Şunun için etiket arşivi: Belgesel

İstanbul’un su altı zenginlikleri, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenecek özel gösterimle izleyicinin beğenisine sunulacak. “İki Deniz Bir Şehir: Su Altından İstanbul” belgeseli ile dünyaya tanıtılacak.

İBB’den yapıtığı açıklamaya göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizm Müdürlüğü, 52 günde 33 farklı noktada 100’ün üzerinde dalış yaparak çekilen “İki Deniz Bir Şehir: Su Altından İstanbul” isimli belgesel ile İstanbul’un su altı zenginliklerini dünyaya tanıtacak.

Belgesel, 12 Şubat Salı akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenecek özel gösterimle izleyiciye sunulacak.

İstanbul’un saklı kalmış su altı zenginliklerinin anlatıldığı belgeselin rejisörlüğünü Sait Özgür Gedikoğlu, uygulayıcı yapımcılığını ise Recep Şen üstlendi.

İstanbul’un su altı zenginliğini tanıtmak ve doğanın korunmasına dair farkındalık oluşturmak hedefiyle çekilen belgeselde, 52 gün süren çekimler kapsamında İstanbul’u çevreleyen Boğaz ve denizlerde 33 farklı noktada yüzünün üzerinde dalış gerçekleştirildi.

Proje kapsamında yapılan dalışlar Selimpaşa, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Florya, Yeşilköy, Yedikule, Haliç, Sarayburnu, Kız Kulesi, Dolmabahçe, Ortaköy, Çengelköy, Baltalimanı, Emirgan, İstinye, Tarabya, Beykoz, Rumeli Feneri, Anadolu Feneri, Kilyos, Karaburun, Şile, Moda, Caddebostan, Maltepe, Yelkenkaya, Madam Martha, Sivri Ada, Heybeliada, Büyükada Kurşunburnu, Balıkçı Adası ve Tuzla’da, profesyonel su altı görüntüleme ekibi tarafından gerçekleştirildi.

Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’un hayatı belgesel oluyor.

Yazarın hayatı, doğduğu ve çocukluğunun bir bölümünün geçtiği Çanakkale’nin Bayramiç İlçesi’nde çekimleri süren belgeselle beyaz perdeye aktarılacak.

Akif’in vatansever ve mücadeleci kimliğinin yanı sıra edebi kişiliğine ve sosyal hayatına dair bilgileri içeren belgeselde, Necid çöllerinde yaşadığı günlerden Biga’dan milletvekili seçildiği döneme ve İstiklal Marşı’nı kaleme aldığı Tacettin Dergahı’na yönelik enstantaneler yer alacak.

Hasan Ali Yücel’in hayatını ve Köy Enstitüsü’nü kurmasını konu alan ‘Yücel’in Çiçekleri’ adlı belgesel filmin çekimleri tamamlandı. Belgeselin drama bölümünde Atatürk’ü Mahir Günşiray canlandırdı.

Hasan Ali Yücel’in yaşamı ‘Yücel’in Çiçekleri’ adıyla belgesel filmine dönüştürüldü. 1938 – 1946 arasında milli eğitim bakanlığı yapan, 1940’da Köy Enstitüsü’nü kuran Yücel’in hayatını ve çalışmalarını konu edinen belgesel filmin yönetmenliğini Cengiz Özkarabekir yaptı.

Hasan Ali Yücel ve dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un yaşam hikâyeleri üzerinden yola çıkılarak oluşturulan ‘Yücel’in Çiçekleri’nin zemini büyük zorluklarla kurulan Köy Enstitüleri üzerine oturtuldu.

‘Yücel’in Çiçekleri’nin çekimlerinde Hasan Ali Yücel’in kişisel eşyaları da yer verildi. Senaryosunu da Cengiz Özkarabekir’in yazdığı belgesel, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş ile Hasan Ali Yücel’in kızı Gülümser Yücel’in danışmanlığında çekildi.

