardan biridir.” Dedi.

Elazığ‘ın bir kültür ve sanat şehri olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti şöyle dile getirdi:

“Sizleri Anadolu‘nun bu inci şehrinde ağırlamaktan mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Elazığ – Bakü Kültür ve Sanat buluşmasını organize eden Bedrettin Keleştimur Beyefendi başta olmak üzere tüm arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Geçmişte Hazar Şiir Akşamlarından birini Azerbaycan‘da gerçekleştirmiştik ve orada Yazarlar Birliği Başkanı Anar beyle de bir araya gelmiştik. Şehrimizde düzenlenecek bu programların hayırlı olmasını diliyor, bizleri ziyaretiniz içinde şükranlarımı sunuyorum.”

BAŞKENTTE KÜLTÜR SANAT HABERİ

CUMHURBASKANLIGI SENFONI ORKESTRASI (CSO), 10 SUBAT’TAKI KONSERINDE ”BAROK HAFTASI” PROGRAMIYLA IZLEYICI KARSISINA CIKACAK.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), 10 Şubatˊtaki konserinde ˊˊBarok Haftasıˊˊ programıyla izleyici karşısına çıkacak.

Orkestrayı Şef Raoul Grüneisˊin yöneteceği konserde, obuada Manfred Bellmann ve flütte Iris Rath yer alacak. Konserde, Telemannˊın ˊˊre majörˊˊ senfoniˊsi, Bach ve Vivaldiˊnin ˊˊobua konçertoˊˊlarıile Hasseˊnin ˊˊsol minörˊˊ senfonisi seslendirilecek.

Ankara Devlet Tiyatrosu bu hafta 15 oyun, Ankara Devlet Opera ve Balesi 5 eserle izleyiciyi selamlayacak.

-Tiyatro-

Büyük Tiyatro: ˊˊGenç Osmanˊˊ, yarın ve 5 Şubatˊta sahne alacak.

Ali Berktayˊın kaleme aldığı, Ayşe Emel Mesciˊnin yönettiği ˊˊKerbelaˊˊ, 7 Şubatˊta seyredilebilir.

Cüneyt Gökçer Sahnesi: Aristophanesˊin yazdığı, Yücel Ertenˊin çevirip, oyunlaştırıp yönettiği ˊˊBarışˊˊ, yarın ve 4 Şubatˊta izlenebilir.

ˊˊKantocuˊˊ 7, 8 ve 9 Şubatˊta seyredilebilir.

ˊˊBenim Tatlı Meleğimˊˊ, 5 Şubat pazar Günü izleyiciyle birlikte olacak.

Şinasi Sahnesi: Tennessee Williamsˊın yazdığı, Can Yücelˊin çevirdiği, Jason Haleˊnin yönettiği ˊˊSırça Kümesˊˊ, yarın ve 4 Şubatˊta sahnelenecek.

ˊˊElma Hırsızlarıˊˊ isimli eser, 7, 8 ve 9 Şubatˊta seyirciyle birlikte olacak.

Küçük Tiyatro: Angelo Savelliˊnin kaleme aldığı ve yönettiği ˊˊFigaroˊˊ, yarın ve 4 Şubatˊta sahne alacak.

ˊˊKeloğlan Keleşoğlanˊˊ isimli çocuk oyunu, 5 Şubat Pazar günü görülebilecek.

Akün Sahnesi: ˊˊGizler Çarşısıˊˊ, yarın, 4 ve 5 Şubatˊta izlenebilir.

ˊˊRab Şeytana Dedi Kiˊˊ, 7, 8 ve 9 Şubatˊta tiyatroseverlerle birlikte olacak.

Altındağ Tiyatrosu: Geleneksel Türk tiyatrosunun önemli yazarlarından Musahipzade Celalˊin kaleme aldığı ˊˊKafes Arkasındaˊˊ isimli oyun hafta boyunca izlenebilecek.

İrfan Şahinbaş Sahnesi: ˊˊYastık Adamˊˊ, 4 Şubatˊta izlenebilecek.

Stüdyo Sahne: ˊˊÜç Yönetmen Üç Oyunˊˊ, yarın, 5 ve 7 Şubatˊta izlenebilir.

Oda Tiyatrosu: ˊˊDönülmez Akşamın Ufkundayızˊˊ adlı eser, yarın ve 4 Şubatˊta, ˊˊHüzzamˊˊ 7, 8 ve 9 Şubatˊta seyredilebilecek.

