Lupita Nyong’o, Angela Bassett ve Letitia Wright’in başrollerinde oynadığı, Ryan Coogler’in yönetmen koltuğunda oturduğu, aksiyon ve macera türündeki filmin konusu özetle şöyle:

“Queen Ramonda, Shuri, M’Baku, Okoye ve Dora Milaje, Kral T’Challa’nın ölümünün ardından uluslarını, onlara müdahale etmek isteyen dünya güçlerinden korumak için savaşmaya hazırdır. Wakanda halkı, hayatlarının bir sonraki bölümünü kucaklamak için çabalarken kahramanlar, War Dog Nakia ve Everett Ross’un yardımıyla bir araya gelecek ve Wakanda krallığı için yeni bir yol çizecektir.”

Maryna Er Gorbach’ın yönettiği, TRT ortak yapımı “Klondike”, Ukrayna-Rusya sınırında yaşayan ve köyü ayrılıkçı gruplar tarafından kuşatılmış olmasına rağmen evini terk etmeyi reddeden hamile bir kadının hikayesini odağına alıyor.

Birçok festivalden ödülle dönen filmin başrollerini Oksana Cherkashyna ile Evgeniy Efremov paylaştı.

Türkiye-Ukrayna ortak yapımı film, Başka Sinema dağıtımıyla beyazperdeye taşınacak.

Erkan Kolçak Köstendil’in yönettiği “Tamirhane”, yerli komedi meraklılarını sinema salonlarına çekmeyi amaçlıyor.

Nejat İşler, Rıza Kocaoğlu ve Merve Dizdar’ın başrollerinde oynadığı film, yetiştirme yurdunda birlikte büyüyen Yılmaz ile Müjdat’ın başından geçen olayları işliyor.

İlker Ayrık’ın yönetmenliğini üstlendiği “Müstakbel Damat” filminde, başrolleri Ayrık ile Erdal Özyağcılar ve Hande Soral paylaşıyor.

Komedi türündeki yapımın senaryosunu Serdar Fırat ile Serhat Sarı kaleme aldı.

Film, aniden evlilik kararı alan bir çiftin, kız tarafına bu evliliği duyurmak için gittikleri Kıbrıs’ta yaşadıkları olaylar etrafında dönüyor.

 

Kaynak : ntv.com.tr

5 üyesinin sağlık personeli olduğu Ayda1Detoks grubu, 40’ıncı konserini dün organ bağışına dikkat çekmek için verdi. Jolly Joker Vadi İstanbul’da sahne alan grup konserin tüm geliri organ bağışı konusunda çalışmalar yürüten Hayata Bağış Derneği’ne bağışlandı.

 

İstanbul’da profesyonel orkestra eğitimi alan 5 üyesi sağlık personeli olan “Ayda1Detoks Grubu”, organ bağışına dikkati çekmek için Jolly Joker Vadi İstanbul’da konser verdi. Şarkılarla dinleyicilere keyifli anlar yaşatan müzik grubu 40. Konserini akciğer nakillerine atfederek, ölümü beklerken nefese ve sıhhate kavuşan hastalar için enstrümanlarıyla sahnede oldu.

 

Ayda1detoks müzik grubu Vadi İstanbul JollyJoker sahnesinde elektro gitarda göğüs cerrahisi uzmanı Dr. Selçuk Köse, bateride Dr. Adnan Sayar, bağlamada organ nakli koordinatörü Hüseyin Yıldırımoğlu, bas gitarda tıbbi ilaç mümessili Burhan Güneş, elektro gitarda müzik grubunu gönüllü destekleyen Hüseyin Aksoy ve akustik gitar ile solistlik yapan organ nakli koordinatörü Turan Yıldırımoğlu sahne aldı.

 

Ayrıca akciğer naklinde 10.yılını doldurmuş kişilere Prof. Dr. Adnan Sayar tarafından sahnede plaket verildi.