Çekimleri Büyükçekmece, Çatalca, Silivri, Beyazıt, Sütlüce, Yenikapı ve Selimpaşa’da kurulan döneme uygun mekânlarda gerçekleştirilen ‘Yücel’in Çiçekleri’nin drama bölümleri için yaklaşık 200 oyuncu rol aldı. Belgeselde Atatürk’ü Mahir Günşiray, İsmail Hakkı Tonguç’u ise Muhammet Uzuner canlandırdı. Plastik makyaj sanatçısı Derya Ergün, özel bir çalışmayla Mahir Günşiray’a Atatürk makyajı hazırladı. Hasan Âli Yücel’i ise 3 kişi canlandırdı. Çocukluğunu Ege Şenoğul, gençliğini Kutay Şahin, yetişkin dönemini ise Mehmet Tokat karakterize etti.

Cahit Berkay ile Altuğ Öncü’nün müziklerini yaptığı ‘Yücel’in Çiçekleri’nin İstanbul galası 23 Kasım’da Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek. İzmir galası 7 Aralık’ta olacak olan belgeselin Ankara galası ise 21 Aralık olarak belirlendi.

BBC Türkçe, Türkiye’nin 60 yıllık televizyon arşivlerini izleyici ile paylaşma kararı almıştı. Alınan kararın ardından ‘Atatürk: Türklerin Babası’ isimli 1970 yapımı olan belgeseli izleyici ile buluşturmuştu.

Oldukça ilgi gören bu belgeselin ardından bir başka tarihi ve sanatsal değere sahip, 1961 yapımı olan ‘Ticket to Turkey (Türkiye Bileti)’ belgeselinin ilk bölümünü yayınladı.

Tamamı iki bölümden oluşan belgeselin ilk bölümü izleyici ile buluşurken, ikinci bölümü de yakında yayınlanacak.

57 yıl aradan sonra ilk defa yayınlanan sanatsal ve tarihi değere sahip olan ‘Ticket to Turkey’ belgeseli Türkçe alt yazı ile izleyici karşısına çıkıyor.

1961 yılında ‘Ticket to Turkey’ (Türkiye Bileti) adlı belgeseli hazırlayan TV sunucusu Johnny Moris, beş bölümlük belgesel boyunca çeşitli Avrupa kentlerini gezdi. Londra’dan yola çıkan Moris İstanbul’a, ardından da farklı kentlere seyahat etti.

Belgeselin ilk bölümünü izlemek için burayı tıklayınız.

Bu yıl 90’ıncısı düzenlenecek olan Oscar Ödülleri’nin 2018 adayları bellli oldu.

Canlı yayında resmi olarak açıklanan adaylar arasında 13 dalda Oscar adayı olan “The Shape of Water’ filmi 2018 yılına damgasını vurdu. ‘The Shape of Water’ın yönetmenliğini Guillermo del Toro üstleniyor.

Oscar Ödülleri’nin sahiplerine takdim edileceği ödül töreni 4 Mart gecesi gerçekleşecek. Bu özel ödül töreninin sunuculuğunu ise Jimmy Kimmel yapacak.

İşte 2018 Oscar adayları:

En İyi Yapım Tasarımı

The Shape of Water

Beauty and The Beast

Dunkirk

Blade Runner 2049

Darkest Hour

 

En İyi Sinematografi

Blade Runner 2049

Darkest Hour

Dunkirk

Mudbound

The Shape of Water

 

En İyi Kostüm Tasarımı

Beauty and The Beast

Darkest Hour

Phantom Thread

The Shape of Water

Victoria & Abdul

 

En İyi Ses Kurgusu

Baby Driver

Blade Runner 2049

Dunkirk

The Shape of Water

Star Wars: Last Jedi

En İyi Ses Miksajı

Baby Driver

Blade Runner 2049

Dunkirk

The Shape of Water

Star Wars: Last Jedi

 

En İyi Kısa Animasyon Film

Dear Basketball

Garden Party

Lou

Negative Space

Revolting Rhymes

 

En İyi Kısa Film

DeKalb Elementary

The Eleven O’Clock

My Nephew Emmett

The Silent Child

Watu Wote / All of Us

 

En İyi Film Müziği

Dunkirk

Phantom Thread

The Shape of Water

Star Wars: The Last Jedi

Three Billboards Outside Ebbing, Missouri

 

En İyi Görsel Efekt

Blade Runner 2049

Guardians of the Galaxy vol.2

Kong: Skull Island

Star Wars: The Last Jedi

War for the Planet of the Apes

 

