Flüt tarihi hakkında genel bilgi ? – 7 –

Bakırköy de yerleşik bulunan Nar Sanat İstanbul Eğitim ve Kültür Sanat Derneği , kuruluşu olan M.E.B. Özel Nar Sanat Eğitim Kursu, 

Bakırköy çevresinde olan ; Florya, Ataköy,Yeşilköy, Yeşilyurt, Bahçelievler, Yayla, Haznedar, Bağcılar, Güngören, Halkalı, İkitelli, Soyak Sitesi, Halkalı Toplu Konutları, Bahçeşir, Başak Şehir, Avcılar, ATAKENT, Zeytinburnu, Şirinevler, Güneşli,Yenibosna, Cennet Mahallesi, Sefaköy, Merter, Yayla gibi tüm semtlere hizmet vermektedir.

Eğitim Kalitesi ile kendini kanıtlamış eğitmenlerin görev aldığı Kurumumuzda Sanatın Tüm Dallarında Yetişkin ve Çocuk ile gençlere yönelik eğitimlerimize devam etmekteyiz. Sizleri sadece sanat dallarından birini öğrenmeye değil aynı zamanda  sanatın içinde olmaya davet ediyoruz.

Gerek günlük faaliyetlerimizde ve gerekse internet aracılığıyla zaman zaman sanat dalları hakkında bilgilendirmek amacı ile pekte fazla bilinmeyen sanat braşları hakkında bir nebzede olsa bilgi paylaşmaya çalışıyoruz.

Nezih, güvenilir ve dostluğun sanatla birleştiği Nar Sanat sizleri ve velisi bulunduğunuz çocuklarımızı, diğer dallarda olduğu gibi Flüt öğrenmeye davet ediyor.

Her daim sanatla kalmanız dileğiyle.

FLÜTÜN  TARİHÇESİ

Eski Latincede ki flautare; üflemek,üfleyerek  ses çıkarmak ya da rüzgarın sazlar ve kamışlar arasından geçerken ses çıkarması şeklinde çevrilir.    Batı müziğinde en çok kullanılan flüt cinsi olan yan flütün Çin’de MÖ 900 yılından beri kullanıldığı bilinmektedir

Flüt, Çin’de çok yaygın olan üflemeli bir çalgı. Doğal bambudan yapılmasından dolayı, “bambu flütü” olarak da adlandırılıyor.
Flüt, içi temizlenen bambu kamışın üzerine bir üfleme deliği, bir tane zarla kapalı delik ve altı ses deliği açılarak yapılır. Üfleme deliği, flütün birinci deliğidir. Üflenen hava, boruda titreşerek ses çıkarır. Zarla kapalı delik, flütün ikici deliğidir. Zar, boruya üflenen havayla titrer ve yumuşak, berrak bir ses çıkar.

Yapısı çok basit olan flüt, 7 bin yıllık geçmişe sahiptir. Yaklaşık 4500 yıl önce flüt, kemik yerine bambudan yapılmaya başlamıştır. M.Ö 1. yüzyılın sonlarında flüte, “Hengcui” deniliyordu. Bu çalgı, zamanın üflemeli ve vurmalı çalgıları arasında önemli yer tuttu. 7. yüzyıla girildiğinde flütte değişiklikler yapılarak üzerine zarla kapalı bir delik daha eklendi. 10. yüzyılda hüküm süren Song hanedanı döneminde okunan şiirlere eşlik etti, Yuan hanedanı döneminde de operanın gelişmesiyle operalarda önemli bir çalgı olarak kullanıldı.

Flütün çok zengin bir ifade gücü vardır. Yumuşak ve dolgun tonları çıkarabilir, neşeli ve rahat melodiler yayabilir. Flüt, başta kuşlar olmak üzere doğadaki birçok hayvanın seslerini taklit edebilir. Çin’de flütler, Kuzey ve Güney grubu olarak başlıca iki bölüme ayrılır.

Güney grubundan Qudi, esas olarak Çin’in Yangtze Nehri’nin güneyinde yaygın olarak kullanılıyor. Qudi’nin sesi, açıktır ve çok etkileyicidir.
Kuzey grubundan Bangdi, Çin’in kuzeyinde kullanılıyor. Bangdi’nin sesi, yüksek ve berraktır.