Hayata Bağış Derneği Onursal Başkanı Prof.Dr.Adnan Sayar yaptığı konuşmada “Akciğer nakli cerrahisi ve uzun dönem takipleri hastalar ve ekipler açısından zahmetli bir süreç bununla birlikte en büyük alkışı disiplinli ve uyumlu hastalar almalı. Bugün nakilden sonra 10. yılını dolduran hastalarımızla aynı sahnedeyiz. Nice 10 yıllara hep birlikte” ifadelerini kullandı.

Bu yıl 31 farklı ülkeden 116 başvuru arasından ön elemeyi geçen 40 aday, 5. İstanbul Orchestra’Sion Uluslararası Piyano Yarışması’na katılmak üzere Türkiye’ye geliyor. 12 ile 18 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan yarışmanın ilk üç turu Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde, finali ve ödül töreni ise Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek. 2013’ten beri yarışma kapsamında takdim edilen 5 ödüle, bu yıl 2 yeni ödül daha eklendi: Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin ve Cemal Reşit Rey Ödülleri.

Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi tarafından 2013’ten bu yana her iki yılda düzenlenen İstanbul Orchestra’Sion Uluslararası Piyano Yarışması, dünyanın dört bir yanından uluslararası düzeydeki profesyonel müzisyenleri bir araya getiriyor. Yarışma, 2013’ten beri Alink Argerich Vakfı’nın ve 2017’den beri Dünya Uluslararası Müzik Yarışmaları Federasyonu’nun üyesidir.

Kuruluşundan bu yana, yarışmanın jüri üyeleri arasında Paul Badura Skoda, Süher Pekinel, Pierre Réach, Ayşegül Sarıca, Ali Darmar, Olivier Moulin ve Gülsin Onay gibi uluslararası üne sahip sanatçılar bulunmaktadır.

Yarışmada Birincilikİkincilik ve Üçüncülük olmak üzere 3 ana ödülün yanı sıra Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi öğrencilerinin oluşturduğu jüri tarafından verilen NDS Gençlik Müzik Ödülü de bulunmaktadır.

Yarışmanın üçüncü turunda icra edilmesi gereken zorunlu eserler arasında çağdaş bir Türk eserin de bulunması, Türk bestecilerin uluslararası platformda tanınmasına katkı sağlıyor.

Aynı kapsamda, 2017’den beri ünlü piyanist ve besteci Ali Darmar her yarışma için özgün bir eser besteliyor ve bu bölümün kazananı Ali Darmar Ödülü‘nün sahibi oluyor.

Yarışmaya bu yıl eklenen iki yeni ödülden birincisi Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin Ödülü’dür. Aynı zamanda kendisi de piyanist olan Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin 17 Kasım Perşembe günü düzenlenecek yarı finalde jüriye katılacak olup ödülü takdim edeceği adayı seçecek.

Eklenen bir diğer ödül ise Cemal Reşit Rey Ödülü’dür. CRR Konser Salonu işbirliğiyle 18 Kasım Cuma günü saat 20.00’da düzenlenen gala gecesinde CRR Genel Sanat Yönetmeni Murat Cem Orhan jüriye katılarak seçtiği bir adaya ödülü takdim edecek.

Final turunda, yarışmacılara Orkestra Şefi Orçun Orçunsel yönetimindeki Orchestra’Sion eşlik edecektir. Ardından düzenlenecek gala gecesinde tüm ödüller sahiplerini bulacak.

5. İstanbul Orchestra’Sion Uluslararası Piyano Yarışması Jürisi:
Jean-Yves Clément Président, Jüri Başkanı Antonio di Cristofano, Eliane Reyes, Olivier Moulin, Toros Can, Gülsin Onay, Pierre Réach

Kaynak : https://sanatokur.com/

Milli Saraylar Başkanlığınca, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 84 yıl önce hayata gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı’ndaki 71 numaralı odada yürütülen bakım ve onarım çalışmaları tamamlandı.

Uzman restorasyon ekibi tarafından titizlikle yürütülen çalışmalar sırasında sarayın “Harem” bölümünde yer alan oda ziyarete kapatılmazken, tavan ve taban yüzeyinde geniş çaplı çalışma yapıldı.