-Opera-bale-

Opera Sahnesi: ˊˊMacbethˊˊ, 4 Şubat Cumartesi, ˊˊDon Giovanniˊˊ 6 Şubat Pazartesi sahnelenecek.

ˊˊZorbaˊˊ balesi, 9 Şubat Perşembe günü seyirciyle birlikte olacak.

Operet Sahnesi: ˊˊBir Tenor Aranıyorˊˊ, 5 Şubatˊta, ˊˊŞarkılarla Yaşamakˊˊ ise 7 Şubatˊta sahne alacak.

Leyla Gencer Sahnesi: ˊˊSihirli Dünyaˊˊ adlı müzikli çocuk oyunu, 5 Şubatˊta izlenebilir.

-Sinema-

Steven Spielbergˊin Kamera karşısına geçtiği ve konusu Birinci Dünya Savaşı yıllarında geçen ˊˊSavaş Atıˊˊ adlı film, yarın seyirciyle buluşacak.

Jeremy Irvin, Peter Mullan, Emily Watson ve David Thewlisˊin başrolünü üstlendiği film, Birinci Dünya Savaşı sırasında Albertˊın eğittiği ve çok sevdiği atı Joeyˊnin satılarak savaşta sipere gönderilmesi üzerine yaşananları işliyor. Film, Michael Morpurgoˊnun aynı adlı çocuk romanından sinemaya aktarıldı.

Hasan Tolga Pulatˊın yönettiği, Altın Portakal ödüllü ˊˊGüzel Günler Göreceğizˊˊ vizyona girecek. Bir Güniçinde İstanbulˊda geçen hikaye, beş farklı karakterin kesişen yollarını anlatıyor. Filmin oyuncu kadrosunda Uğur Polat, Buğra Gülsoy, Nesrin Cevadzade, Feride Çetin ve Barış Atay Mengüllü yer alıyor.

48. Antalya Altın Portakal Film Festivaliˊnde yarışan yapım En İyi Film, En İyi Senaryo, En İyi Kurgu ve En İyi Yardımcı kadın Oyuncu ödüllerine layık görülmüştü. Şanal Günseliˊnin yönettiği ˊˊEş Ruhumun Eş Zamanıˊˊ adlı film gösterime girecek. Uğur Çavuşoğlu, Aylin Kabasakal, Zeynep Utku, Deniz Seki, Musa Uzunlar, Tuğçe Ersoy ve Güzin Ustaˊnın rol aldığı yapım, Şanal Günseli ve Işık Günseli-nin gerçek hayat hikayelerinden yola çıkarak 2005 yılında yazdıkları aynı adlı kitaptan sinemaya uyarlandı. Türü ˊˊkuantum filmiˊˊ olarak nitelendirilen yapım, yeryüzünden uzak bir boyutta bütünlüğünü tamamlamış enerji dolu bir varlığın dünyaya inmesini ancak, burada çıkan bir kaos sonucu ikiye ayrılması nedeniyle bu varlıktan ayrılan iki eş ruhun birbirini aramaya başlamasını konu alıyor.

İngiltere yapımı ˊˊUtançˊˊ, haftanın dördüncü yeni yapımı. Steve Mcqueen IIˊnin yönettiği filmde Michael Fassbender, Carey Mulligan, James Badge Dale, Lucy Walters, Elizabeth Masucci ve Calamity Chang rol alıyor. Film, New Yorkˊta yaşayan 30ˊlu yaşlardaki Brandonˊın sorunlarından sıyrılma çabalarını işliyor.

 Kaynak : http:// haberler.com

Kütahya’da, 15 gramofon ve 650’ye yakın taş plağı iş yerinde sergileyen emekli astsubay, ziyaretçilerine Türk Sanat Müziği eserlerini dinletiyor

Kütahya’da, 15 gramofon ve yaklaşık 650 taş plaktan oluşan koleksiyonunu iş yerinde sergileyen emekli astsubay Fikret Pak, ziyaretçilerine Türk Sanat Müziği eserlerini dinleterek, adeta onları zaman tünelinde yolculuğa çıkarıyor.

Pak, 1877 yılında Thomas Edison’un icat ettiği fonografın geliştirilmiş biçimi olan gramofona ilgisinin çocukluk yıllarında başladığını söyledi.