En İyi Film Kurgusu

Baby Driver

Dunkirk

I, Tonya

The Shape of Water

Three Billboards Outside Ebbing, Missouri

 

En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı

Darkest Hour

Victoria & Abdul

Wonder

 

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Mary J. Blige – Mudbound

Allison Janney – I, Tonya

Lesley Manville – Phantom Thread

Laurie Metcalf – Lady Bird

Octavia Spencer – The Shape of Water

 

En İyi Erkek Yardımcı Oyuncu

Willem Dafoe – Florida Project

Woody Harrelson – Three Billboards Outside Ebbing, Missouri

Richard Jenkins – The Shape of Water

Cristopher Plummer – All the Money in The World

Sam Rockwell – Three Billboards Outside Ebbing, Missouri

 

En İyi Yabancı Dilde Film

A Fantastic Woman – Şili

The Insult – Lübnan

Loveless – Rusya

On Body and Soul – Macaristan

The Square – İsveç

 

En İyi Kısa Belgesel Film

Edith+Eddie

Heaven Is A Traffic Jam on 405

Heroin(e)

Knife Skills

Traffic Stop

 

En İyi Belgesel Film

Abacus: Small Enough to Jail

Faces Places

Icarus

Last Men in Aleppo

Strong Island

 

En İyi Orijinal Şarkı

Mighty River – Mudbound

Mystery of Love – Call Me by Your Name

Remember Me – Coco

Stand Up for Something – Marshall

This is Me – The Greatest Showman

 

En İyi Animasyon Film

The Boss Baby

The Breadwinner

Coco

Ferdinand

Loving Cincent

En İyi Uyarlama Senaryo

Call Me By Your Name

The Disaster Artist

Logan

Molly’s Game

Mudbound

 

En İyi Orijinal Senaryo

The Big Sick

Get Out

Lady Bird

The Shape of Water

Three Billboards Outside Ebbing, Missouri

 

En İyi Erkek Oyuncu

Timothée Chalamet

Daniel Day

Lewis Daniel Kaluuya

Gary Oldman

Denzel Washington

 

En İyi Kadın Oyuncu

Sally Mawkins

Frances Mcdormand

Margot Robbie

Saoirse Ronan

Meryl Streep

 

En İyi Yönetmen

Dunkirk – Christopher Nolan

Get Out – Jordan Peele

Lady Bird – Greta Gerwig

Phanton Thread –  Paul Thomas Anderson

The Shape of Water –  Guillermo Del Toro

 

En İyi Film

Call Me by Your Name

Darkest Hour

Dunkirk

Get Out

Lady Bird

Phantom Thread

The Post

The Shape of Water

Three Billboards Outside Ebbing, Missouri

 

Türk edebiyatının usta isimlerinden Sait Faik Abasıyanık’ın hayat hikayesini anlatan ‘Benden Hikayesi’ isimli belgesel filmi çekiliyor. Belgesel filmin senaristliğini ve yönetmenliğini ise Onur Barış üstlendi. Hazırlanan bu belgeselin ilk gösterimi Sait Faik Abasıyanık’ın ölüm yıldönümü olan 11 Mayıs’ta Baba Sahne’de yapılacak.

Geçtiğimiz Temmuz ayında çekimlerine başlanan ‘Benden Hikayesi’nin görüntü yönetmenliğini Hikmet Merdan yaparken usta yazar Sait Faik’i genç oyuncu Mert Er canlandırdı. Belgeselde Sait Faik’in hayatı hikayelerinden pasajlarla izleyiciye aktarıldı.

Senaryoyu 2013 yılında kaleme aldığını söyleyen senarist ve yönetmen Barış; “Benden Hikayesi’ Sait Faik´in hikayeleriyle bize kendini anlattığı bir belgesel. Benden Hikayesi’ni 2013’te yazmaya başladım. Sinema fiziksel şartlarla yapıldığı için bir süre destek aradım. Çekimlere 2017’nin Temmuz ayında başladım. Şu an belgesel kurgu aşamasında, yakın zamanda bitmiş olacak” dedi.