Milli Saraylar Restorasyon Daire Başkanı Gökşen Canıyılmaz, 5 Ağustos itibarıyla bakım ve yüzey temizliği çalışmalarına başladıklarını söyledi.

Yaklaşık 3 aylık süre içerisinde çalışmalarını tamamladıklarını belirten Canıyılmaz, “İlk olarak tavan ve duvar eteklerindeki yoğun kir tabakasından arındırabilmek için kuru temizlikle işleme başladık. Arkasından saf su ve pamuk yardımıyla nemli temizlik yaptık. Zaman içerisinde oluşan boya çatlaklarını muhafaza altına alabilmek için gomalakla kontrol altına aldık ve gerekli enjeksiyon sistemini uyguladık” dedi.

Odada bakım çalışması dışında herhangi bir değişiklikte bulunulmadığını, içerideki tüm objeleri kontrol ve muhafaza altında tuttuklarını aktaran Canıyılmaz, çalışmaların ardından tüm eserlerin orijinal yerlerine geri getirildiğini anlattı.

Öte yandan, Atatürk’ün vefat ettiği oda başta olmak üzere çalışma odası ve banyosu ile Harem’in diğer bölümleri, pazartesi dışında her gün saat 09.00-17.30’da ziyaret edilebiliyor.

Ankara Sinema Derneği tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen 27. Gezici Festival’i başlıyor. Aralık ayının 2-14 tarihleri arasında yılın yerli ve yabancı yapımlarının yer alacağı festival, izleyicisiyle buluşacak.

 

Ankara Sinema Derneği tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen 27. Gezici Festival, 2-14 Aralık tarihleri arasında yılın heyecan uyandıran yerli ve yabancı yapımlarını Dünya Sineması, Kısa İyidir, Türkiye 2022 gibi klasikleşen bölümlerinde üç kentte izleyicilerle buluşturacak. Festival, 2-8 Aralık’ta Ankara’da, 9-11 Aralık’ta Sinop’ta ve 12-14 Aralık’ta Kastamonu’da perdelerini açacak.

27 yıl önce Türkiye’nin farklı kentlerinde sinemaseverlerle buluşmak, sinema konuşmak ve kültür hayatımızı zenginleştiren karşılaşmalar gerçekleştirmek için yola çıkan festival bugüne kadar Ankara, Artvin, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Edremit, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kars, Kastamonu, Kayseri, Malatya, Mersin, Ordu, Samsun, Sinop ve Van gibi ülkenin dört bir yanındaki kentlerde izleyicilerle buluştu. Türkiye’yi de aşarak Saraybosna, Tiflis, Bakü, Drama ve Üsküp’te de izleyicilere unutulmaz anılarla dolu festivaller yaşattı.

Yıllardır aynı heyecanla yola çıkan Gezici Festival’in afişini ilk yılından bu yana olduğu gibi bu yıl da usta çizer Behiç Ak hazırladı.

Festivalin Ankara gösterimleri Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla 2 – 8 Aralık tarihleri arasında Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, Sinop gösterimleri 9-11 Aralık tarihleri arasında Sinop Belediyesi’nin ev sahipliğinde Halk Eğitim Merkezi’nde, Kastamonu gösterimleri ise 12-14 Aralık tarihleri arasında Kastamonu Üniversitesi Ahmet Yesevi Konferans Salonu’nda İletişim Fakültesi Medya ve İletişim Topluluğu’nun ev sahipliğinde gerçekleşecek.

Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfınca düzenlenen 33. Ankara Film Festivali başladı.

33. Ankara Film Festivali’nin MEB Şura Salonu’nda düzenlenen açılış töreninde, Onur Ödülleri sahiplerini buldu.

Sunuculuğunu Ünsal Ünlü’nün yaptığı törende, Aziz Nesin Emek Ödülü, yazar, müzisyen, senarist, yönetmen Zülfü Livaneli’ye, Sanat Çınarı Ödülü orkestra şefi Rengim Gökmen’e, Kitle İletişim Ödülü ise çevirmen, sinema yazarı, gazeteci, yazar Sevin Okyay’a takdim edildi.
Festivalde ayrıca bu yıldan başlamak üzere ilk kez Vakıf Özel Ödülleri de verildi. Bu kategorideki ödüllerin sahibi, oyuncu Farah Zeynep Abdullah ile yapımcı, yönetmen, senarist Ceylan Özgün Özçelik oldu.