Türkiye’de gramofonun son demlerini yaşadığı yılların çocukluğuna rastladığını belirten 76 yaşındaki Pak, bu aletin 1940′lı yıllarda sadece zengin ailelerde bulunduğunu bildirdi.

Pak, ortaokul yıllarında çalıştığı sinemada filmlerden önce taş plaktan eserler çalması ve komşu ziyaretlerinde Türk Sanat Musikisi eserleri dinlemesinin, gramofonla taş plaklara ilgisini artırdığını ifade ederek, 1978′de emekli olduktan sonra elektrikli eşya tamiri yapan iş yeri açtığını anlattı.

İki çocuğu üniversiteyi bitirince ekonomik kaygısı azaldığını için iş yerinde tamiri bırakarak hobisine yöneldiğini dile getiren Pak, ”Önce bir çanta gramofon bulup aldım. Daha sonra İstanbul’da bu işleri yapan kişilerle tanıştım. Sık sık oraya giderek sevdiğim sanatçıların plaklarını topladım” dedi.

 

MOTİFLERLE SÜSLENMİŞ ÇİNİLİ GRAMOFON
Pak, koleksiyonuna kattığı gramofonlardan bir bölümünü sattığı ve elinde 15 gramofon kaldığı bilgisini vererek, 650′ye yakın plaktan hiçbirini satmadığını ve satmayı düşünmediğini belirtti.

Koleksiyonunu devredeceği çocuklarının gramofonları ellerinden çıkarabileceğini, ancak plakları satmamalarını istediğini ifade eden Pak, sergilediği gramofon ve taş plaklara, bu kültürü hiç yaşamayan gençlerin daha fazla ilgi gösterdiğini dile getirdi.

İş yerini zaman zaman ziyaret edenlere, ”Safiye Ayla, Münir Nurettin Selçuk, Zeki Müren, Hamiyet Yüceses, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Barış Manço” gibi sanatçıların plaklarını dinlettiğini kaydeden Pak, sahip olduğu gramofonların birçoğunun kutusunu kendisinin yaptığını bildirdi.

Pak, İstanbul’da gramofon ustası Mehmet Öztekin’in evinde gördüğü porselen işlemeli gramofonun benzerini çiniden yaparak koleksiyonunun önemli bir parçası haline getirdiğini söyleyerek, ”Kütahya, çini, seramik ve porseleniyle ünlü bir kent. Üzerinde çini işlemeler olan bir gramofon yapabileceğimi düşündüm. Yaklaşık bir ay uğraşarak üzerinde çini işlemeler bulunan, borusu ahşaptan gramofon geliştirdim” diye konuştu.

Sanat ve sizin için çalışıyoruz!

 

Nar Sanat İstanbul Eğitim ve Kültür Sanat Derneği girişimi ile M.E.B. Özel Nar Sanat Eğitim Kursu öğrenci ve velileri ve Sağlık Ordusu üyeleri ile Tüm Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği üyelerine, Bakırköy Büyülü Sahne de oynanacak olan “ Ömürsün Doktor ” adlı oyun % 50 İNDİRİMLİ.

Yapmanız gereken tek şey ekteki 4 kuruma ait logonun çıktısını almak veya Nar Sanat Kitap ayraçlarından biri ile gişeye gitmek.

Yer : Bakırköy Büyülü Sahne (Eski 74 Sineması) Tel : 0212 572 0 444

Tarih : 30 Ekim 2011 Pazar

Saat : 18:00

OYUNDAN :     ÖMÜRSÜN DOKTOR

Öyküler: Anton ÇEHOV

Kurgulayan – Yöneten: Kubilay ZERENER

Oynayanlar: Levent Ünsal, Somer Karvan, Rüzgâr Aksoy, Kerim Yağcı, Nejmi Aykar, Gümeç Alpay, Sedanur Özgün

Anton Çehov, yaşadıklarını ve öykülerini büyük bir samimiyetle seyircisiyle paylaşıyor… Değişik öykülerde, Çehov’un hayatın içinden çıkmış renkli karakterleri eşliğinde yapılan keyifli bir tiyatro yolculuğu… Birbirinden güzel müzikler eşliğinde sergilenen, son derece sıcak ve duygusal bir komedi şöleni… Olaylar Rusya’da mı geçiyor, yoksa Türkiye’de mi? İyi bir yazarın elinden çıkmış iyi bir öykü, yer ve zaman tanımaz. Rusya’da da geçebilir, Türkiye’de de! Çehov’un öyküleri hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı nitekim…