“SAİT FAİK EDEBİYAT KONUŞMAKTAN ZEVK ALMIYOR”

Belgeselde Sait Faik’in hayatında ve hikayelerinde önemli bir yeri olan kişiler anılarıyla usta ismi anlattı. “Sait Faik, edebiyatı ve sanatı farklı gören bir insan” diyen Barış, “Edebiyatı, edebiyat yapmak için ya da edebiyatçı olmak için yapılmayacağını düşünüyor. Edebiyat eleştirmenleriyle vakit geçirmekten, edebiyat konuşmaktan çok fazla zevk almıyor. Biz de belgeselde Sait Faik’in öykülerinde yer alabilecek, sıradan insanlara yer verdik. Sait Faik’in duygu durumlarını etkilediği insanlarla görüştük” açıklamasını yaptı.

‘BURGAZADA’DA ÇOCUKLUĞUNU BULUYOR’

Sait Faik’in aslında çocukluk dönemini çok özlediğini ve Burgazada’da bunu bulduğunu dile getiren Barış, “Yazarın en büyük özlemi çocukluk dönemi. Yani çocukluğun vermiş olduğu o saf mutluluk, özgürlük hallerini yaşamda arıyor. Burgazada’da Sait Faik bunu buluyor aslında. Bu yüzden Burgazada’yla özdeşleşebilecek bir yaşamı, bir edebi kişiliği olabiliyor. Sait Faik, çocukluğunun geçtiği Adapazarı´nı da bir ada olarak görüyor. Çünkü Adapazarılılar da kendine ‘adalı’ der” diye konuştu.

İLK GÖSTERİM 11 MAYIS’TA BABA SAHNE’DE

8 kişilik bir ekiple çekimlere Bursa’da başlanılan belgesel, Adapazarı’nda ve İstanbul’da yapıldı. Belgesel, İstanbul Film Festivali’nde gösterime girmeyi hedefliyor. Sait Faik’in ölüm yıldönümü olan 11 Mayıs’ta Kadıköy’deki Baba Sahne’de anma töreni yapılacak ve belgesel gösterilecek.

Kadıköy Belediyesi Akademi, kente ve toplumsal mücadelelere dair yapılmış belgeselleri Kadıköylülerle buluşturuyor. Söyleşilen de gerçekleşeceği belgesel gösterimleri 14 Eylül’de başlıyor.

Kadıköy Belediyesi Akademi’de 14 Eylül – 5 Ekim tarihleri arasında, yönetmen, yapımcı ve oyuncularının katılımıyla Kent ve Toplumsal Mücadeleler başlıklı belgesel film gösterimleri ve söyleşiler gerçekleştirilecek. Her Perşembe saat 20.00’deki filmleri gösterimi, İngilizce/ Türkçe altyazı seçeneğiyle yapılacak.

Film gösterimlerinin düzenleneceği günlerde, saat 19.00’da TESAK’tan (Eski Başkanlık Binası) ve 19.15’te Kadıköy Belediyesi Ana Hizmet Binası B Kapısı’ndan Kadıköy Belediyesi Akademi’ye servis hareket edecek.

ETKİNLİK TAKVİMİ
– 14 Eylül Perşembe, saat 20.00’de Özgürleşen Seyirci: Emek Sineması Mücadelesi
Emek Bizim İstanbul Bizim İnisiyatifi adına Senem Aytaç ve Fırat Yücel konuşmacı olarak katılacak.

– 21 Eylül Perşembe, saat 20.00’de Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir
Filmin yönetmeni İmre Azem konuşmacı olarak katılacak.

– 28 Eylül Perşembe, saat 20.00’de Mülteciyim, İşte Buradayım! ve Knitstanbul
Mülteciyim, İşte Buradayım! filminin yönetmeni Eda Elif Tibet ve yönetmeni/ oyuncusu Enzo Ikah ile Knitstanbul filminin yönetmeleri Delizia Flaccavento ve Ayşegül Selenga konuşmacı olarak katılacak.