“ANKARA KÜLTÜRÜN BAŞKENTİ”

Ödülünü Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İrfan Demirkol’un elinden alan Livaneli, bu ödülü almaktan büyük mutluluk duyduğunu vurgulayarak, “Ankara kültürün başkenti, bizler burada yetiştik. Bütün tiyatro oyunlarımızı, filmleri burada gördük. Ankara’dan yetişen insanlar Türkiye’nin kültür hayatında çok önemli yer tuttular” ifadesini kullandı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözlerini anımsatan Livaneli, Atatürk’ün Büyük Taarruz’un gecesinde çadırda, Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanını okuduğuna işaret etti.

Livaneli, “Bizim kültürümüz, kültürle olan bağımız, bizlerin, sizlerin yaşattığı bu kültür bizi ayakta tutan şeydir. Belki de ele geçirilemeyen son, tek kalemizdir. Bu yüzden yaşasın kültür emekçileri, yaşasın Cumhuriyet” diye konuştu.

“MÜZİSYEN ŞENER’İN ANISINA ŞİDDET OLAYLARINA KARŞI BİRLEŞMELİYİZ”

Şef Rengim Gökmen de ödülden dolayı teşekkürlerini ileterek, “Benim için de bu ödül şaşırtıcı oldu. Bir film festivalinde bir müzisyenin ödül alması çok sık rastlanan bir durum değil” değerlendirmesinde bulundu.

Gökmen, ilk senaryo tekniğini yazan ve kendisine sinema sevgisini aşılayan babası Muzaffer Gökmen’i de andı.
Toplumdaki şiddet olaylarının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Gökmen, “Bir müzik emekçisi Onur Şener, birkaç ay önce Ankara’da katledildi. Onun anısına bütün şiddet olaylarına karşı birleşmemiz gerektiğini ve bu yolla bazı çözümlere ulaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Genç müzisyenimizin anısı önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.

Oyuncu Farah Zeynep Abdullah ise çok heyecanlı olduğunu belirterek, “İlk ödülü alacağımı öğrendiğimde çok şaşırdım. Çok zorluk çekiyoruz, sektörde özellikle genç kadınlara ciddi zorluklar yaratıldığını düşünüyorum. Sadece bizim sektörümüz değil çoğu yerde böyle.” sözlerini sarf etti.

Açılış töreninde, Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçıları soprano Görkem Ezgi Yıldırım, piyanist Melahat İsmayilova ve çellist Onur Şenler, Livaneli Şarkıları konseri verdi.

Törene, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Ali Bozkurt, bazı sanatçılar ve sanatseverler katıldı.

FESTİVAL 11 KASIM’A KADAR SÜRECEK

Ankara Film Festivali, 3-11 Kasım tarihlerinde Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda sinemaseverlerle buluşacak. Festival kapsamında ulusal yarışmalar, dünya sineması, özel gösterimler gibi bölümlerde toplam 76 film gösterilecek.

Organizasyonda, Ulusal Uzun Film Yarışması kategorisinde 50 bin lira değerindeki En İyi Film Ödülü ve ilk filmlere verilen 20 bin lira değerindeki Mahmut Tali Öngören En İyi İlk Film Ödülü’nün de yer aldığı 12 kategoride ödül verilecek.
Ayrıca Ulusal Belgesel Film Yarışması, Ulusal Kısa Film Yarışması ve Proje Geliştirme Desteği Yarışması kapsamında da ödüller sahiplerini bulacak.

Kaynak : ntv.com.tr

Grammy ödülllü Estonyalı orkestra şefi Tõnu Kaljuste yönetimindeki Tallinn Oda Orkestrası dinleyicilerle bir araya gelecek. Yaşayan en önemli bestecilerden Arvo Pärt’ın eserlerini seslendirecek orkestra, kuruldukları yıl bestecinin “Te Deum” başlıklı eserini kaydettikleri albüm ile klasik müzik dünyasının saygın toplulukları arasına girmeyi başardı. Orkestranın kurucusu, şef Tõnu Kaljuste ise Arvo Pärt’ın “Adam’s Lament” kaydı ile 2014’te Grammy Ödülü’nün sahibi oldu.