Flüt, Avrupa’ya 12 yüzyılda, öncelikle Almanca konuşulan bölgeler olmak üzere girmiş ve ilk önceleri çoğunlukla askerî bandolarda kullanılmıştır “Alman flütü” isminin verilmesi bu zamana denk gelmektedir Flüt daha sonra 16 ve 17 yüzyılda oda müziğinde kullanılan bir enstrüman haline dönüşmeye başlamıştır Bu ilk flütler, 6 parmak deliğinden ibaret tek parçadan oluşmaktaydı Ancak 1600’lerde flüt, birbirine bağlı 3 parçadan ibaret olarak yeniden tasarlanmıştırAşamalı olarak flüte daha fazla tuş eklenmiş ve orkestra parçalarında yerini almaya başlamıştır 1800’lü yıllarda 4 tuşlu flüt en çok kullanılan türü olmakla beraber, 8 tuşlusu da geliştirilmiştir

Ünlü Alman flütçü Tehobald Boehm, sanatının zirvesine ulaştığı yıllarda, kullanılan yan flütlerin ihtiyaca cevap vermekte yetersiz kaldığını görmüştür Çağ, müzik edebiyatının olağanüstü gelişme gösterdiği bir çağdır Bestecilerin ifade gücü, çalgıların teknik gelişmişlikleriyle sınırlı da olsa bu sınır zorlanmaktadır Besteciler sınır tanımazken, çalgılar yetersiz kalmaktadır

Bu düşünceden yola çıkan Boehm, 1832 yılında akustik (ses fiziği) bilgisi ile sanatındaki becerisini birleştirerek, bugünkü modern flütü geliştirmiştirYan flüt, bu yüzden “Boehm flüt” adıyla da bilinmektedir

Yan flüt, orkestraların ve bandoların önemli bir melodi çalgısıdır İlk zamanlarda abanoz ağacından yapılırdı Günümüzde ağaç flütler hâlâ kullanılıyor olmasına rağmen çok yaygın değildir Bakır alaşımlı, gümüş, krom ve nikel gibi paslanmaz madenlerle kaplanmış parlak metallerden yapılanlar en çok kullanılanlarıdır En değerlileri de gümüş ve altından yapılanlarıdır Yan flütün iç çapı 1,9 cm, uzunluğu 67 cm’dir Üç ana parçadan oluşmaktadırBaştaraf hafif konik, orta ve uç kısmındaki parçalar silindirik boru şeklindedir Üzerindeki (“perde” diye adlandırılan) deliklerin birbirine uzaklıkları ve çapları farklı ölçülerdedir

Boyu yaklaşık 30 cm olan yan flütün bir küçüğüne pikolo denir Pikolo, yan flütün hemen hemen kopyası gibidir Pikolonun boyuna yakın bir benzeri ise fifredir Fifre, ağaçtan yapılmıştır, üzerindeki mekanizma daha basittir Her ikisi de yan flüte göre bir oktav tiz ses verirler Üçü de üfleme tekniği bakımından birbirine benzeyen çalgılardır Son yıllarda yan flütün alto ve bas çeşitleri de üretilmiştir fakat yaygın olarak kullanılmamaktadır

Bazı çalgılar sol anahtarına göre ikinci aralığa yazılan “la” notasını, başka bir ses gibi kabul eder Örneğin klarnetlerden bir tanesi, portenin altındaki birinci çizgiye yazılan “do” sesini “si bemol” olarak verir O yüzden bu klarnete “si bemol klarnet” denilmiştir Bu tip çalgılar “transpoze çalgılar” olarak adlandırılırlar Yan flüt, sol anahtarını kullanır Transpoze çalgı olmadığı için notaların yerlerini değiştirmeden okur

En kalın sesi portenin altına çizilen birinci ilave çizgideki “do”dur Bu yüzden “do flüt” olarak da bilinir Fazla kullanılmamakla birlikte do sesinin altına inen flütler de vardır En ince sesi ise portenin üstüne çizilen, beşinci ilave çizgiden sonraki “do”dur İnceye doğru bu sınır birkaç ses daha zorlansa da bu seslerin kullanımı çok yaygın değildir Genellikle ses sınırı üç oktav diye tanıtılır

Nefesli çalgıların birçoğunda (klarnet, obua, zurna gibi) ses çıkarmaya yarayan bir düzenek (dil) vardır Yan flüt, pikolo, fifre ve ney’de doğrudan ses çıkarmayı sağlayan bir düzenek olmadığı için “dilsiz nefesli çalgılar” grubunda sayılırlar

Nefesli çalgılar için bir başka gruplama da, üretiminde kullanılan maddeye göre yapılır “Bakır nefesliler” ve “ağaç nefesliler” şeklindeki bu gruplamaya göre yan flüt her ne kadar metalden yapılmış olsa da “ağaç nefesliler” grubunda yer alır

Yan flüt; parlak sesi ve kıvrak hareketleri yapabilme özellikleri dolayısıyla etkileyici melodileri çalmada çok kullanılan önemli bir solo ve eşlik çalgısıdır Toplumsal olaylardan zafer coşkularını, sevinç ve mutlulukları, insan sevgisini, özgürlüğü, ilkbahar ve yazın doğal hareketliliğini, çiçekleri ve kuşların cıvıltısını müzikle anlatmayı en güzel yapan çalgıdır Sesinde karamsarlık yoktur

Rock müziğe flütü sokan yegane grup Jethro Tull dır. Bunun dışında James Galway, Jean Piere Rampal, gibi isimlerin yanı sira ülkemizde Bülent Evcil gibi en önde olan isimleri saymamız mümkün.

 

 

 

8 cevaplar

Yorumlar kapalı.