– 5 Ekim Perşembe, saat 20.00’de Benim Çocuğum
Filmin yönetmeni Can Candan ve yapımcısı Ayşe Çetinbaş konuşmacı olarak katılacak.

indian
Hindistan’ın Bombay şehrinde düzenlenen Indian Cine Festivali’nden Jüri Özel Ödülü’yle dönüyor

Farklı ülkelerde açtığı uluslararası sergilerle ve avant-garde, belgesel, animasyon, klip, video-art ve deneysel film gibi çeşitli türlerde ödüllü kısa filmleriyle tanınan yönetmen ve senarist Ozan Adam’ın uzun metraj filmi “Körler / Jaluziler İçin”, Hindistan’ın Bombay şehrinde düzenlenen Indian Cine Festivali’nden Jüri Özel Ödülü’yle dönüyor. Kült, animasyon, kopya veya komedi olmayan uluslararası ödüllü İlk Uzun Metraj Türk Bilim Kurgu Filmi olarak Türk sinema tarihine geçen “Körler / Jaluziler İçin” filmi Türkiye’de ilk kez 33. İstanbul Film Festivali’nde izleyiciyle buluşmuş ve film eleştirmenlerinin büyük beğenisini kazanmıştı.

indian

 

“‘Turist Ömer’ ve ‘Badi’ gibi kült motiflerin ötesine geçemeyen bilimkurgu üretimimiz, nasıl örneklerle karşılarsa karşılaşsın ‘yenilikçi’ olarak addedilebilir. “Körler-Jaluziler İçin”, bu avantajdan faydalanırken, Soğuk Savaş atmosferinde geçen ‘deneysel-gerilla dolgu bellek bilimkurgusu’ şablonuyla yol alıyor. Böylece bağımsız ruhuyla yerli bilimkurgu tarihimizin kilometre taşlarından birine dönüşüyor… Kısa filmlerindeki ‘deneysel’, ‘animasyon’ ve ‘video-art’ katkısıyla bilinen Ozan Adam, evrensel bir bilimkurgu filmine imza atıyor burada… Yönetmenin Chris Marker’ın “Dalgakıran”ında (“La Jetée”, 1962) fotoğraflarla yaptığını seviyor olması yüksek ihtimal. Stan Brakhage ve Maya Deren gibi deneysel sinemanın figürleriyle de haşır neşirdir… Filmini de anlar, ara yazılar ve birbirinden bağımsız sahneler üzerine inşa ediyor. 94 dakikada ise bunu finale ulaştırmayı beceriyor. Buradan yükselirken ise soruları ‘dolgu bellek’, ‘anı yaratımı’, ‘paralel evren’ gibi meselelerde arıyor.

O zamanlar çekilen “The Illustrated Man” (1969) ile ‘paralel evren’ kavramı ışığındaki akrabalık tartışılır. Ama sanki “Zardoz” (1974), “Sessiz Dünya” (“The Quiet Earth”, 1985), “Gerçeğe Çağrı” (“Total Recall”, 1990), “Aç Gözünü” (“Abre Los Ojos”, 1997) gibi eserlerle bildiğimiz ‘bilinçaltında gezinen bilimkurgu’ şablonuyla bağ kuruyor Ozan Adam… Buradan itibaren ise ‘clean slate’ (sil baştan) yapılan zihin, ‘mind resetter’ (beyin sıfırlama) ile parçalanıyor. Bunun sonucunda karşımıza rüyalardan karmaşık bir dünya tablosu çıkıyor. Araya giren uyarılar da bir süre sonra bir dedektiflik öyküsünü canlandırıyor… Adam, açılış ile kapanış arasındaki dengeyi de iyi kurmuş… Maya Deren ve Stan Brakhage usulü deneysel bir iş, eklemlenen incelikli hikaye ile yürüyor nihayetinde… En fazla “Upstream Color” (2013) ve “Başka Bir Dünya” (“Another Earth”, 2010) gibi gerilla bilimkurgu başarılarıyla akrabalık kuran bir yapıt bu.