Arvo Pärt’ın eserlerinden oluşan bir repertuvarla sahnede olacak orkestranın konser repertuvarı şöyle olacak:

Program: 

ARVO PÄRT Für Alina 

ARVO PÄRT Fratres   

ARVO PÄRT Cantus in Memory of Benjamin Britten

ARVO PÄRT Trisagion

ARVO PÄRT L’Abbé Agathon 

——

ARVO PÄRT Spiegel im Spiegel                                            

ARVO PÄRT Tabula Rasa

 

ARVO PÄRT Vater Unser

Devlet Tiyatrolarınca düzenlenen “Uluslararası Kadın Oyun Yazarları Tiyatro Festivali” 16-23 Kasım’da seyirciyle buluşacak.

Festivale ilişkin AKM Tiyatro Salonu fuaye alanında düzenlenen basın toplantısında konuşan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt, son 4-5 yıldır repertuvar ve proje çeşitliliğini artırmak için çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Kurt, tiyatroyu mekanların dışına da taşımak istediklerini belirterek, “Zaten yaptığımız oyunlar salonlarımızda hep temsil ediliyor, seyirciyle buluşuyordu. Fakat biraz hem sokağa taşalım hem de repertuvarımızı, projelerimizi çeşitlendirelim istedik” değerlendirmesinde bulundu.

Yerli oyun yazarlarının desteklenmesine ve eserlerinin seyirciyle buluşmasına önem verdiklerini dile getiren Kurt, “Öncelikle Devlet Tiyatrosunun içindeki yerli yazarlarımızı Ankara’da buluşturuyoruz. Bu sene kasımda 10. Ankara buluşmasını gerçekleştireceğiz. Ankara’daki sahne sayımızın çok olmasıyla beraber bütün bölgelerimizin oynadıkları en seçkin oyunları Ankara’da topluyoruz ve yerli yazarlar haftası gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.

Devlet Tiyatrolarının “Yerli Yazarlar Haftası”, “Klasikler Haftası”, “Nöbetçi Tiyatro”, “Açık Hava Yaz Oyunları” ve “Kamyon Tiyatrosu Yürüyen Sahne” gibi projelerine ve “Uluslararası Kadın Oyun Yazarları Tiyatro Festivali”ne ilişkin bilgi veren Kurt, şunları kaydetti:

“İlk defa Devlet Tiyatrosunun repertuvarına girmiş kadın yazarlarımızın eserlerini kadın yönetmenlerimiz yönetti ve Devlet Tiyatrosunun sezon açılışını bu oyunlarla gerçekleştirdik. Kadın yazarlarımızın, kadın yönetmenlerimizin çoğalmasını çok önemsiyoruz ve bu nedenle onları sürekli desteklemeye devam ediyoruz.”

Festival projesini gerçekleştirirken hem Avrupa ve Amerika hem de Afrika kıtasından oyunların programda yer almasına ve oyun yazarlarıyla söyleşiler planlamaya çalıştıklarını ifade eden Kurt, “İstanbul’da yapacağımız bu uluslararası festival hem Devlet Tiyatroları ve İstanbul Devlet Tiyatrosu için hem de İstanbul’daki sanatseverler için bir ilk ve bu ilkin içini seyircilerimizle doldurmak istiyoruz” diye konuştu.

Toplantının sonunda, bu ay emekli olacak İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdür Yardımcısı Salih Kızılyaprak’a teşekkür plaketi takdim edildi.

Toplantıya, İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Kubilay Karslıoğlu da katıldı.

FESTİVAL HAKKINDA

Devlet Tiyatrolarınca düzenlenen “Uluslararası Kadın Oyun Yazarları Tiyatro Festivali” 16 Kasım’da Ankara Devlet Tiyatrosunun AKM’de sahnelenecek “Periferi” oyunuyla başlayacak.