“Körler-Jaluziler İçin”, “Gerçeğe Çağrı”nın aksiyon mizansenini bağımsız bir ruhla inşa etmesiyle değerli… Finaldeki bakış açısından ikiye bölünen ‘dürbünle perdeye bakma’ anı ise biraz “Kutsal Motorlar” (“Holy Motors”, 2012), biraz “Mulholland Çıkmazı”nı (“Mulholland Dr.”, 2001) çağrıştırıyor. Ama film, gerçek bir gizemin peşinde koşmuyor. Ne anlatacağını baştan büyük puntolarla söylüyor… Adeta Hal Hartley’nin bilimkurgu çekmesi ve “Gerçeğe Çağrı”ya imza atmasıyla oluşabilecek durum, 60’ların bağımsız yaklaşımıyla şekil alıyor. ‘Soğuk Savaş’ korkusunun oluşabilecek tek şirket bazlı bir rejimle gelebileceği noktaya dikkat çekiliyor.

” (Kerem Akça, film eleştirmeni). “KÖRLER / JALUZİLER İÇİN” Synopsis İnsanların sadece belli bir süre belli bir kişi ( karakter ) olarak paralel gerçekliklerde yaşadıkları bir dünyada herkesin hafızaları düzenli olarak silinmekte ve uyandıklarında yaşayacakları hayatın kendilerine uygun şekilde uyarlanmış hafızaları yüklenmektedir. Seintn ise hafızası tam olarak silinemediği için geçmişten kalan diğer karakterlerin kişiliklerinin hafızalarından kalıntılarla ve bu durumun getirdiği beklenmedik sonuçlarla yaşamaya mahkumdur. Bundan dolayı çok kişiliklilik sendromu, kişilik bölünmesi gibi pisikolojik sorunlarla mücadele etmek durumundadır fakat kendisi bu durumun farkında değildir ve dolayısıyla toplumun düzenini tehdit eden özelliklere sahip olduğu için bir suçlu olarak aranmaktadır

Mersin’de düzenlenen 5. Atıf Yılmaz Kısa Film Şenliği Cuma akşamı yapılan törenle sona erdi. Festivalde kurmaca, belgesel ve animasyon dallarında yarışma düzenlendi. Ayrıca çeşitli workshop’lar ve söyleşiler yapıldı. Sinema Yazarları jürisinde Şenay Aydemir ve Ayça Çiftçi ile birlikte görev aldım. Kurmaca dalında birincilik ödülünü paylaştırdık. Emrah Erkanı’nın yönettiği ve travesti bir seks işçisini anlatan Tuhaf Zamanlar ile Süleyman Demirel’in yönettiği ve bir çiftin dramatik bir gününü anlatan Asfalt ödülü paylaştılar.

Belgesel dalında en iyi film ödülünü Ömer Akbaş’ın yönettiği Son Nefes’e verdik. “Son Nefes”, 3 yıl önce Soma’da yaşanan büyük maden kazasını konu alıyordu. Geliyorum denen kaza sırasında ve sonrasında yaşananların unutulmaması ve sorumluların cezalandırılması gerekiyor ki bir daha bu tür kazalar ya da cinayetler yaşanmasın. Animasyon daalında birincilik ödülünü ise Hüseyin Gülgen’in yönettiği “Zirve”ye verdik. Zirve, bir dağ tırmanışı eşini ve bir bacağını kaybeden bir dağcının, protez bacağıyla o zirveye yenideen tırmanışını başarılı bir sinema diliyle anlatıyordu.

Ana jürilerin ödülleri ise şöyle oldu: Kurmaca dalında Azad (Yakup Tekintangaç) ve 7 Santimetre (Methan Şereflioğlu) birinciliğ paylaşırken, Asfalt da mansiyon aldı.

Belgesel dalında Bulut Renas Kaçan’ın “Gezgin”i birinci oldu. Animasyon dalında ise birinciği Metin Vatansever’in “Nefretin Üvey Evlatlarıyız” adlı filmi kazandı.

5-atif-yilmaz-kisa-film-festivalinde-isbirligi-13050

“16. Yüzyıl Dahisi Matrakçı Nasuh” sergisi, Avusturya’nın başkenti Viyana’da sanatseverlerle buluştu.

matrakci-nasuh

 

Cumhurbaşkanlığının himayesinde gerçekleşen ve Anadolu Ajansı’nın  global iletişim ortağı olduğu “16. Yüzyıl Dahisi Matrakçı Nasuh” sergisi, Avusturya’nın başkenti Viyana’da sanatseverlerle buluştu.
İstanbul Kültürlerarası Sanat Diyalogları Derneği (İKASD) tarafından projelendirilen sergi, Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği ve Viyana Yunus Emre Enstitüsü’nün ev sahipliğinde, Viyana Sanat Tarihi Müzesi’nde düzenlenen törenle açıldı.
Açılış töreninde mimar Sinan Genim, “Matrakçı Nasuh ve Haritaları” konulu kısa bir konferans verdi. Matrakçı Nasuh’un asıl isminin “Nasuh bin Karagöz bin Abdullah el-Bosnavi” olduğunu belirten Genim, Nasuh’un Enderun’da yetiştiğini ve Boşnak asıllı minyatürcü, hattat, tarihçi ve matematikçi olduğunu anlattı. Nasuh’un genç yaşta yazdığı matematik kitabı ile dikkat çektiğini vurgulayan Genim, Kanuni Sultan Süleyman’ın seferlerine katılarak gittiği yerlerde kale ve sarayların minyatürünü yaptığını ve 70 yaşında vefat ettiğini aktardı.
Viyana Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Mevlüt Bulut ise 16. yüzyıl dahisi Matrakçı Nasuh’un eserlerinin Avrupa’nın kültür başkenti Viyana’da sergilemekten onur duyduğunu söyledi.
Küratör Beste Gürsu ise Türkiye’nin kültür ve sanatını uluslararası platformlara taşıyacak kapsamlı bir proje gerçekleştirdiklerini ve bu projeyi 12 kadın sanatçının Nasuh’un eserlerinden esinlenerek hazırladıklarını ifade etti. Projenin ilk sergisini Nasuh’un doğduğu Bosna’da başlattıklarını kaydeden Gürsu, 2016 sonunda “Matrakçı Nasuh” belgeselinin vizyona gireceğini aktardı.
Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Hasan Göğüş de Matrakçı Nasuh’un hem sanatçı hem de bilim adamı olduğunu belirterek, “Matrakçı Nasuh, Osmanlı döneminde yetişmiş ve çağdaş sanatçılara ilham kaynağı olmuş ve dünya kültür mirasına önemli katkılar sağlamıştır” dedi.

35. İstanbul Film Festivali’nde Ahu Öztürk’ün “Toz Bezi” filmi, Altın Lale Ulusal yarışmada “En İyi Film”, “En İyi Senaryo” ve “En İyi Kadın Oyuncu” ödüllerini kazandı.

35. İstanbul Film Festivali’nde ödül kazananlar belli oldu.

Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen törende, Altın Lale Ulusal Yarışma Ödülleri için 2015-2016 sezonunda tamamlanan 11 film yarıştı.

Cem Davran’ın sunuculuğunu yaptığı gecede ilk olarak, Jeyan Ayral Tözüm, Şerafettin Gür, Suzan Avcı ve Perran Kutman’a Sinema Onur Ödülleri verilirken, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden yönetmen Ülkü Erakalın’ın ödülü oğlu Murat Erakalın’a takdim edildi.

Altın Lale Ulusal Yarışma’da En İyi Film dalında Altın Lale Ödülü’ne Ahu Öztürk’ün “Toz Bezi” adlı filmi layık görüldü.

Ahu Öztürk ödülünü alırken yaptığı kısa konuşmada, “Ben ödülü, Şırnak’ta çocuklarının ölüsünü buzdolabında saklayan annelerden, yurtdışında çocuğuyla vedalaşıp burada tekrar cezaevine gelen sevgili Meral Camcı’ya uzanan o yol adına alıyorum. Savaşlar kadınları ve önce çocukları vuracaksa, barışı da kadınlar kuracak” dedi.

Ulusal yarışma

Altın Lale Ulusal Yarışma’da ödül kazanlar şöyle:

En İyi Film: Toz Bezi

En İyi Yönetmen: Mustafa Kara (Kalandar Soğuğu)

En İyi Kadın Oyuncu: Asiye Dinçsoy (Toz Bezi)

En İyi Erkek Oyuncu: Haydar Şişman (Kalandar Soğuğu)

En İyi Senaryo: Ahu Öztürk (Toz Bezi)

En İyi Görüntü Yönetmeni: Cevahir Şahin ve Kürşat Üresin (Kalandar Soğuğu)

En İyi Kurgu: Mustafa Kara, Umut Sakallıoğlu ve Ali Aga (Kalandar Soğuğu)

En İyi Özgün Müzik: Doğan Duru (Tarla)

Jüri Özel Ödülü: Rauf (Barış Kaya ve Soner Caner)

Uluslararası Yarışma

Festivalde, Uluslararası Yarışma Altın Lale Ödülü’ne Meksikalı yönetmen Rodrigo Plá’nın “Bin Başlı Canavar” adlı filmi değer görüldü.