Yurt dışından 4, Türkiye’den 2 olmak üzere 6 farklı oyunun sunulacağı festivalde, dünyanın dört bir yanından kadınların yazdığı tiyatro metinlerinin sahne performansları tiyatro izleyicisiyle buluşacak.

Festival kapsamında Türkiye’den Pembe Akgün’ün yazıp Betül Feyizoğlu Gökçer’in yönettiği “Periferi”nin yanı sıra Karden Kasaplar’ın yazıp Laçin Ceylan’ın yönettiği “Bir Peri Masalı Radyum Kızları” oyunları sahnelenecek.

Yurt dışından ise Brezilya’dan Jessica Teixeira’nın kaleme alıp Diego Landin’in yönettiği “A.L.S.O”, Fas’tan Rim Mejdi’nin yazıp yönettiği “Sonsuzluk”, Almanya’dan Matin Soofipour Omam’ın yazıp Anke Retzlaff’ın yönettiği “Rüya Makinesi” ile İtalya’dan Elena Bucci ve Marco Sgrosso’nun yazıp yönettiği, Koreja Tiyatrosunun oyunu “Kadın Kahramanlar” seyircinin beğenisine sunulacak.

 

Kaynak : cumhuriyet.com.tr

devtiyatro.gov.tr/

20. Filmmor Bu Hafta “Damdaki Sinemacılar” ile İranlı Kadınları Selamlıyor

20. Filmmor Kadın Filmleri Festivali, hâlâ hapiste olan 3 kadın sinemacının filmlerinin gösterimiyle 5 Kasım’da başlıyor. İran’da ahlak polisi tarafından öldürülen Jina Masha Amini’nin ardından sokaklarda molla rejimine direnen kadınlar, festivalde İranlı üç kadın yönetmenin filmleriyle selamlanıyor. Türkçe altyazılı olarak çevrimiçi yayınlanacak filmleri izlemek isteyenler filmmor.org adresinden ücretsiz kayıt yaptırabilir

Bu yıl 20’nci yaşını kutlayan Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali, 5 Kasım’da düşüncelerinden dolayı cezaevinde tutulan sinemacı kadınlara ithaf edilen Damdaki Sinemacılar bölümüyle başlıyor. Festivalin ikinci gününde, 6 Kasım’da, İran’da özgürlükleri için molla rejimine direnen kadınlara adanan Jin Zendegî Özgürlük bölümü var.

Damdaki Sinemacılar

 

20. Filmmor, iki kez infazı yakılarak cezaevinde tutulan oyuncu, yapımcı, yönetmen Sabite Kaya’nın “Bedensiz Ruhlar” filmi ile 5 Kasım Cumartesi 16.00’da başlıyor. Birçok şehirde öğretmenlik yaptıktan sonra 1998’de Müjdat Gezen Sanat Merkezi Sinema-TV bölümünde okuyan, kısa filmler çeken, seçilmiş Varto Belediyesi eş-başkanıyken kayyum sürecinde tutuklanan Sabite Kaya, 2016’dan bu yana cezaevinde. Bedensiz Ruhlar, Ayşe Tükrükçü’nün hayatı üzerinden, zorla alıkonan ve çalıştırılan kadınların fuhuş sektöründen kurtulmak için verdikleri mücadeleyi anlatıyor. Aynı davada yargılanıp 18 yıl ceza verilen Mine Özerden’in Osmanlı’dan günümüze, İstanbul’un ünlü zilcileri ve zillerinin hikayesini anlattığı “Zilname” de 16.00 seansında. Gösterimin ardından filmle ilgili bir söyleşi yapılacak.

18.00’de, yönetmenliğini Ahu Öztürk’ün, yapımcılığını Gezi Davası’nda çekmediği Gezi Direnişi filmi için 18 yıl hapis cezası aldığı için cezaevinde olan Çiğdem Mater’in üstlendiği “Toz Bezi” filmi var. Toz Bezi, İstanbul’da ev işçiliği yapan, anlamaya, değiştirmeye ve var olmaya çalıştıkları hayatın tozunu da almak durumunda kalan Nesrin ve Hatun’un hikâyesi.

Jin Zendegî Özgürlük

6 Kasım Pazar programı, 16.00’da, şair, yazar, ressam, sinemacı, modern İran şiirinin ve Yeni Dalga sinemasının ilham veren temsilcilerinden Füruğ Ferruhzad’ın cüzzamlıların kapatıldıkları yıllardaki gündelik hayatını anlatan “Ev Karadır” filmiyle başlıyor. Ardından, kadınları ve ataerkiyi özgün bir sinema diliyle anlatan Rahşan Beni-İtimad’ın “Bizim Zamanlar” filmi var. Belgesel, İran 2001 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde reformcu adaya destek vermek için kampanya başlatan sinemacı kadınları, kadın hakları için cumhurbaşkanlığına aday olan Arzu’yu izliyor. İranlı yönetmen ve kadın hakları aktivisti, pek çok ödüllü filmin yönetmeni Mahnaz Mohammadi’nin “Oğul-Ana” adlı filmi ise 18.00’de gösterime giriyor. Saat 20.00’de filmle ilgili söyleşi var.

20 Filmmor gösterimleri ve söyleşiler, 5 Kasım – 18 Aralık tarihleri arasında www.filmmoronline.org’a kayıt ve rezervasyon yaptırarak Türkçe altyazı-çeviri ile ücretsiz izlenebilir.

PROGRAM
5 Kasım Cumartesi
16.00 
Bedensiz Ruhlar / Bodies without Soul
Zilname / Zilname
18.00 Toz Bezi / Dust Cloth

6 Kasım Pazar
16.00 
Ev Karadır / The House is Dark
Bizim Zamanlar / Our Times
18.00 Oğul-Ana / Son-Mother

Unutulmaz televizyon programlarının sunucusu, oyuncu, seslendirmen, fotoğraf sanatçısı, yönetmen kimliğiyle ülkemiz eğlence ve sanat dünyasına damgasını vurmuş isimlerden Okan Bayülgen, Shakespeare’in III. Richard’ını sahneye taşıyor.

 

Modern filozofların yaklaşımlarıyla ele alarak Richard’ın gerçekliğini, Shakespeare’in III.Richard’ını hikâyeleştirmesini de tartışmaya açan, Kabare Dada tarafından hayata geçirilen oyunun kadrosunda Okan Bayülgen’e Şenay Gürler, Özgün Çoban, Su Sonia Herring ve daha birçok isim eşlik ediyor. Yabancı olmayı, yalnızlaşmayı, vahşileşmeyi tartışırken Shakespeare’in III. Richard’ı yoğun istek üzerine 26. İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyerinden sonra 18 Kasım’da bir kez daha Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde.

26. İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyer yapacak olan ve biletleri şimdiden tükenen oyunda, 2012 senesinde İngiltere kralı III. Richard’ın kemikleri bir otoparkta bulunur. Londra’da çoğunlukla sıra dışı sanat oyunları üreten küçük bir tiyatro ise aynı dönemde istek üzerine III. Richard oynayacaktır. Tiyatroya sığınan “Richard” önce oyundaki Richard rolünü, daha sonra da oyunun sahneye konuluşunu üstlenir. Bir yandan hoşgörülü ve demokrat sanatçıların desteğini alırken, diğer yandan tiyatrodaki yapıyı bozmakta, sanatın kurumsal etik ya da hiyerarşik her şeyine karşı gelerek, ortaya alışılagelmemiş bir Richard prodüksiyonu çıkarmaktadır. Yeni yüzyılın ilk çeyreğinden Shakespeare’in III. Richard’ına farklı açılardan bakılan oyun, 18 Kasım’da Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde tiyatroseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatacak.

Richard biletleri passo.com.tr’de satışta.