Altın Lale Uluslararası Yarışma Jüri Özel Ödülü’nü ise Britanyalı yönetmen Brady Corbet’in “Bir Liderin Çocukluğu” adlı filmi kazandı.

Kısa, mansiyon, belgesel, Seyfi Teoman ödülleri

Ulusal Kısa Film Yarışması’nda En İyi Kısa Film Ödülü’nü Ziya Demirel’in “Salı” adlı filmi kazandı. Ödülü yönetmene jüri üyelerinden Can Evrenol verdi.

Barış Sarhan’ın “Cemil Şov” adlı filmi ise Mansiyon ödülüne layık görüldü.

Ulusal Belgesel Yarışması’nda da En İyi Belgesel Ödülü Onur Bakır ve Panagiotis Charamis’in yönettiği “Hazır Ol!” filmine verildi.

Ayşe Polat’ın yönettiği “Ötekiler” filmi ise Mansiyon’a layık görüldü.

Bu arada, Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü’nü “Çırak” filminin yönetmeni Emre Konuk kazandı.

 istanbul-film-festivali-nde-odulleri-toz-bezi-topladi-128713-5 (1)

“Kadın Dayanışması Yaşatır” diyerek 12 Mart’ta İstanbul’da başlayan 14. Filmmor Kadın Filmleri Festivali, Arin Kadın Merkezi ortaklığıyla 16-17 Nisan’da 5. durağı Mardin’de olacak.

12-20 Mart’ta İstanbul’da başlayan 14. Filmmor Kadın Filmleri Festivali, Arin Kadın Merkezi ortaklığıyla, 12 filmlik programla 16-17 Nisan’da Sinemardin’de sürecek.Kadın Dayanışması Yaşatır bölümünden Maryam Ebrahimi ve Nima Sarvestani’nin yönettiğiParmaklıklar Ardında Burkasız / No Burqas Behind Bars filmi, Deepa Dhanraj’ın yönettiğiKadınların Adaleti / Invoking Justice filmi ve Ilse van Velzen ve Femke van Velzen’in yönettiği Satılık Adalet / Justice for Sale filmi izleyiciyle buluşacak. Kadınların Sineması bölümünden Leyla Toprak’ın yönettiği Uzak Mı / Distant, Lucia Valverde’nin yönettiği Sıcak Hava Dalgası / The Heat Wave, Belmin Söylemez’in ustası Bilge Olgaç’ı anlattığı belgeseliBilge ve Öğrencisi / Bilge and Her Apprentice filmi Mardin programında yer alacak.Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Kadınların Sineması bölümünden yönetmenliğini Diana Nava’nın yaptığı Coria ve Deniz / Coria and the Sea ve Baran Reihani’nin yönettiğiBinlercesinden Biri / One of Thousands filmi ile festivalin klasikleşmiş bölümlerinden olanKendine Ait Bir Cüzdan bölümünden Stella Kyriakopoulos’un yönettiği Volta filmi gösterilecek. Chantal Hakkında Her Şey toplu gösteriminden Patlat Şehri / Saute Ma Villeizleyiciyle buluşacak. Filmmor’un Mardin’den sonraki durakları İzmir ve Van olacak.
festival
MARDİN PROGRAMI:

16 Nisan Cumartesi

12:00 Bilge ve Öğrencisi / Uzak mı… / Sıcak Hava Dalgası / Patlat Şehri / Binlercesinden Biri / Volta

14:00 Coria ve Deniz

16:00 Satılık Adalet

18:00 Kadınların Adaleti

17 Nisan Pazar

12:00 Parmaklıklar Ardında Burkasız

14:00 Üç Yalan

16:00 Diren

18:00 Söyleşi – Kapanış