Bilet Fiyatları:
1.Kategori: ₺ 400,00
2.Kategori: ₺ 350,00
3.Kategori: ₺ 250,00
4.Kategori: ₺ 200,00
5.Kategori: ₺ 150,00

 

Kaynak : https://sanatokur.com/

Toplum İçin Sanat Derneği tarafından düzenlenen “11. Uluslararası Klarnet Festivali”, 13-17 Kasım’da İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ile Ankara CSO Ada Yerleşkesi Ana Salonu’nda sanatseverleri ağırlayacak.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığının desteklediği festivalin sanat direktörlüğünü klarnet virtüözü Serkan Çağrı üstleniyor.

Yerli ve yabancı birçok sanatçıyı müzik tutkunlarıyla buluşturacak festivalde Niyaz, Azam Ali, Vassilis Saleas, Serkan Çağrı, Kerem Görsev Trio Band ve Elif Çağlar sahne alacak

Festivalin İstanbul AKM’de gerçekleşecek açılış konserinde, İran asıllı sanatçı Azam Ali’nin Amerikalı ortağı Carmen Rizzo ile kurduğu Niyaz adlı grup sahneye çıkacak.

Topluluk, ikinci konserini 15 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirecek.

Başarılı piyanist ve besteci Kerem Görsev Trio ile caz vokalisti Elif Çağlar,13 Kasım’da İstanbul AKM’de, 16 Kasım’da Ankara’da aynı sahneyi paylaşacak.

Klarnet virtüözü Serkan Çağrı ile Yunanistan’ın ünlü klarnet sanatçısı Vassilis Saleas, 15 Kasım’da İstanbul AKM’de, 17 Kasım’da ise Ankara’da festivalin son konserine imza atacak.

Festival, bugüne kadar yerli ve yabancı 100’den fazla sanatçı ve grubu sanatseverlerle buluşturdu.

Antalya’da “Cumhuriyet” sergisi

Antalya Müzesi’nin 100. yılı etkinlikleri kapsamında, Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ile tüm şehit ve gazilerin hatırasını yaşatmak için “Cumhuriyet” sergisi açıldı.

Antalya Arkeoloji Müzesi’ndeki sergide, avukat Bahadır Kalaycı’nın uzun yıllar verdiği uğraş sonucunda koleksiyonunda topladığı Cumhuriyet’in ilk yıllarında basılan altın, gümüş ve bronz paralar yer aldı.

Sergide, Ankara Ulus Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nın açılışı için 1927’de basılan altın madalya, 1930’lu yıllara ait 4 Türk bayrağı, İstiklal madalyasından iki örnek, 1927’de basılan 2 Nutuk, TBMM’de 1922-1928 yıllarında görev yapan milletvekilleri için hazırlanmış orijinal kutusunda nişan, 1921’de basılmış Ankara Antlaşması plaketi, Harf Devrimi’nden önce basılan 1, 5 ve 10 liralık kağıt paralarla ilk madeni paralardan örnekler sunuldu.

Müze Müdürü Mustafa Demirel, 1922’de başlayan müzecilik serüveninin 100. yılında çeşitli etkinlikler düzenlediklerini söyledi.

Bahadır Kalaycı’nın, Türkiye’de ilk defa sergilenen koleksiyonunun Cumhuriyetin 100. yılı kutlamalarının yapılacağı tarihe kadar 1 yıl boyunca açık kalacağını belirten Demirel, “Sergimiz çok zengin ziyaretçi sayısına ulaşacaktır” dedi.

Kalaycı da Cumhuriyetin ilk altın parasının 1925’te basıldığını, 1929’a kadar geçen dönemde basılmaya devam ettiğini ve toplam 27 çeşit olarak bilindiğini aktardı.

Bugün itibarıyla o döneme ait 17 çeşit paranın bir arada olduğu başka bir sergi açılmadığını dile getiren Kalaycı, “Hepsinin bir arada olduğu ilk sergiyi Antalya’da düzenledik. 1927’de Ankara Ulus’ta Atatürk heykeli yaptırılmış. O dönemde bastırılan gümüş ve bronz madalya koleksiyon sergilerine çıktı ancak altın olanı ilk kez bugün Antalya Müzesi’nde sergilendi diye konuştu.

Devamı:(kaynak) : cumhuriyet.com.tr